Ahmed Kalkan
Afganistan’da Yaşananlar ve Taliban Hakkında Bazı Müslümanlardan Ortak Açıklama
Bismillâhirrahmânrrahîm
Afganistan ve mazlum halkı, modern Batı seküler paradigmasının ürettiği insanî ve İslamî olanın düşmanı iki katil ideolojiden, önce 1979 yılında komünizmin temsilcisi Sovyetler Birliği’nin (Rusya’nın) saldırı, işgal ve katliamına muhatap oldu. Onun zelil bir biçimde mağlup edilerek kovulmasından sonra Afganistan’ın onurlu mücâhid evlatları 1996’da oranın şartlarında olabilecek en âdil yönetimi kurdular. Daha yeni sistemi tam oturtamadan bu sefer de seküler Batının ikinci sapkın ideolojisi olan kapitalizmin temsilcisi ABD ve AB ülkeleri öncülüğünde katil demokrasilerin ve onların oluşturduğu kanlı vahşi silahlı güç olan NATO’nun saldırı, işgal ve katliamına muhatap oldular.
İşgalcilerden birincisi komünist Rusya, bu işgal sürecinde ağır bir darbe yiyerek çöktü ve Sovyetler dağıldı. Afganistan İslamî direnişinin yaşattığı bu yenilgi, aynı zamanda komünizmin de sonunu getirdi ve komünist sistem yıkıldı. İnşaAllah Taliban İslamî direnişinin ABD ve NATO’ya yaşattığı bu ağır yenilgi de aynı zamanda kapitalizmin tükenişinin ve yıkılışının ilanı olur.
Gerek mazlum Afgan halkı gerekse onun onurlu mücahid evlatları, Batının sapkın iki ideolojisini temsil eden alçak sadırı ve işgal süreçlerinde, çok acılar çektiler, büyük bedeller ödediler. Ülkeleri yakıldı, yıkıldı ve kaynakları talan edildi. Bu halkın evlatları devşirilmeye, kişiliksizleştirilip emperyalizmin köleleri kılınmaya, ahlakları bozulup yozlaştırılmaya, özetle emperyalistlerin kendilerine benzetilmeye çalışıldı. İşte böyle zor şartlar içindeki bir toplumda yeniden bağımsız özgün bir İslamî düzeni oturtmanın ne kadar zor olduğunu, öncelikle Taliban öncüleri bilmeli, bu yüzden çok mutedil ve sabırlı olmalı, toplumu ve sistemi İslamîleştirme sürecini ilmek ilmek dokuyarak ilerlemeliler. Aynı zamanda oralara dışarıdan bakıp değerlendirme yapanlar bu zor şartları bilmeli ve bu yüzden daha insaflı ve daha anlayışlı olarak mahkûm eden ağır eleştirilerden kaçınıp merhametli nasihatlerle yetinmelidirler.
Şimdi bir de Çin ve Rusya ile yeni ilişki ve imtihanlar bu kardeşlerimizi zorlayacak, bu zor şartlarda birçok imkâna ve politik desteğe muhtaç olan Taliban yönetiminden, verilecek destekler karşılığında yeni tavizler istenecektir. Bu tür küresel silahlı zalim güçlerle ilişkide kaçınılmaz olan hep zayıf olanların kullanılmasıdır. İnşaAllah böyle bir sonuç Taliban yönetimi için tecelli etmez de zaafa ve başkalarının politikalarına alet olacak konumlara sürüklenmelerine yol açmaz.
Biz Türkiyeli Müslümanlar, böyle zor şartlarda Amerika’ya ve onun yardakçılarına, kapitalist emperyalizmin kanlı katil silahlı gücü NATO’ya karşı büyük bir zafer kazanan ve İslamî bir devlet kuracaklarını açıklayan Taliban’ın önlerindeki büyük imtihanı kazanması için dualar ediyoruz. Kur’an’ın ana esaslarını çizdiği ve Rasulullah’ın Medine’de oluşturduğu o güzel örnek devleti kendilerine ölçü almalarını, ırkçı ve mezhepçi savrulmalara fırsat vermeden, aşırılıklardan uzak vasat bir çizgide durmalarını ve bu çağda küresel katil demokrasilerin sömürü ve zulümleri altında bunalmış olan tüm insanlığın acil ihtiyacı olan İslamî adalet devleti modelini ortaya koyarak örneklik teşkil etmelerini Rabbimizden niyaz ediyoruz. Şu anda, dünyada örnek alınacak tek bir İslam devletinin bile olmadığı acı gerçeği karşısında inşaAllah bu boşluğu dolduracak bir âdil şahidlik yapmaları için dua ediyoruz.
Ne kadar başarılı olacakları meselesi ise, hem yönetenlerin nitelik ve becerisine hem de toplumun nitelik ve uyumuna bağlıdır. Bunlar bile yetmemektedir. Çünkü çok zor şartlarda yaşamak zorunda bırakılan ve kaynakları çalınıp fakirliğin dibine vurmuş bir toplumdan bahsediyoruz. Üstelik emperyalist güçler tarafından kuşatılmaya ve bazı imkânlar karşısında sürekli yönlendirilmeye, sıkıştırılmaya çalışılacak bir toplumun geleceğini konu ediniyoruz. Allah (c), bu zor şartlarda, böyle bir toplumu yönetmek üzere göreve başlayan Müslümanların yar ve yardımcıları olsun ve her türlü oyun ve tuzaklara karşı onları korusun inşaAllah.
Bir devir sona eriyor. İnşaAllah yüzyıllar sonra bir İslâmî adalet devleti kurulur. Bu konuda neden bir umudun sevinci yaşanmıyor ve neden Müslümanlar arasında ciddi bir heyecanla karşılaşılmıyor? Neden bir bayram havası esmiyor? Aynı katil emperyalist güç Vietnam’dan zelil bir biçimde kaçtığında, Müslüman olmayan o mazlum halkın zaferine nasıl sevindiysek, bugün aynı emperyalist güce aynı zilleti yaşatarak kaçmak zorunda bırakan Müslümanların cihadı olunca, iki kat sevinmemiz gerekmez mi?
Buna rağmen yaşanan tereddütlerin sebeplerini irdeleyelim:
- Toplumda İslâm devleti isteyenlerin sayısı gittikçe azaldı. Toplum, eskiye göre daha demokratikleşti, sağcılaştı, muhafazakârlaştı. Artık başlarında halife ya da İslam emiri değil, seküler cumhurbaşkanı görmek isteyenler çoğaldı. Müslümanım diyenlerin bile çoğunluğu Allah’ın şeriatı ile hükmedilmeye bilerek veya bilmeyerek düşman oldu. Üstelik aynı çoğunluk, cihad eden Müslümanları terörist kabul etmeye de başladı.
- Müslümanlar ümmet planında birbirlerini yeterince tanımıyor. Tanımamaktan daha kötüsü, kâfirlerin verdiği bilgilerle tanıyor. O yüzden kâfirler, mü’minleri birbirlerine kötü tanıtarak aralarında sevgi ve güven bağını bile yok ediyor.
- Hemen hepsi Yahudi lobilerinin ve küresel fesad odaklarının kontrolünde olan dünya çapındaki ajansların, haber kaynaklarının kirli bilgi üretmeleri, komplo teorileri yaymaları bir vâkıa olduğu halde, Müslümanların bunlardan ciddi anlamda etkilendikleri esefle kaydedilecek büyük bir zaaf olarak sırıtıyor.
- Bazı ülkelerin gayr-i insanî ve gayr-i İslâmî devletlerinin adına İslâm devleti gibi ünvanlar yükledikleri halde; zulmün, güvensizliğin, kandırmaların, rüşvetin ve her türlü insanlık dışı uygulamaların görüldüğü ülkeler olduğuna bakarak; Afganistan’da kurulacak devletin Suud tipi, Mısır benzeri, İranvârî bir devlet olabilir endişesi, mü’minlerin sevinmelerine engel oluyor. Bu sahte İslam devletleri, İslâm’ın gerçek anlamda uygulanma ihtimali büyük olan yeni devlete de soğuk bakmaya sebep oluyor.
- Unutulmamalıdır ki, Taliban, Afganistan’ın insanî ve İslamî bakımdan en sağlıklı gerçeği olup, en kötü Taliban yönetimi bile Afganistan şartlarında, alternatifleriyle mukayese bile edilemeyecek bir olumluluğu temsil eder. Taliban’a 20 yıl önce hükümet oldukları süreçte ABD tarafından, Orta Asya’dan okyanusa inecek petrol ve doğal gaz boru hatlarının geçişi projelerine onay vermeleri için, daha sonra da Usame bin Ladin’i teslim etmeleri karşılığında çok büyük maddi menfaatler ve sürekli iktidar vadedildiği halde kabul etmediler. İşbirlikçi Afgan yöneticilerinin çok daha düşük menfaatlere satılmalarına rağmen, onlar Afgan halkının haklarını korumak için ve ilkeleri uğruna reddedip asla taviz vermediler. İşte böyle ahlaklı duruşlarıyla Taliban liderleri, adil, emin ve dürüst bir örneklik sergileyip o süreçte hükümetlerinin yıkılmasını ve ölümü bile göze almışlardı. İşte bugün bu dürüst ve adil kadro 20 yıl aradan sonra tekrar iş başına geliyor. Afgan halkı ve insanlık adına da olsa buna sevinmek gerekmez mi?
- Bu gelişe sevinemeyip bir sürü zanna dayalı tereddütler üretenler, mevcut ABD ve NATO işgalinin ve işbirlikçi yönetimin sürmesini mi istemektedirler? Çünkü Taliban’ın zaferine sevinemeyenler, görevdeyken çaldıkları yetmezmiş gibi, biraz tehlike oluştuğunda halkını yüzüstü bırakıp kaçarken dahi fakir halkının on milyonlarca dolar parasını çalıp uçağına doldurarak götürmeyi ihmal etmeyen Amerikan işbirlikçisi Cumhurbaşkanı Eşref Gani ve Amerika yönetimde kalsaydı, Afganistan’daki işgal devam etseydi bunlardan daha iyiydi demiş olurlar.
Peki, nasıl değerlendirmeli ve neler yapmalıyız?
- Müslümanların bu konuda biraz ihtiyatlı davranmaları, sütten ağızlarının yandığı ile de ilgili olmalıdır. 1979’da Amerika’ya karşı halk ayaklanması yaparak “İslam İnkılabı”nı gerçekleştirdiklerini söyleyen İran’ın, hem içeride Fars ulusçusu ve mezhepçi uygulamalarını hem imamın etrafında oluşan devrim muhafızları sınıfının halkı sömüren adaletsizliklerini ve baskıcı düzenini hem de özellikle Suriye’de ve daha nice olaylarda hiç de İslam devleti gibi davranmadığını gören Müslümanlar olarak yine benzer durumlar olabilir diye endişe duyulması anlaşılabilir. Ancak yapılacak şey; Amerika ve NATO’ya zilleti yaşatmış Müslümanların zaferi hakkında şüphe ve tereddütler üretmek değil, bu gelişmeyi her hâlükârda olumlayarak umutlu ve hayra teşvik edici açıklamalar yapmaktır. Taliban’ın taassuptan uzak, grupçuluğa prim vermeden, ihtilaflı konularda daha temkinli, ümmeti kuşatan, cihad ruhunu terk etmeden İslam’ın güler yüzünü gösteren, Kur’an ve Sünnet çizgisini bu çağa en güzel şekilde taşıyarak hepimizin “işte İslâm devleti böyle olur” diyeceği uygulamalar içinde olmasını diliyor ve bekliyoruz.
- Hepimizin Tâliban ile ilgili olarak, ilk hükümetleri döneminden zihnimizde kalan izler sebebiyle, onun kimi aşırı yorumlara dayalı din anlayışı ve uygulamaları ile ilgili bazı çekindiğimiz, ihtiyatla yaklaştığımız hususlar olabilir. İlk hükümet dönemi dâhil yaklaşık 25 yıllık mücadele sürecinde edindikleri tecrübe ve olgunlaşma sonucunda bu yanlışları da en aza indirecekleri umudu ve duasıyla yeniden değerlendirelim. Bilinmelidir ki, bütün yanlışlarına ve kimi aşırı uygulamalarına rağmen ilk Taliban hükümeti de, dünyanın değişik yerlerinde yönetime geçen önceki ve sonraki hükümetler içinde en dürüst, en ahlâklı ve halkının çıkarlarını en fazla koruyan hükümetti. İnşaAllah bu sefer, eski yanlışları da tekrar etmeden ana hattıyla Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmeden bir devlet kursunlar da, ayrıntılarda farklı beklentiler ve zamanla tekâmül ederek daha da oturacak kimi detay konular, onlara bakışımızı değiştirmez, değiştirmemelidir.
- Öncelikle empati yaparak, bu mücahid kardeşlerimizin yaşadıkları çok zor şartları idrak etmeli, işlerinin ne kadar zor olduğunu anlamaya çalışmalıyız. Sonuçta böyle şartlarda doğal karşılanması gereken muhtemel kimi hatalı uygulama ve politikalarını, o ülkenin şartları, toplumun niteliği ve zaruretleri içinde âdil biçimde değerlendirip merhametle nasihatler yapmalı ve hikmetli biçimde “emr-i bi’l ma’ruf” görevimizi ifa etmeliyiz.
- Dünyanın çeşitli yerlerindeki ulemâ Afganistan ile daha baştan ilişkilerin yolunu bulmalı, onlarla şimdiden dostluk ve diyaloglar geliştirmeli, onları şimdiden uyarmalı, nasihatler etmelidirler. İmkân bulan âlimler ziyaretler gerçekleştirip hem tebrik etmeli, hem de daha iyiye teşvik edici roller oynamalıdırlar.
- İslâmî kuralları uygulamada bir geçiş döneminin gerekliliği unutulmamalı, önce İslam hukuku mutedil bir içerikle hazırlanmalı ve bu süreçte toplumun İslam hukukuna hazırlanması sağlanmalıdır. Bu konularda hem onlar Müslüman âlimlerden görüş istemeli, hem de bu konuda katkıda bulunabilecek olan âlimler onlarla temasa geçip katkılarda bulunmalıdırlar. Taliban kadrolarına, İslamî bir yönetimin temel esasları olan Hakikat, adalet ve merhamet, emanet, liyakat ve ehliyet, meşveret ve şura ölçülerini hiçbir sebeple ihmal etmeyen bir ciddiyet ve tutarlılık sürekli yol gösterici olmalıdır.
- Dünya Müslümanları, mağlûbiyet psikolojisinden kurtulmalı, Allah’ın izni ve yardımıyla tevhid ehli mü’minler olarak kendimize güvenimizi yeniden kuşanmalıyız. Evet, bu devirde kâfirlere ve hatta daha önemlisi müslüman geçinenlere rağmen İslam devleti kurulabileceğini, kurulan devletin Müslümanca sürdürülebileceğini önce kendimize kabul ettirebilmeliyiz.
- Ayrıca karşı cephe için de ders alınacak bir gerçek, kaçıncı defa tekrar etti. Amerika, dostlarını yine yüzüstü bıraktı. Dinlerini dünya karşılığında satanlar, âhirette ne büyük değerleri kaybettiklerini görecekleri gibi, dünyada da rezil ve rüsvay oluyorlar. Amerika da onları belli bir süre kullandıktan sonra, düştükleri zilletin bataklığında utançlarıyla baş başa bırakıveriyor.
Rabbimiz, küresel emperyalist katil demokrasileri yenilgiye uğratıp Afganistan’dan zillet içinde kaçmalarını sağlayan Müslümanların yar ve yardımcısı olsun, Kur’an’a ve sünnete uyumlu bir İslamî adalet sistemi kurarak rızasını kazanmayı nasip etsin inşaAllah.
20.08.2021 Cuma
Kur’an’a Nebevî Dâvet – İlmi ve kültürel Araştırmalar Vakfı (İLKAV)
Mehmet Pamak – Ahmet Turgut Ulucak – Emrullah Ayan – Ahmed Kalkan
BİBLİYOGRAFYA
بسم الله الرحمن الرحيم
الحمد لله ، صلاة وسلام على رسول الله
BİBLİYOGRAFYA
BİBLİYOGRAFYA
Kur’ân-ı Kerim Meallerinden Bazıları
1. Ahmet Ağırakça, B. Eryarsoy, Meal, Buruc Y.
2. İnsanlığa Son Çağrı, Meal, Hamdi Döndüren, Çelik Y. 2 cilt
3. Son Mesaj, Mustafa Yıldız, Çıra Y.
4. Allah’ın Kelâmı (Meal-Tefsir), Mehmet Türk, Edav Y.
5. Kısa Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali, Mahmut Kısa, Armağan Kitaplar
6. Hayat Kitabı Kur’an, Gerekçeli Meal-Tefsir, Mustafa İslâmoğlu, Düşün Y.
7. K.K. ve Açıklamalı Meali, Heyet, T. Diyanet Vakfı Y.
8. K.K. Yüce Meali, S. Gümüş, Y. Çiçek, M. Demirci, İpek Y.
9. Nüzul Sırasına Göre K.K. Türkçe Anlamı, Ali Bulaç, Birim Y.
10. K.K. ve Özlü Tefsir, Tefsirlerin Özü, Abdullah Parlıyan, Konya Kitapçılık
11. K.K. Meali, H. Altuntaş, M. Şahin, D.İ.B. Y.
12. K.K. ve İzahlı Meal-i Âlîsi, Ali Fikri Yavuz, Sönmez Neşriyat
13. Kur’an-ı Kerim’in Açıklamalı Meali, (Fatiha, Bakara), Abdülaziz Bayındır, Sül.Vakfı Y.
14. Feyzü’l Kur’an, K.K. Açıklamalı Meali, Hasan Tahsin Feyizli, Server Neşriyat
15. Kur’an-ı Kerim Meali (Türkçe Çeviri), Yaşar Nuri Öztürk, Yeni Boyut Y.
16. Kur’an Türkçe Çeviri, Sadık Türkmen, Sistem Y. 2 cilt
17. K.K. ve Kelime Meali, Medine Balcı, Ebrar Y. 2 cilt
18. K.K. Türkçe Anlamı ve Kelime Meali, Halil Uysal, Kitap Kent Y.
19. K.K. ve Türkçe Meali, Hasan Karakaya, Kerim Aytekin, İkra Y.
20. Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, T.D.Vakfı Y., Heyet
21. Suat Yıldırım, Kur’an-ı Hakim ve Açıklamalı Meali, Işık Yayınları
22. Kur’an’ın Anlaşılmasına Doğru, Tefsirî Meal, Ahmet Tekin, Kelam Y.
23. Açıklamalı K.K. Meali, Tercümânu’l Kur’an, Mevdudi, İnkılab Y.
24. Kur’an-ı Kerim Meali, Şaban Piriş
25. Kur’ân-ı Kerim Meali, Talât Koçyiğit, Hüner Y.
26. Yaşayan Kur’an, Türkçe Meal-Tefsir, İhsan Eliaçık, İnşa Y.
27. Kur’an’a Bakışlar, Meal-Tefsir, Zeynep Gazali, Uysal Kitabevi Y.
28. Kur’ân-ı Kerim Yüce Meali, S. Gümüş, Y. Çiçek, M. Demirci, İpek Y.
29. Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Anlamı, Mustafa Hizmetli, Erguvan Y.
30. Kur’ân-ı Kerim Meali ve Yüce Tefsiri, Hacı Murad, Doğuş Y.
31. Aziz Kur’an Çeviri ve Açıklama, Muhammed Hamidullah, Beyan Y.
32. Kur’an Mesajı Meal-Tefsir, Muhammed Esed, İşaret Y.
33. Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali, Ahmet Ağırakça, M. Beşir Eryarsoy, Buruc Y.
34. Nüzul Sebepli Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali, Ahmet Ağırakça-Beşir Eryarsoy, İst. 1987
35. Kur’an-ı Kerim’in Türçe Anlamı, Ali Bulaç, Bakış Y.
36. Yüce Kur’an-ı Kerim Meali ve Tefsir Notları, (3 cilt), Ebû’l-A’lâ Mevdudi, Merve Y.
37. Kur’ân-ı Hakim ve Meâl-i Kerim, Hasan Basri Çantay, Çantay Kitabevi Y./Risale Y.
38. Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali, M. Beşir Eryarsoy, Şafak Y.
39. Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali, Heyet, Hikmet Neşriyat
40. Kur’an-ı Mecîd ve Tefsirli Meâl-i Âlîsi, Mahmud Ustaosmanoğlu, Yasin Y.
41. Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Açıklama, İsmail Mutlu, Nesil Basım Yayın
42. Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, Heyet, Marm. Ün. İlâhiyat Fak. Vakfı Y.
43. Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, Bahaeddin Sağlam, Tebliğ Y.
44. Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, İsmail Mutlu, Yeni Asya Gazetesi Neşriyat
45. Kur’an-ı Kerim ve İzahlı Meali, Ahmed Davudoğlu, Çile Y./Timaş Y./Merve Yayın Paz. / Çelik
BİBLİYOGRAFYA
- 1079 -
Y. /Seha Neşriyat
46. Kur’an-ı Kerim Meali, Ahmed Davudoğlu, Şelale Y./Temel Neşriyat/Cevher Y./Bahar Y.
47. Elmalılı Meali, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Azim Dağıtım Y./İhtar Y./Huzur Y./İslamoğlu Y./Eser Neşriyat
48. Kur’an-ı Kerim ve Meali, İsmail Kurt, Huzur Y.
49. Kur’an-ı Kerim’in Açıklamalı Türkçe Meali, İ. Atasoy, Ü. Şimşek, M. Paksu, İ. Mutlu, Ş. Döğen, C. Uşşak, İst. 1989
50. Kur’an-ı Kerim ve Türçe Anlamı (Meal), Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay, D.İ.B. Y.
51. Kur’an-ı Kerim ve Yüce Meali, Abdullah Aydın, Aydın Y.
52. Kur’an-ı Kerim ve Meali, Ali Arslan, Okusan Yayıncılık
53. Kur’an’ı Anlamaya Doğru, Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali, Ahmet Tekin, Özel Y.
54. Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı, Hasan Rızâ, Diyanet İşleri Başkanlığı Y.
55. Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı, İsmail Hakkı İzmirli, Eren Y.
56. Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Anlatımı, Bekir Sadak, Ötüken Neşriyat
57. Kur’an-ı Kerim Meali, Ziya Kazıcı, Çağrı Y.
58. Kur’an-ı Kerim Meali, Ömer Nasuhi Bilmen, Bilmen Basım Yay./Akçağ Y.
59. Kur’an-ı Kerim Meali, Ali Arslan, Devran Y.
60. Kur’an-ı Kerim Meali ve Tefsiri, Ayntabi Mehmed Efendi, İst. 1956
61. Kur’an, İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu, Ank. 1957
62. Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Tefsirli Meal-i Âlîsi, Enver Baytan, İst. 1986
63. Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı (Meâni-i Kur’an, İzmirli İsmail Hakkı, İst. 1977
64. Kur’an-ı Kerim Türçe Meali, H. Karakaya, K. Kabakçı, M. Süslü, K. Seyidhanoğlu, K. Aytekin, İst. 1981
65. Kur’an-ı Kerim Meal ve Tefsiri, Celal Yıldırım, İst. 1982
66. Kur’an-ı Kerim Meal ve Tefsiri, Talat Koçyiğit-İsmail Cerrahoğlu, Ank. 1985
67. Kur’an-ı Kerim Meali (Türkçe Anlam), Ziya Kazıcı, Necip Taylan, Çağrı Y.
68. Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Açıklamalı Tercümesi, Ali Özek , Hayreddin Karaman, Ali Turgut, Mustafa Çağırıcı, İ. Kâfi Dönmez, Sadreddin Gümüş, Ank. 1993/S. Arabistan Krallığı, Medine
69. Kur’an-ı Kerim, Ş. Oral, Y. Z. Ersal, M. Runyun, A. S. Yücesoy, A. Güven, M. A. Köksal, M. Ş. Özmen, K. Edip Kürkçüoğlu, H. Atay ve Y. Kutluay (3 cilt), Ank. 1973
70. Kur’an-ı Kerim’in Konularına Göre Ayrılmış Türkçe Anlamı, Ahmet Okutan, İst. 1967
71. Türkçe Kur’an-ı Kerim, Osman Nebioğlu, İst. 1957
72. Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı, H. E. Çalışkan, Güneş Gaz. Y.
73. Kur’an-ı Kerim ve Meali, Akpınar Y.
74. Kur’an Tercümesi, Muhammed bin Hamza, İst. 1976
75. Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali, Abdullah Tüzüner, İst. 1973
76. Kur’an-ı Kerim Meali, Enver Baytan, Baytan Y.
77. Kur’an-ı Kerim ve Meali, Abdülbâki Gölpınarlı, Remzi Kitabevi Y.
78. Fuyuzat; Kur’an-ı Mübin’in Mealen Tefsiri, Şemsettin Yeşil, İst. 1964
79. Kur’an-ı Kerim ve Türçe Anlamı (Meal) (3 cilt), Hüseyin Atay ve Yaşar Kutluay, D.İ.B. Y.
80. Kur’an-ı Kerim, Besim Atalay, İst. İ962
81. Kutsal Kur’an Türkçe Meali, Sadi Irmak, İst, 1962
82. Kur’an-ı Kerim Meali, Y. N. Öztürk, Yeni Boyut Y.
83. Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Yüce Meali, Ayntabî Mehmed Efendi, Huzur Y.
84. Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Açıklaması, Osman Keskioğlu, Eren Y.
85. Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Anlamı, Ş. Taha, Birleşik Dağıtım Ankara Y.
86. Kur’an ve Açıklamalı Meali, Heyet, Nesil Basım Yayın
87. Kur’an Meali, Ahmet Varol, Ozan Y.
88. Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Tefsirli Meal-i Âlîsi, Hasan Rızâ, Baytan Y.
89. Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı, Mustafa Hizmetli, Birleşik Y.
90. Nüzul Sırasına Göre Kur’an-ı Kerim Meali, Mesut Okumuş, Birleşik Dağıtım Ankara Y.
- 1080 -
BİBLİYOGRAFYA
91. Kur’an-ı Kerim ve Kürtçe Meali, Abdullah Varlı, Şahsi Y.
92. İngilizce Kur’an-ı Kerim Meali, Heyet, İlmi Neşriyat
93. Kur’an-ı Kerim’in Mealen Manzum Açıklaması, A. Adnan Sütmen, Üçdal Neşriyat
94. Tanrı Buyruğu Oku, Kur’an Nazım Çeviri, Rızâ Çiloğlu, İst. 1987
95. Kur’an-ı Kerim, Süleyman Tevfik Özzorluoğlu, İst. 1932
96. Lafzen ve Meâlen Kur’an-ı Hakim’in Tercümesi, Ali Rızâ Sağman, İst. 1980
97. Kur’an-ı Kerim ve Yüce Meali, Süleyman Ateş, Kılıç Y./Yeni Ufuklar Neşriyat/Şura Y.
98. Kur’an-ı Hakim ve Öztürkçe Meali, Dabbetu’l-Arz Profesör 1400 (Alevi Dedeleri), Ank. 1995
99. İslâm’ın Mukaddes Kitabı Kur’an-ı Kerim, Türçe Tercüme ve Tefsiri, Hacı Murat Sertoğlu, İst. 55
100. İniş Sırasına Göre Kur’an-ı Kerim Meali, Y.N.Öztürk, Yeni Boyut Y.
101. Mevzularına Göre Âyet-i Kerimeler ve Mealleri, (2 cilt), Şamil Y.
Türkçe Tefsirler
1. Fi Zılâli’l-Kur’an, Seyyid Kutub, Hikmet Y. 16 cilt
2. Tefhimu’l Kur’an, Mevdudi, İnsan Y. 7 cilt
3. Hak Dini Kur’an Dili, Elmalılı Hamdi Yazır, Eser Y. 8 cilt
4. Et-Tefsiru’l-Hadis, İzzet Derveze, Ekin Yayınları 7 cilt
5. Hadislerle Kur’ân-ı Kerim Tefsiri, İbn Kesir, Çağrı Y. 16 cilt
6. Tefsir-i Kebir (Mefâtihu’l Gayb), Fahreddin Râzi, Akçağ / Huzur Y. 24 cilt
7. Tefsir-i Kebir, Mukatil bin Süleyman, İşaret Y. 4 cilt
8. Kur’an Yolu, Türkçe Meal Tefsir, Heyet, D.İ.B. Y. 5 cilt
9. Kur’an Mesajı, Muhammed Esed, İşaret Y. 3 cilt
10. Besairu’l Kur’an, Ali Küçük, 20 cilt
11. Safvetü’t Tefâsir, Muhammed Ali es-Sâbûnî, İz Y. 7 cilt
12. Kur’ân-ı Kerim’in Türkçe Meâl-i Âlisi ve Tefsiri, Ö. Nasuhi Bilmen, Bilmen Y. 8 cilt
13. El-Esas fi’t-Tefsir, Said Havvâ, Şamil Y. 16 cilt
14. Tefsîru’s-Sa’dî, Abdurrahman es-Sa’dî, Guraba Y. 5 cilt
15. Muhtasar Taberî Tefsiri, İmam Taberi, Ümit Y. 6 cilt
16. Min Vahyi’l Kur’an, Muhammed Hüseyin Fadlullah, Akademi Y. 10 cilt
17. El-Mizan fî Tefsiri’l-Kur’an, Tabatabâî, Kevser Y.
18. Ruhu’l-Furkan Tefsiri, Mahmud Ustaosmanoğlu, Siraç Kitabevi Y.
19. Kur’ân-ı Kerim Şifâ Tefsiri, Mahmut Toptaş, Cantaş Y. 8 cilt
20. el-Câmiu li Ahkâmi’l Kur’an, Kurtubî, 20 cilt
21. Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, Süleyman Ateş, Yeni Ufuklar Neşriyat 12 cilt
22. Kur’an Ansiklopedisi, Süleyman Ateş, KUBA Y. 30 cilt
23. Beyânu’l-Hak, M. Zeki Duman, Fecr Y. 3 cilt
24. Celâleyn Tefsiri, Celâleddin Suyûti, Sağlam Y. 3 cilt
25. Et-Tefsirü’l-Münir, Vehbe Zuhayli, Risale Yayınları
26. Kur’an’a Bakışlar Zeynep el-Gazali, Uysal Kitabevi Y.
27. Dâvetçinin Tefsiri, Seyfuddin el-Muvahhid, Hak Y.
28. Vedahu’l Burhan, Muhammed Ebû’l-Hasan En-Nisaburi, Tevhid Yayınları 2 cilt
29. Nesefi Tefsiri, İmam Nesefi, Ravza Yayınları 8 cilt
30. Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur’an Tefsiri, Bayraktar Bayraklı, Bayraklı Y., 22 c.
31. Büyük Kur’an Tefsiri, Ali Arslan, Arslan Yayınları / Okusan 16 cilt
32. İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, Celal Yıldırım, Anadolu Yayınları
33. Hulâsatü’l-Beyan Fî Tefsîri’l-Kur’an, Mehmed Vehbi, Üçdal Neşriyat 8 cilt
34. Furkan Tefsiri, Hicazi, İlim Y./Vahdet Y.
35. Yaşayan Kur’an Türkçe Meal/Tefsir, R. İhsan Eliaçık, İnşa Y. 3 cilt
36. Tebyînu’l Kur’an, İşte Kur’an, Hakkı Yılmaz, 11 cilt
BİBLİYOGRAFYA
- 1081 -
37. Ruhu’l-Beyan, İsmail Hakkı Bursevi, Erkam Y.
38. Taberi Tefsiri, Taberi, Hisar Yayınevi
39. Tefsiru’l Kur’an, Ebû’l-Leys Semerkandi, Sezgin Neşriyat / Hizmet Kitabevi
40. Ebûssuud Tefsiri, Ebûssuud, Boğaziçi Y.
41. Ebû Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup Yayınları
42. İbn Kayyim Tefsiri, Polen Y.
43. Talat Koçyiğit, İsmail Cerrahoğlu, Kur’ân-ı Kerim Meal ve Tefsiri, D.İ.B. Y.
44. Tanrı Buyruğu Kur’ân-ı Kerim’in Tercümesi ve Tefsiri, Ömer Rızâ Doğrul, İnkılâp Y. 1-2
45. Tibyan Tefsiri Ayntabi Mehmed Efendi, Terc: Ahmed Davudoğlu, Huzur Y. 4 cilt
46. Şemseddin Yeşil, Füyuzat, Yeşil Yayınevi
47. Hayat Kitabı Kur’an Gerekçeli Meal-Tefsir, Mustafa İslâmoğlu, I-II, Düşün Y.
48. Kelâmullah Allah’ın Kelâmı, Meâl-Tefsir, Mehmet Türk, EDAV Y. (Konya)
49. Tefsir-i Sâvî (4 cilt), Ahmed Savi, Eser Neşriyat
50. Tefsir-ül İbn-i Abbas, Abdullah İbn Abbas, Eda Neşriyat
51. Tefsiru Ebdei’l-Beyan Li Cemî’-i Âyi’l-Kur’an, Muhammed Bedreddin, Nil A.Ş. Y.
52. Kur’ân-ı Kerim Meâli ve Tefsir-i Tibyân Tefsîri, Ahmed Davudoğlu, Akpınar Y.
53. Özlü Tefsir, Abdullah Parlıyan, Konya Kitapçılık Y.
54. İşaratu’l Furkan ve Tevhid-i Beyan, Asım Yılmaz
55. Menar Tefsiri, Ekin Y.
Kur’an’ın Tümünü Kapsamayan, Bazı Sûre ve Âyet Tefsirleri
56. Kur’an’ın Konulu Tefsiri, Muhammed Gazali, Şûrâ Y.
57. Kısa Sûrelerin Tefsiri, 2 cilt, Mehmet Okuyan, Düşün Y.
58. Celal Yeniçeri, Uzay Âyetleri Tefsiri, Erkam Yayınları
59. İbni Teymiyye, Müşkil Âyetlerin Tefsiri, Tevhid Yayınları
60. Fâtiha Tefsiri ve Namaz, Ömer Temizel, Şahsi Y.
61. Fâtiha Üzerine Mülâhazalar Hikmet Işık, Nil Y.
62. Fâtiha’nın Kırk Yorumu, Haluk Nurbaki, Damla Y.
63. Fâtiha Sûresi Tefsiri, Ramazanoğlu Mahmud Sami, Erkam Y.
64. Fâtiha ve En’am Sûreleri Tefsiri, Suat Yıldırım, Nil A. Ş.
65. Fâtiha Sûresi ve Türkçe Namaz, Sait Şimşek, Beyan Y.
66. Sorularla Fâtiha Sûresi, Zabit Durmuş- Ali İçipak, Yenda Y.
67. Fâtiha Sûresi, Âzad, Bir Y.
68. Fâtiha Sûresi Tefsiri, Sadreddin Konevi, İz Yayıncılık
69. Fâtiha Sûresi, Mahmut Toptaş, Cantaş Y.
70. Fâtiha Şuuru, Mustafa Çelik, Fütüvvet Y.
71. Fâtiha Üzerine Mülahazalar, M. Fethullah Gülen, Nil Y.
72. Besmele ve Fâtiha Tefsiri, Ebûlleys Semerkandi, Sezgin Neşriyat
73. Rahmân ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla, Harun Yahya, Araştırma Y.
74. Kur’an Okulu, Heyet, Hanif Y.
75. Âyet Yorumları, Ali Şeriati, Kıyam Y.
76. İki Sûre İki Yorum, Ali Şeriati, Endişe Y.
77. İlk Mesajlar, M. Ali Baltaş, Birleşik Dağıtım Ankara
78. Kısa Sûrelerin Tefsiri, Mehmet Okuyan, Düşün Y.
79. Beş Surenin Tefsiri, M. Zeki Duman, Fecr Y.
80. Kur’an İkliminden, Fâtiha ve Kısa Surelerin Meal ve Tefsiri, M. Vehbi Dereli, Esra Y.
81. Ahkâm Tefsiri, Muhammed Ali Sabuni, Şamil Y.
82. Bakara Sûresi Tefsiri, Ramazanoğlu Mahmud Sami, Erkam Y.
83. Bakara Sûresi Yorumu, Halûk Nurbaki, Damla Y.
84. Âyet-el Kürsî Yorumu, Halûk Nurbaki, Damla Y.
- 1082 -
BİBLİYOGRAFYA
85. Kelimâtu’l-Kur’an Fî Tefsîri’l-Beyan, M. Mahluf, Esma Y.
86. Tevbe Sûresinin Gölgesinde Cihad Dersleri, Abdullah Azzam, Buruc Y.
87. Kur’an Araştırmaları, Muhammed Kutub, Fikir Y. 2 cilt
88. Eûzü Besmelenin Ve Fâtiha’nın İlginç Nükteleri, Eşref İba, Şahsî Y.
89. Besmelenin Şerhi, Abdülkerim bin İbrahim Cîlî, Kitsan Kitap Kırtasiye Y.
90. Besmele Tefsiri, Hacı Bektaş Veli, Kültür Bakanlığı Y.
91. Besmele ve Fâtiha Tefsiri, Ebûl Leys Semerkandi, Hizmet Kit.
Türkçeye Tercüme Edilmemiş Bazı Arapça Tefsirler
92. Mecmuâtu’t Tefâsîr (Hâzin, İbn Abbas, Nesefî, Kadı Beydavî Tefsirleri), Çağrı Y. İst. 1979
93. Keşşâf an Hakaikı Kavâmidi’t Tenzîl, Zemahşerî, Kahire, 1953
94. Mir Muhammed Kerim el-Baküvi, Keşfu’l-Hakayık
95. Abdürrazzâk, Tefsir
96. Cemaleddin Kasımî, Tefsir
97. Ebû Tâlib el-Mekkî, Tefsiru’l Müşkil
98. Beğavî Tefsiri, Meâlimu’t-Tenzil
99. Mâverdi, Mâverdi Tefsiri
100. İmam Vahidî, Tefsiru’l-Veciz
101. Muhammed Emin Şankitî, Edvâu’l-Beyan Tefsiri
102. Menâr Tefsiri, Reşid Rıza,Muhammed Abduh
Arapça Sözlükler
1- El- Mu’cemu’l-Vasît, Mısır Arap Dili Akademisi, Kahire, İstanbul
2- el-Eşbâh ve’n-Nezâir, Mukatil bin Süleyman
3- el-İsfahânî Râgıb Huseyn, el-Müfredât fi Garibi’l- Kur’ân, Beyrut, ts.
4- El-Müncid fi’l-Luğa, Luvis Ma’lûf, Beyrut, Tahran
5- Em-Mu’cemu’l-Arabî el-Esasî, Komisyon, Paris
6- Kamusu1-Muhît, Fîrûzâbâdî Mecdu’ddîn, Beyrut, ts.
7- Kitâbu’t-Ta’rîfât, Seyyid Şerif Cürcânî, Mısır,1938; Arapça-Türkçe Terimler Sözlüğü, Bahar Y.
8- Lisânu’l-Arab, İbn Manzûr Ebû’l Fadl Cemâluddîn Muhammed, Beyrut, ts.
9- Mevsuatun Lugaviyyetun Hadîsetun, er-Rida Eş-Şeyh Ahmed, Beyrut, 1960
10- Mu’cemu Mekayisi’l-Lüga, İbnu Fâris Ebû’l Hasen Ahmed, Mısır, 1972
11- Mu’cemu’l-Mufassal fi’l-Lügati ve ‘l-Âdâb, Ya’kub Ramîl Bedî, Beyrut, ts.
12- Tâcu’l Arûs, ez-Zebîdî Muhammed b. Murteda, Mısır, 1306
Kur’an Kavramlarıyla İlgili Arapça Kitaplar
1. Abdurrahim, Abdulcelil, et-Tefsîru’l-Mevdui li’l-Kur’âni’l-Kerîm fi Keffeteyyi’l- Mîzan, Amman, 1993.
2. Abdurrezzâk İbrahim, el-Cedîd fi Ahkâmi’t-Tecvîd, Amman, ts.
3. Ahmed Emin, Duha’l-İslâm, Mısır, 1938.
4. Bâcî, Ebû’l Velîd Süleyman, İhkâmu’l-Fusül fi Ahkâmi’l-Usûl, Beyrut, 1989.
5. Behiy, Muhammed, Nahve ‘l-Kur’ân, Kahire 1986.
6. Beyyûmî, Seyyid Mursî İbrahim, Menâhicu’t-Tefsir Beyne ‘l-Kadîm ve ‘l-Hadîs, Kahire, ts.
7. Dıraz Muhammed Abdullah, en-Nebeu’l-Azîm, Beyrut, 1970.
8. Ebû Ra’s, Mervân, Dirasetun Mevduiyyetun fî Sureti z-Zümer, Ürdün Üniversitesi, BaslmYüksek Lisans Tezi, 1986.
9. el-Askalâni İbn Hacer, el-İsâbe fi Temyîzi’s-Sahâbe, Mısır, 1939.
10. el-Cârim Ali Emîn, el-Belâgatu ‘l-Vâdıha, Lübnan, ts.
11. el-Cürcânî es-Seyyid eş-Şerif Ali b. Muhammed, et-Ta’rîfât, Mısır,1938.
12. el-Hâşimî es-Seyyid Ahmed, Cevâhiru’l-Belâga, İstanbul, 1984,
13. el-Hicâzî Muhammed Mahmûd, el-Vahdetu 1-Mevdûiyye fi’l-Kur’âni’l-Kerîm, Kahire 1970.
14. el-İsfahânî Râgıb Huseyn, el-Müfredât fi Garibi’l- Kur’ân, Beyrut, ts.
BİBLİYOGRAFYA
- 1083 -
15. el-Kazvînî, Muhammed b. Abdurrahman, Telhîsu’l- Miftah, Mısır, 1949.
16. el-Kûmî Ahmed es-Seyyid, M.Ahmed Yusuf Kasım, et-Tefsîru’l-Mevdûî, Kahire, 1982.
17. el-Kurtubî Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed Ensârî, el-Câmiu’ li Ahkâmi’l-Kur’ân, Beyrut, ts. 1/69.
18. Elmaî Zahir b. Avad, ed-Dirâsâî fi’t-Tefsiri’l-Mevdûî li’l-Kur’âni’l-Kerîm, er-Riyad, 1405.
19. el-Meâsimi Harun, Hecâu’l-İbtidâi, Ürdün, 1988.
20. er-Rida Eş-Şeyh Ahmed, Mevsuatun Lugaviyyetun Hadîsetun, Beyrut, 1960.
21. es-Sadr, Muhammed Bakır, Medresetü’l-Kur’âniyye, Lübnan, 1981.
22. es-Sagîr, Muhammed Huseyn Ali, Mebâdii’l- Âmme li Tefsiri’l- Kur’âni ‘l-Kerîm,
23. es-Suyûtî Celâluddîn, el-İtkân fî Ulûmi’l-Kur’ân, Kahire, 1995.
24. ez-Zebîdî Muhammed b. Murteda, Tâcu’l Arûs, Mısır, 1306.
25. ez-Zehebî, Muhammed Huseyn, et-Tefsir ve’l-müfessirûn, Beyrut, ts.
26. ez-Zerkânî Muhammed Abdulazîm, Menâhilu’l-İrfân fi Ulûmi’l-Kur’ân, Kahire, ts.
27. ez-Zerkeşî Bedruddîn, el-Burhân fi Ulûmi’l-Kur’ân, Mısır, 1957.
28. Feramâvî Abdulhay, el-Bidâye fi’t-Tefsîri’l-Mevdûî, Kahire 1977.
29. İbn Teymiyye el-Mukaddime fi Usûli’t-Tefsir, Tanta, 1988.
30. İbnu’l-Bârizî (738) Nâsihu’l-Kur’âni’l-Azîz ve Mensûhu nşr: Hatim Salih ed-Dâmm, Beyrut, 1983.
31. Kâtib Çelebi Mustafa b. Abdullah, Keşfu ‘z-Zunûn an Âsâmi’l-Kutubi ve ‘l-Fünûn, İstanbul, 1972.
32. Khalidi, Salah Abdulfettah, et-Tefsîru’l- Mevdûî Beyne’n-nazariyyeti ve’t-Tatbik, Ürdün, 1998.
33. Müslim, Mustafa, Mebahis Fi’t-tefsiri’l-Mevdui, Beyrut.
34. Pezdevî Ali b.Muhammed, Usûlü Pezdevî, Beyrut, 1994.
35. Said, Abdussettar, el-Medhal ilâ et-Tefsir’il-Mevdûî, Mısır, 1986.
Kur’an Kavramlarıyla İlgili Kitap Listesi
1. İslâm’ın Temel Kavramları, Hüseyin K. Ece, Beyan Y.
2. Kur’an’da Temel Kavramlar, Ali Ünal, Kırkambar Y.
3. İnanç ve Amelde Kur’anî Kavramlar, Muhammed el-Behiy, Yöneliş Y.
4. Kelimeler Kavramlar I-II, Yusuf Kerimoğlu, İnkılab Y.
5. İslâmî Kavramlar, Mevdudi, Pınar Y.
6. Kur’anî Kavramlar, Heyet, Hazırlayan Fevzi Zülaloğlu, Ekin Y.
7. Düzeltilmesi Gereken Kavramlar, Muhammed Kutub, Risale Y.
8. Çağdaş Kavramlar ve Düzenler, Ali Bulaç, Düşünce / Endülüs Y.
9. Temel Kavramlar, İbrahim Yarengünü, Yenda Y.
10. Temel Kavramlar 1-2, Nuri Yılmaz, Mana Y.
11. Kur’an’da Bazı Kavramlara Bakış, Doç. Dr. Ömer Dumlu, Anadolu Y.
12. Ahlâkî Kavramlarda Anlam Arayışı, Tuncer Namlı, Fecr Y.
13. İstismar Edilen Kavramlar, Abdullah Palevi, Şahsi Y., Konya
14. İstismâr Edilen 40 Âyet, Alaaddin Palevî, Şahsî Y.
15. Kur’an’da Dinî ve Ahlâkî Kavramlar, Prof. Dr. Toshihiko İzutsu, Pınar Y.
16. Kur’an’da Siyasî Kavramlar, Vecdi Akyüz, Kitabevi Y.
17. Çarpıtılan, Değiştirilen, Farziyeti İnkâr Edilen Kur’ânî Kavramlar, Ramazan Yılmaz, Mücahede Y.
18. Nur’dan Kelimeler 1-4, Alâaddin Yaşar, Zafer Y.
19. Elmalılı Tefsirinde Kur’anî Terimleri ve Deyimler, Mehmet Yaşar Soyalan, Ağaç Y.
20. Kur’an’da Değişim Gelişim ve Kalite Kavramları, Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı, İFAV Y.
21. Kur’an Semantiği Açısından İnançla İlgili Temel Kavramlar, Mehmet Soysaldı, Çağlayan Y.
22. Kıyamet ve Âhiretle İlgili Kavramların Öğretimi, Dr. Osman Taştekin, Palmiye Y.
23. Şamil İslâm Ansiklopedisi 1-6, Şamil Y.
- 1084 -
BİBLİYOGRAFYA
24. İnanç, İbadet, Günlük Yaşayış Ansiklopedisi 1-4, İFAV Y.
25. İslâm Ansiklopedisi 1-40, T. Diyanet Vakfı Y.
26. Kur’an Ansiklopedisi 1-30, Süleyman Ateş, KUBA Y.
27. Kur’an’ın Temel Kavramları, Yaşar Nuri Öztürk, Yeni Boyut Y.
28. Kur’an’da Temel Kavramlar, Cavit Yalçın, Vural Y.
29. Kur’an Kavramları, 1-10, Ahmed Kalkan, Davud Emre Y.
Sözlükler, Kur’an Sözlükleri ve Fihristleri
30. Dinî Kavramlar Sözlüğü, D.İ.B. Y.
31. İslâmî Terimler Sözlüğü, Hasan Akay, İşaret Y.
32. Müfredat, Râgıb el-Isfahanî, Pınar Y./Çıra Y.
33. Arapça-Türkçe Terimler Sözlüğü, Kitâbu’t-Ta’rîfât, Seyyid Şerif Cürcânî, Bahar Y.
34. Kur’an Terimleri Sözlüğü, el-Eşbâh ve’n-Nezâir, Mukatil bin Süleyman, İşaret Y.
35. Kur’an-ı Kerim Lugatı, el-Miftâh, Doç. Dr. Mahmut Çanga, Timaş Y.
36. Kur’ânî Terimler ve Kavramlar Sözlüğü, Mustansır Mîr, İnkılab Y.
37. İslâm İnançları Sözlüğü, Orhan Hançerlioğlu, Remzi Kitabevi Y.
38. Kur’an Fihristi, Recep Aykan, Pınar Y.
39. Konularına Göre Kur’an-ı Kerim Fihristi, Nevzat Yüksel, Bayrak Y.
40. Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ferit Devellioğlu, Şahsî Y. Ankara, 1984
41. Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Büyük Lügat, Heyet, Türdav Y.
42. Büyük Türkçe Sözlük, D. Mehmet Doğan, Beyan Y.
43. Türkçe Sözlük, 1-2, Heyet, Türk Dil Kurumu Y.
44. Hayat Büyük Türk Sözlüğü, Heyet, Hayat Y.
45. Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, 3 cilt, M. Zeki Pakalın, M.E.B. Yay., İst., 1983
46. Osmanlı Tarih Lügatı, Midhat Sertoğlu, Enderun Kitabevi
47. Kamus-ı Türkî, Şemseddin Sami, Çağrı Y.
48. Ahmed Cevdet Paşa, Belâgat-ı Osmâniyye, (Hazırlayanlar: Doç. Dr. Turgut Karabey, Doç. Dr. Mehmet Atalay) Ankara, 2000.
49. Edebiyat Lügati, Tâhiru’l Mevlevî, Enderun Kitabevi, İstanbul, 1973.
50. Edebiyatımızda İslâmî Kaynaklı Sözler, (Ansiklopedik Sözlük), Mehmet Yılmaz, Enderun Kitabevi
51. Arapça’dan Türkçeleşmiş Kelimeler Sözlüğü, Dr. Hamza Ermiş, Ensar Neşriyat
52. El-Mevârid, Arapça-Türkçe Lügat, Mevlüt Sarı, Bahar Y.
53. Kıraat ve Tecvid Istılahları, Nihat Temel, İstanbul, 1997.
Kur’ân-ı Kerim’le İlgili Kitaplar
1. 1. Kur’an Haftası Kur’an Sempozyumu: Kur’an’ın Aydınlığına Doğru, Heyet, Fecr Y.
2. 1. Kur’an Sempozyumu, Heyet, Bilgi Vakfı Y.
3. 19 Meselesi ve Edip Yüksel’e Cevaplar, Bahaeddin Sağlam, Tebliğ Y.
4. 20. Asırda Kur’an İlimleri Çalışmaları, Halil Çiçek, Timaş Y.
5. Adım Adım Vahiy, Mehdi Bâzergân, Fecr Y.
6. Ahkâm-ı Kur’aniye, Konya’lı Mehmed Vehbi, Can Kitabevi
7. Akaid ve Şeriat, Mahmut Şeltut, Yöneliş Y. c. 1 s. 88-113
8. Aklî Tefsir Hareketi, Abdulbaki Güneş, Âhenk Y.
9. Allah ve Modern İlim 1-2, Abdurrezzak Nevfel, Hikmet Y.
10. Ana Konularıyla Kur’an, FazlurRahman, Fecr Y.
11. Anlamın Buharlaşması ve Kur’an, Dücane Cündioğlu, Kitabevi Y.
12. Âyetler Işığında Reçeteler, M. Said Çekmegil, Nabi-Nida Y.
13. Âyetler Işığında, Mustafa İslamoğlu, Denge Y.
14. Âyetler ve Yetenekler, Necmettin Şahinler, Beyan Y.
15. Âyetlerden İşaretler, Abdülkadir Es-Sufi, Yeryüzü Y.
BİBLİYOGRAFYA
- 1085 -
16. Âyetlerle Cep Kitapları Serisi (20 Kitap), Said Köşk, Anahtar Y.
17. Benzerini Getiremezler, Muhammed Kutub, Beka Y.
18. Büyük Tefsir Tarihi, Tabakatü’l-Müfessirin, Ö. Nasuhi Bilmen, Bilmen Y.
19. Cassas ve Ahkamu’l Kur’an’ı, Mevlüt Güngör, Kur’an Kitaplığı
20. Cumhuriyet Dönemi Kur’an Tercümeleri (Eleştirel Yaklaşım), S. Akdemir, Akid Y.
21. Çarpıtılan, Değiştirilen, İnkar Edilen Kur’ani Kavraml., R. Yılmaz, MücahedeY.
22. Çöküntü Asrında Kur’an Kültürü ve Ehemmiyeti, Muzaffer Can, Cantaş Y.
23. El- Akl ve Fehmü’l Kur’an, Haris El- Muhasibi, İşaret Y.
24. El Vücuh Ve’n- Nezair, Mukatil b. Süleyman, İlmi Neşriyat
25. El-İtkan Fi Ulumi’l-Kur’an, Celaleddin Suyuti, Ravza Y.
26. El-Mucemü’l-Müfehres Li Elfazı’l-Kur’ani’l-Kerim, Muhammed Fuad Abdülbaki, Çağrı Y.
27. El-Müfredat Fi Garibi’l-Kur’an, Rağıb El-İsfahani, Kahraman Y.
28. Esbâb-ı Nüzûl ve Kur’an’ın Anlaşılması, Yakup Bıyıkoğlu, Rağbet Y.
29. Esbab-ı Nüzul, Abdülfettah El-Kadi, Fecr Y.
30. Esbab-ı Nüzul, El-vahıdi, İhtar Y.
31. Esenlik Yurdunun Çağrısı, Celaleddin Vatandaş, Pınar Y.
32. Ey İman Edenler Kur’an’dan İlâhî Çağrılar, Ebubekir el-Cezâirî, İhtar Y.
33. Fahreddin Râzî’ye Göre Kur’an’da İ’câz Sorunu, Ayhan Erdoğan, Kutluboğa Y. Konya
34. Fert ve Topluma Kur’an’ın Mesajı, Vehbe Zuhayli, Risale Y.
35. Garp İlminin Kur’ân-ı Kerim Hayranlığı, İsmail Hami Danişmend, Hareket Y./Dergâh Y.
36. Gözardı Edilen Kur’an Hükümleri, Cavit Yalçın, Vural Y.
37. Günümüz Tefsir Problemleri, M. Said Şimşek, Esra Y.?Kitap Dünyası Y.
38. Hadis-i Şerifler Işığında İlahi Kelamın Müdafaası, İmam Buhari, İz Y.
39. Hadislerin Kur’an’a Arzı, Ahmet Keleş, İnsan Y.
40. Hak Dini Kur’an Dili, Elmalılı Hamdi Yazır, Azim Y. 182-183
41. Hak Yolda Yürürken (Davet İçin Yol Azığı), Mustafa Meşhur, Fecr Y. s. 17-30
42. Hayatımızdaki Kur’an, Mehmed Paksu, Nesil Y.
43. İbâdet mi Ayin mi? Mustafa Karataş, Dersaadet Y. s. 108-121
44. İbn Teymiye ve Konulu Tefsir, Ömer Dumlu, Anadolu Y.
45. İbn Teymiyye’nin Kur’an Anlayışı, Enver Arpa, Fecr Y.
46. İcazü’l-Kur’an, Nedim Yılmaz, Fatih Yayınevi Neşriyat
47. İki Kur’an Sözlüğü, Cemal Muhtar, Marmara Ün. İlahiyat Fak. Y.
48. İlimler ve Yorumlar Açısından Kur’an’a Yönelişler, Celal Kırca, Tuğra Y.
49. İmam Şâfiî’nin Kur’an Okumaları, Gıyasettin Arslan, Rağbet Y.
50. İmamiyye Şiasının Tefsir Anlayışı, Süleyman Ateş, Yeni Ufuklar Neşriyat
51. İman Risalesi, Mustafa İslâmoğlu, Denge Y. s. 251-
52. İnancımız, Ömer Küçükağa, Buruc Y. s. 83-101
53. İnanç ve Amelde Kur’ani Kavramlar, Muhammed El-Behiy, Yöneliş Y. s. 34-38
54. İnanmak ve Yaşamak, Ercüment Özkan, Anlam Y. s. 23-36
55. İncilerden Üç Sûre, Muhammed Mahmud Es-Savvaf, Emin Y
56. İnsanlar da Kayar, Emine Şenlikoğlu Özkan, Mektup Y.
57. İslâm Ansiklopedisi, Şamil Y. c. 3, s. 405-411
58. İslâm İnanç İlkeleri, Mevlüt Uyanık, Esin Y. s. 111-121
59. İslâm Nizamı, A. Rıza Demircan, Eymen Y. c. 1 s. 49-53; 88-92; c. 2 s. 218-223
60. İslâm Tefsir Ekolleri, Ignaz Goldzıher, trc. Mustafa İslamoğlu, Denge Y.
61. İslâm’a İtirazlar ve Kur’ân-ı Kerim’den Cevaplar, Süleyman Ateş, Yeni Ufuklar Y.
62. İslâm’da Kur’an, Allâme M. H. Tabatabaî, Bir Y.
63. İslâm’a İtirazlar ve Kur’an-ı Kerim’den Cevaplar, Süleyman Ateş, Kılıç Kitabevi Y.
64. İslâm’da Kur’an, Tabatabai, Bir Y.
65. İslâm’ın En Büyük Mûcizesi Kur’an, Muhammed Mahmud Es-Savvaf, Emin Y.
- 1086 -
BİBLİYOGRAFYA
66. Kainatı Aydınlatan Kur’an-ı Kerim’den İnciler, Mehmet Fikri Seyhan, Şahsi Y.
67. Kalem ve Muhammed Sûreleri Çerçevesinde Söylem ve Eylem, Orhan Tutar, Kardeşlik Y.
68. Kelime ve Konularına Göre Alfabetik Kur’an Fihritli, Recep Aykan, Pınar Y.
69. Kelime-i Tevhid Davası, Kul Sadi Yüksel, Yenda Y. s. 91-111
70. Kelimeler Kavramlar, Yusuf Kerimoğlu, İnkılab Y.
71. Kendi Dilinden Kur’an ‘Tanımak ve Yaşamak’, Muhammed Bayraktar, Ravza Y.
72. Kıraat İlminin Ta’limi, Necati Tetik, İşaret Y.
73. Kırâat ve Tecvid Istılahları, Nihat Temel, İFAV Y.
74. Kitab-ı Mukaddes, Kur’ân ve Bilim, trc. Suat Yıldırım), Maaurice Bucaille, Işık Y.
75. Konularına Göre Kur’an (Sistematik Kur’an Fihristi), Ömer Özsoy, Fecr Y.
76. Konularına Göre Kur’an-ı Kerim Fihristi, Nevzat Yüksel, Bayrak Y.
77. Konulu Tefsir Metodu, A. Cüneyt Eren, Nil Y.
78. Konulu Tefsir Metodu, Şahin Güven, Şûrâ Y.
79. Kur’an Anlaşılsın Diye, Heyet, Edam
80. Kur’an Araştırmaları 1-2, Muhammed Kutup, Seriyye Kitapları Y.
81. Kur’an Atlası, Yerler, Kavimler, Peygamberler, Şevki Ebû Halil, Fecr Y.
82. Kur’an Aydınlığında Hayatı Doğru Yaşamak, Fahrettin Yıldız, İşaret Y.
83. Kur’an Bilim, Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimlerlerle ilgili 70 Âyet, M. Harun Osmanoğlu, Gül-San Y.
84. Kur’an Bilimi, Bahauddin Hürremşahî, İhtar Y.
85. Kur’an Bilinci, Abdullah Ali, Denge Y.
86. Kur’an Coğrafyası, Ali Akpınar, Fecr Y.
87. Kur’an Çalışmalarında Yöntem, Konulu Tefsire Metodik Bir Yaklaşım, Mustafa Müslim, Fecr Y.
88. Kur’an Çevirilerindeki Hatalar, Edip Yüksel, Milliyet Y.
89. Kur’an Dersleri, Fevzi Zülaloğlu, Söylem Y.
90. Kur’an Dili ve Retoriği, Mustafa Öztürk, Kitabiyat Y.
91. Kur’an En Büyük Mucize, Ahmet Deedat, Evs Y.
92. Kur’an En Büyük Mucize, Said Alpsoy, Miraç Kitapları, Ayraç Dağıtım
93. Kur’an Görülen Mucize, Reşad Halife, Edip Yüksel, Timaş Y.
94. Kur’an Hiç Tükenmeyen Mucize, Kur’an Araştırmaları Grubu, İstanbul Y.
95. Kur’an Işığında Kâinat ve Göklerin Fethi, Mehmet Eminoğlu, Eminoğlu Y.
96. Kur’ân İlimleri Ansiklopedisi 1-2, el-İtkan fî Ulûmi’l Kur’an, Suyûtî, Madve Y.
97. Kur’an İlimleri ve Tefsir Istılahları, Cüneyt Eren, Ekev Y.
98. Kur’ân İlimleri, Muhammed Ali Sâbuni, İnsan Y.
99. Kur’an İlimleri, Subhi es-Salih, Hibaş Y.
100. Kur’an İsimleri Antolojisi, Salih İbrahim el-Büleyhî, Pınar Y.
101. Kur’an Kıssaları ve Medeniyetlerin İnşâsı, Abdulbaki Güneş, Gündönümü Y.
102. Kur’an Kıssalarına Giriş, M. Sait Şimşek, Yöneliş Y.
103. Kur’an Mucizeleri, 1-2, Harun Yahya, Araştırma Y.
104. Kur’an Mucizeleri, Adem Yakup, Güneş Y.
105. Kur’an Mucizeleri, Halûk Nurbaki, Mayaş Y.
106. Kur’an Okumanın Âdâbı, İmam Nevevî, Tevhid Y.
107. Kur’an Okurken Zihne Takılan Âyetler, Abdülcelil Candan, Elest Y.
108. Kur’an Sempozyumu, Zaman Gazetesi Y.
109. Kur’an Tarihi, Muhsin Demirci, İst. 1997
110. Kur’an Tefsiri Açısında Mesnevî, Hüseyin Güllüce, Ötüken Y.
111. Kur’an Tefsirinde Sünneti Devre Dışı Bırakan Hareketler, Cüneyt Eren, Ekev Y.
112. Kur’an Tefsirinde Yeni Bir Metod, Emîn el-Hûlî, Şahsî Y. Kur’an Kitaplığı
113. Kur’an Tefsirinde Yöntem, Ömer Dumlu, Anadolu Y.
BİBLİYOGRAFYA
- 1087 -
114. Kur’an ve Fen Bilimleri, Celal Kırca, Marifet Y.
115. Kur’an ve Hadislerde Günümüzde Ortaya Çıkan İlmî Gerçekler, Hasan Günaydın, Türdav
116. Kur’an ve Hayat, Celaleddin Vatandaş, Pınar Y.
117. Kur’an ve İlimler, Safvet Senih, Işık Y.
118. Kur’an ve Kâinat Âyetleri, Fethullah Han, İnkılab Y.
119. Kur’an ve Mesajı, John Davenport, Kültür Basın Yayın Birliği Y.
120. Kur’an ve Sünnet Sempozyumu, İrfan Vakfı Y.
121. Kur’an’a Bakış, Ali Şeraiti, Fecr Y.
122. Kur’an’a Hicret, Adil Akkoyunlu, Çıra Y.
123. Kur’an’a Hizmet İçin, İmam Nevevî, Türdav Y.
124. Kur’an’a Muhatap Olmak ve Engelleri, M. Said Çekmegil, Nabi-Nidâ Y.
125. Kur’an’a Yeni Yaklaşımlar, Mustafa Mahmûd, Işık Y.
126. Kur’an’a Yönelirken, Mehmed Alagaş, İnsan Dergisi Y.
127. Kur’an’da Denge, Faruk Gürbüz, Denge Y.
128. Kur’an’da Deyimler ve Kur’an’ın Anlaşılmasındaki Rolü, Abdulcelil Bilgin, Pınar Y.
129. Kur’an’da Edebî Mucize, Abdullah Aymaz, Şahsî Y.
130. Kur’an’da İlmî mucizeler, Abdulmecid Zindanî, Kayıhan Y.
131. Kur’an’da İslâmî Düşünce, Seyyit Ali Hamanei, İslâmî Tebliğ Teşkilatı Y.
132. Kur’an’da Müşkül Âyetler, Sabri Demirci, Nesil Y.
133. Kur’an’da Nesh Meselesi, Süleyman Ateş, Yeni Ufuklar Neşriyat
134. Kur’an’da Nesih, Remzi Kaya, Şahsî Y., Bursa
135. Kur’an’da Ölçü ve Âhenk, Abdurrezzak Nevfel, İnkılab Y.
136. Kur’an’da Sembolik Anlatımlar, Necmettin Şahinler, Beyan Y.
137. Kur’an’da Temsilî Anlatım, Veli Ulutürk, İnsan Y.
138. Kur’an’da Zihin Eğitimi, Yaşar Fersahoğlu, Marifet Y.
139. Kur’an’ı Anlama Kılavuzu, Şaban Piriş, İstişare Y.
140. Kur’an’ı Anlama Sorunu, Sadık Kılıç, İhtar Y.
141. Kur’an’ı Anlamada Siyakın Rolü, Sidre Y.
142. Kur’an’ı Anlamada Temel Bir Problem (Te’vil), Yusuf Işıcık, Esra Y.
143. Kur’an’ı Anlamada Temel İlkeler, Yusuf Işıcık, Esra Y.
144. Kur’an’ı Anlamada Yöntem, Muhammed Gazâlî, Şûle Y.
145. Kur’an’ı Anlamak, Abdullah Kara, Ahsen Y.
146. Kur’an’ı Anlamaya Giriş, Heyet, Ekdağ Y.
147. Kur’an’ı Anlamaya ve Yaşamaya Doğru, Salih Abdülfettah el-Hâlidî, 2 Kaynak Y.
148. Kur’an’ı Hedef Alan Tahrifatçılar, Ahmet Tekin, Kelam Y.
149. Kur’an’ı Nasıl Anlayalım, Mevdudi, İşaret Y./Bir Y.
150. Kur’an’ı Nasıl Anlayalım, Muhammed Cemil Ziynû, Guraba Y.
151. Kur’an’ı Okuma Âdâbı, Hâfız Fikri Aksoy, Şahsî Y.
152. Kur’an’ı Yeniden Düşünmek, Kâzım Dönmez, Marifet Y.
153. Kur’an’ın Ana Konuları, M. Sait Şimşek, Beyan Y.
154. Kur’an’ın Anlaşılmasına Doğru, Abdullah Draz, Mim Y.
155. Kur’an’ın Anlaşılmasında Dil Problemi, Mehmet Murat Karakaya, Marifet Y.
156. Kur’an’ın Anlaşılmasında İki Mesele (Müteşâbih, Nesh), M. Sait Şimşek, Yöneliş Y.
157. Kur’an’ın Bütünlüğü Üzerine, Kur’an’ın Kur’an’la Tefsiri, Hâlis Albayrak, Şûle Y.
158. Kur’an’ın Evrenselliği Kur’an Sembollerinin Dili, Bahaeddin Sağlam, Tebliğ Y.
159. Kur’an’ın Faziletleri, İbn Kesir, Türdav Y.
160. Kur’an’ın Harika Mesajları, Halûk Nurbaki, Damla Y.
161. Kur’an’ın Hayata Müdahalesi, Heyet, Umran Dergisi Y.
162. Kur’an’ın İklîmi’nden 1-2, Muhammed Vehbi Dereli, Esra Y.
163. Kur’an’ın İnsan-Biçimci Dili, Nadim Macit, Beyan Y.
- 1088 -
BİBLİYOGRAFYA
164. Kur’an’ın Kör Dediği Kur’an’ın Gör Dediği, Ahmed Kalkan, Beka Y.
165. Kur’an’ın Metni Üzerindeki Tartışmalar, Muhammed aydın, Değişim Y.
166. Kur’an’ın Mu’tezilî Yorumu, Mustafa Öztürk, Ankara Okulu
167. Kur’an’ın Müteşabihleri Üzerine, Muhsin Demirci, Birleşik Y.
168. Kur’an’ın Nâsih ve Mensuh Âyetleri, Ahmet Gürkan, Yeni İlahiyat Kitabevi Y.
169. Kur’an’ın Semantiği Üzerine, Ahmet Çelik, Ekev Y.
170. Kur’ân’ın Temel Konuları, Muhsin Demirci, İFAV Y.
171. Kur’an’ın Türkçe Tercümeleri, Zülfikâr Durmuş, Rağbet Y.
172. Kur’an’ın Üslûbu ve Tekrarlar, Erdoğan Baş, Pınar Y.
173. Kur’an’ın Yeniden Yorumlanması, Şehmus Demir, İnsan Y.
174. Kur’an’ın Zihni İnşâsı, Seyyid Abdullatif, Pınar Y.
175. Kur’an’la Birlikte Düşünmek, İsmail Kazdal, Birleşik Y.
176. Kur’an’la Uyarmak, Orhan Tutar, Kardeşlik Y.
177. Kur’an’la Yaşamak, Ali Kerimî Cehrumî, İnsan Y.
178. Kur’anda Edebi Tasvir, Seyyid Kutup, Hilal Y.
179. Kur’an-ı Kerim (Sistematik Bir İnceleme), H. Necati Demirtaş, Boğaziçi Y.
180. Kur’an-ı Kerim Hakkında Bilmediklerimiz, Arif Arslan, Adım Y.
181. Kur’ân-ı Kerim Tarihi ve Türkçe Tefsirler Bibliyoğrafyası, M. Hamidullah, Yağmur Y.
182. Kur’an-ı Kerim Tarihi, Muhammed Hamidullah, Beyan Y.
183. Kur’ânı- Kerim Tefsirlerinde Bid’at ve Hurafeler, Muhammed Seyid Hüseyin ez-Zehebî, Nursan Y.
184. Kur’ân-ı Kerim ve 19 Efsanesi, Heyet, İnkılab Y.
185. Kur’ân-ı Kerîm ve Tabiat İlimleri, Ahmet Yüksel Özemre, Furkan Y.
186. Kur’an-ı Kerim’de Edebî Sanatlar, Cüneyt Eren, H. Özcan, Aktif Y. Erzurum
187. Kur’ân-ı Kerim’de Lafzî Müteşâbihler, Muhammed Aydın, Nûn Y.
188. Kur’ân-ı Kerim’de Muhkem ve Müteşâbih, M. Fatih Kesler, Osmanlı Y.
189. Kur’ân-ı Kerim’den Âyetler ve İlmî Gerçekler, Halûk Nurbaki, T. Diyanet Vakfı Y.
190. Kur’ân-ı Kerim’i Anlamaya Yönelik Metotlar, Cüneyt Eren, Ekev Y.
191. Kur’an-ı Kerim’i Tanımanın Temel İlkeleri, Özden Y.
192. Kur’ân-ı Kerîm’in Fazîletleri ve Okunma Kaideleri, İsmail Karaçam, Marmara Ün. İl. Fk.
193. Kur’ân-ı Kerim’in Nüzûlü ve Kırâati, İsmail Karaçam, Nedve Y. / İFAV Y.
194. Kur’ân-ı Kerîm’in Tercümesi Meselesi, Hidayet Aydar, Kur’an Okulu Y.
195. Kur’an-ı Kerimde Fen Bilimleri, Celal Kırca, Marifet Y.
196. Kur’anî Araştırmalar 1-3, Ayetullah Şehit Murtaza Mutahharî, Tûba Y.
197. Kur’anî Sesleniş (Sûrelerin Mesajları), Osman Kayaer, Fecr Y.
198. Kur’anü’l Mecid, İzzet Derveze, Ekin Y.
199. Kur’an “Temel İlkeler” , T. B. İrving, İlke Y.
200. Kur’an Ansiklopedisi, El-İtkan Fi Ulumi’l-Kur’an, I-II, Suyuti, Hikmet Neşr.
201. Kur’an Araştırmaları 1, 2, Muhammed Kutub, (Terc. Akif Nuri) Fikir Y.
202. Kur’an Araştırmaları, 1, 2, Mevlüt Güngör, Kur’an Kitaplığı Y.
203. Kur’an Bilgisi, Cavit Yalçın, Vural Y.
204. Kur’an Bilgisi, M. Sadeddin Evrin, Doğuş Matbaası, Ankara
205. Kur’an Bilinci, Abdullah Ali, Denge Y.
206. Kur’an Bize Ne Diyor? Hikmet Taşkın, Madve Y.
207. Kur’an Cevap Veriyor, İzzet Derveze, Yöneliş Y.
208. Kur’an Çalışmalarında Yöntem, Mustafa Müslim, Fecr Y.
209. Kur’an Çerçevesinde, Haşimi Rafsancani, Endişe Y.
210. Kur’an Işığında Düşünmek, Ebu Haşim Hicazi, Fıtrat Y.
211. Kur’an İlimleri ve Kur’an-ı Kerim Tarihi, Abdurrahman Çetin, Dergah Y.
212. Kur’an İlimleri, Muhammed Ali Sabuni, İnsan Y.
BİBLİYOGRAFYA
- 1089 -
213. Kur’an İlimleri, Subhi Es-Salih (terc. Said Şimşek), Hibaş Y. (Esra Y)
214. Kur’an Kıssalarına Giriş, M. Sait Şimşek, Yöneliş Y.
215. Kur’an Kur’an’ı Tanımlıyor, Muhammed Çelik, Şule Y.
216. Kur’an Kültürü ve Ehemmiyeti, Muzaffer Can, Cantaş Y.
217. Kur’an Lügatı, Zeliha Topaloğlu, Nil A.Ş.
218. Kur’an Mesajı, Muhammed Esed, (terc. Cahit Koytak) İşaret Y.
219. Kur’an Mûcizeleri, Haluk Nurbaki, Mayaş Y.
220. Kur’an Mûcizesi -Müsbet İlimlerde- Hikmet Özdemir, Gonca Y.
221. Kur’an Mûcizesi, Faruk Yılmaz, Furkan Y.
222. Kur’an Mûcizesi, Muhammed M. Şaravi, Esra Y.
223. Kur’an Nedir, Ahmed Nedim Serinsu, Şule Y.
224. Kur’an Nedir, Mehmet Paksu, Nesil Basım Yayın
225. Kur’an Niçin İndirildi? Muhammed Ahmed Abdüsselâm, Fecr Y.
226. Kur’an Nizamı, Süleyman Ateş, Dergah/ Yeni Ufuklar Y.
227. Kur’an Okulu Cüz Cüz Kur’an, Hanif Yay. I, s. 44-46
228. Kur’an Okulu, Muhammed Bagır Es-Sadr, Bir Y.
229. Kuran Okumaları, Metin Karabaşoğlu, Karakalem Y.
230. Kur’an Okumanın Mükâfatı ve Sûrelerin Fazileti, Bayram Altan, Kılıç Y.
231. Kur’ân Okurken Zihne Takılan Ayetler (Müşkilü’l-Kur’an), Abdulcelil Candan, Elest Y.
232. Kur’an Sembolizmi, Sadık Kılıç, Kılıç Y.
233. Kur’an Sempozyumu, Heyet, Zaman Gazetesi Y.
234. Kur’an Tarihi ve Kur’an Okumanın Edepleri, Ahmet Cevdet Paşa, Kültür Bas. Y. Birliği
235. Kur’an Tarihi, İsmet Ersöz, Ravza Y.
236. Kur’an Tefsirinde Fıkhî Tefsir Hareketi ve İlk Fıkhî Tefsir, Mevlüt Güngör, Kur’an Kitaplığı
237. Kur’an Tefsirinde Yeni Bir Metod, Emin Huli, Kur’an Kitaplığı
238. Kur’ân Tefsirinin Kaynakları, Sadreddin Gümüş, İstanbul 1990
239. Kur’an Tercümeleri, Salih Akdemir, Gün Y.
240. Kur’an Tercümesi Meselesi, Mustafa Sabri Efendi, Bedir Y
241. Kur’an Üzerine Makaleler, Rudi Paret, Bilgi Vakfı Y.
242. Kur’an ve Bilim, Celal Kırca, Marifet Y.
243. Kur’an ve Hayat, Celalettin Vatandaş, Pınar Y. s. 87
244. Kur’an ve İlimler, Safvet Senih, Nil Y.
245. Kur’an ve İnsan, Celal Kırca, Marifet Y.
246. Kur’an ve Kâinat Âyetleri -Allah, Kainat ve İnsan- Fethullah Han, İnkılab Y
247. Kur’an ve Kâinat Âyetleri, Safiye Gülen, İnkılab Y.
248. Kur’an ve Mesajı, John Davenport, Kültür Basın Yayın Birliği Y.
249. Kur’an ve Peygamberimiz’in Çağımızı Aşan Mesajları, M. Avni Özmansur, Altınkalem Y.
250. Kur’an ve Sünnet Üzerine, Hikmet Zeyveli, Bilgi Vakfı Y.
251. Kur’an ve Sünnet, Soruşturma 2, Sor Y.
252. Kur’an Yorumunda Çağdaş Yönelimler, J. M. S. Baljon, Fecr Y.
253. Kur’an’a Bakış, Ali Şeriati, Fecr Y.
254. Kur’an’a Bilimsel, Filolojik, Pratik Yaklaşımlar, J. J. G. Jansen, Fecr Y.
255. Kur’an’a Doğru, Mahmut Şeltut, (terc. M. Beşir Eryarsoy), Bir Y.
256. Kur’an’a Giriş, Hasan El Benna, İslâmoğlu Y.
257. Kur’an’a Göre Uzayda Hayat Var, Rauf Pehlivan Gür, Gonca Y.
258. Kur’an’a Hizmet İçin Kur’an Hamilinin Adabı- , İmam Nevevi, Türdav Y.
259. Kur’an’a Muhatap Olmak ve Engelleri, M. Said Çekmegil, Nabi-Nida Y.
260. Kur’an’a Yönelirken, Mehmet Alagaş, İnsan Dergisi Y.
261. Kur’an’a Yönelişler, Celal Kırca, Tuğra Neşriyat
262. Kur’an’da Allah ve İnsan, Toshihiko İzutsu, Pınar Y.
- 1090 -
BİBLİYOGRAFYA
263. Kur’an’da Anlamı Kapalı Âyetler, Hüseyin Yaşar, Beyan Y.
264. Kur’an’da Dini ve Ahlaki Kavramlar, Toshihiko İzutsu, Pınar Y.
265. Kur’an’da Edebi Mûcize, Abdullah Aymaz, -özel yayın-
266. Kur’an’da Edebi Tasvir, Seyyid Kutub, Çigi Y.
267. Kur’an’da Edebi Veche, Safvet Senih, Nil A.Ş.
268. Kur’an’da Fen Bilimleri, Celal Kırca, Marifet Y.
269. Kur’an’da İlmi Mûcizeler, Abdülmecid Zindani, Kayıhan Y.
270. Kur’an’da İnsan ve Medeniyet, Ramazan El-Buti, Risale Y.
271. Kur’an’da İnsan ve Toplum, Ekrem Sağıroğlu, Pınar Y.
272. Kur’an’da İslâmi Düşünce, Seyyit Ali Hamenei
273. Kur’an’da İslâmi Düşüncenin Genel Yapısı, S. Ali, Bir Y.
274. Kur’an’da Kur’an, Ejder Okumuş, Dünya Y.
275. Kur’an’da Ölçü ve Ahenk, Abdürrezzak Nevfel, İnkılab Y.
276. Kur’an’da Sembolik Anlatımlar, Necmettin Şahinler, Beyan Y.
277. Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Vecdi Akyüz, Kitabevi Y
278. Kur’an’da Temel Kavramlar, Ali Ünal, Kırkambar Y. s. 15-22
279. Kur’an’da Temsili Anlatım, Veli Ulutürk, İnsan Y.
280. Kur’an’da Zihin Eğitimi, Yaşar Fersahoğlu, Marifet Y.
281. Kur’an’dan İcatlara, Şaban Döğen, Nesil Basım Yayın
282. Kur’an’dan Tekniğe, Şaban Döğen, Nesil Basım Yayın
283. Kur’an’ı Anlama Metodu, M. Hüseyin Beheşti, Kıyam Y.
284. Kur’an’ı Anlama Yolu, Mahmut Toptaş, Cantaş Y.
285. Kur’an’ı Anlamada Siyakın Rolü, Mustafa Ünver, Sidre Y.
286. Kur’an’ı Anlamada Yöntem, Muhammed Gazali, Şule Y.
287. Kur’an’ı Anlamak 1, 2, İsmail Kazdal, Kur’an Okulu Y.
288. Kur’an’ı Anlamak Farzdır, Abdullah Yıldız, Şemseddin Özdemir, Pınar Y.
289. Kur’an’ı Anlamak İçin Temel Prensipler, Mevdudi, İMKO Y.
290. Kur’an’ı Anlamak ve Yaşamak, Muhammed Savval, Işık Y.
291. Kur’an’ı Anlamak, Cemaleddin Kasımi, İz Y.
292. Kur’an’ı Anlama’nın Anlamı, Dücane Cündioğlu, Tibyan Y.
293. Kur’an-ı Kerim Bilgileri, Osman Keskioğlu, T. Diyanet Vakfı Y.
294. Kur’an-ı Kerim Cevap Veriyor, Abdüsselâm Erzen, Terazi Y.
295. Kur’an-ı Kerim Fihristi, Abdülvehhab Öztürk, Timaş Y.
296. Kur’an-ı Kerim Fihristi, Bedrettin Çetiner, Marm. Ünv. İlahiyat Fak. Vakfı Y.
297. Kur’an-ı Kerim Fihristi, Muhammed El Arabi, El-Azzuzi, Sönmez Y.
298. Kur’an-ı Kerim Hakkında Bilmediklerimiz, Arif Arslan, Adım Y
299. Kur’an-ı Kerim Lügatı, Mahmut Çanga, Timaş Y.
300. Kur’an-ı Kerim Meleğin Vahyidir, Sadık Yılma, Yeni Ufuklar Y.
301. Kur’an-ı Kerim Mûcizesi, Malik bin Nebî, T. Diyanet Vakfı Y.
302. Kur’an-ı Kerim Nasıl Bir Kitaptır? İsmail Cerrahoğlu, Altınkalem Y.
303. Kur’an-ı Kerim Sözlüğü, Abdülvehhab Öztürk, Şamil Y.
304. Kur’an-ı Kerim Tarihi ve türkçe Tefsirler Bibliyografyası, M. Hamidullah, Yağmur Y.
305. Kur’an-ı Kerim Tarihi, Muhammed Hamidullah, Marmara Ün. İlahiyat Fak. Y
306. Kur’an-ı Kerim Tefsirlerinde Bid’at Ve Hurafeler, ez-Zehebi, Nursan Y. / Saba Y.
307. Kur’an-ı Kerim ve 19 Efsanesi, Heyet, İnkılab
308. Kur’an-ı Kerim ve 19 Efsanesi, Mahmut Toptaş, İnkılab Y.
309. Kur’an-ı Kerim ve Fenni Keşifler, Suat Yıldırım, D.İ.B. Y.
310. Kur’an-ı Kerim ve Kur’an İlimlerine Giriş, Suat Yıldırım, Ensar Neşriyat
311. Kur’an-ı Kerim ve Müsbet İlim, Fahri Demir, D. İ. B. Y.
312. Kur’an-ı Kerim’de Muhkem ve Müteşabih, M. Fatih Kesler, Osmanlı Y.
BİBLİYOGRAFYA
- 1091 -
313. Kur’an-ı Kerim’den Âyetler ve İlmi Gerçekler, Haluk Nurbaki, Damla Y.
314. Kur’an-ı Kerim’den Âyetler, Mehmet Akif Ersoy, Nakışlar Y.
315. Kur’an-ı Kerim’den Dersler ve Öğütler, Ö. Nasuhi Bilmen, Bilmen Y.
316. Kur’an-ı Kerim’den Nasiplenme, Nail Çivrili, Şahsi Y.
317. Kur’an-ı Kerim’in Evrensel Mesajı, 1, 2, Süleyman Ateş, Kur’an Okulu Y.
318. Kur’an-ı Kerim’in Evrensel Mesajına Çağrı, Süleyman Ateş, Yeni Ufuklar Neşriyat
319. Kur’an-ı Kerim’in Fazileti Hakkında Kırk Hadis, Aliyyül Kari, Bahar Y.
320. Kur’an-ı Kerim’in Faziletleri ve Okunma Kaideleri, İsmail Karaçam, Mar. İl. F. V. Y.
321. Kur’an-ı Kerim’in Hedefleri, Sadık Yılma, Yeni Ufuklar Y.
322. Kur’an-ı Kerim’in Nüzulü ve Kıraati, İsmail Karaçam, Nedve Y.
323. Kur’an-ı Kerim’in Tercümesi Meselesi, Hidâyet Aydar Kur’an Okulu Y.
324. Kur’an’ı Nasıl Anlayalım? Mevdudi, Bir Y. ; İşaret Y.
325. Kur’an’ı Nasıl Okumalı ve Okutmalı? Osman Zümret, Özel Y.
326. Kur’an’ı Nasıl Okuyalım? Muhammed Kutub, Bir Y. ;
327. Kur’an’ı Okuma Adabı, Fikri Aksoy, Din Kültürü Neşriyat
328. Kur’an’ın Anlaşılmasında Esbab-ı Nüzul’ün Rolü, Ahmed Nedim Serinsu, Şule Y.
329. Kur’an’ın Anlaşılmasında İki Mesele, (Muhk-Müt., Nesh) M. Sait Şimşek, Yöneliş Y.
330. Kur’an’ın Bütünlüğü Üzerine -Kur’an’ın Kur’an’la Tefsiri- , Halis Albayrak, Şule Y.
331. Kur’an’ın Faziletleri, İbn Kesir (terc. Mehmed Sofuoğlu), Türdav Y.
332. Kur’an’ın Harika Mesajları, 1, 2, Haluk Nurbaki, Damla Y.
333. Kur’an’ın İkna Hususiyeti, Muhammed Çelik, Çağlayan Y.
334. Kur’an’ın İlmi Sırları, Süleyman Aksoy, Sır Y.
335. Kur’an’ın İnsan-Biçimci Dili, Nadim Macit, Beyan Y.
336. Kur’an’ın Matematik Sırları, Haluk Nurbaki, Damla Y.
337. Kur’an’ın Müteşabihleri Üzerine, Muhsin Demirci, Birleşik Y.
338. Kur’an’ın Nasih ve Mensuh Âyetleri, Ahmet Gürkan, Yeni İlahiyat Kitabevi Y.
339. Kur’an’ın Zihin İnşası, Seyyid Abdüllatif, Pınar Y.
340. Kur’ani Araştırmalar, Murteza Mutahhari, Tuba Y.
341. Kur’ani Terimler ve Kavramlar Sözlüğü, Müstansır Mir, İnkılab Y.
342. Kur’an’la Birlikte Düşünmek, İsmail Kazdal, Birleşik Y.
343. Kur’an’la Parıldayan Gerçekler, Nuray Oktay, Zariflik Birliktir Y.
344. Kur’an-Sünnet Bütünlüğü, Necati Kara, İhtar Y.
345. Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim, Ahmet Okutan, Şahsî Y.
346. Lügavî Kur’an Okumaları, Muhammed Şehrûr, Sidre Y.
347. Mitoloji, Kitab-ı Mukaddes ve Kur’ân-ı Kerim, Sadık Kılıç, İzmir 1993
348. Mucizeler Mucizesi Kur’an, Ahmet Deedat, İnkılab Y.
349. Muhammedi Vahiy, M. Reşid Rıza, Fecr Y.
350. Muhtasar Kur’an Tarihi, Ahmed Cevdet Paşa, Şahsî Y.
351. Müsbet İlimlerde Kur’an Mucizesi, Hikmet Özdemir, Gonca Y.
352. Namazda ve Namaz Dışında Kur’an Okumanın Hükmü, Abdullah Tunca, Marifet Y.
353. Necmüddîn Dâye ve Tasavvufî Tefsiri, Mehmet Okuyan, Rağbet Y.
354. Nüzûlünden Günümüze Kur’an ve Müslümanlar, M. Zeki Duman, Fecr Y.
355. Nüzulünden Günümüze Kur’an ve Tefsir, H. Mehmet Soysaldı, Fecr Y.
356. Olayların Kur’anca Yorumu, Mehmed Paksu, Nesil Y.
357. Örneklerle Konulu Tefsir, Ahmed Muhammed ez-Zahrânî, Akçağ Y.
358. Peygamberimizin Kur’an’ı Tefsiri, Suat Yıldırım, Kayıhan Y.
359. Ramazan ve Kur’an, Mehmet Pamak, İlim ve Kültür Y. / İlkyay Y.
360. Sahâbenin Kur’an Anlayışı, Mehmet Sürmeli, Mavi Y.
361. Son Asır Türk Aydınının Kur’an’a Bakışı, Yitik Masumiyet, Ahmed Bedir, Merkür Y.
362. Son İlâhî Kitap Kur’an-ı Kerim, Osman Keskioğlu, Diyanet İşleri Başk. Y.
- 1092 -
BİBLİYOGRAFYA
363. Sonsuz Mûcize Kur’an, İsmail Karaçam, Çağ Y.
364. Sorularla Tevhid ve Akaid, Mehmet Alptekin, Saff Y. s. 51-61
365. Soruşturma 2, Kur’an ve Sünnet, Heyet, Sor Y.
366. Sözün Özü (Kelam-ı İlahi’nin Tabiatına Dair), Dücane Cündioğlu, Tıbyan Y.
367. Şia’da ve Sünnî Kaynaklarda Kur’an Tarihi, Şaban Karataş, Ekin Y.
368. Şifreci Yanılgı, Yakup Kansızoğlu, Rağbet Y.
369. Tarihsellik ve Esbâb-ı Nüzul, Ahmet Nedim Serinsu, Şule Y.
370. Tarihte Tefsir Hareketi ve Tefsir Anlayışları, Ali Eroğlu, Ekev Y.
371. Tefsir Çeşitleri ve Konulu Tefsir, Davut Aydüz, Işık Y.
372. Tefsir İlminin Temel Meseleleri, Cemaleddin El-Kasımi, İz Y.
373. Tefsir Tarihi, İsmail Cerrahoğlu, Fecr Y.
374. Tefsir Usulü ve Kaynakları, Ali Turgut, Marmara Ün. İlahiyat Fak. Vakfı Y.
375. Tefsir Usûlü ve Tarihi, Muhsin Demirci, Marmara Ün. İlâhiyat Fak. Y.
376. Tefsir Usulü, İsmail Cerrahoğlu, D.İ.B. Y.
377. Tefsir Usûlüne Giriş, İbn Teymiye, Esra Y.
378. Tefsir Üzerine, İbni Teymiyye, Pınar Y.
379. Tefsir ve Hadis Usûlünün Bazı Meseleleri, M. Tayyib Okiç, Nûn Y.
380. Tefsir ve Hadiste İsrâiliyyât, Muhammed Hüseyin Zehebî, Rağbet Y.
381. Tefsirde Dirayet Metodu, Mustafa Çetin, Zemzem Yayınları
382. Tefsirde İsrailiyyat, Abdullah Aydemir, D. İ. B. Y.
383. Temel Kaynağımız Kur’an, Fevzi Zülaloğlu, Ekin Y.
384. Temel Kaynaklardan Yararlanmada Yöntem, Hüseyin Hatemi, İşaret Y.
385. Temel Konularda Kur’an Öğretisi, Mehmed Alagaş, İnsan Dergisi Y.
386. Tenasüb, İmam Suyuti, Tevhid Y.
387. Tercüme Problemleri ve Mealler, Faruk Gürbüz, İnsan Y.
388. Terimler Sözlüğü, -Kitabu’t-Ta’rifat, Seyyid Şerif Cürcani, Bahar Y.
389. Tevhid, Muhammed Kutub, Risale Y. s. 227-242
390. Toplum, Din ve Kur’an Üzerine Düşünceler, Sabri Yazıcıoğlu, Uludağ Y. Bursa
391. Türk Toplumunun Kur’an-ı Kerim Kültürü, Murat Sülün, Ayışığı Y.
392. Türkiye Kur’an Makaleleri Bibliyografyası, Murat Sülün, Ömer Çelik, İFAV Y.
393. Ulûmu’l Kur’an Kur’an İlimleri, Mennâ Halil el-Kattân, Timaş Y.
394. Umdetül Huffaz; Kur’an Kelimeleri Sözlüğü, Mesud İbni İbrahim Halebi, Hizmet Kit.
395. Usul-i Din Dinin Kaynaklarına Bir Bakış, İbn Hazm, İnsan Y.
396. Vahiy Gerçeği, M. Zeki Duman, Fecr Y.
397. Vahiyle Gelen Hayat, Sefer Göltekin, Pınar Y.
398. Vahy ve Medeniyet, Sûre Okumaları, Bahaeddin Sağlam, Tebliğ Y.
399. Yemin Olsun ki, Aksâmu’l-Kur’an, Sadık Kılıç, İhtar Y.
400. Yeniden Kur’an’a Yönelmek, Bahattin Dartma, Rağbet Y.
401. Yeniden Kur’an’a Dönüş, Salih Çavuşoğlu, Hanif Y.
402. Yeryüzünün Varisleri, Kul Sadi Yüksel, Yenda Y. s. 134-146
403. Yüce Kitabımız Hz. Kur’an, Tayyar Altıkulaç, T. Diyanet Vakfı Y.
404. Yüz Cevapla Kur’an Nedir? Vahyi Hayata Taşımak, M. Emin Yıldırım, Kalem Y.
- 1094 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
KUR'AN KAVRAMLARI
KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
1- Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Allah'ın verdiği nimete karşılık, nimetin artması için hamd edilir.
b) Hayırlı bir işe başlarken, çoğunlukla da o işi bitirince hamd edilir.
c) Hamd, şikâyetçilik ve nankörlüğe karşı bir ilaçtır.
d) Her şey, bütün varlıklar Allah'a hamd etmektedir.
2- "Varlıklar âlemini yaratan, terbiye ederek geliştiren, onları maddi ve manevi olgunluğa götüren, terbiyenin bütün gereklerine mâlik ve her şeye sahip olan" anlamına gelen Allah'ın ismi, hangi kavramdır?
a) Allah b) Rahman c) Din gününün sahibi d) Rab
3- "Benim .............. her şeyi içine alıp kuşatmıştır." Mealindeki A'raf suresi 156. ayette geçen bu ifadede, boş bırakılan kelime hangisidir?
a) azabım b) rahmetim c) affım d) rızkım
4- Sözlükte; itaat etmek, boyun eğmek, tevazu göstermek, bağlanmak ve hizmet etmek anlamlarına gelen kavram aşağıdakilerden hangisidir?
a) istiâze b) istiâne c) ibâdet d) hamdele
5- Ferdî ibadetlerle yetinmeyip tebliğ, mesaj ve davetin öne çıktığı, dolayısıyla İslam'ın topluma ve hayata ulaştırılmasının öneminin ifadesi olarak, şeytanı kaçıran ibadet, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Namaz b) Kur'an okumak c) Salevat getirmek d) Ezan okumak
6- "Ezelde bütün yaratılmışlar hakkında hayır ve rahmet irade buyuran, sevdiğini sevmediğini, inananı inanmayanı ayırt etmeyerek bütün varlıklara sayısız nimetler ihsan buyuran" Allah'ın bu özelliklerine ne isim verilir?
a) Rahmân b) Rab c) Rahîm d) Mâlik
7- Besmelenin dinî hükmü nedir? Yani, bir işe başlarken besmele çekmek, dinin hangi hükmüne girer?
a) Farz b) Vâcip c) Sünnet d) Yapılan işe göre değişir.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1095 -
8- Kıyamet konusunda, aşağıdaki anlayışlardan hangisi yanlıştır?
a) Kıyametin ne zaman kopacağını Peygamberimiz dahil hiçbir kimse bilmez; sadece Allah bilir.
b) Önemli olan, kıyametin ne zaman kopacağı değil; kıyamet ve sonrasına neler hazırladığımızdır.
c) Kendi ölümümüz küçük kıyamet sayılır.
d) Kıyamet alâmetlerini bilip saymak dinin önemli esaslarındandır.
9- Dua ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Dua dili Arapçadır. Başka dille yapılan duanın kabul edilmeme ihtimali büyüktür.
b) Dua ederken seci yapmak, kafiyeye benzer uyumlu kelimeler kullanmak güzeldir.
c) Sadece sözle dua olmaz. Sebeplere yapışmak, yani fiille dua yapmak da şarttır.
d) Duanın kabul olması için Allah'ın bir veli kulunu, evliyadan birini vesile yapmalıdır.
10- Kâfirlerin de dünyada rızıktan mahrum bırakılmamaları Allah'ın hangi sıfatının gereğidir?
a) Rab b) Rahmân c) Rahîm d) Ma'bud
11- Besmele ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) İlk inen âyet, besmele ile okumayı emretmektedir.
b) Besmele Kur'an ayetidir. Neml suresindeki ayette besmele geçmektedir.
c) Kur'an'da bir sûre (Tevbe sûresi) besmeleyle başlamaz. Diğer sûreler besmele ile başlar.
d) Hayvan keserken "bismillâhirrahmanirrahim" denilmesi gerekir.
12- Aşağıdakilerden hangisi, Allah'ın bir sıfatı değildir?
a) Evrenin, bütün varlıkların ve tüm insanların Rabbıdır.
b) Hesap ve hüküm gününün hâkimidir.
c) Din büyüklerinin vasıtasıyla kendisinden yardım istenilendir.
d) Çok merhamet eden ve ahirette mü'minlere nimetler verendir.
13- "İnsanların kötülüklerden korunabilmeleri için bütün ilahi emir ve yasaklara uyarak, söz ve işleriyle Allah'a sığınmayı istemelerini ifade eden kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) istiâze b) istiâne c) duâ d) besmele
- 1096 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
14- Aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Hamd ile şükür aynı anlamdadır.
b) Hamd, sadece nimetlere karşı yapılır. Şükür ise her zaman yapılmalıdır.
c) Elhamdü lillâh sözüne hamdele denir.
d) Bir kimse aksırınca (hapşırınca) ona karşı elhamdü lillâh denir.
15- Din günü ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) "Din gününün sahibi" ifadesinden insanın ve kâinatın boşuna yaratılmadığı ve iyi kötü her amelin karşılığının görüleceği anlaşılır.
b) Din günü, Allah'ın ödül ve cezasının bir gereğidir. Din gününe, âhirete inanmamak, ilâhi adaleti istememek demektir.
c) Din gününe, âhirete inanmak, ölüm korkusunun insanda bir kâbusa ve kronik bir hastalığa dönüşmesini engeller.
d) Din günü inancı, insanın dünyayı önemsemeyip sadece ahirete değer vermesi bilincini oluşturur.
16- "De ki ........... olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?" Furkan suresi 77. ayetinde geçen bu ifadede boş bırakılan yere hangi kavram gelmelidir?
a) duânız b) ibâdetiniz c) hamdiniz d) merhametiniz
17- Herhangi bir eylemin Allah'a ibadet olabilmesi için aşağıdaki gruplardan hangisi bütünüyle doğrudur?
a) İnanç (iman) ; tâat (meşruluk) ; usûl (metod) ; niyet (maksat).
b) İnanç (iman) ; takva (Allah korkusu) ; sabır (sabretmek) ; şükür (şükretmek).
c) İnanç (iman) ; ihlas (samimiyet) ; ümid (umut) ; takva (sakınma).
d) İnanç (iman) ; salât (namaz) ; savm (oruç) ; sadaka (zekât).
18- Kur'an'da "Allah" lafzından sonra en çok geçen Allah'ın ismi hangisidir?
a) Rab b) Rahman c) İlâh d) Rahim
19- Besmele'nin tam doğru anlamı nedir?
a) Esirgeyen, bağışlayan Allah'ın adıyla.
b) Rahman, Rahim Allah'ın adıyla.
c) Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla başlıyorum.
d) Çokca merhamet eden Allah'ın adıyla okuyorum.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1097 -
20- Kur'an'a başlarken yapmamız gereken istiaze ile şeytandan Allah'a sığınıyoruz. Şerrinden Allah'a sığındığımız şeytan hakkında, aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Şeytan, hem cinlerden; hem de insanlardan olur.
b) Şeytan vesvese vermekle kalmaz; insana dediğini yaptırmak için baskı yapar.
c) İnsanı içinden tahrik edip, onu Allah'a isyana sevk eden her türlü duygu ve düşünce şeytanîdir, şeytandandır.
d) Şeytanın mü'minler üzerinde fısıldamanın (sessizce günaha teşvik etmenin) dışında bir gücü ve egemenliği yoktur.
21- "Çok merhamet edici, verdiği nimetleri iyi kullananları daha büyük ve ebedi nimetler vermek suretiyle mükâfatlandırıcı" anlamına gelen güzel isim aşağıdakilerden hangisidir?
a) Allah b) Rahman c) Rahim d) Din gününün sahibi
22- Seçeneklerden hangisi, "dingünü" kavramının ifade ettiği anlamlardan biri değildir?
a) Allah'ın bütün kullarına merhametinin görüleceği "Rahmet günü"
b) Hayrın hayır; şerrin de şer olarak görüleceği "Kıyamet günü"
c) Yapılan işlerin karşılığının tam olarak verileceği "Ceza günü"
d) İnsanların yaptıkları işlerin, Allah tarafından takdir edilip hesabının görüleceği "Hesap günü"
23- "Ancak Senden yardım isteriz" âyetinde belirtildiği şekilde dua, sadece Allah'a yapılır. Yalnız Allah'a yapılan dua konusunda vesile (onun hürmetine demek) konusunda aşağıdaki hükümlerden hangisi tam doğrudur?
a) Ameller ve Peygamberimiz dahil, hiçbir şeyi Allah'a dua ederken vesile yapamayız.
b) Amellerle vesile yapılabilir; ama, hiçbir insanla vesile yapılamaz. Bu kesinlikle şirktir.
c) Sahâbeler, Peygamberimiz öldükten sonra da Peygamberimiz'le vesile yapmışlardır.
d) Hiçbir insanı vesile yapmamak en uygun, en emin yoldur.
24- Kur'an'da Allah'tan başka rabb kabul edilen veya bu iddiada bulunan kimselerden bahsedilmektedir. Seçeneklerden hangisi bu anlamda Kur'an'da geçmez?
a) Ebû Cehil b) Fir'avn c) Rahipler d) Hz. İsa
- 1098 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
25- Besmele, eski ümmetlerin de bildikleri ve kullandıkları bir ifadedir. Kur'an-ı Kerim bu konuda Hz. Muhammed (s.a.s.)'den önce iki peygamberin besmelesini örnek veriyor. Bu peygamberler kimlerdir?
a) Hz. Nuh ve Hz. Süleyman
b) Hz. Âdem ve Hz. Süleyman
c) Hz. Âdem ve Hz. İbrahim
d) Hz. Nuh ve Hz. Mûsâ
26- Seçeneklerden hangisi, Allah'dan başkasını rab kabul etme şirki anlamına gelmez?
a) Yatırlara kurban kesmek, onlara dua etmek.
b) Din adamlarının helâl kıldığını helâl kabul etmek.
c) Namaz, oruç gibi ibadetleri terk etmek.
d) Önderleri, din büyüklerini sevmede ve onlara bağlanmada aşırı gitmek.
27- Sözlükte; iyilik, üstünlük ve erdemlilikle niteleme (medhetme) ve övme anlamına gelir. Terim olarak ise; "bütün medih türlerini içerip sevgi ve ta'zimle Allah'a yönelen övgü ve şükrü ifade eder."
Yukarıdaki tanım, hangi kavramı karşılamaktadır?
a) Rab b) istiâze c) hamd d) istiâne
28- İstiâze ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Kur'an okumaya besmeleden de önce istiâze ile başlanır.
b) Tuvalete ve banyoya girmeden önce besmele çekilmeyip sadece istiâze yapılır.
c) Muavvizeteyn (Felak ve Nas) sureleri istiaze ile ilgili sûrelerdir.
d) İstiâze, sadece "eûzü billâhi mineşşeytanirracim" denilerek yapılır. Başka kelimelerle yapılmaz.
29- İslâm'dan önce müşrik Araplar, işlerine başlarken besmele yerine ne söylerlerdi?
a) Bismikellahümme
b) bismi'l Lât ve'l Uzzâ
c) Bismillâh
d) bismi'l Hubel ve'l Menat
30- Kur'an-ı Kerim'de, ancak Allah'a ibadet edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Bazı insanların Allah'tan başka ibadet ettiği varlıklar sayılmaktadır. Aşağıdakilerden hangisi Kur'an'da tapınılan bir varlık olarak direkt söylenmemiştir?
a) para b) tâğut c) şeytan d) putlar
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1099 -
31- "Besmele ile başlanmayan her iş ........... " Bu hadis-i şerifteki boş bırakılan yere ne gelmelidir?
a) Yarım ve eksiktir.
b) Günah ve yanlıştır.
c) Şeytan işidir.
d) Bereketsiz ve güdüktür.
32- Allah'a ibâdetin tanımı, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Allah'ın farz kıldığı İslam'ın beş şartına (namaz, oruç, hac, zekât ve kelime-i şehadet getirmeye) ibâdet denir.
b) Yapılması sevap olan, Allah'a yakınlık ifade eden, yalnız O'nun rızasını kazanmak niyetiyle yapılan her türlü harekete ibâdet denir.
c) Allah'ın yüceliği karşısında kulun aczini itiraf etmesi, sevgi ve ta'zim duyguları içinde Allah'tan lütuf ve yardım dilemesine ibâdet denir.
d) Kulların Allah'a karşı memnuniyet ve sevinçlerini O'na şükürlerini bildirmelerine ibâdet denir.
33- Lutf ile olan rehberliğe, yol gösterip kılavuzluk yapmaya, hayra ulaştırmaya ve hayırda muvaffak kılmaya Kur'an kavramı olarak ne ad verilir?
a) Sırat-ı Müstakim b) Hidayet c) Takva d) Felâh
34- Sapmak, şaşmak, karanlıkta kalmak, bocalamak ve kaosa yenik düşmek; Doğru yoldan bile bile veya iğfâle kapılarak sapmaya Kur'an terminolojisinde ne ad verilir?
a) Hidâyet b) Fücur c) Dalâlet d) Fısk
35- Para, mal veya benzeri ihtiyaç malzemelerini Allah yolunda harcamaya ne ad verilir?
a) Rızık b) İnfak c) Felâh d) Takva
36- Fatiha suresindeki "Bizi doğru yola hidayet et; kendilerine nimet verdiklerinin yoluna..." (Fatiha, 5-6) ayetlerinde ifade edilen Allah'ın nimet verdikleri kimseler, Nisa suresi 69. ayette açıklanır: "Allah'a ve Rasül'e itaat edenler; Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, ......... , şehidler ve .......... le beraberdirler. Onlar ne güzel arkadaştır." Bu ayet mealinde, boş bırakılan yerlere gelmesi gereken, seçeneklerden hangisidir?
a) Nebiler - Rasüller
b) Takva Sahipleri - Mü'minler
c) Salihler - Müttakiler
d) Sıddıklar - Salihler
- 1100 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
37- Sırat-ı müstakimde olabilmenin gereklerini ayetlerden yola çıkarak tespit ettiğimizde iman, hidayet sahibine yönelmek, sırat-ı müstakimden olmayı arzu etmek ve Rasülullah'ın sünnetine uymanın yanında; diğer yol arkadaşları olan mü'minlerle ilgili bir şart daha vardır. Bu şart, seçeneklerden hangisi olabilir?
a) Gönül genişliği (Tüm müslümanlara sevgi)
b) Yaratılanları, Yaratan'dan ötürü sevmek (Tüm yaratıkları sevmek)
c) Ashab sevgisi (Asr-ı saadetteki müslümanlarla gönül birliği)
d) Yol arkadaşlarına karşı muhabbet (Cemaat üyeleriyle dayanışma)
38- Âhiretle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Âhiret inancı, hemen bütün din ve düşünce sistemlerinde de mevcuttur.
b) Reenkarnasyon, Hindu dininden geçen, ruhların, insan ölünce başka bedenlere geçeceğine inanılan, temelde de âhireti ve yeniden dirilişi inkâr anlayışıdır.
c) Dünya ayrı, âhiret ayrıdır. Din ve âhiret işleriyle dünya işlerini birbirine karıştırmamak gerekir.
d) Kur'an'da âhirete sadece inanmak yeterli görülmemekte, ona kesin bilgi, şuur ve şehadet, yani yakinlik istenmektedir.
39- İman konusunda aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) İman, ibadet ve taatlerle artar ve günahlarla eksilir.
b) Şizofreni (çift şahsiyetli akıl hastalığı) olanlar hariç, normalde kişi, inandığı gibi davranır, inancına uygun şekilde yaşar.
c) Takva sahiplerinin ilk ve en büyük özelliği, iman etmektir.
d) İman ile İslâm; mü’min ile müslüman aynı anlamdadır. Kur’an’da her iki kavram aynı anlamda kullanılır.
40- Kur’an’a göre, insanın önüne okunmak üzere konan 3 temel kitap vardır. Bu üç kitabın belirli pasaj ve parçalarını Kur’an, “âyet” olarak belirtmektedir. Kur’an; diğer iki kitabın gereğince okunup değerlendirilmesini kolaylaştıran bir nurdur. Nedir bu 3 kitap?
a) Kur’an, Hukuk, Nutuk
b) Kur’an, Kâinat, Anayasa
c) Zebur, Tevrat, İncil
d) Kur’an, İnsan, Evren
41- Hem süs, hem de her türlü etkiden koruyucu olarak dış ve içe giyilen parçaları da bulunan bir örtü ve elbise olarak Kur’an’da “Ve ......... elbisesi, işte o hayırdır.” (A’raf, 26) şeklinde tanımlanan, “fücur”un zıddı olan, yukarıdaki âyette boş bırakılan yere gelmesi gereken kavram nedir?
a) Hamd b) Takva c) Gayb d) Felâh
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1101 -
42- “O, insanları ve toplumları ve toplumları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderilmiştir. Bir adı da Nur’dur. Onun hâkim olmadığı yerler zulumatla (karanlıklar ve zulümlerle) kaplıdır.” Bu özellikler, aşağıdakilerden hangisine aittir?
a) Peygamberler
b) Hz. Muhammed (s.a.s.)
c) Hidâyet
d) Kur’an
43- Rızık konusunda fiilî dua, aşağıdakilerden hangisiyle en uygun şekilde yapılır?
a) Çalışarak
b) Sabrederek
c) Rızık için dua ederek
d) Errızku Ala’llah deyip, buna inanarak
44- “Rasûlullah’ı Allah’ın katından getirmiş olduğu bilinen haber ve hükümlerde tasdik etmek, bunu diliyle de ikrar edip, tatbik etmeye çalışmaya ne ad verilir?
a) İman b) Mü’min c) Takva d) Hidâyet
45- Seçeneklerden hangisi, imanın sahih olması için gerekli şartlardan biri değildir?
a) Ölüm döşeğinde ve can çıkmak üzereyken değil; daha önce iman edilmelidir.
b) Dinin, Kur’an’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr etmemek şarttır.
c) Gücü yettiği kadar elfâz-ı küfür ve ef’âl-i küfür ihmal edilmemesi gerekir.
d) Din veya dince mukaddes sayılan şeylerle alay, hakaret, inkâr ve küçük görmek gibi hususlardan kaçınılması gerekir.
46- Lügatta, faydalanılması için verilen bağış, pay, hisse, nasip gibi anlamlara gelen; Allah’ın canlılara zevk ve yararlanma nasip ettiği faydalanılan gıda, mal, evlât, eş, iş, ilim gibi şeylere ne denir?
a) Nimet b) Hidâyet c) Felâh d) Rızık
- 1102 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
47- “Takvanın bir anlamı da haşyet, yani ta’zim ve saygıdan ileri gelen korkmaktır. Bu korku, kulun Rabbıyla arasındaki sevgiyi yıpratma korkusudur. O yakacak diye değil; O sevmeyecek diye korkmaktır takva.” Bu ifadelerden yola çıkarak Allah sevgisi ve Allah korkusu hakkında aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) O’nu hem sevmeli, hem de O’ndan korkmalıyız.
b) Ümit ve korku arası yaşamalıyız.
c) Allah, korkulmaya değil; sadece sevilmeye lâyıktır.
d) O’nu sevme yönümüz ağır basmalı, O’ndan korkarken bile sevgiyi öne çıkartmalıyız.
48- Kelime anlamı korumak, korunmak, sakınmak’tır. Kavram olarak, kuvvetli bir himâyeye girerek korunmak, haramları terk edip şüpheli şeyleri bırakmak suretiyle nefsi günahlardan korumak anlamında kullanılır. Tanımı yapılan bu kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Takvâ b) İnfak c) Hidâyet d) Gayb
49- Mutlak gaybı, Allah’ın dışında;
a) Peygamberler bilirler
b) Melekler bilirler
c) Peygamberler ve melekler bilirler
d) Hiçbiri (bilmez)
50- Malla, parayla yapılan infaklar üç kısma ayrılır. Seçeneklerden hangisi malla yapılan üç çeşit infakı doğru olarak belirtir?
a) Zekât, sadaka-i fıtır, adak
b) Zekât, oruç keffareti, sadaka
c) Zekât, humus, öşür
d) Zekât, sadaka, îtâ
51- Lügat anlamlarından bazıları dua, patlama, parlama, tutuşma olan fiilî bir dua ve niyaz, eyleme dönüşmüş bir tevhid, Allah'ın huzurunda boyun eğiş ve Allah düşmanlarına karşı nefret dolu bir kıyam ve başkaldırı özelliğini taşıyan ve tevhidden sonra ilk emir olan Kur'anî kavram nedir?
a) Cihad b) İbadet c) Salât d) İstiâne
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1103 -
52- Gaybla ilgili olarak aşağıdaki cümlelerden hangisi yanlıştır?
a) Gaybın bir kısmını, Allah, vahy yoluyla peygamberlerine bildirmiştir.
b) Yıldızlar gaybı bilmezler, ama yıldızların, burçların insanların geleceğiyle ve kaderiyle ilgili bağlantıları vardır.
c) Cinler gaybı bilmezler. Cinciler de gaybden haber verdikleri konularda kesin yalancıdırlar.
d) Gaybla ilgili olarak mü’minlere lazım olacak kadar, yani çok az bilgi verilmiştir.
53- Rızık konusunda aşağıdaki hüküm cümlelerinden hangisi yanlıştır?
a) Rızık artıp eksilmez, ama rızkı helâl veya harama dönüştürmek bize bağlıdır.
b) Çok çalışarak çok para kazanılabilir, ama yararlanılmayan para rızık değildir.
c) Kendisinden yararlanılan iman, ibadet, takva, güzel ahlâk ve ilim de rızıktır.
d) İslâm, helâl yoldan kazanılan para ve malı, çalışıp kazanana ait kabul eder; yani mülk ve para, helâl kazanç sahibinindir; Kimse müdahale edemez.
54- Takva sahibi mü'minlere vaad edilen, önündeki engeli yarıp kendini kurtarmak ve istediğine ermek, zafere kavuşmak, yani dünyada başarı ve mutluluk, âhirette ebedî kurtuluş ve saadet anlamına gelen Kur'anî kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) İnfak b) Felâh c) Hidâyet d) Sırat-ı müstakim
55- Gaybla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Gayb, yalnız gelecekle ilgili olarak insanın duyularıyla farkedilir, görülür olmayan şeylere denir.
b) İman esaslarının tümü gaybtır. Gaybe iman da takva sahiplerinin ilk vasfıdır.
c) Peygamberler gaybla ilgili özel konumdadırlar. Onlara gaybdan vahy gelmektedir.
d) Peygamberler de beşerdir. Kendiliklerinden gaybı bilemezler.
- 1104 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
56- "Namazların hepsini ve hele salât-ı vustâ'yı muhâfaza ediniz."
(2/Bakara, 238) Bu âyette geçen salât-ı vustâ nedir?
a) Her şahıs için, engellerin çokluğu sebebiyle kılınması müşkil olan ve ortada kalan namaz hangisi ise, vustâ namazı odur.
b) Sabah namazıdır. Çünkü uykudan uyanarak sabah namazı kılmak özel gayret ister.
c) Salât-ı vustâ orta namaz demektir. Beş vaktin ortasındaki namaz ikindi namazıdır. Dolayısıyla salât-ı vustâ, kesin olarak ikindi namazıdır.
d) Salât-ı vustâ, beş namaz demektir. Beş vakit namazı devamlı kılmaya salât-ı vustâ denir.
57- İnfak; malda, hem zekât olarak, hem de zekâtın dışında başkalarının hakkı olduğu kabulü ile gerçekleşir. İnfak konusunda aşağıdaki ifadelerden yanlış olan hangisidir?
a) İnfak, sadece maldan olmaz. İlimden, güler yüzden, güzel sözden, teselliden de infak yapılmalıdır.
b) Rızkın gerçek sahibi Allah’tır. Dünyada mal ve rızık sahibi görünen insan, aslında bir postacı, emanetçi ve veznedar konumundadır.
c) İnfak etme konusunda Sâlebe, güzel ve örnek bir şahsiyettir.
d) İnfak, kişinin parayı putlaştırmasına, israfa ve dünyevîleşmesine engeldir.
58- Dünyadaki en büyük devrim, onun eseridir. O, gerçek anlamda, bir çağı kapatıp yepyeni bir çağ açmıştır. Cahiliyye, onunla kovulmuş, mutluluk çağı onunla başlamıştır. Tarihin şahit olduğu en muhteşem topluluk, onun sayesinde oluşmuştur. Tüm mucizeler içinde de baş sırayı o alır. Bu özelliklere sahip olan şey, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Din
b) Kur’an
c) Hz. Muhammed (s.a.s.)
d) Allah’ın halifesi
59- Namaz konusunda aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Namaz, insanı fahşâ ve münkerden (kötü ve iğrenç şeylerden) vazgeçirir.
b) Namaz, insanın işinin rast gitmesini, dünya işlerinde kişinin rahatlamasını ve başarısını sağlar.
c) Namaz, gönülleri ferahlatan, ruhları aydınlatan bir şifa kaynağıdır.
d) Namaz; dua, tevbe, zikir, şükür, tesbih gibi ögeleriyle mü'mini mânen eğiten ve olgunlaştıran bir ibadettir.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1105 -
60- Âhiret bilincine sahip olmak ve dünya)âhiret dengesi sağlamak için dünya, doğru değerlendirilmelidir. Dünya konusunda aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
a) Dünya oyun ve eğlenceden, süs ve övünmeden geçici bir faydalanmadan ibarettir.
b) Dünya, hakiki manada huzur ve rahatın bulunduğu gerçek vatanımız değildir.
c) Dünyada imtihan vesilesi olarak kadınlar, evlatlar, altın ve gümüşler, iyi binekler sevdirilmiştir.
d) Müslüman, âhiret endişesiyle yaşaması gerektiği için dünya ile ilgilenmemeli; dünyayı, onu tercih edenlere bırakmalıdır.
61- Bazı sebepler yüzünden müslüman görünmesine rağmen, içindeki küfrü gizleyen, kalbiyle inanmadığı halde, "ben de mü'minim" diyenlere Kur'an terminolojisinde münafık dendiği malumdur. Münafıklar aslında kâfir oldukları halde, kâfirlerden bazı farklı özelliklere sahiptirler. Aşağıdakilerden hangisi bu farklılık konusunda yanlıştır?
a) Kâfir, inanç konusunda açık olduğu halde; münafık casus gibi kendini gizler.
b) Kâfirler, inanç konusunda mert ve net oldukları halde; münafıklar, duruma göre renk alan kaypak, kalleş bir karaktere sahip kimselerdir.
c) Kâfir, İslam'a düşmanlığını açıkça gösterebildiği halde; münafık yalancıdır, müstehzîdir, müslümanlarla alay etmektedir.
d) Kâfirler, genellikle muslih/islah edici oldukları halde; münafıklar, fesatçı/müfsid insanlardır.
62- Lügatta, bir şeyin dengesinden çıkması, bozulma ve geçersiz olma anlamlarına gelen; kavram olarak, toplumda ortaya çıkan kokuşma, bozulma ve dengeden sapmaya Kur'an terminolojisinde ne ad verilir?
a)fesad b) tuğyan c) zulmet d) nifak
- 1106 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
63- "Bakara" kelimesinin anlamı ve Kur'an'da en uzun sureye bu ismin verilmesine sebep olarak Kur'an'da "bakara" konusundaki kıssa, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Bakara; inek, buzağı demektir. Hz. Musa, kavmini Allah'ın yardım ettiği denizin yarılması mucizesiyle Fir'avn'un zulmünden kurtarıp Mısır'dan çıkarttıktan sonra, bir ara Rabbinden emir almaya gittiğinde Sâmiri isimli bir yahudi, altından buzağı yaparak İsrailoğullarını yeniden putperestliğe çekmek istedi. Bu olaya Bakara olayı denir. Ve bu yüzden bu sureye bu isim verilmiştir.
b) Bakara, inek demektir. Bakara suresinde ineklere tapan Hindistan'daki Hindu dininin Peygamberimiz'in yaşadığı dönemdeki putperest/inekperestlerin dalâleti anlatılmaktadır. Bu sebepten dolayı, bakaraya, yani ineğe tapanlara cevaplar veren bu sureye Bakara suresi denmiştir.
c) Bakara, inek demektir. Bu, Kur'an'da Bakara suresinde bir kıssada geçen bir özel inek için kullanılmıştır. Bakara, Hz. Musa devrinde, İsrailoğulları arasında fâili bulunamayan bir cinâyetten dolayı diyet olarak kurban edilmesi gereken ve bazı özellikleri olan bir inektir. Bu olaydan bahsettiği için bu sureye Bakara suresi denmiştir.
d) Bakara, hayvan demektir. Bu, sığır cinsinden hayvanlara verilen ortak addır. İsrailoğullarının Allah'a verdikleri sözden ve O'nu tek ilah kabulünden caymalarından ve Cumartesi günü yasağını çiğneyip azgınlaşmalarından sonra Allah, onları hayvanlara çevirdi. İşte bu mucizevî olayla hayvan şekline çevrilenlere Bakara denir. Bu olayın anlatıldığı sureye de bu yüzden Bakara suresi denilmiştir.
64- "Gerçek şu ki kâfir olanları inzar etsen de inzar etmesen de/uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir; iman etmezler.” (Bakara, 6) ayetinden, aşağıdaki yargılardan hangisi anlaşılmaz? Yani, bu ayetten yola çıkılarak, kâfirlere karşı uyarı görevi konusunda aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Tüm kâfirler, yoldan çıkmış, Allah'ın nimetlerini inkâr eden, gerçeği örten, İslam'ı görmezlikten gelen kimselerdir. Bunları, uyarsak da uyarmasak da bizim için fark etmez; çünkü onlar iman etmezler.
b) Ortaya çıkan karakter tahlili ve delillerle tebliğin büyük ihtimalle sonuç vermeyeceği belli olan kişilerle uğraşmakla vakit geçirmeyip; netice getirme ihtimali büyük olan kişilere inzar/uyarı görevi yapılmalıdır.
c) Kâfirlerin hakka karşı tutumları, onlara tebliğ ve uyarı yapmamıza engel değildir. İnzarın yapılıp yapılmaması, onlar için eşittir, farketmez; ama bizim için bu görevi yapıp yapmamak eşit değildir.
d) Ayetteki ifade, tüm kâfirleri kapsamaz. İnzarın/uyarının fayda etmediği kâfirler, akıllarını ve alıcılarını kullanmayarak kendi olumsuz tavırları yüzünden kalpleri mühürlenen, doktorun ümitsiz vaka kabul ettiği hasta gibi olan inatçı kâfirlerdir.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1107 -
65- Küfürle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Küfrün bir şekli, kutsal denebilecek olumlu küfürdür. Müslüman, tağuta küfr etmeli, tağutun kâfiri olmalıdır.
b) Küfür, fıtrata ters düşünce ve davranıştır. Bir anormallik, nankörlük ve hastalıktır; Kalpte başlayan ve diğer organlara sirayet eden bulaşıcı bir mikroptur.
c) Müslümanın küfrü, küfr-i berâedir. Yani, küfr edilmesi gereken şeyden teberrî etmek, uzaklaşmak, reddetmek, otorite ve hâkimiyetini kabul etmemek şeklinde olur.
d) Küfür, kalple ilgili inançsızlıktır. İnsanın amel yönüyle hiçbir davranışı onu küfre sokmaz, kâfir kılmaz.
66- Lügat anlamı, taşkınlık, azgınlık, sınırı aşmak olan "isyan ve günahta sınır tanımayacak ölçüde ileri gitme"ye ne denilir?
a) inzar b) fesad c) tuğyan d) ifsad
67- Özellikle siyasî otorite ve yöneticinin tuğyanını başkalarına ulaştırması, Allah'ın indirdiği hükümlere alternatif olmak ve onların yerine geçmek üzere hükümler koyan varlıklara ne ad verilir?
a) tâği b) müfsid c) kâfir d) tâğut
68- Kalbin hastalığı ve mühürlenmesiyle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Kalbin hastalığı; kibir, hayasızlık gibi kötü ahlak ve kötü huylarla ilgili, yani günah işlemekle ortaya çıkar. Tevbe edilip güzel amellerle silinmedikçe kalpte leke halindeki bu hastalık büyür ve giderek tüm kalbi kaplar.
b) Kalbin mühürlenmesi, sebep değil; sonuçtur. Tertemiz bir kalple dünyaya gelen insan, günah işleyerek kirlettiği kalbini, günahlarda ısrar etmek ve imana karşı olumsuz ve inatçı bir tavır takınarak, mikropların tümüyle kalbini kaplamasına sebep olacak davranış ve inançta bulunması sebebiyle kalp mühürlenir.
c) Kalbin selim vasfını, sağlığını korumak için, onu şirk ve küfür başta olmak üzere haramlardan korumak; bedenin sağlığı için gerekli gıdalar gibi, kalbe lazım olan ibadet, zikir, tefekkür gibi gıdalarla kalbi yeterli ve dengeli beslemek şarttır.
d) Kâfir ve münafıkların kalbinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Allah, tüm kâfir ve münafıkların kalbini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerinde de perdeler vardır. Kalpleri mühürlü olduğu için, bu sebepten dolayı onlar iman etmezler.
- 1108 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
69- Bir şeyi dengesinden çıkaran, bozan, bozgunculuk yapan kimseye Kur'an terminolojisinde ne ad verilir?
a) muslih b) müfsid c) tâğut d) tâği
70- Allah'ın insan için koyduğu aşılmaması gereken hududu aşan, ölçüyü kaçıran, haddini bilmeyip taşkınlık yapan azgın kimseye ne ad verilir?
a) tâği b) müfsid c) nezir d) tâğut
71- Allah'ın nuru konusunda aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Mutlak nur, âlemleri ve gönülleri nurlandıran Allah'tır.
b) Kur'an'da "Allah'ın nuru" ifadesi, kalbî-ruhî gerçekleri belirtir. İman ve İslam anlamında, hidayeti içeren, kurtuluşa götüren şeyler anlamında kullanılır.
c) Hz. İbrahim, Allah'ı görmek istemiş, ama Nur dağına Allah'ın nuru tecellî edip dağ paramparça olduğu için Hz. İbrahim de nurun şiddetine dayanamayıp bayılmıştır.
d) Kâfirler, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler; ama Allah, nurunu tamamlayacaktır.
72- Gerçeği örten, nimeti inkâr eden, Yaratıcı'nın en büyük nimetleri olan ayetleri, din, peygamberlik ve hidayet gibi hususları görmezlikten gelen kimseye Kur'an terminolojisinde ne ad verilir?
a) tâği b) ifsad c) kâfir d) münzir
73- Bir uyarının, propaganda değil de; gerçek bir "inzar" olabilmesi için bazı şartlar gerekir. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi inzar için gerekli şartlardan biri değildir? Yani, inzar konusunda aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Uyarının, kesin vahyî gerçeklerle ilgili olması ve karşı çıkanın Allah'a (O'nun hükümlerine) karşı çıktığının belirgin olması
b) Uyarıda muhatabın sınırsız olması; tanıdık ve yabancı demeden herkese tebliğin ulaştırılmaya çalışılmasıyla birlikte, yakın çevrenin ihmal edilmemesi, hatta imkân nisbetinde yakın çevreye öncelik verilmesi
c) Uyarı ve davetin açıktan değil; gizli olarak yapılması ve kalbi mühürlü olan kimselere değil; gerçeği araştıran kimselere hakkın ulaştırılması
d) İçine bâtıl karışmamış hakkın tebliğ edilmesi; Tevhidin kişisel ve toplumsal alana yayılması/taşınması; uyarıda bunların ana konuyu teşkil etmesi
74- Bir şeyi, bir yönden öteki yöne çevirmek anlamı taşıyan ve Kur'an'da bir adı da "fuad" olarak kullanılan kelime, seçeneklerden hangisidir?
a) hidayet b) gayb c) infak d) kalb
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1109 -
75- Kur'an'da; vahyin dışında ve onunla zıtlaşacak bütün düşünce sistemleri için mecazî anlamda kullanılan ve küfrün her çeşidini içine alan, Kitabımız'da iman nurunun karşılığı olarak ve hep çoğul olarak kullanılan kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) mefsedet b) zulumât c) tuğyan d) küfür
76- Bir insanın imanını koruması, özellikle küfrün egemen olduğu yerlerde hayli zordur. Mü'mini, imanını giderip onu küfre sokarak kâfir yapan hususlar:
istinkâr (Dinden olan bir hükmü inkâr etmek) istihfâf (Dinden olan bir hükmü küçümsemek, hafife almak) istihkar (Dinden olan bir hükmü hakir, çirkin görmek) istihzâ (Dinden olan bir hükmü alaya almak, onunla eğlenmek) gibi durumlardır. Bunlar gibi, yine insanı küfre sokan diğer özellik, seçeneklerden hangisidir?
a) istishâl: Kolay saymak; Dinden olan bir hükmü kolay kabul etmek
b) istihlâl: Dinden olan bir haramı helâl; helâlı haram kabul etmek
c) istikbâr: İnsanlara karşı kibirlenmek, başkalarını küçük görmek
d) istiz'âf: Kendini zayıf görüp zâlimlere karşı âciz duruma düşmek
77- Uyarı görevini yapan, inkâr bataklığına sapan kavimleri cehennem azabıyla korkutan ve eski kavimlerin başlarına gelen helâkı hatırlatarak ilâhî ikaz vazifesini yerine getiren peygamberlere, özellikle Peygamber Efendimiz'e, yapmış oldukları bu görevden dolayı Kur'an'da ne ad verilir?
a) nezîr/münzir
b) sâlih/muslih
c) el-emîn/el-mü'min
d) hâdî/mehdî
78- "Dikkat! Gerçekten cesette bir et parçası vardır; o doğru olursa bütün vücut doğru olur. O fesada uğrar, bozulursa bütün vücut bozuk olur. Dikkat, o .......tir." Bu meşhur hadis-i şerifte boş bırakılan yere gelmesi gereken kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) kulak b) dil c) el d) kalp
- 1110 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
79- Tuğyânın (ve küfrün) temel sebeplerinden biri olan "istiğnâ" ne demektir?
a) Büyüklük taslayarak insanlara zulmetmek, haksızlıkla hükmetmek; Büyüklenip kibirlenerek yeryüzünde fesat ve fitne çıkarmak, müstekbirlik
b) Kendini her yönden zengin kabul edip, kimseye muhtaç olmadığı anlayışına sahip olarak kibir ve gurur içinde bulunmak
c) Ayartma, azdırma, baştan çıkarma, fesat, ara bozma, karışıklık ve dinsizlik
d) Fesat çıkarmak, bozmak, faydalanılan bir şeyin bozulması, insanların inanç ve yaşayışını doğrudan saptırmak
80- Fesadla ilgili aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?
a) Fesad, ya otoritesizlikten, yani başı boşluktan çıkar; ya da otoritenin meşrû ve âdil olmamasından, yani başı bozukluktan meydana gelir.
b) Tabiat güçlerinde ve hayvanlarda fesad söz konusu değildir. Fesad, sadece insanların yaptıklarıyla ve cinlerin faaliyetleriyle ortaya çıkar. O yüzden insan, fesad çıkarıp yeryüzündeki dengeyi bozduğundan, hayvandan da aşağı olabilmektedir.
c) Ahlaklılar, müslümanlar, yani muslihler/ıslahçılar, müfsidler kadar güçlü ve aktif olmazsa fesad yayılır. Kur'an, müfsidlerle beraber, onlara karşı çıkmayanların da helak olduğunu haber vermektedir.
d) Mü'min, iman edip salih amel işleyen kimsedir. Kâfir ve münafık da inanmayıp yeryüzünde fesad çıkaran kimsedir. Onun için mü'min hiçbir şekilde fesad sayılan işi yapmaz; yaparsa kâfir olur. Kâfir de hiçbir şekilde salâh sayılacak bir eylemde bulunamaz; onun tüm yaptıkları, fesad kavramının içinde değerlendirilir.
81- Allah'ın Kur'an'da nur konusunda Hz. Peygamberimiz için sıfat olarak belirttiği unvan nedir?
a) Sirâc-ı münîr: Işık saçan kandil
b) Menba-ı nur: Nur kaynağı
c) Nûru's-semâvâti ve'l-ard: Göklerin ve yeryüzünün nuru
d) Muhricun mine'z-zulumâti ile'n-nûr: Karanlıklardan nura çıkartan
82- Lügat olarak; eşyaya rağbeti olmak, tükenmek, ölmek, tünel, tarla faresinin (köstebek) deliğinden çıkıp girmesi anlamlarına gelen ve inanç yönünden Kur'an'da anlatılan üç gruptan birinin tavrını ifade eden kelime, seçeneklerden hangisidir?
a) ifsad b) infak c) nifak d) inzar
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1111 -
83- Kur'an'da ve mü'minlerin ıstılahında daha çok mecazî ve manevî anlamı akla gelen, bu şekilde kullanılınca şan, şeref, eşyayı ve onun gerçekliğini görünür kılan tecellî anlamında kullanılan İslam, vahiy, hidayet ve kalbî-ruhî gerçekleri ifade eden kelime, seçeneklerden hangisidir?
a) salâh b) ıslah c) infak d) nur
84- Günümüzde asr-ı saadetteki fonksiyonu elinden alınmış, tevhidî bilinç ve anlayışa katkı sağlamayan, gösteriş ve israf mantığıyla inşa edilmiş, müslümanları düzene asimile etmeye çalışan devlet dairesi halinde işlevi olan bazı camilerin varlığı tartışma konusudur. Bu tartışmanın odak kavramı, asr-ı saadette münafıkların yaptığı bir mesciddir. Tevbe suresi 107. ayette belirtildiği gibi, münafıklardan bir topluluk, İslam cemaatini bölmek, zarar vermek, hakkı tanımamak, yani fesat ve fitne için, Kuba mescidine karşılık olarak bir mescid/cami yapmışlardı. Bu mescidin Kur'an'da ifade edilen şekliyle adı nedir?
a) Mescid-i Kuba
b) Mescid-i Nifak
c) Mescid-i Dırar
d) Mescid-i Fitne
85- Lugat anlamı, tehlikeyi haber verip sakındırmak, uyarmak, ikaz, ihtar olan, Kur'anî kavram olarak da Allah'ın, peygamberleri aracılığıyla kullarını uyarıp kötü âkibetten sakındırmasına ne denilir?
a) inzar b) nezîr c) ıslah d) münzir
86- Kur'an'ın bütün insanları, benzerini getirmekten âciz bırakmasına ne denilir?
a) Mucize Kur’an c) İcâzâtü'l-Kur'an
b) İ'câzü'l-Kur'an d) Mu'cizâtü'l-Kur'an
87- Aşağıdaki cehennemle ilgili ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Cehennemin yakıcı ateşi gibi dondurucu soğuğu da bir azap türüdür.
b) Cehennem ehli açlık ve susuzluk hissedecek; kendilerine yemek olarak zakkum ve darî' denilen zehirli bitki, içecek olarak da kaynar su ve kanla karışmış irin verilecektir.
c) Allah'ın emirleri doğrultusunda yaşayan gerçek mü'minler, cennete gidecekleri için cehenneme hiç uğramayacak, oradaki manzarayı hiç görmeyeceklerdir.
d) Cehenneme sadece kâfirler değil; günahın çepeçevre kendisini kuşattığı isyankâr müslümanlar da Allah affetmediyse girecektir.
- 1112 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
88- Lügat anlamı misil, denk, eş ve benzer demek olan; açıkça tapınılsın veya tapınılmasın ilâh yerine konan, tanrı olarak benimsenen aşırı bir sevgi ve kayıtsız şartsız bir itaatle yönelinen Allah'ın dışındaki şeylere Kur'an terminolojisinde ne ad verilir?
a) İ'câz b) Entât c) Endâd d) Tâğut
89- Mucizede üç ana şart vardır. Seçeneklerin hangisinde bu üç şart tümüyle doğru olarak sayılmıştır?
a) Hârikulâde bir olay olması, meydan okunarak gösterilmesi, benzerinin getirilememesi.
b) Peygamberlerin eliyle gerçekleşmesi, anormal bir olay olması, insanları benzerini getirmekten âciz bırakması.
c) Allah tarafından meydana getirilmesi, hârikulâde bir olay olması, gündüz vakti gösterilmesi.
d) O devirdeki meşhur özelliğin cinsinde olması, kendi zamanında geçerli ve rağbetli olan şeyden üstün olması, insanlar büyük bir meydana toplanarak herkesin gözü önünde gösterilmesi.
90- Hıcr suresi, 44. ayette cehennemin 7 kapısı olduğu açıklanmaktadır. Kur'an'da geçen cehennemle ilgili sıfatların bu kapıların veya cehennem tabakalarının ismi olduğu kabul edilmektedir. Seçeneklerden hangisinde bu cehennem tabakalarının isimleri tümüyle doğrudur?
a) Cehennem, Cahıym, Hâviye, Hutame, Lezâ, Saıyr, Sakar.
b) Cehennem, Cehmân, Cahıym, Tâğıye, Hutame, Cezâ, Sakar.
c) Cahıym, Hâviye, Semûm, Siccîn, Veyl, Hutame, Saıyr.
d) Cahıym, Sâviye, Hutame, Karia, Semûm, Veyl, Saıyr.
91- Âlimler, Kur'an'daki "endâd" kelimesiyle ilgili olarak bununla ne murad edildiği konusunda değişik görüşler ileri sürmüşlerdir. Aşağıdaki görüşlerden hangisi endâdın anlamıyla ilgili ileri sürülen doğru görüşlerden biri değildir?
a) Endâd, müşriklerin, kendilerini Allah'a yaklaştırsınlar diye ilah edindikleri, fayda umup zararları gidereceğini bekleyerek yöneldikleri putlardır.
b) Müşriklerin kayıtsız şartsız kendilerine itaat edip aşırı saygı duymayı gerekli gördükleri, Allah'ın haramlarını helâl/sakıncasız sayan yönetici, lider ve başkanlarıdır.
c) Allah'tan başka insanın kalbini işgal edip insanı meşgul eden arzu ve hevesler insanı esir ediyorsa, bu nefsânî hevâ ve heves endâddır.
d) Kendilerine sevgi ve saygı duyulan futbolcu, şarkıcı, yönetici, lider veya medyumlar, insanları kandıran âlim ve bilginler endâddır.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1113 -
92- Allah, insana takvâyı da fücuru da ilham etmiştir. Ama Allah'ın merhamet yönünün ağır basmasından dolayı, insanın hayra meyletmesi için, onu hidayete kılavuzluk edecek unsurlarla takviye etmiştir. Aşağıdakilerden hangisi bu unsurlardan biri değildir?
a) Fıtrat (İslam'a yatkınlık)
b) İstiğnâ (kendini yeterli görmek)
c) Peygamber ve kitap (vahy)
d) Akıl ve vicdan (doğruya ve güzele meyil)
93- Aşağıdaki seçeneklerden hangisi "semâ" ile ilgili şirk anlayışlarından değildir?
a) Yıldızların ve burçların insanların kaderine etki ettiği anlayışı; mesela, iki kişi anlaşamıyorsa "yıldızları barışmıyor da onun için" denilmesi, birisi ölünce "bir yıldız kaydı" denmesi gibi.
b) Esas anlamı gök, gökyüzü ve yörünge olan "felek" in, insanın kaderine hükmeden, aynı zamanda yuvarlaklığından dolayı kambur, adaletsizliğinden dolayı kahpe olduğu söylenen bir güç kabul edilmesi.
c) Allah'a endâd kabul etmek, yani sevgide ve itaatte aşırılığa gidilerek yüceltilen, Allah'ın dışında bazı kişi ve putların ilah kabul edilip O'na eş tutulması.
d) Burç ve yıldız fallarına ya da kişinin doğum tarihindeki astroloji haritalarına bakılarak insanın kaderiyle ve geleceğiyle ilgili değerlendirmelerde bulunulması.
94- "Su" ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Su rahmettir; ama aynı zamanda bazıları için ceza ve azaptır da.
b) Zemzem, mübarek ve kutsal bir sudur; zemzem içen günahlardan temizlenmiş olur.
c) Her canlı şey sudan yaratılmıştır.
d) Susayan insanlara, hatta hayvanlara su vermek çok sevaptır.
95- Lügat anlamı olarak sert ve çirkin olmak ve dibi görünmeyen derin kuyu anlamlarına gelen kavram, hangi kelimeyle karşılanır?
a) Nâr b) Endâd c) İ'câz d) Cehennem
96- Selefin yerini alan, sonradan gelen, birinin yerine bırakılan, vekil olan, yönetici, mü'minlerin emîri, İslâm devleti başkanı anlamlarına gelen kelime, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Müstaz'af b) Halife c) Melek d)Âlim
- 1114 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
97- Yaratma ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Kulların fiillerini de Allah yaratmıştır. Kul, bir eylemi yaratmaz; yapar.
b) Gerek fizikî ve cismanî bakımdan, gerek davranış ve maneviyat/ruhî (fıtrat) bakımından Allah, insanı en güzel bir biçimde yaratmıştır.
c) Allah, semaya ve arza "ol" demiş; onlar da hemen oluvermiş, yani yaratılma hemen tamamlanmıştır.
d) Allah, görülen varlıkları olduğu gibi, görülmeyenleri, soyut nesneleri, ölümü, hayatı ve bilmediğimiz nice şeyleri de yaratmıştır.
98- Halk (yaratma) kavramıyla ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi tümüyle doğrudur?
a) Halk (yaratma), bir şeyi varken yok etmek ve yoktan var etmek, cansız bir şeye can vermek, canlıdaki ruhu almak demektir.
b) Türkçede yaratmak anlamına gelen halk kelimesi, Allah'ın dışında hiç kimsenin icadı ve sanatı için mecaz anlamında bile olsa kullanılamaz; kullanılırsa Allah'ın yaratıcılığı inkâr edildiği için insan küfre girer.
c) Halk, bir şeyden başka bir şey icad etmek, yapmak anlamına da gelir. Bu anlamda ve mecaz olarak insan için kullanılabilir; ama yaratıcılıktaki kutsallığı ve kudreti basite almaya yol açtığı için kullanılmaması tavsiye edilir.
d) Müşrikler, yeri-göğü yaratan, canlı-cansız her şeyi yoktan var eden Allah'a inanmadıkları için, insanın yaptığı basit şeylere "filan kimse şunu yarattı" gibi sözler sarfetmekten çekinmezler.
99- "İnsan"la ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Müşrikler, beşer olmayan melek veya meleğe benzer bir peygamber istiyorlardı. Günümüzdeki bazı insanlar da dâvetçi/hocaları, hatta hacca gidenleri beşer olarak görmek istememekte; onların dünya işleriyle, ticaretle ilgilenmesine olumsuz bakmaktadır.
b) Yüzlerce seneden bugüne batılılar, içlerindeki inançsız insanların uydurdukları dinler olan materyalizm, kapitalizm, komünizm, scientizm ve determinizmin etkisiyle insanı ruhtan ibaret varlık kabul edip, onun maddî yönünü inkâr etmişlerdir.
c) İnsanın âciz ve zayıf olarak yaratılması da insan için aslında bir nimettir. İnsan böylece insanlarla ve Rabbıyla ünsiyet içinde yaşamanın tadını almaktadır. Âcizlik, kişiyi sosyalleşmeye ve birbirlerine yardımcı olmaya itmekte; zayıflık da, Allah'a kulluğa/ibadete, dolayısıyla O'nunla ünsiyete sebebiyet vermektedir.
d) İnsanın maddî gereksinimlerini öne çıkarıp, ruhî/manevî ihtiyaçlarını ihmal etmesi, hayvanlaşması, hatta dört ayaklılardan daha aşağıya düşmesi demektir. Bunun yanında manevî/ruhî gıdaları aşırı şekilde alıp diğer yönü ihmal etmesi de nefsine zulümdür.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1115 -
100- "İnsan"la ilgili olarak aşağıdaki lügat ve ıstılah tanımlarından hangisi kısmen de olsa yanlıştır?
a) "İnsan" sözcüğü, üns kelimesinden türemiştir. Üns, yakınlık ve ünsiyet demektir. İnsan, bir yandan diğer insanlarla bir arada yaşama durumundadır, o yüzden bu yakınlığı; bir yandan da daima Allah'a ihtiyacı vardır, bütün varlıkların üstünde Allah'a yakınlığı ifade için insan denmiştir.
b) "İnsan" kelimesinin, nesy = unutmak fiilinden geldiği söylenir. Bu durumda insan unutkan demektir. Kur'an'da insandan (Adem) söz edilirken "Adem'e ahit verdik de unuttu." buyurulur.
c) İnsan, beden ve ruhtan oluşan, düşünen, şuurlu, iman ve ilim sahibi ibadet eden bir varlıktır. Halife olarak yaratılan, üstün, yapıcı yeteneklere sahip, organik ve biyolojik yapı bakımından bazı ihtiyaçları/zayıflıkları ve bazı ahlakî zaafları olan bir yaratıktır.
d) İnsan, İslam dışı kültürlerde tek yönüyle değerlendirilse de, aslında iki yönlü bir varlıktır: Ademiyet ve beşeriyet. Ademiyet, insanın adam olması demektir, yani insanın dış yapısını, toprak yönünü, fizikî özelliklerini ifade eder. Beşeriyet tarafı ise, insanın halifeliği, ruh yapısı, manevî tarafı, melekî yönüdür.
101- Yaratma ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi tümüyle doğrudur?
a) Yaratma, âlemlerin; sema, arz ve içindekilerin yaratılmasıyla tamamlanmış, bitmiştir.
b) Şerleri, kötülükleri, zarar veren şeyleri Allah yaratmaz; onlar şeytanın eserleridir.
c) Allah, insanı topraktan, melekleri ve cinleri nurdan yaratmıştır.
d) Yaratma, Allah'ın işidir. Yaratıcılık O'ndan ayrılmaz bir vasıftır. O devamlı ve tekerrür halinde yaratır.
102- İlk insan Hz. Âdem'in yaratılışıyla ilgili aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?
a) Aslımız hakir toprak olduğundan büyüklenmeye hakkımız yoktur. Toprak, tevâzuyu ve secdeyi simgeler. İnsana da yakışan bu özelliklerdir.
b) İnsan iki boyutludur. Topraktan yaratılan beşer yönü ve ilâhî ruhtan üflenen mânevî yönü. İnsanın üstünlüğü mânevî yönüyledir.
c) İlk insan ilk peygamberdir. Onun için o, suç altında ezilen ve affedilmeyen biri değil; vahye muhatap olan yüce şahsiyettir.
d) İlk insan, topraktan var edilen, hiçbir şey bilmeyen bir yaratıktı. Sonra gelişip tekâmül ederek dünyaya uyum sağlamaya başladı. Giderek konuşmayı öğrendi, olgunlaşarak bu günkü seviyesine yükseldi.
- 1116 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
103- Kur'an'da, kendisinin mucizeliğini gösteren birçok delil vardır. Bunların her biri bir i'caz yönüdür. Yani Kur'an bir değil; çok çeşitli yönleriyle mucizedir. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi bu i'caz yönlerini doğru olarak içerir?
a) Kur'an'ın fesahat ve belâğatı, nazmı ve te'lifi, tüm bilimsel gerçekleri ihtiva etmesi, insanların tüm ihtiyaçlarına çözümler getirmesi, her harfinin ayrı bir melek tarafından inzal edilmesi.
b) Kur'an'ın nazmı ve te'lifinin âhengi/uyumu, fesahat ve belâğatı, bütün insanların gerçek ihtiyaçlarını karşılayacak esaslar ihtiva etmesi, gelecekten haber vermesi ve bunların gerçekleşmesi.
c) Kur'an'ın fesahat ve belâğatı, edebî eserlerin en güzeli olması, her okuyanın etkilenip müslüman olması, gelecekten haber vermesi ve bunların gerçekleşmesi, ihtiyacı olanların O'nu okuduğunda tüm ihtiyaçlarının sağlanması.
d) Kur'an'ın fesahat ve belâğatı, nazmı ve te'lifinin insanı hayran bırakması, O'nu okuyan kimseye hiçbir zarar ve şerrin gelmemesi, istikbalde olacak olayları, yani gelecekle ilgili tüm konuları özlü olarak içermesi.
104- Endâdla ilgili olan aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Endâd edinmek, kâfir insanlara, bâtıl görüş ve İslam dışı kurallara aşırı sevgi besleyip mutlak itaat etmektir; Peygamberlere, Allah'ın velî kullarına, takvâ sahibi âlim ve evliyalara sevgi beslemek, hiçbir şekilde endâd/şirk koşma anlamına gelmez.
b) Allah'ın belirli nitelik ve güçlerini başkalarına atfetmek, mesela kayıtsız şartsız itaat edilecek Allah'tan başka otorite kabul etmek endâd kapsamına girer.
c) Endâd edinmek şirk koşmak demektir. Şirkin küçüğü ve gizli olanı da vardır. Mesela sebepleri yüceltmek (şoför frene basmasaydı ölmüştüm, filan doktor hayatımı kurtardı gibi sözler söylemek, bu sözlerle mecazı değil, gerçeği kasdetmek; sebepleri olayı gerçekleştiren asıl unsur görmek).
d) Allah'ın kulları üzerindeki hakkı, insanların sadece O'na ibadet edip hiçbir şeyi Allah'a endâd/ortak koşmamalarıdır. Allah, bu endâd kabul etmeyi kesinlikle affetmez.
105- Mâlum olanın olduğu hal üzere bilinmesine, bir şeyin hakikatini/gerçeğini idrâk etmeye ne denir?
a) vahy b) ilim c) hilâfet d) istiz'âf
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1117 -
106- "Müstekbir" karakteri hakkında aşağıdaki hükümlerden hangisi doğrudur?
a) Müstekbirler, halkın inancını bile paylaşmayan, kendi hevâlarından başka ilâh kabul etmeyen menfaatçi tiplerdir.
b) Peygamberlere ilk inanan insanlar, müstekbirler olmuştur. Peygamberimiz'e Mekke'de iman edenlerin, yani ilk müslümanların çoğu bu sınıftandır.
c) Her müslüman, müstekbir olmaya çalışmalı, İslâm tarihindeki meşhur müstekbir kahramanları örnek almalıdır.
d) Kâfirlerin tümü müstekbirdir. Hıristiyanlar ve özellikle ruhban sınıfı aşırı derecede müstekbirdir.
107- İblis'in Âdem (a.s.)'e secde etmeyişi ve bu hatasını savunmasındaki ifadelerden yola çıkarak, İblis'in mantığı konusunda, seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Akılcılık: Allah'ın hükmüne rağmen kıyas ve mantık yürüttü; aklını tek ölçü kabul ederek akıllılık değil, akılcılık yaptı.
b) Irkçılık: Yaratıkları ruhî yapısıyla, Allah'ın verdiği nimetlerle değerlendirmeyip yaratıldığı maddenin özellikleriyle, asaletiyle ve soyuyla değerlendirdi.
c) Materyalizm: Âdem'i sırf toprak kabul etti; maddeye takıldı, ölçüsü madde idi.
d) Suçlama: Hz. Âdem'in yeryüzünde fesat çıkarıp kan dökeceğini iddia etti; fesat çıkaranın üstünlüğü olmazdı.
108- Namaz secdesi dışında başka secdeler de vardır. Seçeneklerden hangisi, dinimizdeki secde çeşitlerinden biri değildir?
a) Sabır secdesi b) Şükür secdesi
c) Sehiv secdesi d) Tilâvet secdesi
109- Peygamberimiz'in bir hadisinden anlaşıldığına göre sabır, üç çeşittir. Seçeneklerden hangisi, sabrın çeşitlerinden biri değildir?
a) Başa gelen musibetlere, hastalık, âfet ve belâlara tahammül etmek
b) Dinimize ve kutsal değerlerimize yapılan saldırı ve hakaretlere sabr etmek
c) Haramlardan kaçınmada, nefsimizin arzularına karşı direnmek
d) Allah'a itaat ve ibadetlerde, bunların zorluklarına karşı sabr etmek
- 1118 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
110- Meleklerin özellikleri konusunda aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Normal şartlarda gözle görülmeyen, yemeyen-içmeyen varlıklardır.
b) Nurdan yaratılmış varlıklardır, erkeklik-dişilikleri yoktur.
c) Görevleri icabı mutlak gaybı bilirler. O bilgi doğrultusunda kâinata yön verirler.
d) Güçlü, kuvvetli ve sür'atli varlıklardır. Allah'ın emrinden dışarıya çıkmazlar.
111- Tevbe edip sözünde durmamak, defalarca tevbesini bozup tevbeyi istismar ederek oyuncak haline getirmek konusunda aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Şeytan tevbesini bozmuş, tevbe ettikten sonra istikbâr ederek büyüklük taslamış ve inat etmiştir.
b) Tevbeyi bozmak, tükürdüğünü yalamak demektir; aynı yerde aynı kazayı defalarca yapmaktır.
c) Tevbeyi bozmak, ümid-korku dengesini de bozar. İnsanın psikolojik yapısını tahrip eder, kendine güveni kaybolmaya başlar.
d) Tevbeyi sık sık bozmak, nifak alâmetlerine sahip olmak demektir.
112- İstikbâr sahibi, istikbâr eden anlamına gelen "müstekbir" için, aşağıdaki yargılardan hangisi doğrudur?
a) Firavun başta olmak üzere, tâğutlar ve zâlim kâfirler müstekbirdir.
b) Hz. Âdem gibi olmak (adam olmak) için gücümüzün yettiği kadar müstekbir olmamız lâzımdır.
c) Aşağı görülüp sömürülmek üzere zayıf bırakılmış kimselere müstekbir denir.
d) Müstaz'aflar, müstekbirler sayesinde, müstekbirleri köleleştirerek zulümlerini sürdürürler.
113- "Asla geri dönmek", "geçici günah halini terk edip salâha/fıtrata dönmek" anlamlarına gelen "tevbe" için, aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?
a) Tevbe, sadece dille söylenerek yapılan lisanla ilgili bir ibâdettir. "Estağfirullah" veya "tevbe ediyorum" sözleriyle tevbe gerçekleşir.
b) "Ayıp olur", veya "dokunuyor" diye bir kötülüğü bırakmak tevbe sayılmaz.
c) Tevbe etmemek, nefse zulmedip zâlim olmak ve imandan sonra fısktır.
d) Tevbe, başlı başına gerekli bir ibâdettir. Tevbe etmek için mutlaka bir şey yapılmış olması gerekmez.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1119 -
114- "Vahiyle özdeşleşen anlamıyla ......... , kesin bilgi demektir. Onun için ilmi, yani hakka hakikate dayanan ilâhî nur olan Allah'ın verdiği bilgiyi kabullenmeyen insana profesör bile olsa ......... , bunların en meşhurlarına .......... , böyle kişilerin oluşturduğu toplum düzenine de .......... denir."
İlimle ilgili yukarıdaki ifadede boş bırakılan yerlere seçeneklerden sırasıyla hangisi gelmelidir?
a) bilgi - bilgisiz - zır câhil - bilgisiz toplum
b) din - kâfir - Firavun - tâğut
c) ilim - câhil - Ebu Cehil - câhiliyye
d) İslâm - câhil - İblis - şirk
115- Aşağıdakilerden hangisi şeytanın başvurduğu yöntemlerden biri değildir?
a) İnsanı Allah'la aldatır, O'nun affının geniş olduğunu, nasıl olsa günahları affedeceğini insana fısıldayarak vesvese verir.
b) Haramları süsler, bâtılı hak gösteren telkinlerde bulunur. Süslü, yaldızlı ve çekici, ama saptırıcı/çarpık sözlerle insanları kandırmaya çalışır.
c) İmanı güçlü olan, ihlâslı kullara zararı ve etkisi daha büyük olur. Onlara düşman olduğundan onları Allah yolundan saptırmaya çalışır, çoğunda da başarılı olur.
d) Mal ve dünyalık konusunda korkuya düşürür. İnfak ve sadaka konusunda cimrilik ve açgözlülüğü emreder. Bâtıl yollarda ise isrâfı teşvik eder.
116- Sözlükte, "eğilme ve boyun büküş" demektir. Özel anlamda namazın bir rüknü olan, genel anlamda ise melekleri, insanları, hayvanları ve cansızları da kuşatan, "üstün bir varlığın önünde saygıyla eğilme"ye Kur'an terimi olarak ne denir?
a) Tesbih b) Namaz c) İbâdet d) Secde
117- Melekler hakkında yanlış, hatta bâtıl ve küfür olan bazı anlayışlar vardır. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi bu yanlış anlayışlardan biri değildir?
a) Meleklerin dişi olarak değerlendirilmesi, hatta bazı müşrikler tarafından -hâşâ- Allah'ın kızları olarak kabul edilmesi.
b) Meleklerin kanatları olduğunun iddia edilmesi, hatta ikişer, üçer ve dörder kanatlı olabileceğinin ileri sürülmesi.
c) Meleklerden yardım beklenmesi, dua edilmesi, hatta onlara tapılması, onların Allah'a şirk koşulması.
d) Azrâil gibi bir büyük meleğe saygısızca davranılması, hatta hakaret edilmesi.
- 1120 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
118- Hz. Âdem ve Havvâ'nın cennetteki hayatlarıyla ilgili olarak doğru kabul edilip nice kitaplara giren pek çok "isrâiliyât" vardır. Seçeneklerden hangisi isrâiliyât değil; Kur'an'ın bu konuda bildirdiği kesin doğrulardandır?
a) "Âdem, Allah'ın yasakladığı ağaçtan yemeseydi, insanlar cennette yaşayacaktı."
b) "Hz. Havvâ, yasak ağaçtan meyveyi ilk yiyen olduğu ve eşine de yedirdiği için, gebelik zorlukları, doğum sancıları gibi cezalara çarptırıldı."
c) "Hz. Âdem'in işlediği günah, onun çocuklarına da geçen aslî günahtır. O yüzden insan, günahkâr olarak dünyaya gelir."
d) "Şeytan, Hz. Âdem'i ve eşini cennette kandırarak onları elbiselerinden soydu, ayıp yerlerini ortaya döküp onları utandırdı."
119- Hilâfet ve halife konusunda aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?
a) Peygamberimiz'den sonra, ona halef olarak mü'minlere emîr (İslâm devleti başkanı) olan kimseye halife denir.
b) Allah'ın bir ümmete, başkalarından sonra hâkimiyet ve istiklâl vermesi, birçok toplumları o ümmetin idaresi altında birleştirmesine istihlâf/halife kılma denir.
c) Allah, Âdem'i ve dolayısıyla bütün insanları kendisine halife kılmıştır. Bütün insanlar, Allah'ın halifesidir, vekilidir.
d) Hz. Peygamber'den sonra, müslümanların devlet ve hükümet başkanı olarak bey'atla seçilen dört örnek halifeye hulefâ-i râşidîn/râşid halifeler denir.
120- Şefaat konusunda aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Sahte tanrıların, putların şefaati olmaz. Müşriklerin putlarıyla ilgili şefaat beklentileri boşunadır.
b) Kur'an'da (şahs-ı muayyen/belirli kişi -isim- olarak, kimin veya kimlerin şefaat etme izni/yetkisi alacağı belli olmadığı gibi; muayyen şahıs olarak kime veya kimlere şefaat edileceği de belirtilmemiştir.
c) Şefaate güvenip sâlih amelleri terk etmek Kur'an'da açıklanan şefaat anlayışına terstir.
d) Şefaat, sadece âhirette olur ve her şefaat güzeldir; dolayısıyla dünyevî şefaat ve kötü şefaat olmaz.
121- Lügat anlamı, "büyüklenmek, kendini büyük görmek, böbürlenmek, diğer insanları küçük görmek" olan; terim olarak "Allah'a karşı kendini yeterli görerek isyan etme, Allah'ın hâkimiyetini reddetme, insanlara karşı kibirlenerek onlar üzerinde zorla egemenlik kurma anlayışı"na ne denir?
a) istiğnâ b) istiz'âf c) istikbâr d) istihzâ
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1121 -
122- "İblis: 'Ben, onları (insanları) saptırmak için Senin doğru yolun üstünde tuzak kuracağım. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım. Sen onların çoklarını şükredenlerden bulamayacaksın' dedi." (A'râf, 16-17) Bu âyet mealinde şeytanın insana farklı yönlerden yaklaşması konusunda, seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Şeytan insana önden yaklaşır: Dünyada yaşayacağımız önümüzdeki istikbâli yanlış değerlendirterek dünyaya düşkün, âhirete ise önem vermez hale getirmeye çalışır.
b) Arkadan yaklaşır: Arkada kalan ataları, geleneği, tarihi kötüler, hangi zihniyette olursa olsunlar atalarımızın yolundan gitmemize, onların izini takip etmemize engel olmaya çalışır.
c) Sağdan yaklaşır: Yani, ibâdet ve hayırlı işlerinde şüpheye düşürür, onları zor gösterir, geciktirtir veya ihmal ettirir.
d) Soldan yaklaşır: Her çeşit günahı güzel gösterir, haramlara karşı aşırı bir arzu ve iştah uyandırır.
123- Üzerine secde yapılması daha faziletli olan şey, seçeneklerden hangisidir?
a) Temiz ve güzel bir seccâde
b) Takvâ üzere yapılmış bir câminin içindeki halı
c) Evimizde üzerinde gece namazı kıldığımız sade yaygı/sergi
d) Toprak yer
124- Müstaz'af insanlar, Kur'an'a göre aralarında önemli farklar bulunan çeşitli gruplara ayrılırlar. Allah tarafından yeryüzünde halife ve vâris kılınma vaad edilen müstaz'af sınıf hangisidir?
a) Müstekbirlerce ezilen, onların da ister istemez zâlim müstekbirlere yardımcı olduğu, hizmetlerinde çalıştığı, ezilmişliği kabul edip halinden şikâyetçi olmayan mazlumlar.
b) Cihâda ve hicrete gücü yetmeyen zayıf, hasta, ihtiyar ve çocuklar.
c) Müstekbirlerce ezilmeye çalışılan güçsüz, zayıf ama imanlı veya tebliğe açık köleler, yalınayaklar, fakir insanlar.
d) Allah yolunda mallarını infak eden zengin müslümanlar, makam ve ünvan sahibi müttakî mü'minler.
- 1122 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
125- İblis hakkında aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) İblis, meleklerin hocası idi. Melek değildi ama ilmi ve takvâsı sayesinde meleklerle beraber yaşıyordu.
b) İblis bir melekti. Allah, meleklere secde etmelerini emrettiğinde diğer melekler secde etti; o etmedi.
c) İblis kibirli olduğu kadar, aynı zamanda cahil/bilgisizdir. O secde emrindeki ilâhî hikmeti ve Âdem'in mânevî yapısını ve üstünlüğünü anlamadı.
d) İblis, cennete yılanın ağzında girdi ve önce Havvâ'yı kandırdı; Havvâ da kocasını.
126- Kur'an'a göre ilim, hakkı/gerçeği idrâk etmektir ve vahiyle özdeşleşmiştir. Buna göre, ilmin sınıflandırılması konusunda seçeneklerdeki ayrımların hangisi en doğrudur?
a) Dünyevî ilimler - uhrevî ilimler
b) Dinî ilimler - din dışı ilimler
c) Müsbet ilimler - menfî ilimler
d) Naklî ilimler - aklî ilimler
127- Bilim kırıntılarının "ilim" haline gelmesi için yapılması gerekenler konusunda aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Bilgilerin doğruluğunun vahiyle sağlamasının yapılması.
b) Bilgilerin bilimsel esaslara uygun olup müsbet ilim tanımına girmesi.
c) Bilgilerin anlaşılıp hazmedilmesi ve özümsenmesi.
d) Bilgilerin pratikte faydalı hale gelmesi ve uygulanması.
128- Secde konusunda aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Firavun, hayatı boyunca asla Allah'a inanmamış ve hiç secde etmemiş; 'ben sizin en üstün ilâhınızım' diyerek başka insanları kendine secde ettirmiştir.
b) Şeytan, secde emrini yerine getirmemiştir. Şeytanlaşan insanlara da secde çok zor geldiğinden yerine getirmezler.
c) Meleklerin Âdem'e secdesi, insana yapılan secde değildir. Âdem, kıble ve mihrab durumundaydı. Ya da bu konuda "secde", lügat anlamıyla kullanılan sembolik ve mecazî bir secdedir; yeryüzü halifesine boyun eğip itaat etme, onu saygıyla selâmlama anlamındadır.
d) Mânevî hastalıkların başı kibirdir. Şeytan secde etmeyerek ilk günahı, büyüklendiğinden dolayı işledi. Secde ederek mü'minler Allah'a karşı büyüklenmeyip âciz oldukları-nı belirtirler ve Allah'ı en büyük kabul ettiklerini O'na secde ederek isbat ederler.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1123 -
129- İlim konusunda aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) İnsanın şirkten sakınıp tevhid şuuruyla yaşaması için gerekli ilimler edinmesi, hak ile bâtılı, helâl ile haramı ayırt edecek kadar bilgi öğrenmesi, içinde bulunduğu durumları ve yapması gereken her çeşit ibâdetle ilgili bilgiler edinmesi farzdır.
b) Tâif tebliğinden sonra Rasulullah oradaki müşrikler konusunda şöyle demişti: "Onlar bilmiyorlar." O yüzden her kötülüğün, küfür ve şirkin baş sebebi, cehâlet/bilgisizliktir.
c) İlim, kadın-erkek her insana farz olduğundan çocuklarımızı bulunduğumuz yerdeki okullara göndermeli ve en üst seviyede öğretim veren üniversitelere kadar her ne pahasına olursa olsun okutmalıyız.
d) İlim, iman etmeyi, müslümanca yaşamayı gerektirir. İlim, amel etmek için öğrenilir. İlmi gizlemek câiz değildir.
130- Göklerde ve yerde olanların hepsinin, güneş, ay, yıldızlar, dağlar ve ağaçların Allah'a secde ettikleri Hacc sûresi 18. âyette belirtiliyor. Bu secdeye ne ad verilir?
a) Teshirî secde: İster-istemez yapılan zorunlu secde; Allah'a itaatlerini belirttikleri davranış.
b) Teklifî secde: Allah'ın onları mükellef kılmasından dolayı yaptıkları secde; çünkü onlar da kulluk yapmak için yaratılmışlardır.
c) Tekfirî secde: Allah'ın secde emrine uymayan İblis'i tekfir edip lânetlemek için Allah'a yapılan secde.
d) Temsilî secde: İnsanların Allah'a yaptıkları secdenin bir benzeri, aynısı ve misli olan secde.
131- Kur’an’da aklı kullanmak övülmekte, kâfirlerin akıllarını kullanmadıkları belirtilmektedir. Aklını kullanmayanı müslüman kabul etmediği gibi, insan olarak bile görmez Kur’an. Kur’an’daki akıl ve vahiy anlayışından yola çıkarak aklın önemi hakkındaki aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Akıl, gerçeğin yegâne kaynağıdır. Akla uymayan bir şey, gerçek (hak) olamaz. Onun için İslâm, akıl ve mantık dinidir.
b) Kur’an’a göre salt akıl, kullanılmayan potansiyel olarak kalan bir akıl, hiçbir anlam ifade etmez. O yüzden Kur’an’da “akıl” kelimesi, hep fiil olarak (aklı kullanma şeklinde) geçer.
c) İslâm’a göre, ancak akıllı kimseler Allah’ın tekliflerinden sorumludurlar. Deliler ve iyiyi kötüden ayırt edemeyen, temyiz kabiliyetinde olmayan çocuklar sorumlu değillerdir.
d) Akla nakil, yani Kur’an ve onun açıklaması olan sünnet yön verirse isabetli karar alır. Hevânın (aşırı arzu ve isteklerin) güdümündeki akıllar, doğru hükme ve hidâyete ulaşamazlar.
- 1124 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
132- “Yapılmış olsa, meydanda bulunsa da hiçbir hükmü ve geçerliliği olmayan şey, hakkı örten perde, zulüm ve hak edilmeyen şey” anlamlarında kullanılan ve sözlükte “boş, boşa giden, doğru olmayan, hükümsüz” demek olan kelimeye Kur’an terminolojisinde ne ad verilir?
a) fâsid b) bâtıl c) günah d) yanlış
133- Bilindiği gibi “Benî İsrâil” ile ilgili Kur’ân-ı Kerim’de çok sayıda âyet vardır. Kur’an’da geçen “İsrâiloğulları” nın anlamları içinde aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) İsrâil, Ya’kub (a.s.)’un lakabıdır. Dolayısıyla, Ya’kub oğulları demektir.
b) İsrâil, Allah’ın kulu anlamındadır. İsrâiloğulları, yahudi ve İbranilere denilir.
c) İsrâil, bugünkü muharref Tevrat’a göre, savaşan Tanrı veya Tanrıya karşı kuvvetli demektir. Hz. Ya’kub’un -hâşâ- Tanrı ile güreşip onu yendiği(!) için bu adı aldığı iftirası atfedilmektedir.
d) İsrâil, Kitap demektir. İsrâiloğulları anlamına gelen “benî İsrâil” de “ehl-i kitap”, yani kitap ehli demektir. Kendilerine Hz. Musa’nın şahsında Tevrat indiği için bu ad verilmiştir.
134- Bakara suresi 41. âyetinde “Âyetlerimi az bir karşılık ile satmayın” buyruluyor. Allah’ın âyetlerini az bir karşılığa, dünyevî çıkarlara değişen kimliğe Bel’am denilmesi meşhurdur. A’râf suresi 175-176. âyetlerinde özellikleri anlatılan Bel’am’la ilgili olarak, seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Kendisine Allah’ın âyetleri verildiği halde hevâ ve hevesine uyup azgınlaşan, kâfir ve zâlimlerin emrindeki din adamlarına Bel’am denir.
b) Bel’am, azgınlığının temel sebebi, dünyevî makam – mevkî, mal – mülk, şan – şöhret sevdası olan, dinini satıp karşılığında çok az bir şey alan Firavunların emir ve hizmetine hazır resmî din adamı tipidir.
c) Bel’am, Allah’ın âyetlerini çok az bir paraya sattığı için bu ismi almıştır. O yüzden dini ve âyetleri, büyük makam karşılığında veya çok paraya satanlara Bel’am denilmez.
d) Adam şahsiyetini kaybederek, köpek gibi bir çanak yal veya bir kemik uğruna her çeşit zillete katlandığından bu karakter, Kur’an’da köpeğe benzetilmiştir.
135- Kelime anlamı olarak; bereket, artmak, üremek ve temizlemek demek olan, malda bereket ve artışı sağlayacak yola götürdüğü, cimrilik kirlerini giderdiği ve insanın iç dünyasında bir arınma meydana getirdiği için bu anlamları içeren kelime ile ifade edilen kavram nedir?
a) salât b) zekât c) infak d) namaz
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1125 -
136- “İyilik, hayır işlerinde genişlik, ihsân, itaat, doğruluk, bol bol iyilik ve iyilikte bulunan” anlamlarına gelen Kur’an kavramı nedir?
a) Hayr b) ihsan c) birr d) akıl
137- “Rükû edenlerle beraber rükû edin.” (2/Bakara, 43) âyeti, rükû ile kastedilen farz namazları cemaatle kılmayı ifade etmektedir. Kur’an’da emredilen “cemaat”, en geniş anlamda aşağıdaki ifadelerden hangisinde doğru olarak tanımlanmıştır?
a) Aynı dine inanan, aynı kıbleye yönelen, aynı fikir ve inanç etrafında bir araya gelen insanların oluşturduğu ümmet topluluğuna cemaat denir.
b) Cemaat, rastgele, tesadüfen oluşan veya şartların bir araya getirdiği insan grubu demektir.
c) Üyelerin yaptıklarının bilincinde olsun veya olmasın, şuurlu veya şuursuz kalabalığa, bir araya gelmiş kitleye denir.
d) Cemaat, namazdan namaza bir araya gelen, o semtteki câmiye devam eden müslümanların oluşturduğu beraber namaz kılma eylemlerine ve bu toplu ibadete katılanlara denir.
138- Bilindiği gibi, Bakara sûresi, 42. âyetinde: “Hakka bâtılı karıştırmayın.” denilmektedir. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi hakka bâtılı karıştırmak konusuna girmez?
a) Yanlış, bâtıl, küfür veya şirk türünden düşünce ve davranışları hak olarak göstermek, hakkı bâtıl ile örtmek.
b) Bâtılın hâkim olduğu bir ortamda yaşadığı halde, yaşayışında bazı hak ve doğrulara yer vermek.
c) Hak ile bâtılı birbirinden ayırmamak, karışık olarak sunmak veya yaşamak.
d) Allah’a ait mutlak doğruların yanına tahrif edilmiş olanları, bâtılları, yalan ve yanlışları da katmak.
139- Sabır konusunda aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Sabır, mü’minin silâhıdır. Namazla birlikte Allah’a dua etmenin temel vesilelerinden biridir.
b) Sabır özgürlüktür; Sahte tanrıların, egemen güçlerin, zâlimlerin ve nefsin emirlerine karşı direnip teslim olmamaktır.
c) İlk sarsıntıda sabır göstermek kolaydır; Sabrın kemâli, zor olayların sonunda gösterilen sabırdır.
d) Belâ, musibet ve zorluklar, en çok peygamberlere ve sâlih amel işleyen müttakî müslümanlara gelir.
- 1126 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
140- Sözlükte engellemek, alıkoymak, bağlamak gibi anlamlara gelen, idrâk etmek, kavrayış, zekâ, bilgi edinmeye yarayan güç ve bu güçle elde edilen bilgi, düşünme, anlama ve bilgiye ulaşma yeteneğine Kur’an terminolojisinde ne ad verilir?
a) Akıl b) fikir c) âyet d) delil
141- Sözlük anlamı olarak; “bir kimsenin bağışlanmasını istemek, başkası adına yardım istemek, dua ve rica etmek olan”, terim anlamı olarak; “bir mü’minin günahlarının bağışlanması için Allah’a dua edip yalvarma”ya Kur’an kavramı olarak ne ad verilir?
a) İstiâne b) duâ c) fidye d) şefaat
142- “Âyetlerimi az bir karşılık/bedel ile satmayın” (2/Bakara, 41) ifadesinin açıklaması, seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
a) Âyetler, vahiy ürünü olduğu için, yüksek paralar karşılığında okunmalıdır.
b) Âyetler, birinci sınıf, kaliteli çerçevelere konup yüksek ücretlerle satılmalıdır.
c) Âyetler, dünya menfaati karşılığında terk edilmemeli, çıkarlar uğruna yanlış yorumlanmamalıdır.
d) Âyetleri satın almaya kimsenin gücü yetmez; onların bedeli yüksektir, pahalıdır.
143- Aşağıdakilerden hangisi İsrâiloğullarının karakteri ve yahudileşen insanların alâmet ve özelliklerinden değildir?
a) Dünyevileşmek, maddeyi putlaştırmak, altına, buzağıya ve heykele tapmak
b) Kur’an’ın değil; Tevrat’ın hükümleriyle hükmetmek, sadece Tevrat’a ve Onun hükümlerine uymak
c) Sözlerinde durmamak, Allah’a verdikleri ahidlerini bozmak
d) İçlerinden bazılarının maymuna çevrilmelerini gerektirecek kadar maymunca taklitçilik ve şahsiyetsizlik
144- Tâviz ve uzlaşma anlamında kullanılan; yağ çekmek, yumuşak davranmak, uzlaşmak, müsâmaha göstermek, hoşgörü, kararsızlık göstermek, iki yüzlü davranmak, net ve açık olmamak, bâtılı ve düşmanı hoş görmek, idâre-i maslahatçılık yapmak gibi anlamlara gelen ve dolayısıyla hakka bâtılı karıştırmak deyince ilk akla gelen, Türkçe "tâviz" ve "uzlaşma" kelimelerinin Arapça karşılığı olan kavrama ne ad verilir?
a) murâkabe b) ketm c) müdâhene d) hoşgörü
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1127 -
145- Aşağıda hak-bâtıl konusunda, seçeneklerden üçünde hakla bâtılın birbirine karışmış şeklini göreceksiniz. Hakla bâtılın karışması, hakkın ortadan kalkması demek olduğundan, doğru, yani katıksız hak olan cümle hangisidir?
a) Hak ile bâtıl, doğru ile yanlış, güzel ile çirkin, ancak vahiy ile bilinir ve vahiyle anlam kazanır. Vahiyle ispatlanmayan doğrular, mutlak doğru/kesin hak vasfını kazanamazlar.
b) Bâtıl, suyun üzerindeki köpük gibidir; hakkın asalağı olarak meydana gelir, bâtılın kendine ait gücü yoktur, o hakkın gücü ile hareket eder. Onun için bâtıl hak kadar, hatta daha fazla güçlüdür.
c) Hak ve hakikat Allah’a aittir. Onun için hak ve hukuktan bahseden herkes, Allah’tan ve O’nun hükmünden bahsediyor demektir.
d) Allah, bâtıl bir şeyi yaratmaz, sadece hakkı var eder. Bâtıl, sahte bir görüntüden ibarettir, yanılsamadır; aslında her şey sadece haktan ibarettir.
146- “Zekât”la ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Zekât, hicretten sonra farz kılınmış bir ibadettir. Hicretten önce hiçbir ümmete farz kılınmamıştı. Sadece Muhammed (s.a.s.) ümmetine farz kılınan zekât, başka şeriatlerde yoktur.
b) Hz. Ebu Bekir halife olarak seçildikten sonra, zekât vermeyeceklerini bildirerek isyan eden kabilelere sırf bu yüzden savaş açmıştır.
c) Zekât, kişinin diğer insanlara karşı görevleri için baş örnektir. Zekât emri, insanın topluma karşı sorumluluklarını temsil eder.
d) Zekât, her müslümana farz değil; dinen zengin sayılan kişilere farzdır. Kişi, dinen zengin sayılır sayılmaz da farz olmaz; zengin olarak bir sene yaşadıktan sonra farz olur.
147- Yahudilik ve yahudileşme ile ilgili olarak, aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Yahudiler, başlangıçta müslüman idiler. Daha sonra dejenere olarak yahudileştiler.
b) Yahudileşmek, sadece Benî İsrâil için ve tarihte kalmış bir problem değil; tüm insanlık için ve bütün zamanlarda geçerli bir sorundur.
c) Yahudileşme eğilimi, müslümanları doğrudan ilgilendirdiği için Kur’an, 700’den fazla âyetiyle bu tehlikeye dikkat çekerek İsrâiloğullarının yahudileşme sürecini ibret olarak açıklamıştır.
d) İslâm, milâdî 571 yılında Hz. Muhammed (s.a.s.)’e gönderilmiş, yahudilikten çok farklı bir dindir. O yüzden yahudiler, müslüman olup müslümanlaşabilir ama, bir müslüman yahudi olamaz ve yahudileşemez. Yahudi özellikleri, müslümanların değil; sadece İsrailoğullarının özellikleridir.
- 1128 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
148- Bilindiği gibi Bakara suresi 44. âyette: “Siz Kitab’ı okuduğunuz, gerçekleri bildiğiniz halde, insanlara iyiliği emrediyor, kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?” buyruluyor. Âyette geçen “insanlara iyiliği emredip kendini unutmak” ifadesiyle ilgili olarak, aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?
a) İyiliği emredip kendini unutmak, daha çok İsrâiloğullarının ve yahudileşen tiplerin özelliğidir; çifte standartlı olmak, özü başka sözü başka olmaktır.
b) Kendini unutarak kötülük/günah işleyen kimseler, iyiliği emredemez. Kendisi tümüyle günahlardan uzaklaşmalıdır ki, iyilikleri başkalarına emredebilsin.
c) Mâruf ve münkeri (kötülük ve iyiliği) gerektiği şekliyle bilen kimsenin günahının cezası, bunları bilmeyenlerin cezasına göre daha ağır olacaktır.
d) Başkasına iyilikle emredip kendisini unutmak, akılla bağdaşmaz. Çünkü bu, bindiği dalı kesmek, başkasını selâmete çıkarıp kendini ateşe atmaktır.
149- Namazdaki rükünleri yerli yerinde yapmak anlamına gelen, namazda rükû ve rükûdan sonra ayakta durma, secde ve iki secde arasındaki oturmanın hakkını vererek, tam bir sükûnet içinde ve yerli yerinde mutmain olarak yapmaya kavram olarak ne denilir?
a) Tertîl-i Kur’an
b) Ta’til-i bayram
c) Ta’dîl-i erkân
d) Ta’bîr-i menâm
150- Kelime anlamı olarak; “(aklın ve şeriatın gerektirdiği durumlarda) nefsi hapsetme, kendine hâkim olma, ayak direme, tahammül etme”, Kur’anî kavram olarak, “İslâm’ı nefsimize ve hayata hâkim kılma mücadelesinde iç ve dış düşmanlarımızdan gelen zorluklara göğüs gerip yılgınlık göstermeyerek aktif bir direnişte bulunma”ya kavram olarak ne ad verilir?
a) akıl b) hak c) sabır d) şükür
151- Sözlük anlamı "semizlemek ve gelişmek" olan, yani hayvanların bedenlerinde yedikleri gıdanın etkisinin apaçık ortaya çıkmasına denilen, bu anlamın bir benzeri olarak dinî ıstılahta Allah'ın nimetinin etkisinin kulun dilinde itiraf ve övgü olarak, kalbinde sevgi olarak, organlarında da itaat etme ve boyun eğme olarak ortaya çıkmasına ad olarak verilen kavram nedir?
a) Şükür b) zikir c) ihsan d)takvâ
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1129 -
152- Hz. Mûsâ, Firavun'a İslâm'ı tebliğ etme görevi verilince Allah'a duâ ederek bazı isteklerde bulunmuştu: "Fir'avn'a git. Çünkü o iyice azdı. Mûsâ 'Rabbim! dedi, ruhuma genişlik ver. İşimi bana kolaylaştır. Dilimin bağını çöz, ki sözümü anlasınlar. Bana ailemden bir de vezir (yardımcı) ver, kardeşim Hârun'u. Onun sayesinde arkamı kuvvetlendir. Ve onu işime ortak kıl..." (20/Tâhâ, 24-32) Âyetlerin devamında Hz. Mûsâ'nın bunları niçin istediği belirtilir. Kur'an'a göre Hz. Mûsâ, bunları niçin istiyordu?
a) "Tesbih ve zikrimiz artsın diye"
b) "Fir'avn'a galip gelelim diye"
c) "Bize inananların sayısı artsın diye"
d) "Küfür düzenini yıkalım diye"
153- Bir hadis-i şerife göre zulüm üç türlüdür. Bir zulüm vardır ki Allah onu affetmez. Bir zulüm vardır Allah onu affeder. Bir zulüm de vardır ki Allah onun mutlaka hesabını sorar. Seçeneklerden hangisi sırasıyla ve doğru olarak bu zulüm çeşitlerini açıklamaktadır?
a) 1- Şirk, 2- Kendi nefsine karşı işlediği zulüm, 3- Allah'ın emir ve yasaklarına isyan edilerek işlenmiş zulüm.
b) 1- Başkalarına karşı yapılan zulüm, 2- İnsanın kendi nefsine karşı işlediği zulüm, 3- Şirk.
c) 1- Şirk, 2- İnsanın kendi nefsine karşı işlediği zulüm, 3- Başkalarına yapılan zulüm.
d) 1- İnsanın kendi nefsine karşı işlediği zulüm, 2- Başkalarına yapılan zulüm, 3- Şirk.
154- Belâ/imtihan konusuyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi tümüyle doğrudur?
a) Herkes Allah tarafından imtihan olmakta, denenip sınanmaktadır. Ama imtihanın yeri, süresi ve şeklini seçmek insanın elindedir.
b) Allah, kullarını dünyada imtihana tâbi tutarken, doğru cevapları önceden bildirmez; insanların birbirinden kopya çekmesini ve sınavda yardımlaşmayı yasak kılar.
c) Fitne kelimesi de Kur'an'da çoğunlukla imtihan anlamında kullanılır. Ama fitne kelimesi, mü'minlerin imtihanı için kullanılmaz; sadece kâfirlerin sınavı için kullanılır. Çünkü fitne, kâfirlerin alâmetidir; mü'minlere fitne hiç bulaşmaz.
d) Dinin emir ve yasakları çeşitli yönleriyle belâdır. Emredilen bazı hususlar, bedene zorluk verir, mü'minler münâfıklardan belâ ile ayrılır ve insanlar şükretsinler diye nimetlerle, sabretsinler diye zorluklarla belâya uğratılırlar.
- 1130 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
155- Kur'an'da Firavun'la ilgili âyetlerden yola çıkarak Firavnî düzenlerin, İslâm dışı rejimlerin temel özellikleri olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Allah'ın yeryüzündeki hâkimiyetini reddetmek
b) Firavunu/tâğutu kanun koymaya, istediği gibi insanları yönetmeye yetkili ve itaat edilecek güç kabul etmek
c) Tevhid, adalet, özgürlük gibi nebevî çağrıları baskı ve işkencelerle susturmaya çalışmak
d) Hepsi
156- İhsânın tanımı hakkında aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) İhsân, güzel olan şeyi en güzel şekilde yapmaktır.
b) İslâm adına okuduğu ve duyduğu her şeye inanıp teslim olmak ve hiç günah işlememektir.
c) Allah'ın emirlerine itaat; yasaklarından kaçınmayı noksansız ve en iyi biçimde uygulamaktır.
d) İhsân; iyilik etme, güzel davranma, ikram etme, lutuf, bağış, uygunluk demektir.
157- Kur'ân-ı Kerim'de, baş tarafında yiyeceklerle ilgili temel konuların, haram ve helâl yiyeceklerin açıklandığı uzunca bir sûre vardır. Türkçe anlamı "sofra" demek olan bu sûrenin adı nedir?
a) Nisâ b) Enfâl c) Mâide d) Ra'd
158- Hz. Mûsâ ile ilgili âyetlerden öğrenmekteyiz ki, tevhid önderleri, İslâmî öğretilerin veya müslümanların selâmeti için yapmak istedikleri fiillerin mâhiyetini, ortaya koymak istedikleri işlerin ana gayesini net bir şekilde açıklamak zorundadırlar. Hz. Mûsâ, Firavun'un önüne iki mesajla çıktı. Bu iki şey ne idi?
a) 1- Müslüman olsun, 2- Yönetimi Hz. Mûsâ'ya bıraksın.
b) 1- Allah'a itaat edip tevhid akidesini kabul etsin, 2- Eskiden müslüman olan İsrâil oğullarına yaptığı baskı ve zulme son versin.
c) 1- Müslüman kölelere zorla yaptırdığı anıtkabirleri, piramitleri yıktırsın, 2- Putlara tapmaktan vazgeçsin.
d) 1- Saraydaki ahlâksızlıklara son versin, 2- Halkını aç bırakmasın ve onları küfre zorlamasın.
159- Sözlük anlamı; "denemek, yapmak, bitkin hale getirmek, başa gelen musîbet, elbisenin eskimesi/yıpranması" olan kavram hangisidir?
a) af b) belâ c) ihsân d) zulüm
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1131 -
160- "Şükür"le "hamd" arasındaki ilişki konusunda seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Şükür; dil, kalp ve eylemle, yani tüm organlarla yapılır; hamd ise sadece kalp ve dil ile yerine getirilir.
b) Şükür, Allah'ın verdiği nimetlerine karşı yapılır; hamd ise Allah'ın zâtına karşı, O'nun yüce sıfatlarına yapılır.
c) Şükür gereken her şeye aynı zamanda hamd de gerekir; hamdin gerekli olduğu her şeye şükür gerekmez.
d) Şükür, küfür ve dalâlet/sapıklık dışında her şeye karşı yapılır; hamd ise her durumda değil, bir nimetin karşılığı olarak yapılır.
161- Zulüm konusunda aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Emaneti yüklenen insan: göklerin, arzın ve dağların kaçındığı bu kabulle zâlimlikten ve câhillikten kurtulmuştur.
b) Aslında şirk, en büyük zulümdür. Buna rağmen müşrikler, putlarını kıran Hz. İbrâhim'e bu eyleminden dolayı zâlim diyorlardı.
c) Allah, kendisine karşı yapılan en büyük zulmü bile, bu zulümden tevbe edilirse affeder.
d) İnsanın, başka insanlara karşı yaptığı zulmün affedilmesi için sadece Allah'a tevbe etmek yeterli değildir.
162- Af kavramıyla ilgili aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?
a) Allah tarafından affedilmek için, öncelikle hatayı/suçu kabullenmek gerekir. Hatasızlık iddiası, şeytânî bir iddiadır. O, suçunu kabullenmediği için af da edilmedi.
b) Af, çirkin bir şeyi veya kötülüğü görmezden gelme, yapılan bir suçtan dolayı suçluyu cezalandırmama, ceza uygulamasından vazgeçme demektir.
c) İnsanların birbirini hoş görüp affetmesi, dinde tavsiye edilmiştir. Zâlim ve tâğutları cezalandırmak Allah'a aittir. Bizim onlara müsâmaha/hoşgörü ile bakmamız gerekir.
d) Esas güçlü, güreşte galip gelen değil; kızdığı zaman nefsine hâkim olabilen, öfkesini yutup intikam hissini kontrol edebilen insandır.
163- İnsanların, imtihanı en çetin olanlar, peygamberler ve sonra derece derece kâmil mü'minlerdir. Kişi, dini oranında belâ/imtihan edilir. Peygamberimiz ve muhterem eşi Âişe annemizin büyük iftiraya uğradıkları en büyük imtihana ne ad verilir?
a) iftira olayı b) kizb olayı c) ihanet olayı d) ifk olayı
- 1132 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
164- Kur'ân-ı Kerim'de Firavun'dan uzunca bahsedilmesi, onun Allah'ın hükmünü kabullenmeyip kendini ilâh yerine koyan tâğutların/azgınların ve müfsidlerin/bozguncuların prototipi/baş örneği olmasındandır. Her zaman diliminde ve her coğrafyada görülebilecek küfür rejiminin sembol tipleri de yine Firavun zamanından örneklenir. İslâm dışı rejimlerin temel direklerini oluşturan bu simge şahıslar kimlerdir?
1- Bürokrat, bakan, üst rütbeli subay sembolü ...........
2- Kapitalist ve emperyalist para babası, kartel ve holding sahiplerinin sembolü .............
3- Hakka bâtılı karıştırarak, dünyevî çıkar ve tâğutî yönetimlerin istekleri doğrultusunda dini istismar edip kullanan, Allah ve rasulü adına insanları aldatan sembol ...............
4- İslâm dışı rejimin emniyet güçleri, silâh zoruyla düzeni koruyan tâğutun askerlerinin sembolü ............
Bu sembol şahısların Firavun döneminde vurgulanan isimleri, aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak sıralanmıştır?
a) Cünûd/asker, Karun, Hâmân/kâfir medya mensubu, büyücü ve kâhinler
b) Hâmân, Karun, Sâmirî/Bel'am, cünûd/asker
c) Hâmân, Karun/sihirbazlar, Bel'am/kâfir medya mensubu, cünûd/hizbuşşeytan
d) Firavun, Karun/Hâmân, Bel'am/Sâmirî, cünûd/asker
165- Firavun zamanından örneklenen İslâm dışı rejimlerin temel direklerini oluşturan aşağıda özellikleri belirtilen simge şahıslar kimlerdir?
1- Akı kara, karayı ak göstermeye çalışan, yalan ve hayallerle halkı kandıran yazar, gazete patronu; medyanın yani büyülü gücün sembolü ..............
2- Taraftar, sülâle, hânedan ve tâğutla aynı inancı paylaşan, onun yakınlarının sembolü ........
3- Küfür yönetiminde etkili olan egemen güçlerin, azınlık oldukları halde çoğunluğa kendi çıkarları doğrultusunda yön veren azgın grubun sembolü ............
4- Hakkı kabul edip müslüman olduktan ve Allah'ın nice nimetlerine muhatap olduktan sonra şımarıp azan, yer yer şirke sarılıp hakkı terk eden yahudileşme karakterinin sembolü ..............
Bu sembol şahısların Firavun döneminde vurgulanan isimleri, aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak sıralanmıştır?
a) Sihirbaz/falcı, ehl-i Fir'avn, Hâmân/demokratik güçler, cahil halk
b) Okur yazar takımı, hizb-i Fir'avn, tâğutî meclis üyeleri, benî İsrâil
c) Sihirbaz/kâfir medya mensubu, âl/âl-i Fir'avn, mele'/mele-i Fir'avn, benî İsrâil
d) Sihirbaz/medyum, ehl/âl-i Firavn, hizb/mele-i Fir'avn, İsrâiloğulları
166- Allah'a, sanki O'nu görüyormuş gibi ibâdet etmeye ne ad verilir?
a) Muhsin b) ibâdet c) ihsân d) takvâ
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1133 -
167- İslâm, din işi - dünya işi diye laiklikte olduğu gibi amelleri ikiye ayırmadığı için, belirli çerçeve içinde yapılma şartıyla her yapılan müsbet işi ibâdet kabul eder. Aşağıdakilerden hangisi, yeme içmenin ibâdet olabilmesi için gerekli şartlardan biri değildir?
a) Yenilip içilen şey, helâl yiyeceklerden olmalı
b) Yenilip içilen şeye tuzla başlamalı
c) Yenilip içilen şeyde isrâfa ve oburluğa kaçmamalı
d) Yenilip içilen şey, helâl kazançla temin edilmiş olmalı
168- "Mü'minin işi tuhaftır; her işi hayırdır. Bu, yalnız mü'mine özgüdür. Sevindirici bir işle karşılaşırsa ............ , o işi kendisi hakkında ............ olur. Üzücü bir işle karşılaşsa ........ , o işi kendisi için hayırlı olur."Sahih-i Müslim'de ve Ahmed bin Hanbel'in Müsned'inde yer alan bu meşhur hadis-i şerifteki boş bırakılan yerlere sırasıyla seçeneklerden hangisi gelmelidir.
a) şükreder, hayırlı, sabreder c) ihsân eder, hayır, dayanır
b) sevinir, sevap, üzülür d) şımarmaz, ibâdet, sabreder
169- Bilindiği gibi zulmün anlamı ve sahası hayli geniştir. Farklı yönlerden ele alınan zulmün İslâmî ıstılahta farklı tanımları yapılmıştır. İslâmî terminolojide/ıstılahta zulüm kelimesinin esas anlamı olarak aşağıdaki tanımlardan hangisi yanlıştır?
a) Herkese her konuda eşit davranmamak, tüm insanları eşit görmeyip ayrımcılık ve bölücülük yapmak
b) Bir şeyi (veya bir hakkı) kendi yerinden başka bir yere koymak
c) Hak edenin hakkını vermemek, haksıza hak etmediği bir şeyi vermek
d) Allah'ın koyduğu sınırı, haddi tecavüz etmek, tayin ettiği sınırın dışına taşmak
170- Sözlük anlamı "her türlü iyi hal/durum" demektir. Geniş anlamı ve İslâmî ıstılahta kullanımı; "hayatın güzel olması, geçim yönünden geniş olmak, manevî olarak rahat/huzurlu olmaktır." İçerisinde iyilik, mutluluk, ihsan, bağış, hayırlı mal ve servet, her türlü güzel durum manaları bulunmaktadır. Allah'ın, lutuf olarak verdiği bağışlara, yiyecek içecek ve ihtiyacı karşılayan şeylere denilir. Bu kavram, seçeneklerden hangisidir?
a) ihsan b) şükür c) hidayet d) nimet
- 1134 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
171- Yeme-içme ile ilgili Kur'ân-ı Kerim'de çok az sayıda haram kılınan/yasaklanan gıdalar vardır. Seçeneklerden hangisi, bu yasakları tam ve doğru olarak belirtir?
a) Meyte, murdar hayvan, domuz, eşek eti, yırtıcı hayvan, içki
b) Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen hayvanlar, sarhoşluk veren içkiler
c) Leş, domuz eti, besmelesiz kesilen hayvan, rakı
d) Domuz eti, leş, eşek eti, sarhoşluk veren içki, besmelesiz kesilen hayvan
172- "...Hakikatte onlar, sadece kendilerine zulm ediyorlardı." Bakara sûresi, 57. âyetinde geçen bu ifade için, aşağıdakilerden hangisi en doğru açıklamadır?
a) Zulümle adalet arasındaki temel fark belirtilmektedir.
b) O insanların kendi kendilerine eziyet ve sıkıntı çektirdikleri ifade edilmektedir.
c) Bumerangın dönüşü gibi, başkalarına yapılan zulüm, yapana döner; mazlumlar, her zaman zâlimlerden intikamını alır.
d) Onlar bu yaptıklarıyla, her şeyden önce kendilerine zarar vermekte, kendilerine yazık etmektedir.
173- Sözlük anlamı; "yok etmek, silip süpürmek, bir şeyi elde etmeye yönelik niyet, fazlalık, artıp çoğalmak" olan kavram, seçeneklerden hangisidir?
a) ihsân b) belâ c) zulüm d) af
174- Firavun, İsrâiloğullarından dünyaya gelen ve hayatta olan erkekleri ve erkek çocukları öldürüp kız çocuklarını hayatta bırakmaları için askerlerine tâlimatlar yağdırmıştı. Firavun'u bu katliamı işlemeye sürükleyen gerçek sebep ne idi?
a) Firavun, kan görmekten zevk alan birisi idi.
b) İsrâiloğullarının kendisini katletmesinden çekiniyordu.
c) Mevcut rejimi tehdit altında görüyor, tahtının ve saltanatının geleceğini garanti altına almak istiyordu.
d) Etrafındaki sihirbazlar ve dalkavuklar tarafından kandırıldığı için bu cinayetleri işliyordu.
175- "Muhsin" kelimesi, aşağıdaki şıklardan hangisinin karşılığıdır?
a) İşini en iyi ve en güzel yapan
b) Adaleti gözeten ve zulmetmeyen
c) Büyük günah işlemeyen
d) Nâfile ibadetleri çok fazla olan
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1135 -
176- Mütenebbî ne demektir?
a) Son peygamber
b) Sahte peygamber
c) Velî ve peygamber arasındaki mertebe
d) Kendisine Kitap verilmemiş peygamber
177- Allah, İsrâiloğullarını niçin "zâlim" olarak nitelemiştir?
a) Ellerine geçen çoluk çocuk her canlıyı katlettikleri, insanlara eziyet verip işkence çektirdikleri için
b) Sözlerinde durmadıkları için; Namaz, oruç, zekât gibi ibadetleri yerine getirmedikleri ve içki, kumar gibi yasakları çiğnedikleri için
c) Allah'ın âyetlerini doğrudan yalanlamadıkları halde, onları başka sözlerle değiştirdikleri, zaman zaman şirke bulaştıkları ve sık sık günah işleyip, kendilerine yazık ettikleri için
d) "Adalet" denilen hukuk ilkesini kendi yandaşlarının dışındakilere uygulamadıkları için
178- I. “Bükâ”; II. “evvâh”; III. “bekkâûn” kelimelerinin anlamları, seçeneklerin hangisinde sırasıyla ve doğru olarak verilmiştir?
a) I. Ağlamak; II. Çok ağlayan ve başkalarının acılarına merhametinden çok vah eden; III. Ağlayanlar anlamına gelen bu kelime, Tebük seferine imkânsızlıktan dolayı katılamadıklarından dolayı ağlayarak geri dönen yedi sahâbeye denir.
b) I. Üzülmek; II. Çok kederlenmek ve müslümanların dertleriyle dertlenmek; III. Çok üzülenler anlamına gelen bu kelime, Uhud savaşına imkânsızlıktan dolayı katılamadıklarından dolayı hüzünlü bir şekilde geri dönen dört sahâbeye denir.
c) I. Gülmek; II. Çok üzülenler anlamına gelen bu kelime, Uhud savaşına sıcakta savaşa gitmek zor geldiğinden dolayı katılamadıklarından dolayı peygamber ve ashâbın bunlarla konuşmayıp küs durdukları üç sahâbeye denir. III. Çok ağlayan, ve başkalarının acılarını benliğinde duyan, onlara ah edip ağlayan anlamında Hz. İbrahim’in bir sıfatıdır.
d) I. Allah’tan çok korkan; II. Allah’a duyduğu huşûdan dolayı kalpleri titreyenler; III. Korkusuz insanlar anlamına gelen bu kelime, sahâbelerden her savaşa katılıp büyük kahramanlık gösteren canlı şehidlere verilen addır.
179- Hadis-i Şeriflerden anlaşıldığına göre hüzün en çok hangi eyleme yakışır?
a) Namaz kılarken c) Kur’an okurken
b) Cihad esnasında d) Oruçlu iken
- 1136 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
180- Bakara sûresi 62. âyette “...kendileri için hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” diye Allah’ın kendileri hakkında müjdeler verdiği bu kişilerin özellikleri olarak verilen seçeneklerden hangisi, âyette geçmez, yani yanlıştır?
a) Allah’a hakkıyla ve gerçek anlamda iman edenler
b) Âhiret gününe yakînen iman edenler
c) Meleklere ve Allah’ın kitaplarına iman edenler
d) Sâlih amel/faydalı ve iyi işler işleyenler
181- “Korku Namazı” ne demektir?
a) Sel, yangın, yırtıcı hayvan ve özellikle savaş şartlarında düşman gibi bir engel karşısında bulunan bir cemaatin, iki grup halinde nöbetle kıldıkları namaza Korku Namazı denir.
b) Kalbin titreyerek, hüzünlü bir tarzda Kur’an kıraat edilerek huşû ile yapılan secdede Allah için gözyaşı dökerek veya ağlamaklı bir şekilde Allah korkusu ile kılınan namaza Korku Namazı denir.
c) Ölüme yakın bir zamana kadar namazı terk etmeyi alışkanlık haline getiren bir insanın, ihtiyarlayınca veya ölümcül bir hastalığa yakalanınca ölüm korkusu sebebiyle kıldığı namaza Korku Namazı denir.
d) Dünyevî korkular yüzünden, meselâ müslüman patronun gözüne girmek, müslüman bir anne babanın emretmesinden dolayı, dünyevî ceza ve korkulardan ötürü kılınan namaza Korku Namazı denir.
182- Arapçada bir dinden çıkıp başka bir dine giren kimseler anlamına gelir. O yüzden Rasûlullah’a ve İslâm’a giren ilk müslümanlara müşrikler bu ismi vermişlerdi. Kitap ehlinden çıkıp başka dine girmiş kimselere dendiği de söylenir. İçindeki bir grup, eski peygamberlere ve bazı Kitaplara inanırken, diğer bir grup ise yıldızlara, burçlara ve putlara taparlar. Kimdir bunlar?
a) Mandeenler b) Nasrânîler c) Sâbiîler d) Süryânîler
183- Şeklin bozulması, cismin kendi aslî şeklinden çıkması, kılık değiştirmek ve hilkat garibesi anlamlarına gelen kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Sâbiîn b) Mesh c)Bükâ d) Kesl
184- “İstenmeyen bir durumun başa gelmesinden veya geçmişteki bir kayıptan duyulan keder ve üzüntüye Kur’an kavramı olarak ne ad verilir?
a) havf b) hüzün c) gam d) sürûr
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1137 -
185- Kur’ân-ı Kerim, Allah’a ve Rasûlü’ne mutlak itaati emrettiği gibi; Allah ve Rasûlüne mâsiyet emretmeyen mü’minlerden olan ülü’l emre (yetkili kişiye) de itaati emretmektedir. Yine, Kitabımız bazı kimselere de itaat edilmesini yasaklamaktadır. Seçeneklerin hangisi, kendilerine itaatin yasaklandığı bu sınıflardan değildir?
a) Bazı günahlar işleyen ana babalara, büyüklerin kendilerinden küçük olanlara, âlimlerin kendilerinden ilim yönüyle daha düşük olanlara
b) Kâfirlere, ehl-i kitaba, münâfıklara, kendisini Allah yolundan saptırmak isteyen liderlere ve büyüklere
c) Şeytana, şeytanın dostlarına, günahkârlara ve nankörlere, yalancılara, ahlâksızlara, namaza engel olanlara
d) Şirke zorlayan ana babaya, halkın çoğunluğuna, insanların ve bilmeyenlerin hevâlarına/ kötü arzu ve isteklerine
186- Hüzün/üzüntü konusunda aşağıdaki yargılardan hangisi tümüyle doğrudur?
a) Benî İsrâilden iman edip sâlih amel işleyenlere korku ve hüzün yoktur. O yüzden bu vasıflara sahip olanlar, dünya hayatında tüm korkulardan ve üzüntülerden arınmış olacaklardır.
b) Dünyevî acı ve kayıplar için, başa gelen musibetlerden dolayı hüzünlenmek, sabırsızlık ve kaderi kabullenmemek olacağından büyük günahlardan biridir.
c) Âhiret için, Allah’a daha yakın olunmadığı, günahlar ve dünyevî bağlardan kurtulamadığı için hüzünle dolu olmak, devamlı bu halde yaşamak, Allah’ın emrettiği farz görevlerimizden biridir.
d) Dengeli ve mânevî sebepleri ağır basan hüzün; olgunluğun, önemsemenin, iman ve selim kalbin özelliklerindendir. Aşırıya kaçmayacak şekilde bu hüzün, tavsiye edilen fıtrî bir tavırdır. Allah’ı râzı etmeye koyulmuş mü’min, dünyada dertsiz/hüzünsüz yaşayamaz; onun hüznü cennette bitecektir.
187- Ağlamak hakkında aşağıdaki yargılardan hangisi doğrudur?
a) Ağlamak, sadece insana ait bir özellik ve erdemdir. Cansız cisimler, bitkiler, hayvanlar ve görünmeyen canlılar ağlamaz.
b) Ölülerin arkasından ağlanmaz; Peygamber Efendimiz, hiçbir ölünün arkasından gözyaşı dökmemiştir.
c) Gözyaşı dökmeden ağlamak, sağlık açısından zararlıdır. Strese direnç göstermek ve zararlı toksitlerden kurtulmak için zaman zaman gözyaşı dökmek tavsiye edilir.
d) Ağlamanın her çeşidi mübârektir; Allah’ın rahmetini harekete geçirir. Olgun insan, her çeşit vesileyle sık sık ağlayan kimsedir.
- 1138 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
188- Bilindiği gibi “nebî” lügatta haber getiren, haberci demektir. Allah’tan sağlam ve önemli haber getirdiği için peygambere nebî denmiştir. “Rasûl” ise, mesaj ve mesaj getiren elçi anlamındadır. Her iki kelime de Türkçede “peygamber” deyimiyle karşılanır. “Nebî” ve “Rasûl” kelimeleriyle ilgili olarak seçeneklerden hangisi doğrudur?
a) Nebî ve rasûl arasında fark yoktur. Kur’an, her ikisini aynı anlamda, peygamberler için kullanır.
b) Her ikisi de peygamber anlamına gelir. Fakat, rasûl, kendisine Kitap verilen peygamber demektir. Nebî ise kendinden önceki Kitabın hükümlerine tâbi olur.
c) Her ikisi de peygamber anlamına gelir. Fakat, nebî, kendisine Kitap verilen peygamber demektir. Rasûl ise kendinden önceki Kitabın hükümlerine tâbi olur.
d) Her ikisi de peygamber demektir. Fakat rasûl, kendilerinden mîsak alınan ülü’l azm/büyük peygamberlere denilir. Nebî ise diğer tüm peygamberlere denir.
189- Allah’ın, kendilerine; “Aşağılık maymunlar olun” diyerek şiddetle cezalandırdığı meshe uğrayan topluluk aşağıdakilerden hangisidir?
a) Hz. İsa’ya ihânet eden hıristiyanlar
b) Hz. Mûsâ zamanında yaşayan isyankâr yahûdiler
c) Peygamberimiz zamanında yaşayan münâfıklar
d) Cumartesi gününe saygısızlık edip taşkınlık yapanlar
190- Bakara sûresi 67-73. âyetlerde bahsedilen bakara olayı, Kur’an tertibine göre 2. sırada yer alan en uzun sûreye isim olarak verilecek kadar önemli görülmüştür. Her zaman diliminde ve her yerde görülebilecek bir şirk unsuru olan bakarayı kutsallaştırma, günümüzde de kaçınılması gereken ciddî problemlerdendir. Seçeneklerden hangisi bakara ve ıcl’le ilgili güncel şirk unsuru değildir, yani yanlıştır?
a) Hindistan’da hâlâ inek, kutsallaştırılmakta ve yer yer ona tapılmaktadır.
b) Sığır; bereketi, temel gıda maddesi olan ekmeği temsil etmektedir. Günümüzde de sosyalizm tarafından emeğin, kapitalizme göre de ekmeğin kutsallaştırıldığı ve ekmek parası için her yolun mubah görüldüğü anlayışı yaygındır.
c) Günümüzde de inek boynuzunun bazı kapılara asılıp, onun koruyuculuğuna hâlâ bazı insanlarca inanılır, bazı şehirlerin meydanlarına Apis öküzü ve boğa heykeli dikilir.
d) Benî İsrâil günümüzde de buzağıyı ve sığırı kutsal kabul eder. Allah’a ibâdet etmezler; buzağı heykellerine hâlâ tüm İsrâiloğulları tapmaya devam ederler.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1139 -
191- Bakara sûresi 67-73. âyetlerde Allah, İsrâiloğullarından bir bakara/sığır kesmelerini istemişti. Bu âyetlerde verilmek istenen mesaj, vurgulanmak istenen ana fikir konusunda seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Öldürülen bir insanın katilini ortaya çıkarmak
b) Kesilen bir ineğin bir parçasıyla, ölü insana vurulmak sûretiyle yeniden dirilme mûcizesinin gösterilmesi
c) Eski Mısırlıları ve putperest kavimleri taklit ederek İsrâiloğullarının da buzağı ve sığıra tapmalarından dolayı, bu davranışın yıkılması, putların kesilmesi ve tapınılan cisimlerin âcizliğinin vurgulanması
d) Câhiliyye dönemindeki insanlara eski kavimlerin davranışlarından güzel örnekler sunmak
192- İnsan psikolojisinin iki temel duygusu, doğuşla birlikte var olan fıtrî iki zıt çizgi, korku ve ümittir. İslâm, insanın hiçbir şeyden, bu arada ölüm ötesi azaptan korkup sakınmamayı uygun görmediği gibi; Allah’ın rahmetinden ümit kesmek demek olan yeis halini de mü’mine yakıştırmaz, kâfirlerin özelliği olarak görür. Beyne’l-havfi ve’r-recâ denilen korku ile ümit arasında bir dengeyi dinimiz tavsiye eder. Bu denge, aşağıdaki şıklardan hangisinde Kur’an çerçevesinde tavsiye olunan en güzel dengedir?
a) İnsanda korku ile ümit; her ikisi eşit olmalıdır.
b) Her ikisi de bulunmalı, fakat ümit tarafı ağır basmalıdır.
c) Her ikisi de bulunmalı, fakat korku tarafı ağır basmalıdır.
d) Olaylar ve insan kalbi değişkendir. Duruma göre bazen korku, bazen ümit ağır basmalıdır.
193- Hz. İbrahim’in peygamber olarak gönderildiği toplumun bâtıl inancı olduğunu gördüğümüz, etkinlikleri olmayan bir topluluk olarak varlıklarını hâlâ sürdüren, gezegen, burç ve yıldızları kutsallaştırıp yeryüzündeki insanlara etkisi olduğuna inanan ve hemen her yerde görülen burç ve yıldız fallarını icat eden, Kur’ân-ı Kerim’de üç yerde ismi geçen sâbiîlerin bir grubu tümüyle putperesttir. Bunlara Harrânîler diyoruz. Diğer grubu Allah’a inanır, bazı peygamberleri ve bazı Kitapları kabul eder, müslümanlarınkinden farklı da olsa namaz kılarlar. Bu özelliklerinden dolayı bazı müctehidler, bunları da ehl-i kitaptan sayarlar. Betâyih sâbiîleri de denen bu sâbiî grubunun adı nedir?
a) Mandeenler b) Hulûliye
c) Harran sâbiîleri d)Senevîler
- 1140 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
194- İsyan ve itaatle ilgili aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?
a) İsyan, kıyam, ayaklanma, savaş ayrı şeylerdir; itaatsizlik ayrı. Küfre isyan edemeyen müslümanlar, en azından itaatsizlik yapmalıdır.
b) Allah’a itaatle birlikte Allah’ın itaat için izin vermediği, itaat etmeyi yasakladığı ilke ve şahıslara itaat, birbiriyle bağdaşmaz; biri varsa öteki yok demektir.
c) Allah’a ve Rasûlü’ne sadece itaat yeterli olmaz; bu itaatin kalben hiç sıkıntı ve şüphe duyulmadan gönüllü olarak yapılması da şarttır. Aksini Kur’an imansızlık olarak değerlendirir.
d) Ülü’l-emr konumunda olan büyüklere, cemaat yöneticilerine, liderlere ve devlet yetkililerine mutlak itaat gereklidir.
195- Ağlamanın zıddı olan gülme konusunda aşağıdakilerden hangisi tam doğrudur?
a) Gülmek kalbi öldürür. Bir müslüman, Allah korkusundan dolayı devamlı mahzun/üzgün olması gerektiğini bilir ve hiç gülmemeye çalışır.
b) Ağlamak, Rahmânîdir, sevaptır; gülmek ise şeytanîdir ve günahtır.
c) Bazı gülme çeşidi vardır ki alay ve aşağılama ifadesi taşır. Bu türden gülmeyi dünyada bazı kâfirler mü’minlere karşı uygularken, âhirette tam tersi olacaktır.
d) Halkın diliyle “bir kahkaha, bir kilo pirzolaya bedeldir.” Çok gülmenin ve özellikle kahkahanın dünyevî yönden ve sağlık açısından faydası büyüktür.
196- Kur’an’da hıristiyanların İslâm’a/tevhide zıt olan inançlarından bazı örnekler verilir. Aşağıdakilerden hangisi Kur’an’daki bu örneklerden biri değildir?
a) “Allah İsa’dır” derler.
b) Teslisi/üçlü ilâh anlayışını kabul etmekle kâfir olmuşlardır.
c) “İsa Allah’ın oğludur” derler.
d) “Melekler Allah’ın kızlarıdır” derler.
197- Kur’an’da korku anlamında başta “havf” olmak üzere, çeşitli kelimeler kullanılır. Seçeneklerden hangisinde bu kelimeler doğru olarak verilmiştir?
a) Huşû, inzâr, rehbet, hüzün, yeis, elem, veca’, fitne, haşyet.
b) Takvâ, ittika, huzur, inzâr, ibşâr, huşû, mevt, recâ, melâl.
c) Haşyet, takvâ, hazer, huşû, hudû, rehbet, vecel, işfak, feza’, ru’b, inzâr.
d) Havf, takvâ, haşyet, sebe’, girye, husrân, gazab, elem.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1141 -
198- İslâm tarihinde ve fıkhî tartışmalarda “hulle” ve “iyne satışı” gibi konularda daha çok görülen, özellikle yemin ve talak konularında geniş alana yayılan, meshe uğrayan benî İsrâilin bu fecî cezaya çarptırılmasına sebep olan, aslında “şerli hilekârlık” denmesi gereken anlayışa klâsik deyimle ne ad verilmektedir?
a) intisâb-ı şeyhiyye c) hîle-i şer’iyye
b) şurba-i şehriyye d) âmâl-i şekliyye
199- Kur’ân-ı Kerim, Hz. İsa’ya Allah tarafından inzâl edilip verilen tek bir İncil’den bahseder. Bugünkü hıristiyanlara göre ise, bilindiği gibi bir değil; tam 4 İncil vardır. Aralarında önemli farklar ve çelişkiler bulunan bu 4 yasal İncil’in isimleri, hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?
a) Matta, Markos, Luka, Yuhanna
b) Matta, Barnaba, Markos, Yuhanna
c) Barnaba, Matta, Pavlos, Luka
d) Markos, Matta, Barnabas, Yuhanna
200- Ağlamayla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Kur’an hüzünle inmiştir. Onu hüzünle ve ağlayarak okumalı, ağlayamazsak ağlar gibi yapmalıyız.
b) Allah için ağlamak, cehennem ateşini söndürecek ve sahibini Arş’ın gölgesinde gölgelendirecek kadar faziletli bir davranıştır.
c) Kur’an okur veya dinlerken Peygamberimiz ve ashâbı sık sık ağlamışlardı.
d) Peygamberler dünyevî kaygılardan, meselâ çocuklarının kaybolması veya ölümlerinden dolayı hiç ağlamamışlar, sadece Allah korkusundan dolayı gözyaşı dökmüşlerdir.
201- Bakara olayı, hayvanları kutsal semboller olarak görüp onları yüceltme ve tapınmaya benzer saygınlık vermenin, insanı aşağılayan ve sakınılması gereken bir şirk unsuru olduğunu, dolaylı yoldan vurgular. Seçeneklerden hangisi, hayvanlar hakkında sonu putçuluğa varma tehlikesi olan küçük de olsa dinî yanlışlardan biri değildir?
a) Politik partilerin ve spor klüplerinin, amblemlerinde çoğunlukla bir hayvanı simge olarak kullanması dolayısıyla, bazı hayvanları yüceltip sembolleştirmek
b) Ev ve işyerlerinin kaza ve âfetlere uğramaması için, bir hayvan kesilip kanının binaya ve insanın alnına sürülmesi gerektiği inancı
c) Hayvanları sevmek, hayvan haklarından bahsetmek, onlara eziyet etmeyi eleştirmek gibi konuları zaman zaman gündeme getirerek hayvanları önemsemek
d) Bazı dinî içerikli konuşmalarda, insana, meleklerin veya insan cinsinden peygamberlerin örnek gösterildiği gibi, kedi ve özellikle köpeklerin model gösterilmesi ve yüceltilerek onlara özenti duyulması
- 1142 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
202- “Kur’anda korku anlamında daha çok kullanılan bir kelime olup, hoşlanılmayan bir durumun başa gelmesinden veya arzulanan bir şeyin elde edilememesinden duyulan kaygı ve korku için kullanılan” tâbir “Eğitim ve terbiye yöntemi olarak kullanılan korkutma için kullanılan” tâbir “Bazı şeylere karşı hissedilen aşırı, sürekli ve anlamsız korku, korku hastalığı için kullanılan” deyim Korku ile ilgili bu üç ifade, sırayla hangi kelimelerin tanımlarıdır?
a) havf; terhîb; fobi c) inzâr; havf; fobi
b) takvâ havf, fobi d) haşyet; fobi; takvâ
203- Kur’an’a göre şekil değiştirme olayı, sadece maymuna çevrilme şeklinde sınırlı kalmamıştır. Mâide sûresi 60. âyette Allah’ın, lânetlediği ve gazab ettiği kişilerin bir kısmını maymuna çevirdiği ifade edilirken, ceza olarak verilen iki kötü durumdan daha bahsedilir. Bunlar nelerdir?
a) Sığıra ve domuza çevrilme
b) Domuza çevrilme ve tâğuta tapanlardan kılınma
c) Kurt adama çevrilme ve taş haline getirilme
d) Domuza çevrilme ve şeytanlaşma
204- Hıristiyanlıkla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi, içinde kısmî doğrular olsa da tümüyle doğru kabul edilemez, yani yanlıştır?
a) Hıristiyanların kutsal kabul ettiği Kitab-ı Mukaddes, sadece 4 İncil’den ibaret değildir; tahrif edilmiş şekilleriyle Tevrat, Zebur ve 4 İncil yanında, bazı peygamberlere atfedilen kitaplar, Pavlos’un 15 ayrı mektup ve kitabından oluşmuş kitaplar kolleksiyonudur.
b) Hıristiyanlığın üç büyük mezhebi vardır. Bunlar; katoliklik, protestanlık ve ortodoksluktur. Ruslar, Bulgarlar ve Sırplar ortodoks; batı Avrupa ülkelerindeki halkın çoğu katoliktir. Protestanlık ise, katoliklikten ayrılma reformcu hıristiyan mezheplerinin ortak adıdır.
c) İncillerde “şâkirt” (öğrenci) kelimesiyle ifade edilen “havârîler”, Hz. İsa’nın tebliğ ettiği dine ve onun peygamberliğine iman eden, Kur’an’a göre müslümanlardan olan ve Hz. İsa’nın tebliğ ettiği fikirleri yaymayı üstlenen 12 yardımcıya verilen isimdir. Bunların en büyükleri ve lideri Petrus, Hz. İsa’ya ihanet edip onu ihbar ederek yakalatan ise Yahuda İskaryot’tur.
d) “Kutsal kabir”, Kudüst’te bulunan Hz. İsa’ya ait olduğuna inanılan mezara denir. Hıristiyanlarca Yusuf tarafından gömülen ve sonradan azize/ermiş Helena tarafından bulunan bu mezar kutsaldır. İslâm’a ve tüm müslümanların kabulüne göre de bu mezar kutsaldır. Hz. İsa İslâm’a göre de büyük bir peygamber kabul edildiğinden müslümanlar da bu mezarı kutsal kabul edip ziyaret ederler.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1143 -
205- “Dünya hayatı” hakkında, aşağıdaki yargılardan hangisi tümüyle doğrudur?
a) İslâm, tevhid dini olduğundan, aralarında kesin bir ayrım yapılarak, birbirinden kopuk şekilde dünya ve âhiret, birbirinin zıddı ve düşmanı olarak değerlendirilir.
b) Laiklik denilen çok tanrılı anlayışta; din ve dünya birbirine girmiş, din-din dışı, din adamı-dünya adamı, dünya-ahiret, Sezar-Tanrı ayrımlarına yer verilmemiştir.
c) İslâm’da ibâdetlerin sadece âhirete yönelik faydası vardır. Âhiret için yapılması gereken bir ibâdetin dünyevî faydasını düşünüp değerlendirmek bir şirk anlayışıdır. Bu, dünya ile âhireti birbirine yaklaştırmak ve aralarında bağ kurmaktır ki, Kur’an bunu yasaklar.
d) Rasûlullah’ın özenle yetiştirdiği Kur’an talebeleri olan sahâbeler, dünyaya fazla önem vermiyor, zâhidlere has şekilde yaşıyordu. Ama onların yaşadığı zühd, insanı dünyanın ıslah ve îmârına iten yapıcı bir aksiyondu; dünyayı terk edici, dünya egemenliğini kâfirlere bırakan pasif bir inzivâ hayatı değil!
206- “İlâhî Kitaplar üzerinde herhangi bir kelimeyi bile bile değiştirmek, metnin aslını bozmak” anlamına gelen Kur’an kavramına ne denilir?
a) tahvif b) tahrif c) tahlif d) tahzif
207- Ana babaya tavır konusunda Kur’ân-ı Kerim’in emir ve tavsiyeleriyle ilgili aşağıdaki seçeneklerden hangisi tümüyle doğrudur?
a) Kâfir veya müşrik de olsa ana babaya her konuda itaat edilmeli, dedikleri yerine getirilmelidir.
b) Kâfir veya müşrik ana babaya saygılı ve kibar davranmayı Kur’ân-ı Kerim yasaklamıştır. Ancak müslüman olan ana babaya ihsanla/iyilikle davranmamız gerekir.
c) Hz. İbrahim’in putperest babasına “babacığım” demesini Kur’ân-ı Kerim, hata olarak belirtir ve bizim ona uymamamız gerektiği dolaylı olarak belirtilir.
d) Kâfir veya müşrik bile olsa ana babaya ihsanla davranmak, onlarla saygılı şekilde konuşmak gerekir. Onlar, çocuklarını Allah'a şirk koşmaya zorlarlarsa, sadece bu konuda onlara itaat edilmez; ama bu konumdaki ebeveynle de dünyada iyi geçinmeye çalışmak lâzımdır.
208- Hz. İsa’nın sıfatı olarak Kur’ân-ı Kerim’de bazı ifadeler kullanılır. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi bunlardan biri değildir?
a) Allah’ın ruhu c) Mehdi
b) Allah’tan bir kelime d) Mesih
- 1144 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
209- Kur’an’ın yasakladığı büyük günahlardan birinin haksız yere adam öldürmek olduğunu biliyoruz. Peygamber öncesi müşrik Araplar, çocuklarını küçük yaşta diri diri toprağa gömerek öldürüyorlardı. Günümüzdeki modern câhiliyyede buna benzer uygulamaya ne ad verilmektedir?
a) Doğum kontrolü c) Kürtaj
b) Nüfus/Aile planlaması d) Azil
210- Kur’an’da geçen kavramlardan biri “ruh” ve “ruhu’l-küdüs”tür. “Ruhu’l-kudüs”e âlimler, birkaç farklı anlam vermişlerdir. Seçeneklerden hangisi, bu anlamlar içinde en kuvvetli delile sahip olduğu için geçerli kabul edilen görüştür?
a) Cebrâil (a.s.) b) Hz. Meryem c) Meleğin ruhu d)Vahiy
211- Kur’ân-ı Kerim, “güzel söz” söylememizi emreder. Muhâtap olarak kimlere karşı sözün güzelini söylememiz gerekir?
a) Mü’minlere karşı; Bize güzel söylemeseler bile sadece müslümanlara karşı
b) Mü’min-kâfir bütün insanlara; her durumda ve her konumda
c) İslâm’a karşı savaş açıp müslümanlarla mücâdele eden zâlimler hâriç, her insana
d) Münâfık ve müşriklerin güzel sözden etkilenmeyecek olanları hâriç, tüm insanlara
212- Bakara sûresi 78. âyette yahûdilerden Kitab’ı bilmeyenler hakkında ifade edilen Kur’an kavramlarından biri; “emâniy”dir. Bu kelimenin tekili olan “ümniyye”nin anlamı olarak verilen seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Kuruntu, ütopya c) Kalbin temenni ettiği şey
b) Okudukları şey d) Ümmî, yani okuma yazma bilmeyen
213- İlâhî vahiy eseri bir Kutsal Kitabın tahrifi çeşitli yollarla yaplımıştır/yapılabilir. Aşağıdakilerden hangisi bir tahrif çeşidi sayılmaz?
a) Unutma ve unutturma; özellikle ketmetme/gizleme yoluyla
b) Dil sürçmesi, dil kayması sebebiyle ilâhî Kitaptaki bazı kelimeleri aslından farklı okumakla
c) Uydurma, hakka bâtılı karıştırma, kelimelerin yerini değiştirme veya asıl metinde olmaya kelimeleri ilâve etmek suretiyle
d) Anlamını, tefsir ve te’vilini saptırma, zâhirî anlamıyla ilgisi olmayan bâtınî anlamlar vermek, ilmî olmayan kendi kişisel re’yi ile istediği gibi yorumlayarak
214- Lügatta “daha yakın” veya “basit, alçak, âdi” anlamlarına gelen kavram, aşağıdaki seçeneklerden hangisidir?
a) Tahrif b) Dünya c) İhsan d) Sâbiî
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1145 -
215- “(Benî İsrâil) dediler ki, ‘sayılı birkaç gün müstesnâ, ateş (Cehennem) bize dokunmayacaktır.” (2/Bakara, 80) İsrâiloğullarının böyle iddialı konuşmalarının sebebi nedir?
a) Allah’ın onlara bu şekilde vaadde bulunması
b) Peygamberleri Hz. Mûsâ’nın şefaat etmeyi vaad edip, onlara bu konuda söz vermesi
c) Kitab’ın hükmünü iyi bildikleri ve Allah’ın azabı hakkında kesin ilim sahibi oldukları
d) Allah’ın hükümlerini ve azabını hafife alıp, kendilerini Allah’ın ayrıcalıklı ve özel kulları olarak görmeleri
216- Ana babaya güzel davranmak ve saygılı konuşmak konusunu Kur’ân-ı Kerim “öf” kelimesiyle somutlaştırır. Kur’an’da bu konuda gündeme getirilen “öf” ifadesiyle ilgili olarak, seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Müslüman ana babaya “öf” demek yasaktır. Hak etmediği için müşrik veya kâfir ana babaya saygılı ifade kullanılması gerekmez.
b) İnançları ve davranışları nasıl olursa olsun, ana babaya “öf” bile demek yasaktır.
c) Kur’an, ana babasına “öf” diyen bir inançsız evlâttan kötü örnek olarak bahseder.
d) “Öf” tâbiri, her türlü kaba, saygısız söz ve davranış için örnektir. “Öf” dışındaki çirkin söz ve davranışlar da haramdır.
217- “Sayılı birkaç gün müstesnâ, ateş bize dokunmayacaktır” diyen sapıklara cehennemin ebedî olacağını bildiren Bakara sûresi 81. âyeti, ebedî cehennemlik olmanın sebebini hangi sebebe dayandırıyor?
a) “Kim Allah'a ve Rasûlüne iman edip itaat etmezse”
b) “Kim namazı ikame etmez, zekât vermekten kaçınır ve kan dökerse”
c) “Kim bir kötülük eder de, onun kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa”
d) “Kim ana babasına ihsan etmez, yetimlere ve miskinlere iyilik etmezse”
218- Bilindiği gibi Kur’an’ın anlattığı Hz. İsa ile hristiyanların ve yahûdilerin kabul ettiği Hz. İsa anlayışları birbirinden çok farklıdır. Yahûdîlere göre Hz. İsa nasıl birisidir?
a) Allah'a ortak koşulan, Allah’ın -hâşâ- oğlu kabul edilen biridir.
b) Diğer peygamberler gibi, Allah’ın bir peygamberidir.
c) Âhir zamanda çıkacağı kabul edilen kurtarıcı Mesih’tir.
d) Yahûdiliği bozmaya kalkan ve ölümü hak eden bir sahtekârdır.
- 1146 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
219- Bilindiği gibi, Bakara sûresi 84. âyette kan dökmenin yasak olduğu vurgulanmıştır. Haksız yere adam öldürmenin büyük günahlardan olduğunu biliyoruz. İslâm devletinin en temel görevlerinden biri, nefis/can emniyetidir. Hiçbir dinde/düzende görülmeyecek kadar insan haklarını gözeten İslâm; devlet, otorite ve tüm imkânlarını kullanmak suretiyle korumaya aldığı insanın 5 temel hakkı, seçeneklerden hangisinde doğru ve tam olarak verilmiştir?
a) Nefis/can emniyeti, din emniyeti, kıyafet emniyeti, inanç emniyeti, fikir emniyeti.
b) Nefis/can emniyeti, İslâm emniyeti, dil emniyeti, akıl emniyeti, nesil emniyeti.
c) Nefis/can emniyeti, din emniyeti, akıl emniyeti, nesil emniyeti, mal emniyeti.
d) Nefis/can emniyeti, din emniyeti, düşünce emniyeti, iş emniyeti, ibâdet emniyeti.
220- Kur’an açısından “en güzel söz” olarak bildirilen Allah'a dâvet, Kitabımız’a göre bazı özelliklere uygun yapılmalıdır. Seçeneklerden hangisi bunlardan değildir?
a) hikmet b) söz sanatlarını kullanmak
c) en güzel mücadele d) güzel öğüt
221- Batı dillerinde “reenkarnasyon” denilen, Türkçe’ye “ruh göçü” olarak tercüme edilen kavramın Arapça’sı ve kültürümüzde eskiden beri kullanıldığı şekli, seçeneklerden hangisinde doğru olarak yazılmıştır?
a) tenâsuh b) tenâsur c) tenâsül d) tenâsüp
222- Seçeneklerden hangisi Kur’ân-ı Kerim’e göre “güzel söz” sahibinin özelliklerinden biri değildir?
a) Allah'a dâvet c) Sâlih amel
b) Susmayı tavsiye d) “Ben müslümanlardanım” demek
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1147 -
223- Bakara sûresi 83 ve 84. âyetlerde, Tevrat’ın da büyük önem verdiği Allah’ın İsrâil oğullarından uyacaklarına dair kuvvetli söz aldığı ve bizim de uymamız gereken “on emir” sayılmaktadır. Bu on emirden ilk beşi şunlardır: 1- Allah’tan başka ma’bûd tanımayacak, O’ndan başkasına ibâdet/kulluk etmeyeceksiniz. 2- Ana babanıza ihsân edeceksiniz, 3- Akrabalarınıza, 4- yetim çocuklara, 5- yoksullara iyilik edeceksiniz. Diğer beş emir, aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru sayılmıştır?
a) İnsanlara güzel söz söyleyin, Namaz kılın, Zekât verin, Kan dökmeyin, İnsanlarınızı memleketinizden çıkarmayın.
b) Yalan söylemeyin, İçki içmeyin, Adam öldürmeyin, Zina etmeyin, Kumar oynamayın.
c) Peygambere itaat edin, Namaz kılın, Oruç tutun, Zekât verin, Yalan yere yemin etmeyin.
d) İnsanlara güzel konuşun, Yalan söylemeyin, Adam öldürmeyin, Şehâdet kelimesini söyleyin, Namaz kılın.
224- Bakara sûresi, 85. âyette: “Yoksa siz Kitab’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz?” denilerek kendilerine Allah tarafından sert şekilde uyarı yapılan kimselere, âyetin devamında açıklanan ceza, seçeneklerden hangisinde doğru ve tam verilmiştir?
a) Yazıklar olsun onlara! Yazıklar olsun onların aldattıklarına. Cehennemdeki veyl deresi onlaradır.
b) Allah’ın, meleklerin ve insanların lâneti ve Allah’ın gazabı onlaradır. Âhirette ebedî cehennem onlar içindir.
c) Onlar, dünya hayatında rezil ve rüsvay olacaklar, kıyâmet gününde ise en şiddetli azaba itileceklerdir.
d) Onlar, kabirlerinden şeytan çarpmış gibi kalkacaklardır. Onlar Allah’tan başka yardım eden de bulamazlar.
225- Seçeneklerden hangisi, “dünya hayatı” konusunda Kur’an’ın değerlendirmelerinden biri değildir?
a) Kur’an, “dünya” kelimesini, kişiyi Allah’tan uzaklaştıran iğreti, âdi, sefil bir hayatın ifadesi olarak kullanmaktadır.
b) Kur’an, âhireti unutturmayan, kişinin kulluk görevlerine engel olmayan, insanı sapıklığa götürmeyen dünya hayatını kötülemez.
c) Kur’an, dünya hayatı için, oyun, oyalanma, eğlence, süs, aldatıcı geçinme aracı, mal ve çocuk bakımından bir övünme ve çoğalma yarışı olduğunu söyler.
d) Kur’an, dünya hayatıyla âhiret hayatı arasında kesin bir tercih yaparak ikisinden birini seçmemizi istiyor. Dünya güzelliğiyle âhiret güzelliğinin bir arada olamayacağını belirtiyor.
- 1148 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
226- Bakara sûresi 75-87. âyetler hakkında, seçeneklerden hangisi tümüyle doğrudur?
a) Bu âyetler, Medine’li müslümanlar, yani ensâr hakkında, onların Evs ve Hazrec’li iki kabile olarak birbirleriyle münâsebetleri konusunda inmiş ve bu ilişkileri düzenlemiştir. Dolayısıyla biz de bu emirleri yerine getirmeliyiz.
b) Bu âyetler, müslüman İsrâiloğullarının yahûdileşme sürecini ifade kapsamında inen âyetlerdir. Onlarla birlikte tabii ki, müslümanları da ikaz etmekte, ders vermektedir.
c) Bu âyetler, “biz nasârâyız” diyen hıristiyanlarla ilgili, onların Hz. İsa hakkındaki yanlış düşüncelerini açıklamak ve müslümanlara da öğretmek kasdıyla inmiştir.
d) Bu âyetler, ehl-i kitap hakkında inmiştir. Ehl-i kitabın birbirleriyle ilişkilerini düzenler ve onlara yapılan uyarıları, bizim de ibret almamız için anlatır.
227- “Hayır! Kim bir kötülük eder de onun kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler cehennemliktir. Onlar orada devamlı kalırlar.” (2/Bakara, 81) Bu âyet-i kerime, kötülüğün/günahın insanı tümüyle kuşatarak ebedî cehennemlik yapacağını belirtiliyor. Bilindiği gibi, affedilmeyen tek günah, şirktir. Demek, bazı günahlar işlene işlene sahibini şirke/küfre götürmekte ve ebedî cehennemlik yapmaktadır. Günahın insanı küfre götürmesi konusunda, seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Günahın haram olduğunu kabul etmemek; Allah’ın haram saydığını helâl kabul etmek
b) Önemli bir farzı, herkesin bileceği şekilde açıktan terk etmek, meselâ Ramazan’da oruç yemek.
c) Günahı meşrûlaştırmak, ameliyle helâl kabul ettiğini göstermek; başkasını harama teşvik etmek, zorlamak
d) Günah işlediğinden dolayı kalbinde sıkıntı ve rahatsızlık duymamak, günahı normal görmek, meselâ harama besmele çekmek
228- Aşağıdakilerden hangisi günümüzde bazı “ben de müslümanım” diyenlerde de görülen ruha tapınmayla ilgili şirk unsurlarından değildir?
a) Yahûdilikteki teslis inancının unsurlarından biri olarak Ruhu’l-Kudüs’e (İlâhî özellik) verilip ona tapılması
b) Türbede yatan velî olduğuna inanılan kimselerin ruhlarından yardım, medet veya bereket istemek
c) Kahramanlaştırılan veya büyük kabul edilen kişinin, saygı duyularak kutsallaştırılan, heykellerinin temsil ettiğine inanılan ruhu ve tapınak haline getirilen kabri
d) Bazı ruhların ve rûhânî varlıkların memleketi koruyup kolladıkları, düşmanla savaştıklarını kabul ederek, ruhlara kutsallık ve ilâhî bazı sıfatların verilmesi
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1149 -
229- Hz. İsa’nın ref’i konusunda Kur’ân-ı Kerim’in verdiği bilgi ve âyetlerin anlamlarından anlaşılan kuvvetli delillerinden dolayı tercih etmemiz gereken görüş, seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
a) Kur’ân-ı Kerim Hz. İsa’nın Allah tarafından göğe çıkarıldığını ve kıyâmete yakın dünyaya döneceğini açıklar.
b) Kur’ân-ı Kerim, Hz. İsa’nın Allah tarafından kendi katına yüceltildiğini belirtir. Yani, Hz. İsa’nın ruhunu Allah (c.c.), özel rahmetine yükselterek onurlandırmıştır.
c) Kur’ân-ı Kerim, Hz. İsa’nın ruh ve bedeniyle miraca çıkarıldığını, onun göklerdeki cennete yerleştirildiğini söyler.
d) Kur’ân-ı Kerim, Hz. İsa’nın çarmıha gerildiğini, ama hıristiyanların onun çarmıha gerildiğine inanmadıklarını belirtir.
230- Bakara sûresi 82. âyette cennette ebedî kalacak mü’minlerin temel özelliği olarak sâlih amel işlemeleri gösterilir. Sâlih amel tanımıyla ilgili seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Amel-i sâlih; iyi, güzel, faydalı, sevaba ve Allah’ın rızâsına sebep olacak davranışlardır.
b) Kim insanlar için iyi, faydalı bir iş yapıyorsa, insanlara hizmet ediyorsa o davranış, sâlih ameldir. Meselâ, Edison’un elektrik ampulünü keşfedip aydınlatma aracı olarak insanlığa sunduğu hizmet, sâlih ameldir.
c) İman olmadan sâlih amel olmaz; sâlih amel olmadan da insanı kuru bir iman cehennemden kurtarmaz. Kur’an’da cennetlik insanların özellikleri anlatılırken, hemen her yerde bu iki kavram birlikte kullanılır.
d) Bir mü’min, Kur’an’da emir ve tavsiye edilen bütün sâlih amelleri eksiksiz yerine getiremez. O yüzden gücünün yettiği kadar sâlih amelleri yerine getirmeli, sonra Allah’ın affını ve yardımını istemelidir.
231- Sözün güzelliği ve hayırlı içeriğiyle ilgili kaçınılması gereken özelliklerden biri olarak Kur’an’da geçen kavramlardan olan “lehve’l-hadis” ne demektir?
a) faydasız, boş söz c) hayırlı ve etkili söz
b) Peygamberimiz’in hadisi d) zayıf hadis
232- Ruh hakkında aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Ruh hakkında bize Allah tarafından çok az bilgi verilmiştir.
b) Kur’an’a göre ruh, Allah’ın bizzat veya melek vâsıtasıyla üflediği hayat soluğu olduğu gibi; vahiy, Kur’an, Hz. İsa ve Cebrâil (a.s.)’e de denilir.
c) Varlıklardaki canlılık, hareket, irâde, şuur gibi özelliklerin merkezi/kaynağı kabul edilen soyut varlığa ruh denir.
d) Ruh hakkında Kur’an’ın verdiğinden fazla bilgi edinmeyi istemek, günah ve yasaktır.
- 1150 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
233- Bakara sûresi 87. âyette İsrâil oğullarından ebedî cehennemlik olanların peygamberlere karşı istikbâr ettikleri ifade edilir. Bir Kur’an kavramı olarak “istikbâr” konusundaki değerlendirmelerle ilgili olarak seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) İstikbâr; büyüklük taslamak, büyüklük kuruntusu içinde olmak demektir.
b) İlk istikbâra kapılan İblis’tir. O, Hz. Âdem’e secde emrine istikbârı yüzünden karşı geldi.
c) Aşağı görülüp sömürülmek üzere zayıf bırakılmış kimselere istikbâr eden anlamında müstekbir denilir. Bu yüzden, tâğutların idaresi altındaki mazlum halk kesimi, zavallı müstekbirler yığınıdır.
d) İstikbâr içinde olanlara müstekbir denilir. İstikbarın karşıtı istiz’âftır; müstekbirin karşıtı da müstaz’af.
234- “Kızmak, öfkelenmek, kızgınlık, intikam almak ve cezalandırma isteği” anlamlarına gelen kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) lânet b) gazap c) fitne d) fısk
235- Nazar boncuğu veya üçgen şeklinde hazırlanıp içinde anlaşılmaz yazı, simge ve tılsımlar bulunan muskalar takmanın dindeki hükmü nedir?
a) sünnet b) mubah c) mekruh d) haram
236- “Lânet etmek”le ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Kur’an ve hadislerde lânet kavramı, belirli şahıslardan ziyade, bazı amelleri işleyen kimseleri caydırmak için genel olarak isyankârlara atfedilir ve o yasağa dikkat çekip insanları sakındırma amacına yönelik olarak bu kavram kullanılır.
b) İsim vermeden, genel vasıflarıyla da olsa müslümanlara,işledikleri bazı suçlardan dolayı lânet edilemez. Meselâ, insanları haktan uzaklaştıran, müslümanların içindeki zâlim ve fâsıklara, bid’atçı ve tuğyankârlara lânet etmek, haramdır.
c) Başkalarına kötü örnek olacak şekilde günahları açıktan işleyen, ya da bazı haramları insanlara zorla yaptıran veya haramlarda çığır açarak insanları haramlara alıştırıp Allah'a isyana teşvik eden kimselere, genel bir üslûpla, isim zikretmeksizin bedduâda bulunup lânet etmek câizdir.
d) Halkın bazı yanlış telâkki ve davranışlarındaki hatalardan dolayı onları tel’in etmek, yani onlara “mel’un!” demek, doğru değildir. Bu itham, bazen onların hatalarından daha büyük bir suçu yüklenmek olabilir.
237- Başkasına zarar vermek için fırsat kollamak, onun iyiliğine olan işlerin tersini yapmaya çalışmak anlamına gelen, yani Türkçede “düşmanlık” kelimesiyle ifade edilen Kur’an kavramı hangisidir?
a) tabâbet b) ihânet c) adâvet d) kasâvet
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1151 -
238- Aşağıdakilerden hangisi şirk sayılmaz?
a) Allah'a inanmakla birlikte, Allah'a yaklaştıracağı gayesiyle başka varlıklara tapmak
b) Allah'a inanmakla birlikte, başka ilâhların varlığını kabul etmek
c) Allah'a inanmakla birlikte, yeryüzündeki otoriteyi Allah'a ait görmemek
d) Allah'a inanmakla birlikte, O’nun yasakladığı bazı haramları işlemek
239- Kur’an kavramlarından biri olan “ehl-i kitap” lügatta ne anlama gelir?
a) kitaplı, kendilerine kitap verilenler
b) ehliyetli, doğru kitaba sahip olanlar
c) kitabı, Allah’ın kitabını okumasını bilenler
d) elinde kitap bulunduranlar
240- Kur’ân-ı Kerim’de Allah Teâlâ’nın Hz. Süleyman (a.s.)’a bahşettiği bazı lütuflardan bahsedilmektedir. Aşağıdakilerden hangisi, bunlardan biri değildir?
a) Kendisinden başka kimseye verilmeyecek bir mülk ihsan edildi.
b) Rüzgâr, emrine verildi ve bazı cinler ona hizmet ediyordu.
c) Kendisine kuş dili öğretilmişti; kuşlarla, karıncayla konuşuyordu.
d) Tılsımlı bir yüzük verilmişti; Süleyman’ın mührü denilen bu yüzük sâyesinde şeytanlara, cinlere ve insanlara hükmediyordu.
241- “Sayıları çok olduğu halde, müslümanların kâfirlerin elinde, selin içindeki çer çöp gibi olacağı”nı bildiren hadis-i şerifteki bu durumun sebebi olarak gösterilen “dünyayı fazlaca sevip ölümden fazlaca korkmak” anlamına gelen kavrama ne denir?
a) fitne b) vehen c) şirk d) dünyevîleşmek
242- İslâm tarihinde ilk fitne olarak kabul edilen olay, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Kerbelâ fâciası; Hz. Hüseyin’in “müslümanım” diyenlerce şehid edilmesi
b) Cemel ve Sıffîn vakaları; Ashâbın karşılıklı ordular halinde birbirleriyle savaşması
c) Hz. Osman’ın şehid edilmesi; Binlerce sahâbenin gözü önünde, onların müdâhale etmediği konumda Mısır’dan gelen “müslümanlar” eliyle Halife’nin öldürülmesi
d) Muâviye’nin İslâm’ın tasvip etmediği bir krallık özelliği olan, babadan oğula yönetimin devredilmesi anlayışını benimseyerek içkici oğlu Yezid’e, kendi hayatında kılıç zoruyla bey’at alması
- 1152 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
243- Gâipten haber veren, gelecekte olacak şeyleri bilebileceğini iddia eden; cin, yıldız/burç veya bazı tılsımlara dayanarak gelecekten haber vermeye çalışan, dolayısıyla bu iddiâlarla insanları kandıran kâfirlere ne ad verilir?
a) sihirbaz b) kâhin c) istidrac d) illüzyonist
244- Gazap konusunda aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) İnsan açısından gazap; fıtrata ters düşen, tümüyle kötü bir tavırdır. Ahlâklı bir müslüman, hiçbir zaman ve hiçbir kimseye gazap etmez.
b) Allah açısından gazap; Hak eden toplumlara Allah gazap eder. Allah’ın gazabı daha çok helâk şeklinde gerçekleşir.
c) Kul açısından gazap; Kur’an ve sünnete göre genelde kötü sayılmış, yersiz ve ölçüsüz gazap, bütün kötülükleri kendinde toplayan şeytanî bir eylem kabul edilmiştir.
d) Fıkıh açısından; gazap halinde yapılan işlerde bazı istisnâlar getirilmiştir. Meselâ, gazap halinde kinâye sözlerle boşama, niyet olmadıkça geçerli kabul edilmemiştir.
245- Kur’an’da, mü’minlerin onlarla ilişkileri konusunda kolaylık ve tebliğ açısından, diğer kâfir ve müşriklerden farklı olarak, kendilerine kısmî bazı ayrıcalıklar verilen “ehl-i kitap” kimlere denir?
a) Başta Kur’an olmak üzere Allah’ın gönderdiği küçük ve büyük tüm kitaplara iman edenlere
b) Kur’an’dan önce indirilmiş olan Allah’ın kitaplarının tahrif edilmemiş şekillerine, asıllarına inanan insanlara
c) Allah’ın Kur’an’dan önce göndermiş olduğu Tevrat, Zebur ve İncil’e tahrif edilmiş şekilleriyle inanan yahûdi ve hıristiyanlara
d) Hıristiyan ve yahûdi ülkelerinde yaşayan toplumlara; günümüzde İsrâil’de, Amerika ve Avrupa’da yaşayan insanlara, Batılılara
246- Allah'a şirk koşan kimselere, bilindiği gibi “müşrik” denilir. Müşrikler hakkındaki aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?
a) Müşrikler, tarihin eski döneminde ve Arap câhiliyesinde yaşamış veya ehl-i kitabın içinden çıkmışlardır. Müslüman halkın içinde günümüzde müşrik yoktur.
b) Hıristiyanlar ve yahûdiler de aslında Hz. İsa’yı, Hz. Uzeyr’i Allah'a şirk koşan müşriklerdir.
c) Allah’ın hiç affetmeyeceği insanlar, müşriklerdir.
d) Müşrikler; göklerin, yerin ve insanların yaratıcısının Allah olduğunu kabul ederler.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1153 -
247- Lügatta, kovma ve uzaklaştırma mânâsına gelen, halk tarafından sövme ve bedduâ anlamında değerlendirilen, Allah tarafından dünyada hayır ve başarı vermekten, âhirette de ilâhî lütuf ve rahmetten uzaklaştırma anlamı taşıyan kavram hangisidir?
a) lânet b) fesat c) fitne d) gazap
248- Düşmanlıkla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Düşmanı, olduğundan küçük görmek de, büyük görmek de yanlıştır.
b) Hiç düşmanı bulunmamak da bir kusurdur. Meziyetleri olan ve sosyal faâliyetlerde bulunan kimsenin mutlaka düşmanları da olur.
c) Düşmanların insana hiçbir faydası olmaz. Düşman, bilinçli ve bilinçsiz şekilde kişiye sadece zarar verir.
d) İlk insanın ilk yanlışı, düşmanını tanımaması, onu dost zannetmesiyle olmuştur.
249- Sözlükte, altın ve gümüş gibi değerli mâdenlerin saflığını anlamak için onları ateşte eritmek, deneme ve imtihana tâbi tutmak anlamlarına gelen Kur’an kavramı, aşağıdakilerden hangisidir?
a) adâvet b) sihir c) gazap d) fitne
250- İnsanlara büyü yapılmasında kullanıldığı ileri sürülen cinlerle ilgili, aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a) Cin kelimesi; açık, insan duygularına yönelik zâhir, insanın tümüyle kavrayabileceği, görünebilen varlık anlamına gelir.
b) Cinler de insanlar gibi ibâdet için yaratılmışlardır. Aynen insanlar gibi mü’minleri ve kâfirleri vardır.
c) Cinler, cisim olarak insanlara benzerler; o yüzden insanlarla evlenebilirler. İnsanlara musallat olabilirler ve onlar üzerinde egemenlik kurabilirler.
d) Sara (epilepsi) ve halk arasında “inme” denilen felç, cinlerin insanlara verdiği büyük zararlardandır; yani bunlar, cin çarpmasından meydana gelmiş ruhî hastalıklardır.
- 1154 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
251- Düşmanlıkla ilgili olarak Kur’ân-ı Kerim, bize genel ölçüler verir ve bazı tavırlar takınmamızı emreder. Aşağıdakilerden hangisi bu konuda Kur’anî bir ölçü değildir ve yanlıştır?
a) Kur’an’a göre insanın eşi, çocukları ve kendisi/kendi nefsi bile kendine zarar verebilir, düşman olabilir.
b) Kur’an, dostları ve dolayısıyla düşmanları ikiye ayırır: Allah’ın dostları ve şeytanın dostları. Allah’ın dostları, şeytanı ve şeytanî görüş ve yaşayışı düşman bilirler; Şeytana ve şeytanî eylemlere dost olanlarsa, Allah'a düşmanlık yapmış ve O’nun düşmanlığını kazanmış olurlar.
c) Kur’an’a göre; düşmanımızın düşmanı bizim dostumuz, dostumuzun düşmanı bizim de düşmanımız, düşmanımızın dostu da bizim düşmanımızdır.
d) Kur’an, mü’minlerin kâfirleri dost kabul etmesini imanla bağdaştırmaz. Onları dost kabul edenlerin onlardan olduğu hükmünü verir.
252- Kur’ân-ı Kerim Allah’ın gazabına sebep olan bazı davranışları açıklar. Aşağıdakilerden hangisi Allah’ın gazabını gerektiren bir davranış değildir?
a) Şirk koşma ve puta, altına, buzağıya tapmak
b) Din'in bazı emirlerini unutmak, dinde ihmalkârlık ve hata
c) Yalan ve iftiracılık
d) Allah hakkında kötü zanda bulunmak ve nifak
253- “Yeryüzünde ......... tamamen kalmayıncaya ve ........ tümüyle ........ oluncaya (Allah için tatbik edilinceye ) kadar onlarla ........”
Fitne konusunda müslümanların görevlerini bildiren Bakara, 193 ve Enfâl sûresi 39. âyetlerin meâli olan yukarıdaki ifadede boş bırakılan yerlere, aşağıdaki seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) fitne; hüküm; İslâm’ın; cihad edin
b) fesat; egemenlik; Allah’ın; uğraşın
c) fitne; din; Allah’ın; savaşın
d) küfür, din; müslümanların; tebliğ edin
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1155 -
254- Sihir konusuyla ilgili, aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Sihir, Kur’ân-ı Kerim’de daha çok Hz. İsa’nın büyücülerle mücâdelesi bağlamında konu edilmiştir. Hz. İsa, sihirbazlarla yaptığı mücâdelelerin bazısında yenilmiştir.
b) Câhiliyye mensubu müşrikler, peygamberlere karşı çıkarken; onlara, getirdikleri vahye ve gösterdikleri mûcizelere “bu bir sihirdir/büyüdür” diye, bile bile iftira etmişlerdir.
c) Fayda ve zarar konusundaki anlayışla tevhidi zedelediğinden, korku ve vehimlere sebep olduğundan ötürü sihir ve büyü yapmak, büyük günahlardan sayılır ve şirk kabul edilir.
d) Sihrin bir aldatma, göz bağlama, el çabukluğu ve bazı teknik hilelere dayanan bir yanılsama mı, yoksa gerçekten insan zihni ve duyularına, hatta bedenine gerçek bir müdâhale mi olduğu, yani sihrin etkisinin olup olmadığı, İslâm ulemâsı arasında tartışmalı bir konudur.
255- Bir müslümanın, düşmanı olan kâfirlerden, ellerinde bazı yetkiler bulunan İslâm düşmanlarından gelecek tehlikeden dolayı, olduğundan farklı görünüp onlardan korunmasına ne ad verilir?
a) tahkiye b) tahiyye c) takiyye d) takviye
256- Toplum olarak Allah’ın gazabını hak edenler, tarihte genellikle “helâk” edilmişlerdir. Kur’ân-ı Kerim’e göre, aşağıdakilerden hangisi toplumsal helâkin sebeplerinden biri değildir?
a) uyarıcıları yalanlama
b) zulüm ve sömürü
c) istikbar (büyüklük taslama)
d) Unutarak ve hata ile haram işleme
257- Kur’ân-ı Kerim, Hz. Süleyman’a verilen lütuflardan biri olarak bir mâdenin kendisi için eritilerek sel gibi akıtıldığından bahseder. Bu mâden ne idi?
a) altın b) gümüş c) demir d) bakır
- 1156 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
258- Kur’ân-ı Kerim, Sebe’ kraliçesi Belkıs’ın tahtının Hz. Süleyman’ın isteği üzerine, göz açıp kapamadan daha kısa bir sürede yanına getirildiğini haber veriyor. Bunun üzerine, Kur’an’ın ifadesine göre Hz. Süleyman ne demişti?
a) “Bana bu nimetleri ve kimseye verilmeyen mülkü veren Allah'a hamd olsun!”
b) “Bu, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere Rabbimin verdiği lütfundandır.”
c) “Bana Belkıs’ın tahtını kısa zamanda getirdiğin gibi, onu da müslüman olarak bana ulaştır; Sen her şeye güç yetirensin!”
d) “Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden de mülkü çıkarıp alırsın. Dilediğini aziz kılar, dilediğini de zelil kılarsın. Sen her şeye kaadirsin!”
259- Gerçekten inandıkları kitabın hükümlerini yaşamaya çalışan ehl-i kitap için dinimiz, diğer müşriklere tanımadığı bazı ayrıcalıklar tanımıştır. Onların kestiklerinin helâl olması ve onlardan namuslu hanımlarla bir müslümanın evlenebilmesi bunlardandır. Diğer önemli ayrıcalık, aşağıdakilerden hangisidir?
a) İslâm idaresine itaat eden ehl-i kitap, cizye ve haraç karşılığında kendi ibâdetlerini serbestçe yapabilir ve İslâm memleketinde normal vatandaş haklarına sahip olurlar.
b) İslâm devletinde askerlik, komutanlık yapabilir; vezirlik, sadrâzamlık gibi yöneticiliklere getirilebilir; her çeşit saygın konumlarda bulunabilirler.
c) Kitap ehli olduklarından, İslâm devletinde okullarda onlardan yararlanılabilir; öğretmenlik gibi çocuk ve insan yetiştirme, eğitip terbiye etme konularında, diğer müşriklerin aksine onlara görev verilebilir.
d) Onlar ehl-i kitap olduklarından, âhirete şeksiz inandıkları müddetçe, diğer müşrikler gibi ebedî cehennemde kalmayacaklar, varsa cezalarını çektikten sonra müslümanlar gibi cennet hayatı yaşayacaklardır.
260- Bakara sûresi, 102. âyet, bilindiği gibi sihirle ilgili Kur’an’da en geniş bilgi veren âyettir. Bu âyette ifade edildiğine göre, kötülük yapmaları ve özellikle karı-koca arasını açmaları için insanlara sihir öğretenler kimlerdir?
a) Cinler b) melekler c) insanlar d) şeytanlar
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1157 -
261- Dünyayı âhiret hayatına tercih ettiklerinden dolayı Allah’a şirk koşanlar, ömürlerinin çok uzun olmasını arzu ederler. Seçeneklerden hangisi, yahûdi ve müşriklerin dünyaya karşı böyle hırsla dolu olmasının sebeplerinden biri değildir?
a) Dünyadaki nimetleri terketme korkusu
b) Âhirette, karşılaşacakları azabın şiddetini bildikleri için
c) Yeryüzünde halîfeliği gerçekleştirmek ve yeryüzünü îmar ve ıslah etmek için
d) Uzun yaşamak sûretiyle azabın kendilerinden uzaklaştırılacağını zannettikleri için
262- Allah’a, meleklerine ve peygamberlerine düşman olduklarını gizli veya açıktan ilân edenlere karşı Allah’ın tavrı ne olmuştur?
a) Allah bu tür inkârcı kâfirleri, hemen helâk etmiştir.
b) Allah, kendisini inkârcı kâfirlerin düşmanı olarak ilân etmiştir.
c) Onlar sadece kendilerine kötülük yapıp başkalarına zarar veremeyecekleri için, Allah onların bu tavırlarını dikkate almamıştır.
d) İnsanlara ibret olması için bunları domuza ve maymuna çevirmiştir.
263- Lügatta, “bir şeyi iptal etmek ve onun yerine başka bir şeyi getirmek, yok etmek, nakletmek, kaldırmak, hükümsüz kılmak, yazdırmak ve değiştirmek” gibi anlamlara gelen; ıstılahta ise, “şer’î bir delille sâbit şer’î bir hükmün daha sonra gelen yeni şer’î bir delille kaldırılması, ilgâsı, değiştirilmesi” demek olan, “önceden gönderilmiş olan kitapların Allah tarafından yürürlükten kaldırılıp yerine bir benzerinin getirilmesi” için kullanılan Kur’ânî kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) hüküm b) nesh c) nisyân d) sehv
264- İslâm tarihi boyunca, dünyanın başka hiçbir ülkesinde bugüne kadar bir benzerine şâhit olunmayan bir uygulama ile, Türkiye’deki tüm câmilerde ezanın Arapça aslıyla okunuşu yasaklanmıştı. Namaz vakti gelince, minâreden “Tanrı uludur” diye başlayan Türkçe resmî ezan(!) okumayı kabullenmeyip “Allahu ekber!” diye başlayan esas ezanı okuyanlar, büyük işkence ve cezalara çarptırılıyordu. Bu uygulama, hangi yıllarda oldu?
a) 1932-1950 b) 1938-1946 c) 1940-1950 d) 1944-1960
- 1158 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
265- İbâdetlerin en büyüklerinden biri olan “zikir”, toplumumuzda sadece bir-iki anlamda kullanıldığı halde, Kur’ân-ı Kerim’de 30’un üzerinde farklı mânâlarda kullanılmaktadır. Seçeneklerden hangisi, zikrin anlamlarından belli başlılarını tümüyle doğru olarak vermektedir?
a) Anlamak, delil, düşünmek, namaz, oruç, zekât, görmek, işitmek, yaşamak, sevmek, saymak, ihsan...
b) Anmak, besmele, düşünmek, hatırlamak, ibâdet etmek, ibret almak, Kitab, Kur’an, namaz kılmak, okumak, öğüt, şükretmek...
c) İbret almak, iman etmek, dille anmak, tefekkür etmek, tesbih çekmek, cihad etmek, haccetmek, takvâ, hidâyet, ihsân, şükür, infak etmek...
d) Velî edinmek, hâkimiyet, rükû, secde, sabretmek, inzâr, müjdelemek, duâ etmek, rızık, bilmek, şefaat, affetmek...
266- Hevâ sahibi insanlara ve özellikle hevâsını tanrı edinenlere ceza olarak sunulan ve kelime anlamı “çukur”, “düşülen uçurum” olan Kur’ânî kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) hızy b) râzıye c) cahîm d) hâviye
267- Bugün halk ve kültürlü kesim arasındaki kullanıldığı şekilde, anlamı tümüyle tahrif edilmiş Kur’an kavramlarından biri olan “millet” kavramı, Kur’ân-ı Kerim’de 15 yerde geçer. Bütün bu âyetlerde millet kelimesi, hangi mânâda kullanılır?
a) ulus b) halk c) din d) İslâm
268- “Mutlak .......... yoktur. .......... varlığı, aslî değil; ârızîdir, yani .......... zâtı yoktur. .........., bir şeyin veya bir kemâlin yokluğudur, eksikliktir. Allah hikmetsiz bir şey yaratmadığından, var olan bir şeyde mutlaka .......... yönü de vardır. Yani, .......... mutlak; .......... ise ârızî (yani, nisbî, göreceli)dir. Mutlak .......... vahiy bildirmiştir. Beşer kaynaklı .......... ise bilinmeyebilir; yani beşer açısından hoşa giden bir şey .......... olabildiği gibi; hoşa gitmeyen bir şey de .......... olabilir.”
Hayır-şer konusunda, İslâm düşünürlerinin Kur’an’dan yola çıkarak değerlendirmelerini belirten yukarıdaki ifadede boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) şer; şerrin; hayrın; hayır; hayır; şer; şer; hayrı, şer; şer; hayır
b) hayır; şerrin; hayrın; şer; hayır; hayır; hayır; şerri; şer; şer; hayır
c) şer; şerrin; şerrin; şer; hayır; hayır; şer; hayrı; hayır; şer; hayır
d) şer; şerrin; şerrin; hayır; şer; şer; şer; hayrı; şer; hayır; şer
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1159 -
269- İhtilâf konusuyla ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Fıkhî/ictihadî konularda ihtilâf kaçınılmazdır. Asr-ı saâdet döneminde ashâbdan itibaren bu tür ihtilâflar hep olagelmiştir.
b) Kur’an’da müteşâbih, müşterek ve mecâzî lafızların varlığı, insanların ihtilâfına zemin hazırlamıştır. İhtilâfın tümü, gayr-ı meşrû olsaydı, bu tür ifadeler yerine daha açıkları kullanılırdı. Demek ki hükmü açıkça bildirilen emir ve yasakların dışında; bazı konularda ihtilâf kaçınılmazdır; Allah kullarının nasıl ihtilâf ettiklerine bakmakta, ihtilâf ahlâkına uyup uymadıkları konularında kullarını imtihan etmektedir.
c) Hz. Peygamber’in Kur’an ve Sünnette cevabını bulamadıkları konularda sahâbeye verdiği ictihad izninin ihtilâfa sebep olacağı gayet açıktır. İctihadda isâbet eden kimsenin iki, hata edenin bir sevap kazanacağını ifade eden hadis-i şerifte, hata edene de sevap verileceğinin belirtilmesi, ictihadla ilgili ihtilâfın kınanmadığı, tam aksine tasvip edildiğine dair bir delildir.
d) Kur’an ve hadislerde “ihtilâf” kelimesi, mutlak olarak zikredildiğinde hep olumlu anlamda kullanılmış, daima ihtilâfın kaçınılmaz olduğu vurgulanmıştır. Özellikle dinî inançlarla, akîdevî konularla ilgili olarak ihtilâflar, rahmet olarak değerlendirilmiştir.
270- Hatırlama ve ezberin zıddı olan; yeni bir çabayı gerektirecek şekilde bir şeyin kalpten ve bellekten kaybolması veya insanın, ya düşünce zayıflığından veya gaflet ve kasıttan dolayı kendisine emânet bırakılan bir şeyi terk edip anmaması, ihmal etmesi anlamına gelen kelimeye, Kur’an kavramı olarak ne denir?
a) sehv b) nesh c) gaflet d) nisyân
271- Velî kavramıyla ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Kur’an’ın dost olarak gösterdiği insanları sınırsız bir şekilde sevmek; Kur’an’ın düşman olarak tanıttıklarını da aşırı şekilde düşman kabul edip her durumda düşmanca tavır takınmak gerekir.
a) “Evliyâ” kelimesi velî kelimesinin çoğuludur; dostlar demektir. Kur’ân-ı Kerim’e göre, “Evliyâullah (Allah’ın dostları)” olduğu gibi; “evliyâu’ş-şeytan (şeytanın dostları)” da vardır.
a) Mü’minler; mü’minleri bırakıp kâfirleri, müşrikleri, hıristiyan ve yahûdileri dost edinemezler. Kâfirler birbirlerinin velîleri/dostlarıdır.
a) Düşmanlık ve dostluk, tevhidin gereğidir; imanın dışa yansımasıdır. Her din ve ideolojinin dostluk-düşmanlık anlayışı kendine hastır.
272- Sözlük anlamı, “yargı ve yargıda bulunmak, hükmetmek, karar vermek, idare etmek, ata gem vurmak” olan; terim olarak, “hakkında âyet ve hadis olan itikada ve ibâdete ait bütün prensipler” demek olan Kur’an kavramı, seçeneklerden hangisidir?
a) hükm b) nesh c) insâ d) ictihad
- 1160 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
273- Bilindiği gibi, namaz ve Kur’an okumaktan sonra en faziletli zikirler; “tehlîl”, “tesbîh”, “tahmîd” ve “tekbîr”dir. Bunlardan “tehlîl” ne demektir?
a) “Elhamdü lillâh (Hamd ve senâ, her çeşit övgü Allah içindir)” sözünü söylemektir.
b) “Sübhânallahi ve bi-hamdihî (Allah’ım, Seni hamdinle tesbih ederim)” demektir.
c) “Lâ ilâhe illâllah (Allah’tan başka ilâh/tanrı yoktur)” sözünü söylemektir.
d) “Muhammedur rasûlullah” sözünü söylemektir; bunun birinci kısmı olan “Lâ ilâhe illâllah” ifadesine ise tevhid veya kelime-i tevhid denir.
274- İslâm’a göre üç mescid, diğer câmilerden daha yüce ve ayrıcalıklıdır. Diğer câmilere göre bu mescdilerde kılınan namazlar çok daha faziletlidir. Hadis-i şerifte belirtildiği üzere, başka mescidlere özel olarak seyahat ve ziyaret câiz olmadığı halde; bu üç mescide özel olarak ziyaret yapılabilir. Bu üç mescidin adları, seçeneklerden hangisinde tümüyle doğru sıralanmıştır?
a) Mescid-i Harâm, Mescid-i Aksâ, Mescid-i Ayasofya
b) Mescid-i Harâm, Mescid-i Aksâ, Mescid-i Nebevî
c) Kâbe, Mescid-i Nebî, Mescid-i Kubâ
d) Kâbe, Mescid-i Aksâ, Mescid-i Selimiye
275- “Bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık, arzu ve istek, nefsin tabiatında olan hislerinin icabına göre hareket ederek yükseklerden yüz çevirip süflî tarafa eğilim göstermesi, benliğin şehvet tarafına geçerek ruha sırt çevirmesi” anlamına gelen Kur’an kavramı seçeneklerden hangisidir?
a) nefis b) şirk c) endâd d) hevâ
276- Sözlük anlamı olarak, “dost, arkadaş, yakınlık duyan, sevgi bağıyla bağlanan” gibi anlamlara gelen; ıstılah olarak, “bir kimsenin veya bir topluluğun menfaatleri ve elde etmek istedikleri amaçlar doğrultusunda her türlü işlerini üzerine alan ve bu konularda tam bir tasarruf hakkına sahip olan idareci, hâkim otorite, koruyucu, gözetici, mâlik, yardımcı, sırdaş ve dost” mânâlarında kullanılan, akîdeyi de yakından ilgilendiren Kur’an kavramı nedir?
a) kardeş b) mü’min c) velî d) muhsin
277- Bilindiği gibi, İslâm’ın kesin bir şekilde yasakladığı câhiliyye özelliklerinden biri ırkçılıktır. Yanlış olarak “milliyetçilik” de denilen ırkçılık ve kavmiyetçilik, hadis-i şeriflerde ve İslâmî literatürdeki hangi Arapça kelimenin karşılığıdır?
a) ırkiyye b) asabiyye c) milliye d) cinsiyye
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1161 -
278- “Hayır ve şer” konusuyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Şirk, küfür, isyan ve günahlar dahil, hiçbir şey aslında şer değildir; bizim şer zannettiğimiz her şeyde hayır vardır.
b) İmtihan için, kulun terbiyesi ve olgunluğuna yönelik belâlar, sonuç itibarıyla şer değil; hayırdır.
c) Vahiy ve vahiyle irtibatlı olan ilim ve hikmet mutlak hayırdır. Aslında hayır, bizim değil; Allah’ın hoşlandığı (râzı olduğu) şey, şer de O’nun hoşlanmadıklarıdır.
d) Kötülüklerin, günahların cezası olarak karşılaşılan musîbetler, aslında şer değil; hayırdır.
279- Aşağıdaki unutkanlık çeşitlerinden hangisi, sorumluluğu olmayan, kişiyi günahkâr yapmayan, beşer olmanın sonucu normal bir unutmadır?
a) önemsememekten dolayı unutmak; Mâun sûresinde “namazdan sehv (namaza önem vermemekten dolayı unutma)”, Hz. Âdem’in yasaklanan ağaçla ilgili unutması gibi.
b) nankörlük anlamındaki unutma; insanın başına bir sıkıntı gelince sadece Rabbine yalvardığı halde; Allah nimet verince, yalvardığını unutup, O’na eşler koşması gibi.
c) insanın yaptığı işte özenin kaybolmasından dolayı unutma; gafletten dolayı, dünyaya aşırı meyil ve şeytana uymaktan dolayı Allah’ı, ibâdeti unutmak gibi.
d) hayat tecrübesi esnasında kazanılan yeni bilgiler sebebiyle, eski bilgilerin zihinden çıkması şeklindeki unutma; Hz. Mûsâ ile genç arkadaşının denizin birleştiği yerde balıklarını unutması gibi.
280- Kur’ân-ı Kerimde, “Allah’ın mescidlerinde O’nun adının anılıp zikredilmesine engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zâlim kim vardır?!... Bunlar için dünyada rezillik, âhirette de büyük azap vardır.” (2/Bakara, ) buyuruluyor. Ayasofya Câmiinin vakfiyesini hazırlatan Fâtih de, “câmi vakfının bir şartını bile değiştirip farklı uygulama yapanlara lânet etmekte, azaplarının hafiflememesi için bedduâ” etmektedir. Bir câminin ibâdete kapatılıp müzeye dönüştürülmesi, sadece T.C.’de görülen bir uygulamadır. Doğu Roma İmparatorluğu’nun en önemli kiliselerinden biri olarak 537 yılında yapılan ve 29 Mayıs 1453 yılına kadar kilise olarak kullanılan yapı, İstanbul’un fethiyle birlikte câmiye çevrildi. Yaklaşık 480 yıl câmi olarak kullanılan, fetihle birlikte “İslâmbol”a dönüşen İstanbul’un en büyük fetih sembolü olan Ayasofya câmii, hangi tarihte müzeye çevrildi?
a) 1960 b) 1946 c) 1934 d) 1928
- 1162 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
281- Bakara sûresi, âyette ifade edildiği üzere, yahûdi ve hıristiyanların çoğu, gerçeği bildikleri halde, müslümanları niçin imanlarından vazgeçirip küfre döndürmek istemektedir?
a) müslümanları sevdikleri ve onların kurtulmalarını istedikleri için
b) düşmanlıklarından dolayı, onların cehenneme gitmelerini istedikleri için
c) içlerindeki kıskançlıktan ötürü, hasetçilik sebebiyle onların iyiliğini istemediklerinden
d) müslümanların kendilerini öldüreceklerini düşündüklerinden dolayı
282- Lügat anlamı; “fırka fırka, grup grup olma, ayrılma, anlaşmazlık” anlamına gelen, mü’minler arasına düşmanlık sokmak, onları parçalara ve bölüklere ayırmak, bir bütün olan (olması gereken) ümmeti bölüp parçalamak demek olan ve Tevhid dini İslâm’ın kesin bir şekilde yasakladığı ihtilâf şekline, Kur’an kavramı olarak ne denilir?
a) ihtilâf b) tefrika c) fırka d) münâzara
283- Bilindiği gibi, bir müslümana göre, hâkimiyet/egemenlik, kayıtsız şartsız Allah’a âittir. İslâm’a göre, Allah’ın indirdikleri ile insanları yönetmek zorunda olan yöneticide bulunması gereken bazı şartlar vardır. Seçeneklerden hangisi, bu şartlardan biri değildir?
a) Müslüman (ve müctehid) olmalı, ehil olmalıdır.
b) Özel bir seçim şekli olan “biat”la işbaşına gelmelidir.
c) Yönetimde şûrâyı (istişâre/danışma) esas almalı, adâletle hükmetmelidir.
d) Anlaşmazlık olursa, halkın hakemliğine gitmeli; halkın çoğunluğuna uymalıdır.
284- Kur’ân-ı Kerim’e göre, Allah’ın velîleri (evliyâullah) kimdir?
a) Müttakî mü’minler, yani iman edip Allah’tan korkup sakınanlar
b) Kerâmet gösterebilen, yani olağanüstü güçleri olan büyük insanlar
c) Kabirlerinde yattıkları yerden kâinatta tasarruf yapan, insanlara yardım eden zâtlar
d) Peygamberimizin zamanında yaşayan, günümüze kadar insanların örnek aldığı şahsiyetler
285- Sözlükte “terk etmek, önemsememek, dikkatsizlik, dalgınlık ve ihmal” gibi anlamlara gelen; terim mânâsıyla, “bir şeyin gerekliliği ortada iken bunun idrâk edilmemesi, ya da yeterince dikkatli ve uyanık hareket edilmediği için insana gelen yanılgı, bir şeyi bile bile terketmek, ona karşı unutkan bir tavır takınmak” şeklinde anlaşılan ve “zikir” kelimesinin karşıtı olan Kur’an kavramı nedir?
a) nisyan b) isyan c) unutma d) gaflet
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1163 -
286- Bakara sûresi, âyette ifade edildiği üzere, “Allah çocuk edindi” diyerek Allah’a çirkin şekilde iftirâ edenler, kimleri Allah’ın çocuğu olarak iddiâ etmişlerdir?
a) yahûdiler Hz. Uzeyr’i, hıristiyanlar Hz. İsa’yı, Mekke’li müşrikler melekleri
b) yahûdiler Hz. Mûsâ’yı, hıristiyanlar Hz. İsa’yı, Mekke’li müşrikler Hubel’i
c) yahûdiler Hz. Uzeyr’i, hıristiyanlar, Hz. Meryem’i, Mekke’li müşrikler atalarını
d) yahûdiler Hz. Mûsa’yı, hıristiyanlar, Hz. İsa’yı, Mekke’li müşrikler melekleri
287- Günümüzde mescidler/câmiler, sadece namaz kılmak için kullanılmaktadır. Temel örneğimiz olması gereken asr-ı saâdette ise, mescidlerin namaz kılma yanında; bireysel, sosyal ve siyasal hayatın hemen her alanıyla ilgili fonksiyon icrâ ettiğini görmekteyiz. Seçeneklerden hangisi, asr-ı saâdetteki mescidin fonksiyonlarından değildir?
a) hastahane, hapishane, askerî karargâh
b) ticaret, kayıp ilân yeri ve kısas uygulama mahalli
c) nikâh salonu, eğitim ve kültür merkezi
d) irşad, buluşma ve istirahat yeri
288- Medine’de, müslümanların arasına tefrika sokmak, onlara zarar vermek amacıyla, münâfıklarca inşâ edilen, içinde mü’minlerin namaz kılmaları Allah tarafından yasaklanan mescide Kur’an-ı Kerim’de ne ad verilmiştir?
a) karar b) zarar c) dırar d) ficâr
289- Sözlükte; “istenmeyen, arzu edilmeyen, her açıdan kendisinden kaçınılan şey” anlamlarına gelen, “fesat, bozukluk, kötülük, kötü şey, zulüm, cezayı gerektiren iş, sıkıntı, belâ, musîbet ” gibi mânâlarda kullanılan kavram nedir?
a) zarar b) haram c) fısk d) şer
290- Bakara sûresi âyette ifade edildiği üzere, yahûdiler ve hıristiyanlar, ne zaman müslümanlardan râzı olup onları kendilerine yakın hissederler?
a) Müslümanlar, onları taklit edip, onlara benzedikleri zaman
b) Müslümanlar, kendileri için tehlike oluşturmadıkları zaman
c) Müslümanlar, İslâm’ı terkedip onların milletine, yani dinine girdikleri zaman
d) Müslümanlar, cihadı terkedip onlarla iyi ilişkiler içinde oldukları zaman
- 1164 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
291- Câmiye giren kimsenin, mescidi selâmlama ve câmiye saygı gösterme kasdıyla Allah rızâsı için, kılması tavsiye edilen iki rekâtlık namaza ne ad verilir?
a) tahiyyetü’l-mescid
b) tahlîsu’l-mescid
c) tahliyetü’l-mescid
d) takıyyetü’l-mescid
292- Kur’an’da ve ıstılahta “din” kavramı, sadece hak din için, yani özel ve dar anlamıyla İslâm için kullanılmaz. Din kelimesinin geniş olarak ele alındığı ve ıstılahtaki veya pratikteki anlamı; “Bir dünya görüşünü, bir hayat şeklini belirleyen görüşler, emirler ve yasaklar manzûmesidir.” Yani, “üstünlüğü kabul edilen kanun ve kurallarla belirlenmiş yaşama şekline din denir.” Dolayısıyla “her din, bir hayat şeklidir ve her hayat şekli bir dindir” görüşü, genel itibarıyla doğru bir görüştür. Buna göre, dinlerin tasnifi konusunda aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Dinler dörde ayrılır: İslâm – Hıristiyanlık – Yahûdilik – Putperestlik
b) Dinler üçe ayrılır: Hak din (İslâm, Hıristiyanlık, Yahûdilik) – Bâtıl din (şirk) – Tâğûtî din (Putperestlik ve bir insanı putlaştırma/ilâhlaştırma)
c) Dinler üçe ayrılır: Hak din (İslâm) – Muharref dinler (Hıristiyanlık ve Yahûdilik) – Bâtıl dinler (Uydurma dinler; kapitalizm, komünizm, Kemalizm gibi)
d) Dinler dörde ayrılır: Hak din (İslâm), Muharref dinler (Kapitalizm, komünizm gibi) – Bâtıl dinler (Hıristiyanlık, Yahûdilik) – Uydurma dinler (Mecûsîlik gibi)
293- Zâlim ve fâsığın imâmeti/yöneticiliği konusunda, mürcie adlı sapık grubun dışında tüm İslâm âlimlerinin görüşü olarak, aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Zâlim ve fâsık yönetici, gayr-ı meşrûdur; ümmet, -eğer imkânı varsa- onu hemen alaşağı eder.
b) Zâlim ve fâsık yönetici, mekruh görülmekle birlikte, yöneticiliği câizdir/geçerlidir.
c) Zâlim ve fâsık yönetici, "ülü’l-emr" olduğu için kendisine itaat gerekir, isyan edilmez.
d) Özellikle günümüzde bu vasıflara sahip olmayan imam/yönetici bulunamayacağından, mecbûren ve fiilî durum olarak kabul edilir.
294- Güzel işleri, gerektiği gibi en güzel şekilde yapan, güzellikler sergileyen, ihsân üzere olan kişilere Kur’an kavramı olarak ne denilir?
a) Muhsin b) Husn c) İhlâs d) Muhlis
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1165 -
295- İlâhî gerçeklerden yüz çevirenleri Allah nasıl tanımlıyor?
a) Zekî ve uyanık b) Bedensel özürlü
c) Kendini bilmezler d) Zavallı
296- Bakara sûresi, 145. âyette kıble hususunda hangi gerçekler açıklanıyor?
a) Yahûdi ve hıristiyanlara her türlü âyet, delil olarak getirilmiş olsa bile müslümanların kıblesine dönmezler.
b) Hz. Peygamber ve O'nun ümmeti de ehl-i kitabın kıblesine dönecek değillerdir.
c) Onlar da birbirlerinin kıblesine dönmezler.
d) Hepsi.
297- Bakara sûresi, 139. âyetin hükmü doğrultusunda, Allah hakkında tartışma açıp O'nu polemik konusu yapan istismarcıların bu davranışları karşısında nasıl tavır almak gerekir?
a) Onları derhal öldürmek gerekir.
b) Onların polemiklerine polemikle karşılık vermek gerekir.
c) "Herkesin inancı ve dini kendisine aittir" diyerek tartışmayı kesmek gerekir.
d) Onları iknâ etmek için uğraşmaya devam etmek gerekir.
298- Bakara sûresi, 138. âyette "Sıbğatullah" olarak telaffuz edilen ve "Allah'ın boyası" anlamına gelen bu tâbir ile ne kastedilmiştir?
a) Allah'ın en çok sevdiği renk kastedilmiştir.
b) Allah'ın rengi/boyası anlamında kullanılmıştır.
c) Allah'ın arzuladığı fıtrat ve ahlâk güzelliği anlamında kullanılmıştır.
d) Hepsi.
299- Bakara sûresi’nin 125. âyetinde Allah Kâbe'nin bazı temel özelliklerinden bahsetmektedir. Seçeneklerden hangisi bu özelliklerden değildir?
a) Kâbe'nin inşâ edildiği taşlar cennetten indirilip getirilmiştir.
b) Kâbe güvenli bir yer ve toplanma mekânıdır.
c) Tavâf etme, rukû ve secde yeridir.
d) Temiz tutulması gereken bir mesciddir.
- 1166 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
300- Yahûdiler ve hıristiyanlar ne zaman müslümanlardan râzı olup onları kendilerine yakın hissederler?
a) Müslümanlar onlar için tehlike oluşturmadığı zaman.
b) Müslümanlar kendi dinlerini terk edip onların dinlerine girdikleri zaman.
c) Müslümanlarla barış sözleşmesi yaptıkları zaman.
d) Onlar müslümanları zaten kendilerine yakın hissetmektedirler.
301- Kur'ân-ı Kerim'de İbrâhim (a.s.)'den övgüyle söz edilmiş ve bazı güzel vasıflarından bahsedilmiştir. Aşağıdakilerden hangisi, İbrâhim (a.s.)'in Kur'ân-ı Kerim'de bahsedilen özelliklerinden biri değildir?
a) Hanîf (Muvahhid, Allah'ı bir tanıyan, Hakka yönelmiş)
b) Evvâh (Başkalarına çok üzülüp âh eden, bağrı yanık)
c) Halîl/Halîlullah (Dost, Allah dostu)
d) Cebbâr (Cebreden, zor kullanan, hak edenlere baskıcı)
302- Aşağıdakilerden hangisi, hak dinin özelliklerinden değildir?
a) Meleklere inanmak
b) Âhirete inanç
c) Tüm peygamberlerin şeriatına uymak
d) İtikatta değişmezlik
303- Güzel ve güzellik konusunda aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) "Husün" (güzellik/iyilik) ve "kubuh" (çirkinlik/kötülük); İlâhî övgü veya yergiye, sevap ve ikaba götüren fiillerin temel niteliğini belirten kavramlardır.
b) Husün ve hasene (güzellik ve iyilik), Kur'an'ın güzel dedikleridir. Kubuh ve seyyie (çirkinlik ve kötülük) de Kur'an'ın yasakladığı şeylerdir.
c) Husün ve kubuh konusunda, mezheplerin ve âlimlerin görüşünü şu iki cümle ile özetlemek mümkündür: "Allah'ın emrettiği şeyler güzel, nehyettiği şeyler çirkindir." "Allah, güzel olan şeyleri emreder, çirkin olan şeyleri de yasaklar."
d) Husün ve kubuh, subjektif ve göreceli kavramlardır. Neyin güzel ve çirkin olduğu, insandan insana göre değişir; herkes için geçerli olacak değişmez bir güzellik ve çirkinlik ölçüsünden bahsetmek mümkün değildir.
304- Sözlükte, "bir şeyi, içine karışmış ve değerini düşürmüş olan başka şeylerden temizleyip arındırmak, saflaştırmak" anlamına gelen; terim olarak "ibâdet ve iyilikleri riyâdan ve çıkar kaygılarından arındırıp sadece Allah için yapmak" demek olan Kur'an kavramı, seçeneklerden hangisidir?
a) Rızâ b) İhlâs c) Riyâ d) Hikmet
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1167 -
305- Kur'ân-ı Kerim'de insanları ateşe çağıran küfür imamlarına (kâfirlerin liderlerine/önderlerine) karşı müslümanların nasıl davranmaları emredilmektedir?
a) Onlarla savaşmak, dinimize saldırırlarsa, onları öldürmeye çalışmak.
b) Onlara emr-i bi'l-ma'rûf ve nehy-i ani'l-münker yapmak.
c) Onlara tekrar tekrar dâvet ulaştırmak ve nasihat etmek.
d) Onları sevmemek ve onlarla beraber olmamak.
306- Sözlükte; cemaat, yol, din, nesil veya topluluk demek olan; terim olarak "kendi irâdeleriyle veya bir zorunluluk sonucunda aynı yerde, aynı zamanda veya aynı dine uymak sûretiyle bir arada yaşayan, tek bir dine mensup insan topluluğu"na Kur'ânî kavram olarak ne denir?
a) İmam b) Millet c) Ümmet d) Halk
307- Hadis-i şerifte "hikmet"in başı olarak ne gösterilmektedir?
a) Allah'a iman b) Allah sevgisi
c) Allah korkusu d) Allah'a ibâdet
308- Kapitalizm, Kemalizm, Demokrasi ve Laiklik için, aşağıdakilerden hangisi tam doğrudur?
a) Bunlar çağımızın idare şekillerindendir. İyisi de olur, kötüsü de.
b) Bunlar bâtıl/uydurma dinlerdendir. Bâtıl dinlerdeki tüm özellikler bunlarda da vardır.
c) Bunlar muharref dinlerdir.
d) Bunlar, din olarak kabul edilmez. Sadece yönetim şekli ve ideolojik anlayışlardır. Bunların, varsa kötülüklerinden sakınmalıyız.
309- Seçeneklerden hangisi ümmet bilincine en fazla zarar veren câhiliyye anlayışıdır?
a) Sosyalizm-komünizm b) Irkçılık-milliyetçilik/ulusalcılık
c) Ahlâksızlık-hayâ eksikliği d) İbâdetlerde ihmâlkârlık
310- Hz. İbrâhim'in duâsında belirtilen Peygamberimiz'in vasfı nedir?
a) Kitabı öğretmek b) Hikmeti öğretmek
c) İnsanları temizlemek d) Hepsi
- 1168 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
311- Bakara sûresinin 142-150. âyetlerinde temas edilen kıble değişikliği ve bu konuya verilen önem ile toplumdaki hangi değişiklik vurgulanmak istenmektedir?
a) İmamlığın/önderliğin el değiştirip İsrâiloğullarından alınıp Muhammed ümmetine geçmesi
b) İsrâiloğullarının bozulup değişmesi; İsmâiloğullarının ise kötü durumlarını ıslah edip hayra doğru değişmesi
c) Kudüs’ün ve orada bulunan Mescid-i Aksâ’nın İslâm hâkimiyetinden çıkması; Kâbe’nin ise putların mekânı olmaktan çıkıp tevhidin simgesi haline gelmesi
d) Ashâbın Mekke dönemindeki baskılardan kurtulup özgürce, istedikleri kıbleyi seçip oraya yönelebileceği şeklinde Medine’deki yönetimin değişip İslâmlaşması
312- Allah Teâlâ, biz mü'minlerden hangi hususta yarışmamızı emrediyor?
a) Bilgi edinmede b) Ticarette
c) Hayır işlemekte d) Helâl olan spor dallarında
313- Aşağıdakilerden hangisi "İslâm dini" için doğru değildir?
a) İslâm dini, insanın fıtratına (yaratılışına) uygundur.
b) İslâm dininin mesajı ve hükümleri, sadece Peygamberimiz’in yaşadığı zamana yöneliktir.
c) İslâm inanç esasları, herkesin anlayabileceği şekilde açık ve nettir.
d) İslâm’a göre hüküm ve egemenlik sadece Allah’a aittir.
314- İnsanların kendi kafalarından/hevâlarından uydurdukları hayat şekillerine/dinlere ne ad verilir?
a) Hak din b) Muharref din
c) Bâtıl din d) Dinsizlik dini
315- İslam’ın hükümleri; 1- İman, 2- amel, 3- Ahlâk, 4- Hukuk olmak üzere dört kısımdır. Buna göre; “devlet yönetimi, toplum idaresi, evlenme, boşanma, ticaret, cezalar, dâvâlar ve mirasla ilgili hükümler”, yukarıdaki hükümlerden hangisine girer?
a) İman b) Amel c) Ahlâk d) Hukuk
316- Kendisine uyulan, önde olan, önder ve lider anlamına gelen, cemaatin veya ümmetin önderine, dünyayı din ile idâre etmede peygamberliğe vekâlet eden kimseye Kur'ânî kavram olarak ne denir?
a) Halîfe b) Emîr c) İmam d) Sultan
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1169 -
317- Derin anlayış sahibi olma, gerçeğin bilgisi, isâbetli ve tutarlı iş yapma anlamına gelen, mü'minin kaybettiği yitiğine Kur'ânî kavram olarak ne denmektedir?
a) Hikmet b) Hüküm c) Fıtrat d) İmâmet
318- Bakara sûresi, 134 ve 141. âyetlerde belirtilen “herkesin yaptıklarının kendisine âit olduğu ve eski ümmetlerin yaptıklarından sorguya çekilmeyeceğimizi” bildiren Kur’an hükmü konusunda, seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Herkes, yapmaması gerektiği halde yaptıklarından kendisi sorumludur.
b) Herkes yapması gerektiği halde yapmadıklarından kendisi sorumludur.
c) Kimse, emrettiği veya sebep olduğu, ama kendisinin bizzat yapmadığı suçlardan cezalandırılmaz.
d) Bir prensip olarak kimse, başkasının suçunu yüklenmez.
319- Aşağıdaki kavramlardan hangisi, kelime anlamı olarak "yol, şeriat, itaat, millet" anlamındadır?
a) Ümmet b) Din c) İman d) İslâm
320- Seçeneklerden hangisi, İslâm'ın özelliklerinden biri değildir?
a) Rabbânî olması b) Evrensellik
c) Tevhid dini olması d) Arapların dini olması
321- Bilindiği gibi, her insan Allah tarafından farklı imtihanlara tâbi tutulur. Topluma imam/önder olacak kimseler ise, çok yönlü ve pek zor sınavlardan geçerler. Hz. İbrâhim de büyük denemelerden geçmişti. Seçeneklerden hangisi İbrâhim (a.s.)'in sınavları konusunda tam doğru değildir?
a) Ailesiyle imtihan: Putperest babasıyla sınandığı gibi, çok sevdiği oğlunu kurban etmekle de imtihan olmuştur.
b) Ateşle imtihan: O, putlar ve putçularla tâvizsiz mücâdelesinden dolayı zâlim Firavun'la sınanmış, Neron tarafından ateşe atılmış, ama o ateşte yanmamıştır.
c) Hicretle imtihan: Allah'ın emriyle kavmini terketmiş, Mısır, Filistin, Mekke gibi farklı beldelerde tevhid mücâdelesini sürdürmüştür.
d) Çevreyle imtihan: Çevresindeki insanların tümünün müşrik ve ahlâksız olmasından dolayı, yalnız ve tek başına, tek kişilik ümmet olmakla sınanmıştır.
322- Aşağıdakilerden hangisi, bâtıl dinlerden değildir?
a) Kapitalizm b) Laiklik c) Kemalizm d) Yahûdilik
- 1170 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
323- Kişinin, başka insanlar görsün diye bir davranış içine girmesi, bir ibâdeti gösteriş için yapması, bir sâlih amelin insanların beğenisini, onların hoşnutluğunu kazanmak kasdıyla yapılmasına Kur'an kavramı olarak ne denir?
a) Riyâ b) Rızâ c) İhlâs d) Husün
324- Üstünlüğü kabul edilmiş, kanun veya kurallarla belirlenmiş olan dünya görüşü ve hayat biçimine ne ad verilir?
a) Din b) Devlet c) İslâm d) Hüküm
325- Azim, kasıt, kesin irâde, kalbin bir şeyi bilip karar vermesi, o işin niçin yapıldığını bilmesi anlamına gelen ve meşhur hadis-i şerifteki "amellerin ona göre olduğu" belirtilen kavram nedir?
a) Sâlih b) İhlâs c) Allah rızâsı d) Niyet
326- Seçeneklerden hangisi, sözlük karşılığı olarak; "teslim olmak, boyun eğmek, itaat etmek" anlamlarına gelir?
a) İman b) İslâm c) Ümmet d) İhlâs
327- Bâtıl dinlerin gerçek kurucusu/mimarı kimdir?
a) Firavun b) Nemrut c) Ebû Cehil d) Şeytan
328- Kur'an kavramlarından biri olan "husn-hasene" (güzellik ve iyilik) ile yakın anlam taşıyan kelimeler/kavramlar da Kur'an'da kullanılır. Aşağıdakilerden hangisi, bunlardan biri değildir?
a) Hayır b) Birr c) Tayyib d) Rics
329- Aşağıdakilerden hangisi, bir adı "İslâm" olan "Hak din"in, sonradan katmalar ve atmalarla tahrif edilmiş (bozulmuş) şeklidir?
a) Hristiyanlık b) Budizm c) Laiklik d) Mecûsîlik
330- İslâm dininin vahye dayalı olması, onun hangi özelliğindendir?
a) İnsanî oluşu b) Rabbânî oluşu
c) Kolay oluşu d) Evrensel oluşu
331- Seçeneklerden hangisi, İslâm dininin hükümlerinden biri değildir?
a) Din b) İman c) Amel d) Hukuk
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1171 -
332- Allah tarafından, peygamberler aracılığıyla insanlara bildirilen, dünyada ve âhirette insanları mutluluğa ulaştıracak hayat şekline ve dünya görüşüne ne denir?
a) İman b) Amel c) Hukuk d) İslâm
333- Sevgi konusundaki değerlendirmelerle ilgili olarak aşağıdaki seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) İmanın kemâli, Allah için sevmek ve Allah için buğzetmektir.
b) Allah’ı seven Rasûlullah’a tâbi olur.
c) Sevgi, bir şeyi Allah’ı sever gibi sevmektir. Herhangi bir şeyi Allah’ı sever gibi sevmeyen bir insanın sevgisi, gerçek sevgi sayılmaz.
d) Sevgi bir fedâkârlıktır, bedel ödemektir. Eylemi olmayan kuru sevgi, sevgi değildir.
334- Günahlar ve günahkârlarla ilgili sünnetullah (Allah’ın değişmez yasaları) konusunda aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir?
a) Kötülüğün cezası kötülüktür; Bir günah işleyen, sadece onun kadar (günahının misliyle) cezalandırılır.
b) Musîbetlerin tümünün sebebi, günahlardır. Kime çok musîbet gelmişse, onun çok günah işlediği anlaşılmış olur.
c) Kötülüğe/günaha seyirci kalıp rızâ göstermek, toplumun genelinin cezasını gerektiren bir günahtır.
d) Her musîbetin sebebi günah olmamasına rağmen, günah ve isyanlar musîbet sebebidir.
335- Çoğu kimselere göre, yanlış olarak, hasenesi ve seyyiesi (güzeli-çirkini) olduğu ileri sürülen, "Hz. Peygamber’den sonra ortaya çıkan, din ile ilgili olup bir eksiltme ve daha çok da bir ilâve mâhiyetinde olan, Rasûlullah’ın sünnetini/yolunu ve dini tahrip ve tahrif eden sapıklıklar"a dinî bir kavram olarak ne ad verilir?
a) Hurâfe b) Atalar yolu c) Câhiliyye d) Bid’at
- 1172 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
336- Haram-Helâl konusunda aşağıdaki ifadelerden hangisi tümüyle doğrudur?
a) Allah hiçbir kula haram-helâl koyma yetkisi vermemiştir. Dolayısıyla Peygamberimizin bir şeyi haram kılma ve nehyedip yasaklama yetkisi yoktur; O sadece Allah’ın Kitabını ve o Kitaptaki haramları insanlara tebliğ eder/ulaştırır.
b) Eşyada asıl olan haramlıktır. Allah merhametiyle bazı yasakları kulları için kaldırmış, sınırlı ve az sayıda kimi nimetleri helâl kılmıştır.
c) Her türlü eğlence araçları, keyif veren şeyler, dünya ziynetleri/süsleri dinimizde hoş görülmemiş, istisnâlar dışında bunların hemen hepsi haram kılınmıştır.
d) Haramlar konusunda iyi niyet geçerli değildir. İyi niyet haramı helâl yapmaz; iyi niyetle işlenmiş olması, bir haramın günahlığını kaldırmaz. Meselâ İslâm’a hizmet için yapılan bir haram, yine haramdır, günahtır.
337- Âyet kavramı konusunda aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi doğru değildir?
a) Kur’an kültürüne göre, insanın önünde okunması gereken üç İlâhî kitap vardır: Kur’an, insan ve evren. Bu üç kitabın âyetlerini bir bütünlük içinde, birbirleriyle bağlantılı olarak okuyup gereğini yapmak, dünya ve âhiret saâdetinin temel sebebidir.
b) Allah’ın yarattığı insan ve kâinat âyetleri ve inzâl ettiği Kur’an âyetleri, aşamalı olarak ve zamana yayılmış şekilde değil; birden ve topyekün ortaya konulmuştur. Bu kitaplardaki âyetlerin okunması da zamana yayılmamalı, bir çırpıda okunup uygulanmalıdır.
c) Allah’ın varlığını, birliğini ve kudretini isbatlayan işaret ve delillere âyet denir.
d) Kur’an ilimlerinde âyet; sûrelerin içinde, başı ve sonu belli bir veya birkaç cümleden meydana gelmiş İlâhî sözlere denir.
338- Bakara sûresi âyet 159'da belirtildiğine göre Allah ve bütün lânet ediciler, kimlere lânet ederler?
a) Namazlarında eksikleri bulunanlara
b) Allah yolunda şehid düşmemiş olanlara
c) Musîbetlere sabretmeyenlere
d) Açık delilleri ve Kitapta gösterilen hidâyet yolunu gizleyenlere
339- Lügatta açık alâmet, nişan, belirti, iz, eser ve işaret anlamına gelen kelime, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Şiar b) Âyet c) Cünâh d) Şeâir
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1173 -
340- Meselâ, ekmek yemenin haram olmadığı halde, hırsızlık yoluyla başkasının ekmeğini çalıp yemek helâl olmaz. Bunun gibi, “kendisi esâsen haram olmadığı halde, başka bir sebep dolayısıyla dinimizce yasaklanan” şeylere dinî literatürde ne ad verilir?
a) Li-gayrihî haram c) Li-aynihî haram
b) Zannî haram d) Helâla benzeyen haram
341- Günah konusunda aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi tümüyle doğru değildir?
a) Büyük günah işleyen mü’minlerin bu günahlarından dolayı kâfir olup olmayacakları meselesi, bazı İslâm mezheplerince tartışılan bir konudur. O yüzden ehl-i sünnete ve diğer mezheplere göre günahlar imanı gidermese bile, samimi bir tevbeyle dönüş yapılana kadar imanın kemâl ve kalitesini, gönüldeki takvâyı giderir.
b) Günahı savunma, başka suçlu bulup kendini temize çıkarma, Allah’ın yasağına rağmen mantığını kullanıp günahın sebebini anlamadığından onu normal görme, secde etmeme günahı ve gerekçesiyle ortaya çıkan İblis/Şeytan tavrıdır.
c) Günah işlememeye çalışmak önemlidir, ama ondan daha önemlisi, günaha karşı tavırdır. Ancak hata ile, yanılarak ya da bir anlık şeytana uyarak günah işleyen mü’min, hatasında ısrar etmeyip hemen ondan vazgeçecek, pişmanlıkla tevbe çeşmesinde arınacaktır.
d) Hristiyanlıktaki aslî günah anlayışı gibi babanın günahı oğluna miras kalmaz. Kimse, kendisinin bizzat işlemediği günahtan dolayı suçlanamaz. O yüzden başkasının işlediği bir günah yüzünden, ona seyirci kalan, râzı olup tepki göstermeyen, günahı emrederek, onun işlenmesine izin vererek vesîle olanlar, günahkâr kabul edilip suçlanamazlar.
342- Kur’an’da “sevgi” kavramı en çok hangi kelimelerle ifade edilir?
a) “Velâyet” ve “zühd” c) “Hubb” ve “Meveddet”
b) “Endâd” ve “Asnâm” d) “Aşk” ve “Sevdâ”
343- Şehidlik konusunda aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
a) Vatanı uğrunda kahramanca savaşıp düşman tarafından öldürülen kimseye şehid denir.
b) Şehid, Allah’ın bir sıfatı ve ismidir; “Eş-Şehîd”, Esmâu’l-Hüsnâ’dan biridir.
c) Şehid, Allah’la alışveriş yapmış, cennet karşılığında canını Allah’a satmış kimsedir.
d) Allah nazarında şehid kabul edilmek için mutlaka savaşta ölmek gerekmez.
- 1174 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
344- Lügat anlamı misil, denk, eş ve benzer(ler) demek olan; açıkça tapınılsın veya tapınılmasın ilâh yerine konan, tanrı olarak benimsenen, aşırı bir sevgi ve kayıtsız şartsız bir itaatle yönelinen Allah'ın dışındaki şeylere Kur'an terminolojisinde ne ad verilir?
a) Şiar b) Hurâfe c) Endâd d) Tâğut
345- Bakara sûresi âyette Allah yolunda öldürülen şehidlere “ölü” denilmesi yasaklanıyor, onların bizim anlayamayacağımız şekilde yaşadıkları, diri oldukları belirtiliyor. Sadece Allah için savaşıp O’nun yolunda öldürülen hakiki şehidlerin canlı kabul edildiklerinden dolayı cenâzelerine diğer cenâzelerden farklı muâmeleler yapılır. Bu farklı işlemlerle ilgili olarak, seçeneklerde belirtilenlerden hangisi doğru değildir?
a) Şehâdetleriyle günahlardan ve her çeşit pisliklerden arındıkları için, cenâzeleri yıkanmaz.
b) Yaşadıkları kabul edildiği için, elbiseleriyle gömülürler.
c) Allah için akıttıkları güzel kanlarla süslü elbiseleriyle Allah’ın huzuruna çıksınlar diye, kefenlenmezler.
d) Ölü kabul edilmediklerinden dolayı, cenâze namazları kılınmaz.
346- Tevhid, temel olarak ikiye ayrılır. Birincisini insanların hemen tümü denilecek kadar çoğunluğu kabul ettiği halde, ikincisi eski ve çağdaş câhiliyye tarafından kabul edilmez. Nedir bu iki tevhid çeşidi?
a) Allah’ın hâkimiyetiyle ilgili tevhid ve yaratıcılığıyla ilgili tevhid
b) Rubûbiyet tevhidi ve ulûhiyet tevhidi
c) Ubûdiyet tevhidi ve teslimiyet tevhidi
d) İtaat tevhidi, ibâdet tevhidi
347- Âlimler, Kur'an'daki "endâd" kelimesiyle ilgili olarak bununla ne murad edildiği konusunda değişik görüşler ileri sürmüşlerdir. Aşağıdaki görüşlerden hangisi endâdın anlamıyla ilgili ileri sürülen doğru görüşlerden biri değildir?
a) Endâd, müşriklerin, kendilerini Allah'a yaklaştırsınlar diye ilâh edindikleri, fayda umup zararları gidereceğini bekleyerek yöneldikleri ve Kâbe'ye koydukları meşhur putun adıdır.
b) Müşriklerin kayıtsız şartsız kendilerine itaat edip aşırı saygı duymayı gerekli gördükleri, Allah'ın haramlarını helâl/sakıncasız sayan yönetici, lider ve başkanlarıdır.
c) Allah'tan başka insanın kalbini işgal edip insanı meşgul eden arzu ve hevesler insanı esir ediyor ve kişiyi Allah’tan alıkoyuyorsa, bu nefsânî hevâ ve heves endâddır.
d) Kendilerine aşırı sevgi ve saygı duyulan futbolcu, şarkıcı, yönetici, lider veya medyumlar, insanları kandıran âlim ve bilginler endâddır.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1175 -
348- Kur’ân-ı Kerim’de Allah’a nisbet edilerek kullanılan “şeâir” kavramının anlamları hakkında seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Şeâir; Bir şeyin tanındığı belirtiler, nişanlar anlamına gelir.
b) Şeâir; Genel olarak ibâdetler, yahut hacdaki ibâdetler veya kurbanlar için kullanılır.
c) Şeâir; Farzlar, vâcipler ve kurban gibi dinî gelenekler, semboller, parola ve sloganlar anlamında kullanılan bir kavramdır.
d) Şeâir; Açık alâmet, nişan, belirti, iz, eser ve işaret anlamına gelir ve insan, evren ve Kur’an adlı üç temel şeâir vardır.
349- Şehidlik şuuruyla ilgili problemlerimizin başında gelen dünyevîleşmeyle ilgili olarak, “kâfirlerin elinde, selin önündeki çer-çöp gibi oyuncak olma”yı neticelendiren mânevî hastalığın adı olarak hadis-i şerifte “vehen”den bahsedilir. Peygamberimiz’in tanımlamasına göre ne demektir vehen?
a) Dünya zevklerini terkedip zühd hayatı yaşamak
b) Kendini tehlikeye atmak
c) Dünyayı sevmek ve ölümden korkmak
d) Âhireti inkâr edip hayatın sadece dünya hayatından ibâret olduğunu savunmak
350- Bakara sûresi âyette, sabredenlerin kendilerine bir musîbet geldiği zaman; "Biz Allah içiniz ve biz O'na döneceğiz" anlamında "İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn" diyecekleri belirtiliyor. Herhangi bir musîbet zamanında söylenmesi gereken bu ifadeye ne denir?
a) İstircâ b) İstiğfâr c) İstişâre d) İstikrâ
351- Aşağıdaki seçeneklerden hangisi “tevhid” kelimesinin tanımıdır?
a) Allah’ın, insanlara, yapmalarını kesin bir şekilde emrettiği fiillere denir.
b) Allah’ın zâtında, sıfatlarında, isimlerinde ve fiillerinde bir tek olduğuna inanmaktır.
c) Kişinin leh ve aleyhinde olan hükümleri, fıkıh kurallarını öğreten ilmin adıdır.
d) Allah'a zâtında, sıfatlarında, isimlerinde ve fiillerinde ortak güçler tanımaktır.
352- Kur’an’da “günah” anlamında 20 civarında ayrı kavram kullanılır. Bunlardan en çok kullanılan 4 tanesi, aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
a) İsm, haram, kerîh, kabîh
b) Cünâh, haram, kasâvet, zillet
c) Cünâh, ism, zenb, vizr
d) Haram, isyan, kebâir, ismet
- 1176 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
353- “Kanun ve hüküm koyan, otorite ve güç sahibi, kendisinden yardım istenilen, kendisine ibâdet edilen, güvenilen, sevilen ve korkulan, itaat edilen ve emirlerine uyulan ihtiyaçları gideren, duâya karşılık veren, belâları gideren” gibi anlamlara gelen kelime, seçeneklerden hangisidir?
a) İlâh b) Rab c) Tâğut d) Bel’am
354- Aşağıdakilerden hangisi tevhid inancını bozmaz?
a) Allah’tan başkasına ibâdet, duâ ve mutlak şekilde itaat etmek
b) Kur’an’daki hükümlerden bazısının günümüzde geçersiz olduğunu söylemek.
c) Bazı günahlar işlemek ve Allah'a tevekkül etmek
d) İslâm’ı hafife almak, İslâm diniyle alay etmek
355- İnsanın yüce ve hakimiyet sahibi birine boyun eğmesi, itaat etmesi, ona isyan etmeden kulluk etmesine ne denir?
a) İbâdet b) İtaat c) İlâh d) Şükür
356- Endâdla ilgili olan aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
a) Endâd edinmek şirk koşmak demektir. Şirkin küçüğü ve gizli olanı da vardır. Meselâ sebepleri yüceltmek ve bunları neticelerin gerçek fâili kabul etmek (şoför frene basmasaydı ölmüştüm, filan doktor hayatımı kurtardı gibi sözler söylemek, bu sözlerle mecazı değil, gerçeği kasdetmek; sebepleri olayı gerçekleştiren asıl unsur görmek) şirktir; sebepleri endâd edinmektir.
b) Endâd edinmek, sadece kâfir insanlara, bâtıl görüş ve İslâm dışı kurallara aşırı sevgi besleyip mutlak itaat etmektir; Peygamberlere, Allah'ın velî kullarına, takvâ sahibi âlim ve evliyâya aşırı da olsa sevgi beslemek, hiçbir şekilde endâd/şirk koşma anlamına gelmez.
c) Allah'ın belirli nitelik ve güçlerini başkalarına atfetmek, meselâ kayıtsız şartsız itaat edilecek Allah'tan başka otorite kabul etmek endâd kapsamına girer.
d) Allah'ın kulları üzerindeki hakkı, insanların sadece O'na ibâdet edip hiçbir şeyi Allah'a endâd/ortak koşmamalarıdır. Allah, bu endâd kabul etmeyi kesinlikle affetmez.
357- Aşağıdakilerden hangisi müşrikler için doğru değildir?
a) Müşrikler, göklerin ve yerin yaratıcısının Allah olduğuna inanırlar.
b) Allah’ın, göklerde hükmü geçen bir zât olduğunu kabul ederler.
c) Yeryüzündeki otorite hakkını Allah’a âit olarak görmezler.
d) Allah’ın ilâhlık vasıflarını başkasına vermezler.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1177 -
358- Hac konusundaki değerlendirmelerle ilgili aşağıdaki ifadelerden (sonuçla ilgili hükümlerden) hangisi doğrudur?
a) Bazıları haccı kâfirlere karşı berâet (ültimatom ve uzaklaşma) yeri ve küfre karşı kıyam merkezi olarak görüyorlar; Bu Kur’an’a ters bir görüştür.
b) Haccın, başlı başına bir bayram ve fedâkârlık olayı, Hakk’a kurban olma şuuru olduğu yorumu yapılarak hacda kurban bayramı namazının kılınmayacağı ve bazı hac çeşidinde bir kısım hacılar için gerekli şükür kurbanı dışında Kurban bayramında kurban için hayvan kesilmesinin gerekmeyeceği savunulmaktadır; Bu çarpık ve yanlış bir yorumdur.
c) Umre yapmaya gücü yetenlerin hac yapmaya da güçleri yeteceğinden, sadece umre yapanların, umre için Kâbe’yi ziyâret edenlerin hac da yapması şarttır. Bazı zenginler hac zamanı dışında umreye gittikleri halde hacca gitmemektedir; Bu çok eksik ve yanlış bir uygulamadır.
d) Bazı kimselerin evlenme yaşında genç oğul veya kızları olduğu halde, kendileri ihtiyar sayılmayacak yaşta hacca gittikleri görülmektedir; Bu doğru bir uygulama değildir.
359- Allah kimler için "ölüler" ifadesinin kullanılmasını yasaklıyor?
a) Peygamberler için
b) Veli kişiler için
c) Depremde canını kaybedenler için
d) Allah yolunda öldürülenler için
360- Bakara sûresi 155. âyette Allah, insanları bazı şeylerle deneyeceğini, imtihana tâbi tutacağını açıklıyor. Bu âyette İnsanların imtihana tâbi tutulacakları şeyler âyetteki sıra ile nelerdir?
a) Canlardan azalma, malların ve ürünlerin eksilmesi, açlık, korku
b) Korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden azalma
c) Korku, açlık, evlâtlardan mahrumiyet, canların şehid olması, ürünlerin azalması
d) Canlardan geçip şehid olmak, mallardan vazgeçmek, korkudan uzaklaşmak, ürünlerden uzaklaşmak
- 1178 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
361- Allah sevgisini “aşk” olarak değerlendirip “İlâhî aşk” şeklinde ifade etmekle ilgili olarak aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
a) Aşk, aşırı sevgi, yani sevgide ölçüyü aşma anlamına gelir. Allah için böyle bir aşırılık düşünülemeyeceğinden O’nun kuluna olan sevgisine aşk denemez. Kulun Allah’a duyduğu sevgi de ne kadar güçlü olursa olsun, yine de O’nu yeterince ve Allah’ın lâyık olduğu ölçüde sevemeyeceğinden kulun Allah sevgisi de aşk diye adlandırılamaz.
b) Aşk, sınırı aşma demek olduğu, Allah da sınırsız varlık olduğu için O’na duyulan sevgi, hiçbir şekilde aşırı olamaz; dolayısıyla aşk diye adlandırılamaz.
c) Aşk, insanı insan yapan aklı, fikri ve muhâkemeyi yok eder. Çünkü aşk bir cinnet halidir. Bu sebeple aşk yolunu tutanlar, çoğunlukla akıl ve mantığa meydan okumuşlar, düşüncenin ürünü olan ilmi hiçe saymışlardır. Şuur ve idrâk halini yok eden aşk, bir fazilet olamaz.
d) Kur’an Allah sevgisini “aşk” olarak ifade eder. Peygamberimiz ve ashâbı da Allah sevgisi anlamında sık sık “aşk”, “İlâhî aşk” kavramlarını kullanmışlardır. Dolayısıyla Allah sevgisini “aşk” olarak değerlendirmek Kur’an ve Sünnete uymaktır.
362- Allah'ın bağışlaması ve rahmeti -özellikle Bakara sûresi 157. âyete göre- kimler içindir?
a) Nâfile ibâdetlere özen gösterenler için
b) Allah'tan gelen her türlü musîbet ve sınavı büyük bir sabırla karşılayanlar için
c) Felâketler ve zulümler karşısında sesini çıkarmayanlar için
d) "Allah ğafûr ve rahîmdir" deyip günah işledikten sonra, ölmeye yakın tevbe edenler için
363- Aşağıdakilerden hangisinin Kur’ân-ı Kerim’de “Allah’ın şiarlarından” olduğu açıklanır?
a) Oruç ve zekât c) Sarık ve çarşaf
b) Safâ ve Merve d) Doğruluk ve güzel ahlâk
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1179 -
364- Atalar yoluna uymakla ilgili olarak seçeneklerdeki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
a) Geçmişi tümüyle atmak, onunla bağları koparmak gerektiğinden, doğru yaptıklarını bilmiş olsak bile ataların yolunu tâkip etmek, onların âdet ve geleneklerini benimsemek, Kur’an’da kesin bir şekilde yasaklanmıştır.
b) Hakkın ve iyiliğin ölçüsü, ne eski ne de yenidir; ataların yolunun ölçü olarak kabul edilmesi de, onların her şeyiyle reddedilmesi de doğru değildir.
c) Allah’ın indirdiği delillere bakmayıp da ataların inanç ve yaşayışını, onlar bizim atamız olduğu için taklit etmek; hakkı bırakıp kuruntulara ve şeytanın izine uymak ve Allah’a eşler koşmak demektir.
d) Atalar yoluna körü körüne taassupla uyulmasını yasaklayan Kur’an, dinin esasları ve özellikle akîde hususunda İlâhî vahyin dışında başka kesin ölçüler kabul etmeyi yasaklar; Bâtıl din ve ideolojilerin Kur’an’a ters düşen prensip ve hükümlerinin, ataların veya çağdaş insanların kabulü, ya da halk çoğunluğunun yolu da olsa, kesin bir şekilde reddedilmesini ister.
365- Bakara sûresi 164. âyette, yer ve göklerle ilgili pek çok hâdiseler, ibret dolu örnekler verilmektedir. Allah, bu misalleri verirken insanları bir noktaya yönlendirmek istemektedir. İnsanların bu açıklamalardan veya bu âyetlerden ibret alabilmeleri için ne yapmaları gerekir?
a) Bol kitap okumaları gerekir
b) Allah'a yalvarmaları gerekir
c) Akıllarını kullanıp düşünmeleri gerekir
d) Ağlamaları gerekir
366- Sözlükte yasaklama, mahrum etme anlamlarına gelen; kavram olarak, Şârî’nin (şeriat koyucunun) bir şeyin yapılmamasını kesin ve bağlayıcı bir tarzda istemesine Kur’anî kavram olarak ne ad verilir?
a) Haram b) İsyan c) Günah d) Fısk
367- Müşriklere, 'Allah'ın indirdiklerine uyun' denildiğinde, ne tür tepkide bulunurlar?
a) Bu konuyu düşünüp değerlendireceklerini, araştırdıktan sonra karar vereceklerini, hangi görüşün delili kuvvetliyse ona uyacaklarını söylerler.
b) Atalarının üzerinde bulundukları yolda devam edeceklerini ifade ederler.
c) Allah'ın indirdiklerine derhal itaat ederler.
d) Herhangi bir tepki göstermeyip çağrıyı cevapsız bırakırlar.
- 1180 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
368- Haccın farz olması için bazı şartlar vardır. Seçeneklerden hangisi bu şartlardan biri değildir?
a) Müslüman ve hür olmak
b) Haccı yerine getirmeye güç yetirmek
c) Akıllı ve ergen olmak
d) Evlenecek çocuğu varsa önce onu evermek, evi yoksa ev sahibi olmak
369- "Ataların dini" tâbiri ile, "inançlar" arasında ne gibi bir bağlantı kurulabilir? Bu bağlantı konusunda aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi doğrudur?
a) İnsanların inandıkları değerler atalarından kalan değerlere uygun düşmek zorundadır.
b) Ataların bıraktıkları değerlerden doğru-yanlış ayrımı yapılmaksızın hiçbirinin önemi yoktur.
c) İnsanlar, genellikle atalarının kendilerine miras olarak bıraktıkları inançları mukaddes olarak kabul ettikleri için, Allah'ın hükmü ile ters düşenler olunca, Allah'ın hükmüne inanmak istemezler; Bu tavır, müşriklerin en belirgin özelliklerinden biridir.
d) İnsan, ne olursa olsun babasını sevmek, dedelerinden kalan mirasa sahip çıkmak zorundadır. Bunun için âdet ve gelenekleri yüceltmek, onlara kutsallık atfetmek, ataların sözünü ve yolunu ölçü olarak görmek gerekir.
370- Bir şeyi ya da bir insanı Allah'ı sever gibi sevip itaat etmenin hükmü nedir?
a) Günah b) Büyük günah c) Küçük şirk d) Şirk
371- "İnsanlardan bazıları, Allah'ı sever gibi onları severler" ifadesinde insanların sevgice Allah'a denk tuttukları şeyler hakkında seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Allah için ve belirli ölçüde sevilen Allah’ın sevilmeye izin verdikleri
b) Allah'ın velî kulu olduğu kabul ve zannedilen ölü veya diri zâtlar
c) İnsanların aşırı şekilde sevdikleri yakınları, yücelttikleri liderleri
d) Allah'a eş tutulan tanrılar ve izinden gittikleri tâğutlar
372- Allah'ın yenmesini kesinlikle haram kıldığı hayvan ve benzeri şeyler nelerdir?
a) İçki, kumar, leş, domuz, besmelesiz kesilen hayvan, at ve eşek eti
b) Eşek, domuz, vahşi hayvanlar, sürüngenler, balık dışında deniz hayvanları
c) Ölü (leş), kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen hayvan
d) Domuz, leş yiyen hayvanlar, pislik yiyen hayvanlar, yırtıcı hayvanlar
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1181 -
373- Oruç tutmamayı mubah kılan mâzeretler konusunda seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Sefer (yolculuk) hali
b) Hastalık ve ileri derecede (ciddî hastalıklara sebep olacak şekilde) açlık ve susuzluk
c) Hâmilelik ve çocuk emzirme
d) Çevrede oruç tutmayanların çok olması ve oruç tutanın yadırganması durumu
374- İnsanın veya insan uzvunun telef edilmesi karşılığı olarak verilmesi gereken tazmînata, yani kan bedeline İslâmî literatürde ne ad verilir?
a) Diyet b) Kasâme c) Kısas d) Kıtâl
375- Bilindiği gibi, yalan söylemek, Kur’an’ın üzerinde önemle durduğu, nifakla ilgisi olan ve imana zarar veren ciddî günahlardandır. Buna rağmen, bazı zarûrî hallerde yalan veya şeklen yalana benzeyen sözler (târiz) gerekebilmektedir. Yalan söylemenin câiz olduğu yerler konusunda, aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Âile geçimi için karı-koca arasında
b) Dini insanlara güzel göstermek için
c) İnsanları birbiriyle barıştırmak için
d) Savaşta (ve zâlimlerin İslâm’a veya müslümanlara vereceği zarardan korunmak için)
376- Kur’ân’da çoğunlukla mânevî/kalbî problem ve rahatsızlıklar için kullanılan, sağlık veya sıhhatin az veya çok, geçici veya kalıcı olarak bozulması, kaybolması haline Arapçada Kur’an kavramı olarak ne ad verilir?
a) Meraz b) Yüsr c) Kasâme d) Emrâz
377- Asr-ı saâdetteki zarûrî durumlardan sonraki dönemlerde köleliğin devamı konusundaki âyet, Kur’ân-ı Kerim’in hangi sûresindedir?
a) Bakara sûresinde, kölelikle ilgili âyetlerde
b) Enfâl sûresinde, savaş esirleriyle ilgili âyetlerde
c) Tevbe sûresinde köleliğin kaynaklarıyla ilgili âyetlerde
d) Hiçbir sûrede köleliğin devamı sözkonusu edilmez. Kur’an, köleliğin kaynaklarını tümüyle kurutmuştur.
378- Zorluğun karşıtı olan; kolay, kolaylık, kolaylaştırma, hafifletme, zorluğu giderme anlamlarına gelen ve Arapça “usr” kelimesinin zıddı olan Kur’an kavramı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Rakabe b) Yüsr c) Sıyâm d) Şiâr
- 1182 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
379- İslâm’a göre insanların örtmeleri ve dinen yabancı sayılan kimselere göstermemeleri gereken organlarına ne ad verilir?
a) Avret b) Tesettür c) Setr d) Hicab
380- İtikâfın tanımı konusunda aşağıdaki ifâdelerden hangisi yanlıştır?
a) İtikâf, bir mescid veya o hükümdeki yerde ibâdet için özel şekilde beklemek ve bulunmaktır.
b) Özellikle Ramazan ayı içinde günler ve geceler boyu mescide kapanarak ibâdet etmektir.
c) Bazı zaman dilimlerinde bütün dünyevî faâliyetlerden uzak bir şekilde bir câmiye çekilip namaz, zikir, duâ, ilim ve tefekkürle uğraşmaktır.
d) İtikâf, Ramazan ayı içinde câmilerde mukabele okumak veya dinlemek demektir.
381- Bir işe sarılıp devam etmek, düşmana karşı savaş malzemeleri hazırlamak ve müslüman ülkenin sınırını düşmana karşı korumak için beklemek diye tanımlanan Kur’ânî kavram, seçeneklerden hangisidir?
a) Kıyâm b) Ribat c) Nefr d) Gazâ
382- Doğruluk, haber verilen ile saklanılan/gönülde bulunan şey arasındaki uygunluk ve insanın içi ile dışının aynı olmasına Arapça’da Kur’ânî kavram olarak ne denilir?
a) Sıdk b) İstikamet c) Kizb d) Âkıle
383- Orucu bozup hem kazâ ve hem keffâreti (cezâ olarak iki ay peşpeşe oruç tutmayı) gerektiren durumlar konusunda seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Ramazan ayında oruçlu iken bile bile cinsel ilişkide bulunmak
b) Ramazan ayında oruçlu iken özürsüz olarak bir şey yemek
c) Ramazan ayında oruçlu iken özürsüz olarak bir şey içmek
d) Ramazan ayında oruçlu iken bile bile eşiyle sevişmek, onu öpüp okşamak
384- Herhangi bir insanın kasden öldürülmesi karşılığında Allah'ın uygulanmasını emrettiği hüküm nedir?
a) Müebbed hapis b) Para cezası
c) Kısas d) Yüz sopa
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1183 -
385- Hac esnâsında, aşağıdaki davranışlardan hangisi yasaklanmamıştır?
a) Ticaretle uğraşmak, alışveriş yapmak
b) Günah sayılacak işlere yönelmek
c) Dünyevî telaşlar veya başka sebeplerle kavga etmek
d) Kadınlara yakınlaşmak, onlarla ilişkiye girmek
386- Bakara sûresinin 191 ve 192. âyetlerinde küfredenlere karşı savaş hukuku belirtilmektedir. Bu hükümler konusunda, aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Onlar size karşı savaş açarlarsa siz de onlarla savaşın.
b) Onlar savaştan vazgeçerlerse, siz vazgeçmeyin. Onları bırakmak, fitne çıkmasına sebeptir.
c) Savaş ânında, onları bulduğunuz yerde öldürün.
d) Sizleri çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın.
387- Hastalık, şifâ, tedâvi usûlleri ve bu konudaki tedbirlerle ilgili Peygamberimizin bilgilerine, tavsiye ve uygulamalarına İslâmî literatürde ne ad verilir?
a) Tıbb-ı Nebevî b) Hadis-i Nebevî
c) Kasas-ı Nebî d) Şifâ-yı Nebî
388- Bir erkek ve bir bayanın kapalı bir yerde (kapısı kapalı bir odada, kimsenin göremeyeceği ve izinsiz giremeyeceği şekilde) başbaşa yalnız kalmasına dinî literatürde ne ad verilir?
a) Zinâ b) Halvet c) Hicâb d) Cilbâb
389- Fidye ne demektir ve miktarı ne kadardır?
a) Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlıların ve iyileşmesi mümkün olmayan hastaların tutamadıkları oruç karşılığı fakirlere vermek zorunda oldukları sadakadır. Miktarı, her bir oruç karşılığı, bir fakir doyumluluğu, yani bir fakirin bir günlük yiyecek masrafıdır.
b) Zekâtta zenginlik sınırını belirleyen miktardır. Zekâtla yükümlü olmak için bu miktar mala sahip olunması gerekir. Miktarı, gümüşte iki yüz dirhem, altında yirmi miskaldir. Para ve benzerlerinde de bu ölçüdür; yani 90 gram altın karşılığıdır. Koyunda kırk koyun, devede beş deve, sığırda otuz sığırdır.
c) Bir suç işleyenin aynı cinsten bir cezâ ile cezâlandırılması, kanın aynıyla ödetilmesi demektir. Miktarı, dişe diş, göze göz, kana kan, cana can şeklindedir.
d) İnsanın veya insan uzvunun telef edilmesi karşılığı olarak verilmesi gereken tazmînat, yani kan bedelidir. Miktarı, bin altın veya yüz deve ya da 200 sığır yahut iki bin koyundur.
- 1184 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
390- “Onları yakaladığınız yerde öldürün“ (2/Bakara, 191) âyetindeki emirde, hangi şartlardan bahsediliyor?
a) Kâfirler hangi şartlarda olursa olsun, yakalandıkları an öldürülmelidirler.
b) Bu âyet, savaş sahnesinden bahsediyor ve savaş ânındaki taktik emirdir.
c) Âyet, Ebû Cehil gibi Peygamber dönemindeki belirli kâfirlerden bahsediyor, bizi pek ilgilendirmez.
d) Âyet, suç işleyip kaçan büyük günahkârlardan bahsediyor. Bunlar yakalandıkları yerde öldürülmelidir.
391- “Allah size ........ diler, ........ istemez” Bakara sûresi âyet-i kerimesinin mealinin bir bölümü olan bu ifâdedeki boş yerlere seçeneklerden sırasıyla hangi iki kelime gelmelidir?
a) Hayır-şer b) Cennet-cehennem
c) Sevap-günah d) Kolaylık-zorluk
392- Kur’an ve Sünnete göre müslüman câriyenin yabancı erkeklere karşı örtünmesi gereken yerleri neresidir?
a) Erkeğin avret yerleri gibidir. Ayrıca sırtı da mahremdir.
b) Göbekle diz kapağı arasıdır.
c) Câriyeler, tesettür konusunda hür müslüman kadınlar gibidir (Çalışma şartlarına göre kısmî ruhsat/kolaylıklar olsa da Kur’an ve Sünnette bu konuda hür-câriye ayrımı yapılmamıştır.
d) Saçı, boynu, kolları hâriç tüm bedenidir.
393- Bilindiği gibi kasden adam öldüren kimsenin cezâsı kısas olarak öldürülmektir. Ama bu cezânın verilmesi için bazı şartlar vardır. Meselâ, öldüren kimsenin akıllı ve bülûğ çağına ermiş olması, kısas cezâsının İslâm devletinin yetkilileri tarafından yerine getirilmesi, şüphe halinde kısas cezâsının düşeceği gibi bazı gereklilikler vardır. Bunlar gibi, aşağıdaki maddelerden hangisi kısas cezâsı için gerekli olan şartlardan birisi değildir?
a) Toplu halde cinâyet suçunu işleyenlerin kısası, hepsine uygulanır.
b) Suçluların makam ve mevkîlerine göre ayrım yapılmaz; halkla devlet başkanı arasında fark yoktur.
c) Öldürülenin vârisleri veya yaralananın kendisi diyet isterse veya affederse kısas düşer.
d) Öldürülmüş olan kişi, öldürülmesi serbest olan, meselâ düşman askeri gibi birisi olmalıdır; Böyle birini öldürene kısas cezası verilir.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1185 -
394- Oruç tutmanın mendup olduğu zamanlar, yani sünnet olan nâfile oruçlar konusunda aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Şevval ayında altı gün oruç tutmak, âşûra orucu tutmak
b) Her ay üç gün (özellikle kamerî ayların 13, 14 ve 15. günlerinde) oruç, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmak
c) Üç aylar denilen Receb, Şâban ve Ramazan aylarında ara vermeden oruç tutmak
d) Zilhicce ayının ilk 9 günü, haram aylarda (zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb aylarında) ve Şâban ayında bazı günleri oruçlu geçirmek
395- İslâm'a ve müslümanlara karşı savaş açanlarla ne zamana kadar savaşma izni ve emri verilmiştir?
a) Müslümanlar, dünyevî çıkarlarını teminat altına alıncaya, rahat edinceye kadar
b) (Yeryüzünde) Fitne kalmayıp, din sadece Allah için tatbik edilinceye kadar
c) Bütün inkârcılar tamamen öldürülüp yok edilinceye kadar
d) İslâm devleti kuruluncaya, Allah'ın hükmü ile hükmedilinceye kadar
396- Nûr sûresinin 31. âyeti, müslüman hanımın avret mahallerini yabancı erkeklere göstermelerini yasaklıyor. Ziynet yerleri denilen kol, saç, boyun, dize kadar ayaklarını mahrem olanlara (evlenmesi yasak erkeklere) göstermesine izin veriyor. Bu âyette sıralanan bu kimseler: “Babası, kocası, kocasının babası, erkek kardeşi, erkek kardeşinin oğlu, kız kardeşinin oğlu, müslüman hanımlar, câriyesi ve kölesi, erkeklik duygusu kalmayan kimse, küçük erkek çocuk...” Âyette sayıldığı halde, burada belirtilmeyen diğer kişi, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Amca oğlu b) Dayısının oğlu
c) Kocasının oğlu d) Teyze oğlu
397- Sözlük anlamı; aynıyla karşılık vermek, herhangi bir hakkı dengiyle takas edip değiştirmek olan ve kavram olarak, bir suç işleyenin aynı cinsten bir cezâ ile cezâlandırılması, kanın aynıyla ödetilmesine Kur’ânî kavram olarak ne ad verilir?
a) Kasâme b) Kısas c) Kıtâl d) Karz
398- Katili meçhul cinâyetlerde maktûlün bulunduğu köy veya mahalle halkından elli kişinin Allah’a yemin ederek “öldürmedik ve öldüreni de görmedik” diye yemin etmeleri anlamındaki İslâm cezâ hukuku terimine ne ad verilir?
a) Kasâme b) Kasem c) Kıstas d) Kısas
- 1186 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
399- Müslüman bir hanımın mahremi olmayan (yabancı) bir erkekle görüşmesi/konuşması konusunda uyması gereken bazı edepler vardır. Sadece hanımlara âit bu edepleri şöyle sıralayabiliriz: 1- Tesettüre uygun mütevâzi bir giysi, 2- Güzel kokudan (parfümden) kaçınmak, 3- Konuşurken ciddî olmak, 4- Hareketlerde ağırbaşlı olmak. Karşılıklı her iki cinsin de uymaları gereken bazı İslâmî edepler de vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: 1- Görüşme ortamının ciddî olması, 2- Gözlere sahip olup harama bakmama, 3- Birbirlerine dokunmaktan ve genel olarak tokalaşmaktan kaçınma, 4- Halvetten (kapalı bir yerde, başkalarının şüpheleneceği veya töhmet altında bulunacak şekilde karşı cinsle yalnız kalmaktan) kaçınma vb. Aşağıdakilerden hangisi, uyulması gereken bu edeplerden biri değildir?
a) Şüpheli veya sakıncalı yerlerde bulunmaktan kaçınma
b) Açık ve gizli günahtan, haram olan şeylerden kaçınma
c) Haremlik-selâmlık uygulaması veya perde arkasından konuşma, yani yüzyüze konuşmaktan kaçınma
d) Tekrarlanan uzun görüşmelerden, lâubâlilikten, gereksiz samimiyet ve laçkalıktan kaçınma
400- Seriyye ne demektir?
a) Peygamberimiz’in katılmadığı, bir sahâbînin kumandası altında gönderdiği askerî birlikler
b) Savaş ve benzeri bir maksatla, çarpışma yapılmasa bile Hz. Peygamber’in katıldığı askerî seferler
c) Allah yolunda gayret göstermek, çaba sarfetmek, İslâm’ı savunmak için ortaya konan bedenle, fikirle, malla veya mânevî yönünü olgunlaştırma gayretiyle ortaya konan uğraşlar
d) Kâfirlere karşı yapılan her çeşit seferler ve bu maksatla gerçekleştirilen askerî faâliyetler
401- Kısas cezâsı hangi durumda hafifletilebilir veya affedilebilir?
a) Öldüren kişinin zengin olması halinde
b) Öldüren kişinin makam-mevkî sahibi olması halinde
c) Öldürülen şahsın vârisleri tarafından bağışlanması halinde
d) Öldürme cezâsının hafifletilmesi veya affı asla sözkonusu değildir.
402- Doğru olanın veya doğru bildiğinin aksini söylemeye Arapça’da Kur’ânî kavram olarak ne ad verilir?
a) Sıyâm b) Sadâkat c) Tekzîb d) Kizb
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1187 -
403- Bakara sûresindeki 195. âyette "Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın" denilmektedir. İnsanlar kendilerini kendi elleriyle nasıl tehlikeye atabilirler? Bu âyette kast edilen mânâ nedir?
a) Allah'ın vermiş olduğu rızıktan güçleri yettiği halde ihtiyaç sahiplerine dağıtmayıp infakı ve cihadı terketmek
b) Savaş ve benzeri durumlarda öleceğini bile bile, düşman saflarına doğru ileri atılmak
c) Dünyevî sıkıntılardan dolayı kendi elleriyle kendine zarar verip intihar etmek
d) Devamlı oruç tutup aç kalarak kendini açlığa ve dolayısıyla ölüme terketmek
404- Öldürülen şahsın velîsinin katili bir miktar bağışlaması halinde kısas uygulamaktan vazgeçilir. Ancak, katil tarafının öldürülen kişinin velîsine veya yakınlarına belirlenen bir miktar tazmînat ödemesi gerekir. Bu ödemenin kavram olarak adı nedir?
a) Rüşvet b) Diyet c) Kan parası d) Bağış
405- “Hoşunuza gitmediği halde savaş size yazıldı/farz kılındı...” (2/Bakara, 216). Bu âyetin devamında aşağıdakilerden hangi insanî gerçek vurgulanmaktadır?
a) Sizin şer zannettiğiniz hayır, hayır zannettiğiniz şer olabilir. İnsanların hayır ve şer bilgisi ölçü değildir.
b) İnsanlar, bir şeyin arka planını araştırma gayreti içerisinde olmamalıdır. İnsanların savaş gibi İlâhî emirlerdeki hikmeti kavramaları mümkün değildir. Hikmet arayışı ölçü değildir.
c) Sizin hoşunuza gitmeyen bir şey hayırlı, hoşunuza giden bir şey de şerli olabilir. İnsanların hevâsı, yani hoşuna gitme duygusu ölçü değildir.
d) Sizin için doğru zannettikleriniz yanlış, yanlış zannettikleriniz doğru olabilir. Sizin bilginiz hayır ve şer için ölçü değildir.
406- Aşağıdakilerden hangisi bir müslümanın irtidat edip dinden çıkmasına sebep olmaz?
a) İslâm’daki emir ve yasakların gereksiz olduğuna inanmak
b) Tâğutlara gönülden itaat etmek
c) İslâm’ın emir ve yasaklarını kabul ettiği halde bir kısmını yerine getirmemek
d) Allah’tan başkasına ilâh derecesinde aşırı sevgi saygı göstermek
- 1188 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
407- Hz. Ömer döneminden bugüne kadar dünya müslümanlarının büyük çoğunluğunun kullanageldikleri hicrî takvimle ilgili aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?
a) Hicrî takvime, kamerî takvim, İslâm takvimi gibi adlar da verilir.
b) Hicrî takvim, Peygamberimiz’in Mekke’den Medine’ye hicretini tarih başlangıcı olarak alır.
c) Hicrî takvimde de, milâdî takvim gibi bir yıl 365 gün sürer.
d) Hicrî takvim, Atatürk devrimlerinden biri olarak milâdî 26 Aralık tarihinde Türkiye topraklarında yürürlükten kaldırılmıştır.
408- Bireyden cemaate, cemaatten devlete adım atmak demek olan hicret için, aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Hicret, sadece bedenle bir yerden başka bir coğrafyaya göç etmek demek değildir; Amel, dil veya kalple Allah’a doğru yolculuğa da hicret denir.
b) Mekke’den Medine’ye hicret edenlere “ensâr”; onlara yardım eden Medine’li müslümanlara da “muhâcir” denir.
c) Küfürden imana, haramlardan helâllere, günahlardan sevaplara, isyandan itaate yapılan kutlu yolculuk da hicrettir.
d) Allah için gerektiğinde evi, iş yerini, mahalleyi, şehri veya ülkeyi değiştirebilmek; gerekiyorsa işi, eşi, aşı, okulu, makamı, rahatı, vatanı terk edebilmektir hicret.
409- Bilindiği gibi; idrar veya dışkı gibi ön veya arkadan herhangi bir şeyin çıkması, vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya sarı su çıkıp etrafına yayılması, cinsî münâsebette bulunmak veya ileri derecede sevişmek gibi şeyler maddî ve mânevî temizlik olan abdesti bozar. Bunlar gibi, abdesti bozan şeyler hakkında, aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Teyemmüm yapan kimsenin su bulması
b) Namazda sesli olarak gülmek
c) Ağız dolusu kusmak, bayılmak, delirmek, sarhoş olmak
d) Ağlamak, oturduğu yerde veya namazda uyuklamak
410- Sözlükte; Kararlı ve şuurlu bir şekilde gayret etmek, zorluklara karşı çaba göstermek, çalışmak, iç ve dış düşmanlara karşı koymak üzere elinden geleni yapmak, bütün gayreti harcamak anlamlarına gelen Kur’an kavramı, seçeneklerden hangisidir?
a) Cihad b) Kıtâl c) Müctehid d) Cidâl
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1189 -
411- Kumar konusunda aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
a) Kumar karşılığı Arapça’da ve Kur’an’da “meysir” kelimesi kullanılır. Bu kelime, kolaylık anlamındaki “yüsr” kökünden gelmektedir. Kumar; kolaylıkla mal çarpmak veya çarptırmak olduğu için bu isim verilmiştir.
b) Nasıl sonuçlanacağı önceden belli olmayan ihtimalli bir şeye bağlı kalarak para veya mal vermeye veya almaya kumar denir. Adı ne olursa olsun bu özelliği taşıyan para veya mal karşılığı oynanan her oyun ve ortak bahis, kumardır.
c) Kumar amacıyla, yani bir tarafın kazanıp diğerinin kaybedeceği şekilde oynanan her çeşit oyun kumardır. Karşılığında bir çay veya basit bir menfaat olsa ve herhangi bir şeyin karşılıklı savunulmasıyla ortaya çıkabilecek şekilde bahse girilmesi bile kumardır ve haramdır.
d) Satranç, dama, tenis, bilardo gibi oyunlar, kumar amacıyla oynanmasa ve içlerinde zar, iskambil kâğıdı gibi temel kumar araçları bulunmamış olsa bile kumardır ve haramdır.
412- Evlenme sırasında kadına ödenen meblâğ; evlilikte kadının nikâh akdi veya cinsel temasla hak kazandığı mal, takı veya para anlamına gelen fıkhî terim, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Mehir b) Başlık c) Velîme d) Mut’a
413- Bilindiği gibi her dönemde ortaya konabilecek cihadın farklı şekilleri vardır. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi Allah yolunda cihadın çeşitlerinden biri değildir?
a) Nefsî isteklere karşı cihad
b) İlim ve dil ile yapılan cihad
c) Mal ile ve bedenle, canla yapılan cihad
d) Politika ile ve kâfirlerin silahını kullanıp onlardan gözükerek yapılan cihad
414- Sözlükte bir şeyi örtmek anlamına gelen ve terim olarak; insanın, akıl yürütme ve düşünme yeteneğini örten başta şarap olmak üzere her türlü içki ve uyuşturucu anlamına gelen Kur’an’ın yasaklayıp şeytan işi pislik kabul ettiği bu şeyin Arapça karşılığı nedir?
a) Şarâb b) Hamr c) Meysir d) Ensâb
415- Sözlük anlamı; reddetmek, geri çevirmek ve bir işten rücû etmek, dönmek olan ve terim olarak; iman ettikten sonra İslâm’dan dönüp başka bir dine geçmeye Kur’ânî kavram olarak ne ad verilir?
a) İrtidâd b) Şirk c) Küfür d) Dalâlet
- 1190 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
416- Nefsini temizlemek; onu şirk, günah, nifak, rics, cehâlet ve kötü duygular ve benzeri şeylerden arındırıp temizlemek, ona itaati ve takvâyı öğretmek; kısaca gönlü temizlemek anlamındaki kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Tezkiye b) Tahâret c) Tuhûr d) Vudû’
417- Aşağıdakilerden hangisi, insanı tevhid inancından çıkarıp mürted yapmaz?
a) Allah’tan başkasına ibâdet ve mutlak anlamda itaat etmek
b) Allah’tan başkasına duâ ve tevekkül etmek
c) Kur’an’daki hükümlerden bazısının günümüzde geçersiz olduğunu söylemek
d) Mü’min olduğu halde bazı günahlar işlemek
418- Rasûlullah’ın (s.a.s.) vefatından sonra dinden dönüp İslâm devletine savaş açanların isyanlarının bastırılması için yapılan askerî harekâtlara ne ad verilir?
a) Seriyye Savaşı b) Mürted Savaşı
c) Ridde Savaşları d) Şirk Savaşları
419- Bilindiği gibi, Allah adı anılarak yapılan yeminler üç çeşittir. Aşağıdakilerden hangisi, bu yemin çeşitlerinden biri değildir?
a) Ğamûs yemin; Geçmişteki veya bu zamandaki bir olayla ilgili olarak, bile bile yalan yere yemin etmektir.
b) Lağv yemini: Yanlışlıkla, yani sahibinin söylediği sözün hakikat dışı olduğu halde, doğru olduğu zannederek ettiği yemin; ya da kasıt olmadan, dil alışkanlığından dolayı insanın ağzından çıkan “hayır vallahi, evet vallahi” gibi yeminlerdir.
c) Akit Yemini: Nikâh akdi olarak yapılan yemin. Nikâh, kadın ve erkeğin birbirine bağlı olacaklarına dair Allah adına yaptıkları yemin hükmündedir. Bağlılığın zedelenmesi veya boşanma, bu yemini bozmak demek olduğundan keffâret de gerektirir.
d) Mün’akıde yemini: Bir şeyi yapmak veya yapmamak için edilen yemindir. Bu yemin gelecek ile ilgilidir.
420- İnsan, ölmeden önce vasiyet ederken, malının en fazla ne kadarını muhtaçlara ya da hayır kurumlarına bağışlayabilir?
a) İsterse tümünü bağışlamak için vasiyet edebilir.
b) Malının en çok üçte birini vasiyet edebilir.
c) Malının en fazla yarısını vasiyet edebilir.
d) Malının en fazla üçte ikisini vasiyet edebilir.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1191 -
421- Evlenecek çift arasında dinî, iktisadî ve sosyal seviye bakımından yakınlık ve denkliğin var olmasına fıkhî terim olarak ne ad verilir?
a) Velîme/velâmet b) Kefâet/küfüv
c) Mehr-i muaccel d) İ’tidâl/mu’tedil
422- Bazı ibâdetlerin yerine getirilmesi için yapılan ve bizzat kendisi de ibâdet olan temizlenme anlamındaki abdest için, aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
a) Abdest kelimesinin Arapça karşılığı vudû’ sözcüğüdür; Kur’an’da bu kelime geçmese de hadis-i şeriflerde bolca kullanılmıştır.
b) Abdest kelimesi Farsça’da su anlamına gelen “âb” ile el mânâsına gelen “dest” kelimesinden oluşmuş bileşik isimdir.
c) Abdest, Kur’an’da Mâide sûresinin altıncı âyetiyle namaza kalkmak istendiğinde farz kılınmış bir ibâdettir.
d) Abdestin yerini hiçbir şey tutamaz. Namaz kılmak için abdest farz olduğundan ve abdestsiz namaz kılınamayacağından dolayı, su bulununcaya kadar namaz terk edilebilir.
423- Yemin keffâreti konusunda aşağıdaki seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Yemin keffâreti; gücü yeterse bir köle âzâd etmek veya on fakiri sabahlı akşamlı doyurmak, ya da on fakiri giydirmektir. Kişi bu üçü arasından herhangi birini seçebilir.
b) Yemin çeşitlerinden sadece mün’akide yeminlerinin bozulmasından dolayı yemin keffâreti gerektirir; diğer çeşit yeminlerden dolayı keffâret gerekmez.
c) Yemin keffâreti konusunda tercih edilebilecek üç çeşit cezânın hiçbirine gücü yetmeyen kimse, peşi peşine üç gün oruç tutar.
d) Yemin edilmeden önce keffâret ödenip daha sonra yemin edilmesi ve bozulması durumunda bu keffâret mûteberdir/geçerlidir.
424- Müslüman olduktan sonra, İslâm’dan dönüp başka bir dine giren veya dinsizliği tercih eden kimselere ne ad verilir?
a) Müşrik b) Mürted c) Kâfir d) Müfsid
- 1192 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
425- Tarihin şâhit olduğu en önemli hicret, Hz. Peygamberimiz’in doğup büyüdüğü Mekke’den Medine’ye yaptığı göçtür. Bu hicretle ilgili olarak aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi, bütünüyle doğru değildir?
a) Peygamberimiz’in hicretinden önce Medine’nin adı “Yesrib” idi. Hicretten sonra “Peygamber Şehri” anlamında “Medinetü’n-Nebî” ve kısaca “Medine" adını aldı.
b) Bu hicretle müslümanlar toplumsal bir güce ve siyasal bir yapıya kavuştular. Hicretle birlikte İslâm devleti fiilen kurulmuş oldu.
c) Mekke’den Medine’ye hicret, Mekke’nin fethiyle bitmiş olduğu halde, müslümanların dinlerini yaşamalarına engel olunan her küfür diyarından müslümanca yaşayabilecekleri yere hicret etmeleri gerekir. Yani hicret, kıyâmete kadar sürecek bir eylemdir.
d) Mekke’de baskı gören, malları ellerinden alınan ve fakir bir hayat sürdürmek zorunda kalan müslümanlar, Medine’ye hicret eder etmez rahata kavuştular; müreffeh, zengin bir hayat yaşadılar. Peygamberimiz’in vefatına kadar savaşsız, kavgasız sâkin bir hayat geçirdiler.
426- Allah yolunda gayret göstermek, çaba sarfetmek demek olan cihad konusunda, aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
a) Kur’ân-ı Kerim’de cihad emriyle ilgili olarak birçok yerde “Canınızla ve malınızla cihad edin” denilmektedir. O yüzden önce canla sonra malla cihad edilmelidir. Canıyla cihad edemeyen kimseler malıyla hiç cihad edemezler.
b) Cihad, bir saldırı değil; olabilecek bir saldırıya karşı yapılan bir savunmadır. İslâm’a ve müslümanlara karşı yapılan saldırıyı savabilmek üzere çaba göstermek, çalışmaktır.
c) Cihad kelimesi ile savaş kelimesi aynı anlamda değildir. Savaş, salt askerî harekât olup güce dayanırken; Cihad, askeri operasyonlar da dâhil İlâhî hedefler uğruna gösterilen fikrî, fiilî ve kalbî bütün çabaları içerisine alır.
d) Cihadın, yani Allah yolunda kararlı ve şuurlu çabanın daha çok ruhsal, yani nefisle olanına mücâhede; fikir ve İslâmî ilimlerde yapılanına da ictihad denilir.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1193 -
427- Bilindiği gibi, içki tedricî olarak yasaklanmıştır. Bu konuda Mâide sûresinde son olarak kesin bir şekilde yasaklanan içki ve kumarla ilgili olarak Bakara sûresinde bunların bazı zararları hikmet cinsinden beyan edilir. Bu özellikler, seçeneklerden hangisinden tam ve doğru olarak verilmiştir?
a) Şeytan içki ve kumar yüzünden aranıza küfür ve nifak sokmak ve sizi Allah’ı anmaktan, ibâdetlerden alıkoymak ister.
b) Şeytan içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve zulüm sokmak ve sizi Allah’ı tefekkürden, namaz ve zekâttan alıkoymak ister.
c) Şeytan içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah’ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister.
d) Şeytan içki ve kumar yüzünden aranıza fitne ve fesat sokmak ve sizi âhireti hatırlamaktan ve Allah’ı anmaktan alıkoymak ister.
428- Evliliğin sıhhat şartları, yani evliliğin geçerli olması için gerçekleşmesi gereken esaslar konusunda, aşağıdaki seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Eşler arasında sürekli veya geçici bir evlenme engeli bulunmamalıdır.
b) İcap ve kabul siygası geçici değil; süreklilik bildiren bir üslûpla ifade edilmelidir.
c) Evlilik/nikâh akdi sırasında iki şâhidin bulunması gerekir.
d) Nikâh akdini İslâm devletinin yetkilisi ya da imam/hoca icrâ etmelidir.
429- Yemin konusundaki değerlendirmelerle ilgili olarak, aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Geçmişteki veya bu zamandaki bir olayla ilgili olarak bile bile yalan yere yemin etmek, yemin keffâretini gerektirmez.
b) Yemin, karşıdaki muhâtabın veya yemin isteyenin niyetine, o sözlerin zâhirî anlamına göredir.
c) Doğru yere çok da olsa yemin etmenin bir sakıncası yoktur. Meselâ bir esnafın, tüccarın, müşterisini iknâ etmek için ihtiyaç duyduğu oranda doğru yere yemin etmesi câizdir.
d) Bir müslüman, şartlar gerektirmedikçe, kendini mecbur hissetmedikçe yemin etmemeli; yemin ettiğinde de, sadece “vallahi”, “billâhi” veya “tallahi” diye yemin etmelidir.
- 1194 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
430- Bilindiği gibi, müslümanın dinden çıkıp irtidad etmesine sebep olan çirkin davranışlar sözkonusudur. Allah’a ibâdette O’na şirk koşmak, kâfirlerin uyduğu İslâm dışı ideolojilerin doğru olduğuna inanmak, şirk düzenlerini doğrulamak, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in getirdiklerinden bir şeyi uygunsuz görmek, İslâm’ı, dinin haram veya farzlarından birini alaya alıp eğlence konusu yapmak, mü’minlere karşı kâfirlere yardım etmek, İslâm’ın hükümlerinden birini kabul etmemek gibi. Aşağıdakilerden hangisi, bunlardan biridir, yani insanı tevhid inancından çıkarıp mürted yapar?
a) Dinî emirleri yerine getirmede gevşek davranmak
b) Namaz ve sabır gibi hayırlı amellerini Allah’a yaklaşmada vesile edinmek
c) İslâm’ın hükümlerinden birini kabul etmemek
d) Tâğutları beğenmeyip onlara isyan etmek
431- “.......... : Mirasçı, miras hakkı olan kişi demektir. Ölen bir kimsenin mal varlığına mirasçı olan akrabalarına denilir.”
“......... : Baba tarafından olan yakın akrabalar demektir. Bir miras hukuku terimi olarak; yalnız başına olduğunda bütün mirası alan, ashâbu’l-ferâizden mirasçı bulununca onlardan arta kalanı alan ve ölen mûrise araya kadın girmeksizin bağlanan erkek hısımlara denilir.”
“.......... : İslâm miras hukukunda belirli pay sahibi mirasçılar demektir. Mirastaki payları tek tek belirlenen mirasçılara, belirli pay sahibi mirasçılar anlamında bu isim verilmiştir.”
“.......... : Nesep hısımlarını ifade eder. İslâm miras hukuku terimi olarak; ashâbu’l-ferâiz ve asabeden olmayan kan hısımlarını tanımlamak için kullanılır.”
Yukarıda İslâm Miras Hukukuyla ilgili bazı kavramların tanımları yapılmış, ilgili kavramı ifade eden kelime yazılmamıştır. Boş bırakılan yerlere, sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Vâris, Asabe, Ashâbu’l-Ferâiz, Zevi’l-Erhâm
b) Zev’l-Erhâm, Vâris, Ashâbu’l-Ferâiz, Asabe
c) Asabe, Vâris, Ashâbu’l-Ferâiz, Zevi’l-Erhâm
d) Ashâbu’l-Ferâiz, Zevi’l-Erhâm, Vâris, Asabe
432- Allah’tan başkası adına edilen yeminler konusunda, aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Allah’tan başkası adına; meselâ baba, anne, çocuğun başı, melek, şeref, namus vb. adına yapılan yeminler, fıkhen yemin hükmünde değildir.
b) Allah’tan başkası adına yapılan yeminler hadis-i şerife göre küfürdür, şirktir.
c) En çirkin ve en veballi yemin, “dinimi inkâr edeyim ki...” “Allah’ımı inkâr edeyim ki...” “Kâfir olayım...” gibi sözlerdir. Böyle yemin eden kişi, sözünde doğru olsa bile, bu sözler imanına zarar verir.
d) Allah da, kendisinden başkası adına yemin etmez.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1195 -
433- Vasiyet konusuyla ilgili olarak aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
a) Bir müslümanın vasiyet etmek istediği bir şey olup da vasiyeti yanında yazılı olmadan iki gece geçirmeye hakkı yoktur.
b) Bir insanın mirasçılarından bazılarına az, bazılarına çok mal bıraktığını vasiyet etme hakkı vardır. Mal, miras bırakanın kendi malıdır; istediğine dilediği şekilde vasiyet edip miras bırakır veya mirasından mahrum eder.
c) Sadaka-i câriye hükmüne giren vakıflar da vasiyet hükmü içinde değerlendirilmiştir. Vakfeden kimsenin bu konudaki vasiyetine uyulması gereklidir.
d) Bir müslümanın yazacağı vasiyetinde fânî meselelerden ziyâde, öncelikle geride kalanlara hakkı tavsiye, iyilikle emir, onlara tevhidî iman ve müslümanca hayat sürmeleri yolunda hatırlatmalar bulunmalıdır.
434- Miras konusuyla ilgili olarak aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
a) Miras, haktır, helâldır. Miras bırakanın, kazancını tümüyle haramlardan oluşturması veya farklı bir inanca sahip olması, mirasçılarını değil; kendini ilgilendiren bir konudur. O yüzden ölen mirasçı kâfir olarak ölse bile, bıraktığı mal, müslüman mirasçıları tarafından usûlüne göre taksim edilerek yenilebilir.
b) Başkasını geçindirmek zorunda olmadığından şahsî malını dilediği gibi kullanabilecek olan kadınlara, erkek kardeşlerinin yarısı kadar mirası Kur’an uygun görmüştür.
c) Mecbur olmadıkları halde, sırf dünyevî menfaat için veya daha adâletli olacağını düşündüklerinden İslâmî olmayan bir devletin mahkemesine mürâcaat edip mirasın tâğûtî hükümlere göre taksim edilmesini istemek, Nisâ sûresi 14. ve 60. âyetlere göre itikadı ilgilendiren bir konudur.
d) Mirasın paylaşılmasına, varsa vasiyetteki görevler yerine getirildikten, ölenin borcu varsa ödendikten sonra geçilir.
435- Hadis-i şeriflerde Kur’an’ın en faziletli ve en büyük âyeti, Kur’an âyetlerinin efendisi, okuyana belirli bir müddet şeytanın yaklaşamayacağı ve belâlardan korunulacağı âyet, Kur’an’ın hangi âyetidir?
a) “Âmene’r-rasûlü” diye başlayan âyet
b) Bakara Sûresinin 222. âyeti
c) Bakara Sûresinin 255. âyeti
d) Bakara Sûresinin son âyeti
- 1196 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
436- Aslî ihtiyaçların dışında, zekât nisabı kadar mala sahip olmayan veya nisaptan daha fazla mala sahip olduğu halde, bunlar ihtiyaçlarına yeterli bulunmayan kimseye ............; hiçbir şeyi bulunmayan yoksula da ............ denir.
Yukarıdaki tanımlarda boş bırakılan yere, seçeneklerdeki kelime gruplarından hangisi gelmelidir?
a) fakir – miskin b) yoksul – miskin
c) mütevekkil – zâhid d) kâsib – fakir
437- Allah’ı bilme, tanıma, O’nu bütün sıfatlarıyla öğrenip hakkında bilgi sahibi olmaya kavram olarak ne ad verilir?
a) Ru’yetullah b) Ma’rifetullah
c) Sıbğatullah d) Sebîlullah
438- Güç yetirilemeyecek emir ve yasaklara dinî literatürde ne ad verilir?
a) ısran kemâ hamelteh b) teklîf-i mâ lâ yutak
c) tekellüf-i mükellef d) teklîf-i vüs’at
439- Esmâü’l-Hüsnâ konusundaki aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Esmâü’l-Hüsnâ, âlimlerin ittifakı ile sadece 99 tanedir. Hadis rivâyetlerinde 99 olarak belirtilen ve Tirmizî’de tek tek sayılan bu isimlere Kur’an da başka ilâvelerde bulunmaz.
b) Kur’ân-ı Kerim’de esmâü’l-hüsnâ ile Allah’a isim verilmesi ve duâ edilmesi emredilerek O’nun isimleri konusunda eğriliğe saparak O’nu yanlış şekilde isimlendirenleri terk etmek emredilir ve onların Allah tarafından cezalandırılacakları belirtilir.
c) Tanrı kelimesi esmâü’l-hüsnâdan biri değildir. O yüzden Allah hakkında bu ismin kullanılması güzel ve doğru olmaz.
d) Esmâü’l-hüsnâ, Allah’ın isimleri olduğundan, bunlardan birini insanlara isim olarak aynen vermek doğru değildir. Özellikle, “el” belirtme takısıyla bu isimler Allah’ın dışındakiler için kullanılamaz. Yine, anlam yönüyle sadece Allah’a ait olan bir sıfatı içeren ismin, insanlara verilmesi çok yanlıştır.
440- Borç, kredi, ödünç anlamı, Arapça’da ve Kur’ân-ı Kerim’de (deyn sözcüğü dışında)hangi kelime ile karşılanır?
a) hasen b) vâde c) karz d) infak
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1197 -
441- Dâvud (a.s.)’un çok genç yaşta öldürdüğü Câlût kimdir?
a) Dâvud (a.s.)’dan önce, Benî İsrâil’i ezerek yöneten zâlim ve kâfir hükümdar
b) Hz. Dâvud’un öldürdükten sonra eski karısıyla evlendiği kendi ordusundaki güçlü komutanlarından biri
c) O zamanların süper gücü olan Amalika devletinin zâlim, zorba, güçlü ve zengin hükümdarı ve komutanı
d) Amalika kavminin ordusu içinde gücü ve savaşçılığıyla meşhur ünlü bir asker
442- Lügat anlamı taht, koltuk, sandalye demek olan; mecâzî olarak da ilim, güç, egemenlik, sultan gibi anlamlara gelen Kur’ânî kavram aşağıdakilerden hangisidir?
a) arş b) kürsî c) vüs’at d) tâkat
443- Lügatta; isteksizlik, rağbetsizlik, aza kanaat demek olan; terim olarak dünyaya ve maddî menfaate değer vermemek, çıkarcı, menfaatperest ve bencil olmamak, kalpte dünya ve çıkar kaygısı taşımamak, kanaatkâr olmak anlamına gelen İslâmî kavram seçeneklerden hangisidir?
a) kanaat b) fakr c) zühd d) tevekkül
444- “Lâ ikrâhe fi’d-dîn (dinde zorlama yoktur)” meâlindeki Bakara sûresi âyetten anlaşılması gereken nedir?
a) Hiç bir insan, diğer insanlara karşı yaptıklarından dolayı dünyada cezâ görmez, görmemelidir.
b) İnsanlar, dinî ve ahlâkî davranışlarında tümüyle özgürdür, hiçbir kınama ve suçlama ile karşılaşmamalıdır.
c) İnsanlar, din tercihlerinde ve inançlarında tam bir özgür irâde ile seçim yapma hakkına sahiptirler. Bu konularda herhangi bir baskıya uğramamalıdır.
d) Kimse kimseye karışmamalı, hiçbir konuda zorlama, baskı, yönlendirme ve tavsiyelerde bulunmamalıdır. Herkes yaptıklarının karşılığını sadece âhirette görecektir.
- 1198 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
445- Kur’ân-ı Kerim’e göre Allah’ı tümüyle inkâr edenler, önemsenmeyecek kadar azdır. Kur’ân-ı Kerim Allah’a hiç inanmayanlardan çok daha fazla, esas olarak Allah’a inandığı halde O’na şirk koşanlardan bahseder ve vurguyu en fazla tevhid konusuna yapar. Bununla birlikte Kur’an, Allah’ı inkâr etmede (ve O’na şirk koşmada) üç temel etkeni belirtir. Nedir bunlar?
a) Kibir ve inat, cehâlet ve tâğutların ifsâdı
b) Putlar ve endâd, nifak ve şirk
c) Bel’am, Karun ve Firavun zihniyeti
d) Aile, çevre, düzen ve devlet
446- Kur’ân-ı Kerim, Hz. Dâvud’un (a.s.) Allah tarafından ihsân edilen bazı özelliklerini belirtir. Kendisine Zebur, hikmet ve ilim verilmiş olması, hükümdarlık verilip yeryüzünde halife kılınması, ibâdete çok düşkün oluşu, fasl-ı hitap, yani açık ve güzel konuşması bunlardandır. Bunlar gibi Kur’an’ın ifade ettiği başka özellikler de vardır. Aşağıdaki seçeneklerden hangi grup, verilen bu özellikler konusunda tümüyle doğrudur?
a) Rüzgârın hizmetine verilmesi, kuşların dilini bilmesi
b) Adâletli karar vermesi, insanları etkilemesi, tek başına ümmet olması
c) Her gününü oruçlu geçirmesi, dağların ve hayvanların kendisiyle birlikte ibâdet etmesi
d) Demiri işleyip zırh yapması, dağların ve kuşların onunla beraber Allah’ı tesbih etmesi
447- Lügat anlamı; zorlamak, bir kimseyi istemediği ve çirkin gördüğü bir işi yapmaya mecbur tutmak olan, İslâm hukuku terimi olarak; bir kimsenin başkasına yaptığı, ondaki rızâyı kaldıran veya ehliyetini yok etmediği halde onun seçme özgürlüğünü bozan ya da şer’î yükümlülüğü kaldıran korkutma hali, yani bir kimseyi korkutmak sûretiyle rızâsı olmaksızın bir iş işlemek üzere haksız yere zorlamaya bir Kur’an kavramı olarak ne ad verilir?
a) teklif b) ikrâh c) karz d) ısr
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1199 -
448- Borç konusunda aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Dinin kurallarına uymak, müslümanın Allah’a borcudur. Bu borcunu ödemesi için insan, kulluk ve ibâdeti ölünceye kadar hayatının her alanına yayması gerekir. Bu, aynı zamanda Allah’la yapılan bir ticarettir.
b) Kişinin kulluk görevi olarak boynuna borç olduğu halde îfâ etmediği namaz, oruç, hac gibi ibâdetler de borç kapsamı içinde değerlendirilir.
c) Kur’ân-ı Kerim, müslümanların birbirlerine sırf Allah rızâsı için güzel bir şekilde borç vermelerini tavsiye etmekte, bu borcu sanki Allah’a verilmiş gibi değerlendirmektedir.
d) Müslümanların birbirlerine güvenmeleri çok önemli olduğu için, birbirlerinden şüphe etmeleri demek olan borçların yazılmasını Kur’an uygun görmemektedir.
449- Âyetü’l-Kürsî de denilen Bakara Sûresinin 255. âyetinde geçen, “her şeyi, bütün varlıkları tutan, koruyan, gözetip yöneten; her varlığın var oluşu O’na dayanan anlamına gelen Allah’ın güzel ismi nedir?
a) el-Hayy b) el-Kayyûm c) el-Aliyy d) el-Azîm
450- Elinde bulunanla yetinme, dünya nimetlerinden kısmetine düşene râzı olma; israf, ihtiras, tama’ ve israftan kaçınma anlamına gelen İslâmî kavram aşağıdakilerden hangisidir?
a) tevekkül b) zühd c) takvâ d) kanaat
451- Bilindiği gibi insanlar ya Allah’ın velîsi/dostu veya tâğutun velîsi/dostudur. Âyetü’l-Kürsî’den bir âyet sonra bu hüküm zikredilir. Bu konuda, aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Allah, kendisine gereği gibi iman edenlerin velîsi, tâğut ise kâfirlerin velîsi/dostudur.
b) Allah, bütün yarattıklarının velîsidir; kâfirlerin velîsi/dostu ise kendileri gibi kâfir olanlar ve kendilerini sevenlerdir.
c) Allah, iman edenleri karanlıklardan nûra çıkarır; tâğut ise, dostlarını aydınlıktan karanlıklara ulaştırır.
d) Allah’ın dostlarına korku ve üzüntü yoktur; kâfirlerin hayatı karanlıklar içinde geçeceği gibi, âhirette de ebedî azap onlaradır.
452- Âcizlik gösterme, Allah’a güvenip dayanma, O’nun hükmünün kesinlikle meydana geleceğine gereği gibi inanma ve alınması gerekli tedbirleri aldıktan sonra gönlünü sadece Allah’a bağlama anlamındaki Kur’ânî kavram nedir?
a) zühd b) tevekkül c) kanaat d) ğınâ
- 1200 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
453- Lügat anlamı; güzel ödünç verme demek olan ve terim olarak; dinin emirlerine uygun, hiçbir maddî çıkar düşüncesi gözetmeksizin sırf Allah rızâsını kazanmak ve din kardeşinin sıkıntısını gidermek amacıyla karşılıksız borç vermeye Kur’an kavramı olarak ne ad verilir?
a) deyn b) infak c) fî sebîlillâh d) karz-ı hasen
454- Hz. Dâvud’un (a.s.) bu şekilde oruç tuttuğu için Peygamberimiz’in “savm-ı Dâvud” olarak açıkladığı ve nâfile oruçların en faziletlisi olarak belirttiği oruç, hangi zamanlarda tutulan oruçtur?
a) Recep, Şaban ve Ramazan aylarında toplam üç ay devamlı tutulan oruç
b) Senenin yarısının oruçla geçirildiği, yani sene boyunca bir gün yenilip bir gün tutulan oruç
c) Her pazartesi ve perşembe günleri tutulan oruç
d) Sene boyunca bir ay tutulup bir ay yenilen ve bu şekilde senenin yarısında tutulan oruç
455- Kur’ân-ı Kerim’de, bir haram için diğer yasaklara karşı çıkılırken kullanılan ifadelerden çok daha sert üslûp kullanılır. Bu yasağı çiğneyen kimsenin şeytan çarpmış kişiye benzetildiği, cehennemlik olduğunun vurgulandığı, malının bereketinin gideceği belirtilen, Allah’ın sevgisini kaybedeceği ifade edilen, Allah ve Rasûlü tarafından ilân edilmiş bir savaşla karşı karşıya olduğu açıklanan bu haram nedir?
a) sihir/büyü b) hamr/içki c) ribâ/fâiz d) meysir/kumar
456- Allah’a, O’nun zâtında, sıfatlarında, isimlerinde, fiillerinde ortağı ve dengi olmadığına, O’nun doğmadığına ve çocuğu olmadığına iman edip O’nu birlemek demek olan tevhid, klasik kabul içinde en genel şekliyle hangi kısımlara ayrılır?
a) Rubûbiyet ve ulûhiyet tevhidi olmak üzere ikiye ayrılır.
b) Zât, sıfat ve esmâ tevhidi olmak üzere üçe ayrılır.
c) Kâinattaki tevhid, toplumda tevhid ve kişide tevhid olmak üzere üçe ayrılır.
d) Tâğutların reddi olarak tevhid ve bel’amların reddi olarak tevhid olmak üzere ikiye ayrılır.
457- Lügatte sınır, sınır çekmek, son, bıçak ağzı, bilemek, dikkatle bakmak, ayırmak, şer’î ceza ve ceza tatbik etmek anlamlarına gelen; İslâm hukuk terimi olarak da, İslâmî ölçüler, İslâm’ın ortaya koyduğu helâl-haram sınırları, miktarı ve niteliği nasslarda belirlenmiş olan şer’î cezalar demek olan kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) hesap b) had c) ceza d) karz
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1201 -
458- Hadis-i şerifte “öyle bir zaman gelecek ki, o devirde onu yemeyen kalmayacak. Doğrudan yemeyen kimseye en azında buharı veya tozu bulaşacak” denilen, günümüzde nice insanın câiz görerek yediği veya sakınan insanlara da düzenin ve çevrenin dayatmaları ve yönlendirmeleriyle az-çok bulaştığı bu şey nedir?
a) haram b) fâiz
c) kumar parası d) haram kazanç
459- Dâvud (a.s.) zamanında, peygamberlerinden cihad için bir hükümdar ve komutan istedikleri ve Allah tarafından hükümdar olarak Tâlût’un gösterilmesine rağmen, İsrâiloğulları onun melikliğine neden karşı çıkmışlardı?
a) Hükümdarda olması gereken bilgiye sahip olmadığı ve vücutça güçlü olmadığı için
b) Aynı dili konuşmadıkları için
c) Onun Allah tarafından tâyin edildiğine inanmadıkları için
d) Onda servet ve zenginlik yönünden geniş imkânlar olmadığı ve kendilerini hükümdarlığa daha lâyık gördükleri için
460- Tâlût ve askerleri, Câlût ve ordusuna karşı savaşmak için ayrıldıktan sonra bir nehir kenarına vardıklarında Tâlût, askerlerinin ırmaktan içmemelerini istemiş, fakat onların çoğu içmişti. Bu suyun içilmesinin yasaklanma sebebi ne idi?
a) Irmağın zehirli olma ihtimali vardı
b) Su içince savaş kabiliyetlerini yitirebilirlerdi
c) Su içme sebebi ile zaman kaybedilebilirdi
d) Askerlerin inançları ve disiplinleri imtihan ediliyordu
461- Allah'ın, mükâfatlarının kendi katında olduğunu; kendileri için hiçbir korkunun ve üzüntünün asla olmayacağını müjdelediği kimselerin özellikleri hakkında, aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Nâfile ibâdetleri ihmal etmemek
b) İman edip sâlih amel işlemek
c) Namazlarını dosdoğru kılmak
d) Zekâtlarını hakkıyla vermek
- 1202 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
462- Hadis-i şerifte; kime, hangi şekilde iftirâ atanın Cehennemde oturacağı yere hazırlanması istenmektedir?
a) Allah’a, O’nun kitap ve peygamber gönderdiğini kabul etmeyerek
b) Din’e, İslâm’ın tek geçerli din olduğunu ve insanların tüm temel problemlerine çözüm getirdiğini kabul etmeyerek
c) Peygamberimize, onun söylemediği bir sözü ona isnâd ederek
d) Peygamberlere, onların getirdikleri vahyi ve mûcizeleri yalanlayarak
463- Tuzak, hile ile aldatma, renklendirme, birini hile ile maksadından döndürme, hile, plan ve tedbir anlamlarına gelen Kur’an kavramı, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Kazf b) Zillet c) Mülâane d) Mekr
464- Kur’ân-ı Kerim’de belirtilen sünnetullaha göre Allah’ın, kendilerine yardım etmesi için, mü’minlerin ne yapması gerekmektedir?
a) İbâdet ve duâ etmesi
b) İman edip sâlih amel işlemesi
c) Allah’a (Allah’ın dinine) yardım etmesi
d) Kâfirlere karşı cihad bilincinde olması
465- Kelime anlamı; insanın yenilmesine engel olan şey demek olan; üstünlük, şeref, haysiyet, kuvvet ve güç sahibi olmasını ifâde eden; kişinin alçaklıktan uzak değerini, şerefinin yüceliğini ve gâlibiyetini içeren kavram, seçeneklerden hangisidir?
a) Ensâr b) İzzet c) Mekr d) Şeref
466- Yaklaşık aynı dönemlerde yaşayan ve aynı çevrelerde, birbirlerine yakın yerlerde görev yapan Hz. İsa, Zekeriyya ve Yahya Peygamberlerin birbirlerine akrabâlık yönüyle yakınlıkları hakkında seçeneklerden hangisi doğrudur?
a) Hz. Zekeriyyâ, İsa (a.s.)’nın annesi Hz. Meryem’in teyzesinin kocasıdır; Hz. Yahyâ’nın da babasıdır.
b) Hz. Yahyâ, İsa (a.s.)’nın annesi Hz. Meryem’in kuzeni ve Hz. Zekeriyyâ’nın babasıdır.
c) Hz. İsa, Hz. Zekeriyyâ’nın teyzesin kocasıdır; Hz. Yahya’nın da kuzenidir.
d) Hz. Zekeriyyâ, Hz. Yahyâ’nın amcası ve Hz. İsa’nın halasının kocasıdır.
467- Lugat anlamı; kaynağa döndürmek olan, bir şeyi, kendisinden kastedilen mânâya ve gâyeye döndürmek şeklinde de tanımlanan, sonuç, varacağı nokta, döneceği durum anlamında da kullanılan Kur’an kavramı, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Muhkem b) Müteşâbih c) Tefsir d) Te’vil
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1203 -
468- Talmud ne demektir?
a) Kitab-ı Mukaddes’in ilk bölümü olan Ahd-i Atik’in, yani Tevrat’ın bölümlerinden birinin adı
b) Yahûdîlerin dinî kanunlarını tefsir eden ve bu kanunlara göre ortaya çıkabilecek yeni problemlerine çözüm getiren en önemli derleme kitaba verilen ad
c) Hıristiyanlarca İnciller gibi kutsal sayılan, Ahd-i Cedid’in bölümlerinden biri, Pavlos’un risâlelerinden/kitaplarından birinin adı
d) Bugünkü İncillerde belirtildiği şekilde, Hz. İsa’nın havârîlerinden birinin adı.
469- Kur’ân-ı Kerim’e göre, müteşâbih âyetlere uyanlar kimlerdir?
a) Kalplerinde eğrilik bulunan, te'vil edip çarpıtarak toplumda fitne çıkarmak isteyenler
b) Kur'an ilimlerinde derinliğe ulaşmak isteyen âlimler
c) Kur'an'dan hüküm çıkararak insanların problemlerine çözüm getirmek isteyenler
d) Bu âyetlerle ictihad edip fetvâ verme gayretinde olan ilim ehli
470- Hz. Âişe anamıza atılan çirkin iftirâ olayına Kur’an kavramı olarak ne ad verilir?
a) Kazf b) İfk c) Lian d) Mekr
471- Kur’ân-ı Kerim’de uzun müddet peygamberlik yaptığı halde çok az insanın hidâyetine vesile olduğu, kendi oğlu ve karısı bile iman etmeyip müşrik olarak öldüğü belirtilen, putperest kavminin çeşitli hile ve baskılarına uzun zaman sabreden ulü’l-azm peygamber kimdir?
a) İsa (a.s.) b) Yahyâ (a.s.) c) Mûsâ (a.s) d) Nûh (a.s.)
472- Mal-mülk konusuyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Kur’an’a göre mal ve mülkün sahibi Allah’tır; insan sadece emânetçidir.
b) Allah, malı-mülkü dilediğine verir, dilediğinden de alır.
c) Mal, bir fitne/imtihan olduğundan, malını müdâfaa için öldürülen kimse, büyük günah üzere ölmüş sayılır.
d) Ölmüş (murdar) hayvan eti, bozuk gıdalar, zehirli maddeler gibi insanların yararlanamayacağı şeyler mal sayılmaz.
- 1204 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
473- Kur’ân-ı Kerim, iftirâ konusuyla ilgili olarak “ondan daha büyük zâlim kim olabilir?” dediği insanların özellikleri nelerdir?
a) Allah’a yalan uydurup şirk koşarak iftirâ eden müşrikler
b) Rasûlullah’ın iffet timsâli eşine iftirâ atan münâfıklar
c) İslâm’a hakaret eden ve Dine iftirâ atan müfterîler
d) Peygamberimiz’in söylemediği sözleri O’na isnâd edip hadis uyduranlar
474- Münâfıkun Sûresinin 8. âyetinde “izzet”in (onur, şeref; yenilgiye uğramayı ve aşağılanmayı önleyen güç, saygın konum) kime âit olduğu vurgulanır?
a) Yalnızca Allah’ın
b) Allah ve Rasûlünün
c) Allah, Rasûlullah ve sahâbîlerin
d) Allah, O’nun Rasûlü ve mü’minlerin
475- Hz. Yahyâ’nın Kur’ân-ı Kerim’de bahsedilen özellikleri konusunda aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Hz. Yahyâ’ya, henüz çocuk iken hikmet verilmiş, Kitab’ı kuvvetle tutması (onun hükümlerine sarılması) emredilmiştir.
b) Kur’ân-ı Kerim, “Yahyâ” adının, çok meşhur olduğunu, önceki kavimlerdeki sâlih insanların, çocuklarına bu ismi sık sık verdiklerini belirtir.
c) Ona kalp yumuşaklığı ve (günahlardan) temizlik verilmiştir. O Kur’an’da “takî” (müttakî) diye vasfedilmiştir.
d) Ana-babasına itaatlidir. “Dünyaya getirildiği gün, öleceği gün ve diri olarak (kabrinden) kaldırılacağı gün ona selâm olsun!” denilmektedir.
476- Kur’ân-ı Kerim’deki “ensârullah” kavramının kapsamına giren insanlar kimlerdir?
a) Mekke’den Medine’ye hicret eden muhâcir mü’minlere her türlü yardımı seve seve yapan Medine’li ensâr
b) Hz. İsa’nın; “Allah yolunda benim yardımcılarım kim olacak?” sorusuna “biz” diye cevap veren havârîler
c) Mallarıyla Allah yolunda infak eden ve canlarıyla cihad eden Peygamberimiz’in tüm ashâbı
d) Allah’a (Allah’ın dinine) yardım etmeye hazır ve bu yolda zorluklara göğüs gerecek her dönemde ve her yerdeki şuurlu, fedâkâr mü’minler
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1205 -
477- Mekr kavramının Kur’ân-ı Kerim’de kâfirlere ve Allah’a nisbet edildiği halde mü’minlere nisbet edilmemesinin sebepleri konusunda aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Sünnetullah, yani Allah’ın yeryüzündeki değişmez kanunu gereği kâfirlerin her konudaki tavrına karşı, mü’minler değil; Allah müdâhale etmektedir.
b) Kizb/yalan gibi mekr de, mü’minlerde normal halde bulunmaması gereken bir özelliktir. Mekr etmek, mü’minlerin emin ve ıslah edici özellikleriyle bağdaşmamaktadır.
c) Mekr, o kadar çirkin bir fiildir ki, bu suçun cezâsını aynı cinsten olmak üzere hemen Allah veriyor. Mekrin karşılığını/cezâsını mekr olarak mü’minler verecek olsa, âdil ve âcil olarak gerekli cezâ verilmeyebilir.
d) Kâfirler, sayılarını ve imkânlarını birleştirerek tüm mekr çeşitleriyle müslümanlara tavır alsalar bile, bunun cevabını ve cezâsını Allah üzerine aldığı için, sayıca ve kuvvet yönünden zayıf mü’minlerin imanları ve dâvâlarına güvenleri sarsılmamış, hatta güçlenmiş olur.
478- Lugatta; Bir şeyi açıklamak, keşfetmek anlamına gelen, terim olarak; beşerî tâkat oranında, Allah Teâlâ’nın murâdına delâlet etmesi yönünden Kur’ân-ı Kerim’i inceleyen bir ilim mânâsında kullanılan kavram, seçeneklerden hangisidir?
a) Te’vil b) Tefsir c) Müteşâbih d) Muhkem
479- “Kazf” kelimesi, İslâmî literatürde terim olarak ne anlamda kullanılır?
a) Nâmuslu bir erkek veya kadına zinâ suçlaması yaparak ona zinâ iftirâsı atmak
b) İslâm tarihinde mü’minlerin annesi Hz. Âişe’ye münâfıklar tarafından uydurulan çirkin iftirâ olayı
c) Zinâ sebebiyle evliliği sona erdirme yöntemi olarak; kocanın karısını zinâ ile suçlaması ve bunu dört şâhitle ispat edememesi halinde hâkim önünde ve özel şekilde, karı-kocanın karşılıklı olarak lânetleşip yeminleşmesi
d) Bir kadını zinâ ederken görmek ve bunu dört şâhitle ispat ederek o kadının zinâ cezâsına çarptırılmasına sebep olmak
480- A’râf Sûresinin 99. âyetine göre; Allah’ın mekrinden emîn olan/güvende olanlar kimlerdir?
a) Sâlih amel sahibi mü’minler
b) Hüsrânda olan kâfirler
c) Allah’ı kandırabileceğini düşünen münâfıklar
d) Her konuda Allah’a güvenen müttakî mü’minler
- 1206 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
481- Kur’ân-ı Kerim’de yahûdilerin bazı peygamberleri haksız yere öldürdükleri belirtilir. Kesin olarak bilinmemekle beraber, İslâm tarihçileri, bunların ikisinin ismi üzerinde büyük oranda ittifak etmişlerdir. Hangi seçenekte bu peygamberlerin ismi doğru olarak verilmektedir?
a) Hz. Yahyâ ve Hz. Zekeriyyâ
b) Hz. Yûşâ ve Hz. Yahyâ
c) Hz. Yahyâ ve Hz. İsa
d) Hz. Zekeriyyâ ve Hz. Elyesâ
482- Daha doğmadan Allah’a adanıp dâvâya vakfedilmiş olan ve güzel bir bitki gibi yetiştirilip Allah tarafından özel nimetlerle rızıklandırılan zâtın ismi seçeneklerden hangisidir?
a) Hz. İsa b) Hz. Meryem
c) Hz. Zekeriyyâ d) Hz. İsmâil
483- Birbirine benzeyen birey ve cüzleri bulunan şeyler, kendisinde karışıklık ve iltibas bulunan şey anlamına gelen, terim olarak Kur’ân-ı Kerim’de mânâsı kapalı, birçok anlama gelebilen, tefsirinde güçlük çekilen âyet veya kelimelere Kur’an kavramı olarak ne ad verilir?
a) Te’vil b) Muhkem c) Müteşâbih d) Tefsir
484- Bilindiği gibi, Allah Teâlâ’nın Hz. İsa’ya inzâl ettiği İncil ile bugün hıristiyanlarca kutsal kabul edilen İnciller arasında bazı farklar vardır. Hz. İsa’ya indirilen İncil tek olduğu halde, hıristiyanlar dört ayrı İncil kabul ederler. Seçeneklerden hangisi, günümüzde Kitab-ı Mukaddes’e göre sırasıyla bu dört İncil’i göstermektedir?
a) Matta, Tomas, Yuhanna, Petrus
b) Matta, Markos, Luka, Yuhanna
c) Pavlos, Matta, Petrus, Barnabas
d) Marko, Luka, Pavlos, Barnaba
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1207 -
485- Tahrif konusundaki aşağıdaki ifâdelerden hangisi yanlıştır?
a) Tahrif, bir kelimede harflerin yerini veya bir harfi değiştirme, bozma demektir. Bir ibârenin anlamını değiştirme, İlâhî kitaplar üzerinde herhangi bir kelimenin bile bile değiştirilmesi demektir.
b) Kur’ân-ı Kerim metnini tahrif ettirmeyerek Kıyâmete kadar aslını aynen korumayı Allah Teâlâ üzerine almıştır. Ama Tevrat ve İncil, o dönemlerdeki bilginlere havâle edilmiş, onlar da bazı çıkarlar ve kıskançlıktan dolayı bu emânetleri koru(ya)mayıp tahrif edilmesine sebep olmuşlardır.
c) Kur’an, metin olarak tahrif edilmemiştir ve edilmeyecektir, ama hadisler için bu sözkonusu değildir. Peygamber sözü olmayan nice uydurma hadisler ortaya atılmış ve bazı hadislere ilâvelerde bulunulmuş, yani hadisler yer yer tahrife uğramıştır.
d) Bugünkü Tevrat ve İncil, İslâm inancına göre tümüyle tahrif edilmiştir. Asıl Tevrat ve İncil'le bugünkü kutsal kitaplar arasında hiçbir ilişki kalmamıştır. Bugünkü Tevrat ve İncillerde, Kur'ân-ı Kerim'in tasdik ettiği hiçbir hüküm yoktur.
486- Zinâ sebebiyle evliliği sona erdirme yöntemi olarak; kocanın karısını zinâ ile suçlaması ve bunu dört şâhitle ispat edememesi halinde hâkim önünde ve özel şekilde, karı-kocanın karşılıklı olarak lânetleşip yeminleşmesine İslâm hukuk terimi olarak ne ad verilir?
a) Hud’a b) Kazf c) Lian d) Keyd
487- Hristiyanlara göre tek İlâhî kitap kabul edilen Kitab-ı Mukaddes konusunda aşağıdaki yargılardan hangisi doğrudur?
a) Kitab-ı Mukaddes, sadece dört İncilden ibâret kitaptır.
b) Tevrat ve İncillerden meydana gelmiştir. İçinde başka kitap yoktur.
c) Eski Ahit adı verilen 39 ve Yeni Ahit denilen 27 kitaptan meydana gelmiş koleksiyona Kitab-ı Mukaddes adı verilir.
d) Kitab-ı Mukaddes'in içinde yahûdilerin tüm kutsal kitapları da bulunduğu için, yahûdiler de Kitab-ı Mukaddes'e inanırlar.
- 1208 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
488- Dirâyet tefsiri ne demektir?
a) Tefsircinin, âyet hakkında açıklayıcı bir nakil bulamayınca kendi görüşüne başvurup Kur’an ve Arapça ile ilgili bilgilerden de yararlanarak ictihad edip Kur’an âyetlerini açıklayıp tefsir etmesi
b) Seleften nakledilegelen eserlere dayanan naklî tefsirdir. Bu tefsirde, hadis-i şerif, siyer ve İslâm tarihi ile ilgili kitap ve rivâyetlerden yararlanılarak âyetlerin nüzul sebepleri ve anlamları gösterilerek yapılan tefsir çeşidi
c) Mânâsı, te’vil ve tahsis kabul etmeyecek derecede açık olan muhkem âyetlerin tefsiri
d) Allah’ın zâtı ve sıfatlarıyla, gelecekle ilgili gaybî boyut taşıyan kıyâmet, cennet ve cehennemin keyfiyeti ve mecâzî ifâdelerle ilgili müteşâbihlerin tefsiri
489- Kur’ân-ı Kerim’de belirtildiğine göre, kendi ifâdesiyle gece-gündüz kavmini taptıkları putları terkedip şirksiz bir şekilde Allah’a iman ederek O’na kulluk yapmaya dâvet ettiği halde, dünyevî ölçüler içinde mağlûp/başarısız olan ve kavmi için “bu zâlim kâfirlerin hiçbirini yeryüzünde sağ bırakma” diye duâ eden peygamber kimdir?
a) İsa (a.s.) b) Nûh (a.s.)
c) Zekeriyyâ (a.s.) d) İbrâhim (a.s.)
490- Sağlam, anlamı açık, yoruma ihtiyaç hissettirmeyen, şüphe kabul etmeyen anlamlarına gelen; âyet ve hadislerde bulunan ve sevk edildiği maksada delâlet eden lâfız mânâsına gelen, anlamı te’vil ve tahsis kabul etmeyecek derecede açık olan lâfızlara ne denir?
a) Muhkem b) Te’vil c) Rivâyet d) Keyd
491- Tevrat hakkında, aşağıdaki ifâdelerden hangisi yanlıştır?
a) Tevrat’ın bir adı da Ahd-i Atîk, yani Eski Sözleşme’dir. Hem yahûdîlerce ve hem de hıristiyanlarca kutsal kabul edilen kitapların toplamına bu ad verilir.
b) Aslında Tevrat, Kitab-ı Mukaddes’in 39 kitaptan meydana gelen ilk bölümü olan Eski Ahid’in, Hz. Mûsâ’ya indirilen ilk beş bölümüne verilen addır.
c) Kur’ân-ı Kerim, Hz. Mûsâ’ya indirilen kitabın adı olarak Tevrat’tan hiç bahsetmez. Hz. Mûsâ’ya suhuf/sayfalar ve Kitap verildiğinden bahseder. Tevrat’ı da, Hz. Mûsâ’dan bağımsız olarak konu edinir.
d) Tevrat’a, yani Kitab-ı Mukaddes’in ilk bölümündeki kitaplara Allah’ın vahyi/kitabı olarak inanan yahûdiler, kitabın ikinci bölümü olan İncillere de inanırlar.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1209 -
492- Kur'an'da bazı âyetler vardır ki, mânâlarını en doğru olarak sadece Allah bilir. Derin bilgi sahipleri ise, onlar hakkında ayrıntıya girmek istemezler ve yanlış konuşmaktan Allah'a sığınırlar. Hükmü kesin olmayan bu âyetlerde acziyetlerini kabul edip mânâ zorlamasına gitmezler. Kur'an'daki bu türden âyetlere ne ad verilir?
a) Mecaz b) Müteşâbih c) Kinâye d) Furkan
493- Bilindiği gibi, İncillerin bulunduğu hıristiyanlarca kutsal sayılan Kitab-ı Mukaddes’te Pavlos’a âit birçok mektup ve Rasullerin İşleri gibi kitaplar onlara göre İlâhî vahy sayılır. Mektupları ve yazdığı kitaplar, aynen İnciller gibi bağlayıcı ve kutsal kabul edilen Pavlos kimdir?
a) Hz. İsa’nın havârîlerinin lideri
b) Hz. İsa’nın havârîlerinden biri
c) Hz. İsa’nın İncilleri yazdırdığı kâtibi
d) Hz. İsa zamanında yaşayan yahûdîlerden ve İsa’dan sonra hıristiyanlığı kabul ettiği söylenen birisi
494- Âcizliğini kabul edip Allah’a güvenip dayanma, O’nun hükmünün mutlaka meydana geleceğine kesin olarak inanma ve alınması gereken tedbirleri alma anlamında Kur’anî terim, seçeneklerden hangisidir?
a) İman b) Tevekkül c) Müşâvere d) Azim
495- İstişâre konusuyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) İstişâre, kişinin kendisini ilgilendiren konularda başkalarının görüşüne başvurması olduğu gibi; aynı zamanda, müslüman idârecilerin ümmetin durumunu ilgilendiren konularda ehil/uzman ve emin/güvenilir kişilere danışmasıdır.
b) Peygamberimiz (s.a.s.), ümmetine istişâreyi tavsiye ve ona teşvik ettiği gibi; aynı zamanda kendisi de Bedir’de Ebû Süfyan’ın geldiğini haber alınca ne gibi tedbir alınacağı konusunda Ensarla müşâvere etmiş, Bedir esirleri konusunda, Uhud ve Hendek Gazvelerinde, Hudeybiye’de, Tâif seferinde, İfk hâdisesinde, ezan konusunda olduğu gibi birçok mevzûda ashâbıyla istişâre etmiştir.
c) İslâm’daki istişâre sistemi, azınlıkların değil; çoğunluğun görüşünün alınmasını gerektirdiği gibi; aynı zamanda, halkın ve danışılanların çoğunluğunun görüşünün tercih edilmesini gerektirir. Parmak hesâbıyla çoğunluk hangi görüşü savunuyorsa, o görüşün tatbik mecbûriyeti vardır.
d) Hakkında açık bir hüküm bulunan dinin temel emir ve yasaklarının uygulanıp uygulanmamasıyla ilgili istişâre olmaz. İstişâre, bir nevi ictihad demektir. Konusunu ise Kur’an ve Sünnetin açıkça beyan etmediği konular teşkil eder.
- 1210 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
496- Lügat anlamı; belli bir zaman parçası ve bu parçanın sonu, vakit ve son demek olan; terim olarak, insanın veya herhangi bir canlının, kendisine tâyin edilen ömür ve ömrün son bulması anlamına gelen Kur’an kavramı, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Ölüm b) Mevt c) Ömür d) Ecel
497- Ma’rûf ve münkerin tanımıyla ilgili, aşağıdakilerden hangisi tam doğrudur?
a) Kur’ân-ı Kerim’de açık olarak emredilen farzlara ma’rûf; Kur’an’da açık olarak yasaklanan haramlara da münker denilir.
b) İnsanların ve özellikle yöneticilerin emrettiklerine ma’rûf; yasaklayıp men ettiklerine de münker denir.
c) Şeriatın emrettiği, Kur’an ve Sünnete uygun düşen güzel şeylere ma’rûf; Allah’ın râzı olmadığı, günah ve çirkin şeylere de münker denir.
d) Toplumda iyi görülen ve kitaplarda iyi ve güzel olduğu bildirilen her şeye ma’rûf; kötü ve çirkin görülen her şeye de münker denir.
498- Tevekkül kavramına mesnet olan ve Allah’ın, kendisine dayanılıp güvenilmesi gereken tek zât olduğunu belirten esmâü’l-hüsnâsından olan ismi, seçeneklerden hangisidir?
a) el-Azîz b) el-Vekîl c) er-Razzâk d) er-Rahmân
499- Aşağıdaki seçeneklerden hangisi, gâlibiyet kavramına anlam yönüyle yakın Kur’ânî terimlerden değildir?
a) Azim ve tevekkül
b) İzzet ve tevfîk
c) Zafer ve nusret
d) Felâh ve nasr
500- Gâlibiyet kavramıyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Allah Teâlâ, mü’minleri gâlip getireceğine dâir söz vermiştir.
b) Allah’ın yardımını bekleyenler, Allah’ın dinine yardım etmelidir.
c) Gâlibiyet, zafer ve başarı, çok ile değil; Hak ile birlikte olmakla mümkündür.
d) Allah, mü’minlere dünyada asla mağlûbiyet vermeyecektir. Gâlip gelemeyen mü’minler gerçek mü’min olmadıklarından mağlûp olmaktadırlar.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1211 -
501- Ahzâb Sûresi, 21. âyetinde “Rasûlullah’ta sizin için çok güzel örnekler vardır” deniliyor ve bazı özellikler sayılarak bu vasıftaki kişiler için örnek olduğu vurgulanıyor. Sayılan bu özelliklerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Allah’a kavuşmayı umanlar
b) Âhiret güne kavuşmayı umanlar
c) Namaz kılanlar
d) Allah’ı çok zikredenler
502- İstihâre konusuyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Hakkında açık bir hüküm bulunan dinin emir ve yasaklarının yapılıp yapılmamasıyla ilgili istihâre olmaz.
b) İstihâre, ef’âl-i mükellefînden mubah alanına giren ve kişinin kendisi veya yakınlarıyla ilgili önemli gördüğü hususlarda yapılır.
c) İstihâre, istişâreden önce yapılır. İstihârenin hayırlı veya şerli çıkmasına göre istişâre yapılır.
d) Peygamebrimiz (s.a.s.)’in tavsiye ettiği sünnet veya mendup kabul edilen istihârede uykuya yatmak, rüyada yeşil veya siyah görmek diye bir şey yoktur.
503- Sözlükte “ısrarla istemek, kasdetmek, karar vermek, irâde, sabır” gibi anlamlara gelen; Kur’an’da ve terim anlamı olarak “iyilikte sebat, kararlılık” ve “kesin karar vermek” mânâlarına gelen Kur’an kavramı, seçeneklerden hangisidir?
a) Tevekkül b) Sabır c) Nusret d) Azm
504- Kelime anlamı; insanın yenilmesine engel olan şey demek olan; üstünlük, şeref, haysiyet, kuvvet ve güç sahibi olmasını ifâde eden; kişinin alçaklıktan uzak değerini, şerefinin yüceliğini ve gâlibiyetini içeren kavram, seçeneklerden hangisidir?
a) Ensâr b) İzzet c) Mekr d) Şeref
- 1212 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
505- Cimrilik ve cömertlikle ilgili aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?
a) Türkçe'deki cömertlik kelimesinin Arapça'daki karşılığı "kerem" kavramıdır. Kerem; İyilik, cömertlik, şeref ve bağış demektir. Türkçe'ye de girmiş olan "ikrâm" kelimesi bu kökten gelir. İyi huylu, cömert ve insanlar arasında şeref ve îtibarı olan kimseye de "kerîm" denir.
b) İslâm'da mü'minler zorunlu olarak; bakımından sorumlu olan kimselerin nafakalarını temin ederek, malının zekâtını vererek cömertliğe adım atmak zorundadırlar.
c) Şeytan ve nefis, insana cimriliği emreder ve insanı fakirlikle korkutur.
d) İslâm, cömertlikte sınır tanımaz; cömertlik din açısından iyi olduğu için, fazlası daha iyi olur. Kur'an, cömertlikte insan ne kadar ileri giderse onu o kadar çok över.
506- İslâm ülkesinin sınırlarında Allah için nöbet tutan, iç ve dış düşmanlara karşı hazırlıklı olan kimseye ne denilir?
a) Murâbıt b) Mücâhid c) Cündullah d) Ceyşullah
507- Emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l-münker konusunda aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?
a) Emr-i bi’l ma’rûf, muhâtapları kurtarmasa bile, yerine getireni kurtarır.
b) İlim, başkalarına aktarmak için değil; öncelikle yaşamak için öğrenilmelidir.
c) Başkasına iyiliği emredip kendisini unutmak, Kur’an’a göre akıllılık değildir.
d) İnsan, kendi işlediği bir münkeri başkalarına yasaklamamalı veya kendi terk ettiği bir ma’rûfu başkalarına emretmemelidir.
508- Sonradan yozlaştırılıp rüyâ falına dönüştürülen; aslında hayır dileme, yapmak istenilen bir şeyin kendisi hakkında hayırlı olup olmadığını anlamak için iki rekât namaz kılıp Allah’a duâ etmek demek olan ve Peygamberimiz’in ashâbına ısrarla tavsiye ettiği şeye ne ad verilir?
a) İstihâre b) İstişâre c) İstiâre d) İstikare
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1213 -
509- Ecelle ilgili olarak verilen aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?
a) Ecel değişmez. Allah Teâlâ, insanın ne zaman doğacağını ve ne zaman öleceğini ezelî ve kuşatıcı ilmiyle kesin olarak bildiği için ömrün uzaması, ya da kısalması, yani ecelin öne alınması veya ertelenmesi mümkün değildir.
b) İnsan bireylerinin eceli, yani Allah tarafından belirlenmiş ömürleri olduğu gibi; ümmetlerin, toplumların da bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman ne bir an geciktirilir, ne de bir an öne alınır.
c) Azrâil ismi Kur'ân-ı Kerim'de ölüm meleğinin ismi olarak açık şekilde ifâde edilir. O yüzden ölüm meleğinin Azrâil'den başkası olduğunu iddiâ etmek küfür sayılır.
d) Hayat veren ve öldüren, ölümü yaratıp takdir eden Allah’tır. Cenâb-ı Hakk'ın iki özelliği, esmâü'l-hüsnâdan "el-Muhyî" ve "el-Mümît" isimleriyle ifâde edilir.
510- İp, bağ, sağlam yapı, kervansaray, ülke sınırı, sınırda nöbet beklemek anlamına gelen, cihad ve gazâ ile ilgili bir terim olarak; sınır boylarında, düşman saldırısına uğrayabilecek yerlerde yapılmış, etrafı geniş surlarla çevrili, nöbetçilerin, muhâfızların ve bazı cephânenin kalması için yapılmış bir çeşit hudut karakoluna verilen ad, seçeneklerden hangisidir?
a) Murâbata b) Ribat c) Râbıta d) Murâbıt
511- Birlik, teklik, bir ve tek olma, parçalar arasındaki âhenkten doğan bütünlüğe İslâmî bir kavram olarak ne ad verilir?
a) İttifak b) Vahdet c) Müşâvere d) Tevhid
512- Allah Teâlâ, Kur'an'da; müslümanlar için "Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz" demektedir. En hayırlı ümmet ya da toplum olmanın özelliklerini de Kur'an-ı Kerim açıklar. Aşağıdakilerden hangisi, bu özelliklerden biri değildir?
a) Marûfu/iyiliği emretmek
b) Münkerden/kötülüklerden sakındırmak
c) Allah'a iman etmek
d) Cömert olmak
513- Kur'ân-ı Kerim'in bildirdiğine göre Peygamberimiz, etrafında toplanmış bulunan insanlara yumuşak davranmayıp sert ve katı davranmış olsaydı ne olurdu?
a) Münâfıklar yüz bulamazlardı
b) İnsanlar etrafından dağılır giderlerdi
c) Disiplin daha iyi sağlanmış olurdu
d) İnsanlar daha sıkı ve bağlılıkla kenetlenirdi
- 1214 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
514- Kur'an'dan yola çıkılarak; İslâmî devletin temel ilkelerinden biri olan ve müslüman yöneticilerin, yönetilenlerin fikir ve düşüncelerine danışmasına ne denilir?
a) Şûrâ/istişâre
b) Bey'at/biat
c) Cumhuriyet/demokrasi
d) Seçim/referandum
515- Vahdetle ilgili âyet-i kerîmede hep birlikte neye yapışmamız emredilir?
a) Allah'ın ipine, yani İslâm'a, Kur'an'a
b) Allah'ın hükmüne, yani Kur'an ve Sünnete
c) Allah'ın Peygamberine, yani Müslüman devlet başkanı ve emîrlere
d) Allah'ın rızâsı için vahdete, yani birlik ve bütünlüğe
516- Katılığın ve kabalığın zıddı olan; yumuşaklık ve zariflik anlamına gelen Arapça kelime/kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Kibar b) Ribat c) Mekr d) Leyn
517- Harcanması gereken malı sarfetmekten kaçınmaya, para ve malı çok sevdiğinden dolayı, başkasına bir şey vermekten çekinmeye Kur'ânî kavram olarak ne denilir?
a) Buhl b) İsrâf c) Bezl d) Nahl
518- Âl-i İmrân Sûresinin son âyetinde geçen “râbitû” kelimesinin anlamı olarak aşağıdaki seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Ribat yapın, savaşa hazırlıklı olun
b) Birbirinize bağlanın, kenetlenin, irtibatlı olun
c) Bir şeyhe bağlanarak ona râbıta yapın
d) Cihad için hazırlanın ve uyanık bulunun
519- Vahdetle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) "Vahdet" kelimesi "tevhid" ile aynı kökü paylaştığından, ikisi arasında kopmaz bir bağ vardır.
b) Tevhid birlemek; vahdet de birleşmek demektir. Allah'ı birleyen muvahhid kimse, tevhide iman etmeyenlerle birleşemez.
c) Vahdet anlayış ve ahlâkından mahrum insan, gerçek muvahhid olamaz.
d) İslâm, bütün müslümanların her konuda tek bir görüş etrafında birleşmelerini ve hiçbir konuda en küçük fikir ayrılığına gitmemelerini kesin bir şekilde emreder.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1215 -
520- Yumuşak huyluluk, yumuşak karakterlilik, sâkin tabiatlılık, nefse hâkim olma haline, insanın kendisini ve öfkesini kontrol altına alıp öfke ânında nefsine hâkim olmasına Kur'ânî kavram olarak ne ad verilir?
a) Hıl(i)m b) Murâbata c) halâvet d) İhsân
521- İçinde geçen "Onların işleri aralarında danışma iledir" âyetinden dolayı danışma anlamına gelen bir ad verilen sûrenin ismi nedir?
a) İstişâre b) Şûrâ c) Meşveret d) Müşâvere
522- Allah Teâlâ, hangi peygamber(ler)i kim(ler)e gönderirken yumuşak davranmayı emretmişti?
a) Hz. Muhammed'i (s.a.s.) Ebû Cehil ve Ebû Süfyan'a
b) İsa'yı (a.s.) yahûdilere
c) Mûsâ ve Hârun'u (a.s.) Firavun'a
d) İbrâhim'i (a.s.) Nemrut'a
523- Lügat anlamı, arı kovanından bal almak olan; "herhangi bir konuda doğruya ulaşmak veya yaklaşmak için başkalarının görüşüne başvurmaya Kur'ânî kavram olarak ne ad verilir?
a) İstişâre b) İstihâre c) İstiâre d) İstifâde
524- İsyanlarına rağmen, âsîleri, cezâlandırmada aceleci olmayan, gazabı kendisine gâlip gelmediği gibi, sapıkların düşüncesizlikleri ve âsîlerin isyanları kendisini öfkelendirmeyen, teennî ve af sahibi anlamına gelen Allah'ın güzel isimlerin biri olan kelime, hangisidir?
a) el-Kerîm b) el-Halîm c) er-Raûf d) el-Afüvv
525- Münâfıkun Sûresinin 8. âyetinde “izzet”in (onur, şeref; yenilgiye uğramayı ve aşağılanmayı önleyen güç, saygın konum) kime âit olduğu vurgulanır?
a) Yalnızca Allah’ın
b) Allah ve Rasûlünün
c) Allah, Rasûlullah ve sahâbîlerin
d) Allah, O’nun Rasûlü ve mü’minlerin
- 1216 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
526- “Bey’at sonucu mü’minler adına tasarruf (yönetme) yetkisine sahip olan ve Allah’ın indirdiği hükümlerin adâlet ve istişâre ile uygulanmasını sağlayan ve Kur’an’ın itaat edilmesini emrettiği müslümanların müslüman liderine ne ad verilir?
a) Âmir b) Emîr c) Ülü’l-Emr d) Vekil
527- “Fetih” kavramı, Kur’ân-ı Kerim’de farklı anlamlarda kullanılır. Aşağıdakilerden hangisi Kur’an’daki fetih kelimesinin anlamlarından biri değildir?
a) İlâhî yardım ve bereket gönderme
b) Zafer, kâfirlere yıkım ve İlâhî azap gönderme
c) Bilgilendirme, karar/yargı bildirme
d) Bir şehir veya ülkenin Arapların ya da Türklerin eline geçmesi
528- Sûfîler Kur’ân-ı Kerim’de insan nefsinin farklı özelliklerinden bahseden âyetleri değişik biçimde yorumlayarak nefsin altı mertebesi olduğunu ileri sürmüşler ve kendilerinden de yedincisi diye “nefs-i kâmile”yi ilâve ederek yedi mertebeye çıkarmışlardır. Aşağıdakilerden hangi grup, nefsin mertebeleri denilen bu merhalelerden değildir?
a) nefs-i emmâre, nefs-i levvâme
b) nefs-i mülheme, nefs-i mutmainne
c) nefs-i fâtiha, nefs-i câize
d) nefs-i râdıye, nefs-i mardıye
529- Kur'ân-ı Kerim'e göre en zararlı ve en kârlı ticâret nedir?
a) İçki gibi haram malı alıp satmak; ğanîmet
b) Allah'ın âyetlerini satmak; cihad ve infak
c) Maldaki kusuru gizleyip hile yapmak; alnının teri ve elinin emeğiyle geçinmek
d) Mal sevgisiyle kâr ettiği halde zekât vermemek; besmele ile helâl alış-veriş yapmak
530- Lügatta “kalkmak, dikilmek, ayaklanmak, doğrulmak ve dirilmek” anlamına gelen, terim olarak İslâm inancında, evrenin düzeninin bozulması, her şeyin altüst olarak yok olması ile ölen tüm insanların yeniden dirilerek ayağa kalması olayını dile getiren Kur’ânî kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) kıyâmet b) âhiret c) mahşer d) ba’su ba’de’l-mevt
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1217 -
531- Zinâ kavramıyla ilgili aşağıdaki ifâdelerden hangisi yanlıştır?
a) Zinâ, bir erkeğin bir kadınla nikâhsız veya haksız olarak cinsel temasta bulunmasıdır.
b) Hıristiyanlıkta zinâ suç sayılmaz. Yahûdiler için ise, kendilerinden başkası ile zinâ suç sayılmaz.
c) Evli câriyenin zinâ cezâsı, hür bir kadının zinâ cezasının yarısıdır.
d) Zinâ eden erkeğe zâni, kadına da zâniye, her ikisine ve yaptıkları fiile de fâhişe denir.
532- Çocuğun ana-baba üzerinde hakları, yani ana)babanın görevleri konusunda, aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) İmanla birlikte ibâdet şuuru
b) Güzel isim, iyi terbiye
c) Çocuklarına hayatları boyunca yetecek kadar miras bırakmak
d) Çocuklar arası eşit muâmele ve onları evlendirme
533- Kur’an’daki ülü’l-emr kavramından ve Allah’a isyan edene itaat konusuna açıklık getiren âyet ve hadislerden yola çıkarak, zâlim ve fâsığın emir sahipliği/yöneticiliği konusunda, mürcie adlı sapık grubun dışında tüm İslâm âlimlerinin görüşü olarak, aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Zâlim ve fâsık yönetici, gayr-ı meşrûdur; ümmet, -eğer imkânı varsa onu hemen alaşağı eder.
b) Zâlim ve fâsık yönetici, mekruh görülmekle birlikte, yöneticiliği câizdir/geçerlidir.
c) Zâlim ve fâsık yönetici, "ülü’l-emr" olduğu için kendisine itaat gerekir, isyan edilmez.
d) Özellikle günümüzde bu vasıflara sahip olmayan imam/yönetici bulunamayacağından, mecbûren ve fiilî durum olarak kabul edilir.
534- Helâl ve câiz olan alış-verişlerde müslümanların dikkat etmesi gereken bazı hususlar vardır. Aşağıdakilerden hangisi bunlardan biri değildir?
a) Çalıntı olan bir malı satmamak veya bile bile satın almamak
b) İhtikârdan (karaborsa) kaçınmak, malı değerinin çok üstünde satmamak
c) Ölçü ve tartının doğru olması ve alış-verişe yalan, yemin veya hilenin karıştırılmaması
d) Her alış-verişte pazarlık yapmak ve akit bitince musâfaha yapmak
- 1218 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
535- Bir kimsenin zinâ suçundan cezâlandırılması için gereken şartlar konusunda aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Suçlu, kendi özgür ifâdesiyle yetkili makamlar önünde zinâ suçunu itiraf etmelidir.
b) Evli bir kadına kendi kocası, evli olmayan bir kadına da kendi öz babası tarafından zinâ isnâd edilmesi.
c) En az dört kişi tarafından bilfiil çok net olarak bu çirkin işi görüp şikâyeti ve sonuna kadar bunda ısrarı.
d) Allah'ın indirdiği bütün hükümlerle hükmeden İslâm Devletinin (Dâru'l-İslâm'ın) varlığı ve bu suçun böyle bir ülkede yapılmış olması.
536- Karı-koca arasındaki ilişkide haram olanlar konusunda aşağıdaki ifâdelerden hangisi yanlıştır?
a) Hayız ve loğusalık hallerinde birleşme
b) Kadınlara anüslerinden yaklaşma
c) Gündüz birleşme
d) Çocuk düşürmek ve kürtaj (çocuk aldırmak)
537- Lügat olarak; insanların toplandığı yer demek olan, terim olarak; ikinci sûr’a üflendikten sonra insanların hepsinin diriltilerek kabirlerinden kalkıp muhâkeme edilmeleri için toplandıkları yer, Kur’an kavramı olarak ne ad alır?
a) mahşer b) ba’s c) neşr d) mîzan
538- Kapitalizm ve diğer maddeci görüşlerden farklı olarak İslâm, her mesleği, her iş ve ticareti meşrû görmez. İslâm’ın yasakladığı alanlarda ve haram kıldığı işlerde olmamak kaydıyla meşrû ticâret helâldir. Meşrû bir alış-veriş için üç ana tedbir ve prensip üzerinde durur. Aşağıdakilerden hangisi bunlardan biri değildir?
a) Alan ve satanın karşılıklı rızâsı
b) Herkese aynı fiyattan satmak, farklı fiyat söylememek
c) İyi niyet ve dürüstlük
d) Menfaat temin ederken başkalarını zarara sokmamak
539- Kur’ân-ı Kerim’de nefsin olumsuz yönü “nefs-i emmâre” ifâdesiyle değil; başka bir kelime ile belirtilir. Lügat anlamı olarak; boş, sonuçsuz, değersiz gibi anlamlara gelen, terim olarak da; bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyarak arzularını tatmin için Şeriatın dışındaki şeylere meyletmesi anlamına gelen bu kavram nedir?
a) Fısk b) Nefs-i Levvâme c) Fesat d) Hevâ
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1219 -
540- Nisâ Sûresi 34. âyetinde açıklandığı şekilde, kadınlardan itaatsizlik edenlere veya iffetli davranmayanlara karşı sırasına göre nasıl bir yaptırım uygulanır?
a) Yataklarında yalnız bırakılır, incitmeden hafifçe dövülür, kendilerine öğüt verilir.
b) Kendilerine öğüt verilir, yataklarında yalnız bırakılır, incitmeden hafifçe dövülürler.
c) Kendilerine öğüt verilir, incitmeden hafifçe dövülürler, yataklarında yalnız bırakılırlar.
d) Kadınlar hangi suçu işlerse işlesinler, kendilerine hiçbir yaptırım uygulanmaz.
541- Aşağıdakilerden hangisi, hadis rivâyetlerinden yola çıkılarak klasik müslüman bilginlerince kıyâmetin büyük alâmeti olarak sayılanlardan biri değildir?
a) Deccâl'ın ortaya çıkması, Duhânın çıkması, Dâbbetu'l-Arzın çıkışı
b) Güneşin batıdan doğması, Hz. İsa'nın inmesi, Ye'cûc ve Me'cûcun çıkışı
c) Gök taşlarının (meteor) düşmesi, zinâ ve binâların çoğalması, çok yüksek binâların inşâ edilmesi
d) Doğuda, batıda ve Arap yarımadasında olmak üzere üç bölgede yer çöküntülülerinin meydana gelmesi, Yemen'den çıkacak olan büyük bir ateşin insanları önüne katarak sürmesi
542- Kur'ân-ı Kerim’de (9/Tevbe sûresi, 12. âyete göre) insanları ateşe çağıran küfür imamlarına (kâfirlerin liderlerine/önderlerine) karşı müslümanların nasıl davranmaları emredilmektedir?
a) Onlarla savaşmak, dinimize saldırırlarsa onları öldürmeye çalışmak.
b) Onlara emr-i bi'l-ma'rûf ve nehy-i ani'l-münker yapmak.
c) Onlara tekrar tekrar dâvet ulaştırmak ve nasihat etmek.
d) Onları sevmemek ve onlarla beraber olmamak.
543- Lügat anlamı “açma, yol gösterme, hüküm verme, gâlibiyet ve zafere ulaştırma” olan, terim olarak İslâm’da meşrû görülen savaşlar hakkında cihad kavramına benzer şekilde, müslümanların ülke veya şehirleri i’lâ-yı kelimetullah amacıyla İslâm’a açmaları, İslâm devleti idaresine almaları anlamına gelen Kur’ânî kavram nedir?
a) zafer b) cihad c) sefer d) fetih
- 1220 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
544- Kur'ân-ı Kerim'deki kullanım açısından fuhuş ve fâhişe kavramı konusunda aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Fuhuş, Kur'an'da sadece zinâ anlamında kullanılır. Fâhişe de zinâ yapan kadına denir.
b) Fuhuş, her türlü çirkin davranış, ahlâksızlık ve günah için kullanılır. Fâhişe de erkek ve kadın açısından cinsel suçları da kapsayan her çeşit günahı, ahlâksızlığı ifâde eder.
c) Davranışlarda olduğu gibi sözde de fuhuş olur. Her çeşit sınırı aşan söz ve eyleme fuhuş denir.
d) Allah'ın, yapılmasını ve söylemesini yasakladığı her şey fuhuş, bunları yapan erkek ve kadına da fâhiş ve fâhişe denir.
545- Kadınların dövülmesi konusunda aşağıdakilerden hangisi doğru değildir?
a) Peygamberimiz zaman zaman hanımlarını dövmüştür, ama fazla acı vermemeye özen göstermiştir.
b) Kadınlar basit konular yüzünden değil, ancak ciddi serkeşlik ve itaatsizlik gibi meşrû bir sebeple dövülebilir.
c) Dövme, en son çaredir. Kur'an'da belirtilen ilk iki ceza ve çözüm yolu fayda etmeyince ancak başvurulabilir.
d) Dövmenin usûlü de, miktarı da belirtilmiş, yüze vurulmaması ve çok acı verici olmaması istenmiştir.
546- Muhâcir ve Ensârın ileri gelenlerinden oluşan ashâbın bile anlamadığı ve zor kabullendiği bir olay, Kur’an tarafından apaçık bir fetih (zafer) olarak tanımlanır. Çok geçmeden bunun böyle olduğu herkes tarafından anlaşılan bu siyasî ve sosyal zafer nedir?
a) Mekke’nin Fethi b) Hayber’in Fethi
c) Hudeybiye Antlaşması d) Mûte Savaşı
547- Buhârî’nin rivâyet ettiği meşhur bir hadis-i şerife göre “kaybolduğu zaman, -yani işler ehil olmayanlara verildiği zaman- kıyâmeti beklememiz gerektiği”, yani o olmayınca toplumsal kıyâmet gibi sosyal bozukluğun olacağına dikkat çekilen şey nedir?
a) Cihad b) Emânet c) Sünnet d) Kur’an
548- Bilindiği gibi Kur'ân-ı Kerim, âilede kocanın eşi üzerinde "kavvâm" olduğunu belirtir. Aşağıdakilerden hangisi "kavvâm" kelimesinin anlamlarından biri değildir?
a) Aile reisliği
b) Bir şeyi hakkıyla yerine getirip ayakta tutmak
c) Koruyup gözetici ve yönetici
d) Faziletli ve üstün olma
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1221 -
549- Lügat anlamı "emir sahipleri" demek olan "ülü'l-emr", bilindiği gibi Nisâ sûresinin 59. âyetinde müslümanlardan olması ve Allah ve Rasûlüne itaat etmesi şartıyla kendisine itaat edilmesi gereken bir otoritedir. Ashâb, tâbiûn ve müfessirler ülü'l-emr kavramıyla kimin kastedildiği konusunda farklı şeyler ileri sürmüşlerdir. Aşağıdakilerden hangisi bunlardan değildir? Yani, itaat edilmesi Kur'an'la emrolunan ülü'l-emr tanımı içine girmez?
a) İmamlar, fâzıl ve âdil fakîhler, şer'î hükümlerle ilgili fetvâ veren müctehidler
b) Hangi inanca sahip ve hangi hükümlerle hükmederse etsin müslümanların başındaki idareciler
c) Râşid halifeler veya müslümanların başındaki müslüman ordu komutanları
d) Ehl-i hall ve'l-akd denilen müctehid bilginlerinin icmâları
550- İslâm'a göre alış-verişin helâl olması için bazı şartlar vardır. Aşağıdakilerden hangisi bu şartlardan biri değildir?
a) Ticareti yapılan mal, kıymetli ve dinen kullanılması ya da yenilmesi helâl olan cinsten olmalıdır.
b) Malın özellikleri belirli olmalı, gizli bir kusuru bulunmamalıdır.
c) Satılan mal mevcut olmalı, mal ve bedel belirli olmalıdır.
d) Malın alım-satımı açıkta olmalı, bu en az iki erkek şâhit huzurunda yapılmalıdır.
551- Eşlerin aralarının açılmasından ve evliliğin sona ermesinden korkulursa Kur'ân-ı Kerim nasıl bir çözüm aramayı tavsiye eder?
a) Derhal boşanmaları gerekir, bir arada kalmalarında fayda beklenmemelidir.
b) İki tarafın yakınlarından birer hakem getirip, problemleri gidermek gerekir.
c) Evliliklerini devam ettirme kararı alıncaya kadar kadını ve erkeği hapsetmek gerekir.
d) Karı-koca arasına girilmez. Daha fazla zarar ve hoşnutsuzluk getirir.
552- Aşağıdakilerden hangisi "kıyâmet"in Kur'an'da zikredilen diğer isimlerinden biri değildir?
a) es-Sâatu b) el-Yevmu'l-Hısâb
c) el-Yevmu'l-Ûlâ d) el-Yevmu'l-Âhır
- 1222 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
553- Bilindiği gibi Kur'ân-ı Kerim'de nefs kavramı birçok değişik anlamda kullanılmıştır. Aşağıdakilerden hangisi bu anlamlardan biri değildir?
a) Allah hakkında kullanıldığı gibi, sahte ilâhlar/tanrılar hakkında da kullanılır.
b) Ruh, özellikle insan rûhu, kalp, gönül, iç dünya anlamında.
c) İnsan bedeni, bedenle birlikte ruh veya kötülüğü emredici anlamında.
d) Öldürülmesi, yok edilmesi gereken kötülük odağı ve içteki şeytan ve tâğut anlamında.
554- Evli olan bir câriye, evlendikten sonra zinâ yapmış olur ise, onlara verilecek ceza nedir?
a) İdam edilerek cezalandırılır
b) Ömür boyu hapis cezası uygulanır
c) Genelevlerine konarak cezalandırılır
d) Hür kadınlara uygulanan cezanın yarısı verilir
555- Ticârette kâr sınırı konusunda aşağıdaki ifâdelerden hangisi doğrudur?
a) İslâm, ticârette belirli bir kâr oranı koymamış, yalnız bu kârın fâhiş/aşırı olmamasını şart koşmuştur.
b) Perakende mallarda net kâr % 20'nin üzerinde olmamalıdır.
c) Toptan mallarda kâr oranı % 5'in üzerinde olmamalıdır.
d) Bozulma ve çürüme ihtimali olan mallarda % 50'nin üzerinde olmamalıdır.
556- Arapça’da daha önceleri, bir şeyin özünü, kendisini belirten zamir olarak kullanıldığı halde, sonradan bu anlama ilâve olarak yirmiyi aşkın mânâyı dile getirecek biçimde kullanılmaya başlanan, “ruh, can, kan, benlik, kalp, iç, cevher, kimse, büyüklük, yücelik, irâde gibi anlamlarda kullanılan ve Kur’an’da da zamir biçiminden başka, daha çok ruh ve can anlamlarında kullanılan, tasavvufun etkisiyle halk arasında, öldürülüp yok edilmesi gereken kötülüğün kaynağı şeklinde anlam kayması geçiren kelime, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Kalp b) Nefis c) Can d) Ruh
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1223 -
557- Hadis-i şeriflerde hiçbir kimsenin el emeğinden daha hayırlı yiyecek yemediği belirtilir ve dilenmek yasaklanır. Bir hadis-i şerifte halktan istemenin, yani dilenciliğin ancak üç özellikten birine sahip olanlar için câiz ve helâl olabileceği belirtilmiştir. Aşağıdakilerden hangisi bu üç özellikten biri değildir?
a) Altmış yaşını geçen yaşlı kimse, evlâtları da yoksa dilenip halktan isteyebilir.
b) Bir angarya yüklenen kimse ki, o verdiğini almak maksadıyla ister; alınca da istemez.
c) Mal varlığı bir felâkete uğrayan kimse ki, geçimini sağlayacak kadar ve o süre içinde istemesi helâldir.
d) Çevresinden aklı başında en az üç kişinin o kişi hakkında "yoksul düştü" diyeceği kadar fakirleşen kimse; bu da geçimini temin edinceye kadar isteyebilir.
558- Kur'ân-ı Kerim'in kıyâmet konusunda vurguladığı esaslar konusunda, aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Kıyâmetin zamanını Allah'tan başka kimsenin bilemeyeceği
b) Kıyâmet alâmetlerinin belirdiği ifâde edilir, ama bunlar hakkında bilgi verilmez
c) Kıyâmetin yaklaştığı, zamanının yakın olduğu ve ansızın geleceği
d) Her insanın ölümünün kendisi için kıyâmet olduğundan, tek bir kıyâmet değil, birçok kıyâmetlerin olduğu
559- Bilindiği gibi İslâm, insanları zinâ suçuna düşmekten kurtarmak için yalnızca cezâya başvurmamıştır. Geniş ölçüde yapıcı, düzeltici ve önleyici tedbirler de almış, cezâyı en son çare olarak görmüştür. Aşağıdakilerden hangisi, bu konuda dinimizin aldığı tedbirlerden biri değildir?
a) İslâm, her şeyden haberdar Allah korkusunu gönüllere yerleştirir ve her şeyin âhirette hesâbının sorulacağı bir şuur verir.
b) Bir müslüman, hangi toplumda yaşarsa yaşasın, yaşadığı toplumun ahlâkî ve siyasî durumu ne olursa olsun, zinâ suçunu işlerse, bu çirkin suçun büyüklüğünden dolayı İslâm, sert cezâları (yüz sopa veya recm) emretmiştir.
c) Evliliği tüm gençlere ve evli olmayan her yetişkin insana tavsiye etmekle kalmamış, evlilik için her türlü kolaylığı da getirmiştir. Zinâya giden tüm yolları kapatmıştır.
d) Tek kadınla yetinemeyenler için dört kadına kadar evlenme ruhsatı vermiştir. Güzelce geçinemeyen eşlere boşanma için gerekli kolaylık ve imkânları tanımıştır. Kadının toplumda dişiliğiyle değil, kişiliğiyle bulunmasını emrederek tesettür ve gözleri sakınmayı hükme bağlamıştır.
- 1224 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
560- Sözlükte, “insanı bir ırmağa, su içilecek bir kaynağa ulaştıran yol” anlamına gelen; dinî ıstılahta ise, “İlâhî emir ve yasaklar toplamı demek olan, âyet, hadis ve icmâya dayanan İlâhî kanun, din ve dinin amele ilişkin hükümlerinin tamamı”na verilen ad nedir?
a) Muâmelât b) Hüküm c) Şeriat d) İbâdet
561- İsraf kavramını Kur’ân-ı Kerim iki anlamda kullanır. Bunlardan biri, halk arasında israf denilince hemen akla gelen “savurganlık”tır. Unutulan ikinci anlam nedir?
a) Allah’ın koyduğu haddi (sınırı), ölçüyü aşıp çiğnemek, aşırı gitmek
b) Allah’ın hüküm koyduğu haramları helâl, helâlleri haram kabul etmek
c) Allah’a eş ve benzer isnâd etmek, endâd (benzer ve misiller) kabul etmek
d) Allah’ın sıfatlarından bazısını başkalarına vererek bir kimseyi aşırı yüceltmek
562- Kişinin Allah’ın dışında hayatının amacı kıldığı maddî-mânevî şeylere ne denir?
a) Tâğut b) Küfür c) İsyan d) Put
563- “Helâk” kavramıyla aynı kökten türeyen tehlüke (tehlike), helâke sebep olan, helâke/ölüme götüren şey demektir. Kur’ân-ı Kerim’de: “… Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın…” (2/Bakara, buyurulmaktadır. Bu âyetin nüzul sebebini açıklayan Ebû Eyyûb el-Ensârî’nin izah ettiği şekilde, Kur’an’ın esas tehlike olarak kabul ettiği şeyler hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Cihadın mal ve canla tüm şûbelerini hayata geçirmede gayret sarfetmemek
b) Allah yolunda fedâkârlık yapmamak, infak görevini hakkıyla yerine getirmemek
c) Cimrilik yapmak gibi Allah’ın yasaklarından kaçmamak, Allah’a teslim olup itaate yönelmemek
d) Düşman saflarına hücum edip ölümün büyük ihtimal olduğu bir ortama korkusuzca atılmak
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1225 -
564- İslâm’a göre, hırsızlık cezâsı olarak had uygulanması (elin kesilmesi) için birçok şartın yerine gelmiş olması gerekir. Aşağıdakilerden hangisi bu şartlardan biri değildir?
a) Hırsızın âkıl-bâliğ olması; yani, bülûğa ermemiş çocuklarla, akıl hastalarına hırsızlık had cezâsı uygulanmaz. Çalınan malın nisap miktarında olması; yani en az iki kurbanlık koyun kıymetinde bulunması.
b) Çalan kimsenin hırsızlığını ikrar etmiş olması; yani hırsızlığı ikrar (itiraf) eden kimse, mal sahibi “malımı bu kimse çalmadı” dese, ya da ikrar eden kişi sonradan ikrarından vazgeçse de, çaldığı malı mahkemeye başvurulmadan önce sahibine geri verse de hırsızlık yaptığını kabul ve itiraf (ikrar) eden kimseye had cezâsı uygulanır.
c) Çalınan şeyin koruma altında olması, biriktirmeye elverişli olup çabuk bozulan şeylerden olmaması gerekir. Çalınan malda hırsızın alma hakkının bulunmaması ve hırsızlığın dâru’l-adlde (dâru’l-İslâm’da) yapılması. Dâru’l- harp veya dâru’l-bağiyde yapılan hırsızlığa had cezâsı uygulanmaz.
d) Malın mütekavvim olması; yani insanların değer verdiği, tecâvüz yoluyla telef edildiğinde tazmini/ödetilmesi gereken ve İslâm hukukuna göre alım-satımı meşrû/câiz olan mal olması. Meselâ, şarap veya domuz çalana had cezâsı uygulanmaz.
565- Sözlükte bilgisizlik anlamına gelen; genellikle, İslâm’ın hâkim olmasından önceki hayatı içine alan ve İslâm’ın ortaya çıkmasından önceki küfür ve sapıklık hali için kullanıldığı halde aslında her dönem için geçerli olan; ıstılah olarak “Allah’ın indirdiği hükümleri ve bilgileri kabul etmeyip bunların yerine insanlar tarafından konulan hükümlere, düşüncelere ve düzenlere inanma ve yaşama”ya ne ad verilir?
a) Câhiliyye b) Küfür c) Şirk d) Fısk
566- Bilindiği gibi, İslâm âlimleri “tevessül”ü hüküm bakımından genellikle üçe ayırırlar: 1- Allah’ın güzel isimlerinden veya yüce sıfatlarından biriyle O’na tevessül veya duâ eden kişinin işlediği sâlih amelle tevessül şeklindeki “meşrû tevessül”, 2- “Peygamberimiz’in, Kâbe’nin hürmetine Allah’ım Senden şunu istiyorum” gibi sözler şeklinde “bid’at olan tevessül”, 3- Ölülerle, Allah’tan başka dirilerle ve hâl-i hazırda bulunmayanlarla yardım istemek şeklinde ortaya çıkan tevessül. Bu son şekildeki tevessülün hükmü nedir?
a) Mekruh b) Haram c) Şirk d) Bid’î
- 1226 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
567- Mâlum olduğu gibi, Kur’ân-ı Kerim’de mal ve mülkün Allah’ın olduğu belirtilir. Mal ve paranın esas sahibinin O olduğundan, insanların istifâdesi için Allah’ın nimet olarak ihsan ettiklerinin emânet olduğu anlayışıyla O’nun ölçülerine uyarak yararlanmaktan sorumluyuz. Mal ve paranın kullanılmasında cimrilik de israf da yasaklanmıştır. Dinî literatürde harcamada tavsiye edilen orta yola ne ad verilir?
a) Sırât-ı müstakîm b) Vasat c) Ekonomi d) İktisad
568- Enbiyâ sûresi 21. âyette ifâde edildiği üzere: “Yuh olsun size ve Allah’tan başka taptıklarınıza! Siz aklınızı kullanmaz mısınız?” diye putperestlerin yüzüne haykıran zât kimdir?
a) İbrâhim (a.s.) b) Mûsâ (a.s.)
c) Nûh (a.s.) d) Yâsir (r.a.)
569- Aşağıdakilerden hangisi helâk konusunda “sünnetullah” denilen Allah’ın toplumlarla ilgili değişmez kanunlarından biri değildir?
a) Bütün toplumlar elçiler aracılığıyla uyarılmıştır; kendilerine elçi gönderilmeyen toplumlar helâk edilmez.
b) Kâfir ve zâlim toplumlar hemen helâk edilmezler, ama çok uzun zaman da varlıklarını sürdürmezler.
c) Kâfir ve zâlim toplumları, belki iman ederler diye sıkıntıyla da bollukla da Allah imtihan eder; onlar inkâr ve isyandan vazgeçip iman ederse Allah affeder, helâk etmez.
d) Azap geldikten sonra da olsa kâfirlerin inanması fayda verir; gelen helâki gören insanlar isyandan vazgeçerse helâk durdurulur.
570- Bir sanat eserinden, bir kitaptan eserin ve yazarın adını belirtmeksizin birtakım parçalar alma, kendininmiş gibi sunma ya da eserin bütününü kendine mal etme işine ………. denir. Çalma hastalığı, hırsızlık müptelâsı olmaya ………. denir. Kur’ân-ı Kerim’de farklı bir hırsızlık çeşidinin “başkasının konuştuğunu gizlice dinleme” yani kulak hırsızlığı olduğu belirtilir; buna ………. denir.
a) Gülnihal, Kleptomani, Söz çalma
b) İntihal, Kleptomani, İstirâku’s-sem’a
c) Kleptomani, İntihal, Sirkatu’s-sem’
d) Sirkat, Çalmakolik, Kulak çalma
571- Sözlükte, saçmalamak, sözde ölçüyü kaçırmak, sürçme, mizah gibi anlamlara gelen, Türk tasavvuf edebiyatında ciddi bir düşünce veya duyguyu çoğunlukla da İslâm inançlarını ve şeriatın hükümlerini iğneleyici ve alaylı bir şekilde anlatan şiirlere (ve sözlere) ne ad verilir?
a) Münâcat b) Muammâ c) Şathiye d) Mersiye
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1227 -
572- Kur’ân-ı Kerim’de câhiliyye kelimesi dört âyette geçer ve her birinde câhiliyyenin temel dört görüş ve görünüşü açıklanır. Aşağıdakilerden hangisi bunlardan biri değildir?
a) Câhiliyyenin kendine has (İslâm’a zıt) inanç sistemi ve Allah hakkında (yanlış) zannı vardır.
b) Câhiliyyenin (İslâm’ın zıddına) bir ahlâk anlayışı, ahlâksızlığı, özellikle kadınların toplum içindeki kıyafet ve davranışlarıyla cinsel fitne unsuru olması sözkonusudur.
c) Câhiliyyenin (İslâm’ın zıddına) peygamber, melek, âhiret anlayışı ve kader inancı vardır.
d) Câhiliyyenin (İslâm’ın zıddına) hüküm, yönetim ve devlet anlayışı, yani câhiliyye hükmü/yönetimi vardır.
573- Sözlükte bir şeye istek ve arzu ile ulaşmak demek olan, kendisiyle bir maksada ulaşılan, yaklaşma sebebi ve bir şeye yaklaşmak için ona yakınlığından faydalanılan şey demek olan; kavram olarak ise Allah’a yaklaşmada kendisinden yararlanılan şey, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Vesile b) Kurbet c) Duâ d) İbâdet
574- Allah’ın emânet olarak verdiği ve nasıl kullanacağına bakarak insanları sınava tâbi tuttuğu malı ve parayı, canının istediği gibi sınır tanımadan harcayan israfçılara, saçıp savuranlara Kur’ân-ı Kerim hangi sıfatı uygun görür?
a) İblis’in askerleri
b) Şeytanın kardeşleri
c) Hizbu’ş-şeytan
d) Şeytanlaşan insanlar
575- Putlar, çeşit olarak çok fazla olmakla birlikte, genel olarak iki kısımda mütâlea edilebilir: 1- Herhangi bir şekil düşünmeksizin kafalara, gönüllere dikilen veya tâbî olunan (hayatın amacı kılınan, aşırı sevilen veya korkulan) modern putçuluk, 2- İnsan, hayvan, kuş veya bunların karışımı bir şeklin; ağaç, taş ve madenden yapılarak tapınılması biçiminde ortaya çıkan ilkel putçuluk. Bu ikinci tür putlara Kur’ânî kavram olarak hangi adlar verilir?
a) Küfür veya şirk
b) Endâd veya tâğut
c) Sanem veya vesen
d) Tapma veya tapınma
- 1228 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
576- Kur’ân-ı Kerim, ibret olması için bazı helâk edilen kavimlerden ve onların nasıl helâk edildiklerinden bahseder. Aşağıdakilerden hangisi bu konuda doğru değildir?
a) Nûh kavmi ile Firavun ve askerleri suda boğulmak sûretiyle helâk edilmişlerdir.
b) Lût (a.s.)’un sapık kavmi, homoseksüelliklerinin ve imansızlıklarının cezâsı olarak bir çığlık ve taş yağmuru ile helâke uğramışlardır.
c) Semûd kavmi, peygamberlerinin uyarılarına kulak tıkadıkları ve mûcize olarak gönderilen deveyi kestikleri için helâk edici bir sarsıntıya tutularak yok oldular.
d) Âd kavmi, peygamberleri Sâlih (a.s.)’i yalanlamaları sebebiyle maymunlaşarak ve domuzlaşarak helâk edilmişlerdir.
577- Bilindiği gibi, Kur’ân-ı Kerim “…Yiyin, için; ama israf etmeyin. O (Allah) israf edenleri sevmez” (7/A’râf, 31) buyurur. Peygamberimiz (s.a.s.) az yemiş, az yemeyi ve sofradan tam doymadan kalkmayı tavsiye etmiştir. Peygamberimizin tavsiyesine göre midenin kaçta kaçını “yiyecek”le doldurabiliriz?
a) Üçte birini b) Yarısını c) Dörtte üçünü d) Tümünü
578- Bulunan mal hakkında kullanılan, İslâm hukuku terimi olarak “mülkiyetini veya üzerindeki hakkını terk etme niyeti olmaksızın sahibinin irâdesi dışında kaybolmuş ve başkası tarafından bulunup sahibine verilmek üzere alınmış, bulanın sahibini bilmediği muhterem (üzerinde sahibinden başkasının tasarruf hakkı olmayan) mal”a ne ad verilir?
a) Lakit b) Lukata c) Yitik d) Lukût
579- Vesileye başvurmak, Allah’a yaklaşmak için sebep veya bir imkân aramaya dinî kavram olarak ne ad verilir?
a) İbâdet b) Tâat c) Tevessül d) Vesâil
580- A’râf sûresinde, insanlar için çirkin yerlerini örtecek giysi, süslenecek elbise indirildiği ifâde edildikten sonra, daha hayırlı bir elbiseden bahsedilir. Nedir bu elbise?
a) Hayâ elbisesi b) Takvâ elbisesi
c) Tesettür elbisesi d) İtaat elbisesi
581- Deve mûcizesi hangi peygambere verilmiştir?
a) Hûd (a.s.) b) Lût (a.s.)
c) Sâlih (a.s.) d) Şuayb (a.s.)
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1229 -
582- Homoseksüellikle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Erkeklerin birbirlerine yaklaşarak fuhuş yapmaları, karşıt cinslerin fuhşundan daha çirkindir.
b) Homoseksüellik bireylerin azap, toplumların helâk sebebidir.
c) Homoseksüelliğe ilk olarak Lût kavminde rastlandığı için bu peygamberin ismine nisbet edilerek buna İslâmî literatürde Lûtîlik denilir; Lûtîliğe livâta demek doğru değildir.
d) Homoseksüellik, günümüzde de tedavisi mümkün olmayan AIDS gibi değişik bir helâke yol açmaktadır.
583- Her müslüman, yakınlarından başlayarak çevresindeki insanlara dinini tebliğ etmek ve İslâm’ı hâkim kılmaya çalışmak zorundadır. Ancak, insan bu dâvet, tebliğ ve iyiliği emretme görevini yerine getirmeye çalıştığı halde, bazen en yakınlarının bile müslüman olmasını sağlayamayabilir. Hz. İbrâhim’in babası, Hz. Nûh’un oğlu, Peygamberimiz’in amcası bu örnekler arasındadır. Allah, kâfir Firavun’un hanımını müslüman hanımlara örnek verirken, iki peygamberin hanımının da kâfir kadınlardan olduğunu vurgular (66/Tahrîm, 10). Allah’ın tek rab ve yegâne ilâh olduğuna ve peygamber kocalarına inanmayan bu kadınların müşrik kavimleriyle birlikte helâk olduklarını Kur’an haber verir. Hanımları müslüman olmayan ve kâfir eşleriyle sınanan bu peygamberler kimlerdir?
a) Nûh (a.s.) ve Lût (a.s.)
b) Lût (a.s.) ve Şuayb (a.s.)
c) Sâlih (a.s.) ve Hûd (a.s.)
d) Süleyman (a.s.) ve Yûsuf (a.s.)
584- Hûd, Sâlih, Lût ve Şuayb peygamberler, sırasıyla hangi kavimlere gönderilmişlerdir?
a) Şuayb, Semûd, Lût, Âd
b) Sâlih, Âd, Lût, Medyen
c) Hûd, Medyen, Lût, Semûd
d) Âd, Semûd, Lût, Medyen
585- Lügat anlamı “örtünmek, gizlenmek, bir şeyin içinde veya arkasında gizlenmek” demek olan ve bir fıkıh terimi olarak; erkek veya bayanın şer’an örtülmesi gereken yerlerini örtmesi demek olan kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Hicap b) Cilbâb c) Tesettür d) Libas
- 1230 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
586- Kur’an’da sözü edilen bir kabilenin ve yerleşim merkezinin adı olan, şark edebiyatlarında olduğu gibi, Divan edebiyatında da daha çok güzel bağları, mâmur ve gösterişli binalarıyla (maalesef olumlu) bir mazmun olarak kullanılan bir isimdir. Halk arasında, Şeddâd tarafından, Cennet’e karşılık olarak bina edildiğine inanılan bağ ve bahçeleriyle ünlü bir şehir olarak bilinen, Fecr sûresi 7-8. âyetlerde helâk edildiği belirtilen ve günümüzde bazı kızlara da (yanlış şekilde) isim olarak verilen bu yerin adı nedir?
a) Eyke b) İrem c) Ubar d) İber
587- Bugünkü çirkin kapitalizmin öncüsü konumunda olan ve bozuk düzenlerin bozuk terazisine örnek verilebilecek şekilde, ölçü ve tartılarda hile yaparak halkı kandıran ve içlerindeki az sayıdaki mü’minleri tehdit ederek Allah yolundan alıkoymak için yol başlarını tutan kavim hangisidir?
a) Medyen b) Semûd c) Âd d) Eyke
588- Semud kavminin ileri gelenlerinden müstekbirler/büyüklük taslayanlar, aşağıda belirtilen suçlardan hangisini işlemişlerdi?
a) Kendilerinden önce hiçbir kavmin yapmadığı çirkin fiil olan homoseksüellik suçunu işlemişlerdi.
b) Peygamberlerini öldürmüşlerdi.
c) Kendi peygamberlerine mûcize olarak verilen dişi deveyi, ayaklarını keserek öldürmüşlerdi.
d) Mü’minleri diri diri ateşe atmışlar, onları yanarken keyifle seyretmişlerdi.
589- Esmâü’l-Hüsnâdan el-Müızz ve el-Müzill ne demektir?
a) El-Müızz: İzzet ve kuvvet veren, yükselten, onurlandıran demektir. El-Müzill: (Daha çok âhirette) Zillete düşüren, hor ve hakir eden demektir.
b) El-Müızz: Hesap gören, kullarının yaptıklarını muhâsebeye tâbi tutan, amellerinin karşılığını verme hususunda kâfi olan demektir. El-Müzill: Keremi ve bağışı bol olan, cömert ve bir karşılık gözetmeden inâyetiyle ihsan eden anlamına gelir.
c) El-Müızz: Bütün varlık üzerinde gözcü olan, bütün işler kendisinin kontrolü altında bulunan; kullarının her şeyini gözeten ve müşâhedesi altında tutan demektir. El-Müzill de: Duâ ve isteklere cevap veren; Kendine yalvaranların isteklerini veren anlamına gelir.
d) El-Müızz: Geniş; bütün sıfatları sonsuz ve sınırsız olan, geniş rahmeti ile bütün varlıkları kuşatan demektir. El-Müzill ise: Mahlûkatını seven ve onların hayrını isteyen, iyi kullarını seven, onları rahmet ve rızâsına erdiren; sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya tek lâyık olan anlamına gelir.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1231 -
590- Bilindiği gibi kadın, kocasının yanında dilediği gibi giyinebilir. Eşler arasında örtünme bakımından bir sınır söz konusu değildir. Müslüman bir hanımın yakın akrabası dışındaki nâmahrem erkeklere karşı ise el ve yüzü dışındaki bütün vücudunu örtmesi gerekmektedir. Nur Sûresi 31. âyette müslüman hanımların diz kapağı ile göbeği (göğsü) arası, karın ve sırtı dışında diğer yerlerini yanlarında örtmek zorunda olmadığı akrabaları sayılmıştır. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi, kendileriyle evlenilmesi haram olan ve yanlarında saç gibi organlarının örtülmesi şart olmayan bu yakın akraba gruplarından değildir?
a) Babası, kayınpederi
b) Oğlu, kocasının oğlu
c) Amcasının oğlu, halasının oğlu, teyzesinin oğlu
d) Erkek kardeşi, erkek kardeşinin oğlu, kız kardeşinin oğlu
591- Yaşadıkları bölgenin düzlüklerinde saraylar, köşkler yapıp oralarda keyif süren, helâkten kurtulmak için dağlarını, kayalarını yontarak muhkem binalar inşa eden, içlerinden iman eden müstaz’aflara baskılar yapan ve Allah’ın mûcize olarak verdiği emânete ihânet eden kavim hangisidir?
a) Âd b) Semûd c) Medyen d) Eyke
592- İman etmemekte ve suçlarını bırakmamakta direnen isyankâr homoseksüel Lût kavmi, hangi şekilde helâk olmuştur?
a) Üzerine uğradığı her şeyi toz haline getiren kurutucu, kavurucu bir rüzgârla helâk edildiler.
b) Suların azgınlaştırılıp tûfâna tutulmalarıyla yok olup gittiler.
c) Şiddetli depremle yurtlarında diz üstü donakalarak helâk oldular, sanki ülkelerinde hiç oturmamış gibi oldular.
d) Çığlık ve taş yağmuru ile helâke uğradılar.
593- Varlıkları daha önce bir misli ve benzeri olmaksızın ilk defa yaratan anlamına gelen güzel isim (esmâü’l-hüsnâdan biri) aşağıdakilerden hangisidir?
a) El-Muhsî b) El-Mümît c) El-Mübdî d) El-Müheymin
594- Kendilerine hak din tebliğ edildiği halde, tevhidî bir imana yönelmeyen geçmiş toplumların başlarına gelenler Kur’ân-ı Kerim’de niye anlatılmaktadır?
a) İbret ve ders alınması için ve benzer suçların fecî sonuçları bilinsin diye
b) Tarih bilgisi verilmek ve kültür artırmak için
c) İnsanların hoşlanacağı bir hikâye/kıssa olsun diye
d) Eski toplumların büyük uygarlık ve medeniyetlerine atıfta bulunmak için
- 1232 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
595- Kendilerinden önce hiçbir kavimde bu denli yaygın olmayan çirkin bir fuhşu işleyip kadınları bırakarak şehvetle erkeklere giden homoseksüel kavim, hangi Peygamber’in kavmidir?
a) Hûd (a.s.) b) Sâlih (a.s.) c) Şuayb (a.s.) d) Lût (a.s.)
596- Kullarına muâmelesi, tam adâlet ve merhamet üzere olan; adâletini dünyada ve âhirette kullarına gösterecek olan anlamına gelen güzel isim (esmâü’l-hüsnâdan biri) aşağıdakilerden hangisidir?
a) El-Muksıt b) El-Muğnî c) Er-Raûf d) El-Metîn
597- Esmâü’l-Hüsnâ ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) Esmâü’l-Hüsnâ, en güzel isimler demektir, Allah’a ait isimler bu tâbirle ifâde edilmektedir.
b) Kur’ân-ı Kerim’de doksan dokuz isimden bahsedilmektedir; Kur’an’dan yola çıkarak Allah’ın isimlerinin kesinlikle 99 olduğunu belirtmek gerekir.
c) Meşhur hadis-i şerifte, esmâü’l-hüsnâyı ihsâ eden kimsenin cennete gireceği belirtilir. “İhsâ” kelimesi, lügatta ezberleyip sayan, anlayan, benimseyen demektir. Ama burada "İslâm'ın ulûhiyyet inancını nasslara başvurmak sûretiyle tesbit edip anlamak, benimsemek ve bu inanca uygun bir ruhî yetkinlik kaydetmek" anlamını içermektedir.
d) A’râf sûresi âyetinde “Allah’ın isimleri konusunda ilhâda düşen kimseleri bırakın, terk edin, onlardan uzak durun!” denmektedir. İlhâd; sapmak, inkâr etmek, O’nun niteliklerinin anlamını eğip bükmek, hafife almak, tahrif etmek, bu sıfat ve isimleri başka varlıklara yakıştırmak, ya da Allah’ı bu güzel isim ve sıfatlarla belirtmekten kaçınmak demektir. Bu tür ilhâdı işleyenlerden uzaklaşmak, onları sevmemek mecbûriyetimiz vardır.
598- Mallar ve çocukların insanlara lutfedilmesinin sebebi nedir?
a) Onlarla iftihar edilip gururlanılması
b) Bunların dünya işlerinde büyük faydalarından dolayı, sahip olmayanın yarım insan sayılması
c) Zenginlik, çokluk ve övünç vâsıtası olması
d) Fitne/imtihan aracı olması
599- Kendi güçlerine aldanıp büyüklük taslayan ve “bizden daha kuvvetli kim var?” deyip kendilerine Hûd (a.s.) tarafından gelebilecek bir zararın olamayacağını ileri sürerek peygamberlerini sapıklık ve beyinsizlikle suçlayıp onu yalanlayan, âhireti inkâr edip yaşayışın sadece dünya hayatından ibâret olduğunu ileri süren ve bu özellikleriyle âdîlikte sembol olan kavim hangisidir?
a) Medyen b) Semûd c) Âd d) Eyke
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1233 -
600- Dünyevî çıkarı için imanını ve ilmini satan, atmalar veya katmalarla dini tahrif etmeye çalışan, Firavnî düzenleri devirmeye çalışan muvahhidlere hırlayan karakteriyle her devirde ve her ülkede görülebilecek olan ve belli bir şahıs olmaktan çok, bir karakter/tip olan Bel’am Kur’an’da köpeğe benzetilir; tâğutî düzenin kapılarında ev sahibinden kemik bekleyen ve kuyruk sallayan bir köpeğe. Kur’an’ın çeşitli âyetlerinde hakka bâtılı karıştıran, hakkı gizleyen, ilmiyle amel etmeyen, başkalarına iyiliği emretse bile kendini unutan, Allah’ın âyetlerini azâba karşılık çok ucuza satan; menfaatçi, uzlaşmacı ve menfaatçi tip, şiddetle sakınılması gereken bir karakter olarak tanıtılır. A’râf sûresi, âyette hayvanlar gibi, hatta daha aşağı ve sapık oldukları belirtilen bu tiplerin aynı sûrenin 175-âyetlerinde köpeğe benzetildiğini biliyoruz. Cum’a sûresi, 5. âyette ise sorumluluklarını yerine getirmeyen ve ilmiyle amel etmeyen bu bilginler hangi hayvana benzetilir?
a) Kitaptan beslenip kitaba zarar vermeye çalışan böceklere
b) Kitap yüklü eşeklere
c) İnsanları zehirleyen akreplere
d) Dilediği yerde bağırıp dilediği yeri pislediği halde akılsızların kendisine taptığı kutsal(!) ineklere
601- Şirki terk etmemekte ve sahtekârlığı bırakmamakta direnen isyankâr kapitalist Medyen kavmi, hangi şekilde helâk olmuştur?
a) Üzerine uğradığı her şeyi toz haline getiren kurutucu, kavurucu bir rüzgârla helâk edildiler.
b) Helâk edici bir sarsıntıya tutularak yok olup gittiler.
c) Çığlık ve taş yağmuru ile helâke uğradılar.
d) Şiddetli depremle yurtlarında diz üstü donakalarak helâk oldular, sanki ülkelerinde hiç oturmamış gibi oldular.
602- Esmâü’l-Hüsnâdan en-Nâfi’ ve ed-Dârr ne demektir?
a) En-Nâfî’: Daraltıp sıkan, kıtlık veren; Ruhları kabzeden demektir.
Ed-Dârr: Genişleten, açan ve bolluk veren anlamında güzel isimdir.
b) En-Nâfi’: Dilediğine fayda veren demektir. Ed-Dârr: Dilediği kuluna zarar veren; O'nun takdiri olmadan kimseye zarar verilemeyen, elem verici şeyler yaratan anlamındadır.
c) En-Nâfi’: Allah'ın her şeye, her istediğini yapacak sûrette gâlip ve hâkim olması, en zorlu zâlimlerin bile O'na boyun eğmek mecburiyetinde oldukları, hükmünün dışına hiçbir şeyin çıkamayacağı anlamına gelir. Ed-Dârr: Çok rızık veren ve yeteri kadar rızıklandırıp yiyecek ve içecek veren anlamında güzel isimdir.
d) En-Nâfi’: Her şeyde ve her olayda büyüklüğünü gösteren demektir. Ed-Dârr: Hidâyet lütfederek bâtıldan ve dalâletten uzaklaştıran anlamına gelir.
- 1234 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
603- Kur’an’da Şuayb (a.s.)’ın gönderildiği Medyen’den başka, aynı peygamberin tebliğine muhâtap bir bölgenin ismi olarak geçen bir kelime vardır. Bazı bilginler, bu beldede yaşayanların Medyen kavminden ayrı bir kavim olduğu kanaatini taşırlar. Ama, farklı adlandırmaya rağmen, Medyen kavminin diğer ismi olduğu daha doğrudur. “Ağaçlı vâdiler, sık ağaçlı orman” anlamına gelen ve Kur’an’da dört âyette zikredilen bu topluluğun, tüm bu yerlerde “kavm” kelimesiyle bahsedilmeyip ashâb kelimesiyle kullanılması, buranın Medyen’deki en önemli yerleşim yeri olduğunu düşündürmektedir. Şuayb Peygamber’in kavmi Medyenlilerin yurdu olan ve Tebük’ün kuzeyinde, Ürdün nehrinin doğu yakasında yer alan bu yerleşim yerinin adı nedir?
a) Semûd b) İrem c) Eyke d) Ubar
604- Evrenin bütün işlerini düzenleyen, gözeten, koruyan ve yöneten; insanları murâkabe eden, üstün gelen anlamına gelen güzel isim (esmâü’l-hüsnâdan biri) aşağıdakilerden hangisidir?
a) El-Musavvir b) El-Kaviyy c) Er-Reşîd d) El-Müheymin
605- Putperestliği bırakmamakta direnip tevhidî inanç ve ahlâka dâvet çağrılarına uymayan isyankâr Âd kavmi, hangi şekilde helâk olmuştur?
a) Helâk edici bir sarsıntıya tutularak yok olup gittiler
b) Çığlık ve taş yağmuru ile helâke uğradılar.
c) Üzerine uğradığı her şeyi toz haline getiren kurutucu, kavurucu bir rüzgârla, kasırgayla helâk edildiler.
d) Şiddetli depremle yurtlarında diz üstü donakalarak helâk oldular, sanki ülkelerinde hiç oturmamış gibi oldular.
606- Basit dünya karşılığında dinini satan, bir çanak yal uğruna sahibinin onca itip kakmasına kuyruk sallayan it gibi ilminin izzetini yok eden, dinî bilgisini kâfir yöneticilerin hizmetine veren resmî ulemâ tipi, saray mollası, makam sevdâlısı, yüzsüz ve onursuz, ırkçı, her şeye dilini sarkıtarak salya akıtan köpek karakterli, dünya arzularının peşinden koşup asla tatmin olmayan, doymayan, Kitab bilgisine rağmen azgınlaşan, istismarcı bir din bilgini karakterinin anlatılmasını ister Kur’an. Kitabımız’da adı geçmediği halde, A’râf sûresinin 175-âyetlerinde işaret edilip bazı özellikleri açıklanan bu kişinin kabul görmüş adı nedir?
a) Bel’am b) Karun c) Sâmirî d) Münâfık âlim
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1235 -
607- Tüm uyarılara rağmen şirk inanç ve ahlâkından vazgeçmeyen, Allah’ın mûcize ve emânetine saldırmaktan sakınmayan isyankâr Semûd kavmi, hangi şekilde helâk olmuştur?
a) Üzerine uğradığı her şeyi toz haline getiren kurutucu, kavurucu bir rüzgârla helâk edildiler.
b) Helâk edici bir sarsıntıya tutularak yok olup gittiler.
c) Başlarına gökten balçık yağarak helâke uğradılar.
d) Şiddetli depremle yurtlarında diz üstü donakalarak helâk oldular, sanki ülkelerinde hiç oturmamış gibi oldular.
608- İsrâ sûresinde gece namazı ile ilgili olarak ifâde edilen hususlar konusunda aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Peygamberimizin gecenin bir kısmında kalkması emredilmektedir.
b) Peygamberimize ait bir nâfile (5 vakit farz namazlarından ayrı) ibâdet konu edilmektedir.
c) Kur’an’la teheccüd edilmesi, teheccüd namazı kılınması talep edilmektedir.
d) Teheccüd namazı ümmet için şarttır; ama Peygamberimiz için nâfile bir ibâdettir.
609- Sözlükte esas olarak izlemek, izi tâkip etmek anlamında olan, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma, hikâye etme demek olan Kur’an kavramı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Hikâye b) Kıssa c) Vaaz d) Yeis
610- Nahl sûresinin hayvanların nimet ve ibret olarak var edildiğinden bahseden âyetinde “Allah, bilmediğiniz daha neler neler yaratmaktadır” buyrulmaktadır. Binek ve nakil araçları ile ilgili olan bu ifâdenin işaret ettiği hususlar konusunda aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Allah, insanların asla bilemeyecekleri şeyleri yaratmıştır. Bunlardan bir kısmı da ulaşım ve nakil araçlarıdır.
b) Nakil ve binek aracı olarak teknolojik gelişmelerin getirdiği ve getireceği yeniliklere işaret edilmekte ve bunların da Allah’ın insanlara verdiği akıl ve imkânların sonucu olarak Allah’ın yaratması cinsinden olduğu vurgulanmaktadır.
c) Önceki insanların bilmeyip sonradan Allah’ın yaratması cinsinden ortaya çıkan ve çıkacak olan binek ve nakil araçları daha faziletli ve daha mübârektir.
d) Her üç şık da doğru.
- 1236 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
611- Halk arasında kabul görüp yayılmış, teşbihe/benzetmeye dayalı, içerisinde bir düstûr ve hikmet taşıyan kinâyeli veciz söz, atasözü, deyim, misal/örnek anlamlarına gelen ve Kur’an’ın edebî ifâde şekillerinden, üslûp özelliklerinden biri olan Kur’an kavramı nedir?
a) Mesel b) Kıssa c) Sünnetullah d)Hücûd
612- Sünnetullah konusuyla ilgili aşağıdaki ifâdelerden hangisi yanlıştır?
a) Kâinatta insan tarafından alışılmış ne kadar tabiatta hüküm süren İlâhî kanun varsa, bunların hepsi Allah’ın evreni yaratırken koyduğu kurallardır; bunlar normal şartlarla değişmez; Ancak Allah dilerse bu tabiat olaylarının dışında hârikulâde olaylar meydana getirebilir.
b) “Tabiat kanunu” tâbiri tam doğru bir ifâde değildir. Bunun yerine “Allah’ın tabiattaki İlâhî kanunları” demek daha doğru olur.
c) Sünnetullah konusundaki Kur’ân-ı Kerim’in en önemli vurgusu, onlarda bir değişiklik bulamayacağımız hususudur. Allah’ın koyduğu bu kurallar değişmez.
d) Sünnetullah Allah’ın sünneti demek olduğundan biz de O’nun sünnetine uymalı, O’nun davranışlarını örnek alarak benzer güzel davranışlar sergilemeliyiz.
613- Yûsuf sûresinde, yeisle ilgili olarak Hz. Ya’kûb’un (a.s.) dilinden yapılan tavsiye ile ilgili olarak, aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Ümidin tükendiği yerde Allah’a yalvarmanın bir anlamı yoktur; artık iş işten geçmiştir.
b) Ümit, boş kuruntudan, oyalanmalardan ve şeytânî vesveselerden ibârettir.
c) Allah’ın rahmetinden ümit kesilmez. Ümidin yitirilmesi, imanın yokluğuna işarettir. Allah’ın rahmetinden ancak kâfirler ümidini keser.
d) İnsanın canı çıkmaya başlayınca ve çekeceği azâbı görünce Allah’tan ümit besleyerek tevbe edebilir, bu tevbe makbuldür.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1237 -
614- Burak ne demektir?
a) Mirac gecesinde Allah tarafından Peygamberimize binmesi için verilen binite Burak denilir. Katırdan küçük ve merkepten büyük beyaz bir binek olduğu, adımını gözünün erişebildiği en son noktaya atıverecek kadar çok süratli giden mânevî bir binek olduğu rivâyet edilmektedir.
b) Burak mânevî bir asansör demektir. Yeşil örtüsü olan minder cinsinden bir mânevî araç olduğu ve uçan halı şeklinde Peygamberimizi göklere ulaştırdığı rivâyet edilir.
c) Cebrâil’in kanatlarından en büyüğüne Burak denilir. Peygamberimizin Cebrâil’in bu kanadının üstünde miraca çıktığı rivâyet edilmektedir.
d) Burak, Hz. Sâlih’in (a.s.) devesinin adıdır. Cennetten gelen bu deve, Peygamberimiz’e de mûcizevî şekilde miracda bineklik yapmıştır. Bu devenin altın renginde sapsarı olduğu, her attığı adımın yıldırım hızından yetmiş kat daha süratli olduğu rivâyet edilmektedir.
615- Peygamberlerin rüyaları konusunda aşağıdaki ifâdelerden hangisi yanlıştır?
a) Peygamberlerin görmüş oldukları rüyalar da diğer insanların rüyaları gibidir. Bu nedenle peygamberlerin rüya yoluyla Allah’tan vahiy almaları mümkün değildir.
a) Peygamberlere, özel bir ilim olan rüyâ tâbiri ilmi verilmiştir. Özellikle Yakub ve Yûsuf Peygamberlerin rüyâ tâbirleri Kur’an’da ayrıntılı olarak anlatılır.
a) Peygamberlerin rüyaları hep sâdık rüyalardır. Onlar, rüya vâsıtasıyla vahiy de alabilirler. Peygamberimize de sâdık rüyalar şeklinde vahiy gelmiştir, ilk vahiyler böyleydi.
a) Kur’ân-ı Kerim’de peygamberlerin gördüğü bazı rüyalardan örnekler verilmiş, bunların peygamberi bağlayan birer vahiy olduğu değerlendirilmiştir. Hz. İbrâhim’in oğlunu kurban ettiği rüya, Yûsuf’un (a.s.) güneş, ay ve on bir yıldızın secde ettiğiyle ilgili rüyası, Peygamberimizin Mescid-i Harâm’a gitme konusundaki rüyası peygamberlerin rüyalarına örneklerdir.
616- Kur’ân-ı Kerim’de bazı gıdalardan ve özellikle meyvelerden bahsedilerek insanların dikkatleri bunlara çekilir. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi Kur’ân-ı Kerim’de bahsedilen meyve (ve sebze)lerden değildir?
a) Nar, kiraz, muz, hıyar
b) Elma, portakal, kavun, erik
c) Hurma, üzüm, zeytin, sarımsak
d) İncir, kabak, mercimek, soğan
- 1238 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
617- Sözlük anlamı “değiştirmek, bir şeyin gerçek formunu aslından başka yapmak” olan; kavram olarak “belirli bir tarihsel dönem içerisinde tabiatta, özellikle insan bireyinde ve toplumlarında gözlenen başkalaşma ve farklılaşmaları ifâde eden Kur’an kavramı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Tahvîl b) Tebdîl c) Sünnetullah d) Tağyîr
618- Yusuf (a.s.)’a olan eğilim sebebiyle Aziz’in karısı hakkında dedikodu yapanlar için özel bir oturum hazırlanmış, gelen bütün kadınların ellerine bıçak verilmiş ve Yusuf (a.s.) onların karşılarına çıkarılmıştı. Yusuf’un (a.s.) güzelliği karşısında bütün kadınlar hayran olmuş şaşkınlıkla ellerini kesmişlerdi. Bu olaydan yola çıkarak aşağıdaki sonuçlardan hangisi doğrudur?
a) Bazı insanların çekiciliği karşı konulmazdır. Bu nedenle insanlar suçlanmamalıdır.
b) İnsanlar bazen çok zor şeylerle imtihan edilir. Şeytana karşı dikkatli olmak gerekir.
c) İnsanlar için çok câzip olan fiiller yanlış ve günah olmaz.
d) Kadınların kendi ellerini kesmeleri nasıl irâde dışı ve ayıplanamaz bir davranış ise, insana câzip ve güzel gelen karşı cinsle beraberlik durumu da aynıdır.
619- Allah’ın kâinatı idare ederken koyduğu kurallar, yaratıkları hakkındaki ve özellikle insan toplumlarıyla ilgili hüküm ve âdetlerine Kur’an kavramı olarak ne ad verilir?
a) Hikmetullah b) Hükmullah
c) Sünnetullah d) Kaderullah
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1239 -
620- Yeis kavramıyla irtibatı büyük olan “tevbe” konusundaki âyetlerden yola çıkarak yapılan değerlendirmelerle ilgili aşağıdaki ifâdelerden hangisi yanlıştır?
a) Tevbe, başlı başına bir ibâdettir. Bu ibâdette hem günah ve hatalardan vazgeçme, hem kulluk görevini yeniden yerine getirmeye dönüş, hem de Allah’a yakınlaşma ve zikir vardır.
b) Af dileme ve istiğfar edip temizlenerek Allah’a dönme demek olan tevbe, ya şirk ve küfürden/inkârdan, ya günahtan ya da Allah’ın emrini yerine getirememekten dolayı yapılır. Tevbenin zıddı inat, kibir ve hatada bile bile ısrardır; bunlar da şeytanın ve şaytan karakterindeki insanların özellikleridir. Âdem’le (a.s.) şeytanın farkı tevbede ortaya çıkmaktadır.
c) İnsanın hiç günah işlememesi mümkün değildir. Önemli olan, günahta ısrar etmemek, günahı savunmamak ve hemen vazgeçip tevbe etmektir. Samimi şekilde tevbe eden, o günahı hiç işlememiş gibi kabul edilir. Tevbe, Hz. Âdem’le başlar ve kıyâmet kopmaya başlayıncaya kadar devam eder.
d) İnsan, hatalarını, hele küçük günahlarını gözünde büyütmemelidir. Günaha devam ettiği halde, her günah işleyişten sonra tevbe ederek yüz defa bozmuş bile olsa, yalnız dille tevbe etmek yeterlidir. Böylece insan günahlarından arınır. Her günahın ardından tevbe kelimeleri de tekrar edilmelidir. Ölüm ânında da olsa tevbe geçerlidir. Esas tevbe, Allah dostu olduğu düşünülen bir zâtın huzurunda yapılır. Böyle bir tevbe geri çevrilmez.
621- Eski dönemlerde Arap câhiliyyesinde, İslâm öncesi Türklerde ve günümüzde değişik ülkelerde hâlâ bazı hayvanlar putlaştırılıp bunlara tapılmaktadır. Kur’ân-ı Kerim, putlaştırılarak tapılan bu hayvanlardan hangisini hangi dönemlerde ve hangi kavimle ilgili olarak örnek verir?
a) Sığır ve buzağı; Mûsâ (a.s.) döneminde; İsrâiloğulları
b) Deve; Sâlih (a.s.) döneminde; Semûd kavmi
c) Fil; Peygamberimizin doğumundan az önce; Ebrehe’nin kavmi
d) Balık; Yunus (a.s.) döneminde; Yûnus kavmi
- 1240 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
622- İsrâ ve mirac olayı konusunda aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) İsrâ, Mekke’deki Mescid-i Harâm’dan Kudüs’deki Mescid-i Aksâ’ya gece yapılan mûcizevî bir yolculuk demektir. Mirac, Kudüs’deki Mescid-i Aksâ’dan yedi kat göklere ve Allah’ın dilediği yerlere yapılan yolculuk anlamında kullanılır.
b) İsrâ ve mirac, Allah’ın kendi kudretine delâlet eden alâmetlerden bir kısmını göstermek için Peygamberimiz eliyle gösterdiği Kur’ân-ı Kerim’den sonraki en önemli mûcizedir.
c) İsrâ ve mirac olayının ne zaman olduğu konusunda ashâb üçe ayrılır. Bir grup, isrâ ve miracın Peygamberimiz 25 yaşında iken Mekke’de vuku bulduğu görüşündedir. İkinci grup, Peygamberimiz’in vedâ haccından sonra isrâ ve miracın gerçekleştiğini ileri sürer. Üçüncü grup ise isrânın Peygamberimiz Mekke’de ve 25 yaşında iken, miracın ise Medine’de vefatına yakın vuku bulduğu görüşündedir.
d) Kur’ân-ı Kerim’le sâbit olduğu için “isrâ”yı inkâr eden kâfir olur. Kur’ân-ı Kerim ve mütevâtir hadisle sâbit olmayıp sadece âhad haber cinsinden sahih hadislere dayandığı için “mirac”ı inkâr eden kâfir olmaz (âlimlerin çoğunluğuna göre dalâlet ehli, sapık olur).
623- Ağacın Kur’ân-ı Kerim’de özel bir konumu vardır. Kur’an’da özel olarak bazı ağaç cinslerinden bahsedilmiştir. Aşağıdakilerden hangi grup Kur’an’da anlatılan ağaç cinslerinden değildir?
a) Şeceratü’l-ahdar (yeşil ağaç), Şeceratü’l-huld (ebediyet ağacı), yaktîn ağacı
b) Şeceratü’l-mübâreke (mübârek ağaç), Şeceratü’r-rıdvân (altında bey’at yapılan ağaç), tûbâ ağacı
c) Şeceratu’t-tayyibe (güzel sözün benzetildiği güzel ağaç), Şeceratü’l-habîse (çirkin sözün kendisine benzetildiği çirkin ağaç), zakkum ağacı
d) Şeceratu’l-libâs (giysi ağacı), Şeceratu’t-takvâ (takvâ ağacı), Silsile ağacı
624- Nâfile namazlardan hangisi Kur’ân-ı Kerim’de isim verilerek açıkça tavsiye edilmektedir?
a) Kuşluk namazı b) Teheccüd namazı
c) Hâcet namazı d) İstihâre namazı
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1241 -
625- Yûsuf sûresinin ilk âyetlerinde, Hz. Yusuf’un (a.s.) çocukken görmüş olduğu bir rüya hakkında, babası Yakub’un (a.s.) önemli bir tavsiyesi bulunmaktadır. Bu tavsiye aşağıdaki ölçülerden hangisine daha uygun düşmektedir?
a) Önemli rüya gören kişi, bunları kendi kardeşlerine anlatmamalıdır.
b) Önemli rüyalar, ehil olmayan ve iyi niyet taşımayan insanlara anlatılmamalıdır.
c) Rüyalardan hiçbirisi önem arzetmez. Herkese anlatılmasında hiçbir sakınca yoktur.
d) Rüyalar hiç kimseye anlatılmamalıdır. Yoksa, bazı sakıncalar ortaya çıkabilir.
626- Bilindiği gibi Kur’ân-ı Kerim’de birçok mesel/misal zikredilmiştir. Nahl sûresinde zikredilen bir karye/şehir halkı ile ilgili sünnetullah cinsinden anlatılan meselde aşağıdakilerden hangisi yer almamaktadır? Yani, seçeneklerden hangisi ilgili âyette geçmez?
a) Allah iman eden güven ve huzur içinde bir şehri misal vermektedir. O şehrin (halkının) rızkı her taraftan bol bol gelmekteydi.
b) Allah’ın nimetlerine nankörlük ettiklerinden dolayı Allah, onlara açlık ve korku elbisesini tattırdı.
c) Açlık ve korku onları tekrar yola getirdi ve peygamber geldiğinde ona iman ettiler. Onun etrafında sağlam kale gibi kenetlenip kâfirlerle cihada koştular. Böylece bol rızkı ve cenneti hak ettiler.
d) Onlara kendilerinden peygamber geldiğinde onu yalanladılar. Onlar zulmederken azap onları hemen yakalayıverdi.
627- Bir sünnetullah olarak ifâde edilen bireysel ve toplumsal değişme konusunda Ra’d sûresindeki âyet-i kerimede vurgulanan hususla ilgili olarak aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur?
a) Kişinin içinde yaşadığı kavim (toplum) değişmedikçe Allah onların içindeki kişilerin durumunu değiştirmez.
b) Bir kavim ve içindeki kişiler toplumca değişmedikçe Allah onlarla ilgili sünnetini (sünnetullahı) değiştirmez.
c) Allah bir kavmi (toplumu) değiştirmedikçe, toplumdaki kişiler kendini değiştiremez.
d) Bir toplumun bireyleri kendindekini (kendi durumunu) değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı (o toplumu) değiştirmez.
628- Teheccüd namazının özelliğiyle ilgili olarak Kur’ân-ı Kerim aşağıdakilerden hangi ifâdeyi kullanır?
a) Gece neşesi b) Gece keyfi
c) Gece huzûru d) Gece mutluluğu
- 1242 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
629- Bilindiği gibi Kur’ân-ı Kerim’de insanların dikkatlerini çekmek ve ibret almalarını istemek için birçok hayvandan bahsedilir. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi Kur’ân-ı Kerim’de bahsedilen hayvan cinslerinden değildir?
a) Kelebek, bülbül, kedi, tilki, kaplan
b) Koyun, deve, at, kuş, sivrisinek
c) Örümcek, çekirge, kurbağa, karga, arslan
d) Maymun, keçi, balık, yılan, kurt
630- Ra’d sûresi 11. âyetten yola çıkarak aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
a) Bir toplum, kendinde bulunan iyi yaşayışı ve güzel ahlâkını kötüye değiştirmedikçe, daha genel tâbirle bir toplum kendini bozmadıkça Allah onlara verdiği nimetleri değiştirmez.
b) Bir toplum kötü ahlâkını düzeltmedikçe Allah onları düzeltmez. Toplum gittiği yanlış yoldan döner, doğru yola girer, ahlâkını düzeltirse Allah da onların durumunu düzeltir, kötü hallerini iyiye, sıkıntılarını mutluluk ve refaha çevirir.
c) Bir toplum ahlâkını bozar; şerlere, kötülüklere, fesatlara dalar, isyan ederse Allah da onlara lutfettiği nimetleri ellerinden alır, onları perişan eder. Böylece güçlerini kaybeder, felâketlere uğrar, küçülürler.
d) Allah’ın toplumlara koyduğu hüküm vardır. Bazı toplumlar Allah’a itaat eden İslâm toplumu, bazıları da isyan eden câhiliyye toplumudur. Bu durum değiştirilemez. Toplumlarla ilgili bu kadere sünnetullah denilir.
631- “Ümit ve güvenle bağlanacağı şeyden umudunu kesmek, ümitsiz olmak” anlamına gelen ve “Allah’la ilgili olarak bir mü’minin yapamayacağı, yapmış olsa küfre gireceği şey” demek olan Kur’an kavramı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Yeis b) Tağyîr c) Nankörlük d) Şirk
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1243 -
632- Bilindiği gibi tasavvuf rüyalara çok önem vermiş, özellikle Allah dostu kabul ettikleri kimselerin rüya aracılığıyla ilim ve hadis alabildiklerini ısrarla ileri sürmüştür. Bu rüyalarla ilgili olarak İslâm âlimlerinin değerlendirmeleri içinde aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Rüya hali, insanlar arası bilgi akışının mümkün olduğu zaman dilimidir. Bu bilgiye güvenilir. Çünkü insan, rüyâsında melekûta ulaşır, eşyayı müşâhede eder.
b) Hz. Peygamber’den vefatı sonrasında rüya ile bilgi almak, O’ndan rüyada hadis rivâyet etmek ya da rüya aracılığıyla bir hadisin sıhhatini test etmek mümkün ve kabul edilen bir durumdur. Bütün bunları İslâm âlimleri onaylayıp tasdik eder.
c) Rüya da, keşif ve ilham gibi bilgi araçlarından biridir. Aynı zamanda ölen bir kimsenin âhiretteki ahvâli ile ilgili olarak, rüya aracılığı ile dünyadakilere bilgi verilir.
d) Rüya, bilgi kaynağı değildir, rüya ile amel olunmaz. Şeytanî de olabilecek ilhamlara ve rüyalara İslâm dini dayandırılamaz. Rüya ahkâm konusunda da delil olmaz. Rüya ile çok uğraşmak, ona önemli misyonlar yüklemek doğru değildir.
633- Kur’ân-ı Kerim’de Allah, kendisine bir ürünü yapması için bir hayvana vahiy/ilham ettiğini ve bu ilhamla o hayvanın insanlar için şifâ olan bir gıda ürettiğini belirtir. Bu hayvan ve yaptığı gıda nedir?
a) Koyun – Süt b) Tavuk – Yumurta
c) Arı – Bal d) Kurbanlık koç – Et
634- İbâdetleri ve çeşitlerini Kur’an ve Sünnetten öğrenmek zorundayız. Peygamberimiz’in sünnetinde olmadığı halde, yanlış bir sevap anlayışı neticesinde sonraki dönemlerde bazı özel namazlar da sünnet zannedilerek bazı çevreler tarafından nâfile namazlar içerisinde kabul görmüştür. Aşağıdaki seçeneklerden hangi gruptaki tüm namazlar, güvenilen (sahih) hadis kaynaklarında Peygamberimiz’in sünneti olarak belirtilen nâfile namazlardandır?
a) Evvâbîn namazı, Duhâ namazı, Abdest namazı, Berat namazı, Haftanın her günü için özel namaz
b) Terâvih namazı, tahiyyetü’l-mescid namazı, hâcet namazı, İstihâre namazı, Husûf namazı
c) İşrak namazı, Cuma gecesini ihyâ namazı, Korku namazı, Teheccüd namazı, Kuşluk namazı, Küsûf Namazı
d) Husûf namazı, Tesbih namazı, Receb ayı namazı, Regâib namazı, Mirac namazı
- 1244 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
635- Kur’ân-ı Kerim’de dikkatlerimizin çekildiği ve ibret almazın istendiği onlarca cins sebze ve bitkiden, 8 ayrı çeşit meyveden bahsedilir. Bu meyvelerden biri aynı zamanda Kur’an’ın bir sûresine de isim verilmiştir. 95. sûrenin ismi olan bu meyvenin Kur’an’daki Arapça ifâdesi ve Türkçesi nedir?
a) Zeytûn – Zeytin b) Tîn – İncir
c) A’nâb – Üzüm d) Nahle – Hurma
636- İstihâre konusuyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
a) İstihâre: Hayır dileme anlamına gelir; Yapmak istediği bir şeyin kendisi hakkında hayırlı olup olmadığını anlamak için bir müslümanın iki rekât namaz kılıp duâ etmesi demektir.
b) Peygamberimizin ashâbına önemli işlerinde başvurmalarını ısrarla tavsiye ettiği istihâre, hayır duâsı yapmak, duâdan sonra kalbine ilk doğan duygu ve düşüncenin, kalbin meylettiği şeyin hayırlı olduğu kanaatine varmaktır.
c) İstişâreden sonra yapılması gereken istihâre, iyiliği veya kötülüğü tam kestirilemeyen iş hakkında sözkonusu olur. Hayırlı ve sevap; ya da kötü ve günah olduğu kesin olarak bilinen bir konuda istihâre yapılmaz.
d) Bir işin iyi ya da kötü sonucu, istihâre ile önceden rüyada kestirilmiş olur. Rüya istihâre için esastır. Rüyada görülen beyaz veya yeşil renklerin o işin hayırlı; görülen siyah veya kırmızı renklerin o işin şer olduğuna delâlet ettiğine dair hadis vardır ve İslâm âlimleri bu konuyu böyle değerlendirir.
637- Kur’ân-ı Kerim’de dikkatimizi çekmek ve ibret alıp tefekkür etmemizi sağlamak için 30 çeşit hayvan cinsinden bahsedilir. Bunlardan bazıları Kur’ân-ı Kerim’in bazı sûrelerine isim olarak da konulmuştur. 2, 6, 16, 27, 29, 100 ve 105. sûreler, isimlerini o sûrede zikri geçen bu hayvanlardan alır. Aşağıdaki sûrelerden hangisi, bu çeşit sûre adlarından biri değildir?
a) Cemel (deve); Hüdhüd (kuş)
b) Bakara (sığır, inek); En’âm (deve, sığır, koyun cinsi)
c) Nahl (bal arısı); Neml (karınca)
d) Ankebût (örümcek); Fîl – Fil
638- Peygamber Efendimiz hadislerinde, hoşlanmadığımız bir rüya gördüğümüzde ne yapmamızı tavsiye etmektedir?
a) Sol tarafımıza (yastığın altına, hafifçe) tükürmeli ve eûzü çekmeliyiz (şeytandan Allah’a sığınmalıyız).
b) Üç defa öksürmeli ve besmele çekmeliyiz (bismillâhirrahmânirrahîm demeliyiz).
c) Hemen kalkıp namaz kılmalıyız.
d) Bu rüyayı kimseye söylememeliyiz.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1245 -
639- Kıssa konusuyla ilgili aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
a) Kıssalar, İsrâiliyatın ana giriş kapısı olmuştur. İsrâiliyat da, Kur’an ve Sünnete dayanan sahih din anlayışını dejenere eden, kaynağı bulandıran ve daha çok Yahûdi ve Hıristiyanların inanç, ahlâk, tarih ve efsâneye dayalı kültürlerinden İslâm’a karışan şeylerdir. Bu hurâfe ve isrâiliyât rivâyetleri en çok kıssalar yoluyla İslâm’a karıştırılmak istenmiştir.
b) Bazen küçük bir amele verilen büyük ödüller, bazen de küçük bir günah yüzünden cehenneme atılmalar gibi dinin temel ilkelerine ters düşen çok sayıda kıssa eskiden beri halk arasında meşhur olmuş, vaazlarda ve halkın rağbet ettiği kitaplarda çokça yer almıştır.
c) Tasavvufta kıssa çok önemlidir. Kerâmet hikâyeleri ve menkıbe denilen büyük zat kabul edilenlerle ilgili anlatılarda, rivâyetlerde, Mesnevî gibi meşhur eserlerde kıssadan büyük ölçüde yararlanılır.
d) Kur’an’da hiç kıssa anlatılmaz. Kur’an kıssalara karşı hep olumsuz tavır takınmamızı emreder. Bizim de kıssa ile meşgul olmamızı tümüyle yasaklar. Kur’an sadece peygamberlerin hayat hikâyelerini nakleder; bunlara da kıssa denilemez.
640- Yeis hali ve bu haldeki iman ve tevbe konusundaki değerlendirmelerle ilgili olarak aşağıdaki ifâdelerden hangisi yanlıştır?
a) Bir kimsenin yeis (ümitsizlik ve korku) halinde iman etmesi, kendisine yönelen ve yakasına yapışan azâbı gidermek için olup ihtiyârî, yani özgür seçmeye dayanan ve hakiki iman değildir. Hakiki iman ihtiyâr ve istek ile Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızâsını elde etmek için sahip olunan imandır.
b) Kâfir bir kimse, ölürken ölümün şiddetli halleri kendisine gelip çattığı ve İlâhî azâbı müşâhede ettiği vakit iman ederse, bu imana iman-ı yeis denilir.
c) Yeis halinde de iman ve tevbe geçerlidir. Dünyada imanın ve tevbenin geçerli olmadığı hiçbir zaman yoktur. Ancak insan ölünce artık son pişmanlık fayda etmeyecek, sadece öldükten sonra iman ve tevbenin faydası görülmeyecektir.
d) Önceden iman etmeyen bir kâfir, üzerinde ölümün emâreleri belirip ölümün şiddetli halleri kendisini sardığı zaman; helâk işaretleri gelip iman etmeyenleri yakalayınca; güneşin Batıdan doğması gibi kıyâmetin açık ve büyük alâmetleri zuhur ettiğinde veya kıyâmet kopmaya başlayınca bütün bu durumlarda iman edenlerin imanları kabul edilmez, bu imanları kendilerine bir fayda getirmez. Bu zamanlardaki imana iman-ı yeis denilir.
- 1246 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
641- Müslim’in rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte rüyaların üç kısım olduğu ifâde edilmektedir. Aşağıdakilerden hangisi hadiste belirtilen bu rüya çeşitlerinden biri değildir?
a) Allah’tan müjde olan sâlih/doğru rüya
b) Şeytanın verdiği üzüntü cinsinden rüya
c) Kişinin kendi kendine konuştuğu şeyler (günlük uğraşılan ve ruhta/nefiste iz bırakan rüya)
d) Evliyâ kabul edilen kimselere ilham şeklinde gelen ve kesin bilgi oluşturan rüya
642- Kur’ân-ı Kerimin Kehf sûresinde: “Katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve kendisine ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul” diye bahsedilen zât, müfessir ve âlimlerin ekserisine göre kimdir?
a) Mehdi b) Evliya c) Bel’am d) Hızır
643- Yöneticiliği birine vermek, bir kimsenin yöneticiliğini benimsemek demek olan ve kavram olarak, müslümanların devlet başkanını seçme, belirleme ve İslâmî hükümlere uygun tüm işlerde ona itaat ve bağlılık sözüne, bağlılık göstermesine Kur’ânî kavram olarak ne ad verilir?
a) hilâfet b) itaat c) bey’at d) fıtrat
644- Kelime anlamı olarak; huylar, seciyeler, insanın mânevî yapısını belirleyen özellikler demek olan ve terim olarak “insanın bir amaca yönelik olarak kendi arzusu ile iyi davranışlarda bulunup kötülüklerden uzak olması” şeklinde veya “insanın nefsinde yerleşen öyle bir hey’ettir ki, fiiller hiçbir fikrî zorlama olmaksızın, düşünüp taşınmadan bu meleke sâyesinde kolaylıkla ve rahatlıkla ortaya çıkar” diye tanımlanan Kur’an kavramı, aşağıdakilerden hangisidir?
a) takvâ b) ahlâk c) amel d) kardeşlik
645- Fıtratın tanımı konusunda, aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Fıtrat: İnsanın dış tesirlerden etkilenen ve sık sık değişen ruh halini anlatan, Allah’ın insan gönlündeki değişik tecellileri anlamında bir Kur’an kavramıdır.
b) Fıtrat: İlk yaratılış sırasında Allah'ın insan tabiatına bahşettiği yaratanını tanıma eğilimi, ruh temizliği gibi olumlu yatkınlıkları ifâde eden bir kavramdır.
c) Fıtrat: Hakkı benimseme yatkınlığı, güzel yetenek ve meyiller anlamına gelir.
d) Fıtrat: Allah'ın, mahlûkatını, kendisini bilip tanıyacak ve idrak edecek bir hal, bir kabiliyet üzere yaratmasıdır.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1247 -
646- “Hızır”la ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Kur’ân-ı Kerim’de Hızır ismi geçmez. Kehf sûresinde bahsedilen kendisine rahmet ve ilim verilen kulun Hızır olduğu kabul edilir.
b) Hızır, Hz. İsa zamanında yaşamış, İlâhî izinle ona, bazı olayların içyüzünü gösterip izah etmiştir. Hızır, hâlâ hayattadır, Allah’ın izniyle zorda kalan mü’minlerin imdadına yetişir.
c) İslâm âlimleri, Hızır’ın peygamber, velî veya melek olduğu konusunda değişik görüşler ileri sürmüşlerdir. Onun peygamber olma ihtimali en doğru görüştür.
d) Hızır kelimesi, Arapça kaynaklarda hadır (hadr, hıdr) şeklinde yer alan ve Arapça menşeli olduğu kabul edilen bir kelimedir. Hadır: Yeşil, yeşilliği çok olan yer anlamındadır. Hızır’a bu ismin, kuru yerde oturduğunda altından otların yeşerip dalgalanması sebebiyle verildiği kabul edilmektedir.
647- Aşağıdaki gruplardan hangisi, Kur’an’ın çok önem verdiği ahlâkî davranışlardan değildir?
a) sâlih amel, infak, ıslah, ahde vefâ/sözde durmak, tevbe, şükür
b) sabır, adâlet, af, ihsân, ihlâs, Allah’ı sevmek ve Allah için sevmek, doğru olmak
c) misvak kullanmak, sakal bırakmak, türbeleri ziyaret etmek, bir âlime/mürşide bağlanmak
d) içki ve kumardan sakınmak, gıybet etmemek, alaydan kaçınmak, lakap takmamak
648- “Her doğan insan, …… üzere doğar. Sonra anne ve babası onu ……, hıristiyan, …… yapar.” Buhârî ve Müslim’in rivâyet ettiği ve müslüman halk arasında da meşhur olan bu hadis-i şerif mealinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) İslâm; müşrik; yahûdi
b) sünnetullah; yahûdi; dinsiz
c) iman; kâfir; yahûdi
d) fıtrat; yahûdi; Mecûsi
649- İnsanların birbirleri hakkında, ellerinde belge olmaksızın bir kısım çirkin tahminlerde bulunmaları, İslâmî kavram olarak aşağıdakilerden hangi tâbir ile ifade edilmektedir?
a) kesin yargı b) zulüm c) sûi zan d) nemîme
- 1248 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
650- Kehf sûresindeki kıssada anlatıldığına göre, Hz. Mûsâ, şartsız olarak tâbi olma sözü vermiş olduğu zâta, bir müddet sonra itiraz mâhiyetinde soru yönelterek vermiş olduğu sözü çiğnemişti. Buna rağmen Mûsâ (a.s.) özür dileyince, karşısındaki zât tarafından özrünün kabul edilmiş olmasının sebebi, aşağıdakilerden hangisidir?
a) O adamın, Mûsâ (a.s.) tarafından öldürülme korkusu
b) Mûsâ (a.s.)’ın, hiçbir kasıt taşımaksızın, kendi sözünü unutarak çiğnemiş olması
c) O adamın, Mûsâ (a.s.)’ı kovması halinde, yalnız kalacağı endişesi
d) Özrünü kabul etmese daha büyük yanlışlar yapacağının kesin şekilde belli olması
651- Müslümanlar Hudeybiye antlaşması ve ondan sonraki dönemler için Peygamberimiz’e bağlılık yemininde bulunmuşlardı. Bu bağlılık akdini ifade eden kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) bey’at b) vefa c) sıdk d) eminlik
652- Cum’a namazının diğer farz namazlardan ayrılan özellikleri konusunda aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Mutlaka toplu halde (cemaatle) kılınır.
b) Kadınlar ve köleler Cuma namazı kılamaz.
c) Hutbe okunarak insanlara Allah (Ona zikir, ibâdet vb.) hatırlatılır.
d) Ezan okunduğunda, mü’minlerin alış-verişi bırakıp namaza gitmesi gerekir.
653- Zan konusuyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) İki türlü zan vardır. Zan, tahmin ve ihtimale dayandığından, zannın bazısı Kur’an’da yasaklanmıştır. Yasaklanan zan, daha çok sûi zan denilen kötü zandır.
b) Yasak edilen zannın içine, Allah Teâlâ’ya karşı duyulan hüsn-i zan, açıkça şüpheli yerlerde gezen kimse hakkındaki zan, dünya işlerinde yapılan zan girmez.
c) Herhangi birinin özel durumlarını araştırmak, eksiklerini, kusurlarını öğrenme isteği anlamına gelen “tecessüs” sûi zanla alâkası olmayan bir güzel ahlâk özelliğidir.
d) Tüm kâfirler kesin bilgiye değil, zanna uymaktadırlar. Doğruluğu kesin bilgi, Allah’tan gelen ilim, yani vahiydir. İnsanlar tarafından ortaya atılmış tüm ideolojiler, felsefe ve düzenler, birer zandır ve insanı kesin bilgiye götürmez.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1249 -
654- Kehf sûresindeki kıssada, aşağıdaki seçeneklerde bahsedilen hangi noktaya işaret edilmektedir?
a) İnsanların, vermiş oldukları sözlerde her zaman durmaması normaldir.
b) İnsanlar, tâbi olma sözü verdikleri bir kişiye, itaat etmek zorunda değildir.
c) Kişi, unuttuğu şeyden dolayı kınanır. Olgun bir insan, verdiği sözü kesinlikle unutmaz.
d) Sabır, özellikle zorlu bir sınavdan geçebilmenin en önemli başarı fonksiyonudur.
655- Aşağıdakilerden hangisi, İslâm devlet başkanı demek olan ve kendisine bey’at edilip meşrû her emrine itaat edilmesi gereken “halife”nin görevlerinden biri değildir?
a) Allah’ın hükümlerini tatbik etmek
b) İslâm devletinde yaşayan fertlerin malını, canını, dinini, ahlâkını, neslini korumak
c) İslâm devleti sınırları içinde gayr-i müslimler varsa, onları zorla da olsa müslüman yapmak
d) Cihadı tanzim edip ordular hazırlamak, gerektiğinde İslâm ordusuna komutanlık yapmak
656- Ensar ile muhâcirler arasında oluşturulan muâhât/kardeşlik konusuyla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Nübüvvetin on üçüncü senesi olan Hicretin ilk yılında Hz. Peygamber tarafından gerçekleştirilmiştir.
b) Hicretten 12 yıl sonra Hz. Ebû Bekir tarafından Ridde savaşları öncesinde ashâbın kenetlenmesi ve cihada hazır olması için gerçekleştirilmiştir.
c) Mal ve mülklerini Mekke’de bırakıp Medine’ye hicret eden muhâcirleri mahrûmiyetten kurtarmak ve onları Ensar ile kaynaştırmak için yapılan mânevî kardeşliktir.
d) Yüz civarındaki sahabi arasında yapılan bu kardeşlik; hak, eşitlik ve miras konusunda karşılıklı yardımlaşmayı gerekli kılıyordu. Miras hükmü, daha sonra inen âyet ile kaldırılmıştır.
- 1250 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
657- İnsan, birçok ahlâkî günahı diliyle işler. Nice sevaplar da dille mümkün olur. Kur’ân-ı Kerim, söze çok önem verir. Söz ve konuşma anlamına gelen “kavl” kelimesi ve türevleri Kur’an’da tam 1721 yerde geçer. Gıybet, alay, lakab, iftira, yalan gibi sözle işlenen ahlâkî problemleri haram ve günah sayan Kur’an’ın söz hakkındaki değerlendirmeleriyle ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Haklı bile olsa, hakkı müdafaa için de olsa, insanın konuşmasından susması daha hayırlıdır.
b) Güzel sözü güzel ağaca, kötü sözü de pis bir ağaca benzeten Kur’an, sözlerin en güzeliyle konuşmayı emreder.
c) Kur’an’a göre, insanların çoğunu güzel söz söylemekten ve güzel söze icâbet etmekten alıkoyan şeytandır.
d) Kur’an, sadece gıybet ve kötü lakabı değil, faydasız ve boş sözleri bile kurtuluşa engel görür.
658- Hızır hakkında tevhide ters birçok inanış ve anlayış vardır. Aşağıdakilerden hangisi bunlardan biri değildir?
a) Hızır, hâlen hayattadır ve kıyâmete kadar yaşayacaktır. Bazı insanlara ve özellikle Allah dostlarına gözükür, sonra âniden kayboluverir.
b) Hızır, Hz. Mûsâ’nın içyüzünü bilemediği için ilk anda itiraz edip sorular sorduğu bazı gaybî konularda Mûsâ (a.s.)’a dersler veren ilim ehli ve büyük ihtimalle peygamber olan bir zâttır.
c) Bazı kulların imdâdına yetişen, her yerde bulunabilen ve her kılığa girebilen, insanlara bereket ve bolluk saçan ya da kahredip helâk eden bir zâttır.
d) Baharı İlyas’la birlikte Hızır getirir; çiçekleri o açar, yeşillikleri onun attığı adımlar bitirir. Tabiattaki varlıkları kendi emrine alarak hizmetinde kullanabilir.
659- Aşağıdakilerden hangisi Hucurât sûresinde belirtilen ahlâkî haramlardan olan ve mü’minlerin birbirleri hakkında yapmaları şiddetle yasaklanmış olan günahlardandır?
a) Birbirlerine zulmü emretmek
b) Birbirlerini velî/dost edinmemek
c) Birbirlerinde kusur araştırmak
d) Birbirleriyle samimiyeti kesmek
660- Allah’ın mutlak birliğini (tevhidi) ifade eden, putçuluğu ve şirki reddeden, mutlak gerçeğin ve doğrunun tanımını yapan, Kur’an’da İbrâhim (a.s.)’in milleti/dini olarak da belirtilen dinî nitelik, aşağıdakilerden hangisidir?
a) kulluk b) muvahhid c) ibâdet d) hanîf
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1251 -
661- İman-ahlâk ilişkisi konusunda aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) İslâm dinindeki iman ve ibâdet esaslarıyla ahlâkî buyrukları kesin çizgilerle birbirinden ayırmak mümkün değildir; bunlar Kur’an ve hadislerde birbiriyle kaynaşmış durumdadır.
b) İmanı kâmil olan mü’minlerin ahlâkı gâyet güzel ve mükemmeldir; ahlâkı gerçekten ve tümüyle güzel olanların da imanları kâmildir.
c) İman ve amel ayrı olduğu gibi, imanla ahlâk da ayrıdır; biri olup diğeri olmayabilir.
d) Ahlâkî problemler, nice hadiste çoğu kez imanla irtibatlandırılarak ifade edilmiştir.
662- Hızır’la irtibatlandırılarak gündeme getirilen “âb-ı hayat” konusuyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Âb-ı hayat, içeni ölümsüzlüğe kavuşturduğuna inanılan efsânevî su demektir.
b) Âb-ı hayat, hayat ağacı demektir. Bu ağaç, genel kabule göre Hz. Âdem’in Cennette yemesi yasak kılınan ağaçtır.
c) Âb-ı hayat, bütün dünya mitolojilerinde mevcut olan, câhiliyenin ortak bir kavramıdır.
d) Âb-ı hayatla ilgili efsâneler, asr-ı saâdetten çok sonraları tasavvufçular ve şâirler tarafından işlenmeye ve müslüman topluma yayılmaya başlanmıştır.
663- Hucurât sûresindeki bir âyette, kardeşlik hukukuyla ilgili olarak, mü’minlerden iki topluluk birbirleriyle savaşırlarsa, bu durumun halledilmesi için diğer mü’minlere bazı görevler verilmektedir. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi, bu görevlerden biri değildir?
a) Barış isterlerse, aralarını düzeltmek; eğer savaşmayı tercih ederlerse kimin gâlip geleceğini beklemek
b) Aralarını düzeltip barış yapmalarını sağlamak
c) Barışa yanaşmayan saldırgan tarafla savaşmak
d) Aralarında adâletle hükmetmek, âdil olmak
- 1252 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
664- Hilâfet ve halife konusunda aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?
a) Peygamberimiz'den sonra, ona halef olarak mü'minlere emîr olan, yani İslâm devletinin başkanı olarak kabul edilip kendisine bey’at edilen kimseye halife denir.
b) Allah, Âdem'i ve dolayısıyla bütün insanları kendisine halife kılmıştır. Bütün insanlar, Allah'ın halifesidir, vekilidir.
c) Allah'ın bir ümmete, başkalarından sonra hâkimiyet ve istiklâl vermesi, birçok toplumları o ümmetin idaresi altında birleştirmesine istihlâf/halife kılma denir.
d) Hz. Peygamber'den sonra, müslümanların devlet ve hükümet başkanı olarak bey'atle seçilen dört örnek halifeye hulefâ-i râşidîn/râşid halifeler denir.
665- Îsâr ne demektir?
a) İslâm’ın yasakladığı cimrilik demektir, yani cömertliğin zıddı anlamındadır.
b) Câhiliye ahlâkı demektir, yani her dönemdeki kâfirlerin kötü ahlâkı anlamına gelir.
c) Bir müslümanın, din kardeşini kendine tercih edecek özveri/fedâkârlık yapması demektir.
d) Peygamberimiz’e bey’at edip O’na itaat sözü vermek demektir.
666- Kehf sûresindeki kıssadan alınacak hikmetler cinsinden; insanlar için güvensizlik oluşturup, aralarında ayrılığı meydana getiren haklı gerekçelerden bir tanesi, aşağıdakilerden hangisidir?
a) İki taraftan bir tanesinin, güç ve mevki olarak diğerinden çok üstün olması
b) Dünyevî çıkarların iki taraf için de kaçınılmaz olması
c) Sözde durmama konusunda unutmanın bahane olarak sunulmasına rağmen, aslında unutmadığının bilinmesi
d) Verilen sözde durmamanın alışkanlık haline getirilmiş olması
667- Fetih sûresinin 10. âyetinde, mü’minlerin Allah rasûlüne olan bağlılık yeminleri hakkında hangi hususa vurgu yapılmaktadır?
a) Mü’minlerin birbirlerine bey’ati Allah Rasûlüne bey’at etmek gibidir.
b) Ciddi zorluklarla karşılaşılırsa, bey’at sözü geri alınabilir.
c) Allah Rasûlüne bey’at edenler, Allah’a bey’at etmiş olurlar.
d) Bey’at eden insanlar, mutlaka cennete girerler.
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1253 -
668- Aşağıdakilerden hangisi, Hanefî mezhebine göre Cuma namazının sahih olması için gerekli şartlardan biri değildir?
a) Cuma namazının cemaatle kılınması
b) Cuma namazının bir şehirde bir tek yerde kılınması
c) İslâm devlet başkanı veya onun nâibinin Cuma namazını kıldırması
d) Cuma kılınacak yerin şehir veya şehir hükmünde olması
669- Birinin, herhangi bir Müslüman kardeşinin arkasından, duyduğu zaman onun hoşuna gitmeyeceği (bedeninde, yaratılışında, soyunda, işinde, sözünde, dininde, dünyasında, elbise, ev veya bineğinde ya da aile fertlerinde bulunan eksiklik veya kusuru belirten) sözler söylemesine, böyle bir ahlâkî probleme Kur’an kavramı olarak ne ad verilir?
a) gıybet b) nemîme c) iftira d) sûi zan
670- Anlam olarak; yaratılış, belli yeteneklere ve yatkınlığa sahip oluş, karakter, mizaç, doğal eğilim, huy gibi mânâlara gelen ve insandaki Allah’a iman ve ibâdet etmeye meyil ve kabiliyeti ifade eden kelime aşağıdakilerden hangisidir?
a) bey’at b) fıtrat c) vicdan d) ruh
671- Kehf sûresindeki kıssadan bir gerçekliğin kavranılması konusunda alınacak hikmetler cinsinden; aşağıdaki seçeneklerde belirtilmiş olan açıklamalardan hangisi doğrudur?
a) İdrâk edilmesi zor olan hiçbir şeyde, asla gerçeklik payı bulunmaz.
b) İnsanlar bütün gerçekleri, bütün hikmeti ile ânında idrâk edebilir.
c) Bazı gerçekler, belirli bir süreçten sonra daha iyi kavranabilir.
d) Gerçekleri öğrenmenin yolu, sadece akıl yürütmek ve olayların zâhirine bakmaktır.
672- Fıtrat konusuyla ilgili olarak aşağıdaki hükümlerden hangisi yanlıştır?
a) İslâm’ın yaşanmadığı ortamlarda fıtrat bozulmaya ve aşınmaya başlar.
b) Fıtratın doğru çizgide ilerlemesini engelleyen en tehlikeli etken şirktir. Allah’ı unutmak ve hevâya uymak da fıtratı saptırır.
c) İslâm, insan yaratılışına, yaratılışındaki İlâhî yasalara veya başka bir ifadeyle Allah tarafından insan bünyesine uygun olarak konulmuş olan fıtrat dinidir.
d) Kâfirlerle müslümanların fıtratları çok farklıdır. Daha doğuştan itibaren bu farklılık kendini gösterir.
- 1254 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
673- İslâm ahlâkının özellikleri ve diğer ahlâk anlayışlarıyla arasındaki farklar konusunda, aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) İslâm ahlâkının kaynağı din, mihveri takvâ (Allah korkusu), gâyesi Allah rızâsıdır.
b) İslâm ahlâkı mutlak hayra sahiptir. Allah’ın, her şeyi her yerde gördüğü inancı ve O’nu râzı etme gayreti sözkonusudur.
c) İslâm ahlâkı son derece geniş insan özgürlüğüne dayanır. İnsan, gücünü dünyadaki menfaatleri doğrultusunda kullanmaya yönlendirilir.
d) İslâm ahlâkında genel maslahat önemlidir. Güç getirilemeyecek emirler ve zorlama yoktur. Zamana ve zemine göre değişmez, sâbit ilkelere dayanır.
674- “Hıdırellez” konusuyla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi, tümüyle doğru değildir?
a) Hıdırellez, Hızır ve İlyas isimlerinin halk ağzında aldığı şekilden ibarettir. Hıdırellez, kökü İslâm öncesi eski Orta Asya, Ortadoğu ve Anadolu yaz (bahar) bayramlarına dayanan câhiliye törenidir.
b) Hıdırellez, İslâm’a göre kutsal kabul edilen bir gündür. Bütün dünyada 1 Mayıs’ta kutlanılan, bazılarına göre bahar bayramı denilen önemli bir gündür. Bu günü nâfile oruçla geçirmek ve gecesini de teheccüdle değerlendirmek gerekir.
c) Hıdırellez, halk arasında ölümsüzlük sırrına erdiklerine ve biri karada, diğeri denizde darda kalanlara yardım ettiklerine inanılan Hızır ve İlyas peygamberlerin yılda bir defa bir araya geldikleri gün olarak kabul edilir.
d) Baharın geldiğini müjdeleyen gün olarak kabul edilen Hıdırellez törenlerinde, yeşillik, su ve ateş hususlarıyla ilgili uygulamalar, bu halk bayramının putperest köklerini çok belirgin şekilde ortaya koymaktadır. Dilek tutma, uğursuzlukları giderme, adak adama ve ateşle ilgili bazı uygulamalar, genç kızların bu güne yükledikleri anlam ve eylemlerden dolayı tevhide ters nice inanış ve davranışlara şâhit olunan büyük bir bid’attir.
675- Hucurât sûresinde, kardeşlikle ilgili olarak yapmamız gereken bazı emir ve tavsiyeler vardır. Aşağıdakilerden hangisi bunlardan biri değildir?
a) Her durumda kardeşlerimizi savunmak, sürekli onların yanında yer almak
b) Kardeşlerin arasını bulup ıslah etmek, (kötü) lakap takmamak
c) Gıybet etmemek, sûi zanda bulunmamak
d) Tecessüs yapmamak, yani kusur araştırmamak, fâsığın getirdiği haberi araştırmak
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1255 -
676- Akabe Bey’atleri ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Hz. Peygamber (s.a.s.), Medine’den gelip ilk Müslüman olanlarla nübüvvetin on ikinci ve on üçüncü yılları olan miladî 621-622 yıllarında Mekke’nin Akabe adı verilen mevkiinde yaptığı iki anlaşma ve ahidleşmeye, Akabe Bey’ati adı verilir.
b) Gündüz vakti, Kâbe’nin etrafında bir ağacın altında yapılan bu bey’atler, açık şekilde ve Mekke’li müşriklere meydan okuyacak tarzda yapılmıştı. Bu bey’ate, aynı zamanda bey’atü’r-rıdvân adı verilir. Bu bey’atin altında yapıldığı ağaca da şecere-i rıdvân denilir.
c) Birinci Akabe bey’atine on iki kişi katılmıştı. Bunlardan yarısı, bir sene önce İslâm’ı kabul eden Hazrec kabilesine mensup altı kişi idi. İkinci Akabe bey’atine ise ikisi kadın yetmiş beş müslüman katıldı.
d) Rasûlullah’ın savaş ve barışta korunacağına dair kararların alındığı İkinci Akabe bey’ati, İslâm devletinin kurulmasında önemli bir dönüm noktası sayılır, bu bey’atle İslâm devletinin temeli atılmış kabul edilir.
677- Sanat konusunda aşağıdaki görüşlerden hangisi doğrudur?
a) Sanat, sanat içindir. Sanat, kendinden başka bir amaca hizmet etmemelidir.
b) Sanat, olağanüstü bir bilgi ve yetenek gerektiren üstün bir yaratıştır.
c) Sanat, duygu ve düşüncelerin, estetik biçimde ve ruhu besleyecek tarzda dışa vurulmasıdır, dinin estetik tebliğidir, hakkı arama, duyma ve duyurmadır.
d) Gerçek sanat, insanın güzellik duygusuna ve arzularına hitap eden ve sihirli bir yolla verilen eserdir, insan nefsine hoş gelen ses ve görüntülerdir.
678- Hz. Mûsâ-Hızır kıssasından alınacak ders ve ibretler konusunda, aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Her bilenin üstünde bir bilen vardır. Kişi, kendi bilgisiyle böbürlenmemelidir.
b) Olaylarda Allah’ın hikmetleri vardır. İnsanın bazen kötü gördüğü bir şey, aslında iyidir; insan, içyüzünü bilemediği için onu şer zanneder.
c) İlim öğrenmek için gerektiğinde başka yerlere gitmeli ve yol zahmetine, tahsilin meşakkatine katlanmalıdır.
d) Bir âlimin/mürşidin huzurunda susmak, kalben bile olsa itirazdan sakınmak, onun şeriate aykırı görünen bazı sözleri ve davranışları karşısında efendisi hakkında şüpheye düşmeyip ona kayıtsız şartsız teslim olmak gerekir.
- 1256 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
679- Bey’at sonucu mü’minler adına ülkeyi yönetme yetkisine sahip olan ve Allah’ın indirdiği hükümlerin adâlet ve istişâre ile tatbikini sağlayan kimseye bir Kur’an kavramı olarak ne ad verilir?
a) sultan b) padişah c) halîfe d) cumhurbaşkanı
680- Kur’an’da eleştirilen şâirlerin vasıfları konusunda aşağıdaki özelliklerden hangisi yanlıştır?
a) Kendilerine sapıklar uyarlar.
b) Sözün en güzelini söylemeye çalışırlar.
c) Her vâdide şaşkın şaşkın dolaşırlar ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylerler.
d) Şeytanlara kulak verirler, onlardan ilham alırlar.
681- Kehf sûresindeki kıssada anlatıldığına göre, Hz. Mûsâ, Allah’ın lutfundan özel bir bilgi ile donatılmış olan bir zâtla karşılaşınca ona niçin tâbi olmak istemiştir?
a) Kendisini doğru yola iletecek bir bilgi öğretmesi için, tâbi olmak istemişti.
b) Zenginliğinden pay sahibi olmak istemişti.
c) Onun bulunduğu mevki sâyesinde, belirli siyasal menfaatler gözetmişti.
d) Düşmanlarının tehditlerine karşı, kendisini korumasını istemişti.
682- Zâlim ve fâsığın imâmeti/yöneticiliği konusunda, mürcie adlı sapık grubun dışında tüm İslâm âlimlerinin görüşü olarak, aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Zâlim ve fâsık yönetici, mekruh görülmekle birlikte, yöneticiliği câizdir/geçerlidir.
b) Zâlim ve fâsık yönetici, gayr-ı meşrûdur; ümmet, -eğer imkânı varsa- onu hemen alaşağı eder.
c) Zâlim ve fâsık yönetici, "ülü’l-emr" olduğu için kendisine itaat gerekir, isyan edilmez.
d) Özellikle günümüzde bu olumsuz özelliklerden uzak imam/yönetici bulunamayacağından, mecbûren ve fiilî durum olarak kabul edilir.
683- Ashâbın, Allah’ın râzı olacağı şekilde, Kur’an’ın hükümlerine uyacaklarına ve Rasûlullah’ı koruyup onun yanında düşmanlarına karşı sonuna kadar savaşacaklarına dair Hudeybiye’de Hz. Peygamber (s.a.s.) ile ahidleşmeleri olayına ne ad verilir?
a) Medine Vesikası b) Akabe Bey’ati
c) Bey’atu’r-rıdvân d) Huneyn Anlaşması
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1257 -
684- İnsanlar bakarak, dinleyerek de ibâdet etmiş olabilir. Aşağıdakilerden hangisi böyle ibâdet sevabı getirebilecek örneklerden biri değildir?
a) İlâhî emre uymak ve ibret almak için kâinata bakmak, evren adlı büyük kitabı okumak
b) Kâbe’ye bakmak, okumak için Kur’an’a bakmak
c) Ezanı dinlemek, Kur’an’ı dinlemek
d) Eski büyük câmilere bakmak ve mevlit dinlemek
685- Cuma namazıyla ilgili Hanefî mezhebinin ileri sürdüğü Cuma namazını halife veya onun vekilinin kıldırması şartı konusundaki delil hakkında, aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Bu konuda birçok sahih hadis vardır. Kuvvetli delillere dayandığı için diğer mezhepler de Hanefîlerin bu görüşünü aynen şart olarak kabul ederler.
b) Dârulharpte müslümanların başında halife olmadığı için, Cumanın bu şartı yerine gelmeyeceğinden kesinlikle Cuma kılınamaz. Müslümanlar kendi içlerinden birini seçerek arkalarında Cuma namazı kılamazlar; çünkü seçtikleri kişi onların halifesi veya onun tayin ettiği kişi değildir.
c) Bu konuda hiçbir âyet ve sahih hadis yoktur. Tek delil olarak ileri sürülen İbn Mâce’nin Câbir bin Abdillah’tan rivâyet ettiği hadis, İbn Mâce’nin kendi ifadesine göre de, hadis âlimlerine göre de zayıftır, amel edilemez. Kaldı ki, tüm Hanefî usûlcülere göre, sahih bile olsa (mütevâtir olmadığı için) delil kabul edilmemesi gerekir.
d) Allah ve Rasûlü, Cuma namazını bazı şartlar yoksa kılmayın, diye çok net uyarıda bulunmuştur. Cuma namazını halifenin kıldırması da bu şartlardandır. O yüzden Allah’ın ve peygamberinin koyduğu şartlara uyulmadığı ve onların bu şekilde namazı yasakladıkları için halifenin veya nâibinin kıldırmadığı Cuma namazını kılmak sevap değil, günahtır.
686- Kehf sûresinde anlatılan Hz. Mûsâ ile kendisine ilim ve rahmet verilen kul kıssasından yola çıkılarak alınacak ders ve ibretler konusunda aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Unutmak gibi sevilmeyen şeyler, mecâzî olarak şeytana nisbet edilebilir.
b) Zâhirle hükmetmek çoğu zaman yanlış neticeler verir; her işin bâtınını keşfedip içyüzünü öne çıkararak gereken neyse ona göre davranmalıdır.
c) Bir kimse, ileride yapacağı bir işi söylerken önce “inşâallah” demelidir.
d) Hata yapılınca mutlaka özür dilemek gerekir.
- 1258 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
687- Cinler hakkındaki aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Onlar da insanlar gibi Allah’a ibâdet edip kulluk yapmak için yaratılmıştır.
b) Cinlerden şerli olanlar, kendilerine tâbî olan insanları da yoldan çıkarırlar.
c) Göğün gizlediği sırları öğrenmek isterler; ama buna asla güçleri yetmez.
d) Özel yaratılışlarından ötürü, istikbali, insanların başına neler geleceğini bilirler.
688- Peygamber Efendimiz’e, ilk vahyedilen âyetler hangi sûrenin ilk âyetleridir?
a) Fâtiha b) Müzzemmil c) Alak d) Müddessir
689- İnsanların saâdet ilkelerinden bahseden Asr sûresinde, asra yemin edilmesinin sebebi olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Asrın, zamanın önemine vurgu yapılmıştır.
b) Asrın, zamanın kötülüğüne dikkat çekilmekte, bu asırda yaşayan insanların hüsrandan kurtulamayacakları belirtilmektedir.
c) Zamanı iyi kullanıp değerlendirememe ile insanların hüsrâna uğramaları arasında çok yakın bir ilişki vardır.
d) Çoğu insan, kaybolup giden zamanı boşa harcamakta, Allah’ın gösterdiği istikamette zamanı değerlendirmekte ihmalkâr davranmaktadır.
690- Lügatta fısıltı, hışırtı ve fışırtı gibi gizli ses, fiskos, kuruntu, işkillenme gibi anlamlara gelen; terim olarak da kalpte meydana gelen şüphe, tereddüt, vehim, kuruntu, iç üzüntüsü, nefis ve şeytanın meydana getirdiği iç karışıklığı anlamlarında kullanılan, yani şeytanın insanın gönlüne ilkası, kötü bir işin yapılması, iyi bir işin terkedilmesi veya geciktirilmesi ya da eksik yapılması için insanı kışkırtması, aklını çelmesi, nefsin bayağı arzularına uymaya teşvik etmesi için kullanılan Kur’an kavramına ne ad verilir?
a) vesvese b) telkin c) dalâlet d) şeytanlık
691- Alevli ateşten, başka bir ifade ile enerjiden yaratılmış olan ve 72. sûreye isim olan gözle görülmeyen varlıklar, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Melek b) Cin c) Ruh d) şeytan
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1259 -
692- Vesvese vermekle ünlü İblis'in Âdem (a.s.)'e secde etmeyişi ve bu hatasını savunmasındaki ifadelerden yola çıkarak, İblis'in mantığı konusunda, seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Akılcılık: Allah'ın hükmüne rağmen kıyas ve mantık yürüttü; aklını tek ölçü kabul ederek akıllılık değil, akılcılık yaptı.
b) Irkçılık: Yaratıkları ruhî yapısıyla, Allah'ın verdiği nimetlerle değerlendirmeyip yaratıldığı maddenin özellikleriyle, asaletiyle ve soyuyla değerlendirdi.
c) Materyalizm: Âdem'i sırf toprak kabul etti; maddeye takıldı, ölçüsü madde idi.
d) Suçlama: Hz. Âdem'in yeryüzünde fesat çıkarıp kan dökeceğini iddia etti; fesat çıkaranın üstünlüğü olmazdı.
693- Yazılı bir metnin harflerini tanıyarak ne yazıldığını anlama, kıraat etme, tilâvet etme, yazılı bir metnin içeriğini kavrama ve öğrenmeye …….. denir. Dilin seslerini gözlerimizle ayırmaya yarayan işaret sistemine ……. denilir. Yazı, çeşitli işaretlerle gösterilir. Dilde kullanılan sesleri gösteren işaretlere ….. adı verilir. Bir dildeki harflerin belli bir sıraya göre dizilmesine ise …… denilir.
Yukarıdaki tanımlarda boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) okuma; yazı; harf; alfabe b) tilâvet; harf; yazı; kitap
c) kıraat; hece; harf; yazı d) okuma; alfabe; harf; kitap
694- Aşağıdakilerden hangisi şeytanın başvurduğu yöntemlerden biri değildir?
a) İnsanı Allah'la aldatır, O'nun affının geniş olduğunu, nasıl olsa günahları affedeceğini insana fısıldayarak vesvese verir.
b) Haramları süsler, bâtılı hak gösteren telkinlerde bulunur. Süslü, yaldızlı ve çekici, ama saptırıcı/çarpık sözlerle insanları kandırmaya çalışır.
c) İmanı güçlü olan, ihlâslı kullara zararı ve etkisi daha büyük olur. Onlara düşman olduğundan onları Allah yolundan saptırmaya çalışır, çoğunda da başarılı olur.
d) Mal ve dünyalık konusunda korkuya düşürür. İnfak ve sadaka konusunda cimrilik ve açgözlülüğü emreder. Bâtıl yollarda ise isrâfı teşvik eder.
695- Bilindiği gibi, Kur’ân-ı Kerim’e göre, insanın önüne, okunmak üzere konulan üç temel kitap vardır. Bu üç kitap, aşağıdakilerden hangileridir?
a) Kur’an; kâinat kitabı; insan b) Kur’an; İncil; Tevrat ve Zebur
c) Kur’an; akıl; kalp d) Kur’an; teknik; ahlâk
- 1260 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
696- Bazı kâfir cinlerin göklerdeki esrârı dinlemek ve gayba ait bilgileri çalmak için yakın göğün tavanına kadar uzandıklarında, kendilerine engel olan sert ve güçlü muhâfızlar ile bir tür alev huzmelerinden bahsedilir. Göğün sır kapısına yaklaşan her cinin peşine takılarak kovalayan bu ateş alevinin Kur’an’da geçen ifadesi, aşağıdakilerden hangisidir?
a) nâr b) şihâb c) misbâh d) nûr
697- Bilindiği gibi, Kur’ân-ı Kerim’de zamanı ifade eden çok sayıda kelime vardır. Bunlardan “Nehâr, fecr, duhâ, zuhr, leyl, ân ve dehr” kelimelerinin anlamları sırasıyla seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
a) öğle, şafak, sabah, ikindi, akşam, şimdiki zaman, zaman
b) gece, öğle, kuşluk vakti, ikindi, gündüz, zaman, şimdiki zaman
c) sabah, öğle, şafak vakti, akşam, gündüz, süre, ebedî
d) gündüz, sabah, kuşluk vakti, öğle, gece, şimdiki zaman, uzun zaman
698- İnsanların kötülüklerden korunabilmeleri için bütün İlâhî emir ve yasaklara uyarak, söz ve işleriyle Allah'a sığınmayı istemelerini ifade eden kavram, aşağıdakilerden hangisidir?
a) istiâze b) istiâne c) duâ d) besmele
699- "İblis: 'Ben, onları (insanları) saptırmak için Senin doğru yolun üstünde tuzak kuracağım. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım. Sen onların çoklarını şükredenlerden bulamayacaksın' dedi." (7/A'râf, 16-17). Bu âyet mealinde şeytanın insana farklı yönlerden yaklaşıp vesvese vermesi konusunda, seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Şeytan insana önden yaklaşır: Dünyada yaşayacağımız önümüzdeki istikbâli yanlış değerlendirterek dünyaya düşkün, âhirete ise önem vermez hale getirmeye çalışır.
b) Arkadan yaklaşır: Arkada kalan ataları, geleneği, tarihi kötüler, hangi zihniyette olursa olsunlar atalarımızın yolundan gitmemize, onların izini takip etmemize engel olmaya çalışır.
c) Sağdan yaklaşır: Yani, ibâdet ve hayırlı işlerinde şüpheye düşürür, onları zor gösterir, geciktirtir veya ihmal ettirir.
d) Soldan yaklaşır: Her çeşit günahı güzel gösterir, haramlara karşı aşırı bir arzu ve iştah uyandırır.
700- Tedrîcîlik ne demektir?
a) Acele olarak, birden bire, geciktirmeden
b) Ezelden ebede, bütün zaman dilimlerini kapsayan süreç
c) Derece derece, azar azar, yavaş yavaş, basamak basamak ilerleme
d) Bu günün işini yarına bırakmayıp ertelemeden, şimdi, hemen
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1261 -
701- Alfabe konusunda aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur?
a) Türkler hâriç, her kavim ve ulus, inandığı kutsal kitabın yazıldığı alfabeyi kullanmaktadır. Din değiştirmeden alfabe değiştiren (Türkler hâriç) hiçbir ulus yoktur.
b) Alfabe değişikliği, toplumun tarihiyle, diniyle ve kültürüyle bağlarını koparmaz; tam tersine, onları daha da güçlendirir.
c) Çin ve Japonların alfabeleri çok zor olduğu ve yüzlerce harften meydana geldiği için, yirminci yüzyılda bu zor alfabelerini değiştirip Latin alfabesine geçtikten sonra, Batıyla boy ölçüşecek gelişme ve ilerleme göstermeye başlamışlardır.
d) Latin alfabesi, Türk ulusuna ait özel ve orijinal bir alfabedir; bu alfabeyi Türkler kendileri icat edip oluşturmuşlardır.
702- Vesveseci İblis’in lânete uğrayacak şekilde isyan etmesinin ve şeytanlaşan insanların tuğyân ve küfürlerinin temel sebeplerinden biri olan ve ilk nâzil olan Alak sûresinde de tuğyânın sebebi olarak gösterilen "istiğnâ" ne demektir?
a) Büyüklük taslayarak insanlara zulmetmek, haksızlıkla hükmetmek; Büyüklenip kibirlenerek yeryüzünde fesat ve fitne çıkarmak, müstekbirlik
b) Kendini her yönden zengin kabul edip, kimseye muhtaç olmadığı anlayışına sahip olarak kibir ve gurur içinde bulunmak
c) Ayartma, azdırma, baştan çıkarma, fesat, ara bozma, karışıklık ve dinsizlik
d) Fesat çıkarmak, bozmak, faydalanılan bir şeyin bozulması, insanların inanç ve yaşayışını doğrudan saptırmak
703- Zaman, çağ, yüzyıl, dehr, gündüz ve gece, ikindi vakti, kabile ve aşiret, yağmur, hapsetmek, men etmek, sıkıp suyunu çıkarmak mânâlarına gelen ve bir sûre ismi olan Kur’an kavramı, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Zaman b) Asr c) Yevm d) Husrân
704- Ferdî ibadetlerle yetinmeyip tebliğ, mesaj ve dâvetin öne çıktığı, dolayısıyla İslâm'ın topluma ve hayata ulaştırılmasının öneminin ifadesi olarak, şeytanı kaçıran ibâdet, aşağıdakilerden hangisidir?
a) Namaz b) Kur'an okumak
c) Salevat getirmek d) Ezan okumak
- 1262 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
705- Vesvese vermesinden Allah’a sığınmamız gereken şeytan hakkında, aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Şeytanın mü'minler üzerinde fısıldamanın (sessizce günaha teşvik etmenin) dışında bir gücü ve egemenliği yoktur.
b) İnsanı içinden tahrik edip, onu Allah'a isyana sevk eden her türlü duygu ve düşünce şeytanîdir, şeytandandır.
c) Şeytan vesvese vermekle kalmaz; insana dediğini yaptırmak için baskı yapar.
d) Şeytan, hem cinlerden; hem de insanlardan olur.
706- Bilindiği gibi, ilk emirler olan okuma-yazma, ilmi emretmektedir. Kur'an'a göre ilim, hakkı/gerçeği idrâk etmektir ve vahiyle özdeşleşmiştir. Buna göre, ilmin sınıflandırılması konusunda aşağıdaki seçeneklerde belirtilen tasniflerin hangisi en doğrudur?
a) Naklî ilimler - aklî ilimler
b) Dünyevî ilimler - uhrevî ilimler
c) Dinî ilimler - din dışı ilimler
d) Müsbet ilimler - menfî ilimler
707- İblis hakkında aşağıdaki ifadelerden hangisi tümüyle doğrudur?
a) İblis, meleklerin hocası idi. Melek değildi ama ilmi ve takvâsı sayesinde meleklerle beraber yaşıyordu.
b) İblis bir melekti. Allah, meleklere secde etmelerini emrettiğinde diğer melekler secde etti; o etmedi.
c) İblis kibirli olduğu kadar, aynı zamanda cahil/bilgisizdi. O secde emrindeki ilâhî hikmeti ve Âdem'in mânevî yapısını ve üstünlüğünü anlamadı.
d) İblis, cennete yılanın ağzında girdi ve önce Havvâ'yı kandırdı; Havvâ da kocasını.
708- Bilindiği gibi zaman izâfîdir. Kimine göre çok uzun olan bir süreç, kimine göre çok kısa kabul edilebilir. Allah nezdinde, yani âhirette bir günün, dünya günüyle kaç yıl ettiği Kur’an’da (22/Hacc, 47) bildirilmektedir. Buna göre bir âhiret günü kaç senedir?
a) on sene b) yüz sene c) bin sene d) on bin sene
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1263 -
709- Vesvesenin özellikleri hakkında seçeneklerden hangisi yanlıştır?
a) Vesvese bir hastalıktır, bir evham ve kuruntudur; şüpheler ve tereddütler zinciridir.
b) Vesveseye önem verdikçe şişer, önem verilmeyince söner. Vesvese gözde büyütülünce büyür, küçük görülünce küçülür. Vesveseden korkulunca hasta eder; korkulmayınca hafif olur, gizli kalır.
c) Bir musibet ve belâ olan vesvesenin mâhiyeti bilinmez ve tedavi yoluna gidilmezse insanı tedirgin etmeye ve ibâdetlerini zorlaştırmaya devam edip gider.
d) Vesvese, daha çok kâfirlerde veya zayıf imanlı kişilerde olur. İbâdetlerine dikkat etmeyen, dinî vazifelerini yerine getirmeyen, şuurlu bir İslâmî yaşayışta olmayan kimselerin kalbine çokça vesvese atılır. İbâdete devam eden samimi Müslümanlarda vesvese görülmez ya da çok az görülür.
710- Toplumda, mübârek gece olarak kabul edilen 5 gece vardır. Bunlar, sırasıyla mevlit, regâib, mirac, berat ve kadir geceleridir. Bunlar, sırasıyla kamerî ayların hangi tarihlerine rastlar?
a) Rabîu’l-evvel ayının 12. gecesi, Receb ayının ilk Cuma gecesi, Receb ayının 27. gecesi, Şaban ayının 15. gecesi, Ramazan ayının 27. gecesi.
b) Rabîu’l-evvel ayının 22. gecesi, Receb ayının 15. gecesi, Receb ayının 27. gecesi, Şaban ayının ilk cuma gecesi, Ramazan ayının 27. gecesi.
c) Rabîu’l-evvel ayının 12. gecesi, Receb ayının ilk Cuma gecesi, Şaban ayının 7. gecesi, Şaban ayının 27. gecesi, Ramazan ayının 27. gecesi.
d) Rabîu’l-evvel ayının 27. gecesi, Receb ayının 15. gecesi, Receb ayının 27. gecesi, Şaban ayının ilk cuma gecesi, Ramazan ayının 17. gecesi.
711- Bilindiği gibi, vesveseci şeytanın ilk atasına İblis denilir. Şeytanın kurumlaşmış şekline, yani şeytanın insanları Allah’ın yolundan uzaklaştırma gayretine, özellikle siyasî otorite ve yöneticinin tuğyânını, isyan ve azgınlığını başkalarına ulaştırarak Allah'ın indirdiği hükümlere alternatif olmak ve onların yerine geçmek üzere hükümler koyan varlıklara ne ad verilir?
a) zâlim b) tâğut c) kâfir d) müfsid
- 1264 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
712- Kur’an’da emredilen okuma-yazma konusunun içine giren “ilim” hususunda aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) İnsanın şirkten sakınıp tevhid şuuruyla yaşaması için gerekli ilimler edinmesi, hak ile bâtılı, helâl ile haramı ayırt edecek kadar bilgi öğrenmesi, içinde bulunduğu durumları ve yapması gereken her çeşit ibâdetle ilgili bilgiler edinmesi farzdır.
b) Tâif tebliğinden sonra Rasulullah oradaki müşrikler konusunda şöyle demişti: "Onlar bilmiyorlar." O yüzden her kötülüğün, küfür ve şirkin baş sebebi, cehâlet/bilgisizliktir.
c) İlim, kadın-erkek her insana farz olduğundan çocuklarımızı bulunduğumuz yerdeki okullara göndermeli ve en üst seviyede öğretim veren üniversitelere kadar her ne pahasına olursa olsun okutmalıyız.
d) İlim, iman etmeyi, müslümanca yaşamayı gerektirir. İlim, amel etmek için öğrenilir. İlmi gizlemek câiz değildir.
713- Muvatta adlı İmam Mâlik’in telif ettiği hadis kitabında rivayet edilen bir hadis-i şerifte (Muvatta, Sehv 1): “Sizden biriniz namaza durunca şeytan yanına gelir, onu şaşırtır. Kaç rekât kıldığını bilemez. Hanginiz böyle bir şeyle karşılaşırsa oturduğu yerde ……… etsin.” buyurulmaktadır. Hadis-i şerifte böyle bir durumda yapılması tavsiye edilen şey nedir (yukarıdaki metinde boş bırakılan yere hangi kelime grubu gelmelidir)?
a) sehiv secdesi b) şeytana lânet
c) namazı iâde d) zikir ve tesbih
714- Bilindiği gibi, okuma yazma emri, mü’minleri ilme teşvik eder. Yine bilmekteyiz ki, günümüzde eğitim kurumlarında öğretilen bilimle Kur’an’ın övdüğü ilim aynı değildir. Bilim kırıntılarının "ilim" haline gelmesi için yapılması gerekenler konusunda aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a) Bilgilerin doğruluğunun vahiyle sağlamasının yapılması
b) Bilgilerin bilimsel esaslara uygun olup müspet ilim tanımına girmesi
c) Bilgilerin anlaşılıp hazmedilmesi ve özümsenmesi
d) Bilgilerin pratikte faydalı hale gelmesi ve uygulanması
715- Bir hadis-i şerifte abdeste musallat olan bir şeytan olduğu ve abdest ve gusülde su vesvesesinden korunulması gerektiği belirtilir. Hadiste belirtilen şaşkınlık veren anlamına gelen bu şeytanın adı nedir?
a) Azâzil b) Hınzeb c) Vesvâs d) Velehân
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1265 -
716- Fâtiha sûresi, Kur'an'ın bir özetidir. Kur'an'ın ana konusu; Allah, Allah'la kâinat ve özellikle de Allah-insan ilişkileridir. Bunlar, Fâtiha'nın da temel konularıdır. Değişik bir ifadeyle; Fâtiha, "O", "O'nun günü", "O'nun gülü" ve "O'nun yolu"nu anlatır. Besmeleden başlayıp Er-Rahim'e kadar: O; Mâlik-i yevmi'd-dîn: O'nun günü; İhdina's-sırâta'l-müstakîm ise: O'nun yolu'nu ifade eder.
O'nun kulluğu ve O'nun gülleri'ni anlatan Fatiha'nın ayetleri, seçeneklerden hangisinde doğru gösterilmiştir?
a) İyyâke na'büdü: "O'nun kulu/kulluğu" ; ve iyyâke nesteıyn: "O'nun gülü/gülleri"ni anlatmaktadır.
b) İyyâke na'büdü ve iyyâke nesteıyn: "O'nun kulu/kulluğu" ; Sıratallezîne en'amte aleyhim: , "O'nun gülü/gülleri" ni anlatmaktadır.
c) İyyâke na'büdü ve iyyâke nesteıyn: "O'nun kulu/kulluğu" ; Gayri'l mağdûbi aleyhim veladdâllîn: "O'nun gülü/gülleri" ni anlatmaktadır.
d) Sırâtallezîne en'amte aleyhim: "O'nun kulu/kulluğu" Gayri'l mağdûbi aleyhim velâddâllîn: "O'nun gülü/gülleri" ni anlatmaktadır.
717- "............. şeytanın şerrinden Allah'a ........... Rahman, rahim Allah'ın .......... Hamd âlemlerin ........... Allah'a mahsustur. O, ......... rahimdir. .......... sahibidir. Ancak sana ............. ederiz ve yalnız senden ........... isteriz. Bize .......... yolu göster. Kendilerine ............ verdiklerinin yolunu; gazaba uğramış ve ....... olanların yolunu değil!" (1/Fatiha, 1-7)
Boş bırakılan yerlere sırasıyla seçeneklerden hangisi gelmelidir?
a) Kovulmuş; sığınıyorum; ismiyle; yaratıcısı; Rahman; dingülünün; ibadet; dua; dosdoğru; nimet; dalalette
b) Kovulmuş; sığınırım; adıyla; rabbı; Rahman; dingününün; ibadet; yardım; dosdoğru; nimet; dalâlette
c) Kovulmuş; sığınırım; adıyla; rabbı; Rahman; dingününün; ibadet; yardım; dosdoğru; nimet; hidayette
d) Kovulmuş; sığınırım; adına; rabbı; Rahman; dingününün; ibadet; yardım; dosdoğru; hidayet; delâlette
718- Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
“Elif Lâm Mîm
Kendisinde hiçbir şüphe olmayan o ......., müttakiler için bir .......... kaynağı ve yol göstericidir. O müttakiler ki, ........... inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan ......... ederler. Yine onlar, sana indirilenlere (Kur’an’a) ve senden önce indirilen kitap ve peygamberlere ve ........... gününe iman ederler. Onlar, Rablarından bir ........... üzeredirler ve .......... (kurtuluşa) ermiş olanlar ancak onlardır.” (2/Bakara, 1-5)
Bakara sûresinin ilk beş âyetinin meali olan yukarıdaki ifâdelerde boş bırakılan yerlere sırasıyla, seçeneklerden hangisi gelmelidir?
a) Kur'an, hidâyet, gayba, zekât, âhiret, hidâyet, felâha
b) Kitap, hidâyet, Allah'a, infak, kıyamet, felâh, hidâyete
c) Kitap, hidâyet, gayba, infak, âhiret, hidâyet, felâha
d) Kitap, hidâyet, İslâm'a, yardım, âhiret, hidâyet, saadete
- 1266 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
719- "Gerçek şu ki ........ olanları inzar etsen de inzar etmesen de/(azap ile) korkutsan da korkutmasan da onlar için .........; ......... etmezler.Allah, onların kalplerini ve kulaklarını ............ Onların gözlerine de bir çeşit ......... gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir........... vardır. ............. bazıları da vardır ki, ............. ......... 'Allah'a ve ahiret gününe iman ettik' derler. Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah'ı ve ............. aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini ............ ve bunun farkında değillerdir.” (2/Bakara, 6-9)
Yukarıdaki ayet meallerinde boş bırakılan yere, seçeneklerden sırasıyla hangileri gelmelidir?
a) münafık, birdir, iman; mühürlemiştir, perde, ceza; kâfirlerden, inanmadıkları halde; mü'minleri, aldatırlar
b) kâfir, eşittir, iman; mühürlemiştir, örtü, azap; münafıklardan, inanmadıkları halde; mü'min olanları, kandırırlar
c) kâfir, birdir, iman; mühürlemiştir, perde, azap; insanlardan, inanmadıkları halde; mü'minleri, aldatırlar
d) kâfir, birdir, inkâr, ; mühürlemiştir, perde, azap; kâfirlerden, inanmadıkları halde; mü'minleri, aldatırlar
720- “Onların ............ bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını ............. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için acıklı bir ......... vardır. Onlara: 'Yeryüzünde .......... çıkarmayın' denildiği zaman, 'biz ancak ........... .........' derler. Şunu bilin ki, onlar fesatçıların/.............. ta kendileridir, lâkin ............. Onlara: 'İnsanların iman ettiği gibi siz de ...... ......’ denildiği vakit 'biz hiç, ......... (akılsız ve ahmak kişilerin) ......... ......... gibi iman eder miyiz!' derler. Biliniz ki, sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler (veya bilmezlikten gelirler).” (2/Bakara, 10-13)
Yukarıdaki ayet meallerinde boş bırakılan yere, seçeneklerden sırasıyla hangileri gelmelidir?
a) kalplerinde, çoğaltmıştır, azap; salah, fesad edicileriz; salahçıların, anlamazlar; iman edin, sâlihlerin, iman ettikleri
b) kalplerinde, arttırmıştır, azap; fesad, ıslah edicileriz; tağutların, düşünmezler; iman edin, sefihlerin, inkâr ettikleri
c) kalplerinde, çoğaltmıştır, üzüntü; ifsad, ıslah edicileriz; bozguncuların, anlamazlar; iman edin, sefihlerin, iman ettikleri
d) kalplerinde, çoğaltmıştır, azap; fesad, ıslah edicileriz; bozguncuların, anlamazlar; iman edin, sefihlerin, iman ettikleri
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1267 -
721- “(Bu münafıklar) mü'minlerle karşılaştıkları vakit '(biz de) iman ettik' derler. (Kendilerini saptıran) .......... ile başbaşa kaldıklarında ise: 'biz ........ beraberiz, biz onlarla (mü'minlerle) ....... ediyoruz' derler. Gerçekte, ........ onlarla istihza (alay) eder de tuğyanlarında (.............) onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet başıboş dolaşırlar. İşte onlar, ......... karşılık dalâleti satın alanlardır. Ancak, onların bu ticareti ........ olmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir.” (2/Bakara, 14-16)
Yukarıdaki ayet meallerinde boş bırakılan yere, seçeneklerden sırasıyla hangileri gelmelidir?
a) arkadaşları, sizinle, istihzâ; mü'minler, fesatlarında; dalalete, kazançlı
b) şeytanları, sizinle, alay; Allah, azgınlıklarında; hidayete, kazançlı
c) şeytanları, onlarla, alay; Peygamber, azgınlıklarında; hidayete, kârlı
d) dostları, onlarla, istihzâ; mü'minler, sapıklıklarında; hidayete, kazançlı
722- Fesadla ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Fesadın önemli bir boyutuna günümüzde anarşi denmektedir. Anarşi; kanun, nizam, düzen tanımama diye tanımlanabilir. Gerçek kanun, nizam ve düzen İslam olduğuna göre, esas anarşist Allah'a isyan eden, Allah'ın hududunu gözetmeyen, haramları işlemekte ısrar edenlerdir.
b) Fesadın zıddı olan salah için, iyi niyet yeterli değildir. Münafıklar, yaptıkları fesadı belki de salah zannederek iyi niyetle yapabilirler. Ama değer ölçüleri bozuk olduğu için fesadı tanıyamayabilirler.
c) Münafıkların, fesadı ıslah adına yaptıklarını belirten ayetten (Bakara, 11) yola çıkarak, fesadın ortadan kalkması ve salahın ikamesi için tevhidî inanç ve Allah'ın hükmüne uygun eylem (amel-i sâlih) şarttır, diyebiliriz.
d) Fesad, temelde insanî bir eylem değildir. İnsan, Allah'ın halifesi olarak yaratılmıştır. Dolayısıyla insanın yaratılışında fesad değil; salah özelliği ön plana çıkar.
- 1268 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
723- “Onların (münafıkların) durumu, (karanlık gecede) bir ........... ........... kimse misalidir. O ateş yanıp da etrafını aydınlattığı anda Allah, hemen onların .......... (aydınlığını) giderir ve onları zulumât ............ içinde bırakır; (artık hiçbir şeyi) görmezler. Onlar sağır, ........ ve ........... Bu sebeple onlar geri dönmezler. Yahut (onların durumu), gökten sağanak halinde boşanan, içinde yoğun karanlıklar, gürültü ve .......... bulunan yağmur(a tutulmuş kimselerin durumu) gibidir. O münafıklar yıldırımlardan gelecek ......... ......... parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Halbuki Allah, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır. (O esnada) ........ sanki gözlerini çıkaracakmış gibi çakar, onlar için etrafı aydınlatınca orada birazcık yürürler, karanlık üzerlerine çökünce de oldukları yerde kalırlar. ......... .......... elbette onların kulaklarını sağır, gözlerini kör ederdi. Allah şüphesiz her şeye kaadirdir.”(2/Bakara, 17-20)
Yukarıdaki ayet meallerinde boş bırakılan yere, seçeneklerden sırasıyla hangileri gelmelidir?
a) ateş yakan, nurunu, karanlıklar; kalpsiz, inançsızdırlar; şimşekler, çarpılma tehlikesiyle; yıldırım, Allah dileseydi
b) nurla aydınlanan, ışığını, karanlıklar; dilsiz, kalpsizlerdir; yıldırımlar, ölüm dehşetiyle; şimşek, onlar isteseydi
c) ateş yakan, nurunu, karanlıklar; dilsiz, körlerdir; yıldırımlar, ölüm korkusuyla; şimşek, Allah dileseydi
d) ışıkla aydınlanan, nurunu, aydınlıklar; kör, hastadırlar; yıldırımlar, ölüm korkusuyla, şimşek, Allah istemeseydi
724- “Hatırla ki Rabbin ..........e: 'Ben yeryüzünde bir .......... yaratacağım,' dedi. Onlar 'Biz hamdinle Seni tesbih ve Seni takdis edip dururken, yeryüzünde ......... çıkaracak, orada ........ dökecek insanı mı halife kılıyorsun?' dediler. Allah da onlara: 'Sizin bilemeyeceğinizi ben bilirim' dedi. Allah Âdem'e bütün isimleri .......... Sonra onları meleklere arzedip, 'Eğer siz sözünüzde .......... iseniz, şunların isimlerini bana bildirin' dedi. Melekler: 'Yâ Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, Senin bize ............ başka bizim .......... yoktur. Şüphesiz alîm olan/her şeyi bilen ve hakîm olan/her yaptığında hikmet olan Sensin' dediler.“ (2/Bakara, 30-31)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) melekler, halife, ifsâd, isyan; bildirdi, doğru; öğrettiğinden, bilgimiz
b) melekler, insan, kötülük, kan; öğretti, mü'min; bildirdiğinden, seviyemiz
c) melekler, halife, fesat, kan; öğretti, sâdık; öğrettiklerinden, ilmimiz
d) cinler, Âdem, fesat, kan; bildirdi, sâdık; bildirdiklerinden, mâlûmatımız
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1269 -
725- “(Bunun üzerine:) 'Ey Âdem! Eşyanın isimlerini ........... anlat' dedi. Âdem eşyanın isimlerini onlara anlatınca: 'Ben size, muhakkak semâvât ve arzda ........../görülmeyenleri (oralardaki sırları) bilirim. Gizli ve açık yapmakta olduklarınızı da .......... dememiş miydim?' dedi. Hani Biz meleklere (ve cinlere): Âdem'e .......... edin, demiştik. .......... hâriç hepsi secde ettiler. O, yüz çevirdi ve .........etti/büyüklük tasladı, böylece .........oldu. Biz: 'Ey Âdem! Sen ve eşin (Havvâ) beraberce .......... yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yiyin; sadece şu ......... yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz, her ikiniz de kendine kötülük eden ........... olursunuz' dedik.“ (2/Bakara, 33-35)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Bana, duyulmayanları, biliyorum; itaat, şeytan, kibirlilik, lânetlilerden; buraya, meyveye, günahkârlardan
b) meleklere, gaybı, bilirim; secde, İblis, istikbâr, kâfirlerden; cennete, ağaca, zâlimlerden
c) meleklere, bilinmeyenleri, görürüm; hizmet, İblis, müstekbir cinlerden; dünyaya, ağaca, zâlimlerden
d) meleklere, gaybı, görürüm; secde, şeytan, kibirlilik, isyankârlardan; dünyaya, meyveye, zâlimlerden
726- “.......... onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları yerden (cennetten) onları çıkardı. Bunun üzerine: 'Bir kısmınız diğerine .......... olarak inin, sizin için ........... barınmak ve belli bir zamana kadar yaşamak vardır' dedik. Âdem, Rabbinden birtakım .........../ilhamlar aldı ve derhal .........etti. Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır.Dedik ki: 'Hepiniz cennetten inin!' Eğer Benden size bir .......... gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir ......... yoktur ve onlar .......... çekmezler. ........./inkâr edip âyetlerimizi ............. gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada .......... kalırlar.“ (2/Bakara, 36-39)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) şeytan, düşman, yeryüzünde; kelimeler, tevbe; hidâyet, korku, üzüntü; küfür, yalanlayanlara, ebedî
b) melekler, dost, cennette; ilhamlar, tevbe; yardım, endişe, üzüntü; şirk, yalanlayanlara, ebedî
c) şeytan, düşman, yeryüzünde; kelimeler, tevbe; Kur'an, korku, sıkıntı; küfür, inkârcılara, devamlı
d) Allah, düşman, cennette; mesajlar, tevbe; vahy, endişe, korku; küfür, yalanlayanlara, ebedî
727- “Ey İsrailoğulları, size verdiğim .......... hatırlayın (sakın onları unutmayın), Bana verdiğiniz ......... /....... tutun ki, Ben de size verdiğim ......../........ ........ ve sadece Benden korkun! Elinizdekinin (Tevrat'ın) aslını ........ edici olarak indirdiğime (Kur'an'a) ....... edin! Sakın ........ /onu inkâr edenlerin ilki olmayın! Âyetlerimi az bir karşılık ile ........, yalnız Benden (Benim azabımdan) ...........“ (2/Bakara, 40-41)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden
- 1270 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) nimetlerimi; ahdi/sözü; ahdi/sözü tutayım; tasdik; iman; fâsıkların; değişmeyin; sakının.
b) güzellikleri; misakı/sözü; misakı/sözü tutayım; tasdik; kabul; kâfirlerin; değişmeyin; korkun.
c) nimetimi; va'di/sözü; va'di/sözü tutayım; kabul; iman; müşriklerin; satmayın; sakının.
d) nimetimi; ahdi/sözü; ahdi/sözü tutayım; tasdik; iman; kâfirlerin; satmayın; korkun.
728- “Hakka bâtılı .......... bilip dururken hakkı ......... Namazı ........ kılın, zekâtı (hakkıyla) verin, ....... edenlerle birlikte siz de rükû edin. Siz ......... okuduğunuz (gerçekleri bildiğiniz) halde, insanlara ......(......) emredip kendinizi unutuyor musunuz? .......... kullanmıyor musunuz?“ (2/Bakara, 42-44)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) karıştırmayın; gizlemeyin; geciktirmeden; ibadet; okulda; dini (İslâm'ı); Aklınızı
b) katmayın; reddetmeyin; güzelce; rükû; Tevrat'ı; ma'rûfu (iyiliği); Bilginizi
c) karıştırmayın; gizlemeyin; dosdoğru; rükû; Kitab'ı; birr'i (iyiliği); Aklınızı
d) katmayın; unutmayın; tümüyle; secde; Kur'an'ı; ihsanı (iyiliği); Kafanızı
729- “Sabırla ve ......... (Allah'tan) .......... isteyin. Şüphesiz bu (sabır ve namaz), kalbi Allah'a .......... olanlardan başkasına ....... ve ....... gelir. İşte o, ....... Allah'a saygı ile ürperenler, kendilerinin herhalde ......... kavuşacaklarını ve O'na ......... düşünen ve kabullenen kimselerdir.“ (2/Bakara, 45-46)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) direnmeyle; yardım; teslim; gereksiz ve zor; vücudu; cennete; ulaşacaklarını
b) namazla; yardım; saygılı; zor ve ağır; kalbi; Rablerine; döneceklerini
c) namazla; cennet; ibadetli; zor ve yanlış; vücudu; cennete; ulaşacaklarını
d) duayla; affınızı; ibadetli; zahmetli ve zor; tüyleri; huzura; döneceklerini
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1271 -
730- “Ey .......... Özellikle size ........ nimetimi ve sizi (bir zamanlar diğer).......... üstün kıldığımı ......... İleride gelecek bir .......... korkun ki, o günde hiçbir kimse başkası için herhangi bir........ bulunamaz. Hiç kimseden ........ kabul olunmaz ve ......... (bedel) de alınmaz. Onlara asla ........ edilmez.“ (2/Bakara, 47-48)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) İsrâiloğulları!; verdiğim; insanlardan; hatırlayın; günden; ödemede; şefaat; fidye; yardım
b) insanlar!; sunduğum; insanlardan; hatırlayın; azaptan; ödemede; fidye; şefaat; hizmet
c) İsrâiloğulları!; verdiğim; müslümanlardan; anın; cezadan; şefaatte; para; ücret; yardım
d) müslümanlar!; verdiğim; müslümanlardan; hatırlayın; günlerden; ödemede; afda; fidye; hizmet
731- “Hatırlayın ki, sizi, Fir’avn .......... kurtardık. Çünkü onlar size .......... kötüsünü revâ görüyorlar, yeni doğan erkek çocuklarınızı ............. , fenalık için kızlarınızı ........... O size revâ görülenlerde (ve sizi onlardan kurtarmada) sizin için Rabbinizden büyük belâ/ ............ vardı. Yine hatırlayın ki, siz ........... sizin sebebinizle, denizi ......... , sizi .......... , Fir’avn taraftarlarını ........... boğduk.“ (2/Bakara, 49-50)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) ehlinden; belânın; öldürüyorlar; yaşatıyorlardı; ceza; savaşıyorken; yol yaptık; kurtardık; Kızıldenizde
b) taraftarlarından; azabın; katlediyorlar; bırakıyorlardı; azap; görüyorken; açtık; öldürmedik; Akdenizde
c) ehlinden; işkencenin; yaşatıyorlar; öldürüyorlardı; sınav; bakıyorken; yardık; koruduk; gölde
d) taraftarlarından; azabın; kesiyorlar; yaşatıyorlardı; imtihan; görüyorken; yardık; kurtardık; denizde
- 1272 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
732- “........... gece (söyleşmek) için .......... ile sözleşmiştik. O (huzurumuza gelmek üzere aranızdan) ayrıldıktan sonra, kendilerine ........../.......... edenler olarak ..........(ilâh) edindiniz. O davranışlarınızdan sonra belki (akıllanıp) ........... diye sizi .......... Hidâyeti/............. bulursunuz ümidiyle Mûsâ’ya Kitab’ı ve ........../hak ile bâtılı ........... (hükümleri) verdik.“ (2/Bakara, 51-53)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) kırk; İbrahim; zulüm/eziyet; sığırı; şükredersiniz; öldürmedik; doğru yolu; furkanı; ayıran
b) yedi; Mûsâ; eziyet/kötülük; öküzü; ibâdet edersiniz; bıraktık; İslâm'ı; hikmeti; açıklayan
c) kırk; Mûsâ; zulüm/kötülük; buzağıyı; şükredersiniz; affettik; doğru yolu; furkanı; ayıran
d) yirmi; İsa; zulüm/haksızlık; buzağıyı; kulluk edersiniz; hoş gördük; müslümanlığı; ilmi; öğreten
733- “Mûsâ kavmine demişti ki: ‘Ey kavmim! Şüphesiz siz, .......... (tanrı) edinmekle kendinize .........../.......... ettiniz. Onun için ............ tevbe edin de .......... (kötü duygularınızı) öldürün. Öyle yapmanız, yaratıcınızın katında sizin için daha iyidir. Böylece Allah tevbenizi kabul etmiş olur. ............ edip tevbeleri kabul eden ancak O’dur. Bir zamanlar, ‘Biz Allah’ı ........... görmedikçe sana inanmayız’ demiştiniz de ......... durduğunuz halde hemen sizi ............ çarpmıştı. Sonra ........... akabinde sizi ........ , umulur ki, ...........” “ (2/Bakara, 54-56)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) sığırı; zulüm/eziyet; Rabbinize; kendinizi; merhamet; gözlerinizle; inkâr edip; şimşek; acınızın; ayılttık; kulluk edersiniz
b) buzağıyı; zulüm/kötülük; yaradanınıza; nefislerinizi; merhamet; açıkça; bakıp; yıldırım; ölümünüzün; dirilttik; şükredersiniz
c) öküzü; eziyet/kötülük; Allah'a; müşrikleri; rahmet; önümüzde; seyredip; şeytan; bayılmanızın; uyardık; ibâdet edersiniz
d) buzağıyı; zulüm/haksızlık; yaratıcınıza; düşmanlarınızı; merhamet; gözlerimizle; bakıp; azap; uyuşmanızın; uyandırdık; iman edersiniz
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1273 -
734- “Sizi bulutla gölgeledik, size kudret ......... ve .......... kebabı indirdik ve verdiğimiz güzel .........../.......... yiyin, dedik. Hakikatte onlar, sadece ........... zulüm/kötülük ediyorlardı. Bir zamanlar Biz, (......... çıktıkları vakit İsrâil oğullarına) ‘Bu ......... (şehre, kasabaya) girin, dilediğiniz yerde ondan dilediğinizi bol bol yiyin, ........... eğilerek girin, (girerken) ..........! (Yâ Rabbi bizi affet) deyin ki, sizin hatalarınızı bağışlayalım; zira Biz, .........../iyilik edenlere ziyade vereceğiz’ dedik.“ (2/Bakara, 57-58)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) helvası; bıldırcın; rızıklardan/nimetlerden; kendilerine; Tih'den; karyeye; kapısından; Hıtta!; muhsinlere
b) balı; keklik; yiyeceklerden/nimetlerden; nefislerine; Tur'dan; Kudüs'e; girişinden; Hınta!; şükredenlere
c) helvası; bıldırcın; rızıklardan/gıdalardan; kendilerine; dağdan; şehire; önünden; Tevbe!; müslümanlara
d) tatlısı; güvercin; nimetlerden/rızıklardan; kavimlerine; Sina'dan; Mısır'a; şehire; önünden; Hutta!; infak edenlere
735- “Fakat .......... , kendilerine söylenenleri başka ......... değiştirdiler. Bunun üzerine Biz, yapmakta oldukları ........... /kötülükler sebebiyle zâlimlerin üzerine gökten bir pislik (murdar bir ...........) indirdik. Yine bir zamanlar Mûsâ (Tih’de) kavmi için ......... istedi. Biz de ona ‘asanla .......... vur!’ dedik. Derhal (taştan) .............. pınar aktı. Her bölük, içeceği pınarı tanıdı. (Onlara) ‘Allah’ın rızkından ........... , .......... ; sakın arzda/yeryüzünde fesat çıkarmayın .......... ........... ’ dedik.“ (2/Bakara, 59-60)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) zâlimler; kitapla; fısklar; ceza; su; kayaya; kırk; yiyin için; küfre girmeyin
b) fâsıklar; günahla; günahlar; eziyet; pınar; dağa; on; infak edin; müfsid olmayın
c) zâlimler; sözlerle; fısklar; azap; su; taşa; on iki; yiyin için; bozgunculuk etmeyin
d) müşrikler; inançla; suçlar; azap; yağmur; taşa; on; ihsân edin; kargaşa çıkarmayın
- 1274 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
736- “Hatırlayın (ey .......... oğulları!) Verilen nimetlere karşılık, 'Ey .......... Bir tek yemekle dayanamayız, bizim için Rabbine duâ et de .......... bitirdiği şeylerden; sebzesinden, kabağından, sarmısağından, mercimeğinden, .......... bize çıkarsın' dediniz. Mûsâ ise (onlara): 'Daha .......... daha .......... ile değiştiriyor musunuz?! O halde .......... (şehre) inin. Herhalde istedikleriniz sizin için orada vardır.' dedi. İşte (bu hâdiseden sonra) üzerlerine zillet (..........) ve yoksulluk damgası vuruldu. Allah'ın gazabına uğradılar. Bu musîbetler (onların başına), Allah'ın âyetlerini inkâra devam etmeleri, haksız olarak nebîleri/peygamberleri .......... sebebiyle geldi. Onların hepsi, sadece isyanları, haddi aşmaları ve .......... sebebiyledir.“ (2/Bakara, 61)
Yukarıdaki âyet mealinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Yahûdi; Mûsâ; Allah’ın; patatesinden; güzeli; çirkin; medineye; alçaklık; yaralamaları; küfürleri
b) İsrâil; Muhammed; yerin; pırasasından; iyiyi; çirkin; Kahire’ye; âdîlik; dövmeleri; hasetleri
c) Benîİsrâil; insanlar; yerin; soğanından; sevabı; günah; mısıra; alçaklık; öldürmeleri; kötülükleri
d) İsrâil; Mûsâ; yerin; soğanından; iyiyi; kötü; mısıra; alçaklık; öldürmeleri; düşmanlıkları
737- “Şüphesiz senden evvel .......... iman edenler, yani yahudilerden, hristiyanlardan ve .......... Allah’a ve âhiret gününe hakkıyla iman edip .......... amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir .......... olmadığı gibi onlar için .......... de yoktur (onlar üzülmeyeceklerdir). Bir zamanlar (Tevrat ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam bir ........../söz almış, .......... üzerinize kaldırmış, ‘size verdiğimizi kuvvetle tutun, onda bulunanları daima hatırlayın. Umulur ki ittika eder .......... (demiştik). Ondan sonra sözünüzden dönmüştünüz. Eğer sizin üzerinizde Allah’ın ihsânı ve .......... olmasaydı, muhakkak hüsrâna/.......... uğrayanlardan olurdunuz.” (2/Bakara, 62-64)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Peygamberlere; sâbiîlerden; sâlih; korku; hüzün; mîsak; Tûr’u; korunursunuz; rahmeti; zarara
b) Allah’a; dinsizlerden; güzel; korku; hüzün; ahid; Sinâyı; korunursunuz; lutfu; ziyana
c) İslâm’a; sâbiîlerden; güzel; hüzün; korku; mîsak, dağı; sakınırsınız; rahmeti; kayba
d) Peygamberlere; müslümanlardan; sâlih; korku; hüzün; ahid; dağı; korunursunuz; lutfu; felâkete
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1275 -
738- “İçinizden .......... günü .......... edip de, bu yüzden kendilerine: ‘Aşağılık .......... olun!’ dediklerimizi elbette bilmektesiniz. Biz bunu (maymunlaşmış insanları), hâdiseyi bizzat görenlere ve sonradan gelenlere bir .......... dersi, .......... için de bir .......... vesilesi kıldık. Mûsâ, kavmine: ‘Allah bir bakara/.......... kesmenizi emrediyor’ demişti de: ‘Bizimle .......... mı ediyorsun?’ dediler. ‘.......... olmaktan Allah'a ..........’ dedi.” (2/Bakara, 65-67)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Cuma; taşkınlık; domuzlar; ibret; mü’minler; nasihat; sığır; şaka; müşriklerden; sakınırım
b) Cumartesi; azgınlık; maymun; nasihat; müttakîler; ibret; buzağı; kavga; câhillerden; sığınırım
c) Cumartesi; azgınlık; maymunlar; ibret; müttakîler; öğüt; sığır; alay; câhillerden; sığınırım
d) Cumartesi; isyan; maymun; öğüt; müslümanlar; ibret; inek; alay; kâfirlerden; yalvarırım
739- “Rabbine duâ et, bize o sığırı açıklasın’ dediler. ‘Allah diyor ki, o, ne yaşlı ne de körpe; ikisi arası bir .......... Size .......... hemen yapın’ dedi. Tekrar, ‘Rabbine duâ et, bize onun .......... anlatsın’ dediler. ‘O diyor ki, sarı renkli, parlak tüylü bir inekti, bakanlara .......... ve sürûr verir’ dedi. Yâ Mûsâ! Rabbine duâ et de onun nasıl bir sığır olduğunu bize açıklasın; zira o, bizce .......... (başka ineklere benzer oldu). Biz .......... emredileni yapmaya .......... buluruz’ dediler. Dedi ki: ‘Allah şöyle diyor: ‘O, henüz boyunduruk altına alınmayan, toprak sürmeyen, .......... sulamayan, serbest dolaşan (salma), renginde hiç .......... bulunmayan bir inektir.’ Bunun üzerine, ‘işte şimdi .......... anlattın’ dediler. Hemen ineği (güç belâ bulup) kestiler; amma az kalsın kesmeyeceklerdi.” (2/Bakara, 68-71)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) İnek; denileni; rengini; sevinç; anlaşılmadı; mutlaka; yol; tarla; beyazlık; doğruyu
b) Buzağı; emredileni; özelliklerini; neşe; karıştı; muhakkak; fırsat; bahçe; siyahlık; gerçeği
c) Sığır; söyleneni; şeklini; huzur; anlaşılmadı; inşâallah; çıkış; tarla; farklılık; doğruyu
d) İnek; emredileni; rengini; sevinç; karıştı; inşâallah; yol; ekin; alacası; gerçeği
- 1276 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
740- “(İnek kesildikten sonra Allah buyurdu:) ‘Hani sizden biriniz bir adam öldürmüştü de onun katili hakkında birbirinizle .......... Halbuki Allah .......... olduğunuzu ortaya koyacaktır. Haydi şimdi (öldürülen) .......... (kesilen ineğin) bir .......... vurun’ dedik. Böylece Allah ölüleri diriltir, size âyetlerini (Peygamberine verdiği mûcizelerini) gösterir. Umulur ki, .......... de gerçeği anlarsınız. Bunlardan sonra yine .......... .......... Artık kalpleriniz taş gibi yahut daha da kasvetli/katıdır. Çünkü .......... öylesi var ki, içinden ırmaklar kaynar. Öylesi de var ki, çatlar da ondan su fışkırır. Taşlardan bir kısmı da Allah .......... yukarıdan aşağı yuvarlanır. Allah yapmakta olduklarınızdan .......... değildir.” (2/Bakara, 72-74)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Tartışmıştınız; bildiklerinizi; kadına; kulağıyla; düşünür; gönülleriniz; kaypaklaştı; taşlardan; korkusuyla; câhil
b) Atışmıştınız; gizlemekte; adama; parçasıyla; düşünür; kalpleriniz; katılaştı; taşlardan; korkusuyla; gâfil
c) Tartışmıştınız; bilmediğinizi; çocuğa; ayağıyla; hisseder; kalpleriniz; karardı; kayalardan; sevgisiyle; câhil
d) Savaşmıştınız; gizlemiş; mü’mine; parçasıyla; akleder; vicdanlarınız; öldü; betonlardan; coşkusuyla; gâfil
741- “Şimdi (ey mü’minler), onların size ......... mı sanıyorsunuz? Gerçek şu ki; onlardan vaktiyle bir zümre vardı. Allah’ın ........... işitirler, sonra onu anlamalarına rağmen bile bile ......... ederlerdi. (Münâfıklar) iman edenlere rastladıklarında ‘.........ettik’ derler. Birbirleriyle yalnız kaldıkları vakit ise ‘Allah’ın size ........... (Tevrat’taki bilgileri) onlara anlatıyor musunuz? (Sakın söylemeyin) Zira Rabbiniz katında onu, sizin ......... hüccet getirmelerini sağlamış olursunuz. Bunları düşünemiyor musunuz?’ derler. Gizlediklerini de, alenen yaptıklarını da ........ bildiğini ...........? Onlardan ......... (okur yazar olmayanlar) vardır ki, birtakım .......... hâriç, Kitab’ı (Tevrat’ı) bilmezler. Onların bildiklerinin hepsi, sadece ....... ve tahminden ibarettir (Bilmezler, fakat bilgiçlik taslarlar).” (2/Bakara, 75-78)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) İnanacaklarını, kelâmını, tahrif; iman, açtıklarını, aleyhinize; Allah’ın, bilmezler mi; ümmîler, kuruntular, zan
b) İnanacaklarını, Kitabını, inkâr; kabul, öğrettiklerini, lehinize; Allah’ın, görmezler mi; ümmîler, kuruntular, uydurma
c) Sataşmayacaklarını, sözünü, tahrip; kabul, öğrettiklerini, aleyhinize; Peygamberin, bilmezler mi; câhiller, tahminler, zan
d) İmanedeceklerini, sözünü, inkâr; kabul, açtıklarını, aleyhinize; Allah’ın, bilmiyorlar mı; ümniyyeler, tahminler, yalan
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1277 -
742- “Vay haline o kimselerin ki Kitab’ı (Tevrat’ı) elleriyle ..........., sonra o yazdıkları şeyi az bir para karşılığında ......... için ‘Bu Allah ...........’ derler. Ellerinin yazdıklarından ötürü vay haline onların! Yine kazandıklarından ötürü veyl onlara! (Benî İsrâil) dediler ki, ‘sayılı birkaç ...... müstesnâ, ateş (Cehennem) bize ..............’ De ki onlara: ‘Yoksa Allah katından bir ......... (söz) mü aldınız? Şayet öyle ise, Allah mutlaka ahdini (sözünü) tutacaktır. Yoksa siz Allah hakkında bilir bilmez konuşup duruyor musunuz? Hayır! Kim bir ........... eder de onun kötülüğü kendisini çepeçevre ............ işte o kimseler cehennemliktir. Onlar orada ............ kalırlar.” (2/Bakara, 79-81)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) yokederler, vermek, içindir; yıl, gelmeyecektir, yemin; küfür, dolanırsa, asırlarca
b) yazarlar, değişmek, Kitabıdır; ay, dokunmayacaktır, akit; günah, dönerse, yıllarca
c) yazarlar, satmak, katındandır; gün, dokunmayacaktır, ahit; kötülük, kuşatırsa, devamlı
d) taşırlar, değişmek, huzurundandır; gün, yakmayacaktır, yemin; kabahat, döndürürse, ebedî
743- “İman edip ......... amel/yararlı iş yapanlara gelince, onlar da ............ Onlar orada devamlı kalacaklar. Bir zamanlar Biz, benî İsrâil’e ‘yalnızca Allah'a ibâdet/kulluk edeceksiniz, ana-babaya .......... edecek, iyi davranacaksınız, yakın akrabaya, .........., miskinlere iyilik edeceksiniz’ diye emretmiş, onlardan bunu tutacaklarına dair söz almış ve ‘insanlara ........ söyleyin, namazı kılın, ......... verin’ demiştik. Ey benî İsrâil! Sonunda azınız hâriç, yüz çevirerek bu sözünüzden geri döndünüz. (Ey benî İsrâil!) ‘Birbirinizin ......... dökmeyeceksiniz, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız’ diyerek sizden söz almıştık. Her şeyi görerek sonunda bunları ......... etmiştiniz.” (2/Bakara, 82-84)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Güzel, cehennemliktirler; iyilik, fakirlere, doğru, yardım; suyunu, ikrar
b) sâlih, cennetliktirler; ihsan, yetimlere, güzel, zekâtı; kanını, kabul
c) sâlih, cennetliktirler; ihsan, müslümanlara, sağlam, sadaka; içkisini, baştacı
d) faydalı, affedilirler; ikram, insanlara, güzel, selâm; şarabını, teslim
- 1278 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
744- “Bir zaman sonra siz öyle kimseler oldunuz ki, artık (verdiğiniz sözün tersine) birbirinizi .........., aranızdan bir grubu yurtlarından çıkarmaya, kötülük ve düşmanlıkta onlara karşı birleşmeye başladınız. Eğer onlar size ....... olarak getirilirse, onları esirlikten çıkarmak size haram kılınmışken esir mübâdelesi yapıyordunuz. Yoksa siz ......... bir kısmına inanıp bir kısmını ......... mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası, ancak, dünya hayatında rüsvaylık/rezilliktir. Kıyâmet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir. Allah, sizin yapmakta olduklarınızdan asla ........ değildir. Onlar, .......... karşılık .......... hayatını satın alan kimselerdir. O halde onlardan azap azaltılmaz ve onlar, kendilerine ........... edilenlerden de olmazlar. Andolsun Biz Mûsâ’ya Kitab verdik. Arkasından peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya mûcizeler verdik. Ve onu, ......... (Cebrâil) ile destekledik. Ne zaman gönlünüzün arzulamadığı şeyleri söyleyen bir elçi gelmişse, ona karşı ......... ettiniz/büyüklük tasladınız. Size gelen ........... bir kısmını yalanlarken, bir kısmını da ...........” (2/Bakara, 85-87)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) cezalandırmaya, köle, Kitab’ın, inkâr, bilmez; dünyaya, cennet, yardım; Mikâil, zulüm, sâlihlerden, yaralıyordunuz
b) öldürmeye, ölü, İslâm’ın, isyan, gâfil; âhirete, cennet, güzellik; ruh, isyan, insanların, seviyordunuz
c) dövmeye, yaralı, dinin, itiraz, câhil; dünyaya, âhiret, yardım; melek, kötülük, peygamberlerden, istemiyordunuz
d) öldürmeye, esir, Kitab’ın, inkâr, gâfil; âhirete, dünya, yardım; Rûhu’l-Kuds, istikbâr, peygamberlerden, öldürüyordunuz
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1279 -
745- “(Yahûdiler, Peygamberlerle alay ederek) ‘Kalplerimiz .........’ dediler. Bilâkis, küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara ........ etti. O yüzden onlar, pek azı hâriç, iman etmezler. Daha önce kâfirlere karşı yardım isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki ........ doğrulayan bir ........ gelip de Tevrat’tan bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince derhal ........ ettiler. İşte Allah’ın lâneti böyle kâfirlere, inkârcılaradır. Kullarından dilediğine ........, lütuf ve ihsânından (Kur’an ve Peygamberliği) göndermesini ....... için Allah’ın indirdiklerini inkâr edip kendi canlarına karşı satın aldıkları şey (azap) ve o sebeple de önceden gelmiş bir ......... üstüne gazaba uğramaları, ne kadar kötü! Ayrıca kâfirler için ihânet verici bir azap vardır. Kendilerine: ‘Allah’ın indirdiğine iman edin’ denilince: ‘Biz sadece ....... indirilene (Tevrat’a) inanırız’ derler ve ondan başkasını inkâr ederler. Halbuki o ........., kendi ellerinde bulunan Tevrat’ı doğrulayıcı olarak gelmiş hak kitaptır. (Ey Muhammed!) Onlara: ‘Şayet siz gerçekten .......... idiyseniz daha önce Allah’ın peygamberlerini neden .........?’ deyiver.” (2/Bakara, 88-91)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) perdelidir; lânet; Tevrat’ı; Kitap; inkâr; Allah’ın; kıskandıkları; gazap; bize; Kur’an; inanıyor; öldürüyordunuz
b) temizdir; gazap; Tevrat’ı; Kur’an; düşmanlık; Rabbinin; beğenmedikleri; lânet; ırkımıza; Kur’an; inanmıyor; redddediyordunuz
c) doludur; lânet; Kitab’ı; İncil; iman; bağış; istemedikleri; gazap; yahûdilere; Kur’an; hidâyette; öldürüyordunuz
d) perdelidir; gazap; Tevrat’ı; Kur’an; kabul; ikram; kıskandıkları; lânet; kavmimize; Kitap; inanmıyor; beğenmiyordunuz
746- “Andolsun Mûsâ size apaçık ........ getirmişti. Sonra onun ardından, zâlimler olarak ........ (tanrı) edindiniz. Hatırlayın ki, ....... dağının altında sizden ........ almış: ‘Size verdiklerimizi kuvvetlice tutun, söylenenleri dinleyin, anlayın’ demiştik. Onlar: ‘İşittik ve ......... ettik’ dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine ......... sevgisi dolduruldu. De ki: ‘Eğer inanıyorsanız, imanınız size ne kötü şeyler ........! (Ey Muhammed, onlara:) ‘Şayet (iddia ettiğiniz gibi) âhiret yurdu Allah katında diğer insanlara değil de yalnızca ........ aitse ve bu iddianızda doğru iseniz, haydi ........ temenni edin (bakalım)’ de. Onlar, kendi elleriyle önceden yaptıkları işler (günah ve isyanları) sebebiyle hiçbir zaman ......... temenni etmeyeceklerdir. Allah ......... iyi bilir.” (2/Bakara, 92-95)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) âyetler; putları; Arafat; yemin; iman; dünya; istiyor; kavminize; cenneti; cenneti; onları
b) mûcizeler; endâdı; Sina; misak; itaat; mal; terkettiriyor; size; ölümü; âhireti; fâsıkları
c) mûcizeler; buzağıyı; Tûr; söz; isyan; buzağı; emrediyor; size, ölümü; ölümü; zâlimleri
d) kitap; altını; Hira; söz; itiraz; put; emrediyor; size; yaşamayı; hayatı; zâlimleri
- 1280 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
747- “Yemin olsun ki, sen onları yaşamaya karşı insanların en ........ olarak bulursun. Şirk koşan müşriklerden/putperestlerden her biri de arzular ki, ....... sene yaşasın. Oysa (uzun) yaşatılması hiç kimseyi ........ uzaklaştırmaz. Allah onların yapmakta olduklarını eksiksiz görür. De ki: ........ kim düşman ise şunu iyi bilsin ki Allah’ın izniyle Kur’an’ı senin kalbine bir hidâyet rehberi, önce gelen kitapları ....... ve mü’minler için de ........ olarak o indirmiştir. Kim Allah’a, meleklerine, peygamberine, Cebrâil’e ve ......... düşman olursa, bilsin ki, Allah da inkârcı kâfirlerin ......... Andolsun ki sana apaçık âyetler indirdik. (Ey Muhammed!) Onları ancak fâsıklar ......... eder. Ne zaman onlar bir ........ yaptılarsa, yine kendilerinden bir grup onu bozmadı mı? Zâten onların çoğu ....... etmez. Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı tasdik edici bir ......../elçi gelince ......... kitaptan bir grup, sanki Allah’ın kitabını bilmiyormuş gibi sırtlarının arkasına atarcasına ....... ettiler.” (2/Bakara, 96-101)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) hırslısı; yüz; cezâdan; meleklere; düzeltici; hidâyet; meleklere; Rabbidir; inkâr; sözleşme; inkâr; peygamber; âl-i; inkâr
b) düşkünü; bin; azaptan; Cebrâil’e; doğrulayıcı; müjdeci; Mîkâil’e; düşmanıdır; inkâr; antlaşma; iman; rasûl; ehl-i; terk
c) isteklisi; milyon; cezadan; Mîkâil’e; neshedici; müjdeci; Cebrâil’e; ilâhıdır; inkâr; ahit; red; peygamber; ehl-i; red
d) kötüsü; bin; azaptan; vahyedene; doğrulayıcı; sevindirici; meleklere; dostudur; iman; antlaşma; inkâr; nebî; vahyedilen; isyan
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1281 -
748- “Süleyman’ın hükümranlığı hakkında onlar, ........ söylediklerine tâbi oldular. Halbuki Süleyman kâfir olmadı (Büyü yapmadı ve ona inanmadı). Lâkin şeytanlar ........ oldular. Çünkü insanlara sihri (büyü ilmini) ve ........ Hârût ve Mârût’a indirileni öğretiyorlardı. Halbuki o iki ........ herkese ‘Biz ....../imtihan için gönderildik, sakın yanlış inanıp da kâfir olmayasınız’ dedikten sonra ancak ilim öğretirlerdi. Onlar karı ile koca arasını açan şeyleri öğreniyorlardı. Büyücüler, Allah’ın izni olmadan hiçbir hususta ........ veremezler. Onlar (büyücüler) kendilerine fayda vereni değil de zarar vereni öğrenirler. Onlar kesinlikle bilmişlerdir ki, kim onu (sihri) satın alırsa (ona para verirse), onun ........ nasîbi yoktur. Karşılığında kendi varlıklarını ....... şey ne kötüdür! Keşke bunu anlasalardı! Eğer iman edip ........ etselerdi (kendilerini kötülükten korusalardı), şüphesiz, Allah tarafından verilecek ....... daha hayırlı olacaktı. Keşke bunları anlasalardı! Ey iman edenler! ‘......’ demeyin; ‘unzurnâ’ deyin. (Söylenenleri) dinleyin. Kâfirler için elem verici bir azap vardır. (Ey mü’minler!) Ehl-i kitaptan ........ ve müşrikler/putperestler de Rabbinizden size bir ........ indirilmesini istemezler. Hâlbuki Allah rahmetini dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.” (2/Bakara, 102-105)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) şeytanların; zengin; Mısır’da; insan; fitneyiz; kötülük; cennetten; değiştikleri; ittika; güzellikler; bâünâ; kâfirler; kitap
b) büyücülerin; sihirbaz; Bâbil’de; peygamber; belâyız; zarar; saâdetten; edindikleri; takvâ; güzellikler; bârunâ; mü’minler; hayır
c) sihirbazların; büyücü; Kudüs’te; kişi; sınav; fitne; cennetten; aldıkları; infak; nimetler; bâiyâ; inananlar; kitap
d) şeytanların; kâfir; Bâbil’de; melek; fitneyiz; zarar; âhiretten; sattıkları; ittika; sevap; râinâ; kâfirler, hayır
- 1282 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
749- “Biz, bir âyeti .......... eder (yürürlükten kaldırır) veya onu .......... (ertelersek), mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz. Bilmez misin ki, .......... her şeye kadirdir. Bilmez misin, göklerin ve yerin .......... ve hükümranlığı yalnızca Allah'ındır. Sizin için Allah'tan başka bir ........../dost ve bir .......... yoktur. Yoksa siz de (ey müslümanlar), daha önce .......... sorulduğu gibi peygamberinize sorular sormak (,onu sorguya çekmek; daha önce Mûsâ’dan istenen şeyler gibi talepte bulunmak) mı istiyorsunuz? Kim .......... küfre değişirse, şüphesiz dosdoğru yoldan .......... olur. Ehl-i kitaptan çoğu, hak/hakikat kendilerine apaçık belli olduktan sonra, sırf içlerindeki .......... ötürü, sizi imanınızdan vazgeçirip .......... döndürmek istediler. Yine de siz, Allah onlar hakkındaki .......... getirinceye kadar .......... bağışlayın. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.“ (2/Bakara, 106-109)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) yok; unutturursak; Kur’an; zenginliği; velî; cennet; İbrâhim’e; imanı; sapmış; kıskançlıktan; dininizden; azâbı; sevip
b) nesh; yanıltırsak; Peygamber; hükmü; sevgi; hidâyet; İsa’ya; hidâyeti; çıkmış; düşmanlıktan; küfre; hükmünü; salıverip
c) mesh; yanıltırsak; Rabbin; mülkiyet; evliyâ; yardımcı; Mûsâ'ya; İslâm’ı; geçmiş; hasedden; küfre; emrini; affedip
d) nesh; unutturursak; Allah; mülkiyet; velî; yardımcı; Mûsâ'ya; imanı; sapmış; kıskançlıktan; küfre; emrini; affedip
750- “Namazı kılın, .......... verin, önceden kendiniz için yaptığınız her .......... /iyiliği Allah'ın katında .......... Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür. (Ehl-i kitap:) 'Yahûdiler yahut .......... hâriç hiç kimse cennete giremeyecek' dediler. Bu onların .......... Sen de onlara: 'Eğer sâhiden doğru söylüyorsanız .......... getirin' de. Hayır, kim .......... olarak yüzünü Allah'a döndürürse (Allah'a hakkıyla kulluk ederse) onun .......... Rabbi katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır, ne de .......... çekerler. Hepsi de .......... (Tevrat ve İncil'i) okumakta oldukları halde yahûdiler: 'Hıristiyanlar .......... yolda değillerdir' dediler. Hıristiyanlar da: 'Yahûdiler doğru yolda değillerdir' dediler. Kitabı .......... de birbirleri hakkında tıpkı onların söylediklerini söylediler. Allah, .......... düştükleri hususlarda kıyâmet günü onlar hakkında hükmünü verecektir.“ (2/Bakara, 110-113)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) zekâtı; hayrı; görürsünüz; hıristiyanlar; uydurduklarıdır; Kitabınızı; muhsin; mükâfatı; sıkıntı; zikri; iyi; okuyanlar; tartışmaya
b) zekâtı; sevabı; bulacaksınız; müşrikler; avuntusudur; belgenizi; müslüman; ecri; dert; Kitabı; doğru; görmeyenler; sürtüşmeye
c) zekâtı; hayrı; bulacaksınız; hıristiyanlar; kuruntusudur; delilinizi; muhsin; ecri; üzüntü; Kitabı; doğru; bilmeyenler; ihtilâfa
d) infakı; güzeli; göreceksiniz; hıristiyanlar; kuruntusudur; hükmünüzü; mü’min; sevabı; üzüntü; Kitapları; doğru; okumayanlar; ihtilâfa
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1283 -
751- “Allah'ın ......... O'nun adının zikredilip anılmasına .......... olan ve onların .......... olmasına çalışandan daha zâlim kim vardır?! Aslında bunların oralara ancak .......... girmeleri gerekir (Başka türlü girmeye hakları yoktur). Bunlar için dünyada rezillik, âhirette de büyük azap vardır. Doğu da Allah'ındır batı da. Nereye .......... Allah'ın yüzü (zâtı) oradadır. Şüphesiz Allah('ın rahmeti ve nimeti) .......... O, her şeyi bilendir. Allah .......... edindi' dediler. Hâşâ! O, bundan münezzehtir. Oysa göklerde ve yerde olanların hepsi .......... hepsi O'na boyun eğmiştir. (O,) Göklerin ve yerin eşsiz .......... Bir şeyi dilediğinde ona sadece .......... der, o da hemen oluverir. Bilmeyenler (câhiller) dediler ki: 'Allah bizimle .......... ya da bize bir .......... (mûcize) gelmeli değil miydi?' Onlardan öncekiler de işte tıpkı onların dediklerini demişlerdi. Kalpleri (akılları) nasıl da birbirine ..........?! Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere âyetleri apaçık gösterdik.“ (2/Bakara, 114-118)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) câmilerinde; engel; boş; müslümanca; dönerseniz; geniştir; ortak; ibâdettedir; hâkimidir; 'ol!'; olmalı; delil; benzedi
b) mescidlerinde; engel; harap; korkarak; dönerseniz; geniştir; çocuk; O'nundur; yaratıcısıdır; 'ol!'; konuşmalı; âyet; benzedi
c) evlerinde; karşı; harap; kibarca; yönelirseniz; geniştir; şirk; kuludur; yaratıcısıdır; 'canlan!'; konuşmalı; âyet; uydu
d) arzında; karşı; harap; dürüstçe; giderseniz; büyüktür; çocuk; tesbihtedir; yaratıcısıdır; 'ol!'; gezmeli; âyet; yaklaştı
752- “Doğrusu Biz seni .......... (Kur'an) ile müjdeleyici ve .......... olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden .......... değilsin. .......... (dinlerine) uymadıkça yahûdiler de hıristiyanlar da .......... senden râzı (hoşnut) olmayacaklardır. De ki: 'Doğru yol/hidâyet, ancak Allah'ın yoludur.’ Sana gelen .......... sonra onların .......... /arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir velî/dost ne de bir yardımcı vardır. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler(den bazısı) onu, hakkını gözeterek .......... Çünkü onlar, ona iman ederler. Onu inkâr edenlere gelince, işte gerçekten .......... uğrayanlar onlardır. Ey İsrâiloğulları! Size verdiğim .......... ve sizi (bir zamanlar) cümle âleme üstün kılmış olduğumu ........... Ve bir günden sakının ki, o günde hiç kimse başkası nâmına bir şey .......... kimseden fidye kabul edilmez, hiç kimseye .......... fayda vermez. Onlar hiçbir yardım da görmezler.“ (2/Bakara, 119-123)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) hak; uyarıcı; sorumlu; milletlerine; asla; ilimden; hevâlarına; okurlar; zarara; nimetimi; hatırlayın; ödeyemez; şefaat
b) Kitap; korkutucu; sorumlu; milletlerine; hiç; vahiyden; hevâlarına; okumazlar; zarara; nimetimi; zikredin; ödeyemez; fidye
c) hak; kolaylaştırıcı; biri; uluslarına; bugün; Kitaptan; nefislerine; okumazlar; zarara; nimetimi; hatırlayın; ödeyemez; şefaat
d) Kitap; uyarıcı; asla; inançlarına; Benden; hükümden; isteklerine; hükmederler; zarara; ihsânımı; unutmayın; ödeyemez; şefaat
- 1284 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
753- “Bir zamanlar Rabbi ......... birtakım kelimelerle sınamış, onları tam olarak yerine getirince; 'Ben seni insanlara ........ yapacağım' demişti. 'Soyumdan da (imamlar/önderler yap, yâ Rabbi!)' dedi. Allah: 'Ahdim ....... ermez (onlar için söz vermem)' buyurdu. Biz, Beyt'i (Kâbe'yi) insanlara toplanma mahalli ve ........ bir yer kıldık. Siz de İbrâhim'in makamından bir namaz yeri edinin (orada namaz kılın). İbrâhim ve .......: 'Tavaf edenler, ibâdete kapananlar, rükû ve secde edenler için Evim'i ....... tutun' diye emretmiştik. İbrâhim de demişti ki: 'Ey Rabbim! Burayı emîn bir şehir yap, halkından Allah'a ve âhiret gününe iman edenleri çeşitli ......... rızıklandır/besle.' Allah buyurdu ki: 'Kim küfr edip inkâr ederse onu az bir süre ....... faydalandırır, sonra onu cehennem azâbına sürüklerim. Ne ...... varılacak yerdir orası!“ (2/Bakara, 124-126)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) İbrâhim’i; rasûl; zâlimlere; güzel; Ya’kub’a; helâl; meyvelerle; uzak
b) İbrâhim’i; peygamber; fâsıklar; güvenli; İshak’a; temiz; yiyeceklerle; fecî
c) İbrâhim’i; imam/önder; kâfirler; emîn; İsmâil’e; güzel; rızıklarla; kötü
d) İbrâhim'i; imam/önder; zâlimlere; güvenli; İsmâil'e; temiz; meyvelerle; kötü
754- “Bir zamanlar İbrâhim, ......... ile beraber Beytullah'ın ......... yükseltiyor, (şöyle diyorlardı:) 'Ey Rabbimiz! Bizden bunu ........ buyur; şüphesiz Sen her şeyi işitirsin, her şeyi bilirsin. Ey Rabbimiz! Bizi Sana ......... olanlardan/müslümanlardan kıl, neslimizden de Sana teslim olan müslüman bir ümmet çıkar, bize .......... yerlerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri kabul eden, çok merhametli olan ancak Sensin. Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden Senin ........... kendilerine okuyacak, onlara Kitap ve .......... öğretecek, onları ............ bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, hüküm ve hikmet sahibi olan, her şeyi yerli yerince yapan yalnız Sensin.“ (2/Bakara, 127-129)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) İshak; binâsını; kabul; teslim; ibâdet; yolunu; fazîleti; düzeltecek
b) İsmâil; temellerini; emir; itaatkâr; namaz; kitabını; hikmeti; düzeltecek
c) İsmâil; temellerini; kabul; teslim; ibâdet; âyetlerini; hikmeti; temizleyecek
d) İshak; binâsını; ihsân; bağlı; ibâdet; Kur’an’ını; hadisi; arındıracak
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1285 -
755- “İbrâhim'in, ........... kendini .......... başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, Biz onu dünyada (elçi) seçtik, şüphesiz o, âhirette de .......... /iyilerdendir. Çünkü Rabbi ona: ............ ol!' demiş, o da: 'Âlemlerin Rabbine teslim oldum, ......... oldum' demişti. İbrâhim de bunu kendi oğullarına .......... etti. Ya’kub da, ‘oğullarım! Allah sizin için o dini (İslâm’ı) seçti. O halde sadece müslümanlar olarak ..........’ (dedi).“ (2/Bakara, 130-132)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) yolundan; tanımayandan; erdemlilerden; güvenilir; sâlihlerden; emir; yaşayın
b) dininden; bilmezlerden; sâlihlerden; müslüman; müslüman; vasiyet; ölünüz
c) ümmetinden; terkedenden; sâlihlerden; adam; müslüman; tavsiye; geliniz
d) dininden; beğenenlerden; seçilmişlerden; müslüman; mü’min; vasiyet; ölünüz
756- “Yoksa Ya'kub'a ........... geldiği zaman siz orada mı idiniz? O zaman (Ya'kub) ............: 'Benden sonra kime kulluk/ibâdet edeceksiniz?“ demişti. Onlar: 'Senin ve ataların İbrâhim, İsmâil ve İshak'ın ilâhı olan tek Allah'a kulluk/ibâdet edeceğiz; biz ancak O'na teslim olduk/.......... olduk' dediler. Onlar bir .........., gelip geçti. Onların kazandıkları/yaptıkları (sevaplar) kendilerinin; sizin kazandıklarınız/yaptıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından .......... çekilmezsiniz. (Yahûdiler ve hıristiyanlar, müslümanlara:) 'Yahûdi ya da hıristiyan olun ki, .........., doğru yolu bulasınız' dediler. De ki: 'Hayır! Biz, .......... olan İbrâhim'in dinine uyarız. O, ............ değildi.“ (2/Bakara, 133-135)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) ölüm; oğullarına; müslüman; ümmetti; sorguya; hidâyeti; hanîf; müşriklerden
b) ecel; çocuklarına; mü’min; milletti; sorguya; hidâyeti; müslüman; putperest
c) Azrâil; halkına; hanîf; cemaatti; hesaba; istikameti; mü’min; kötülerden
d) hastalık; ümmetine; hanîf; ashâptı; muhâsebeye; hidâyeti; dürüst; yalancılardan
- 1286 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
757- “Biz, Allah'a ve bize ..........; İbrâhim, İsmâil, İshak, Ya'kub ve esbâta (torunlara) indirilene, Mûsâ ve İsa'ya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere, onlardan hiçbiri arasında ......... gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allah'a .......... olduk, O'nun için müslüman olduk' deyin. Eğer onlar da sizin .......... ettiğiniz gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar, dönerlerse mutlaka ........... içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O (her şeyi) işitendir, bilendir. Allah'ın (verdiği) ......... boyandık. Allah'tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz ancak O'na .......... /kulluk ederiz (deyin). De ki: 'Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz olduğu halde, O'nun hakkında bizimle ........... mı girişiyorsunuz? Bizim yaptıklarımız (ın mükâfâtı) bize; sizin yaptıklarınız da size aittir. Biz O'na .......... kullarız, ihlâsla (gönülden)bağlananlarız.“ (2/Bakara, 136-139)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) gelenlere; din; teslim; arzu; ihtilâf; dinle; ibâdet; cihâda; bağlanan
b) indirilene; fark; inanır; dâvet; yanlış; renkle; itaat; savaşa; bağlı
c) gelenlere; ayrım; bağlı; kabul; dalâlet; güzellikle; ibâdet; kavgaya; inanan
d) indirilene; fark; teslim; iman, anlaşmazlık, rengiyle, ibâdet, tartışmaya, muhlis
758- “Yoksa siz, İbrâhim, İsmâil, İshak, Ya'kub ve ......... (torunların) yahûdi, yahut hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: 'Siz mi daha iyi ........., yoksa Allah mı? Allah tarafından kendisine (bildirilmiş) bir şâhitliği gizleyenden daha ......... kim olabilir? Allah yaptıklarınızdan gâfil değildir. Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onların .......... /yaptıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da size âittir. Siz onların .......... sorguya çekilmezsiniz. İnsanlardan birtakım .........., ‘üzerinde bulundukları ......... onları çeviren nedir?’ diyecekler. De ki onlara; ‘doğu da, batı da Allah’ındır. O dilediğini doğru yola iletir.“ (2/Bakara, 140-142)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) ecdâdın; inanırsınız; kâfir; çalıştıkları; suçlarından; günahkârlar; kıblelerinden
b) ebsâtın; anlarsınız; fâsık; amelleri; küfürlerinden; kâfirler; ibâdetlerinden
c) esbâtın; bilirsiniz; zâlim; kazandıkları; yaptıklarından; beyinsizler; kıblelerinden
d) evlâdın; seçersiniz; beyinsiz; kazandıkları; dinsizliklerinden; câhiller; dinlerinden
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1287 -
759- “İşte böylece sizin insanlar üzerinde ......... olmanız, Rasûl’ün de sizin üzerinizde bir şâhit olması için sizi ......... (dengeli) bir ümmet kıldı. Senin arzulayıp da şu anda üzerinde bulunduğun kıbleyi (Kâbe’yi) Biz, ancak, Peygamber’e uyanı, ökçesi üzerinde geri dönenden (münâfıktan) ayırt etmemiz için kıble yaptık. Bu şekilde kıblenin (Kudüs’ten Kâbe’ye) çevrilmesi, Allah’ın hidâyet ettiği/yol gösterdiği kimselerden başkasına elbette ........ gelir. Allah sizin imanınızı asla zâyi edecek değildir. Şüphesiz Allah, insanlara (her şeye rağmen) şefkatli ve merhametlidir. (Yâ Muhammed!) Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğunu (gökten haber beklediğini) görüyoruz. Hemen seni, râzı olacağın/hoşlanacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Yüzünü (namazda) artık Mescid)i .......... tarafına çevir. (Ey müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. Şüphe yok ki, ehl-i kitap, onun gerçek olduğunu çok iyi ........ Allah onların yapmakta olduklarından habersiz değildir. Yemin olsun ki (habibim!) sen kendilerine kitap verilenlere her türlü ......... (mûcizeyi) getirsen yine de onlar (inatlarından) sana uyup kıblene dönmezler. Sen de onların kıblesine dönecek değilsin. Onlar da birbirlerinin kıblesine dönmezler. Sana gelen ......... sonra eğer sen onların .......... /arzularına uyacak olursan, işte o zaman sen haksız davrananlardan olursun.“ (2/Bakara, 143-145)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) şehitler; inançlı; zor; Aksâ; düşünürler; ihsânı; Kur’an’dan; isteklerine
b) şâhitler; orta; ağır; Harâm; bilirler; âyeti; ilimden; hevâlarına
c) bekçi; müslüman; güzel; mübârek; bilirler; âyeti; vahiyden; inançlarına
d) şâhit; vasat; hoş; Harâm; değerlendirir; yolu; Kitaplatan; milletlerine
760- “Kendilerine .......... verdiklerimiz onu (o kitaptaki peygamberi) öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir grup, bile bile gerçeği .......... Hak ve gerçek olan, ............ gelendir. Sakın .......... olma! Herkesin yöneldiği bir yönü (tutumu) vardır. O halde (ey mü’minler!) Siz de ......... işlerine koşun, hayırda ........... Nerede olursanız olun, sonunda Allah sizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kaadirdir. Nereden yola çıkarsan (namazda) yüzünü Mescid)i Haram tarafına çevir. Bu emir, elbette sana Rabbinden gelen ............ bir emirdir. (Bilin ki) Allah yaptıklarınızdan ............ değildir.“ (2/Bakara, 146-149)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) kitap; gizler; Rabbinden; kuşkulananlardan; hayır; yarışın; gerçek; habersiz
b) ilim; unutur; Kur’an’dan; şüphelenenlerden; din; koşuşturun; güzel; gâfil
c) vahiy; çiğnerler; Allah’tan; inançsızlardan; müslümanların; yarışın; doğru; gâfil
d) ilim; yayarlar; Hakdan; müşriklerden; insanların; yorulun; dinî; habersiz
- 1288 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
761- “Nereden yola çıkarsan yüzünü (namazda) .......... Haram’a doğru çevir. Nerede olursanız olunuz, yüzünüzü o yana çevirin ki, insanların aleyhinizde (kullanabilecekleri) bir ......... bulunmasın. Yalnız haksızlık edenler müstesnâ. Sakın onlardan korkmayın! Yalnız Benden korkun ki size olan nimetimi tamamlayayım. Umulur ki doğru yolu bulursunuz. Nitekim kendi içinizden, size âyetlerimizi ......... sizi temizleyen, size Kitab’ı ve .......... getirip size bilmediklerinizi öğreten bir Rasûl gönderdik. Öyle ise size Beni (tâat ve ibâdetle) .......... /anın ki Ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin, sakın .......... etmeyin! “Ey iman edenler! Sabır ve ......... ile Allah’tan ......... isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.“ (2/Bakara, 150-153)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Mescid-i; delil; hatırlatan; dini; zikredin; münâfıklık; direnme; hidâyet
b) Kâbe-i; işaret; öğreten; ilmi; dillendirin; küfür; oruç; güzellik
c) Beyt-i; gerekçe; hatırlatan; hadisleri; hatırlayın; kötülük; güzellik; hayır
d) Mescid-i; delil, okuyan, hikmeti, zikredin, nankörlük, namaz, yardım
762- “Allah yolunda öldürülenlere .......... demeyin. Bilakis onlar .........., lâkin siz anlayamazsınız. Andolsun ki sizi biraz .......... ve açlık; .......... canlardan ve ürünlerden biraz .......... (fakirlik) ile imtihan eder/deneriz. (Ey Peygamber!) .......... müjdele! O sabredenler, kendilerine bir ........../belâ geldiği zaman: 'Biz Allah .......... (O'nun için yaşıyoruz) ve biz O'na .......... derler.“ (2/Bakara, 154-156)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) ölüler; diridirler; korku; mallardan; azaltma; sabredenleri; musîbet; içiniz; döneceğiz
a) ölü; diridir; fakirlik; meyvelerden; azaltma; fakirleri; fitne; yolundayız; dönüyoruz
a) ölüler; diridirler; sıkıntı; dünyadan; uzaklaştırma; sabırlıları; sıkıntı; içiniz; döneriz
a) şehidler; ölüdür; korku; mallardan; fazlalaştırma; mü’minleri; fitne; yarattı; güvendik
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1289 -
763- “İşte Rablerinden .......... ve rahmet hep onlaradır. Ve .......... /doğru yolu bulanlar da onlardır. Safâ ile .......... şüphesiz Allah’ın .......... /alâmetlerindendir. Kim Beytullah’ı .......... /ziyaret eder veya .......... yaparsa onları tavaf etmesinde bir .......... yoktur. Kim gönüllü olarak (tetavvû/..........) bir hayır/iyilik yaparsa, şüphesiz Allah onu .........., karşılığını verir.“ (2/Bakara, 157-158)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) salevât; istikameti; Merve; âyetlerinden; tavaf; hacc; fazilet; ibâdet; görür
b) bağışlamalar; hidâyeti; Merve; şiarlarından; hacc; umre; günah; nâfile; bilir
c) salevât; hidâyeti; Kâ’be; işaretlerinden; hacc; tavaf; sakınca; nâfile; unutmaz;
d) af; hidâyeti; Arafat; farzlarından; görür; hacc; yanlışlık; nâfile; sever
764- “İndirdiğimiz açık .......... ve Kitapta insanlara apaçık gösterdiğimiz hidâyet yolunu .......... hem Allah hem de bütün .......... ediciler lânet eder. Ancak, .......... edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği .......... başkadır. Zira Ben onların tevbelerini kabul ederim. Ben tevbeyi çokça .......... eden ve çokça merhamet edenim. (Âyetlerimizi) İnkâr etmiş ve .......... olarak ölmüşlere gelince, işte Allah'ın, .......... ve tüm insanların .......... onların üzerinedir.“ (2/Bakara, 159-161)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) hükümleri; gizleyenlere; azâb; iman; görenler; kabul; müşrik; peygamberin; lâneti
b) Kitabı; unutanlara; lânet; iman; duyanlar; kabul; günahkâr; meleklerin; bedduâsı
c) delilleri; gizleyenlere; lânet; tevbe; açıklayanlar; kabul; kâfir; meleklerin; lâneti
d) hükümleri; terkedenlere; şikâyet; tevbe; görenler; güzel; müşrik; peygamberin; azâbı
- 1290 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
765- “Onlar .......... lânet içinde kalırlar. Artık ne .......... hafifletilir, ne de onların yüzlerine bakılır. ......... bir tek ilâhtır. O'ndan başka ilâh yoktur. O, Rahmândır, Rahîmdir. Şüphesiz .......... ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri peşinden gelmesinde, insanlara .......... veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'ın gökten indirip de ölü haldeki toprağı canlandırdığı .........., yeryüzünde her çeşit .......... yaymasında, rüzgârları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen .......... yönlendirmesinde aklını kullanan/düşünen bir toplum için (Allah'ın varlığını ve birliğini isbatlayan) birçok .......... /deliller vardır.“ (2/Bakara, 162-164)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) dünyada; azapları; Rabbınız; dünyanın; rahatlık; yağmurda; hayvanı; bulutu; şiarlar
b) devamlı; suçları; İlâhınız; göğün; fayda; hayatta; canlıyı; melekleri; mûcizeler
c) âhirette; cezaları; Rabbınız; arzın; nimet; güneşte; bitkileri; bulutları; işâretler
d) ebediyyen; azapları; İlâhınız; göklerin; fayda; suda; canlıyı; bulutları; âyetler
766- “İnsanlardan bazıları, Allah'tan başkasını Allah'a .......... /denk tanrılar edinir de onları Allah'ı .......... gibi severler. İman edenlerin Allah'a olan .......... ise (onlarınkinden) çok daha fazladır. Keşke .......... azâbı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün .......... Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın .......... çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi. İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine .......... arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla .......... ve (o anda her iki taraf da) azâbı görmüş, nihayet aralarındaki .......... kopup parçalanmıştır.“ (2/Bakara, 165-166)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) endâd; görür; sevgileri; kâfirler; cezânın; cezâsının; güvenilip; uzaklaşır; bağlar
b) endâd; sever; aşkları; günahkârlar; azâbın; rahmetinin; inanılıp; kaçar; ilişkiler
c) benzer; görür; sevgileri; müşrikler; hükmün; cehenneminin; güvenilip; kaçarlar; ipler
d) endâd; sever; sevgileri; zâlimler; kuvvetin; azâbının; uyulup; uzaklaşırlar; bağlar
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1291 -
767- “(Kötülere) Uyanlar şöyle derler: 'Ah, keşke bir daha .......... geri gitmemiz mümkün olsaydı da, şimdi onların bizden .......... gibi biz de onlardan ..........! Böylece Allah onlara, işlerini, .......... ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar artık .......... çıkamazlar. Ey ..........! Yeryüzünde bulunanların helâl ve .......... olanlarından yiyin, şeytanın .......... düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir ..........“ (2/Bakara, 167-168)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) hayata; uzaklaştıkları; yüzçevirseydik; azap; azaptan; mü’minler; temiz; hilelerine; düşmanınızdır
b) dünyaya; kaçtıkları; kaçsaydık; hasret; cehennemden; mü’minler; güzel; oyununa; vesvesecinizdir
c) dünyaya; uzaklaştıkları; uzaklaşsaydık; pişmanlık; ateşten; insanlar; temiz; peşine; düşmanınızdır
d) eskiye; sakındıkları, sakınsaydık; korku; ateşten; insanlar; sevap; peşine; helâkınızdır
768- “O size ancak .........., çirkini ve Allah hakkında .......... şeyleri .......... emreder. Onlara (..........): 'Allah'ın .......... uyun' denildiği zaman onlar, 'Hayır! Biz .......... üzerinde bulduğumuz yola uyarız' dediler. Ya ataları bir şey .........., .......... da bulamamış idiyseler?“ (2/Bakara, 169-170)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) günahı; yanlış; yapmanızı; günahkârlara; emrine; yöneticilerimizi; bilmeyen; hidâyeti
b) kötülüğü; bilmediğiniz; söylemenizi; müşriklere; indirdiğine; atalarımızı; anlamamış; doğruyu
c) haramları; boş; konuşmanızı; kâfirlere; hükmüne; atalarımızı; anlamayan; hakkı
d) yanlışları; kötü; atfetmenizi; Kureyşlilere; emrine; putlarımızı; görmeyen; hakkı
769- “(Hidâyet çağrısına kulak vermeyen) .......... durumu, sadece .......... bağırıp çağırmasını işiten .......... durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, .......... ve körlerdir. Bu sebeple .......... Ey iman edenler! Size verdiğimiz .......... temiz olanlarından yiyin, eğer siz yalnız Allah'a .......... ediyorsanız O'na ......... “ (2/Bakara, 171-172)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) kâfirlerin; çobanın; hayvanların; dilsizler; düşünmezler; rızıkların; kulluk; şükredin
b) müşriklerin; sahibinin; koyunların; sakatlar; inanmazlar; nimetlerin; iman; güvenin
c) insanların; halkın; sığırların; dilsizler; sapıktırlar; gıdaların; itaat; yönelin
d) müşriklerin; kendilerine; hayvanların; topallar; inanmazlar; nimetlerin; iman; şükredin
- 1292 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
770- “Allah size ancak .......... (leşi), .........., domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesileni haram kıldı. Her kim bunlardan yemeye .......... kalırsa, başkasının hakkına saldırmadan ve haddi aşmadan bir miktar yemesinde .......... yoktur. Şüphe yok ki Allah çokça bağışlayan, çokça .......... edendir. Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi (âhir zaman peygamberinin vasıflarını) .......... onu az bir paha ile değişenler yok mu, işte onların yiyip de karınlarına doldurdukları, .......... başka bir şey değildir. .......... günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can .......... bir azap vardır.“ (2/Bakara, 173-174)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) ölüyü; kanı; mecbur; günah; merhamet; gizleyip; ateşten; Kıyâmet; yakıcı
b) ölüyü; içkiyi; gözü; güzellik; af; öğrenip; azaptan; Âhiret; çekici
c) murdarı; eşeği; muhtaç; yanlışlık; merhamet; örtüp; haramdan; Azap; acıtan
d) ölüyü; kanı; gönlü; sevap; rahmet; gizleyip; günahlardan; Din; yakan
771- “Onlar hidâyet/doğru yol karşılığında .......... /sapıklığı, mağfirete bedel olarak da .......... satın almış kimselerdir. Onlar .......... karşı ne kadar dayanıklıdırlar! O azabın .........., Allah'ın, Kitabı .......... olarak indirmiş olmasıdır. (Buna rağmen farklı yorum yapıp) .......... ihtilâfa/ayrılığa düşenler, elbette derin bir .......... içine düşmüşlerdir.“ (2/Bakara, 175-176)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) cehennemi; cehennemi; azaba; durumu; Kur’an; dinde; azâbın
b) dalâleti; azâbı; ateşe; sebebi; hak; Kitapta; anlaşmazlığın
c) dalâleti; cehennemi; azâba; hikmeti; hüküm; onunla; dalâletin
d) küfrü; azâbı; ateşe; gereği; Kitap; dinde; azâbın
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1293 -
772- “......... (gerçek iyilik), yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin iyiliğidir ki, Allah’a, âhiret gününe, meleklere, peyamberlere iman eder. Allah rızâsı için yakınlara, ..........., yoksullara, yolda kalmışlara, dilencilere ve boyunduruk altında bulunan köle ve esirlere sevdiği maldan ......... eder, harcar, namaz kılar, zekât verir. Ahid/.......... yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında ........... İşte ........ /doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler/Takvâ sahibi olanlar ancak onlardır. Ey iman edenler! ............ hakkında size kısas yazıldı/farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın öldürülür. Ancak kim kardeşi tarafından ............ kısas düşer. Bundan sonra ma’rûfa/iyiye uymak, öldürülenin velîsine (gereken diyeti) güzel bir şekilde ve tam olarak ödemek gelir. O halde söylenenler, Rabbinizden bir ........... ve rahmettir. Her kim bundan sonra .......... kalkışırsa, muhakkak onun için elem verici bir azap vardır.“ (2/Bakara, 177-178)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) takvâ; ihtiyarlara; infak; andlaşma; dayanır; sıdk; şehid olanlar; bağışlanırsa; ihsan; tecâvüze
b) birr; yetimlere; fedâkârlık; sözleşme; güvenir; mü'min; ölenler; hoş görülürse; kolaylık; zulme
c) ihsân; düşkünlere; cömertlik; yazışma; çalışır; müttakî; yaralananlar; görülmezse; bağış; savaşa
d) birr; yetimlere; infak; andlaşma; sabreder; sâdık; öldürülenler; affedilirse; hafifletme; saldırıya
773- “Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için ........... vardır. Umulur ki, prensiplere uyar da kendinizi (kötülüklerden) korursunuz. Birinize .......... geldiği zaman, eğer bir hayır bırakacaksa anaya, babaya, .......... uygun bir biçimde .......... etmek, Allah’tan korkan üzerine ........... Her kim işittikten ve kabullendikten sonra onu (vasiyeti) değiştirirse, .......... onu değiştirenedir. Şüphesiz Allah (her şeyi) .......... ve (her şeyi) bilendir. Her kim, vasiyet edenin .......... meyletmesinden yahut günah işlemesinden endişe eder de (ilgililerin) aralarını bulursa kendisine .......... yoktur. Şüphesiz Allah bolca bağışlayan, çokça merhamet edendir.“ (2/Bakara, 179-182)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) hayat; ecel; akrabaya; infak; şarttır; vebali; gören; suça; vebal
b) rahmet; Azrâil; fakirlere; tavsiye; borçtur; ecri; takdir eden; günaha; ceza
c) hayat; ölüm; yakınlara; vasiyet; borçtur; günahı; işiten; haksızlığa; günah
d) rahmet; hastalık; çocuklara; vasiyet; farzdır; suç; gören; zulme; günah
- 1294 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
774- “Ey iman edenler! .........., sizden önce gelip geçmiş ümmetlere yazıldığı gibi sizin üzerinize de .......... /farz kılındı. Umulur ki .......... eder, takvâ sahibi olur/korunursunuz. Oruç size sayılı günler olarak yazıldı. Sizden her kim .......... yahut yolcu olursa, tutamadığı günler kadar diğer günlerde oruç tutar. İhtiyarlık veya şifâ umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mâzereti olup da oruç tutmağa güçleri yetmeyenlere .......... gerekir. Fidye, bir fakir doyumu miktarıdır. Bunun dışında kim gönüllü bir .......... yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer gerçekleri anlıyorsanız, her güçlüğe rağmen oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, hidâyetin/doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık .......... olarak kendisinde Kur’an indirilen aydır. Sizden her kim .......... (Ramazan ayının ilk hilâlini) görürse oruç tutsun (oruca başlasın). Kim o anda hasta veya .......... olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah size .......... diler, zorluk istemez. O, sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiği için Allah’ı ta’zim etmenizi ister. Umulur ki şükredersiniz.“ (2/Bakara, 183-185)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) zekât; yazıldı; ihsân; rahatsız; kazâ; ibâdet; şâhidi; ayı; ölü; kolaylık
b) oruç; yazıldı; ittika; hasta; fidye; hayır; delilleri; hilâli; yolcu; kolaylık
c) oruç; vâcip; iman; yorgun; bedel; iyilik; kanıtı; hilâlleri; yaralı; rahmet
d) Kısas; gerekti; iman; hasta; borç; sevap; isbâtı; dolunayı; ihtiyar; kolaylık
775- “Kullarım sana Beni sorduğu vakit de ki: ‘Ben .......... Duâ edenini duâsını Bana duâ ettiği anda işitir, ona karşılık veririm. O halde kullarım da Benim .......... uysunlar ve Bana .......... etsinler, umulur ki doğru yolu bulurlar. Oruç gecesinde .......... yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık (Ramazan gecelerinde) onlara .......... ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz .......... (aydınlığı), siyah .......... (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için; sonra akşama kadar orucu tamamlayın. .......... ibâdete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar, Allah'ın koyduğu .......... Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. İşte böylece Allah âyetlerini insanlara açıklar. Umulur ki ittika ederler/..........“ (2/Bakara, 186-187)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) yakınım; dâvetime; iman; kadınlarınıza; yaklaşın; ipliği; ipliğinden; mescidlerde; sınırlardır; korunurlar
b) yakındayım; çağrıma; ibâdet; eşinize; gidin; ipi; ipinden; câmilerde; yalnız; ölçüdür; çekinirler
c) yanınızdayım; dinime; itaat; câriyelerinize; söyleyin; bezi; örtüsünden; evlerinizde; ölçülerdir; korkarlar
d) buradayım; peygamberime; yakınlık; evliliğe; meyledin; koyunu; koyunundan; köşenizde; yasaklardır; sakınırlar
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1295 -
776- “.......... aranızda haksız sebeplerle .......... Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını, .......... yemin ve şehâdet ile yemeniz için o malları hâkimlere (reislere, yetkili idârecilere veya mahkeme hâkimlerine el altından) .......... Sana, yeni doğan .......... şeklindeki ayları sorarlar. De ki: ‘Onlar, insanlar ve özellikle .......... için vakit ölçüleridir. İyi davranış asla .......... arkalarından gelip girmeniz değildir. Lâkin iyi davranış, korunan ve .......... giden kimsenin davranışıdır. Evlere .......... girin, Allah’tan korkun; umulur ki kurtuluşa erersiniz.“ (2/Bakara,188-189)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) paralarınızı; harcamayın; kasem; sunmayın; dolunay; namaz; mescidlere; Cennete; güzelce
b) mallarınızı; yemeyin; yalan; vermeyin; hilâl; hac; evlere; ölçülü; kapılarından
c) mirasınızı; bölüşmeyin; gereksiz; göndermeyin; hilâller; ibâdet; evlere; doğru; besmeleyle
d) malınızı; atmayın; boş; vermeyin; hilâl; oruç; meseleye; yolunca; selâmla
777- “Size karşı savaş açanlara, Allah yolunda olarak savaşın. Sakın .......... gitmeyin, çünkü Allah aşırıları (haddi aşanları) sevmez. Onları (size karşı savaşanları) yakaladığınız yerde .......... Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. .......... çıkarmak adam öldürmekten daha kötüdür. Onlar sizinle savaşmadıkça, .......... siz de onlarla savaşmayın. Eğer onlar (orada)size karşı savaş açarlarsa, derhal onları .......... Böyledir kâfirlerin cezâsı. Eğer onlar (savaştan) .......... (şunu iyi bilin ki) Allah ğafûr ve rahîmdir. Fitne tamâmen .......... oluncaya ve .......... de Allah için tatbik edilinceye kadar onlarla savaşın. Fitne çıkarmaktan vazgeçerlerse .......... (ve aşırılar hâriç hiç kimseye) düşmanlık ve saldırı yoktur.“ (2/Bakara, 190-193)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) üzerlerine; salıverin; fitne; Medine'de; öldürün; yılarlarsa; orada; devlet; müşrikler
b) ileri; savaşın; nifak; orada; dövün; yorulurlarsa; çok; hüküm; kâfirler
c) aşırı; öldürün; fitne; mescid-i harâmda; öldürün; vazgeçerlerse; yok; din; zâlimler
d) geri; yaralayın; fesad; Mekke'de; mağlûp edin; cayarlarsa; kapsayıcı; yönetim; zâlim
- 1296 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
778- “(Ey mü’minler!) Yoksa siz, sizden önce gelip geçmiş kavimlerin başlarına gelenler size de gelmeden .......... gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokundu ve öyle .......... ki Peygamber ve onunla beraber iman edenler nihâyet ‘Allah’ın .......... ne zaman gelecek?’ dediler. İşte o zaman (onlara), ‘Şüphesiz Allah’ın yardımı yakın’ (denildi). Sana (Allah yolunda) ne infak edip harcayacaklarını soruyorlar. De ki: .......... harcadığınız şey, ebeveyn, yakınlar, yetimler, fakirler ve yolcular içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, şüphesiz Allah onu .......... ..........gitmediği halde savaş size yazıldı/farz kılındı. Sizin için daha .......... olduğu halde bir şeyden hoşlanmamanız mümkündür. Sizin için daha .......... /kötü olduğu halde bir şeyden .......... da mümkündür. Allah bilir, halbuki siz ..........“ (2/Bakara, 214-216)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) iyiliğe; zorlandılar; lütfu; hayır olarak; görür; yenilgiye; güzel; çirkin; sevmeniz; nankörsünüz
b) cennete; zorlandılar; peygamberleri; maldan; yazar; gücünüze; iyi; kötü; beğenmeniz; câhilsiniz
c) cennete; sarsıldılar; melekleri; paranızdan; unutmaz; kolayınıza; doğru; yanlış; sevmeniz; az bilirsiniz
d) cennete; sarsıldılar; yardımı; hayırdan; bilir; hoşunuza; hayırlı; şerli; hoşlanmanız; bilmezsiniz
779- “Sana haram aydan ve onda savaşmanın doğru olup olmadığından soruyorlar. De ki: ‘Haram ayda savaşmak büyük bir .......... Ancak, (insanları) Allah yolundan çevirmek, Allah’ı .......... etmek, Mescid-i Haram’ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak; bunlar Allah katında daha büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden .......... kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden irtidâd edip döner de kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da âhirette de .......... sayılmıştır. Onlar cehennemliktir ve orada devamlı kalırlar. man edenler ve .......... edip Allah yolunda cihad edenler var ya, işte bunlar, Allah'ın rahmetini .......... Allah ğafûr ve rahîmdir. Sana şaraptan (sarhoş eden içkiden) ve .......... sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için birtakım zâhirî .......... vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür. Yine sana .........., iyilikte ne harcayacaklarını sorarlar: ‘Afv/ihtiyaçlarınızdan artakalanını verin' de. Böylece Allah size âyetleri açıklar, umulur ki düşünüp anlarsınız.“ (2/Bakara, 217-219)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) fazîlettir; isyan; çıkarıncaya; hükümsüz; amel; beklerler; zinâdan; güzellikler; zekâtta
b) yasaktır; terk; döndürünceye; günah; ibâdet; çekerler; hamrdan; şifâlar; sadakada
c) vebaldir; red; edinceye; yanlış; cihad; isterler; kumardan; iyilikler; bağışta
d) günahtır; inkâr; döndürünceye; geçersiz; hicret; umabilirler; kumardan; faydalar; infakta
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1297 -
780- “Dünya ve âhirette (lehinize olan davranışları düşünün ve ona göre hareket edin). Sana .......... hakkında sorarlar. De ki: ‘Onları ıslah edip yetiştirmek daha .......... Eğer (yeme, içme ve oturma gibi işlerde) onlarla beraber olursanız, unutmayın ki onlar sizin ......... Allah müfsit ile .......... (fesatçı/bozguncu ile ıslah edip düzelteni) bilir. Eğer Allah .......... sizi de zahmet ve meşakkate dûçar kılardı. Çünkü Allah azîzdir, hakîmdir. İman etmedikçe .......... /putperest kadınlarla nikâhlanmayın/evlenmeyin. Beğenseniz bile, müşrik bir kadından, imanlı bir câriye kesinlikle daha hayırlıdır/iyidir. İman etmedikçe müşrik/putperest erkekleri de (kızlarınızla) nikâhlamayın/evlendirmeyin. Beğenseniz bile, müşrik bir kişiden mü'min bir köle kesinlikle daha hayırlıdır. Onlar (müşrikler) .......... çağırır. Allah ise, izni (ve yardımı) ile cennete ve .......... çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye .......... insanlara açıklar.“ (2/Bakara, 220-221)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) fakirler; güzeldir; dostlarınızdır; sâlihi; verseydi; kâfir; kötülüğe; rahmete; kitabını
b) yetimler; hayırlıdır; kardeşlerinizdir; muslihi; dileseydi; müşrik; cehenneme; mağfirete; âyetlerini
c) öksüzler; sevaptır; velîlerinizdir; mürşidi; emretseydi; inançsız; şerre; iyiliğe; hükümlerini
d) yetimler; sevimlidir; akrabalarınızdır; müslimi; sevmeseydi; dinsiz; azâba; hayra; Kur'an'ı
781- “Sana kadınların ayhalini sorarlar. De ki: ‘O, bir .......... (bir çeşit hastalıktır). Ayhalinde olan kadınlardan uzak durun (onlarla cinsî temasta bulunmayın). .......... kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah’ın size emrettiği .......... onlara yaklaşın. Şunu iyi bilin ki Allah .......... edenleri sever, temizlenenleri de sever. Kadınlarınız sizin için bir .......... Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendinizi (temasa) önceden (iyi davranışlarla) hazırlayın. Her davranışınızda .......... korkun, bilin ki siz O’na mülâkî olacaksınız. Mü’minleri müjdele! İyi davranmanız, kötülüklerden korunmanız ve insanlar arasını düzeltmeniz gâyesiyle .......... bozmanıza Allah’ı engel kılmayın. Allah (her şeyi) işitir ve bilir. Allah sizi, yeminlerinizdeki kasıtsız yanılmadan dolayı .......... tutmaz. Lâkin .......... kazandığı şeyler ile (kötü düşüncelerden) sorumlu tutar. Allah ğafûrdur, halîmdir.“ (2/Bakara, 222-225)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) eziyettir; gusledinceye; şekilde; gusül; tarladır; Rabbinizden; sözlerinizi; mes'ul; kalplerinizin
b) rahatsızlıktır; yıkanıncaya; gibi; iman; ekininizdir; hastalıktan; ibâdetlerinizi; elinizden; davranışlarınızın
c) ezâdır; temizleninceye; yerden; tevbe; tarladır; Allah’tan; yeminlerinizi; sorumlu; kalplerinizin
d) sıkıntıdır; temizleninceye; tarzda; duâ; nimettir; günahlardan; namazlarınızı; suçlu; zihninizin
- 1298 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
782- “Eğer erkek kadını (üçüncü defa) boşarsa, ondan sonra kadın bir başka erkekle nikâhlanıp evlenmedikçe onu alması kendisine .......... olmaz. Eğer bu kişi de onu boşarsa, (her iki taraf da) Allah'ın sınırlarını muhâfaza edeceklerine inandıkları takdirde, yeniden evlenmelerinde beis yoktur. Bunlar Allah'ın .......... Allah, bunları bilmek, öğrenmek isteyenler için açıklar.“ (2/Bakara, 230) “Emzirmenin tamamlanmasını isteyen (baba) için, anneler çocuklarını iki tam .......... emzirirler. Onların beslenmesi ve giyimi iyilikle (mâruf ve uygulanan ölçüler içinde) .......... tarafına aittir. Bir insan, ancak gücü yettiğinden sorumlu tutulur. Hiçbir anne, çocuğu sebebiyle zarara uğratılmamalı, hiçbir baba da .......... yüzünden zarara girmemeli. Onun benzeri, vârise de (mirasçıya da) gerekir. Eğer ana ve baba her ikisi de birbiriyle görüşerek ve karşılıklı anlaşarak çocuğu memeden kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur. Çocuklarınızı (süt anne tutup) .......... istediğiniz takdirde, süt anneye vermeyi taahhüt ettiğiniz miktarı iyilikle teslim etmeniz şartıyla, üzerinize .......... yoktur. Allah’tan korkun. Bilin ki Allah, yapmakta olduklarınızı görür.“ (2/Bakara, 233) “Namazlara, (özellikle) .......... namaza devam edin. Saygı ve bağlılık içinde Allah’a kulluk edin.“ (2/Bakara, 238)
“Allah yolunda .......... ve bilin ki Allah, her şeyi işitir ve bilir.“ (2/Bakara, 244)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) helâl; sınırlarıdır; yıl; baba; çocuğu; emzirtmek; günah; orta; savaşın
b) câiz; hükümleridir; sene; baba; karısı; doyurmak; günah; farz; sarfedin
c) nikâh; yasaklarıdır; ay; anne; eşi; emzirtmek; vebal; son; yaşayın
d) haram; hudûdudur; yıl; anne; çocuğu; beslemek; sevap; ilk; okuyun
783- “Verdiğinin kat kat fazlasını kendisine ............ için Allah’a .......... /güzel bir borç verecek olan kim var? Allah (dilediğine) bol verir, (dilediğinden) ........... Sadece O’na döndürüleceksiniz. Mûsâ’dan sonra, Benî İsrâil’den ileri gelen kimseleri görmedin mi, ne yaptılar?! Kendileri için gönderilmiş bir ............ ‘Bize bir hükümdar gönder ki başımıza geçsin de Allah yolunda savaşalım’ dediler. ‘Size ........... yazılır/farz kılınır da ya savaşmazsanız!’ dedi. ‘Yurtlarımızdan çıkarılmış, çocuklarımızdan uzaklaştırılmış olduğumuz halde neden savaşmayalım?’ dediler. Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden pek azı hâriç geri dönüp kaçtılar. Allah ........... iyi bilir. Peygamberleri onlara ‘Bilin ki Allah, ............ size hükümdar gönderdi’ dedi. Bunun üzerine ‘Biz hükümdarlığa daha lâyık olduğumuz halde, kendisine servet ve ............ yönünden geniş imkânlar verilmemişken o bize nasıl hükümdar olur?’ dediler. ‘Allah sizin üzerinize onu seçti, ............ ve cüssede ona, sizden daha çok üstünlük verdi. Allah mülkünü dilediğine verir. Allah her şeyi ihâta eder ve her şeyi bilendir’ dedi.“ (2/Bakara, 245-247)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) ödemesi; infak; keser; zât; düşmanlık; savaşanları; birini; mal; takvâda
b) bağışlaması; ödünç; az; komutana; emir; göndereceğini; Câlût'u; cüsse; ahlâkta
c) vermesi; karz-ı hasen; vermez; hükümdara; cihad; herşeyi; Dâvud'u; güç; malda
d) ödemesi; karz-ı hasen; kısar; peygambere; savaş; zâlimleri; Tâlût’u; zenginlik; ilimde
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1299 -
784- “Peygamberleri onlara, ‘Onun hükümdarlığının alâmeti, .......... size gelmesidir. Onun içinde Rabbinizden size bir ........... /ferahlık ve sükûnet, meleklerin taşıdığı, âl-i Mûsâ ve âl-i Hârun’un bıraktıklarından bir miktar ............ vardır. Eğer iman etmiş kimseler iseniz sizin için onlarda mutlaka bir ......... ve alâmet vardır’ dedi. Tâlût askerlerle beraber (cihad için) ayrılınca, ‘Biliniz ki Allah sizi bir ........... imtihan edecek. Kim ondan içerse benden değildir. Kim ondan hiç tatmazsa bendendir (benimledir), ancak eliyle bir ......... içen de istisnâ edilmiştir (o da benimledir)’ dedi. İçlerinden pek azı müstesnâ hepsi ırmaktan içtiler. Tâlût ve onunla beraber .......... edenler ırmağı geçince, ‘bu gün bizim ........... ve askerlerine karşı koyacak hiç gücümüz yoktur’ dediler. Kendilerinin, sonunda Allah’ın huzuruna varacaklarını bilenler, kendi aralarında ‘nice ............ kişiler vardır ki, sayıca kendilerinden çok olan topluluklara Allah’ın ............ gâlip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir’ dediler. Câlût ve askerleriyle savaşa tutuştuklarında ‘Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Bize cesâret ver ki tutunalım. Kâfir kavme karşı bize yardım et’ dediler.“ (2/Bakara, 248-250)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) zaferin; güzellik; miras; delil; denizle; kova; savaş; reisimiz; kahraman; izniyle
b) peygamberin; sekîne; eser; işaret; suyla; az; cihad; silâhımız; imanlı; lutfuyla
c) tâbut’un; sekîne; bakıyye; âyet; rmakla; avuç; iman; Câlût’a; az; izniyle
d) sandığın; huzur; hayır; âyet; nehirle; tas; sabır; şeytana; güçsüz; yardımıyla
785- “Allah’ın izniyle onları ............ Dâvûd Câlût’u öldürdü. Allah ona (Dâvûd’a) ............. ve hikmet verdi, dilediği ilimlerden ona öğretti. Eğer Allah .......... bir kısmı ile diğerlerini defetmeseydi/savıp hizaya getirmeseydi, elbette yeryüzünde ........... çıkar/nizam bozulurdu. Lâkin Allah bütün ............. lütuf ve keremi ile muâmele etmiştir.“ (2/Bakara, 251) “O .......... ki, Biz onlardan bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Allah'ın kendisi ile konuştuğu onlardandır. Bazısının derecelerini yükselttik. Meryem oğlu ........... açık mûcizeler verdik, kendisini Rûhu'l-Kudüs ile te'yid ettik/kuvvetlendirdik. Allah dileseydi o peygamberlerden sonra gelen ............ kendilerine açık belgeler geldikten sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat onlar .......... (herkes farklı görüşlere) yöneldi. Onlardan bir kısmı iman etti, bir kısmı da inkâr etti. Allah dileseydi onlar elbette savaşmazlardı. Fakat Allah murâd ettiğini yapar.“ (2/Bakara, 253)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) öldürdüler; peygamberlik; azgınlardan; isyan; yaratıklarına; insanlar; İsa'ya; mü'minler; zulmetti
b) yendiler; hükümdarlık; insanlardan; fesat; insanlığa; peygamberler; İsa'ya; toplumlar; ihtilâfa
c) sürdüler; kitap; savaşanlardan; fitne; müslümanlara; müslümanlar; peygamberi; zâtlar; mücâdeleye
d) defettiler; Zebur; zâlimlerden; savaş; peygamberlere; melekler; İsa'yı; peygamberler; akıllarına
- 1300 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
786- “Allah, kendinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tır. O, .......... ve Kayyûmdur. Kendisini ne ........... yakalar, ne de uyuklama. Göklerde ve yeryüzünde bulunanların hepsi O’nundur. ............ olmadan katında hiçbir kimse ........... edemez. O, kullarının yapmakta olduklarını ve önceden yaptıklarını bilir (O’na hiçbir şey gizli kalmaz.). O’nun .......... hâriç, insanlar O’nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O’nun ............ (tahtı) gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine ağır gelmez. O, yücedir, büyüktür. Dinde ............ /zorlama (ve baskı) yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklık ve eğrilikten ayırt edilmiştir. O halde kim ........... inkâr edip Allah’a iman ederse, sağlam kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah (her şeyi) işitir, bilir. Allah, iman edenlerin ........... Zira onları karanlıklardan kurtarıp nûra/aydınlığa çıkarır. İnkâr edip kâfir olanların dostları ise tâğuttur. Çünkü onları nûrdan/aydınlıktan alıp karanlığa götürür. Onlar .......... ehlidirler, orada devamlı kalırlar.“ (2/Bakara, 255-257)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Hayy; uyku; izni; şefaat; dilemesi; kürsüsü; ikrâh; tâğutu; dostudur; ateş
b) Allah; unutma; emri; iman; verdiği; arşı; mecburiyet; küfrü; ilâhıdır; cehennem
c) İlâh; yorgunluk; Peygamber; şefaat; öğrettiği; saltanatı; icbâr; tâğutu; rabbidir; azâb
d) Diri; uyku; hidâyeti; iman; kitabı; cenneti; ikrâh; tâğutları; yardımcısıdır; günah
787- “........... sizi fakirlikle tehdit eder (korkutur, fakir olursunuz diyerek sadaka vermenize engel olur) ve sizin ........... olmanızı emreder. Allah ise size katından bir mağfiret ve lütuf vaad eder. Allah, her şeyi ihâta eden ve her şeyi bilendir.“ (2/Bakara, 268) “.........../fâiz yiyen kimseler (kabirlerinden), tıpkı şeytan çarpmış kimseler gibi çarpılmış olarak kalkarlar. Onların bu hali, ‘alış-veriş (ticâret) de fâiz gibidir’ demelerindendir. Oysa ki Allah, ........... helâl, fâizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir ......... gelir de fâizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve işi Allah’a kalmıştır (Allah dilerse onu affeder). Kim tekrar ........... dönerse, işte onlar ateş ashâbıdır, orada devamlı kalırlar.“ (2/Bakara, 275) “Allah fâizi .......... (fâiz karışan malın bereketini giderir). ............ çoğaltır (içinde sadaka verilen malları bereketlendirir). Allah (günahta ısrar eden) günahkâr ............. hiçbirini sevmez.“ (2/Bakara, 276)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Nefsiniz; cimri; katlanmış; alışverişi; emir; şirke; azaltır; infâkı; ribâcıların
b) kâfirler; günahkârlar; ribâ; rızkı; hüküm; haramlara; yasaklar; hayırları; fâizcilerin
c) tâğut; kâfir; haram; çalışmayı; izin; haramlara; siler; ticareti; insanların
d) şeytan; cimri; ribâ; ticâreti; öğüt; fâize; mahveder; sadakaları; kâfirlerin
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1301 -
788- “Göklerde ve yerde bulunanların hepsi Allah’ın ............ Gönlünüzde olanları açığa vursanız da gizleseniz de (fark etmez), Allah onunla sizi ........... çeker, sorgudan sonra dilediğini affeder, dilediğine de azap eder. Allah her şeye kaadirdir. Gönderilen Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, .......... de iman ettiler. Onlardan her biri Allah’a, O’nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. (Biz de onun için) “mağfiretini niyaz ederiz. ........... yalnızca Sanadır’ dediler. Allah her şahsa, ancak .......... yettiği kadar sorumluluk yükler. Herkesin kazandığı, kendi lehine, veya aleyhinedir. (Bundan sonra şöyle duâ edin:) ‘Ey Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi ........... çekme (mağfiret et). Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de .......... yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bizim gücümüzün yetmediği işlerden bizi ........... tutma, bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Çünkü Sen, bizim ............ /dostumuz ve yardımcımızsın. Kâfir kavimlere karşı bize yardım et.“ (2/Bakara, 284-286)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) ihsânıdır; hesaba; sahâbîler; kulluğumuz; imkânı; sorguya; büyük; azâba; ilâhımızsın
b) yarattıklarıdır; sorguya; ümmetler; hesabımız; gücü; günaha; taşınamayacak; mes'ul; Rabbimiz
c) mülküdür; hesaba; mü’minler; dönüş; gücü; hesaba; ağır; sorumlu; mevlâmızsın
d) kuludur; imtihana; melekler; ibâdet; kuvveti; imtihana; zor; imtihana; velîmizsin
789- “(Rasûlüm!) O, sana Kitab’ı .......... ile ve önceki kitapları .......... edici olarak tedrîcen indirmiş; (3/Âl-i İmrân, 3) Daha önce de, insanlara doğru .......... göstermek üzere Tevrât ile İncil’i ve hakkı bâtıldan .......... eden hükümleri göndermiştir. Bilinmeli ki, Allah’ın âyetlerini .......... edenler için şiddetli bir .......... vardır. Allah, .......... vermede mutlak .......... sahibidir.“ (3/Âl-i İmrân, 4)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Cebrâil; kabul; inancı; tefrik; kabul; cehennem; karşılık; adâlet
b) Melek; iman; hükmü; temyiz; iman; cezâ; ödül; merhamet
c) doğru; kabul; hayatı; ayırt; ihmal; fitne; musîbetleri; izzet
d) hak; tasdik; yolu; ayırt; inkâr; azap; cezâları; güç
- 1302 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
790- “Sana Kitabı indiren .......... . O'ndan Kitabın .......... (temeli) olan bir kısım âyetler ..........; diğerleri ise müteşabihtir/benzeşenlerdir. Kalplerinde bir .......... /kayma olanlar .......... çıkarmak ve olmadık .......... /yorumlarını yapmak için ondan .......... olanına uyarlar. Oysa onun .......... Allah'tan başkası bilemez. İlimde .......... olanlar (derinleşenler) ise: ‘Biz ona inandık, tümü Rabbimizin katındandır’ derler. Temiz .......... sahiplerinden başkası öğüt alıp düşün(e)mez.“ (3/Âl-i İmrân, 7)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) O'dur; anası; muhkemdir; eğrilik; fitne; te’vilini; müteşabih; te’vilini; râsih; akıl
b) Allah'tır; esası; muhkemdir; bozukluk; fesat; anlamını; muhkem; açıklamasını; seviyeli; akıl
c) meleklerdir; hükmü; kolaydır; hastalık; olay; tefsirini; karışık; izahını; derinleşmiş; iman
d) Cebrâil'dir; anası; vardır; fitne; zorluk; açıklamasını; mecaz; tefsirini; zirve; vicdan
791- “Gerçek şu ki, .......... Adem’i ve .........., İbrâhim âilesini ve .......... ailesini seçip bütün insanlığın üzerinde bir .......... çıkardı.“ (3/Âl-i İmrân, 33) “Âlemler içinde .......... olsun Nûh'a. (37/Sâffât, 79) Gerçekten Biz ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz. (37/Sâffât, 80) Şüphesiz o, Bizim .......... olan kullarımızdandı.“ (37/Sâffât, 81) “..........karısı şöyle demişti: ‘Rabbim! Karnımdakini tümüyle .......... bir kul olarak sırf Sana .......... . Adağımı kabul buyur. Şüphesiz (niyâzımı) hakkıyla işiten ve (niyetimi) bilen Sensin.“ (3/Âl-i İmrân, 35)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Allah; İsa'yı; İsrâil; dereceye; yüce; müttakî; Zekeriyyâ'nın; sâlih; vakfettim
b) Rabbin; Mûsâ'yı; İsmail; seviyeye; örnek; sâlih; İmrân'ın; güzel; verdim
c) Allah; Nûh’u; İmrân; konuma; selâm; mü’min; İmrân’ın; hür; adadım
d) Yaratıcı; Nûh'u; İmrân; yüksekliğe; müjde; elçimiz; Peygamber'in; iyi; ısmarladım
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1303 -
792- “Fakat çocuğu kız olarak doğurunca, Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilmekte iken: ‘Rabbim onu kız doğurdum, (Beyt-i Makdis’e hizmet bakımından) erkek kız gibi değildir. Ona .......... adını verdim. O’nu ve .......... lânetlenmiş .......... karşı korumanı diliyorum’ dedi.“ (3/Âl-i İmrân, 36) “Rabbi Meryem’e hüsn-i .......... gösterdi; onu güzel bir .......... olarak yetiştirdi. .......... da onun bakımı ile görevlendirdi. Zekeriyyâ, onun yanına, .......... her girişinde orada bir .......... bulur ve ‘Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?’ der; o da: ‘Bu, .......... tarafındandır, çünkü Allah, dilediğine sayısız rızık verir’ derdi.“ (3/Âl-i İmrân, 37)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) İsa; annesini; İblise; zan; insan; Zekeriyyâ'yı; mescide; nimet; Allah
b) Meryem; soyunu; şeytana; kabul; bitki; Zekeriyyâ’yı; mâbede; rızık; Allah
c) Meryem; Zekeriyyâ'yı; şeytana; teveccüh; çiçek; Yahyâ'yı; mihrâba; rızık; melek
d) İsa; çocuğunu; yahûdilere; kabul; çocuk; Zekeriyyâ'yı; câmiye; yiyecek; Allah
793- “Orada Zekeriyyâ, Rabbine duâ etti: ‘Rabbim! Bana tarafından .......... bir nesil bağışla. Sen, .......... hakkıyla işitensin.“ (3/Âl-i İmrân, 38) “Zekeriyyâ, .......... durmuş namaz kılarken .......... ona şöyle nidâ ettiler: ‘Allah sana, Kendisi tarafından gelen bir .......... tasdik edici, efendi, iffetli ve sâlihlerden bir .......... olarak Yahyâ’yı müjdeler.“ (3/Âl-i İmrân, 39) “Zekeriyyâ, ‘Rabbim! dedi, bana .......... gelip çattığına, üstelik karım da kısır olduğuna göre benim nasıl .......... olabilir?’ Allah şöyle buyurdu: ‘Öyle de olsa, Allah dilediğini yapar.“ (3/Âl-i İmrân, 40)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) hayırlı; duâyı; mihrapta; melekler; Kelime’yi; peygamber; ihtiyarlık; oğlum
b) müslüman; kullarını; mescidde; melekler; peygamberi; sâlih; ölüm; çocuğum
c) sâlih; herşeyi; câmide; insanlar; Kitabı; insan; yaşlılık; oğlum
d) güzel; sözleri; mihrapta; ruhlar; dini; zât; hastalık; çocuğum
- 1304 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
794- “Zekeriyyâ: ‘Rabbim! (Oğlum olacağına dâir) bana bir .......... ver’ dedi. Allah buyurdu ki: ‘Senin için alâmet, insanlara, .......... gün, işaretten başka söz söylememendir. Ayrıca Rabbini çok .........., sabah akşam tesbih et.“ (3/Âl-i İmrân, 41) “.........., İsrailoğullarının küfrünü, Allah’ın gönderdiği gerçekleri örtbas etme temâyüllerini .......... edince sordu: ‘Kim Allah .......... benim yardımcılarım olacak?’ Havârîler dediler ki: ‘Biziz Allah’ın yardımcıları (Allah yolunda senin yardımcıların biz olacağız). Allah’a .......... ettik. Sen de .......... ol ki şüphesiz biz ...........“ (3/Âl-i İmrân, 52)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) söz; beş; an; Zekeriyyâ; merak; uğruna; kulluk; şâhit; mâsumuz
b) işaret; yedi; düşün; İsa; his; için; duâ; râzı; mü'minleriz
c) alâmet; üç; zikret; İsa; fark; yolunda; iman; şâhit; müslümanlarız
d) özellik; dört; zikret; Meryem; nazar; için; havâle; emin; müslümanız
795- “Ey Rabbimiz! Bize .......... inandık ve bu .......... uyduk. O halde bizi .......... şâhitlik yapanlarla .......... tut.“ (3/Âl-i İmrân, 53) “(Yahûdiler gizlice) .......... (tuzak, hile, plan, strateji) kurdular; .......... da onların mekrine karşılık verdi. Allah mekr edenlerin en .......... /güçlü olanıdır.“ (3/Âl-i İmrân, 54)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) gönderdiğine; kitaba; mazlumlara; eşit; mekr; müslümanlar; üstünü
b) indirdiğine; elçiye; hakikate; bir; mekr; Allah; hayırlı
c) bildirdiğine; peygambere; İslâm'a; beraber; hile; onlar; büyüğü
d) yolladığına; dine; sen; aynı; mekr; İsa; yücesi
796- “Artık kim Allah’a karşı .......... edip yalan .........., işte bunlar, .......... ta kendisidirler. (3/Âl-i İmrân, 94) De ki: ‘Allah .......... söylemiştir. Öyle ise, .......... yönelmiş olarak (bâtıl olan her şeyden yüz çeviren, Allah’la birlikte başka şeylerin ilahlığını da tanımayan) .......... dinine/inanç sistemine .......... . O, .......... değildi.“ (3/Âl-i İmrân, 95)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) zulm; söylerse; münâfıkların; hakkı; Allah'a; İsa'nın; koşun; dalâlette
b) iftira; konuşursa; fâsıkların; doğru; kıbleye; peygamberlerin; uyun; zâlim
c) yalan; atfederse; kâfirlerin; söyleyeceğini; İslâm'a; İslâm; girin; kâfirlerden
d) iftira; uydurursa; zâlimlerin; doğruyu; hakka; İbrâhim’in; uyun; müşriklerden
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1305 -
797- *“Hep birlikte Allah’ın .......... (İslâm’a, Kur’an’a) sımsıkı yapışın; .......... . Allah'ın size olan nimetlerini .......... : Hani siz birbirinize .......... kişiler idiniz de O, gönüllerinizi .......... ve O'nun nimeti sâyesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir .......... çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size .......... böyle açıklar ki .......... yolu bulasınız.“ (3/Âl-i İmrân, 103) “Kendilerine apaçık .......... geldikten sonra parçalanıp .......... ederek ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için pek büyük bir .......... vardır.“ (3/Âl-i İmrân, 105)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) ipine; parçalanmayın; hatırlayın; düşman; birleştirmiş; ateş; âyetlerini; doğru; deliller; ihtilâf; azap
b) dinine; bölünmeyin; zikredin; kardeş; uzaklaştırmış; cehennem; hükümlerini; hidâyet; âyetler; düşmanlık; günah
c) ipine; parçalanmayın; düşünün; söven; uzlaştırmış; küfür; emirlerini; güzel; yasaklar; düşmanlık; azap
d) kitabına; birleşin; hatırlayın; kavgalı; yaklaştırmış; azap; kitabını; doğru; âyetler; kavga; günah
798- “Sizden, hayra .......... eden, emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker yapan (iyiliği .......... kötülüğü .......... eden) bir topluluk bulunsun. İşte onlar .......... erenlerdir.“ (3/Âl-i İmrân, 104) “Siz, .......... iyiliği için ortaya çıkarılmış en .......... ümmetsiniz; emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker yapar ve Allah’a iman edersiniz. Ehl-i kitap da .......... etseydi, elbet bu, .......... için çok iyi olurdu. (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) pek çoğu .......... /yoldan çıkmışlardır.“ (3/Âl-i İmrân, 110)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) dâvet; emredip; men; cennete; dünyanın; mü’min; dâvet; kendileri; müşriktir
b) tavsiye; teşvik; men; sevaba; kavimlerin; güzel; kabul; sizin; sapıktır
c) teşvik; emredip; yasak; cennete; müslümanların; doğru; kabul; İslâm; kâfirdir
d) dâvet; emredip; men; kurtuluşa; insanların; hayırlı; iman; kendileri; fâsıktır
799- “.......... , ancak bir peygamberdir. Ondan .......... de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o .......... ya da öldürülürse, gerisin geriye (eski dininize) mi .......... ? Kim (böyle) geri dönerse, .......... hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, .......... mükâfatlandıracaktır.“ (3/Âl-i İmrân, 144)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Peygamberler; evvel; yaralanır; geçeceksiniz; İslâm’a; mü’minleri
b) Muhammed; önce; ölür; döneceksiniz; Allah'a; şükredenleri
c) Rasûlullah; yüzlercesi; öldürür; döneceksiniz; müslümanlara; peygamberlerini
d) Muhammed; önce; yaralanır; inanacaksınız; peygambere; müttakîleri
- 1306 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
800- *“Allah'ın .......... ve kazâsı (izni) olmadıkça hiçbir kimseye .......... yoktur. O (ölüm), belli bir .......... /süreye göre yazılmıştır. Her kim, dünya .......... isterse, kendisine ondan veririz; kim de âhiret .......... isterse ona da bundan veririz. Biz, .......... mükâfatlandıracağız.“ (3/Âl-i İmrân, 145)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) eceli; ölüm; zamana; rahatını; güzelliğini; şükredenleri
b) irâdesi; cehennem; ecele; zenginliğini; zenginliğini; müslümanları
c) emir; ölmek; ecele; nimetini; sevabını; şükredenleri
d) hükmü; ecel; vakte; güzelliğini; güzelliğini; müttakîleri
801- “Allah’tan bir .......... ile onlara .......... davrandın. Şâyet kaba, katı .......... olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından .......... giderlerdi. Şu halde onları ..........; bağışlanmaları için .......... et; (umuma ait) işlerde onlarla .......... et, onlara danış. Artık .........., kararını verdiğin zaman da Allah'a .......... et, O’na dayanıp güven. Çünkü Allah, tevekkül edenleri kendisine .......... sever.“ (3/Âl-i İmrân, 159)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) lütuf; sıcak; sözlü; koşup; affetme; terk; sulh; niyetlenip; ilticâ; koşanları
b) rahmet; yumuşak; vicdanlı; küfredip; yakala; müsâade; mücâdele; hükmünü; duâ; inananları
c) nimet; güzel; sert; kaçıp; bırak; duâ; alışveriş; azmedip; mürâcaat; bağlananları
d) rahmet; yumuşak; yürekli; dağılıp; affet; duâ; istişâre; azmettiğin; tevekkül sığınanları
802- “Eğer Allah size .......... ederse, artık size .......... gelecek kimse .......... Ve eğer size yardımını .........., bundan sonra size kim .......... edebilir? Mü’minler ancak Allah’a .......... etmeli, sadece O’na güvenip ..........“ (3/Âl-i İmrân, 160)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) yardım; gâlip; yoktur; keserse; yardım; tevekkül; dayanmalıdır
b) merhamet; küfürle; olmaz; gönderirse; zarar; iman; inanmalıdır
c) lutuf; silâhla; olmayacaktır; keserse; hidâyet; duâ; kurtulmalıdır
d) rahmet; mağlûp; bulunmaz; ertelerse; yardım; yardım; durmalıdır
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1307 -
803- “Allah'ın, .......... /kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) .......... edip cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için .......... ; tersine bu onlar için .......... /kötüdür. Buhl edip cimrilik ettikleri şey de .......... gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin .......... Allah'ındır. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.“ (3/Âl-i İmrân, 180)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) nimetinden; kıskançlık; fazilettir; musîbettir; kıyâmet; hazineleri
b) ihsânından; sıkılık; sevaptır; günahtır; âhiret; içindekiler
c) fazlından; buhl; hayırlıdır; şerdir; kıyâmet; mîrâsı
d) lütfundan; acele; güzeldir; zararlıdır; savaş; mülkü
804- “Ey iman edenler, .......... ; direnip (düşman karşısında) .......... gösterin; .......... yapın, .......... için hazır olun (sınırlarda nöbet bekleşin; birbirinize bağlanın, kenetlenin, irtibatlı olun) ve Allah’tan .......... edin/korkun. Umulur ki .......... /kurtuluşa erersiniz.“ (3/Âl-i İmran, 200)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) mü’mince; kahramanlık; ribat; cennet; murâbata; cennete
b) sabredin; sebât; murâbata; cihad; ittika; felâha
c) savaşın; direnç; savaş; gâlibiyet; istiâne; rahmete
d) affedin; sabrınızı; istişâre; savaş; murâbata; felâha
805- “Ey insanlar! Sizi bir tek .......... /candan yaratan, ondan da yine onun .......... vücuda getiren ve ikisinden birçok erkek ve kadın .......... Rabbiniz (e karşı gelmek)den .......... edin/çekinin. Kendisi (nin adını öne sürmek sûreti) ile birbirinize .......... bulunduğunuz Allah’tan ve .......... (bağlarını kesmek)ten .......... Çünkü Allah sizin üzerinizde tam bir .......... “ (4/Nisâ, 1)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) nefisden; zevcesini; türeten; ittika; dileklerde; akrabalık; sakının; gözeticidir
b) çamurdan; yardımcısını; yaratan; uzak; duâda; kan; uzaklaşın; rabdir
c) ruhtan; eşini; vareden; hayâ; adakta; kardeşlik; kaçının; merhametlidir
d) özden; arkadaşını; olarak; vazgeçin; hayırda; güzellik; dönün; affedicidir
- 1308 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
806- “Kadınlarınızdan .......... yapanlara karşı aranızdan .......... şâhit getirin. Eğer şâhitlik ederlerse, o .......... ölüm alıp götürünceye veya Allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde ..........“ (4/Nisâ, 15) “İçinizden fuhuş yapan her iki tarafa .......... verin; eğer .......... eder, uslanırlarsa artık onlara cezâ verip .......... etmekten vazgeçin. Çünkü Allah tevbeleri çok kabul eden ve merhamet edendir.“ (4/Nisâ, 16) “Zinâ eden kadın ve zinâ eden erkekten her birine .......... sopa vurun; Allah’a ve âhiret gününe iman ediyorsanız, Allah’ın .......... (hükümlerini uygularken) onlara acıyacağınız tutmasın. Mü’miinlerden bir grup da onlara uygulanan cezâya .......... olsun.“ (24/Nûr, 2)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) ahlâksızlık; iki; ahlâksızları; dövün; yol; zinâ; zinâ; kırk; emrini; râzı
b) zinâ; erkek; zinâkârları; tutun; cezâ; usluluk; fenâlık; hafifçe; indirdiği; hazır
c) fuhuş; dört; kadınları; hapsedin; cezâ; tevbe; eziyet; yüz; dininde; şâhit
d) nâmussuzluk; üç; fâhişeleri; cezâlandırın; zorluk; pişmanlık; idam; şiddetli; emrettiği; gözcü
807- “Ey iman edenler! Karşılıklı .......... dayanan .......... olması hâli müstesnâ, mallarınızı, .......... (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve .......... /kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, size .......... edecektir.“ (4/Nisâ, 29) “Kim düşmanlık ve .......... ile bunu (haram yemeyi veya öldürmeyi) yaparsa (bilsin ki) onu .......... koyacağız; bu Allah’a çok ..........“ (4/Nisâ, 30) “Allah, alış-verişi .........., ribâyı/.......... de haram kıldı.“ (2/Bakara, 275)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) anlaşmaya; durum; zulüm; canınızı; yardım; zulüm; cehenneme; yakışır; câiz; fâizi
b) rızâya; ticâret; bâtıl; nefsinizi; merhamet; haksızlık; ateşe; kolaydır; helâl; fâizi
c) güvene; anlaşma; haram; nefsinizi; lutuf; zorbalık; azâba; uygundur; helâl; tefeciliği
d) itimada; alış-veriş; bâtıl; rûhunuzu; yardım; haksızlık; cehenneme; güzeldir; yasal; karaborsayı
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1309 -
808- “Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine .......... kılması sebebiyle ve erkekler mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların .......... (yöneticisi ve koruyucusudur). Onun için .......... kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de nâmuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından .......... ettiğiniz kadınlara .......... verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların .......... başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.“ (4/Nisâ, 34) “Eğer karı-kocanın aralarının .......... korkarsanız, erkeğin âilesinden bir .......... ve kadının âilesinden bir hakem gönderin. Bunlar .......... isterlerse Allah aralarını bulur. Şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.“ (4/Nisâ, 35)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) faziletli; reisi; müslüman; şüphe; güven; dışında; bozulmasından; erkek; düzeltmek
b) güçlü; başkan; mü'mine; güvensizlik; imkân; hâricinde; kötüleşmesinden; adam; ıslah
c) hâkim; lider; olgun; şüphe; iman; üzerine; düzelmesinden; ihtiyar; huzur
d) üstün; kavvâmıdır; sâliha; endişe; öğüt; aleyhine; açılmasından; hakem; barıştırmak
809- “Allah size, mutlaka .......... ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman .......... hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor! Allah’ın size yapılmasını .......... ettiği şey, mutlaka en güzeldir. Şüphesiz Allah her şeyi işiten ve her şeyi görendir.“ (4/Nisâ, 58) “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e ve sizden olan .......... (emir sahiplerine/idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah’a ve .......... gerçekten inanıyorsanız onu Allah’a ve Rasûl’e götürün (onların tâlimâtına göre halledin); bu hem daha .......... hem de netice bakımından daha güzeldir.“ (4/Nisâ, 59) “Biz .......... göklere, yere, dağlara yükledik; onlar buna riâyetsizlikten çekindiler, (ihânet etmekten) .......... (Fakat) insan, (kendisine yüklenen emânete) ihânet etti. Böylece insan, hem çok .......... hem de çok câhil olduğunu ispatladı.“ (33/Ahzâb, 72)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) emânetleri; adâletle; tavsiye; ülü'l-emre; âhirete; hayırlı; emâneti; korktular; zâlim
b) memleketi; Kur'an'la; emr; halifelere; Peygambere; faydalı; Kur'an'ı; kaçındılar; günahkâr
c) emâneti; doğrulukla; hükm; âmirlere; Kur'an'a; önemli; İslâm'ı; korkmadılar; cesur
d) yönetimi; İslâm'la; murâd; yetkililere; İslâm'a; sevap; halifeliği; çekindiler; bilgili
- 1310 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
810- “Sizi .......... duranlar; eğer size Allah'tan bir ........... /(zafer (nasip) olursa, 'sizinle beraber değil miydik' derler. .......... (zaferden) bir nasipleri olursa (bu sefer de onlara), 'sizi yenip (öldürebileceğimiz halde) .......... korumadık mı?' derler. Artık Allah .......... gününde aranızda .......... ve kâfirler için mü'minler aleyhine asla bir yol/fırsat vermeyecektir.“ (4/Nisâ, 141) “Allah -ki, O’ndan başka ilâh/tanrı yoktur- sizi mutlaka kıyâmet gününde bir araya .......... Bunda şüphe yoktur. Allah’tan daha doğru .......... kim olabilir?“ (4/Nisâ, 87)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) araştırıp; gâlibiyet; kendilerinin; kâfirlerden; âhiret; olacaktır; getirecektir; hükümlü
b) gözetleyip; fetih; kâfirlerin; mü'minlerden; kıyâmet; hükmedecektir; toplayacaktır; sözlü
c) görüp; fütûhat; dostlarının; münâfıklardan; hesap; bulunacaktır; koyacaktır; varlık
d) seyredip; yardım; münâfıkların; müşriklerden; cezâ; konuşacaktır; toplayacaktır; hükmeden
811- “Ey iman edenler, Allah’tan .......... ve O'na .......... (yaklaşma yolu) arayın ve O’nun yolunda .......... edin, umulur ki böylece .......... erersiniz., “ (5/Mâide, 35) “Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir .......... ve Allah'tan, (başkalarına) bir .......... olmak üzere ........... kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir. Kim (bu) haksız davranışından sonra .......... eder ve durumunu düzeltirse şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Allah çok bağışlayan ve .......... edendir. Bilmez misin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsinin .......... Allah'a âittir; dilediğine .......... eder ve dilediğini bağışlar. Allah her şeye hakkıyla kaadirdir.“ (5/Mâide, 38-40)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) korkun; tevessül; mücâdele; mutluluğa; cezâ; örnek; saçlarını; af; ikram; ücreti; merhamet
b) korkun; vesile; cihad; kurtuluşa; cezâ; ibret; ellerini; tevbe; merhamet; mülkiyeti; azap
c) sakının; ibâdetle; gayret; cennete; sonuç; ibret; elini; şükür; yardım; mülkü; lütuf
d) çekinin; takvâ; savaş; huzura; suç; örnek; ayağını; istiğfar; rahmet; sahibi; ikram
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1311 -
812- “Sana da, daha önceki .......... doğrulamak ve onu korumak üzere Kitab'ı (Kur'an'ı) .......... . Artık aralarında Allah'ın indirdiği ile .......... ; sana gelen hakkı/gerçeği bırakıp da onların .......... /arzularına uyma. (Ey ümmetler!) Her birinize bir .......... ve bir yol verdik. Allah dileseydi sizleri bir tek .......... yapardı; fakat size verdiğinde (Şeriatler ve yolda sizi deneyip imtihan etmek için (böyle yaptı). Öyleyse ........../iyi işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin .......... Allah'adır. Artık size, üzerinde .......... düştüğünüz şeyleri (n gerçek tarafını) O .......... verecektir.“ (5/Mâide, 48)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Tevrat’ı; indirdik; uygula; isteklerine; din; grup; ibâdette; duâsı; çalışmaya; hüküm
b) indirilenleri; indirdik; hükmet; keyiflerine; kitap; cemaat; güzel; sevgisi; ihtilâfa; bilgi
c) kitapları; verdik; yönet; hevâsına; hidâyet; canlı; takvâda; yönelişi; çekişmeye; karar
d) kitabı; gönderdik; hükmet; hevâlarına; şeriat; ümmet; hayırda; dönüşü; ayrılığa; haber
813- (Sana şu tâlimâtı verdik:) Aralarında Allah'ın .......... ile hükmet ve onların hevâlarına/arzularına uyma. Allah'ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmında seni .......... dikkat et. Eğer (hükümden) .......... bil ki (bununla) Allah ancak, .......... bir kısmını onların başına .......... etmek ister. İnsanların birçoğu da zâten .......... /yoldan çıkmışlardır.“ (5/Mâide, 49) “Yoksa onlar .......... hükmünü/.......... mi istiyorlar? İyi anlayan bir topluma göre, .......... daha güzel .......... /yönetimi olan kim olabilir?“ (5/Mâide, 50)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) indirdiği; saptırmamalarına; yüzçevirirlerse; günahlarının; belâ; fâsıktır; câhiliyye; yönetimini; Allah’tan; hükmü
b) kitabı; terkettirmemelerine; vazgeçerlerse; suçlarının; musallat; kâfirdir; küfür; idaresini; İslâm’dan; kanunu
c) Kur’an’ı; bıraktırmamalarına; cayarlarsa; küfürlerinin; isnat; müşriktir; câhiliyye; idaresini; Kur’an’dan; şeriatı
d) dini; vazgeçirmelerine; saparlarsa; hatalarının; iâde; şeriatten; cehâlet; işlerini; Peygamberden; elçiliği
- 1312 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
814- “Görmediler mi ki, onlardan önce .......... size vermediğimiz bütün .......... kendilerine verdiğimiz, gökten üzerlerine bol bol .......... indirip evlerinin altından .......... akıttığımız nice nesilleri .......... ettik. Biz onları, .......... sebebiyle helâk ettik ve onların ardından başka .......... yarattık.“ (6/En’âm, 6) “İbrâhim, babası ..........: ‘Birtakım putları .......... mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni de kavmini de apaçık bir .......... içinde görüyorum’ demişti.“ (6/En’âm, 74)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Mekke’de; güzellikleri; nimet; zenginlikler; yok; şirkleri; insanlar; İsmail’e; mâbudlar; dalâlet
b) yaşayan; nimetleri; rahmet; sular; var; şirkleri; kavimler; için; rab; küfür
c) yeryüzünde; imkânları; yağmurlar; ırmaklar; helâk; günahları; nesiller; Âzer’e; tanrılar; sapıklık
d) arzda; dünyayı; hidâyet; nurlar; var; zulümleri; varlıklar; Ya’kub’a; ilâh; hata
815- “Çardaklı ve çardaksız (asmalı ve asmasız üzüm) .........., ürünleri çeşit çeşit .......... , ekinleri birbirine benzer ve .......... biçimde zeytin ve narları .......... O’dur. Her biri .......... verdiği zaman .......... yiyin. Devşirilip toplandığı gün de .......... (zekât ve sadakasını) verin, fakat .......... etmeyin. Çünkü Allah .......... /israf edenleri .......... .“ (6/En’âm,
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) bahçeleri; hurmaları; benzemez; yaratan; ürün; meyvesinden; hakkını; israf; müsrifleri; sevmez
b) sularını; ağaçları; güzel; vareden; meyve; onlardan; infakını; savurganlık; cimrileri; affetmez
c) nimetini; meyveleri; benzersiz; yetiştiren; hurma; meyvelerden; gerekeni; israf; çokça; bağışlamaz
d) bahçeleri; meyveleri; muhteşem; üreten; meyve; meyvelerden; meyveleri; cimrilik; cimrileri; beğenmez
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1313 -
816- “Ey Âdem oğulları! Size ……… yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. ……… elbisesi ise daha ……… İşte bunlar, Allah’ın âyetlerindendir. Belki düşünüp ……… alırlar (diye onları indirdi).“ (7/A’râf, 26) “Ey Âdem oğulları! ………, ana)babanızı (Âdem ve Havvâ’yı), çirkin yerlerini ……… göstermek için elbiselerini ……… cennetten çıkardığı gibi sizi de şaşırtıp bir ……… /belâya düşürmesin. Çünkü o ve ………, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz Biz şeytanları ……… etmeyenlerin dostları kıldık.“ (7/A’râf, 27)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) ayıp; takvâ; güzeldir; elbise; Allah; onlara; unutturarak; fitneye; taraftarları; ibâdet
b) avret; hayâ; iyidir; ibret; Rabbiniz; size; çıkartarak; musibete; Allah; itaat
c) çıplak; cennet; süslüdür; hikmet; İblis; Âdem’e; süsleyerek; sıkıntıya; melek; infak
d) çirkin; takvâ; hayırlıdır; öğüt; şeytan; kendilerine; soyarak; fitneye; kabilesi; iman
817- “Âd kavmine de kardeşleri ……… (gönderdik). O, (kavmine) dedi ki: ‘Ey kavmim! Allah’a ibâdet/kulluk edin, sizin O’ndan başka ……… /tanrınız yoktur. (Hâlâ O’na karşı gelmekten) sakınmayacak mısınız?“ (7/A’râf, 65) “Kavminden ……… gelen kâfirler dediler ki: ‘Biz seni bir ……… içinde görüyoruz ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz.“ (7/A’râf, 66) “(Bunun üzerine Hûd): ‘Ey kavmim! dedi, bende beyinsizlik yoktur, fakat ben âlemlerin Rabbinin gönderdiği bir ………“ (7/A’râf, 67) “……… kavmine de kardeşleri Sâlih’i (peygamber olarak gönderdik). Dedi ki: ‘Ey kavmim! Allah’a ……… edin, sizin O’ndan başka ilâhınız/tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir ……… gelmiştir. İşte o da, size bir mûcize olarak (gönderilmiş) Allah’ın şu ……… Onu (kendi haline) bırakın, Allah’ın arzında yesin (içsin). Sakın ona herhangi bir kötülükle dokunmayın; sonra sizi acıklı bir ……… yakalar. (7/A’râf, 73)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Sâlih’i; rabbiniz; önde; sapıklık; insanım; Semûd; ibâdet; hüküm; mûcizesidir; helâk
b) Hûd’u; ilâhınız; cehennemden; yanlışlık; peygamberim; Âd; itaat; kitap; dinidir; cehennem
c) Hûd’u; ilâhınız; ileri; beyinsizlik; peygamberim; Semûd; kulluk; delil; devesidir; azap
d) İbrâhim’i; yaratıcınız; kılıçla; hayalcilik; liderim; Medyen; iman; deve; emanetidir; ateş
- 1314 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
818- “……… da (peygamber olarak) gönderdik. Kavmine dedi ki: ‘Sizden önce âlemlerden hiç birinin yapmadığı fuhşu mu yapıyorsunuz?“ (7/A’râf, 80) “Çünkü siz ……… bırakıp da şehvetle erkeklere gidiyorsunuz. Doğrusu siz, haddi aşan (azgın) bir kavimsiniz.“ (7/A’râf, 81) “Kavminin cevabı: ‘Onları (Lût’u ve ona inanan taraftarlarını) memleketinizden çıkarın, çünkü onlar fazla ……… insanlarmış!’ demelerinden başka bir şey olmadı.“ (7/A’râf, 82) “Biz de onu ve ……… başka âile efrâdını (iman edenleri) kurtardık. Çünkü karısı geride kalanlardan (kâfirlerden) idi.“ (7/A’râf, 83) “Ve üzerlerine (taş) yağmuru yağdırdık. Bak ……… sonu nasıl oldu!“ (7/A’râf, 84) “……… (oğullarına) da kardeşleri Şuayb’ı (peygamber olarak gönderdik). Dedi ki: ‘Ey kavmim! Allah’a ibâdet/……… edin. Sizin O’ndan başka ilâhınız/tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir ……… gelmiştir: Artık ölçüyü ……… tam yapın. İnsanların eşyalarını eksik vermeyin. Islah edildikten sonra yeryüzünde ……… /bozgunculuk yapmayın. Eğer inananlardan iseniz bunlar sizin için daha hayırlıdır.“ (7/A’râf, 85)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Şuayb’ı; evliliği; dürüst; kâfirlerden; müşriklerin; Semûd; iman; hüküm; kaçırmayın; kâfirlik
b) Lût’u; kadınları; temizlenen; karısından; günahkârların; Medyen; kulluk; delil; tartıyı; ifsâd
c) Mûsâ’yı; nikâhı; akıllı; oğlundan; kâfirlerin; Lût; itaat; mûcize; ölçün; taşkınlık
d) Lût’u; eşlerinizi; ahlâklı; eşinden; putperestlerin; Âd; infak; deve; dosdoğru; gâvurluk
819- “Onlara (yahûdilere) kendisine ……… verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de ……… tâkibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin (………) haberini oku. Dileseydik elbette onu ……… yükseltirdik. Fakat o, yere saplandı ve hevâsınınn/……… peşine düştü. Onun durumu, üstüne varsan da, kendi haline bıraksan da, dilini sarkıtıp soluyan ……… durumu gibidir. İşte âyetlerimizi yalanlayan ……… durumu budur. Bu ……… anlat, umulur ki düşünür, ……… alırlar. Âyetlerimizi yalanlayan ve kendilerine ……… olan kavmin durumu ne kötüdür!“ (7/A’râf 175-177),
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) âyetlerimizden; şeytanın; Bel’am’ın; âyetlerle; hevesinin; köpeğin; kavmin; kıssayı; ibret; zulmetmekte
b) ilim; kâfirlerin; Sâmirî’nin; göklere; nefsinin; eşeğin; kâfirlerin; âyetleri; hisse; zararda
c) akıl; müşriklerin; Bel’am’ın; yücelere; arzusunun; kedinin; Bel’am’ın; hidâyeti; akıl; kastı
d) hidâyet; azgınların; Bel’am’ın; peygamberliğe; nefsinin; hayvanın; Karun’un; dini; öğüt; güveni
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1315 -
820- “Esmâü’l-Hüsnâ (En güzel isimler) Allah’ındır. O’nu o ……… çağırın (adlandırın). O’nun isimleri konusunda ……… (eğriliğe) sapanları bırakın. Onlar yaptıklarının ……… göreceklerdir.“ (7/A’râf, “Ey iman edenler! Allah’a ve Peygamber’e ……… etmeyin. (Sonra) bile bile kendi ……… hâinlik etmiş olursunuz.“ (8/Enfâl, 27) “İyi bilin ki ……… ve çocuklarınız birer ……… /imtihandan ibârettir. Allah yanında ise büyük ……… /mükâfatlar vardır.“ (8/Enfâl, 28)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) âyetlerle; küfre; karşılığını; inançsızlık; dininize; hanımlarınız; belâdan; cennetler
b) duâlarla; dalâlete; ürününü; itaatsizlik; cennetinize; babalarınız; sınavdan; ödüller
c) adlarla; yanlışlığa; suçunu; düşmanlık; huzurunuza; sağlığınız; cezâdan; sevaplar
d) isimlerle; ilhâd’a; cezâsını; hâinlik; emânetlerinize; mallarınız; fitneden; ecirler
821- “Bu arada ikisi ……… kendisine bir rahmet verdiğimiz ve kendisine ……… öğrettiğimiz ……… birini buldular.“ (18/Kehf, 65) “Mûsâ ona: “Sana öğretileni bana ……… götüren bir bilgi olarak öğretmen için peşinden gelebilir miyim?“ dedi.“ (18/Kehf, 66) “O: ‘Sen doğrusu benim yaptıklarıma ………, bilgi yönüyle ……… bir şeye nasıl dayanabilirsin?’ dedi.“ (18/Kehf, 67-68) “Mûsâ: “İnşallah ……… göreceksin, sana hiçbir işte ……… kaldırmayacağım“ dedi.“ (18/Kehf, 69) “O da: ‘O halde, bana ………, ben sana ……… herhangi bir şey hakkında bana soru sormayacaksın’ dedi.“ (18/Kehf, 70)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) katımızdan; ilim; kullarımızdan; hayra; dayanamazsın; kavrayamadığın; sabrettiğimi; baş; uyacaksan; anlatmadıkça
b) bizim; hikmet; peygamberlerimizden; cennete; bakamazsın; anlayamadığın; yaptığımı; el; uy; öğretirim
c) Kur’an’dan; kerâmet; evliyâmızdan; Rabbime; bak; kuşatamadığın; beni; bayrak; bak; gösterince
d) Gökten; sihir; dostlarımızdan; fazilete; sabret; sevmediğin; gücümü; el; takıl; emredince
- 1316 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
822- “Sen ……… görürsün de, onları yerinde durur sanırsın. Oysa onlar ……… yürümesi gibi yürümektedirler. (Bu,) Her şeyi ……… yapan Allah’ın ………. Şüphesiz ki O, yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır.“ (27/Neml, 88) “Ona (Dâvud’a), savaş sıkıntılarınızdan sizi koruması için ……… sanatını öğrettik. Artık ……… misiniz?“ (21/Enbiyâ, 80) “Sen yüzünü ……… (tevhid eri) olarak dine, yani Allah insanları hangi ……… üzere yaratmış ise o fıtrata çevir. Allah’ın ……… değişme yoktur. İşte dosdoğru ……… budur; fakat insanların çoğu bilmezler.“ (30/Rûm, 30)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) dağları; devenin; güzel; sanatıdır; zırh; görmez; muvahhid; fıtrat; fıtratında; din
b) dağları; bulutun; sapasağlam; sanatıdır; zırh; şükredecek; hanîf; fıtrat; yaratışında; din
c) varlıkları; insanın; doğru; lutfudur; savaş; bilmez; mü’min; yaratış; dininde; yaşayış
d) kâinatı; canlının; canlı; gücüdür; müzik; bilmez; fıtrat; din; sünnetinde; istikamet
823- “Muhakkak ki sana ……… edenler ancak Allah’a biat etmektedirler. Allah’ın ……… onların ……… üzerindedir. Kim ……… bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de ……… verdiği ahde vefâ gösterirse Allah ona büyük bir ……… verecektir.“ (48/Fetih, 10) “Mü’minler ancak ………. Öyleyse kardeşlerinizin arasını ……… ve Allah’tan ittika edip ……… ki, ……… ulaşasınız.“ (49/Hucurât, 10)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) biat; eli; cemaati; dinini; söz; sevap; kardeştirler; bozmayın; sakının; cennete
b) itaat; yardımı; tümünün; ahlâkını; peygambere; ecir; dostturlar; gözetin; düşünün; felâha
c) biat; eli; ellerinin; ahdini; Allah’a; mükâfat; kardeştirler; düzeltin; korkun; merhamete
d) iman; vaadi; sözünü; kitabını; Allah’a; cennet; kardeştir; güzelleştirin; inanın; yardıma
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1317 -
824- “Ey mü’minler! Bir topluluk diğer bir topluluğu ……… almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha ………. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ………, birbirinizi kötü ……… çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık (günahkârlık/yoldan çıkmak) ne kötü bir ………! Kim de tevbe etmezse işte bu kimseler zâlimdir. Ey iman edenler! ……… çokça sakının. Çünkü zannın bir bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ………. Biriniz diğerinizin ……… yapmasın, arkasından çekiştirmesin. Sizden biriniz, ………. kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, ……… çok kabul edendir, çok merhametlidir.“ (49/Hucurât, 11-12)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) alaya; üstündürler; suçlamayın; isimlerle; durumdur; zandan; önemsemeyin; taklidini; ölü; ibâdetleri
b) gırgıra; hayırlıdırlar; öldürmeyin; sıfatlarla; günahtır; sûizandan; düzeltin; amelini; müslüman; amelleri;
c) gıybete; faziletlidir; eleştirmeyin; şekilde; suçtur; gıybetten; affedin; suçunu; mü’min; bağışları
d) alaya; iyidirler; ayıplamayın; lakaplarla; isimdir; zandan; araştırmayın; gıybetini; ölü; tevbeyi
825- “Ey iman edenler! ……… günü namaza çağrıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ı ……… (Onu anmak için namaz kılmaya) gidin ve ……… bırakın. Eğer siz gerçeği anlayan kimseler iseniz elbette bu, sizin için daha hayırlıdır. ……… bitince yeryüzüne dağılın ve Allah’ın ……… isteyin. Allah’ı çok ………, umulur ki kurtuluşa erersiniz. Onlar bir ticaret ve ……… gördükleri zaman hemen dağılıp oraya giderler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: ‘Allah’ın yanında bulunan, ……… ve ticaretten daha hayırlıdır/faydalıdır. Zira Allah ……… verenlerin en hayırlısıdır.“ (62/Cum’a, 9-11) “Ve (ey Rasûlüm) sen elbette yüce bir ……… sahipsin.“ (68/Kalem, 4)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) cuma; ibâdete; ticareti; namaz; rızkını; anın; kâr; eşyadan; nimet; ahlâka
b) bayram; anmaya; işinizi; ibâdet; nimetini; hatırlayın; oyun; maldan; lutuf; ilme
c) cuma; zikretmeye; alış-verişi; namaz; lutfundan; zikredin; eğlence; eğlenceden; rızık; ahlâka
d) cuma; ibâdete; alım-satımı; gün; rahmetini; sevin; alış-veriş; rızıktan; sevap; güce
- 1318 -
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
826- “(Rasûlüm!) De ki: ………. bir topluluğun (benim okuduğum Kur’an’ı) ………. de şöyle söyledikleri bana ……….: ‘Gerçekten biz, doğru yola ileten ………. güzel bir Kur’an dinledik. Biz de ona ………. ettik. (Artık) Kimseyi ………. asla şirk/………. koşmayacağız.“ (72/Cinn, 1-2)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) cinlerden; dinleyip; vahyolunmuştur; hârikulâde; iman; Rabbimize; ortak
b) şeytanlardan; dinlemeyip; bildirilmiştir; çok; eşlik; Kur’an’a; müşrik
c) cinlerden; görüp; gösterilmiştir; anlamı; isyan; Peygamber’e; koşmadık
d) meleklerden; indirip; açıklanmıştır; ne; itaat; İslâm’a; küfür
827- “Yaratan ………. adıyla (………. ile) oku! O, insanı bir alaktan ………. .Oku (ve öğren)! Rabbin ekremdir/en ………. .O, ………. (yazmayı) öğretendir. ………. bilmediklerini ………. .“ (96/Alâk, 1-5)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Rabbinin; Allah; varetti; zengindir; size; meleklere; öğretir
b) Rabbinin; besmele; yarattı; cömerttir; kalemle; insana; öğretendir
c) Allah’ın; Kur’an; oluşturdu; affedicidir; okumayla; herkese; gösterir
d) Rabbimizin; istiâze; yarattı; bağışlayandır; yazı; yarattıklarına; vahyeder
828- “………. yemin ederim ki ………. , gerçekten ………. içindedir. Bundan ancak ………. edip ………. ameller işleyenler, birbirlerine ………. ve sabrı ………. edenler ………. ,onlar hâriçtir.“ (103/Asr, 1-3)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) Zaman’a; insanlık; hüsran; inkâr; kötü; hayrı; emr; vardır
b) Asr’a; yaratıklar; sıkıntı; itaat; iyi; iyiliği; tavsiye; dışında
c) Asr’a; insan; ziyan; iman; sâlih; hakkı; tavsiye; istisnâdır
d) İkindi vaktine; varlıklar; nimetler; isyan; çirkin; kötülüğü; yasak; istisnâdır
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR
- 1319 -
829- “De ki: ………. insanların ………., İnsanların ………. (Mutlak sahip ve hâkimine, ……….), İnsanların ilâhına. ………. ve sinsi şeytanın ………. .O şeytan ki, insanların ………. vesvese verir, şüphe ve tereddüt sokar. Cinlerden ve ………. olan.“ (114/Nâs, 1-6)
Yukarıdaki âyet meallerinde boş bırakılan yerlere, seçeneklerden sırasıyla hangi kelimeler gelmelidir?
a) yönelirim; ilâhına; Rabbine; yardımcısına; İblis’in; kötülüğünden; zihnine; şeytanlardan
b) sığınıyorum; Rabbine; ilâhına; Melikine; tâğutun; şerrinden; ibâdetine; meleklerden
c) sığınırız; Allah’ına; ilâhına; Rabbine; fitneci; fitnesinden; abdestine; insanlardan
d) sığınırım; Rabbine; Melikine; yöneticisine; vesveseci; şerrinden; kalplerine; insanlardan
- 1320 -
CEVAP ANAHTARI
1- A
2- D
3- B
4- C
5- D
6- A
7- D
8- D
9- C
10- B
11- D
12- C
13- A
14- C
15- D
16- A
17- A
18- A
19- B
20- B
21- C
22- A
23- D
24- A
25- A
26- C
27- C
28- D
29- B
30- A
31- D
32- B
33- B
34- C
35- B
36- D
37- A
38- C
39- D
40- D
41- B
42- D
43- A
44- A
45- C
46- D
47- C
48- A
49- D
50- D
51- C
52- B
53- D
54- B
55- A
56- A
57- C
58- B
59- B
60- D
61- D
62- A
63- C
64- A
65- D
66- C
67- D
68- D
69- B
70- A
71- C
72- C
73- C
74- D
75- B
76- B
77- A
78- D
79- B
80- D
81- A
82- C
83- D
84- C
85- A
86- B
87- C
88- C
89- A
90- A
91- D
92- B
93- C
94- B
95- D
96- B
97- C
98- C
99- B
100- D
101- D
102- D
103- B
104- A
105- B
106- A
107- D
108- A
109- B
110- C
111- A
112- A
113- A
114- C
115- C
116- D
117- B
118- D
119- C
120- D
121- C
122- B
123- D
124- C
125- C
126- D
127- B
128- A
129- C
130- A
131- A
132- B
133- D
134- C
135- B
136- C
137- A
138- B
139- C
140- A
141- D
142- C
143- B
144- C
145- A
146- A
147- D
148- B
149- C
150- C
151- A
152- A
153- C
154- D
155- D
156- B
157- C
158- B
159- B
160- D
161- A
162- C
163- D
164- B
165- C
166- C
167- B
168- A
169- A
170- D
171- B
172- D
173- D
174- C
175- A
176- B
177- C
178- A
179- C
180- C
181- A
182- C
183- B
184- B
185- A
186- D
187- C
188- A
189- D
190- D
191- D
192- D
193- A
194- D
195- C
196- D
197- C
198- C
199- A
200- D
201- C
202- A
203- B
204- D
KUR'AN KAVRAMLARI KİTABIYLA İLGİLİ SORULARIN CEVAP ANAHTARI
CEVAP ANAHTARI
- 1321 -
205- D
206- B
207- D
208- C
209- C
210- A
211- B
212- D
213- B
214- B
215- D
216- A
217- C
218- D
219- C
220- B
221- A
222- B
223- A
224- C
225- D
226- B
227- B
228- A
229- B
230- B
231- A
232- D
233- C
234- B
235- D
236- B
237- C
238- D
239- A
240- D
241- B
242- C
243- B
244- A
245- C
246- A
247- A
248- C
249- D
250- B
251- C
252- B
253- C
254- A
255- C
256- D
257- D
258- B
259- A
260- D
261- C
262- B
263- B
264- A
265- B
266- D
267- C
268- C
269- D
270- D
271- A
272- A
273- C
274- B
275- D
276- C
277- B
278- A
279- D
280- C
281- C
282- B
283- D
284- A
285- A
286- A
287- B
288- C
289- D
290- C
291- A
292- C
293- A
294- A
295- C
296- D
297- C
298- C
299- B
300- B
301- D
302- C
303- D
304- B
305- A
306- C
307- C
308- B
309- B
310- D
311- A
312- C
313- B
314- C
315- D
316- A
317- A
318- A
319- B
320- D
321- B
322- D
323- A
324- A
325- D
326- B
327- D
328- D
329- A
330- B
331- A
332- D
333- C
334- B
335- D
336- D
337- B
338- D
339- B
340- A
341- D
342- C
343- A
344- C
345- D
346- B
347- A
348- D
349- C
350- A
351- B
352- C
353- A
354- C
355- A
356- B
357- D
358- C
359- D
360- B
361- D
362- B
363- B
364- A
365- C
366- A
367- B
368- D
369- C
370- D
371- A
372- C
373- D
374- A
375- B
376- A
377- D
378- B
379- A
380- D
381- B
382- A
383- D
384- C
385- A
386- B
387- A
388- B
389- A
390- B
391- D
392- C
393- D
394- C
395- B
396- C
397- B
398- A
399- C
400- A
401- C
402- B
403- A
404- B
405- C
406- C
407- C
408- B
409- D
410- A
411- D
412- A
413- D
414- B
415- A
416- A
417- D
418- C
419- C
420- B
421- B
422- D
423- D
424- B
425- D
426- A
427- C
428- D
429- C
430- C
431- A
432- D
433- B
434- A
435- C
436- A
437- B
438- B
- 1322 -
CEVAP ANAHTARI
439- A
440- C
441- C
442- B
443- C
444- C
445- A
446- D
447- B
448- D
449- B
450- D
451- B
452- B
453- D
454- B
455- C
456- A
457- B
458- B
459- D
460- D
461- A
462- C
463- D
464- C
465- B
466- A
467- D
468- B
469- A
470- B
471- D
472- C
473- A
474- D
475- B
476- D
477- A
478- B
479- A
480- B
481- A
482- B
483- C
484- B
485- D
486- C
487- C
488- A
489- B
490- A
491- D
492- B
493- D
494- B
495- C
496- D
497- D
498- B
499- A
500- D
501- C
502- C
503- D
504- B
505- D
506- A
507- D
508- A
509- C
510- B
511- B
512- D
513- B
514- A
515- A
516- D
517- A
518- C
519- D
520- A
521- B
522- C
523- A
524- B
525- D
526- C
527- D
528- C
529- B
530- A
531- B
532- C
533- A
534- D
535- B
536- C
537- A
538- B
539- D
540- B
541- D
542- A
543- D
544- A
545- A
546- C
547- B
548- D
549- B
550- D
551- B
552- C
553- D
554- D
555- A
556- B
557- A
558- D
559- B
560- C
561- A
562- D
563- D
564- B
565- A
566- C
567- D
568- A
569- D
570- B
571- C
572- C
573- A
574- B
575- C
576- D
577- A
578- B
579- C
580- B
581- C
582- C
583- A
584- D
585- C
586- B
587- A
588- C
589- A
590- C
591- B
592- D
593- C
594- A
595- D
596- A
597- B
598- D
599- C
600- B
601- D
602- B
603- C
604- D
605- C
606- A
607- B
608- D
609- B
610- D
611- A
612- D
613- C
614- A
615- A
616- B
617- D
618- B
619- C
620- D
621- A
622- C
623- D
624- B
625- B
626- C
627- D
628- A
629- A
630- D
631- A
632- D
633- C
634- B
635- B
636- D
637- A
638- A
639- D
640- C
641- D
642- D
643- C
644- B
645- A
646- B
647- C
648- D
649- C
650- B
651- A
652- B
653- C
654- D
655- C
656- B
657- A
658- B
659- C
660- D
661- C
662- B
663- A
664- B
665- C
666- D
667- C
668- B
669- A
670- B
671- C
672- D
CEVAP ANAHTARI
- 1323 -
673- C
674- B
675- A
676- B
677- C
678- D
679- C
680- B
681- A
682- B
683- C
684- D
685- C
686- B
687- D
688- C
689- B
690- A
691- B
692- D
693- A
694- C
695- A
696- B
697- D
698- A
699- B
700- C
701- A
702- B
703- B
704- D
705- C
706- A
707- C
708- C
709- D
710- A
711- B
712- C
713- A
714- B
715- D
716- B
717- B
718- C
719- C
720- B
721- B
722- D
723- C
724- C
725- B
726- A
727- D
728- C
729- B
730- A
731- D
732- C
733- B
734- A
735- C
736- D
737- A
738- C
739- D
740- B
741- A
742- C
743- B
744- D
745- A
746- C
747- B
748- D
749- D
750- C
751- B
752- A
753- D
754- C
755- B
756- A
757- D
758- C
759- B
760- A
761- D
762- A
763- B
764- C
765- D
766- D
767- C
768- B
769- A
770- A
771- B
772- D
773- C
774- B
775- A
776- B
777- C
778- D
779- D
780- B
781- C
782- A
783- D
784- C
785- B
786- A
787- D
788- C
789- D
790- A
791- C
792- B
793- A
794- C
795- B
796- D
797- A
798- D
799- B
800- C
801- D
802- A
803- C
804- B
805- A
806- C
807- B
808- D
809- A
810- B
811- B
812- D
813- A
814- C
815- A
816- D
817- C
818- B
819- A
820- D
821- A
822- B
823- C
824- D
825- C
826- A
827- B
828- C
829- D
Kitapla İlgili Küçük Bir İstatistik
• Toplam Sayfa Sayısı: 11.056
• Cilt Sayısı: 10
• Ana Kavram Sayısı: 201
• Toplam Dipnot (Kaynaklara Müracaat) Sayısı: 45.656
• Konularla İlgili Soru ve Cevap Sayısı: 829
• Toplam Hata Sayısı: Sayılamayacak kadar
- 1324 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER
Kur’an Kavramları Ansiklopedisi
Birinci Cilt A-B Harfi
ÂDEM (A.S.) / 1
• Âdem Kelimesi
• Hz. Âdem’in Yaratılışı
• Hz. Âdem’e Ruh Verilmesi
• Hz. Âdem’e İsimlerin Öğretilmesi
• Hz. Âdem’in Cennete Yerleştirilmesi; Âdem’in Cennetinin ve Yasak Ağacın Mâhiyeti
• İsrâiliyât ve Kitab-ı Mukaddes’e Göre Hz. Âdem
• Hz. Âdem’in Peygamberliği
• Hz. Âdem’in Kur’an’da Anlatılan Kıssasından Ders ve İbretler
AF / 31
• Af; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Af Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Af Kavramı
• Allah’ın Affediciliği
• Peygamberimiz’in Af ve Müsâmahası
• İnsanın Kendine Yapılanları Affetmesi
• Dâvetçi Açısından Af ve Müsâmaha
• Hoşgörü ve Müsâmaha
• Af ve Müsâmahanın Yozlaştırılması
AĞLAMAK - GÖZYAŞI / 55
• Ağlamak; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Ağlama ve Gözyaşı
• Allah Rasûlünün Dilinde ve Gözünde Gözyaşı
• Saâdet Asrında Gözyaşı
• İnsanlığın Derdiyle Dertlenip Hüzünlenmenin Göstergesi: Gözyaşı
• Psikoloji ve Sağlık Açısından Ağlamanın Önemi
• Gözyaşı Stres Düşmanıdır
• Ağlamanın Zıddı; Gülme
• Ağlayın, Su Yükselsin; Belki Kurtulur Gemi
• Gözyaşıyla Islanmış Düşünceler
AHİD / 87
• Ahd’in Tanımı ve Mâhiyeti
• Kalu Belâdaki Ahdimizi Hatırlamamak ve Sorumluluk
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1325 -
• İslâm Ahlâkında Ahid
• Ahdi Bozmak
• Hadis-i Şeriflerde Ahde Vefâsızlık/Ahdi Bozmak
ÂHİRET / 109
• Âhiret; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Âhiret
• Yakînî Bilgi, Kesin İnanç
• Âhirete İman
• Âhirete İmanın İnsan Hayatındaki Yeri
• Âhiret Şuuru
• Yaratılışa İnanan, Yeniden Yaratılmaya da İman Eder
• Âhiret Anlayışı Bizi Dirilişe Ulaştırır/Ulaştırmalıdır
• Gündüz Yaşıyor, Gece Ölüyor, Sabah Diriliyoruz
• Her Kış Bir Ölüm, Her Bahar Bir Diriliştir
• Ölüm; Gurbetten Vuslata Hicret
AHLÂK / 135
• Ahlâk; Anlam ve Mâhiyeti
• Ahlâk İlmi
• “İslâm Ahlâkı” Kavramının Kapsadığı Konular
• Güzel Huylar ve Çirkin Huylar (Faziletler ve Reziletler Listesi)
• Kur’ân-ı Kerim’de Ahlâk Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Ahlâk Kavramı
• Ahlâkî Örnek Olarak Hz. Peygamber (s.a.s.)
• Câhiliyye Ahlâkı
• Câhiliyye Teberrücü; Kadının Açılıp Saçılması
• Batı Câhiliyyesine Göre Ahlâk Anlayışı
• İman - Ahlâk Münasebeti; Lâ İlâhe İllâllah Ahlâkı
• Ahlâk ve Hukuk
• Aile Ahlâkı
• Ticaret Ahlâkı
• Ekonomi ve Tevhid
• Ekonomi ve Ahlâk
• Hangi Ahlâk?
• Ahlâk Toplumu
• Karakter (Huy) ve Karakterlerin Değişip Değişmemesi
• Edeb, Âdâb
• Âdâb-ı Muâşeret, Görgü Kuralları
• Ahlâkî Davranışlar
ÂİLEDE GEÇİM VE KADIN-ERKEK İLİŞKİLERİ / 359
• Âile; Anlam, Mâhiyet ve Önemi
• Âilede Haklar ve Görevler
• Ana-Babanın En Büyük, En Kutsal Görevi: Çocuklar, Çocuklar, Çocuklar!
• Gerçek Eğitim Yuvası Ev, Esas Öğretmen de Anne ve Babadır
- 1326 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Kur’ân-ı Kerim’de Âile ve Eşlerin Geçimi
• Hadis-i Şeriflerde Âile ve Eşlerin Geçimi
• Âilede Sağlıklı İletişim
• Âile Hayatı ile İlgili Haramlar
• Doğum Kontrolü
• Düşük Yapma
• Kadın-Erkek İlişkileri ve Âilede Geçim
• Erkeğin Yöneticiliği ve Dövme Yetkisi
• Kadın-Erkek Eşitliği mi, Adâlet, Uyum ve Birbirini Tamamlama mı?
• Teaddüd-i Zevcât/Poligami
• Kadınlarla; Özellikle Ev ve Çocuklar Konusunda İstişârenin Önemi
• Aile İçi Şiddet
AKIL / 459
• Akıl: Tanımı ve Mâhiyeti
• Aklın İşleyişi
• Kur’ân-ı Kerim’de Akıl
• Kur’ân-ı Kerim’e Göre Akıl ve Duyu Organlarının Önemi
• İslâm’da Aklın Önemi ve Değeri
• Akletmek, Aklı Kullanmak
• Aklın Gücü, Sınırı ve Sorumluluğu
• Akıl Emniyeti
• İnsan Hakları ve Özellikle Akıl Emniyeti Bağlamında İslâm-Câhiliye Karşılaştırması
• Akıl Hastalığı
• Aklî Delil a) Yakîniyât, b) Zanniyât
• Akıl-Vahiy İlişkisi
• Sefihlik
• Kur’anın Sefih Dedikleri
AKÎDE / 489
• Tevhidî Esaslar ve Günümüz
• Akîde; Anlam ve Mâhiyeti
• İslâm Akîdesinin Konusu
• Akîdenin Önemi ve Gayesi
• Akîdede Ölçü (İslâm Akîdesinin Kaynağı -Delili-)
• Akîdevî Esasların Değişmezliği
• İnsan İlişkilerinde İnancın Belirleyici Rolü
• Mü’minin İnsanlara Karşı İçsel Tutumu
• Mü’minin İnsanlar Hakkındaki Kanaati
• Akaidde Mezhep Olur mu?
• Akide Konularında Dikkat Edilmesi Gereken Bazı Hususlar
• İnsanımızda Tevhid Problemi ve Sebepleri
• Klasik Akaid Kitaplarının Eksik ve Hatalı Tarafları
• İslâm Akaidine Giren Yanlışlar ve Nedenleri
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1327 -
• Akaid Kitaplarına Giren Kur’an Dışı İnançlar
• Akîdede Vahdet
• Müslümanlar ve İslâmî Duruş
• Kur’an’ın çözüm olarak sunduğu İslâmî Duruş
ALLAH (C. C.) / 531
• Allah Lafzı; Anlam ve Mâhiyeti
• Allah’ın Sıfatları
• Allah’a İnanmak
• “Allah” Kelimesinin İçerdiği Anlam
• Ma’rifetullah; Allah’ı Tanımak
• Kur’ân-ı Kerim’de Allah’a İman ve O’nun Bazı İsim ve Sıfatları
• Konuyla İlgili Hadis-i Şeriflerden Bazıları
• Ru’yetullah; Allah’ın Görülmesi
• Allah Teâlâ’nın Güzel İsimleri (Esmâu’l-Husnâ)
• Allah Lafzı Yerine “Tanrı” Kavramı
• Allah Teâlâ’nın Birliği
• Allah Sevgisi
• Allah’ın Varlığına İcmâlî Birkaç Delil
• Allah’ı İnkar Etmede Önemli Olan Üç Etken
• Allah’sız Bir Dünyayı Kimler İster?
• Allah İnancı Olmayan Toplum Modelinin Zararları
• Allah’ı Düşündüren Kâinat Âyetleri
• Yegâne Yaratıcı Allah’ı İnkâr Edenleri Düşünmeye Dâvet
• Allah’ı İnkâra Dayalı Felsefî Akımlar
• Allah Nerede?
• Tesadüf Nedir? Bu Kâinat, Tesadüf Eseri Olarak Oluşabilir mi?
• Allah Lafzıyla Yapılan Kavram ve Deyimler Sözlüğü
• Allah Lafzı ve Günlük Hayatta Şiar Olarak Kullanım Alanları
• Elfâz-ı Küfür ve Allah Lafzı
• Allah’la İlgili Yakışıksız Sözler
ANA-BABAYA İHSAN / 733
• Vâlideyne İhsân; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Ana Babaya İhsan Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Anne Babaya İyilik
• Ana Babaya İtaatin Sınırı
• Allah’ın Hakkı, Her Hakkın Üzerindedir
• Babaya Karşı İbrahimî Tavır
• Bazı Genç Müslümanların Üslûp ve Yöntem Yanlışlıkları
• Ana Babaların Çocuklar Üzerindeki Hakları
ATALAR YOLU / 757
• Atalar Yolu; Anlam ve Mâhiyeti
• Atalar Yolu, Her Dönemdeki Câhiliyyenin Temel Dinidir
• Kur’ân-ı Kerim’de Atalar Yolu İle İlgi Âyetler
• Atalar Kültü; Sosyal Çevre ve Geleneğin Putlaştırılması
- 1328 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Hurâfe; Anlam ve Mâhiyeti
• Çokça Görülen Hurâfe ve Bâtıl İnanışlar
• Muska ve Muskacılık
• Yozlaştırılan Din; Halkın Dini ve Hakkın Dini
• Bu Din Benim Dinim Değil!
• Bid’at; Anlam ve Mâhiyeti
• Mescidlerdeki Bid’atler
• Bir Başka Bid’at; Mevlid
• Bir Büyük Bid’at Daha; Mescidlerin Süse Boğulması
• Taklit ve Taklitçilik
ÂYET VE ÂYETLERİ SATMAK HEM DE UCUZA / 825
• Âyet; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Âyet Kavramı
• Allah’ın Tabiattaki Âyetleri
• Kur’an Âyetleri (Cümleleri)
• Kur’ân Âyetlerinin Âyet (Delil ve Mûcize) Oluşu; Kur’an’ın İlmî İ’câzı
• Kur’an’ın Âyet Âyet İndirilmesi ve Hikmetleri
• Âyetler Topluluğu Anlamında Kitap
• Hz. Mûsâ (a.s.) ve Hz. Muhammed’in (s.a.s.) Âyetü’l-Kübrâsı
• Âyetleri Doğru Okuyup Anlayabilme İçin Gerekli Şartlar
• Semâ Âyeti
• İnsan Denen Âyet
• Âyetleri Satmak, Hem de Ucuza
• Âyetleri Az Bir Karşılık ile (Ucuza) Satmak
• Yahudi ve Hıristiyanları Taklit Perspektifi
• Allah’ın Âyetlerini Ucuza Satmak Konusunda Âyetler
• Kur’an Okuma ve Hatta Öğretme Karşılığında Ücret Almayı Yasaklayan Hadis-i Şerifler
• Ücretle Kur’an Okumanın Fıkıhtaki Yeri
• Zaruret Açısından Kur’an Kıraatine Ücret
• Hiçbir Peygamber, Tebliğ Karşılığında İnsanlardan Ücret İstemez
• İslâm ve Basit Çıkar Gözetmek
• Allah’ın Âyetlerini Satan Karakter: Bel’am
• Allah’ın Âyetlerini Satmak; Dünyevîleşmek ve Dünyayı Âhirete Tercih Etmektir
• Allah’ın Âyetlerini Satmak, Çok Zararlı Bir Ticarettir
AZİM VE TEVEKKÜL / 877
• Azim; Anlam ve Mâhiyeti
• Tevekkül; Anlam ve Mâhiyeti
• Kader ve Rızık
• Tevekkül; “Kısmetimde Varsa, Rızkım Ayağıma Gelir” Demek midir?
• Kader ve Tevekkül
• Kur’ân-ı Kerim’de Azim ve Tevekkül
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1329 -
• Hadis-i Şeriflerde Azim ve Tevekkül
• Allah el-Vekîl’dir, Kendisine Dayanılıp Güvenilmesi Gereken Tek Zâttır
• İnsanın Tevekküle İhtiyacı
• Sebat ve Kararlılık; Azmin Açılımı
BAKARA VE ICL (SIĞIR VE BUZAĞI) / 925
• Bakara ve Icl; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Bakara ve Icl
• Sığırın Kutsallaştırılıp Tanrılaştırılması
• Eski Türklerde Hayvanlarla İlgili İnançlar
• Arabistan Câhiliyyesinde Hayvanlarla İlgili İnançlar
• Günümüzde Hayvanları Kutsallaştırma
• Günümüzde Sığıra Tapma
BEL’AM: KİTAB BİLGİSİNE RAĞMEN
AZGINLAŞAN KİMSE / 949
• Bel’am Kimdir
• Kitab Bilgisine Rağmen Azgınlaşan Kimse
• Bel’am; Bir “Devlet Âlimi” Prototipi
• Kimlikten Karaktere Bel’am ve Bel’amlık
• Bel’am; Bir Din Tüccarı
• Kur’ân-ı Kerim’de Bel’am Karakteri; Sorumlu ve Sorunlu Âlimler
• Hadislerde Bel’am Tipli Kötü Âlimler ve İlmin Sorumluluğu
• Bel’amların Râzı Olduğu Devlet Dini ve Diyânet
• Çağından Sorumlu Kişiler; Âlimler
• En Korkunç Felâket: Âlimlerin Dünyevîleşmesi
• İlme İhânet Edenler
• Tefsirlerden İktibaslar
BESMELE / 1045
• Besmele: Tâğutun Adıyla Değil; Allah’ın İsmiyle ve İzniyle
• Kur’an ve Besmele
• Besmelenin Anlam Derinlikleri
• Besmele, Allah’la Yapılan Bir Sözleşme Gibidir
• Besmele, Her Peygamber ve Ümmetinin Kullandığı Bir Şifredir
• Besmele, Allah’tan İzin ve Onay İstemektir
• Besmele, Laik Mantığı Protestodur
• Besmele Çekmenin Hükmü
• Fâtiha ve Sûrelerin Başında Geçen Besmele Kur’an’dan Bir Âyet midir?
• Besmelenin Namazda Okunmasının Hükmü Nedir?
• Besmele Şuurunun Mü’mine Kazandırdıkları
- 1330 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
İkinci Cilt B-C-D Harfi
BEY’AT / 1
• Bey’at; Anlam ve Mâhiyeti
• Akabe Bey’atleri
• Bey’atu’r-Rıdvân
• Tasavvufta Bey’at Anlayışı
• Kur’ân-ı Kerim’de Bey’at Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Bey’at Kavramı
• Bey’at’le İşbaşına Gelen İslâm Devlet Başkanı: Halife
• Tefsirlerden İktibaslar
CÂHİLİYYE / 45
• Câhiliyye; Anlam ve Mâhiyeti
• Câhiliyyenin Temel Özellikleri; Câhiliyye Âdetleri
• Câhiliyye Şirk; İlim de İslâmiyettir
• Kur’ân-ı Kerim’de Câhiliyye Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Câhiliyye Kavramı
• Câhiliyyenin Dünü Bugünü
• Firavun; Her Dönem ve Her Yerdeki Câhiliyye Toplumunun Önderi
• “Câhiliyye” İrticâ/Gericilik, İlkellik ve Bağnazlık Demektir
• Toplum Değerlendirmesinde Câhiliyye Kavramı
• Câhiliyye Asabiyeti; Irkçılık/Kavmiyetçilik
• Câhiliyyenin Zulüm Anlayışı
• Câhiliyye Teberrücü; Kadının Açılıp Saçılması
• Kadının Câhiliyye Tuzaklarından Kurtuluşunun Simgesi; Tesettür
• Câhiliyyenin Sanat Anlayışı
• Câhiliyye, Tarihte Olduğu Gibi, Yine Kur’an’la Yok Edilecektir!
• Tefsirlerden İktibaslar
• Câhilin Bazı Karakteristikleri
• Câhiliyye Demek…
CEHENNEM / NÂR / 145
• Nâr ve Cehennem Kelimelerinin Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an’da Cehennem Tasviri
• Cehennemin 7 Kapısı ve Cehennem Tabakaları
• Psikolojik Cezalar
• Cehennem Ehli
• Kur’an’da Cehennem Tabloları
• Cehennemle İlgili Bazı Hadis-i Şerifler
• Konuyla İlgili Birkaç Uyarı
• Ve Cehennemin Düşündürdükleri
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1331 -
CENNET / 167
• Cennet Kelimesi; Anlam ve Mâhiyeti
• Cennetin İsimleri ve Tabakaları
• Cennetin Tasviri
• En Büyük Zevk: Cennette Allah’ın Görülmesi
• Cennet Hayatı
• Cennet Nimetleri
• Cennette Cinsî Zevkler
• Amaç, Cismanî Zevkler Sağlayan Cennet Nimetleri Değil; Allah’ın Rızasıdır
• Cennetlikler
• Cehennem Korkusu - Cennet Ümidi (Allah ile İlişkilerimizde Denge)
• Cennet Ucuz Değil!
CİHAD / 191
• Cihad; Anlam ve Mâhiyeti
• Cihadsız Hayat, Yaşanmamış Demektir
• Kur’ân-ı Kerim’de Cihad Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Cihad Kavramı
• Cihad Emîri
• Mücâhid; Cihad Eri Yiğit
• Mücâhede; Önce Gizli Düşmana/Nefsin Hevâsına Karşı Cihad
• İctihad; Cihadın İlim ve Düşünce ile Yapılanı
• Müctehid; İlim ve Fikirle Cihad Eden Âlim
• Fikrî Cihad
• Günümüzde Cihad
CİMRİLİK VE CÖMERTLİK / 269
• Buhl/Cimrilik; Anlam ve Mâhiyeti
• Cimriliğin Psikolojisi
• Cimriliğin Zıddı, Cömertlik; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Buhl/Cimrilik Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Buhl/Cimrilik Kavramı
• Kerem/İkrâm; Cömertlik ve Bağış
• Cömertliğin Göstergesi; İnfak
• Dünya Hayatı, Sizi Aldatmasın!
CİN / 323
• Cinn; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Cin Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Cin Kavramı
• Cin Konusuyla İlgili Bazı Meseleler
• Fetişizm; Büyü ve Korku Dini
• Cin Sûresi
• Cinnet/Cünûn
• Melek, Cin, Şeytan Gibi Rûhânî Varlıkları Allah’a Şirk/Ortak Koşanlar
- 1332 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• İfrît, Peri
• Gûl ve Gûlyabaniler
• Nazar Değmesi
• Sihir
• Kehânet ve Arâfet/Arrâflık
• Tütsüleme inancı
• Rukye İnancı
• Muskalar (Temâim)
CİNAYET / ADAM ÖLDÜRMEK / 409
• Cinâyet, Adam Öldürmek ve Kan Dökmek
• Kur’ân-ı Kerim’de Adam Öldürme ve Kan Dökme
• Hadis-i Şerif Rivâyetlerinde Kan Dökme
• Cinâyet; Büyük Zulüm
• Cana Kıymanın Uhrevî Sorumluluğu
• İslâm Hukukuna Göre Adam Öldürme ve Cezası
• Kısas ve Hikmeti
• Peygamberleri Maddeten ve Mânen Öldürmek
• İntihar
• Cinâyet İstatistikleri; Türkiye’de Günde Ortalama 5 Cinâyet
CUM’A NAMAZI / 433
• Cum’a; Anlam ve Mâhiyeti
• Cuma Namazı
• Hanefî Fıkhına Göre Cuma Namazının Sahih Olması İçin Şartlar ve Hanefîlerin Delilleri
• Günümüzde Cuma Namazının Sahih Olmadığı Görüşü ve Delilleri
• Kur’ân-ı Kerim’de Cum’a Namazı
• Hadis-i Şeriflerde Cum’a Namazı
• Cuma Namazını Kim Emrediyor, Kim Yasaklıyor?
• Cuma Namazı Etrafındaki Bazı Konular:
(Arûbe Gününe Cuma İsminin Verilişi, Cuma Sûresi ve Cuma Âyetinin Nüzûlü, Cuma Âyetindeki Nidâdan Kasıt Nedir?, Cuma Âyetindeki “Sa’y”in Mânâsı, Cuma Âyetinde Geçen Zikrullah Kavramı, Cuma Âyetinde Geçen Alış-Veriş Kavramı, Cuma Gününün Fazileti ve Bugündeki İcâbet Saati)
• Günümüzde Cuma Namazının Sahih Olmadığını Söyleyenlere Cevaplar
• Cuma Namazının Şartları
A- Farziyetinin Şartları
B- Sıhhatinin Şartları (Vakit, Cemaat, Hutbe, Hutbe Siyasî Bir Konuşma mıdır? Cuma Kılınacak Yerin Şehir Olması, Bir Beldede Bir’den Fazla Yerde Cuma Namazı, Cuma Namazını Devlet Başkanı veya Nâibinin Kıldırması Meselesi)
• Câbir Hadisinin Râvîleri ve Hadis İmamlarının Onlar Hakkındaki Tesbitleri
• Câbir Hadisi ile İlgili Diğer Görüşler
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1333 -
• Cuma Namazı Etrafındaki Bazı Şüpheler:
(Dâru’I-Harpte Cuma Namazı, Kûfelilerin Mektubu ve Siyasî Tavırla Cuma Namazı Kılmama İddiası, Mescid-i Dırar İddiası, Cuma Günü ve Hafta Tatili Meselesi, Cuma Namazını Edâdan Sonra Zuhr-i Âhir Adıyla Kılınan Namazın Dindeki Yeri ve Hükmü)
• Cuma Namazını Terk Etmenin Günahı
• Müctehid İmamların Sünnete Uyulması ve Sünnete Muhâlif olan Görüşlerinin Terkedilmesi Hususundaki Vasiyetleri
DÂVÛD (A.S.) / 633
• Dâvûd (a.s.); Hayatı ve Peygamberliği
• Hz. Dâvûd (a.s.)’un Özellikleri
• Dâvud Âilesine Verilen Nimetler ve Şükür
• Ekin Sahibinin Dâvâsı
• Tâlût ve Câlût
• Zebur; Dâvûd (a.s.)’a Verilen İlâhî Kitab
• Kur’ân-ı Kerim’de Dâvud (a.s.)
• Hadis-i Şeriflerde Dâvûd (a.s.)
• Tefsirlerden İktibaslar
• Dilleriyle Savaş İstedikleri Halde, Savaştan Kaçanlar
• Tâlût ve Câlût Kıssasından Çıkarılabilecek Hisseler
• Başarı ve Zafer “Çok” ile Birlikte Olmakta Değil; “Hak” ile Birlikte Olmaktadır
• Tâbûtu Getiren Adam ve Nehrin Öte Yakası
DEĞİŞİM/DÖNÜŞÜM (TAĞYÎR) / 691
• Tağyîr; Anlam ve Mâhiyeti
• Bireysel ve Sosyal Değişme ve Sosyal Değişimin Dinamikleri
• Kur’an ve Değişim
• Kur’ân-ı Kerim’de Değişimle İlgili Kavramlar
• Kur’ân-ı Kerim’de Tağyîr/Değişim
• Hadis-i Şeriflerde Tağyîr/Değişim
• Müslümanın Görevi: Yeryüzündeki Fesâdı Değiştirip Arzı Islah Etmek
• Hayırlı Değişimin Önündeki Engeller
• Tefsirlerden İktibaslar
DİN / 781
• Din; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Din Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Din Kavramı
• Din Anlayışları ve Diğer İnançlarda Din
• İslam’a Göre Din Gerçeği
• Dinin Kaynağı
• Din Duygusunun Menşei
• Din ve Bilim
- 1334 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Dinlerin Tasnifi: 1- Hak Din, 2- Muharref Dinler, 3- Bâtıl Dinler
• Bâtıl Dinleri de Tanımanın Gerekliliği
• Yozlaştırılan Din; Halkın Dini ve Hakkın Dini
• Bu Din Benim Dinim Değil!
• Liselerde Din Dersi Eğitimi ve Ders Kitapları
• Kemalizm; Resmî Din mi? Atatürk’e Tanrı veya Peygamber Diyenler
• Yönlendirilen Din; Devlet Dini ve Diyânet
DİN GÜNÜ / 845
• Din Günü; Anlam ve Mâhiyeti
• Ümit - Korku Dengesi:
• Allah, Sadece Rahmet Sahibi Değil; Aynı Zamanda Âdildir de
• Din Gününün Tek Sahibi Allah’tır
• Kur’an’da Din Günü
• Kıyâmetin Diğer İsimleri
• Din Günü Şuuru, Kıyâmetin ve Ölümün Düşündürdükleri
DOĞRULUK / SIDK / 865
• Sıdk/Doğruluk; Anlam ve Mâhiyeti
• Doğruluk ve Önemi
• Kur’ân-ı Kerim’de Sıdk/Doğruluk Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Sıdk/Doğruluk ve Kizb/Yalancılık Kavramı
• Doğruluk; İmanın Dışa Yansıması
• Sâdıklarla/Doğrularla Beraber Olmak
• Dosdoğru Yol; Sırât-ı Müstakîm
• Doğruluğun Zıddı; Kizb/Yalancılık
• Yalanın Psikolojik ve Sosyolojik Zararları
• Yalanın Sırıtan Yüzü; Ya da Yalanı ve Yalancıyı Nasıl Tesbit Ederiz?
• Günümüz ve Yalan Dolan...
• Kur’ân-ı Kerim’de Kizb/Yalancılık Kavramı
• Yalan Söylemenin Câiz Olduğu Yerler
• Târiz Yoluyla Söylenen Yalana Benzer İfadeler
• Çocuklar Neden Yalan Söyler?
• Yalan Yemin
DUÂ / 923
• İstiâne ve Duâ; Anlamı, Mâhiyeti
• Duâ İbadettir; Duâ, Ruhun Gıdası ve İlâcıdır
• Niçin Duâ Ederiz?
• Allah’ın İsimleriyle (Esmaü’l-Hüsna) Duâ Etmek
• Duânın Psikolojik Cephesi
• Sözlü ve Fiilî Duâ
• Duâ Etme Şekli ve Duâ Âdâbı; Duâda Zaman ve Mekân
• Duâsı Kabul Edilen Kimseler; Kimler İçin Duâ Edilmez?
• Duâların Kabul Edilmesi; Duâda Tevessül
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1335 -
• Duânın İstismar Edilmesi; Duâda Neler İstemeliyiz?
• Kur’an-ı Kerim’in Dilinden Duâ Örnekleri
• Rasulullah’ın (s.a.s.) Hayatında Duâ
DÜNYA HAYATI VE DÜNYEVÎLEŞMEK / 989
• Dünya; Anlam ve Mâhiyeti
• Dünya Hayatının Değeri
• Kur’ân-ı Kerim’de Dünya Hayatı
• Hadis-i Şeriflerde Dünya Hayatı
• Kaç Çeşit Dünya Vardır?
• Dünya-Âhiret Ayrımının Değerlendirilmesi ve Dünyayı Terk
• Dünyevîleşme
• Sonraki Hayat; Âhiret
• Dünya - Âhiret Dengesi
• Dünya Sizi Aldatmasın!
DÜŞMANLIK / ADÂVET / 1037
• Adâvet/Düşmanlık; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an-ı Kerim’de Düşman ve Düşmanlık Kavramı
• Hâtıb’ın Kâfirlere Dostluk Girişimi
• Düşmanlık ve Dostluk; Tevhidin Gereğidir, İmanın Dışa Yansımasıdır
• Düşmanlığın Zıddı; Dostluk
• Takıyye; Düşman Kâfirlerden Gelecek Tehlikeden Dolayı Farklı Görünme
• Dost Kabul Etmediklerimizle İlişki Çeşitleri; Savaş ve Barış
• Müslüman Olmayan Akrabalarla Dostluk ve İlişki
- 1336 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
Üçüncü Cilt E-F Harfi
ECEL VE ÖLÜM / 1
• Ecel; Anlam ve Mâhiyeti
• Ecel ve Kader
• Kur’ân-ı Kerim’de Ecel ve Ölüm
• Hadis-i Şeriflerde Ecel ve Ölüm
• Ölüm; Ecelin Kapıyı Çalması
• Allah Mümît'tir; Eceli Takdir Eden, Ölümü Yaratan Allah’tır
• Ölüm Meleği ve Azrâil
• Ölüm Bir Son Değil; Başlangıçtır, Köprüdür
• Ölüm de Bir Nimettir
• Ölümü Düşünerek Dirilmek
• Ölümü Beklenen Hastaya Karşı Görevlerimiz
EHL-İ KİTAP / 59
• Ehl-i Kitap; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an-ı Kerim’de Ehl-i Kitap Kavramı
• Ehl-i Kitabın İslâm’a Aykırı İnançları
• Ehl-i Kitab’ın Küfür ve Şirki
• Ehl-i Kitabın İslâm’a Ters Tutum ve Davranışları
• Ehl-i Kitabın Müslümanlara Karşı Davranış ve Tavırları
• Kur’ân-ı Kerim’in Ehl-i Kitaptan Övdükleri
• Müslümanların Ehl-i Kitaba Karşı Davranışları Nasıl Olmalıdır?
• İslâm’a Girmeden Ehl-i Kitap Kurtulabilir mi?
• Ehl-i Kitaba Tanınan Müsâmaha ve Ayrıcalıklar
• Günümüzdeki Batılı İnsanlar Ehl-i Kitap mıdır?
EMÂNET / 97
• Emânet; Anlam ve Önemi
• Emîn; Emânet İçin Güven Duyulan
• Emâneti Ehline Vermek
• Vedîa; Terkedilen Emânet
• Kur’ân-ı Kerim’de Emânet
• Hadis-i Şeriflerde Emânet
• İhânet; Emânete ve Emânet Edene Zulüm
• Ahzâb 72’nin Anlamı Üzerine
• Tefsirlerden İktibaslar
EMR-İ Bİ’L-MA’RÛF VE
NEHY-İANİ’L-MÜNKER / 135
• Emr-i Bi’l-Ma’rû ve Nehy-i Ani’l-Münker; Anlam ve Mâhiyeti
• Ma’rûf Nedir?
• Münker Nedir?
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1337 -
• Kur’ân-ı Kerim’de Emr-i Bi’l-Ma’ruf
• Hadis-i Şeriflerde Emr-i Bi’l-Ma’rûf
• Tebliğ; Sanat ve Tebliğ
• Dâvet; Hakka Çağrı ve Dâî/Dâvetçi
• Vaaz, Nasihat ve İrşad
• Hisbe Teşkilâtı ve Muhtesib
• Sözü, İnsanları Allah'a Çağırmakla Güzelleştirebiliriz
• Dâvet ve Tebliğ Usûlü
• Emr-i Bi'l-Ma'rûf, Muhatâpları Kurtarmasa Bile, Yerine Getirenleri Kurtarır
• İyiliği Emredip Kendini Unutmak
• Birr (İyilik): Tanımı ve mâhiyeti
• Birr'in Sosyal Hayata Yansıması
• Başkalarına Birr'i (İyiliği) Emredip Kendisini Unutmak
• Başkasına İyilikle Emredip Kendisini Unutmak Akılla Bağdaşmaz
• Örnek Olmak; Hâl Diliyle İyiliğe Teşvik
• Peygamberlerin ve Hz. Muhammed (s.a.s.)’in Özlerinin Sözlerine Uygunluğu
• İlim, Başkalarına Aktarmak İçin Değil; Öncelikle Yaşamak İçin Öğrenilmelidir
EMSÂLU’L KUR’AN /
KUR’AN’DAKİ MESELLER, MİSALLER / 235
• Mesel; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an’da Mesel Kavramı
• Kur’an’da Meselin Yeri
• Kur’an’da Meseller
• Hadis-i Şeriflerde Meseller/Örnekler
ENDÂD EDİNMEK / 413
• Endâd ve Nidd Kelimelerinin Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'ân-ı Kerim'de Endâd Kavramı
• Endâd Edinmenin İki Yansıması
• Endâdı (Bir Şeyi) Allah'ı Sever Gibi Sevmek
• Endâda Tâbi Olup Allah'a İtaat Eder Gibi İtaat Etmek
• Endâdın Doğal İki Sonucu Şirk ve Putçuluk
• Şirk
• Put ve Putçuluk
ENSÂRULLAH
(ALLAH YOLUNUN YARDIMCILARI) / 433
• Ensârullah; Anlam ve Mâhiyeti
• Allah Yolunun Yardımcıları
• Kur’ân-ı Kerim’de Ensârullah
• Havârîler; Hz. İsa’nın Allah Yolunda Yardımcıları
• Ensâr; Muhâcirleri Kendilerine Tercih Eden Yardımcılar
- 1338 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Tefsirlerden İktibaslar
• Allah’ın Yardımını Bekleyenler, Allah’ın Dinine Yardım Etmelidir!
ESMÂÜ’L HÜSNÂ
(ALLAH’IN GÜZEL İSİMLERİ) / 467
• Esmâü’l-Hüsnâ; Anlam ve Mâhiyeti
• Esmâü’l-Hüsnânın Sayısı
• Esmâi Hüsnânın Tasnifi ve Muhtevâsı
• İsm-i A’zam
• Kur’ân-ı Kerim’de Esmâü’l-Hüsnâ
• Kur'ân-ı Kerim'de Allah’ın Bazı İsim ve Sıfatları
• Hadis-i Şeriflerde Esmâü’l-Hüsnâ ve Allah’ın Bazı İsim ve Sıfatları
• Allah Lafzı; Anlam ve Mâhiyeti
• "Allah” Kelimesinin İçerdiği Anlam
• Ma’rifetullah; Allah’ı Tanımak
• Esmâü’l-Hüsnâ Şerhi (Açıklamalarıyla Esmâü’l-Hüsnâ)
• Tefsirlerden İktibaslar
EVLÂT VE MAL FİTNESİ / 675
• Evlât; Anlam ve Mâhiyeti
• Mal; Anlam ve Mâhiyeti
• Fitne; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Evlât ve Mal/Dünya Fitnesi
• Hadis-i Şeriflerde Evlât ve Mal Fitnesi
• Nimetten Belâya; Mal ve Çocukların Fitne Olması
• Malın Fitneye Dönüşmesi; Dünyevîleşme
• Mal Yığmak; Ne Kadar, Kim ve Ne İçin?
• “Dünya Hayatı, Dünya Malı Sizi Aldatmasın!”
• Çocuk: Cennet Kokusu veya Düşman/Fitne...
• Ana-Babanın Çocuklarına Karşı Görevleri
• İslâm Devleti Olmadan Tedavi Edilemeyecek Olan Eğitim Yarası
• Güncel Câhilî Eğitimde Şirk
• Bunun Adı Putperestliktir!
• Eğitim ve Tekfir
• Gerçek Eğitim Yuvası Ev, Esas Öğretmen de Anne ve Babadır
• Çocuk Öldürme Yasağı
• Doğum Kontrolü
• Tefsirlerden İktibaslar
• Evlâdın Fitne Olmasıyla İlgili Bir Okuma Parçası; Evlât Katili Bir Babanın İtirafları
FÂİZ/RİBÂ / 839
• Ribâ/Fâiz; Anlam ve Mâhiyeti
• Fâiz Parasından İkrâm
• Fâizsiz(!) Finans Kurumları; Müslümanların Fâize “Katılım Bankaları”
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1339 -
• Maymunlaşma Sebebi: Hîle-i Şer’iyye Denilen “Hîle-i Şerriyye”
• Hanefî Fıkhına Göre Dâru’l-İslâm ve Dâru’l-Harpte Fâiz
• Kur’ân-ı Kerim’de Ribâ/Fâiz
• Hadis-i Şeriflerde Ribâ/Fâiz
• Klasik Fıkıhta Ribâyı/Fâizi Câiz Gösteren Tavırlar
• Günümüzde Fâiz Tartışmaları ve Fâizi Câiz Gören Yaklaşımlar
• Fâizle İlgili Fetvâlar
• Allah Teâlâ ve Rasûlüne Karşı Savaşanlar: Fâizci Düzen ve Fâizciler!
FAKİRLİK-ZENGİNLİK / 983
• Fakirlik; Anlam ve Mâhiyeti
• Miskîn; Anlam ve Mâhiyeti
• Zenginlik
• Fakirlik mi, Zenginlik mi Daha Hayırlıdır?
• el-Ğanî; Allah'ın Güzel İsimlerinden
• Kanaat; Eldekiyle Yetinme
• Zühd
• Zühdün Yozlaştırılması
• Doyumluluk Bir Erdemdir
• Hz. Peygamber'in Geçim Temini ve Zühdü
• Tevekkül
• Kur’ân-ı Kerim’de Fakirlik ve Zenginlik
• Hadis-i Şeriflerde Fakirlik ve Zenginlik
• Tefsirlerden İktibaslar
• Kesb; Çalışıp Kazanma
• Meslek Öğretimi
• İktisad; Harcamada Orta Yol
- 1340 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
Dördüncü Cilt F-G-H Harfi
FÂTİHA SÛRESİ VE MESAJI / 1
• Fâtiha Sûresi ve Mesajı
• Anlamı, İsimleri, Konusu, Fazileti
• Fâtiha Sûresinin Düşündürdükleri
• Fâtiha Sûresinin Kısa Tefsiri
• Fâtiha Sûresinin Lisan-ı Hali
• Fâtiha ve Sûrelerin Başında Geçen Besmele
Kur’an’dan Bir Âyet midir?
• Besmelenin Namazda Okunmasının Hükmü Nedir?
• Fâtiha’nın Namazda Okunması Farz Mıdır?
• Fâtiha Sûresine Toplu Bakış ve Günümüze Çıkarımlar
FELÂH / KURTULUŞ / 39
• Felâh; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an’da Felâh
• Hadislerde Felâh
• Felâhın Yolu: İman ve Sâlih Amel
• Namaza Çağrı: Haydin Felâha!
• Kimler Felâh Erer?
• Felâha Erenlerin Özelliklerinin Anlatıldığı Bakara Sûresi
İlk Beş Âyeti; Kısa Tefsiri
FESÂD - İFSÂD / 53
• Fesâd ve İfsâd; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı kerim’de Fesâd Kavramı
• Tevhid ve Fesat
• Fesâdın Tek Etkeni İnsanlardır
• İfsâda Karşı Islahat
• Fesat Karşısında Mü’minlerin Görevleri
• Gerçek Islahatçılar Aynı Zamanda İnkılâpçıdır
• İnsan Hakları İhlâli Şeklindeki Fesat
• Fesâdın Görüntüleri
• Fesâdın Zıddı Salâh
• Fesatçılara Verilen Ceza
FETİH / 73
• Fetih; Anlam, Mâhiyet ve Önemi
• Fettâh; Kapıları Açan Allah Teâlâ
• Kur’ân-ı Kerim’de Fetih
• Fetih Sûresi
• Hadis-i Şeriflerde Fetih
• Fetih, İşgal ve Terör
• İslâm, Ülkeleri Kılıç Zoruyla Alarak Değil; Gönülleri Fethederek Yayılmıştır
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1341 -
• Fetih; Şefkat Hareketi
• Fethin Boyutları
• Hudeybiye Barışı; İnsanlara Önce Kapalı Gelen “Apaçık Fetih”
• Mekke’nin Fethi; Kalpleri Feth Etmenin Sonucu Olarak Dünyanın Kalbinin Fethi
• Kendini Fethe Kapatmış Kişiler ve Onlara Karşı Tavır (Harbî, Zimmî; Ğanîmet, Cizye ve Harâc)
• Harbî; Fetihle Kurtuluşu Bekleyen Zavallı ya da Fethe Engel Tip
• Zimmî; Fethi Bekleyen Aday, En Azından Fethe Engel Ol(a)mayan Kişi
• Ğanîmet; Fethin Dünyevî Avansı
• Fey’; Düşmandan Ele Geçirilen Arâzîler
• Cizye; Gayr-i Müslimlerin Can ve Mallarını Koruma Bedeli/Yıllık Vergi
• Harâc; Zimmîlerden Alınan Toprak Vergisi
• Tefsirlerden İktibaslar
FISK - FÂSIK / 189
• Fıskın Tanımı ve Mâhiyeti
• Fâsık Kime Denir?
a- İnançla İlgili Fısk
b- Dinî Emir ve Yasaklarda Gevşeklik ve İhmal
• Fıskın Sosyal Niteliği
• Fısk Davranışlarının Sonucu:
a- Allah, Fâsıkları Hidâyete Eriştirmez, Onlardan Râzı Olmaz
b- Dünyevî Azap ve Helâk
c- Uhrevî Azap ve Cehennem
• Fıskın Sembol Tipleri
• Büyük Günahlar
• Büyük Günah İşlemenin Neticesi
• Küçük Günahlar
• Muhataba Göre Günahlar:
a- Allah’a Karşı Günah
b- İnsanlara Karşı Günah
c- İnsanın Kendisine Karşı Günahı
FITRAT / 209
• Fıtrat; Anlam ve Mâhiyeti
• İnsanî Dengeler Açısından Fıtrat
• Fıtrat Kavramının Eğitim Açısından Değerlendirilmesi
• Kur’ân-ı Kerim’de Fıtrat Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Fıtrat Kavramı
• Fıtrat ve Sanat
• Fıtrat Gerçeği ve İnsandaki Aşınma
• Tefsirlerden İktibaslar
- 1342 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
FİRAVUN / 247
• Firavun; Kelime Anlamı
• “Fir’avn” Kimliği: Hz. Mûsâ’nın Fir’avn’ı ve Her Tâğutun Ünvanı
• Kur’an’da Firavun’un Hayatı; Bâtıl Mücadeleyle Geçen ve Helâkle Biten Bir Ömür
• Ve... İbretler, İbretler...
• Firavun; Her Dönemde ve Her Yerdeki Câhiliyye Toplumunun Önderi
• Çağdaş Firavunlar ve Firavunî Toplumlar
• Sihirbazlardan Medet Uman Firavun
• Tüm Firavunların Göz Boyama Aracı Olan Medyası; Sihirbazlık
• Propaganda; Firavunların Hakkı Etkisizleştirme ve Bâtılı Savunma Silâhı
• Sihirbazları Asan Firavun, Hz. Mûsâ’ya Niye Zarar Ver(e)medi?
• Firavun’un Kişiliği
• Firavun’un Mele’i/Yakın Çevresi
• Zâlim Firavun’un Cennetlik Hanımı; Âsiye
• Anıtkabiri Piramit Olan Firavun’un Toplumsal Düzeni de Piramit Düzeniydi
• Köleleştirmenin ve Soykırımın Firavuncası: Nüfus Planlaması
• Firavun’un Sonu
• Azap Geldikten Sonra Kâfirlerin İnandım Demesi Fayda Vermez
FİTNE / 271
• Fitne; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an-ı Kerim’de Fitne Kavramı
• Kur’an’da Fitne Sayılan Davranışlar
• Hadis-i Şeriflerde Fitne Kavramı
• Modern Fitne Odakları
FUHUŞ VE ZİNÂ / 297
• Fuhuş; Anlam ve Mâhiyeti
• Zinâ; Anlam ve Mâhiyeti
• Zinânın Cezâsı; Yüz Celde ve Recm
• Kur’ân-ı Kerim’de Fuhuş ve Zinâ Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Fuhuş ve Zinâ Kavramı
• Zinâ Suçunu Önleyici Tedbirler
• Fuhuş ve Zinânın Cezâsı Üzerine; Recm Tartışması
• Nesil Emniyeti
• Kazf: Nâmuslu Bir Kimseye Zinâ İftirası
• Lian: Eşler Arası Güvensizliğin Bedeli ve İftiraya Set Çekme
• Livâta; Zinânın En İğrenç Biçimi
• Flört; Fuhuş ve Zinâya Dâvetiye
• Kadının Örtüsü/Tesettür ve Hicab
• Kadın-Erkek İlişkileri ve Âile Hayâtıyla İlgili Haramlar
• Genelevlerinde Yapılan İşin Haramlığı; Haramın Devlet Eliyle İşlenmesi
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1343 -
• Müslüman Kadının Toplumsal Hayata Katılma Âdâbı
• Gözün Zinâsı Harama Bakmaktır
• Sanat Anlayışı ve Fuhuş Sektörü
GÂLİBİYET (ALLAH’IN YARDIMI VE ZAFER) / 437
• Gâlibiyet; Anlam ve Mâhiyeti
• Gâlibiyet Kavramına Yakın Diğer Kur’ânî Kavramlar (İzzet, Tevfîk, Zafer, Nusret, Felâh)
• Gâlib alâ Emrihî; Allah’ın Güzel İsimlerinden Biri
• El-Azîz/Her Şeye Gâlip; Esmâü’l-Hüsnâ’dan Bir Diğeri
• Gâlibiyet, Zafer ve Başarı “Çok” ile Değil; “Hak” ile Birlikte Olmakla Mümkündür
• Kur’ân-ı Kerim’de Gâlibiyet ve Allah’ın Yardımı
• Allah’ın Yardımını Bekleyenler, Allah’ın Dinine Yardım Etmelidir!
• Allah Mü’minleri Gâlip Getireceğine Söz Vermiştir
GAYB / 483
• Gayb; Anlam ve Mâhiyeti
• Gaybın Çeşitleri
• Kur’an’da Gayb
• Gaybın Bilinip Bilinememesi
• İyi ki Gaybı Bilemiyoruz
GAZAP / 495
• Gazap; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an-ı Kerim’de Gazap
• Hadis-i Şeriflerde Gazap Edilenler
• Gazap ve Fıtrî Duyguların Eğitilmesi
• İslâm Ahlâkı Açısından Gazap
• Allah’ın Sıfatı Olarak Gazap Etme
• Allah’ın Gazabına Uğrayanlar
• Allah’ın Gazabının Tezâhürü: Helâk
• Gazap ve Helâk Konusunda Sünnetullah
• Helâklerin Sebepleri
• Helâk Çeşitleri
• Hangi Toplumlar Helâk Edildi?
GIYBET, ALAY, LAKAB, SÛ-İ ZAN / 513
• Gıybet; Anlam ve Mâhiyeti, Gıybet Denen Yamyamlık
• Alay Denen Çirkinlik
• İstihfaf
• Lakab Takma
• Zan ve Sû-i Zan/Kötü Zan
• Dilin Önemi; Dille Yapılan İntihar ve Cinâyetler
• Kur’ân-ı Kerim’de Gıybet, Alay, Lakab ve Sû-i Zan Kavramları
• Hadis-i Şeriflerde Gıybet, Alay, Lakab ve Sû-i Zan Kavramları
• Alay Denen Zulüm
- 1344 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
GÜNAH / 571
• Günah; Anlam ve Mâhiyeti
• Günah Kavramıyla İlgili Kur’ân-ı Kerim’deki Kelimeler
a- Cünâh, b- İsm, c- Zenb, d- Vizr, e- Habîs, f- Şikak
• Günah Olayı
• Kur’ân-ı Kerim’de Günah Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Günah Kavramı
• Büyük Günahlar
• Küçük Günahlar
• Lemem
• Muhâtaba Göre Günahlar
a- Allah’a Karşı Günahlar,
b- İnsanlara Karşı,
c- İnsanın Kendisine Karşı Günahlar
• Günahın Zıddı; Sevap
• Günahkârlık; Fısk
• Hıristiyanlıkta ve Diğer Dinlerde Günah Anlayışı
• Peygamberlerin Günahsızlığı; İsmet
• Günah Duygusu
• Günahlar ve Günahkârlarla İlgili Sünnetullah/
Allah’ın Değişmez Yasaları
• Günahın Cezâsı ve Günahtan Kurtulma
GÜZEL SÖZ / 629
• Güzel Söz; Anlam ve Mâhiyeti
• Sözlerin En Güzeli Olan Kur’ân-ı Kerim’de Güzel Sözün Önemi
• Hadis-i Şeriflerde Güzel Söz
• Güzel Söz, Allah’a Çağırmaktır
• Dünya ve Âhiret Kapılarını Açan Anahtar; Güzel Söz
• Levhve'l-Hadis; Faydasız, Boş Söz
• Söz Var İş Bitirir, Söz Var Baş Yitirir
• Kur’an’a Göre Söz Söyleme Sanatı
• Büyüleyici Söz; Şiir ve Söz Canbazı Şâir
• Güzel Sözün Özellikleri
• Tarihten Bu Yana Dil - Din İlişkileri Konusunda Bazı Tespitler
• Güzel Söz; Aklı Kullanma Sanatı
GÜZEL VE GÜZELLİK (HUSN-HASENE) / 667
• Husn/Hasene (Güzellik); Anlam ve Mâhiyeti
• Husün ve Kubuh
• Kur’ân-ı Kerim’de Husn/Güzellik Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Güzellik Kavramı
• Güzelliği, Güzel ve Mükemmel Davranışı İfade Eden Kavram; İhsân
• İhsân/Güzellik; İnsanda Toplam Kalite
• Hüsn/Güzellik Kavramına Yakın Anlam Taşıyan Diğer Kavramlar a) Hayır, b) Birr, c) Cemâl, d) Tayyib, e) Sâlih Amel
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1345 -
• Güzelliğin Zıddı Olan Kavramlar:
Seyyie, Kubh, Hubs, Fahşâ, Rics, Ricz, Şer, Necâset
• Güzel Koku
• Hüsn-i Zan; Güzel Değerlendirme ve İyiye Yorma
• İlmü'l-Cemâl/Estetik (Güzellik Bilimi)
• Güzellik Duygusu
• Mücerred Hüsün/Soyut Güzellik
• "Rabbimiz, Bize Dünyada da Hasene Ver;
Âhirette de Hasene Ver!"
• Güzel, Güzellik ve Sanat/Güzellik Sergilemek
• Güzele Bakmak Sevap mı? “Elbette!”
• Muhsinler; Güzel İş Yapan, Güzellik Sergileyenler
• Güzel Bakan, Güzel Görür; Güzel İş Yapan, Daha Güzeline Kavuşur
• Güzel Davranışlarda Bulunanların Mükâfatı
HAC / 723
• Hac; Anlam ve Mâhiyeti
• Haccın Hükmü ve Delilleri
• Haccın Fevrî veya Ömrî Oluşu
• Haccın Şartları
• Haccın Sıhhatinin Şartları
• Haccın Çeşitleri
• Haccın Menâsikı/Hac Fiilleri
• Haccın Vâcipleri
• Hac Nasıl Yapılır? (Hacla İlgili Uygulama Özeti)
• Kur’ân-ı Kerim’de Hac
• Hadis-i Şeriflerde Hac ve Haccın Fazîleti
• Haccın Hikmetleri
• Hac, Sadece Ferdî Bir İbâdet Değil; Ümmetin Yıllık Büyük Kongresidir
HAK-BÂTIL VE HAKKI GİZLEMEK / 761
• HAK
• Hak Kelimesi: Anlam ve Mâhiyeti
• Hak Kelimesinin Kur’an’daki Anlamları
• İslâm Hukukunda Hak Kavramı
• Hak Çeşitleri
• İslâm’da İnsan Hakları
• BÂTIL
• Bâtıl Kelimesi: Anlam ve Mâhiyeti
• Hakkın Karşıtı Olarak Bâtıl
• Fıkıh İlminde Bâtıl
• Hak-Bâtıl
• Tarih Boyunca Hak-Bâtıl Mücâdelesi
• Hakkın Zaferi İçin Fedâkârlık ve Mücâdele
• Hak Verilmez, Alınır
- 1346 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• HAKKA BÂTILI KARIŞTIRMAK
• İsrâiloğullarının Hakka Bâtılı Karıştırmaları
• Hakka Bâtılın Karıştırılması
• Hakla Bâtılın Koalisyonu: Uzlaşma
• Bâtıla Verilen Tâvizin ve Uzlaşmanın Adı: “Hoşgörü”
• Kur’an’ın Tâviz ve Uzlaşmaya Bakışı
• Ve Birkaç Hadis-i Şerif
• Dileniş Değil; Direniş: Uzlaşma ve Tâvize Yanaşmamak
• Uzlaşma Teklifleri Karşısında Peygamberimiz
• İnsan Niçin Tâviz Verir, Düşmanıyla Uzlaşmaya Girer?
• Tâviz ve Uzlaşmayı Red, Küfre Meydan Okumak ve Ateşten Gömlek Giymektir
• HAKKI KETM ETMEK (GİZLEMEK)
• İlmi Gizlemek
HAMD / 813
• Hamd; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an’da Hamd Kavramı
• Hamd, “Övgü” ve “Şükür” Kelimelerinden Daha Zengin Anlamlıdır
• Hamd Kelimesinin Çağrıştırdıkları
• Hamd, Allah’a Aittir; Çünkü...
• Şükür, Tüm Organlarla ve Özellikle Kalple Yapılır
• Bunca Nimet, Bunca Şikâyet; Hamd etmeyen Bir Toplum Olduk
• Hamd, Hayata Gülümsemektir
• Hamd Bilinciyle Hayata Bakış
• İbâdetlerimiz ve Hamd
• Her Nimetten Sonra, Her Vesileyle Hamd, Sürekli...
• Hamd ve Günümüz İnsanı
• Hamd – İman İlişkisi
• Hamd Şuurunun Müslümana Kazandırdıkları
HARAM - HELÂL / 827
• Haram; Anlam ve Mâhiyeti
• Helâl; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Haram ve Helâl
• Hadis-i Şeriflerde Haram ve Helâl
• Haram-Helâl Konusunda Genel Kurallar/Prensipler
• Yiyecek ve İçeceklerde Haramlar
• İsraf; Helâlı Haram Eden Ölçüsüzlük ve Taşkınlık
• Giyecekler ve Süslenmede Haramlar
• Ev Eşyalarında ve Ev Gereçlerinde Haramlar
• İş, Kazanç, Meslek ve Ticarî İlişkilerde Haramlar
• Kadın-Erkek İlişkileri ve Âile Hayatıyla İlgili Haramlar
• İnanışlar ve Taklit, Hurâfe ve Âdetlerde Haramlar
• Büyü, Gaybı Bilme İddiası ve Benzeri Konularda Haramlar
• Eğlence Hayatı, Oyun, Sporla İlgili Haramlar ve Kumar
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1347 -
• Sosyal İlişkilerde Haramlar
• Gayr-i Müslimlerle ve Hayvanlarla İlgili Haramlar
• Haramdan Temizlenmek; Haramı Elden Çıkarmak, Tevbe ve Helâlleşmek
• Haramın Devlet Eliyle İşlenmesi
• Haramı Helâl ve Helâlı Haram Kılma
• Şüpheli Şeyler
HASTALIK / 913
• Meraz/Hastalık; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Hastalık ve Şifâ Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Hastalık ve Tıbb-ı Nebevî
• Duâ ile Tedâvi; Hasta İçin Duânın Önemi
• Hasta Ziyâreti
• Hastalık ve Hikmetleri
• Allah Niçin Kullarını Bir Yaratmadı?
Kimini Kör, Kimini Topal Veya Sakat Yarattı?
• Şifâ İlâçta mı?
• Hastalık Hükümleri
• İbâdetler Sağlık Kaynağı; İslâm Dışı Hayat da Hastalık Sebebidir
• Esas Büyük Hastalık Mânevî Olandır, Kalbin Hastalığıdır
• Kur’an’da Ruh Sağlığı, Psikolojik Denge ve Huzur
HAYIR - ŞER / 963
• Hayır; Anlam ve Mâhiyeti
• Şer; Anlam ve Mâhiyeti
• İnsanın Hayırla ve Şerle Denenmesi
• Kur’ân-ı Kerim’de Hayır ve Şer
• Hadis-i Şeriflerde Hayır ve Şer
• Her Şeyi Yaratan Allah’tır; Fakat Şer İnsanlardandır
• Merhametli Allah’a Rağmen Dünyada Şerlerin Bulunması
• Hayrın İki Yönü
• Müslümanın Hayatında Hayır ve Şer
• İslâm Düşüncesinde Hayır-Şer
• Şerrin Ehveni Olur mu?
• Ehven-i Şer Mantığı ve Sistem İçi Kabuller
- 1348 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
Beşinci Cilt H-İ Harfi
HAYVANLARDAKİ İBRETLER / 1
• Hayvanlar ve Hayvanlardaki İbretler
• İslâm’ın Hayvanlara Bakışı
• Kur’ân-ı Kerim’de Hayvanlar ve Hayvanlardaki İbretler
• Kur’an’da Dikkatimize Sunulan Bazı Hayvanlar
• Av ve Avcılık
• Eti İçin Hayvan Kesmek
• Hayvan Etlerinden Yiyeceklerin Helâl ve Haramlığı
• Hayvanları Putlaştırıp Onlara Tapmak
• Eski Türkler’de Hayvanlarla İlgili İnançlar
• Arabistan Câhiliyyesinde Hayvanlarla İlgili İnançlar
• Günümüzde Hayvanları Kutsallaştırma
• Batılılara Göre Köpek, Çocuktan Çok Daha Önemli
• İçgüdü mü, İlâhî Program mı?
• Edebiyatta Hayvan; Fabller ve Hayvan Masalları
• Basit Gördüğümüz Hayvanlarda Bile Büyük İbretler Vardır
• Hadis-i Şeriflerde Hayvanlarla İlgili Konular
HELÂK / 127
• Helâk; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an’da Sünnetullah ve Toplumlarla İlgili Sünnetullah Özellikleri
• Helâk Konusunda Sünnetullah
• Helâklerin Sebepleri
• Zulmün Cezâsı
• Helâk Çeşitleri
• Hangi Toplumlar Helâk Edildi?
• Kâfir Toplumların İmtihanı
• Helâk Sırasında Kâfirlerin “İman Ediyorum!” Demesi Fayda Vermez
• Kur’ân-ı Kerim’de Helâk Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Helâk Kavramı
• Gazâb; Helâk Kavramına Yakın Anlamı Olan Bir Cezâ
• Azâb; Helâk Kavramına Yakın Anlamı Olan Diğer Bir Cezâ
• Kavimlerin Helâki
HESAP VE ALLAH’IN HESABA ÇEKMESİ / 227
• Hesap; Anlam ve Mâhiyeti
• Hesap Günü ve Allah’ın Hesaba Çekmesi
• Esmâü’l-Hüsnâ’dan Hasîb; Allah Hesaba Çekendir
• Sorumluluk
• Mes’ûliyet
• Teklif
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1349 -
• Teklif-i Mâ Lâ Yutak/Güç Yetirilemeyecek Emir ve Yasaklar
• Güç-Tâkat
• Hata ve Hataların Örtülmesi
• Kur’ân-ı Kerim’de Hesap, Allah’ın Hesaba Çekmesi ve Sorumluluk
• Hadis-i Şeriflerde Allah’ın Hesaba Çekmesi ve Sorumluluk
• İnsan Bu Mes’ûl...
HEVÂ / 281
• Hevâ; Anlam ve Mâhiyeti
• Hevânın Putlaştırılıp İlâh Haline Getirilmesi
• Kur’ân-ı Kerim’de Hevâ Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Hevâ Kavramı
• Aklın, Hevânın/Kötü Arzuların Güdümüne Girmesi
• Hevânın Siyasî Boyutu; Hevâya Uygun Düzenler
• Hevânın İtikadî (ve Mezhebî?) Boyutu; Ehl-i Ehvâ
• Hevânın Kişisel ve Toplumsal (Ahlâkî) Boyutu; Hevâî İnsanlar Topluluğu
HIRİSTİYANLAR / 311
• Nasârâ ve Hıristiyan; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Hıristiyanlık
• Hıristiyanların İslâm’a Zıt Olan Bazı Temel İnançları
• Hıristiyan Âmentüsü
• Hıristiyanlıkta İbâdet
• Körlerin Kör Kılavuzu Pavlus
• Hz. İsa
• Hıristiyanlara Göre Hz.İsa
• Aslî Günah ve Keffâret İnancı
• Kitab-ı Mukaddes’e Göre Barış ve Savaş Anlayışı
• Hıristiyanlıkla İlgili Temel Kavramlar ve Anlamları
HIRSIZLIK / 351
• Hırsızlık; Anlam ve Mâhiyeti
• Hırsızlığın Cezâsı
• Hadler; Hırsızlık ve Yol Kesme Cezâları
• Kur’ân-ı Kerim’de Hırsızlık Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Hırsızlık Kavramı
• Malı Koruma
• Lukata; Yitik Malı Bulma
• Hırsızlığa Giden Yolun Kapanması ve Müslümanın Mala/Paraya Bakışı
• Rızıktaki Farklılığın Hikmetleri
• Rızık Darlığı İmtihanı Karşısında Müslümanın Tutumu
• Haramdan, Hırsızlıkla Oluşmuş Hakdan Temizlenmek
• Farklı Hırsızlıklara Örnekler
(Dolandırıcılık, Üçkâğıtçılık, Kleptomani, İntihâl, Yol Kesme, Soygun, Zimmet, Rüşvet, Kumar...)
- 1350 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Hırsızlık ve Günümüz
• Hırsızlığın Günümüzdeki Bin Bir Çeşidi...
HIZIR (KENDİSİNE İLİM VE
RAHMET VERİLEN KUL) / 435
• Kendisine İlim ve Rahmet Verilen Şahıs: Hızır; Kimliği ve Şahsiyeti
• Tasavvuf ve Halk İnançlarında Hızır
• Kur’ân-ı Kerim’de Kendisine İlim ve Rahmet Verilen Şahıs (Hızır)
• Hadis-i Şeriflerde Hızır
• Mûsâ-Hızır Kıssasından Alınacak Ders ve İbretler
• Hıdrellez
• Âb-ı Hayat
• Hızır ve Bâtıl İnançlar, Hurâfeler
HİCRET / 489
• Hicret; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'ân-ı Kerim'de Hicret Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Hicret Kavramı
• Hayat; İman, Sabır, Hicret ve Cihaddır
• Habeşistan Hicreti
• Hicret Çeşitleri
• Cihada Hazırlık Olan Hicretin Kendisi de Cihaddır
• Hicretin Hükmü
• Hicretle İlgili Genel Tesbitler
• Vatan Anlayışı ve “Ya Sev, Ya Terket!” Dayatması
• Hicret Edenler (Muhâcirler) ve Ecirleri
• Ensâr; Muhâcirleri Kendilerine Tercih Eden Yardımcılar
• Muâhât; Ensâr ile Muhâcirler Arasında Kardeşlik
• Hicrî Takvim
• Tabiatta Gözlenen Hicret
• Hicret Berâettir
• Vuslat İçin Ayrılmanın Destanı: Hicret
HİDÂYET / 551
• Hidâyet; Anlamı ve Mâhiyeti
• Kur’an’da Hidâyet
• Hidâyet, Yön Bulmak; İman Yönü Bulduran Kuvvet
• Hidâyet İsteği ve Hidâyette Devam
• Hidâyet Vermek Sadece Allah’a Ait
• Hidâyet İçin Kulun Çabası Gerekir
• Hidâyette Kulun Rolü
• Hidâyet Türleri
• Cihad ve Tebliğ; Başkasının Hidâyeti İçin Çalışmak
• Hidâyet İçin Gerekli Şartlar, Hidâyete Lâyık Olmak
• Hidâyet Konusunda Sünettullah (Allah'ın Değişmeyen Kanunu)
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1351 -
HİKMET / 575
• Hikmet; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Hikmet Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Hikmet Kavramı
• Hikmetin Önemi
• Hikmetle Çağrı; Dâvetçinin Özelliği
• Hikmetin Gerçek Sahibi; Hakîm Olan Allah
• Hikmet; Sırlar Hazinesi
• Dünya, Çeşitli Hikmetlerin Sergilendiği Bir Hikmet Fuarıdır
• Kaybettiğimiz İçin Kaybolduğumuz Öz Malımız; Hikmet
HİLÂFET - HALİFELİK / 601
• Halife Kelimesinin Anlamı ve Mâhiyeti
• Kur'an'da Halife Kavramı
• Halife’nin Anlam Sahası
• “Yeryüzü” Halifeliği
• “Allah’ın Halifesi” Olur mu?
• Genel Hilâfet/Umumî İstihlâf
• Özel Hilâfet/Hususî İstihlâf
• Devlet ve Toplulukların İstihlâfı/Halife Kılınması
• Bireylerin İstihlâfı/Halife Kılınması
• Halifelik Makamı ve Halifenin Yükümlülükleri
• “Halife”liğin Siyasi Boyutu; İslâm Devlet Başkanı Olarak Halife
• Halifenin Görevleri
• Râşid Halifeler
• Halifeliğin Kaldırılması
• Ardından Ağıt Yakmak İçin Değil; Muhteşem Dönüşünü Hızlandırmak İçin HİLÂFET
HÛD (A.S.) VE ÂD KAVMİ / 629
• Hûd (a.s.); Hayatı ve Tevhid Mücâdelesi
• Âd Kavmi
• Ahkaf
• İrem
• Âd Kavmi ve Kumların Atlantis’i Ubar Kenti
• Kur’ân-ı Kerim’de Hûd (a.s.) ve Âd Kavmi
• Hûd Sûresi
• İbret Alınması İçin Anlatılan Kıssaları Masallaştırma
• Maddî Üstünlük ve Lüks Yaşam Üzerine
• Hûd (a.s.) ve Dâvetinden Almamız Gereken Ders ve Mesajlar
• Âd Kavmi ve Onların İzindeki Günümüzün Âdîleri
HÜKM - HÂKİMİYET / 681
• Hükm ve Hâkimiyet; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Hükm ve Hâkimiyet
• Hâkimiyet/Egemenlik Kayıtsız Şartsız Allah’ındır
• Hâkimiyet Allah’ın Olmayınca
- 1352 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Laiklik ve Hâkimiyet
• Demokrasi ve Hâkimiyet
HÜZÜN / ÜZÜNTÜ / 715
• Hüzün; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Hüzün Kavramı
• Psikolojik Açıdan Üzüntü
• İslâm Düşüncesinde Hüzün Kavramı
• Mutluluk ve Üzüntü
• İnsanlığın Derdiyle Dertlenip Hüzünlenmenin Göstergesi: Gözyaşı
• Bencil Kaygılardan Sencil Çözümlere; Mânevî ıstırap ve Çilenin İmanla İlişkisi
• Kur’an’ı Hüzünlenerek Okumak
• İnsana Huzur Değil; Huzursuzluk Veren Hüzün ve Kurtuluş Çaresi
• Hüzün Kokulu Düşünceler
İBÂDET / 739
• İbâdet; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'an'da İbâdet
• İbâdetle ilgili Bazı Âyetler
• İbâdet; Kalıp ve Kalbin, Tüm Organların Allah'a Yönelmesidir
• İbâdet, Fıtrattır
• İbâdet, Hayatın Tüm Alanlarını Kuşatır
• Allah'a İbâdet
• Namaz, Tüm İbâdetler İçin Prototiptir
• Allah'tan Başkasına İbâdet
• Putlara, Heykellere İbâdet
• Tâğuta İbâdet
• Bilginlere ve Din Adamlarına İbâdet
• Şeytana ve Cinlere İbâdet
İBRÂHÎM (a.s.) / 771
• “İbrâhîm”; Kelime Anlamı Ve Hz. İbrâhim'in Kimliği
• İbrâhim’in (a.s.) Hayatı ve Tevhid Mücâdelesi
• Kur’ân-ı Kerim’de İbrâhim (a.s.)
• Hadis-i Şeriflerde İbrâhim (a.s.)
• Hz. İbrâhim’in Çevresi: Putlar ve Putperestler
• Put ve Putlaştırma
• Put Kıran İbrâhim (a.s)
• Her Nemrud’a Bir İbrâhim
• İbrâhim (a.s.) ve Hicret
• İbrâhim’in (a.s.) Sınavları
• İmam/Önder İbrâhim (a.s.)
• İbrâhim Milleti; Haniflik
• İbrâhim’in (a.s) Duâları
• İbrâhim (a.s.) ile İlgili Âyetlerden Bazı Tesbitler
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1353 -
• İbrâhimî Duruş
• "O'nda Güzel Örnekler Vardır"
İÇKİ VE KUMAR / 827
• Hamr/İçki; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'ân-ı Kerim'de İçkinin Haramlığı ve Yasaklanma Aşaması
• Hadis-i Şeriflerde İçki
• Tarih Boyunca İçki
• İçkinin Zararları
• Uyuşturucu Maddeler
• Yiyecek ve İçeceklerde İslâmî Esaslar
• Akıl Emniyeti
• Sarhoşluk
• Hadd-i Şürb; İçki İçme Cezâsı
• Meysir/Kumar; Anlam ve Mâhiyeti
• Kumarın Zararları
• Kur'ân-ı Kerim'de Meysir/Kumar
• Hadis-i Şeriflerde Kumar
• Haramın Devlet Eliyle İşlenmesi
• Ve... Günümüz
İFTİRÂ / 895
• İftirâ; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de İftirâ Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde İftira Kavramı
• İftirânın En Çirkini: Allah’a ve Dine İftirâ
• Cehennemlik İftira: Uydurma Hadisler
• Uydurma Hadislere Örnekler
• Âişe Anamıza Atılan Çirkin İftira: İfk Olayı
• Kazf: Nâmuslu Bir Kimseye Zinâ İftirası
• Lian: Eşler Arası Güvensizliğin Bedeli ve İftiraya Set Çekme
• Tefsirlerden İktibaslar
• Günümüz ve İftirâ
İHLÂS / 963
• İhlâs; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de İhlâs Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde İhlâs Kavramı
• İbâdetlerde İhlâs
• İhlâsın Zıddı; Riyâ
• Rızâ ve Allah'ın Râzı Olması
• İhlâs ve Riyânın Kabı; Amel
• İhlâsın Terazisi; Niyet
• Niyet Terbiyesi
- 1354 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
İHSÂN - MUHSİN / 999
• İhsân; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de İhsân Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde İhsân Kavramı
• İhsanın Önemi
• Muhsinler; İhsan Sahibi Olanlar
• Husn Kelimesi ve Türevleri
• İhsân; Güzelliktir, Güzellik Sergilemektir
• İhsân Kimlere Yapılır?
• İhsân Tanımına Giren Davranışlar
• Muhsinlerin Özellikleri
• İhsân Sahiplerinin Mükâfatı
İHTİLÂF / 1019
• İhtilâf; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'ân-ı Kerim'de İhtilâf Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde İhtilaf Kavramı
• İhtilâflara Yaklaşım
• Kur’an’ın Işığında İhtilâfları Çözüm Tarzı
• Tefrika; İhtilâfın Şiddetle Haram Olan Şekli
• Cemaat; Gayrı Meşrû İhtilâfların Olmadığı Topluluk
• Vahdet; Özlenen Birlik ve Bütünlük
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1355 -
Altıncı Cilt İ-K Harfi
İKRÂH / DİNDE ZORLAMA / 1
• İkrâh; Anlam ve Mâhiyeti
• İnanç Özgürlüğü ve Dinde Zorlama
• Eğitim ve Âile Hayatında Zorlama
• Cihad ve İkrâh/Zorlama
• İslâm Cezâ Hukukunda Temel Cezâlar; Hadler
• Kur’ân-ı Kerim’de Dinde İkrâhın Olmadığı ve İnanç Özgürlüğü
• Konu ile İlgili Birkaç Hadis-i Şerif
• İslâm’a Dâvet Zorbalıkla Yapılmaz
• Tefsirlerden İktibaslar
İLİM / 41
• İlim Kelimesi: Anlam ve Mâhiyeti
• Bilgi Kaynakları ve Vahy
• İlim ve İslâm
• Allah'ın Âdem (a.s.)'e İsimleri Öğretmesi
• Hadislerde İlim
• Allah'ın Sıfatı Olarak İlim
• Günümüz ve İlim Kavramının Tahrifi
• “Bilim” ile “İlim” Aynı Şey mi?
• İlim, İslâmîyet’tir
• İlmin Sınırları
• İlim, Ancak Amel Etmek İçin Öğrenilmelidir
• İlmi Gizlemek
• Kur’an’da Temel Eğitim Kavramları; Rab, Fıtrat ve İlim
• Gerçek Eğitim Yuvası Ev, Esas Öğretmen de Anne ve Babadır
İMAM / 93
• İmam; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de İmam Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde İmam Kavramı
• İmâmet-i Kübrâ
• İmâmet Sisteminin Temel Özellikleri
• İmâmetin Önemi
• İzinden Gidilen Önderler; Takvâ İmamları ve Küfür İmamları
• Zâlim ve Fâsığın İmameti
• Zâlim ve Fâsık İmama Karşı Kıyam Hakkı
• Cemaat/Teşkilât İmamlığı
• Namaz İmamlığı
- 1356 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
İMAN / 129
• İman; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an’da İman
• İmanın Artması Eksilmesi
• İmanın Gerektirdikleri
• İman ve İslâm
• İman ve Amel
• İnsan Niçin İman Eder?
İmanın Sebep ve Sonuçları (İmanla İlgili Sünnetullah)
• Yeniden İmana
• Ey İman Edenler İman Edin
• İmanı Bozan Haller
• Bâtıla İman
İMTİHAN / BELÂ / 173
• Belâ; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Belâ-İmtihan
• Hadis-i Şeriflerde Belâ-İmtihan
• Peygamberlerin Denenmesi
• Tüm İnsanların ve Mü’minlerin Sınanması
• Kâfir Toplumların İmtihanı
• Müslüman Cemaatin İmtihanı
• Ni’met veya Külfetle Deneme
• Mal ve Evlâtla İmtihan
• Fitne; Anlam ve Mâhiyeti
• İmtihan Bilinci
• Kullarını İmtihan Konusunda Tasarruf Yalnız Allah’ındır
• Belâ/İmtihan Hakkında Temel Prensipler
İNCİL / 201
• İncil; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'ân-ı Kerim'de İncil Kavramı
• Dört İncil; Yazılışı ve Elde Mevcut En Eski Nüshaları
• Dört İncilin Muhtevâsı
• Kilise Tarafından Sahte (Apokrif) Sayılan İnciller ve Barnaba İncili
• Kur’ân’a Göre Hıristiyanların İslâm’a Zıt Olan Bazı Temel İnançları
• Muharref İncillerin Karanlık Yüzleri
• Muharref İncillerdeki Yüzlerce Çelişkiye Örnekler
• Muharref İncillere Göre Barış ve Savaş Anlayışı
• Muharref İncillere Göre Hz. İsa’nın Kölelik Anlayışı
• Muharref İncillere Göre Hz. İsa’da Irk Ayrımı
• Muharref İncillere Göre Hadım Olmak ve Evlenmenin Güzel Görülmemesi
• Muharref İncillere Göre Kadın Hakları ve Boşanma
• Ana-Babaya Buğz
• Servet Düşmanlığı ve Tembellik
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1357 -
• Muharref İncillerde Sömürü ve Faiz Anlayışı
• Muharref İncillere Göre Hz. İsa’nın Suyu Şaraba Çevirmesi
• Bir İslâm Peygamberi; Hz. İsa
• İncillere ve Hıristiyanlara Göre Hz. İsa
• İncillere Göre Hz. İsa’nın Beşerî Yönleri
• Körlerin Kör Kılavuzu Pavlus
• Hıristiyanlıkta Aslî Günah ve Bunun Keffâreti İçin Oğul’un Çarmıha Gerilmesi Anlayışı
• Tefsirlerden İktibaslar
• İncil ve Hıristiyanlıkla İlgili Bazı Kavramlar
İNFAK / 305
• İnfak; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'an'da İnfak
• Hadislerde İnfak
• Allah'ın Verdiği Her Nimetin İnfakı Vardır
• Malla Yapılan İnfak
• İlimden Yapılan İnfak
• Mutluluktan Yapılan İnfak
• Sağlıktan yapılan İnfak
• Gençlikten Yapılan İnfak
• Güzel Sözle Yapılan İnfak
• Güler Yüzle Yapılan İnfak
• İnfakın Fayda ve Hikmetleri
İNSAN - NÂS / 323
• Nâs ve İnsan Kelimelerinin Anlam ve Mâhiyeti
• İnsanın İki Yönü
• İnsanın Bazı Temel Özellikleri
• Kur’ân-ı Kerim’de İnsan
a-) İnsanın olumlu özellikleri
b-) İnsanın olumsuz özellikleri
• İnsan İle Diğer Canlılar Arasındaki Farklar
• İnsanın Menşei (Oluşumu) Meselesi
• Kur’an’da İnsanın Yaratılması ve Halifeliği
• İnsanın Yaratılışı
• İnsanın Yaratılış Gayesi
• İnsanın Konumu ve Görevi
• İnsan Ölünce Ne Olacak?
• Akide Yönünden İnsanlar
• İnsanın değer ve üstünlüğü
• Haklar, Görevleri; Nimetler de Sorumlulukları Doğurur
İNZÂR / 344
• İnzâr; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'an'da İnzâr Kavramı
• Mü'minlerin Uyarılması
- 1358 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Uyarının Fayda Etmediği Kâfirler
• Çağdaş Davetçi/Uyarıcının, İnzarın Fayda Edip Etmediğiyle İlgili Konum Tespiti
• Bütün Toplumlar Peygamber Aracılığıyla Uyarılmıştır
• Elçi Gönderilmeyen, Uyarı Yapılmayan Toplumlar Helâk Edilmezler
• Toplumun Önderleri Toplumdan Sorumludur
İRTİDÂD / 357
• İrtidâd; Anlam ve Mâhiyeti
• Mürted
• Fıkhî İctihadlara Göre Mürtedin Cezası
• Ridde Savaşları
• Kur'ân-ı Kerim'de İrtidâd Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde İrtidâd Kavramı
• Mürtede Verilecek Dünyevî Cezânın Tahlili
• İrtidadın Dünyevî Cezası Yoktur Diyenlerin Delilleri
• Gizli İrtidâd
• Şirkin Çağdaş Yansımaları; Özendirilen ve Dayatılan Mürtedlik
• Müşrik ve Mürtedlerle Mücâdele
• Şirk, Küfür ve İrtidaddan Korunma Yolları
• İrtidâd, İrticâ/Gericilik Demektir; Mürted de Mürtecî/Gerici
İSA (a.s.) / 423
• Hz. İsa; Hayatı, Tebliği ve Tevhid Mücâdelesi
• Kur’an-ı Kerim’de Hz. İsa
• Hıristiyanlara Göre Hz. İsa
• İncillere Göre Hz. İsa’nın Beşerî Yönleri
• Hz. İsa’nın Babasız Doğma Mûcizesi
• Hz. İsa’nın Ref’i ve Nüzûlü Meselesi
• Mehdî
• Deccal
İSLÂM / 462
• İslâm; Anlam ve Mâhiyeti
• İslâm’ın Gayesi
• İslâm’ın Hükümleri
• İslâm’ın Genel Özellikleri
• İslâm’ın Eski Şeriatlerle İlişkisi
• Kur’ân-ı Kerim’de İslâm Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde İslâm Kavramı
• İslâm’ın Rükûnları (Temelleri)
• Din Olarak İslâm
• İslâm'a İnanıp Teslim Olan Kimse; Müslim/Müsliman
• İslâm’a Teslim Olmanın Boyutları
• İslâm’ın Tebliği
• İslâm’ı Hayata Hâkim Kılmak
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1359 -
İSRÂF / 485
• İsrâf; Anlam ve Mâhiyeti
• Müsrif; İsrafçı, Savurgan
• Cimrilik; İsrâfın Zıddı Olan Aşırılık
• İktisad; Harcamada Orta Yol
• Cömertlik; Allah’ın Verdiğini Allah Yolunda Sarfetmek
• Saçıp Savuranlar Şeytanın Kardeşleridir
• Kur’ân-ı Kerim’de isrâf Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde İsrâf Kavramı
• Reklâm; İsrâfı Emreden Şeytânî İllüzyon
• Kapitalizm; Tüketimi ve İsrâfı Dayatan Rejim
• Mal; Dünya Varlığı
• Rızıktaki Farklılığın Hikmetleri
• Rızık Genişliği İmtihanı Karşısında Müslümanın Tutumu
• İnfak; İsrafın Alternatifi
• İnfakın Fayda ve Hikmetleri
• Mal Yığma
• Yeme-İçmede İsraf
• Tefsirlerden İktibaslar
• Tüketim Çılgınlığı ve İnsanımız
• Dünyaya, İsrafla Harcamak İçin Değil; Âhirete Azık Postalamaya Geldik!
İSRÂ VE MÎRAC / 561
• İsrâ; Anlam ve Mâhiyeti
• Mîrac; Anlam ve Mâhiyeti
• İsrâ Âyetinin Tefsiri
• Adım Adım İsrâ ve Mirac Olayı
• Sidre'de Allah'ın Tecellisi
(Rasûlullah Gerçekten Allah'ı Gördü mü?)
• Kur’ân-ı Kerim’de İsrâ ve Mirac
• Hadis-i Şeriflerde İsrâ ve Mîrac
• İsrâ ve Miracın Hükmü
• İsrâ ve Mirac Kaç Defa Olmuştur?
• İsrâ ve Mi'rac Olayı Bize Neleri Öğretiyor?
• İsrâ ve Mirac, Rûh ile mi, yoksa Beden ve Ruh Birlikte mi Olmuştur?
• Mirac Aklen Mümkündür
• İsrâ ve Mirac Olayına Farklı Yaklaşımlar
(S. Ateş, Hamidullah, M. Esed)
• İsrâ ve Mîrâcın Düşündürdükleri
• Tefsirlerden İktibaslar
İSTİÂZE / 669
• İstiâze; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an ve İstiâze
• Şeytandan Kurtuluş, Allah'a Sığınmakla Sağlanır
- 1360 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Sığınan, Kendisine Sığınılan ve Kendisinden Sığınılan
• Şeytanın İbâdet Edenlere Vesvesesi ve Şeytanı Kaçıran Şey
• Günümüzde İstiâze Anlayışı
• Allah'a Sığınma Tarzı Nasıl Olmalı?
• İstiâze Şuurunun Bize Kazandıracağı Anlayış ve Davranışlar
İSTİKBÂR - MÜSTEKBİR / 683
• İstikbâr; Anlam ve Mâhiyeti
• Istikbâr Duygusu
• Müstekbir
• Müstekbirlerin İlki İblistir
• Müstekbir Tipler
• Müstaz’af
• Müstekbir ve Müstez’af Ilişkisi
• Müstaz’af İnsan Grupları
• Müstekbirliğin Sonucu: Dünyevî ve Uhrevî Azap
• İstikbârın Sembol Tipleri (Müstekbirlerin Duayenleri)
• İstikbâra Kapılmayanlar: Melekler, İnsan Dışındaki Canlılar ve Mü’minler
İSTİŞÂRE / ŞÛRÂ / DANIŞMA / 703
• Şûrâ/İstişâre; Anlam ve Mâhiyeti
• İstişârenin Fazileti
• Kur’ân-ı Kerim’de Şûrâ/İstişâre
• Rasûlullah’ın Sünnetinde İstişâre ve Konuyla İlgili Hadis-i Şerifler
• İslâm'da Kadınlarla İstişâre
• İstişârenin Önemi
• İstihâre; İstişâreden Sonra Yapılması Gereken Duâ
• İstihârenin Yozlaştırılıp Rüya Falına Dönüştürülmesi
• Tefsirlerden İktibaslar
İSYAN - İTAAT / 749
• İsyan; Anlam ve Mâhiyeti
• İsyanın İki Yönü
• Ma’siyet Ne Demektir?
• İtaat; Anlam ve Mâhiyeti
• Tâat Ne Demektir?
• Kur’ân-ı Kerim’de İtaat ve İsyan Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde İtaat ve İsyan
• İtaat Edilmesi Gereken Kimseler
• İtaat Edilmesi Yasak Olan Kimseler
• Küfürde Önderler ve Onların İzinden Giden Uyduları
• İtaat ve İsyan Yoluyla Düşülen Şirk
• Allah’a İtaat ve İsyanın Boyutları
• Bütün Evren Allah’a İtaat Etmektedir
• Nerdesin Ey Güzel İsyan?
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1361 -
İ’TİKÂF / 783
• İtikâf; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'ân-ı Kerim'de İtikâf Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde İtikâf
• İ’tikâfın Amacı
• İ’tikâfın Hükmü: Vâcip İ’tikâf, Sünnet İ’tikâf
• İ’tikâfın Vakti ve Müddeti
• İ’tikâfa Giriş ve Çıkış
• İ’tikâf Yapılan Yer
• İ'tikâfın Âdâbı
• İ'tikâfı Bozan Hâl ve Hareketler
• İ’tikâfın Faydaları
• İ’tikâfın İnsana Kazandırdıkları/Hikmetleri
• İ'tikâf, Bir Kutlu Arınış; İnzivâ, Bir Görevden Kaçıştır
İZZET – ZİLLET / 815
• İzzet; Anlam ve Mâhiyeti
• İzzet-i Nefs
• Esmâu’l-Hüsnâdan el-Azîz, el-Muızz ve el-Müzill İsimleri
• Kur’ân-ı Kerim’de İzzet ve Zillet Kavramı
• Azizler ve Zeliller
• Allah'ın İzzeti ile İzzetlenmek
• İzzeti Yanlış Yerde Aramak
YUMUŞAKLIK, KİBARLIK VE
KABALIK, KATI YÜREKLİLİK / 845
• Leyn; Anlam ve Mâhiyeti
• Sözün Güzelliği, Tatlı Dille Allah’a Dâvettedir
• Kur’ân-ı Kerim’de Yumuşaklık, Nezâket ve Tatlı Söz
• Hadis-i Şeriflerde Yumuşak Usûl ve Üslûp Konusu
• Hılm (Hilim); Yumuşak Huylu Olmak
• Halîm; Allah’ın Güzel İsimlerinden Biri
• Yumuşaklık ve Kibarlığın Zıddı; Gazap ve Öfke
• İslâm Ahlâkı Açısından Öfke
• Ya Susun Ya da Susmaktan Daha Güzel, Daha Tatlı Şeyler Söyleyin!
• Kalp/Gönül ve Kalbin Halleri
• Kalbin Katılaşıp Hastalanması ve Mühürlenmesi
• Katı Yürek (Ğalîz ve Kasvet İçindeki Kalp)
• Tefsirlerden İktibaslar
KADIN / 899
• Kadın; Mâhiyeti
• Kur'ân-ı Kerim'de Kadın Konusu
• Hadis-i Şeriflerde Kadın
• Câhilî Düşünce ve Diğer Dinlerde Kadın
- 1362 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• İslâm'da Kadın
• Aile Hayatında Kadın
• Kadının Örtüsü/Tesettür ve Hicab
• Yozlaşan Geleneksel Tavır
• Toplumsal Hayatta Müslüman Kadın
• Müslüman Kadının Toplumsal Hayata Katılma Âdâbı
• Haremlik-Selâmlık; İhtiyattan Bid’ate
• İslâmî Harekette Kadın
• Kadın-Erkek Eşitliği mi, Adâlet, Uyum
ve Birbirini Tamamlama mı?
• Erkeğin Yöneticiliği ve Dövme Yetkisi
KALP / GÖNÜL / 977
• Kalp; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'an'da Kalp
• Kur'an'da Kalbin Halleri
• Kalbin Hastalığı ve Mühürlenmesi
• Kalbin Mühürlenmesi Sebep Değil; Sonuçtur
• Kur’an’da Kalp, Kulak ve Gözün Konumu
KARDEŞLİK / 996
• Uhuvvet/Kardeşlik; Anlam ve Mâhiyeti
• İslâm Hukukunda Nesep Yönüyle Kardeşlik Hukuku
• İslâm ve İnsan Kardeşliği
• Tasavvufta Kardeşlik (İhvân) Anlayışı
• Radâ; Sütkardeşliği ve Süt Akrabalığı
• Kan Kardeşliği ve And İçme
• Muâhât; Ensâr ile Muhâcirler Arasında Kardeşlik
• Günümüzde Müslüman Bireyler ve Cemaatler Arasında Kardeşlik
• Selâm; Kardeşliğin Göstergesi
• Îsâr; Kardeşini Kendine Tercih Edecek Özveri
• Kur’ân-ı Kerîm’de Kardeşlik Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Kardeşlik Kavramı
• Uhuvvet/Kardeşlik ve Görevlerimiz
•
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1363 -
Yedinci Cilt K-L-M Harfi
KARZ-I HASEN /
ALLAH İÇİN GÜZEL BORÇ VERME / 1
• Karz; Anlam ve Mâhiyeti
• Karz-ı Hasen; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Karz-ı Hasen
• Hadis-i Şeriflerde Karz-ı Hasen
• Borç ve Borç Vermeyle İlgili Hükümler
• Borcun Yazılması
• Borç Senedi
• Borçlarda Enflasyon
• Vâde Farkı
• Borcu Dövize Çevirme
• İslâm Dışı Ekonomik Hayat ve Karz-ı Hasen
• Borç Konusu ve İnsanımız
• Karz-ı Hasenin Fazîleti
• Borçlanmaktan Sakınmak İslâmî Görevimizdir
• İnfakın, Allah İçin Borç Vermenin Fayda ve Hikmetleri
KISAS / 67
• Kısas; Anlam ve Mâhiyeti
• Kısasın Hikmetleri
• Kur’an’ın İcaz Örneklerinden Biri: “Kısasta Hayat Vardır!”
• Kısastaki Adâlet; Cinâyetlerin Önüne Ancak Kısasla Geçilir
• Kısasın Tarihçesi; Diğer Din ve İdeolojilerde Kısas
• İslâm Hukukuna Göre Adam Öldürme ve Cezası
• Kısasın Uygulanabilme Şartları
• Kur'ân-ı Kerim'de Kısas Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Kısas Kavramı
• Diyet ve Kasâme
• Kur’ân-ı Kerim’de Cinâyet Suçu
• Hadis-i Şeriflerde Cinâyet
• Cinâyet; Büyük Zulüm
• Cana Kıymanın Uhrevî Sorumluluğu
KISSA / 95
• Kıssa; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an Kıssaları
• Tebliğ Sürecinde Kur’an Kıssaları
• Kur’ân-ı Kerim’de Anlatılan Kıssaların Hikmetleri
• Kur’an Kıssalarında Sünnetullah (Değişmeyen İlâhî Yasalar)
• Kur’an’da Kıssalar Yoluyla Verilen Mesaj
• Kur’ân-ı Kerim’deki Bazı Kıssaların Tekrarı
• Kur’ân-ı Kerim’de Kıssa Kavramı
- 1364 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Tefsirlerden İktibaslar
• Hadis-i Şeriflerde Kıssa Kavramı
• Hadis-i Şeriflerdeki Kıssalara Örnekler
• Kıssacılık ve Kıssacılar
KIYÂMET / 149
• Kıyâmet; Anlam ve Mâhiyeti
• “Kıyâmet”in Diğer İsimleri
• Kıyâmet Alâmetleri
• Sûr; Kıyâmetin ve Haşrin Başlangıcı
• İsrâfil (a.s.); Allah’ın Emriyle Kıyâmeti Başlatacak Melek
• Ba’s ve Ba’sı İnkâr
• Ba’su Ba’de’l-Mevt
• el-Bâis; Yeniden Dirilten Allah
• Haşr ve Neşr
• Haşr-ı Cismânî
• Mahşer
• Sırat ve Sırat Köprüsü
• Havz-ı Kevser
• Hesap ve Hesap Günü
• Esmâü’l-Hüsnâ’dan Hasîb; Allah Hesaba Çekendir
• Mizan
• Duhân; Kıyâmet Alâmetlerinden Biri
• Dâbbetü’l-Arz
• Deccal
• Mehdi
• Sahte Peygamberlik ve Hz. İsa’nın Nüzûlü
• Siz de mi Hâlâ Kıyâmetin Kopmadığını Sanıyorsunuz?
• Kur’ân-ı Kerîm’de Kıyâmet
• Hadis-i Şeriflerde Kıyâmet ve Kıyâmet Alâmetleri
• Kıyâmet ve Âhiret Şuuru
• Yaratılışa İnanan, Yeniden Yaratılmaya da İman Eder
• Kıyâmet ve Âhiret Anlayışı, Bizi Dirilişe Ulaştırır/Ulaştırmalıdır
• Her An Yaşadığımız Kıyâmet: Gündüz Yaşıyor, Gece Ölüyor, Sabah Diriliyoruz
• Ölüm; Gurbetten Vuslata Hicret
• Kıyâmetin ve Ölümün Düşündürdükleri
KOLAYLIK / YÜSR / 263
• Yüsrr/Kolaylık; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'ân-ı Kerim'de Kolaylık-Zorluk Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Kolaylık-Zorluk Kavramı
• İslâm; Basitlik Değildir Ama Kolaylıktır!
• Müslümanca Yaşayış Güzel ve Kolay; Gayri İslâmî Hayat Çirkin ve Zor Bir Yaşamdır
• Her Zorluğun İçine Dürülen Kolaylık
• Geleneksel Din Anlayışı ve Yozlaşmasının Sonucu: Dinin Zorlaştırılması
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1365 -
• Kolaylığın Sınırı; İlâhî Ölçü ve Hevâ
• İslâm’ı Yaşamayanlara Cezâ: Hayatın Zorlaşması
KORKU / 305
• Havf; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Korku Kavramı
• Kur’an’da Korku Anlamındaki Kelimeler
• Hadis-i Şeriflerde Korku Kavramı
• Korku Denen Reaksiyon
• Korku Çeşitleri
• Korkaklık
• Korku Namazı
• Selefin Havf/Korku Anlayışı
• İnsan Psikolojisini Dengeleyen İki Unsur: Korku ve Ümit
• Korku-Ümit Terazisinde Ağır Basan Taraf Korku Olmalıdır
• Stresin İlâcı, Allah Korkusudur
• Korkmak Ayrı, Takıyye Yapmak Ayrı Şeydir
• Korku-İman İlişkisi; İmanları Tartan Terazi: Korku
KÖLELİK VE CÂRİYELİK / 339
• Abd/Köle; Anlam ve Mâhiyeti
• Köleliğin Tarihî Seyri
• Köleliğin Kaynakları
• Kur'ân-ı Kerim'de Köle ve Kölelik
• Hadis-i Şeriflerde Kölelik
• Kölenin Hukukî Statüsü
• Fıkhî Hükümlere Göre Câriyelerden Cinsî Yönde Yararlanma Şartları
• Kölelik Mantığı ve Naklî-Aklî Değerlerle Çatışması
• Câriyelik ve Câriyeler
• Câriyelerin Avret Yeri; Dine Bundan Büyük İftira Olamaz: "Örtünmelerini Din Yasaklıyor!"
• Köle Âzâd Etme ve Önemi
• Kölelikle İlgili Bazı Kelime ve Terimler
• Kölelik Çok Önceleri Kalkmış Olmalı Değil miydi?
• Kölelik Gerçekten Kalktı mı? Modern Kölelik ve Özgürlük Üzerine Düşünceler
KUR’AN / 407
• Kitab; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an; Anlam ve Mâhiyeti
• Zalike'l- Kitab (Bu Kitap) Ne Demektir?
• Kur’an Hakkında Kısa Bilgi
• Kur’an Konuları
• Kur’an’da Kur’an
• Bu Kitab'ı Kim Göndermiştir?
• Bu Kitap Niçin Gönderilmiştir?
- 1366 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Bu Kitap Neyi Anlatmaktadır?
• Kur’ân-ı Kerim Hakkında Bilgi
• Gerçek Anlamda Çağ Kapatıp Çağ Açan Sadece Kur’an’dır
• Bu Kitabı Nasıl Okumalı, Ona Nasıl Yönelmeliyiz?
KUR'AN'IN İ'CÂZI / 457
• İ'câz ve Mu'cize Kelimelerinin Anlam ve Mâhiyeti
• İ'câzu'l-Kur'an Ne Demektir?
• Kur’ân-ı Kerim'in Mûcize Oluşunun Delilleri:
a- Kur’ân-ı Kerim'in Hârikulâde Oluşu
b- Kur'an'ın, Karşı Çıkan Muhaliflerine Meydan Okuması
c- Bir Benzerinin Getirilememesi
• Kureyş İleri Gelenleri Gizlice Kur'an Dinliyor
• Kur'an ile Diğer Peygamberlerin Mûcizeleri Arasındaki Fark
• Kur'an'ın İ'câz Yönleri:
a- Kur'an'ın Nazmı ve Te'lifi
b-Kur'an'ın Fesâhat ve Belâğatı (Anlatım ve İfade Güzelliği)
• Gaybî İ'câzı:
a- Kur'an'ın Gelecekten Haber Vermesi
b- Geçmiş Toplumlardan Haber Vermesi
c- Bütün İnsanların İhtiyacını Karşılayacak Esaslar İhtiva Etmesi
d- Kur'an'ın, Hz. Peygamber'in Her Arzusuna Uygun Olarak Nâzil Olmaması
• Kur'an'ın İlmî İ'câzı
KÜFÜR, KÂFİR VE TEKFİR / 479
• Küfür; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'an'da Küfür Kavramı (Nankörlük ve İnkâr)
• Küfrün Anatomisi
• Kâfirin Kalbi
• Küfrün Sebepleri
• Müslüman-Kâfir İlişkisi
• Kâfirlerle İlişki Çeşitleri; Savaş ve Barış
• Kâfir Akrabalarla İlişki
• Elfâz-ı Küfür
• Ef’âl-i Küfür
• Tekfir ve Büyük Günah İşleyenin İtikadî Durumu
• Haksız Tekfir; Bir Müslümanı Küfre Nispet Etme
• İtidâl/Denge
• Dinde aşırılık
• Tekfircilik Hastalığı
• Tekfir Konusunda Âyet ve Hadisler
• Tekfir Konusunda Kurallar
• Tekfire Engel olan Mâniler
• Tekfir Konusunda Yetkili Mercî
• Mü’minlerin İnsanlar Hakkındaki Kanaati
• Küfrün Kısımları; Büyük ve Küçük Küfür
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1367 -
• Haksız Tekfirin Tehlikesi
• Küfürden Korunma Yolları
LÂNET / 589
• Lânet; Anlam ve Mâhiyeti
• Rasûlullah, Lânet Edici Değil; Rahmet Peygamberiydi
• Lâneti Yasaklayan Hadis-i Şerifler
• Kur’an-ı Kerim’de Lânet:
Lânetlenen Zümreler ve Özellikler
• Hadis-i Şeriflerde Lânet Edilenler
LÛT(A.S.) VE HOMOSEKSÜEL KAVMİ / 603
• Lût (a.s.); Hayatı; Tevhid ve Ahlâk Mücâdelesi
• Tevrat’a Göre Hz. Lût
• Tasavvuf Edebiyatı ve Türk Edebiyatında Hz. Lût ve Livâta
• Lût Kavmi ve Altı Üstüne Getirilen Şehir
• Livâta/Homoseksüellik
• Kur’ân-ı Kerim’de Lût (a.s.) ve Homoseksüel Kavmi
• Hadis-i Şeriflerde Livâta ve Erkeğin Kadına Benzemesi
• Lût Gölü
• Cinsellik Bunalımı ve Hz. Lût
• Lût Kavmi ve Almamız Gereken Dersler, Mesajlar
• Lût Kavmi ve Günümüz
• Tefsirlerden İktibaslar
MAL-MÜLK VE MÂLİK / 659
• Mal; Anlam ve Mâhiyeti
• Malı Koruma
• Mülk ve Mülkiyet; Anlam ve Mâhiyeti
• Mülk Arâzi
• Mal-Mülk Allah'ındır
• Kur’ân-ı Kerim’de Mal-Mülk ve Mâlik Kavramları
• Hadis-i Şeriflerde Mal-Mülk ve Mâlik Kavramları
• Esmâu’l-Hüsnâ’dan El-Melik, Mâlikü’l Mülk, Mâlik-i Yevmi’d-Dîn İsmi
• Mülk ve Melekût; Eşyanın İki Yüzü
• Mal Yığma
• Para ve Mal Kazanma Yolları; İslâm Ekonomisinin Genel Prensipleri
• Dünya Hayatı, Dünya Malı ve Varlığı Sizi Aldatmasın!
• Tefsirlerden İktibaslar
MESH
(“AŞAĞILIK MAYMUNLAR OLUN!”) / 759
• Mesh; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Mesh Kavramı
- 1368 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Tarihten Günümüze; Efsâne ve Destanlara Kadar Mesh’in Yansıması
• Maymun Soyu, İnsandan mı Oluşmuştur?
• İnsandan Maymuna; Maymundan İnsana Değil!
• İğrenç Bir İddia: İnsanın Maymundan Türemesi
• Maymunlaşmak ve İslâmî Kişilik
• Maymunlaşmanın Bir Göstergesi: Taklitçilik
• Maymunlaşmanın, Taklidin Uzantısı: Bâtıllara Benzemek
• Maymunlaşma Sebebi: Hîle-i Şer’iyye Denilen “Hîle-i Şerriyye”
MEKR / TUZAK / 783
• Mekr; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Mekr Kavramı
• Mekr Kavramına Benzeyen Diğer Kelimeler: Hile Hud’a, Keyd, Mihâl, Tedlîs, Tağrîr, Ğaşş, Hılâbe
• Hîle-i Şer’iyye mi, Hile-i Şerriyye mi?
• Hilekâr, Hilekârlık
• Mekr’in Allah’a Nisbet Edildiği Halde Mü’mine Nisbet Edilmemesi
• Mü’minler Niye Mekr Edemezler?
• Tefsirlerden İktibaslar
MELEK / 815
• Melek; Tanımı ve Mâhiyeti
• Meleklerin Mâhiyetleriyle İlgili Kur'an'daki Tasvirler
• Meleklerin Özellikleri
• Meleklerin Görevleri
• Meleklerin Sayıları ve Çeşitleri
• Melekler İnsanlardan Daha Faziletli midirler?
• Gayba ve Meleklere İman
• Melek İnancının Etkileri
• Melekler Hakkında Tashih Edilmesi Gereken Bazı Yaklaşım ve Bâtıl İnançlar
HZ. MERYEM (R.A.) / 833
• Hz. Meryem; Hayatı ve Şahsiyeti
• Meryem Sûresi
• Kur’ân-ı Kerim’de Meryem (a.s.)
• Hadis-i Şeriflerde Meryem (a.s.)
• Adayış; Vakıf İnsan Meryem
• Hz. Meryem; Putlaştırma ve İftirâya, Hakarete Uğrama İmtihanı Arasında Örnek Bir Şahsiyet
• Hz. İsa’nın Babasız Doğma Mûcizesi
• Tefsirlerden İktibaslar
MESCİD / 871
• Mescid; Anlam ve Mâhiyeti
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1369 -
• Kur'ân-ı Kerim'de Mescid Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Mescid Kavramı
• Mescidin/Câminin Fonksiyonları
• Câmilerin İdâresi ve Görevlileri
• Mescidlere Ait Hükümler
• Kıble, Mihrâb, Minber, Ezan, Cemaat
• Mescid-i Harâm, Mescid-i Aksâ, Mescid-i Nebevî
• Kiliseden Câmiye; Câmiden Müzeye: Ayasofya
• Dırar Mescidi, Takvâ Mescidi
• Mescidlerin Sanat ve Mimari Yönü
• Yeryüzü Mescidi
• Günümüz Mescidleri; Bid'atler
• Câmilerde Bir Büyük Bid'at; Mevlid
• Mescidlerin Yeniden İhyâsı
MEYVELERDEKİ İBRETLER / 949
• Meyveler ve Meyvelerdeki İbretler
• Bitkiler
• Ağaç ve İslâm’da Ağaçla İlgili Hususlar
• Kur’ân-ı Kerim’de Meyve ve Bitkiler
• Kur’an’da Vurgulanan Meyvelerden; Hurma, Üzüm, İncir, Zeytin ve Bal
• Hadis-i Şeriflerde Meyve ve Benzeri Yiyecekler
• Tefekkür; Meyve ve Benzeri Yiyecek Yerken…
MİLLET / 995
• Millet; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Millet Kavramı
• Küfür Tek Bir Millettir
• Millet Kavramının Tahrifi
• Kavim/Ulus ve Ümmet
• Vatan
• İslâm’ın Vatan Anlayışı
• Câhiliyyenin Vatan Anlayışı ve “Ya Sev, Ya Terk Et” Dayatması
• Arzın/Ülke Topraklarının Kutsallaştırılıp Putlaştırılması
• Milliyetçilik/Ulusçuluk
• Irkçılık/Asabiyet/Kavmiyetçilik
• Irkçılıkla İlgili Hadis-i Şerifler
- 1370 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
Sekizinci Cilt M-N-O-P-R-S Harfi
MUHKEM VE MÜTEŞÂBİH ÂYETLER / 1
• Muhkem; Anlam ve Mâhiyeti
• Müteşâbih; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'ân-ı Kerim'de Muhkem ve Müteşâbih Kavramı
• Müteşâbih Âyetleri Kim Bilir?
• Müteşâbih Âyetlere Uyanlar
• Muhkem ve Müteşâbihin Mâhiyeti Hakkında Çeşitli Görüşler
• Âyetlerde Allah'ın Zâtı ve Sıfatları İçin Kullanılan Müteşâbih Örnekleri
• Hadis-i Şerifler Açısından Müteşâbih
• Tefsirlerden iktibaslar
MÛSÂ (A.S.) / 75
• Mûsâ; Kelime Anlamı ve Hz. Mûsâ'nın Kimliği
• Kur’ân-ı Kerim’de Hz. Mûsâ'nın Hayatı ve Mücadelesi
• Hz. Mûsâ’nın Tevhid Mücadelesinden Alınacak Bazı İbretler
• Hz. Mûsâ’nın Dâvet Konusuyla İlgili Duâları
a- Sadrının Şerhi (Ruhuna genişlik Verilmesi)
b- İşinin Kolaylaştırılması
c- Dilindeki Düğümün Çözülmesi
d- Hârun’un Vezir/Yardımcı Olarak Verilmesi
• Hz. Mûsâ’nın Tâğutla Mücadelesinden Dâvetçiler İçin Çıkarılacak Bazı Dersler
NAMAZ (SALÂT) VE İKAMESİ / 103
• Salât; Anlam ve Mâhiyeti
• Namazın İkamesi (Namazı Ayakta Tutmak, Ayağa Kaldırmak)
• Namaz, ibâdetlerin Bir Sentezidir
• Tevhidden Sonra En Önemli Emir: Namaz
• En Faziletli Amel
• Mü'min ile Kâfir Arasında Ölçü
• Namazın Sürekliliği
• Namazın Korunması
• Namaz ve Ruh Eğitimi
• Namaz Kötülüklerden Arındırır
NEFS / 127
• Nefs; Anlam ve Mâhiyeti
• Nefsin Farklı Özellikleri (Emmâre, Levvâme, Mutmainne, Râdıye, Mardıyye)
• Kur’ân-ı Kerim’de Nefs Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Nefs Kavramı
• Müslüman Nefse Hakaret Edilebilir mi?
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1371 -
• Nefs Kavramı Çerçevesinde Kur’an’da Kişiliğin Tekâmül Aşamaları
• Nefs Kavramının Yozlaştırılması ve “Nefsin Merhaleleri” Tâbiri
• Nefsin İki Yönü (Nefse Fücûr ve Takvânın İlhâmı)
• İntihar; İzzet-i Nefs
• Ben Kavramı; Egonun Özellikleri
• Nefs ve Ruh Aynı Şey midir?
• Ruhla Nefsî Arzular Arasındaki Dengesizlik
• Nefsin Olumsuz Yönü; Hevâ
• Hevânın Kişisel ve Toplumsal (Ahlâkî) Boyutu; Hevâî insanlar Topluluğu
NESH / 207
• Nesh; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an-ı Kerim’de Nesh Kavramı
• Nesh Konusunda İhtilâflar (Kur’an Hükümleri Arasında Nesh Var mıdır?)
• Kur’an Âyetleri Arasında Neshin Varlığını Savunanların Delilleri
• Kur’an Âyetleri Arasında Neshin Olmadığıyla İlgili Deliller
• Nesh Anlayışının Ortaya Çıkışı
• Kur’an Hükümleri Ebediyyen Geçerlidir
• Nesh, Eski Şeriatlerin Kur’an Âyetleri Tarafından Geçersiz Kılınmasıdır
NİFAK - MÜNÂFIK / 231
• Nifak ve Münâfık; Anlam ve Mâhiyeti
• Nifakın Kısımları
a- İtikadî (inançla ilgili) nifak
b- Amelî (davranışlarla ilgili) nifak
• Nifakın Riya ile Alâkası
• Kâfirlerle Münâfıkların Karşılaştırılması
• Münâfıkların Alâmetleri
a- Kur'an-ı Kerim'e Göre Münâfıkların Özellikleri
b- Hadis-i Şeriflere Göre Münâfıkların Özellikleri
• Münâfıkların Mescid ve Benzeri Faaliyet Yerleri Açmaları
• Küfür ve Nifak Psikolojisi
• Münâfıklarla Mü'minlerin Toplumsal Bağları
• Münâfıkların Cezası
• Günümüzde Münâfık
• Münâfıkların Kalpleri Hastadır
• Kalbin Bozulma Safhaları
• Kalp Hastalığı
• Kalbin Mühürlenme Keyfiyeti
• Gizli İnkâr (Nifak)
• Kur’an’da Ruh Sağlığı, Gönül Huzuru ve Psikolojik Denge
• Münâfıkların Tutarsızlığı
• Kur’anın Sefih Dedikleri
- 1372 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Münâfıkların Karakteri
• Münâfıklar Kördür, Doğruyu Görmez
• Münâfıkların Melekeleri/Yetenekleri Dumûra Uğramıştır
• Ateşin Önünde Karanlıkta Kalanlar
• Sağırlar, Dilsizler, Körler!
• Münâfıkların Işığı Kısa Sürelidir
• Münâfıklık Küfre Götürür
• Münâfığın Işığı Kısa Sürelidir
NİKÂH VE TALÂK / 301
• Nikâh; Anlam ve Mâhiyeti
• Mehir
• Mut’a Nikâhı
• Kur'ân-ı Kerim'de Nikâh Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Nikâh
• Evlenme, Evlilik
• Aile: Bireyden Cemaate, Düzensizlikten Nizama, Günahlardan ibâdete Geçiş
• Evliliği Kolaylaştırın!
• Evlilik; Ev Denilen Özel Sarayda Kral ve Kraliçe Olup Prensler Yetiştirmek
• Nikâhın Önemi
• Evliliğin İmanla Kopmaz Bağı
• Evlilik ve Aile Hayatı Bir ibâdettir
• Dâvâ Evliliği
• Kefâet/Küfüv; Evlenecekler Arasında Denklik ve Uyum
• Başlık Parası
• Nişan, Nişanlanma
• Düğün; Nikâhın İlânı
• Velîme; Düğünde İkrâm
• Nesil Emniyeti
• Teaddüd-i Zevcât/Poligami
• Talâk/Boşanma; Allah'ın Hoşlanmadığı Mubah
• Kur'ân-ı Kerim'de Talâk Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Talâk
NÛH (A.S.) / 389
• Nûh (a.s.); Hayatı ve Peygamberliği
• Nûh Sûresi
• Kur’ân-ı Kerim’de Hz. Nûh ve Tevhid Mücâdelesi
• Nûh TûfânıTûfan Evrensel mi, Yoksa Yerel Bir Âfet miydi?
• Gemiye Bütün Hayvanlar Alındı mı?
• Tûfan'ın Arkeolojik Delilleri
• Tûfan'dan Söz Eden Din ve Kültürler
• Hz. Nûh Kıssasının Kur’an’da ve Muharref Tevrat’taki Karşılaştırması
• Nûh’un Gemisine Binmek
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1373 -
• Hz. Nûh (a.s.)’un Tebliğ Mücâdelesindeki Örneklik
• Nûh Kıssasının Mesaj ve Dersleri
NUR - ZULUMÂT / 431
• Nur; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'an'da Nur Kavramı
• Mutlak Nur, Âlemleri ve Gönülleri Nurlandıran Allah'tır
• Nurun Karşıtı Karanlıklar, Sayısız Denecek Kadar Çoktur
• Karanlık, Nurun Bulunmamasıdır; İkisi Bir Arada Barınamaz
• İmanın Nuru ve Küfrün Karanlıkları
• Kur'an ve Peygamber Nur ve Münîr (Aydınlatan) dir
• Nur, Dünya ve Ahirette Tüm Hayırları; Karanlıklar da Şerleri Kapsar
• Hadis-i Şeriflerde Nur Kavramı
• Kur'an, insanları Zulumâttan Nura Çıkarır
ORUÇ / 443
• Savm/Oruç; Anlam ve Mâhiyeti
• Orucun Hikmetleri/Faydaları
• Az Yemenin Dindeki Önemi ve Faydaları
• Kur'ân-ı Kerim'de Oruç
• Hadis-i Şeriflerde Oruç ve Fazîleti
• Orucun Çeşitleri
• Orucun Rükün ve Şartları
• Orucun Yükümlülük Şartları
• Oruç Tutmamayı Mubah Kılan Mâzeretler
• Orucun Geçerlilik Şartları
• Orucu Bozan Şeyler
• İlâç Kullanmanın ve İğne Yaptırmanın Hükmü
• Orucun Kazâsı: Kazâ, Keffâret, Fidye, Iskat-ı Savm
• Oruç, Niçin Ramazan Ayında Tutulur?
• Ramazan Ayı ve Fazîleti
• Ramazan Mektebi
• Rü’yet-i Hilâl; Hilâlin Görülmesi
• Kadir Gecesi ve Fazîleti
PEYGAMBERLİK VE PEYGAMBERLER / 507
• Savm/Oruç; Anlam ve Mâhiyeti
• Orucun Hikmetleri/Faydaları
• Az Yemenin Dindeki Önemi ve Faydaları
• Kur'ân-ı Kerim'de Oruç
• Hadis-i Şeriflerde Oruç ve Fazîleti
• Orucun Çeşitleri
• Orucun Rükün ve Şartları
• Orucun Yükümlülük Şartları
• Oruç Tutmamayı Mubah Kılan Mâzeretler
• Orucun Geçerlilik Şartları
- 1374 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Orucu Bozan Şeyler
• İlâç Kullanmanın ve İğne Yaptırmanın Hükmü
• Orucun Kazâsı: Kazâ, Keffâret, Fidye, Iskat-ı Savm
• Oruç, Niçin Ramazan Ayında Tutulur?
• Ramazan Ayı ve Fazîleti
• Ramazan Mektebi
• Rü’yet-i Hilâl; Hilâlin Görülmesi
• Kadir Gecesi ve Fazîleti
PUT VE PUTA TAPMA / 535
• Put; Anlam ve Mâhiyeti
• İlâh Nedir; Putlaştırıp İlâhlaştırma Nasıl Olmaktadır?
• Putlaştırılıp İlâh Haline Getirilen Bâtıl Tanrı Anlayışları
• Kur’ân-ı Kerim’de Put Kavramı ve Puta Tapma
• Hadis-i Şeriflerde Put Kavramı ve Puta Tapma
• Tasvîr (Putlaştırılan Heykel ve Resim); Putçuluğun Genel Görüntüsü; Heykel ve Resim
• Tasvîrin (Resim ve Heykelin) İtikad, Fıkıh ve Sanat Açısından Hükmü
• Çağdaş Bir Putlaştırma Örneği; Atatürk'e Tanrı veya Peygamber Diyenler
• Hevânın Putlaştırılması
• Allah'tan Başkasına ibâdet
• Putlara, Heykellere ibâdet
• Mâbed/Tapınak
• Putları Kırmak
• Put ve Putperestlikle İlgili Kavramlar ve Anlamları
RAB / 705
• Rab; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'an'da Rab Kavramı
• Rab Konusunda Bâzı Âyetler
• Rab Konusunda Hadis-i Şerifler
• Âlemlerin Tek Rabbi Allah
• Eğitim Açısından Rab Kavramı
• Nefsine Bile Söz Geçiremeyen Rab Taslakları
• Rab Olmayan Bir Tanrı Edinme İsteği
• Sevilenlerin Putlaştırılması; Allah'tan Başkasını Rab Edinme
• Günümüz insanının Çeşitli Rableri
• Rab Konusunda Sahih İtikad
RAHMÂN VE RAHÎM / 725
• Rahmân Kelimesi; Anlam ve Mâhiyeti
• Rahîm; Anlam ve Mâhiyeti
• Rahmetin İki Çeşidi; Rahmân ve Rahîm
• Kur'an'da Rahmet
• Hadislerde Allah'ın Rahmeti
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1375 -
• Hastalık, Sakatlık ve Bazı Musibetler de Rahmettir
• Rahmet, Tüm Evreni Kuşatmıştır
• Rahmetin İki Büyük Yansıması: Kur'an ve Peygamber
• Rahmet Sıfatının Kuldaki Tecellisi; Merhamet
• Rahmân ve Rahîm Sıfatlarının Düşündürdükleri
RIZIK / 753
• Rızık; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'an'da Rızık
• Bir kimse Başkasının Rızkını Yiyebilir mi?
• Rızık, Azalıp Çoğalabilir mi?
• Kısmetimde Varsa, Rızkım Ayağıma Gelir Diyebilir miyiz?
• Rezzâk (Rızık Veren) Allah'tır
• Biyoloji İlminin Verileri Işığında Rızık
• Fen Bilgisi Verileri Işığında Rızık
• Rızık Konusunda Yeryüzündeki Mucizevî Yardımlaşma
• Denizlerdeki Durum; Su ve Rızık
• Allah’ın Kullarına Rızık Vermesindeki Sünneti (Değişmez Yasası)
• Rızık Kazanmak İçin Çalışmak; Rızkın Temizinden Faydalanmak
• Rızkın Genişlemesi ve Daralması; Rızıktaki Farklılığın Hikmetleri
• Rızık Genişliği İmtihanı Karşısında Müslümanın Tutumu
• Rızık Darlığı İmtihanı Karşısında Müslümanın Tutumu
• Manevî Rızık
MURÂBATA YAPMAK
(CİHAD İÇİN HAZIR OLMAK) / 773
• Murâbata; Anlam ve Mâhiyeti
• Ribat; Anlam ve Mâhiyeti
• Ribat ve Râbıta
• Murâbıt Kimdir?
• Râbıta; Anlamı Çarpıtılan Bir Kavram
• Kur’ân-ı Kerim’de Murâbata Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Murâbata ve Ribat Kavramı
• Râbıta Kavramının Yozlaştırılması
RÛH / 891
• Rûh; Anlam ve Mâhiyeti
• Rûhu’l-Kudüs; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an-ı Kerim’de Rûh ve Rûhu’l Kudüs
• Hadis-i Şeriflerde Ruh
• Rûh; Çok Bilinmeyenli Denklemden Bilebildiğimiz Bazı Özellikler
• Ruh; “Allah’ın Emrindendir.” Onun Emri İse “Ol” Demesidir
• Rûha ve Rûhu’l-Kudüs’e Tapılması
• Ruhun Varlığının İsbatı
• Ruhun Mâhiyet ve Sıfatları
• Ruh-Beden İlişkisi
• Ruha Ait Kuvvetler
- 1376 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Ben Kavramı; İlham; Vicdan; Güdü
• Nefs ve Ruh Aynı Şeyler midir? Ruhla Nefsî Arzular Arasındaki Dengesizlik
• Ruh Göçü (Reenkarnasyon/Tenâsuh); Ruh Çağırma
• Müzik, Ruhun mu Gıdasıdır?
• Ruh Çeşmesinden Sızıntılar
RUKÛ / 943
• RÜKÛ: Anlamı ve Mâhiyeti
• Kur'an'da Rükû
• Rükûnun Mânevî Hastalıklar Kadar, Maddî Hastalıklara da Şifâ Olması
• Rükûda Yaptığımız Tesbih
• Peygamberimiz'in Rükû Şekli ve Bu Konudaki Emirleri
• Ta'dîl-i Erkân
• Yahudilikte ve Eski Şeriatlerde Rükû ve Namaz Var mıydı?
• Rükû ve Düşündürdükleri
• RÜKÛ EDENLERLE BERABER RÜKÛ ETMEK, YANİ CEMAATE KATILMAK
• Namaz ve Cemaat
• Cemaat Anlayışı ve İslâm Topulumu
• Cemaat Olmanın Önemi
RÜYA / 959
• Rüya; Anlam ve Mâhiyeti
• Rüya; Esrârengiz Kapı, Bir Başka Âlemle İrtibat
• Bilimsel Araştırmalar Işığında Rüya
• Uyku ve Rüya
• Rüyâ-yı Sâdıka; Doğru Rüya
• Rüya Tâbiri/Yorumu
• Kur’ân-ı Kerim’de Rüya
• Hadis-i Şeriflerde Rüya
• Rüyada Peygamberimizi Görmek
• Tasavvufta Rüya ve Rüyanın Bilgi Kaynağı Olması; Rüya İle Hadis Rivâyeti
• Rüya, Bilgi Kaynağı Değildir; Rüya İle Hüküm Sâbit Olmaz!
• İstihâre ve Rüya Falına Dönüştürülmesi
• Tefsirlerden İktibaslar
• Konuyla İlgili Lügatçe
SABIR / 1039
• Sabır: Tanımı ve Mâhiyeti
• Sabrın Önemi
• Kur’an’da Sabır
• Hadis-i Şeriflerde Sabır ve Sabrın Fazileti
• Tahrife Kurban Giden Sabır Kavramı: Sabır; Pasiflik, Zillet ve Miskinlik midir?
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1377 -
• Sabır Aktif Bir Direniştir
• İman-Sabır İlişkisi
• İslâmî Hareket Mücadeleyi; Mücadele de Sabrı Gerektirir
• Sabrı Tavsiye
• Sabrın Çeşitleri
SÂLİH AMEL / 1061
• Amel ve Amel-i Sâlih (Sâlih Amel) Ne Demektir?
• Amellerde Niyet
• Amellerin Önemi
• Sâlih Amelin Tanımı
• Kur'an-ı Kerim'de Sâlih Amel İfadesi
• İman – Sâlih Amel İlişkisi
• İhlâs – Sâlih Amel İlişkisi
• Sâlih Amel - Hasenât
• Sâlih Amellerin Tamamını Gerçekleştirmek Mümkün mü?
• Fert Açısından Sâlih Amelin Önemi
• Kişinin Durumunu Islah Etmesi / Düzeltmesi
• Sâlih insan Kimdir?
• Sâlih Amelin Sonuçları:
a- Güzel Bir Gelecek ve Mutluluk
b- Güzel Bir Hayat
c-Bol Rızık ve Mağfiret
d- Tevbelerinin Kabul Görmesi
e-Kötülüklerinin Örtülmesi ve İyiliklere Tebdili
f- Sevginin Oluşması
g- İnsanların En Hayırlıları Olmak
h- Dinamizm Kazanmaları
i- Yeryüzüne Vâris Olmaları
k- Cenneti Kazandırması
SÂLİH (A.S.) VE SEMÛD KAVMİ / 1085
• Sâlih (a.s.); Hayatı ve Tevhid Mücâdelesi
• Semûd Kavmi
• Hicr
• Semûd Kavmi ve İbretlik Tavrı
• Kur’ân-ı Kerim’de Sâlih (a.s.) ve Semûd Kavmi
• Semûd Kavmi ve Günümüz
• Semûd Kavmi ve Almamız Gereken Dersler, Mesajlar
• Tefsirlerden İktibaslar
- 1378 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
Dokuzuncu Cilt S-T Harfi
SANAT VE ALLAH’IN SANATI / 1
• Sanat; Anlam ve Mâhiyeti (İnanca Göre Sanat)
• Câhiliyyenin Sanat Anlayışı
• Sanata Müslümanca Bakabilmek
• Kur’ân-ı Kerim’de Sanat ve Güzellik Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Sanat ve Güzellik Kavramı
• Estetik; Güzelliğin Felsefesi
• Günümüzde Sanat Denince
• Emperyalizmin Hizmetinde Sanat
• Sanat ve Toplum
• Sanat ve Rejim
• Sanat İçin Sanat (Put Sanat)
• Sanatın Putlaştırılması
• Sanat ve Güzellik (Güzel Sanat)
• "Güzele Bakmak Sevap mı?" -Elbette…
• Müzik Rûhun Gıdası mı?
• Allah İçin Sanat
• Müslümanların Sanata Yaklaşımı
• Kur'an ve Sünnet'te Sanat
• Hakiki Sanatkâr: ALLAH
• Allah'ın Sanatına Örnekler: Kâinat, insan, Cennet ve Kur'an
• Fıtrat ve Sanat
• Sanat ve Güzellik Merkezi: Câmi
• İslâm Sanatı mı, Müslümanların Sanatı mı?
• Müslüman Sanatçı ile Diğer Sanatçıların Farkı
• Sanat ve Cihad
• Sanat ve Tebliğ
• Sanat ve Fayda
• Sanat ve Gerçek
• Sanat Dallarına Bakış Açımız
• Sanat Konusunda Neler Yapılabilir?
KITÂL / SAVAŞ / 75
• Kıtâl/Savaş; Anlam ve Mâhiyeti
• Barış ve Savaş
• Kur'ân-ı Kerim'de Savaş Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Savaş
• İslâm’da Savaşın Sebebi ve Amacı
• Bir Savaşçı, Bir Komutan Olarak Rasûlullah
• Düşmanlık ve Dostluk; Tevhidin Gereğidir, İmanın Dışa Yansımasıdır
• Cihad ve Mücâhede
• Gazve ve Seriyye
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1379 -
• Kıyâm/Ayaklanma
• Nefr/Seferberlik
• Ribat ve Murâbıt
• Mü’min Toplumlar Arası Savaş
• Savaş ve Barış Dünyası (Dâru’l-Harb ve Dâru’l-İslâm)
• Allah’a Karşı Savaşan Rejimler
• Terör ile Cihad Arasındaki Fark
• İfsâd: Huzuru Bozma ve Terör
• Konuyla İlgili Lügatçe
SECDE / 169
• Secde; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'an'da Secde
• Secdenin Çeşitleri
• Şükür Secdesi
• Tilâvet Secdesi
• Sehiv Secdesi
• Secdenin Önemi
• Secdenin İki Kez Yapılması
• Secdenin Toprağa yapılması
• Secdenin Düşündürdükleri ve Bazı Hikmetleri
• Secdenin Sağlık Açısından Faydaları
• Meleklerin Hz. Adem'e Yaptığı Secdenin Mâhiyeti
• Secde ve Tesbih
• Secde ve Tekbir
• İbadetlerde Tekbir
SEVGİ VE ALLAH SEVGİSİ / 189
• Sevgi; Anlam ve Mâhiyeti
• Allah Sevgisi
• Sevginin Dereceleri
• Allah'ın Kulu Sevmesi
• Allah'ın Kulu, Kulun Allah'ı Sevmesinin Belirtileri
• Sevginin Esası ve Sebepleri
• Allah Sevgisi İçin "Aşk" Kavramının Kullanılması Doğru mudur?
• Sevgi İmanın Göstergesidir
• Kur'ân-ı Kerim'de Sevgi Kavramı
• Allah Kimleri Sever?
• Allah Kimleri Sevmez?
• Hadis-i Şeriflerde Sevgi Kavramı
• Sevgi, Gönlün Ölümsüz Meyvesi
• Allah Vedûd’dur; Çok Seven ve Çok Sevilendir
• Sevginin Zirvesi: Takvâ
• Sevgi Toplumu
• Tutku (Çarpık Sevgi)
- 1380 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
SIRÂT-I MÜSTAKÎM / 243
• Sırât-ı Müstakîm; Anlamı ve Mâhiyeti
• İstikamet ve Sırât-ı Müstakîm
• Kur’an’da Sırât-ı Müstakîm
• Yahûdilerin Gazaba Uğrama Nedenleri
• Sırât-ı Müstakîmin Gerekleri
• Sırât-ı Müstakîm'de Olabilmenin Gerekleri
• Sırât-ı Müstakîm'de Devam Edebilmenin Gerekleri
• insanın Asıl Sırât Köprüsü Dünyadadır
• Yol ve Yolculuk Üzerine Düşünceler
• Sırât-ı Müstakîm; Anlamı ve Mâhiyeti
• İstikamet ve Sırât-ı Müstakîm
• Kur’an’da Sırât-ı Müstakîm
• Yahûdilerin Gazaba Uğrama Nedenleri
• Hristiyanların Sapma Nedenleri
• Sırât-ı Müstakîmin Gerekleri
• Sırât-ı Müstakîm'de Olabilmenin Gerekleri
• Sırât-ı Müstakîm'de Devam Edebilmenin Gerekleri
• insanın Asıl Sırât Köprüsü Dünyadadır
• Yol ve Yolculuk Üzerine Düşünceler
SİHİR / BÜYÜ / 275
• Sihir; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an-ı Kerim’de Sihir Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Sihir Kavramı
• Sihrin Tarihçesi
• Büyünün Çeşitleri
• Büyünün Etkisi Var mıdır?
• Hârut ve Mârut
• Cinlerin insanların Emrine Girmesi Mümkün müdür?
• Hz. Peygamber’e Büyü Yapıldı mı?
• Cin; Mâhiyeti ve Hakkındaki İstismarlar, Yanlış Kabuller
• Sihrin ve Büyücünün Hükmü
• Ve Günümüz
• Sihir/Büyü ile İlgili Bazı Kavramlar
SU VE YAĞMUR / 335
• Kur'ân-ı Kerim'de Su ve Yağmur
• Bu Konuda Bâzı Âyetler
• İnsan ve Su
• Hayat ve Enerji Kaynağı Su
• Suyun Deverânı ve Hayat
• Yağmur
• Kar
• Dolu
• Yeraltı Suları
• Şifâ Çeşmeleri; Kaplıca ve İçmeler
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1381 -
• Hayat Kaynağı Olarak Su ve Deniz
• Denizler
• Bitkiler ve Su
• Su ve Günlük Hayatımız
• Su ve Düşündürdükleri
SÜLEYMAN (A.S.) / 363
• Hz. Süleyman (a.s.)’ın Hayatı ve Peygamberliği
• Kur’an-ı Kerim’de Süleyman (a.s.)
• Allah Teâlâ’nın Hz. Süleyman’a Bahşettiği Bazı Lütuflar
• Süleyman (a.s.) ve Belkıs
• Süleyman (a.s.) Kıssasından Bazı İbret ve Hikmetler
• Ehl-i Kitabın Süleyman (a.s.) Hakkındaki İftiraları
• Peygamberliği ve Tevhidî Mesajı, Efsâne ve Masal Ögelerinin Gölgelemesi
• Süleyman (a.s.) Kıssasından Alacağımız Mesaj ve Dersler
ŞEFÂAT / 397
• Şefâat Kelimesinin Anlamı
• Şefâatin Mâhiyeti
• Dünyevî Şefaat
• Kur’an’da Şefaat
• Şefaat Kavramının Yozlaştırılması
ŞEHİD VE ŞEHÂDET / 419
• Allah Yolunda Öldürülmek ve Şehidlik
• Allah Yolunda Öldürülenlere Şehid Denilmesi
• Şehâdet; Anlam ve Mâhiyeti
• Kelime-i Şehâdet Getirmek
• Şehid; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Allah Yolunda Öldürülenler
• Kur’ân-ı Kerim’de Şehid Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Allah Yolunda Öldürülenler (Şehidler)
• Şehidlik Ruhunun Yeniden Canlanması
• Ölümü Tefekkür mü, Şehâdeti Tefekkür mü?
• Şehid Olmak; Ölümsüz Hayata Göz Açmak
• Şehidin Mirası Zaferdir
• Şehidin Destanı
• Ölümsüz Şehidlerden Ölümsüz Mesajlar
• Ve… Günümüzdeki Cepheler
ŞERİAT / 477
• Şeriat; Anlam ve Mâhiyeti
• Şer'î Hüküm
• Kur’ân-ı Kerim’de Şeriat Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Şeriat Kavramı
• Şeriatlerin Esasta Birliği
- 1382 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Şeriatte Hile Olur mu? Hîle-i Şer’iyye Denilen “Hîle-i Şerriyye”
• Bazı Tasavvuf Erbâbının Şeriatı Basite İndirgemesi
• Şathiye; Şeriatle Bağdaşmayan, İsyanla Dolu Tasavvufî Söz ve Şiirler
• Devlet ve İslâm Devleti
• Hâkimiyet/Egemenlik Kayıtsız Şartsız Allah’ındır
ŞEYTAN – İBLİS / 515
• İblis ve Şeytan Kelimelerinin Anlam ve Mâhiyeti
• İblis/Şeytan ve Özellikleri
• İblis'in Allah İçin Secde Etmemesi
• Şeytana Mühlet Verilişi
• İblis ve Faaliyet Alanı
• İblis'in Başvurduğu Yöntemler
• Şeytanın insana Dört Bir Yandan Yaklaşması
• Şeytanın Görevi
• Şeytanın Zarar Veremeyeceği Kimseler
• Her insana Bir Şeytan Verilişi
• İnsanı Şeytana Tutsak Eden Nefsî Hastalıklar
• Şeytana Uyanların Durumu ve Âhirette Hesaplaşma
• Şeytanın Yaratılış ve insanlara Mûsâllat Olmasının Hikmeti
ŞİARLAR / 533
• Şiar; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Şiarlar, Allah’ın Şiarları
• Şiar ve Semboller
• Şiarların Dili
• Günde Beş Kez Çağrı, Beş Kez Manifesto
• Besmele; Manifestoya Giriş
• Allahu Ekber; En Büyüklük İlânı!
• Lâ İlâhe İllâllah; Sahte İlâhlara İsyan, Büyüklenmeye Red
• Tahmîd; Övgü ve Şükür En Büyüğe, Allah’a Âittir!
• Tesbih; Allah’ı Her Çeşit Şirkten Aklama, O’nun Egemenliği Paylaşılamaz!
• Lehu’l Mülk (Her şey, Bütün Mülk O’nundur); En Büyüklük, Egemenlik Gerektirir
• Salevât; Bağlılık Andı, Biat Yenileme
• Kunut Duâsı; Fâcir ve Kâfirlere Ültimatom (Yoldan Çıkan Devrilir/Devrilmelidir!)
• İstiğfâr; Nefis/Hevâ Büyüklenmesine Dur!
• Allah Lafzı ve Günlük Hayatta Şiar Olarak Kullanım Alanları
• Ezân; Allah’a Çağrı ve Kurtuluş İlânı
• İslâm Bayrağı, Râyet, Sancak, Hilâl
• Diğer Önemli Şiarlar: Kurban, Hac, Selâm, Başörtüsü, Sakal
• Küfrün Şiarları/Sembolleri; Bâtıl Dinlerin Kutsalları, Heykel, Giyim...
• Allah'ın Şiarlarını Yüceltme
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1383 -
ŞİRK / 605
• Şirk; Anlam ve Mâhiyeti
• Şirkin Çağdaş Yansımaları
• Şirkin En Belirgin Özelliği Olarak
Tarihten Günümüze Put ve Putlaştırma
• Kur’an-ı Kerim’de Şirkin Tanım ve Görüntüleri
• Şirkin Sebepleri; Şirkin Çeşitleri
• Şirk İçin Bazı Örnekler
• İttibâ Şirki; Büyük ve Küçük Şirk
• Açık Şirk ve Gizli Şirk
• Gizli Şirk Örneği Olarak Riyâ
• Şirkin Zararları; Hevânın Putlaştırılması
• İlâh Nedir? Putlaştırılıp İlâh Haline Getirilen Bâtıl Tanrı Anlayışları
• Elfaz-ı Küfür ve Efâl-i Küfür
• Hurâfe; Allah’ın Birliği ve Şirk
• Müşrik; İrtidat ve Mürted
ŞUAYB (A.S.) VE MEDYEN KAVMİ / 681
• Şuayb (a.s.); Hayâtı, Tevhid ve Ahlâk Mücâdelesi
• Şuayb (a.s.)’ın Kavmi Medyen
• Kur’ân-ı Kerim’de Şuayb (a.s.) ve Medyen Kavmi
• Ölçü-Tartı ve Hile
• Ticârî Muâmelelerdeki Haramlar ve Haram Kazanç Yolları
• Hadis-i Şeriflerde Ticaretin Övülmesi, Hilenin Yerilmesi
• Bozuk Düzenin Terazisi ve Şuayb (a.s.)
• Medyen Kavmi ve Almamız Gereken Dersler, Mesajlar
• Medyen Kavmi ve Günümüz
ŞÜKÜR / 733
• Şükür; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Şükür Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Şükür Kavramı
• Şükür - İman İlişkisi
• Şükür İbadeti, Bir İmtihan Aracıdır
• Şekûr ve Şâkir
• Şükür-Hamd İlişkisi
• Şükrün Yerine Getirilmesi
• Şükrün Önemi
• Kendisinden Dolayı Şükredilecek "Nimet" Nedir?
• Bunca Nimet, Bunca Şikâyet; Şükretmeyen Bir Toplum Olduk
• Şükrün Zıddı Nankörlük
• Şükür ve Nankörlükle İlgili Sünnetullah
• Şükür Bilincinin Kazandırdıkları
- 1384 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
TAHRİF / 761
• Tahrif; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Ehlî Kitabın Kitaplarını Tahrifi
• Yahûdilerin Tevrat’ı Tahrif Etmesi
• Hristiyanların İncil’i Tahrif Etmesi
• İslâm’ı Tahrif Çabaları
• Yahûdi ve Hristiyanları Taklit, Hak Dini Tahrife Götürür
• Sünnetin Tahrifi
• İsrâiliyyât
• Çağdaş İsrâiliyyât
• Bazı Hurâfeci Tahrif Akımları
TÂĞUT VE TUĞYÂN / 787
• Tuğyân; Anlam ve Mâhiyeti
• İnsanı Tuğyana Sevkeden Şeyler
• Siyasî Otoritenin Tuğyânı
• İnsanlara Zulüm de Siyasî Otoritenin Tuğyanıdır
• Tuğyâna Karşı Müslümanların ve Özellikle Âlimlerin Tavrı
• Siyasî Otorite ve Yöneticinin Tuğyânını Başkalarına Ulaştırması/Tâğut'laşması
• Kur’ân-ı Kerim’de Tâğut Kelimesi
• Tâğut Kimdir?
• Siyasî Rejimler, Hüküm ve Yetkiyi Allah'tan Almıyorsa Tâğuttur
• Tâğut ve Tuğyan'ın Çağdaş Boyutu
• Tâğutların Özellikleri
• Tâğutun Mahkemelerine Müracaat
• Şirk Toplumunda İslâmî Hayat (Tâğutun Mahkemesine Gidenin Durumu)
• Tâğuta Küfür, Tâğutun Yaptığı İyilikleri İnkâr Edip Görmezden Gelmeyi de Kapsar
TAKVÂ / 833
• Takvâ; Anlam ve Mâhiyeti
• Takvâ; Sakınmaktır, Titremektir
• Kur’an’da Takvânın Tanımları
• İttika’nın Mertebeleri
• Kur’an’da Takvânın Yeri ve Önemi
• Takvâyı Elde Etme Yolları
• Takvâ Konusunda Sünnetullah (Allah'ın Değişmez Kanunları)
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1385 -
TEFSİR VE TE’VİL / 853
• Tefsir; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’in Tefsiri
• Te’vil; Anlam ve Mâhiyeti
• Meal; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’an-ı Kerim’in Doğu ve Batı Dillerindeki Tercümeleri
• Kur’an-ı Kerim Tefsirinde İhtilâf Sebepleri
• Kur'ân-ı Kerim'de Te’vil ve Tefsir Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Te’vîl ve Tefsîr Kavramı
• Tefsirlerden İktibaslar
TEHECCÜD VE NÂFİLE NAMAZ / 893
• Teheccüd; Anlam ve Mâhiyeti
• Nâfile ve Nâfile Namazlar
• Hz. Peygamber ve Ashâbının Nâfile İbâdetleri
• Kur’ân-ı Kerim’de Teheccüd ve Nâfile Namaz
• Hadis-i Şeriflerde Teheccüd ve Nâfile Namaz
• Bazı Nâfile Namazlar: Evvâbîn, Duhâ (Kuşluk), Tahiyyetü’l-Mescid,
• Hâcet, Tesbih, Teravih, Küsûf, Husûf ve İstihâre Namazı
• Gece ve İhyâsı
• Kıyâmu’l-Leyl, Nâşietu’l-Leyl: Gece Neşesi
TEMİZLİK / TAHÂRET / 941
• Tahâret/Temizlik; Anlam ve Mâhiyeti
• Gönül Temizliği; Tezkiye
• Kur'ân-ı Kerim'de Temizlik Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Temizlik
• Temizlik İçin Büyük Nimet; Su
• Kâinattaki İlâhî Temizlik Kanunu
• Tuvaletten Sonra En İyi Temizlik Nasıl Yapılır?
• Dört Yüz Yıl Avrupa Pislik İçinde Yüzdü
• Temizliğin Zıddı; Necâset ve Necis
• Temizliğin Zıddı Olan Diğer Kavramlar; Hubs, Rics, Hades
• İbâdet Öncesi Temizlik; Abdest
• Tepeden Tırnağa Temizlik; Gusul/Boy Abdesti
• Abdest ve Guslün Faydaları
- 1386 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
TESETTÜR VE ELBİSE / 1005
• Elbise; Mâhiyeti
• Tesettür, Hicâb, Avret; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Elbise ve Tesettür
• Hadis-i Şeriflerde Elbise ve Tesettür
• Cennetteki Elbiseler ve Ziynetler
• Takvâ Elbisesi
• Tesettürsüzlük, Zinâya Yaklaştırır ve Gözlerin Nûrunu Giderir!
• Asıl Kölelik Şehevî Çıplaklıktır
• Kadının Fitne ve Fesat Unsuru Olması Ya da Böyle Algılanması
• Toplumsal Hayatta Müslüman Kadın
• Müslüman Kadının Toplumsal Hayata Katılma Âdâbı
• Haremlik-Selâmlık; İhtiyattan Bid’ate
• Kâfirlere Kıyâfette de Benzememek Gerekir
• Kıyafette Erkek ve Bayanların Ayrımı
• Tesettür İçin Çarşaf Şart mıdır?
• Giyecek ve Süslenmede Haramlar
• Erkek ve Kadında İslâmî Görüntü
• Örtü İtaatin Simgesi, Hanımların İffet ve Cihad Bayrağıdır
• Gündemden Düşmeyen Konu: Başörtüsü
• Çeyrek Tesettür Gerçek Tesettüre Karşı ya da Başörtülü Çıplaklar
• Elbise, Giyinme ve Günümüz
• Elbise ve Tesettür Konusunda Son Söz Yerine Bir Masal
• Tefsirlerden İktibaslar
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1387 -
Onuncu Cilt T-U-Ü-V-Y-Z Harfi
TEVBE / 1
• Tevbe; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'ân-ı Kerim’de Tevbe
• Hadis-i Şeriflerde Tevbe
• Tevbenin Çeşitleri
• Tevbenin İbadet Olarak Önemi
• Günümüzde Tevbe Anlayışı; Tevbe Kavramının Yozlaştırılması
• Tevbe, Bir Devrimdir, Bir Başkaldırıdır
• Tevbenin Kabul Edilmesi İçin Gerekli Şartlar
• Putları Parçalamak
• Kötü Çevreyi ve Dostları Değiştirme
• Tevbenin Gerekleri
• Ölüm Korkusu Sebebiyle Tevbe
• Tevbenin Zamanı ve Tevbe Etmenin Faydaları
• Tevbe Pişmanlık Ateşiyle Yanmaktır
• Tevbe Namazı
• İstiğfâr
• Af ve Allah'ın Affediciliği
TEVHİD (TEK İLÂH) / 31
• İlâh; Anlam ve Mâhiyeti
• Tevhid; Anlam ve Mâhiyeti
• Tevhid; Hayatın Anlamı
• Tevhidin Yansımaları
• Evrendeki Tevhid
• Tevhid ve Allah’ın Hâkimiyeti
• Tevhid ve Tâğutlarla Mücâdele
• Tevhidi Bozan Durumlar
• Kur'ân-ı Kerim'de Tek İlâh/Tevhid Kavramı
• Kur’an’da Tevhidle İlgili Önemli Vurgular
• Tevhidin Göstergesi; Kapsadığı Mânâ ve Sonuçları
• Kelime-i Tevhid
• Tevhid Penceresinden Günümüz ve İnsanımız
• Amelde Tevhid
• Muvahhid
TEVRÂT / 81
• Tevrât; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'ân-ı Kerim'de Tevrât Kavramı
• Tevrat’ta Tanrı’nın Özellikleri
• Yahûdilerin İslâm’a Aykırı İnançları
• İsrâiloğullarının Karakteri / Yahudileşme Alâmet ve Özellikleri
• Muharref Ahd-i Atik’teki (Tevrat’taki) Çelişkiler
• Muharref Tevrat'taki Müstehcenlik ve Yüz Kızartıcı İfadeler
• Muharref Tevratta Kadın
- 1388 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Ahd-i Atik'de Savaş, Sömürü ve Irkçılık
• Talmud
• Tahrif
• Tevrât’ın Tahrifi
• Bugünkü Tevrat ve İncil’e Uymanın Hükmü
• Dini, Kutsal Kitabı Tahrif Sadece Eski Toplumlarla mı Sınırlıdır?
• Tefsirlerden İktibaslar
TİCÂRET / 147
• Ticâret/Alış-veriş; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Ticâret Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Ticâret Kavramı
• Hz. Peygamber'in Ticâretle Uğraşması
• Maîşet Temini Açısından Ticâretin Önemi
• İş, Kazanç, Meslek ve Ticarî İlişkilerde Haramlar
• Fâhiş Fiyat
• Ticârî Muâmelelerdeki Haramlar ve Haram Kazanç Yolları
• İslâm Ekonomisinin Genel Prensipleri
• En Kötü Ticâret; Allah’ın Âyetlerini Az Bir Karşılığa Satmak
• Hiçbir Peygamber, Tebliğ Karşılığında İnsanlardan Ücret İstemez
• İslâm ve Basit Çıkar Gözetmek
• Allah'ın Âyetlerini Satmak En Zararlı;
• Cihad ve İnfak da En Kârlı Bir Ticârettir
UNUTMA / NİSYÂN / 217
• Nisyân/Unutma; Anlam ve Mâhiyeti
• Unutkanlık ve Şeytan
• Kur’an-ı Kerim’de Nisyan/Unutma Kavramı
• Unutmak, Sorumluluğu Düşürür mü?
• Kur’an’da Unutkanlık Tedavisi
• Hadis-i Şeriflerde Nisyân/Unutma Kavramı ve Unutkanlığın Tedavisi
• Hâfıza/Bellek ve Geliştirme Teknikleri
• Unutma ve İlgi, Dikkat, Tekrar İlişkisi
• Unutma ve Zikir, Tezekkür, Duâ İlişkisi
• Gaflet, Sehv, Sehv Secdesi
ULU’L-EMR / 249
• Ülü’l-Emr; Anlam ve Mâhiyeti
• Ardından Ağıt Yakmak İçin Değil; Muhteşem Dönüşünü Hızlandırmak İçin HİLÂFET
• İslâm Devlet Başkanı Olarak Ülü’l-Emr Ya da Halife
• Ülü’l-Emrin Görevleri
• Râşid Halifeler; Örnek Ülü’l-Emrler
• İmam; Ülü’l-Emr’in Diğer Adı
• Başında Ülü’l-Emr Olan İslâm Devletinin Temel Özellikleri
• Kur’ân-ı Kerim’de Ülü’l-Emr
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1389 -
• Hadis-i Şeriflerde Ülü’l-Emr
• Ülü’l-Emr, Halife Ya da İmam Denilen Müslümanların Liderinin Önemi
• İzinden Gidilen Ülü’l-Emirler/Önderler; Takvâ İmamları ve Küfür İmamları
• Zâlim ve Fâsık Ülü’l-Emrin İmâmeti
• Zâlim ve Fâsık Ülü’l-Emre/İmama Karşı Kıyam Hakkı
ÜMMET / 287
• Ümmet; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Ümmet Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Ümmet Kavramı
• Bir İman Toplumu Olarak Ümmet
• Ümmet-İmam İlişkisi
• Ümmet Bilinci
VAHDET (HEP BİRLİKTE ALLAH’IN İPİNE SARILMAK) / 319
• Vahdet; Anlam ve Mâhiyeti
• Vahdet; Şimdi Değilse Ne Zaman?
• Kur’ân-ı Kerim’de Vahdet Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Vahdet Kavramı
• Vahdetin Tezâhürü; Cemaat
• Cemaat ve Tebliğ Çalışmalarında Usûl
• İhtilâflara Yaklaşım
• Kur’an’ın Işığında İhtilâfları Çözüm Tarzı
• Tefrika; İhtilâfın Şiddetle Haram Olan Şekli
VELÎ / DOST / 369
• Velî; Anlam ve Mâhiyeti
• Allah’ın Velî Oluşu
• Dostun Nitelikleri
• Dost Olmak; Allah'a, Rasûlüne ve Mü’minlere
• Kur’an-ı Kerim’de Velî ve Velâyet Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Velâyet/Dostluk
• Düşmanlık ve Dostluk; Tevhidin Gereğidir, İmanın Dışa Yansımasıdır
• Velâyetin Siyasî Görüntüleri
• Siyâsî Anlamda Velâyet-Kadın İlişkisi
• Müslüman Olmayan Akrabalarla Dostluk ve İlişki
• Evliyâullah / Allah’ın Velîleri Kimlerdir?
• Tasavvuf Etkisiyle Velî ve Evliyâ Kavramlarında Anlam Kayması
• Velî Kültü
• Velî Kavramıyla İlgili Bazı Tasavvufî Terimler
- 1390 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
VESÎLE / 441
• Vesîle; Anlam ve Mâhiyeti
• Vesile Sâlih Ameldir
• Ölülerden Yardım Dileme Sapıklık ve Zavallılığı
• Kabirlerle Tevessül
• Günümüzde Kabirlerle Tevessül ve Rûhâniyetten İstimdat
• Duâda Tevessül
• Duânın İstismar Edilmesi
• Kur’ân-ı Kerim’de Vesîle Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Vesîle Kavramı
• Vesile Konusunda Zayıf ve Uydurma Hadis Rivâyetleri
• Tasavvufta Vesile Anlayışı
• İstiğâse
• İstimdâd
• Tevessül Tartışmaları
• Tefsirlerden İktibaslar
VESVESE / 503
• Vesvese; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Vesvese Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Vesvese Kavramı
• Vesvesenin Sebepleri ve Kurtuluş Yolları
• İnsana İlişen Vesvese ve Kurtuluş Yolları
• Vesvese ile Mücâdele Edenlerin Başından Geçenler
• İnsana Gelen Vesvesenin Hikmetleri
• Vesvese En Çok Kimlerde Görülür?
• İmam Gazâli'ye Göre Kalbin Mâhiyeti, Vesvese ve Kurtuluş Yolları
• Nâs Sûresi, Şeytanın Hilesi ve Vesveseden Kurtuluş Çareleri
• Vesveseyi Gideren ve Şeytanın Desiselerine Engel Olan Çareler
• Şeytan ve Vesvese
• Vesveseden Kurtulmanın Pratik On Çaresi
• Büyük Düşmanın Âdî Oyunları
YAHÛDİLER / 579
• Benî İsrâil, İsrâil, İbrânî, Yahûdî ve Mûsevî Kelimeleri ve Mâhiyeti
• İsrâiloğullarının Özelliklerinden Bahseden Bazı Âyet ve Hadisler
• İsrâiloğullarının Tarihi
• Firavun ve İsrâiloğulları
• Firavun'dan Kurtulduktan Sonra İsrâiloğulları
• Hz. İsa ve Benî İsrâil
• Hz. Muhammed (s.a.s.) ve İsrâiloğulları
• İsrâiloğullarının Karakteri / Yahudileşme Alâmet ve Özellikleri
• Onlar ve Biz
• Yahudileşme ve Yahudileşme Temâyülü
• İmanda Pazarlık
• Dini, Kutsal Kitabı Tahrif
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1391 -
VYARATMA (HALK) / 607
• Halk Kelimesi; Anlam ve Mâhiyeti
• El-Hâlik/Yaratıcı, Yalnız Allah'tır
• Allah, Genel Olarak Her şeyin Yaratıcısıdır
• Ölümün ve Hayatın Yaratılması
• İlk İnsanın Yaratılışı
• Allah, İnsanı En Güzel Şekilde Yaratmıştır
• Her Şey İnsan İçin, İnsan da Allah'a Kulluk İçin Yaratılmıştır
• Yaratma, Bir Kere Olup Bitmiş Değil; Devamlıdır
• Kulluk, Yaratana Yapılır
• Allah'tan Başka Yaratıcı Yoktur
• İlk Yaratılış, İkinci Yaratılışa (Yeniden Dirilişe) Delildir
YEİS; ALLAH’IN RAHMETİNDEN ÜMİT KESMEK / 623
• Yeis; Anlam ve Mâhiyeti
• Ümitsizlik-Küfür İlişkisi
• Ümitsizlik Psikolojisi
• Ümit; “Yeis”in Zıddı
• İnsan Psikolojisini Dengeleyen İki Unsur: Korku ve Ümit
• Kur’ân-ı Kerim’de Yeis ve Allah’ın Rahmeti
• Hadis-i Şeriflerde Yeis ve Allah’ın Rahmeti
• Günahların Affı İçin Gerekli Şart; Tevbe
• YeisYok!
YEME-İÇME (TEMİZ/GÜZEL RIZIKLARDAN YEMEK) / 661
• Yeme İçme, Müslüman İçin İbâdettir
• Kur’ân-ı Kerim’de Yeme İçme ile İlgili Âyetler
• Hadis-i Şeriflerde Yeme İçme
• Yiyeceklerin Helâl ve Haramlığı
• Haram Kılınan Yiyecekler ve Hikmeti
• İçkiler, Uyuşturucular ve Sigara
• Haram Kazanç Yolları
• İsraf
• Az Yemenin Faydaları
• Yemek Âdâbı
• Yiyecekleri/Rızkı Veren Allah'tır
• Yiyeceklerin Temizinden ve Helâlından Faydalanmak
YEMİN / 687
• Yemin; Anlam ve Mâhiyeti
• Yemin Çeşitleri
• Yemin Keffâreti
• Yeminin Hâkim Kararına Etkisi
• Yalan Yemin
• Kur'ân-ı Kerim'de Yemin Kavramı
• Kur’an’da Allah’ın Yeminleri (Aksâmu’l-Kur’an)
• Hadis-i Şeriflerde Yemin Kavramı
- 1392 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• Kasâme
• Lian/Mülâane
• İlâ’
• Günümüzdeki Kullanımıyla Yemin
• Tarihten Bu Güne Yemin ve Andiçme
• Resmî Uygulamalarda Yemin/Andiçme
YER VE GÖK (ARZ VE SEMÂ) / 727
• Arz ve Semâ Kelimelerinin Anlam ve Mâhiyeti
• Semâ ve Semâlar
• Burçlar
• Güneş
• Yıldızlar
• Hareket ve Zaman
• Dünyamız ve Güneş
• Evrenin Muazzam Büyüklüğü
• Galaksiler Ve Samanyolu Galaksisi
• Fezanın Kısmî Fethi
• Kâinatın Nizamı, Muhteşem Sistem
• Kâinat Büyük, Ama Ekber Değil!
• Gök Cisimlerinin Putlaştırılıp Bâtıl Tanrı Kabul Edilmesi
• Ve Günümüz
• Günümüz ve Modern Müneccimlik
• Günümüz ve Arzın Kutsallaştırılması
• Müneccimlik ve Falcılık
• Burç ve Yıldız Falının Hükmü
YÛSUF (A.S.) / 753
• Yusuf’un (a.s.) Hayatı ve Mücâdele Örnekliği
• Yusuf’un (a.s.) Yönetimi ve Çağdaş Çarpık Yorumlar
• Hz. Yusuf ve Tevhid Dâveti
• Kur’ân-ı Kerim’de Yusuf (a.s.) ve Yûsuf Sûresi
• Yûsuf Kıssasından Alınacak Dersler
• Yusuf Sûresinden Çıkan İlkeler
• Hadis-i Şeriflerde Yusuf (a.s.)
• Kişilik Psikolojisi Açısından Yusuf (a.s.)
• Züleyha; Hz. Yusuf’un Büyük İmtihanlarından Biri
• Hz. Yusuf’un Sınavları ve Biz
ZAMAN, ASR, DEHR
VE GECE-GÜNDÜZ / 823
• Asr; Anlam ve Mâhiyeti
• Zaman; Anlam ve Mâhiyeti
• Çeşitli Din ve Zihniyetlere Göre Zaman
• Câhiliye Araplarında Zaman
• Varlığın Tabiatı ve Zaman
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1393 -
• Kur’an’da Zaman Kavramının Sunuluşu
• Kur’an’da Zaman Kavramını İfade Eden Kelimeler
• Kur’an’ın İçeriğine Ait Zaman Stratejisi
• Hadis-i Şeriflerde Zaman Kavramı
• Zaman Tahlili (Geçmiş Zaman, Şimdiki Zaman, Gelecek Zaman)
• Tedrîcîlik
• Planlama
• Zaman Aşımı
• Gün, Altı Gün
• Ân
• Gece-Gündüz Âyetleri
• Zamanın Özel Kesitleri ve Mübârek Günler
• Allah’ın Zamandan Münezzeh Olması Ne Demektir?
• Asr Sûresi ve Toplumsal Saâdet İlkeleri
• Gece ve İhyâsı
• Kıyâmu’l-Leyl, Nâşietu’l-Leyl: Gece Neşesi
• Âhir Zaman
• Zamanı Değerlendirme
ZEKÂT / 933
• Zekât; Anlam ve Mâhiyeti
• Zekâtın Farziyeti
• Zekât, Bütün Peygamberlerin Ümmetlerine Farz Kılınmış Bir İbadettir
• İsrâiloğullarına da Zekât Farzdı
• Zekât Vermemenin Cezası
• Zekâtı Tehir Etmenin Cezası
• Zekât Hakkında Özet Fıkhî Bilgi
• Zekâtın farz olmasının şartları
• Cimriliğin Kötülüğü; Cömertlik, Zekât ve İnfakın Önemiyle İlgili Bazı Âyetler
• Zekât ve İnfakın Önemini Anlatan Bazı Hadis-i Şerifler
• Zekâtın Önemi ve Hikmetleri:
• Zekât Malı Islah Eder
• Zekât, Nimetin Gerçek Sahibi Allah'a bir şükürdür
• Zekât Malı Temizler
• Malın Gerçek Sahibini Hatırlatır ve Kişinin Emanet Bilincini Güçlendirir
• Ferdi/Kişiyi Maddeperestlikten Korur; Kalpteki Dünya Sevgisine Karşı Bir İlâçtır
• İhtiras Zincirini Kırar, Hırsdan Korur, Nefsin Maraz ve İletini Tedavi Eder
• Zekât, Kişiyi Cimrilikten Korur, Cömertleştirir
• İsraf ve Lüx Gibi Şeytanî Eğilimleri Azaltır
• Kalbin Katılaşmasını Önler; Kalbe Sevinç, Mutluluk ve Huzur Verir
• Halka Şefkat ve Merhameti Arttırır, Dost Kazanmaya Sebep Olur
- 1394 -
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
• k-Sıla-i rahme teşvik eder; Akrabaya vermeyi, onları gözetmeyi hatırlatır
• Zekât, Malı Ebedîleştirir
• m-Malı Çoğaltır, Bereketini Arttırır
• Kişiyi Yatırıma Teşvik Eder
• Fakir-Zengin Uçurumunu Önler, Orta Sınıf Oluşturur
• Zekât, Sosyal Dayanışma ve Sosyal Güvenlik Sigortasıdır
• Zekât, Dünya ve Âhiret Uçurumları Üzerindeki Bir Köprüdür
• Zekâtını Her Müslüman Kendisi Dağıtabilir mi?
ZEKERİYYÂ VE YAHYÂ (A.S.) / 967
• Hz. Zekeriyyâ (a.s.); Hayatı ve Şahsiyeti
• Hz. Yahyâ (a.s.); Hayatı ve Şahsiyeti
• Kur’ân-ı Kerim’de Zekeriyyâ ve Yahyâ (a.s.)
• Peygamber Katili Yahûdiler
• Muharref İncillere Göre Hz. Yahyâ ve Şehâdeti
• Tefsirlerden İktibaslar
• Peygamberî Mesaj ve Örnekler
ZİKİR / 991
• Zikir; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'ân-ı Kerim'de Zikir Kavramı
• Zikir ve İbâdetler
• Zikir ve Namaz
• Zikir ve Kur'an
• Hadis-i Şeriflerde Zikir Kavramı
• Namaz ve Kur’an’dan Sonra En Faziletli Zikirler; Tehlil, Tesbih, Tahmîd, Tekbir
• Zikrin Zıddı; Unutma ve Gaflet
• İbâdetlerin En Büyüklerinden Biri, Belki Birincisi; Zikir
• Tesbih/Zikir Kurbanları
• Zikrin Yozlaştırılması; Zikirde Usûl ve Âdâba Riâyetsizlik
• Tesbih/Zikir Kurbanları
• Zikri İhyâ Etmek, Zikirle İhyâ Olmak
• Zikrin Psikolojik Faydaları
ZULÜM - ZÂLİM / 1041
• Zulüm; Anlam ve Mâhiyeti
• Zulmün Karşıtı Olarak Adâlet
• Adâlet, Allah’ın İndirdiğiyle Hükmetmektir
• Kur’ân-ı Kerim’de Zulüm Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Zulüm Kavramı
• Câhiliyyenin Zulüm Anlayışı
• Zulmün Çeşitleri
• Zâlim; Anlam ve Mâhiyeti
• Zâlim ve Zulüm Mantığı
• Zâlim Tipleri
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER
- 1395 -
• Kur’ân’a Göre Zâlimlerin Özellikleri
• Mazlum; Anlam ve Mâhiyeti
• Zulmün Cezası
• Zulme Râzı Olmamak
• Zâlime Karşı Tavır
BİBLİYOGRAFYA / 1078
KUR'AN KAVRAMLARI
KİTABIYLA İLGİLİ SORULAR / 1094
CEVAP ANAHTARI / 1320
KUR'AN KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER / 1324
SON SÖZ / 1396
- 1396 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Sonsöz Yerine…
Şehid Seyyid Kutub şöyle der: “Kalem sahibi kimseler birçok büyük işler yapabilirler. Ancak; fikirlerinin yaşaması pahasına kendilerini fedâ etmeleri şartıyla... Fikirlerinin, kan ve canları karşılığında mânâlanması şartıyla... ‘Hak’ bildikleri şeyin ‘Hak’ olduğunu fütur etmeden söyleyip, gerekirse bu uğurda başlarını vermeleri şartıyla...” İnşaAllah bu âcizane eserim, bu şartları şahsımda gerçekleştirmesi için Rabbime fiilî bir duam olur. Diğer eserlerim gibi bu eserimi de Rabbim adına, Rabbim için vakfediyor, şahsımın ve mirasçılarımın maddî olarak hiçbir hak iddia etmeyeceğini/edemeyeceğini ilan ediyorum. Önsözde yazdığım konuyla ilgili ifadeleri tekrarlıyorum:
“İnsanlara karşı ticarî amaç güdülmeyen bu eserin hiçbir hakkı mahfuz değildir. Kâr gayesi güdülmemek şartıyla dileyen dilediği şekilde, tümünü veya bir kısmını çoğaltabilir, korsan baskı yapabilir, dağıtabilir, iktibas edebilir, kitabın ve yazarın ismini vererek veya vermeyerek kopye edebilir, mesaj amaçlı kullanabilir. Yazarın hiçbir telif hakkı sözkonusu değildir, şimdi ve sonra bir hak talep etmeyecektir. İlim, insanlığın ortak malıdır. Ve ilim Allah için kullanılınca insana fayda sağlar. Yararlanacak herkese helâl olsun. Alıntı yapacaklar için kolaylık olsun diye eserin tümü word dosyası olarak DVD şeklinde kitapla birlikte hediye edilecektir.”
Kur’an kavramlarını doğru kavramaya katkı sağlamak için gücümüz nisbetinde bu kavramları açıklamaya çalıştık. On bin sayfayı geçen bu eseri baştan sona okumak bile günümüzde her insanın zaman ayırabileceği kolaylıkta değil. Aslında bunlar Kur’an’ın engin denizinden bir damla sayılabilir. Çünkü;
“Şayet yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de mürekkep olsa ve hatta buna yedi deniz daha eklense, yine Allah’ın sözleri yazmakla tükenmez. Şüphe yok ki Allah mutlak gâlib ve hikmet sahibidir.”5419
“De ki: Rabbimin sözleri için derya mürekkep olsa ve bir o kadar da ilâve getirsek dahi, Rabbimin sözleri bitmeden önce deniz tükenir.”5420
Müslümanların hemen her konuda farklı bakış açılarına sahip oldukları, din anlayışlarında bile farklılıkların olduğu bir vakıa iken; yoruma açık hususlarda ihtilaf etmeleri kaçınılmaz olacaktır. Bu eserde yazdıklarımız bizim Kur’an’dan anladıklarımızdır. Değerlendirme ve yorumlarımıza her okuyucunun katılması beklenemez. Herkesi memnun etmeye çalışmak doğru olmadığı gibi mümkün de değildir. Muvahhid mü’minler olarak birbirimizin Kur’an’la kesin çelişmeyen görüşlerine tahammül etmek, hatta katılmasak bile saygı duymak zorundayız. Kur’an dışında eleştirilmez hiçbir kitabın olmadığını, hiçbirimizin ısmet sıfatına sahip olmadığımızı, birbirimizle de imtihan olduğumuzu unutmamalıyız. Eleştiri ve ihtilaf ahlâkımızın da olgun bir mü’mine yakışan şekilde olması gerekiyor. Güzellikler tümüyle Rabbimizden, hatalar da bizden… Kur’an Kavramlarını on bin sayfadan daha uzun olarak işleyen bir eserde hata olmaması ihtimal dışı. Böylesine hayatî konularda yanlışlık yapma ihtimali elbette büyük risk. Rabbim’den hatalarımın bağışlanmasını istiyor, ama okuyucunun bağışlamayıp düzeltmek için
5419] 31/Lokman, 27
5420] 18/Kehf, 109
SONSÖZ
- 1397 -
gördükleri hataları, bir müslümana yakışan üslûpla ve delilleriyle birlikte (mail yoluyla, telefonla veya yüz yüze) bildirmelerini bekliyorum. Bu, okuyucuların sadece hakkı değil, aynı zamanda görevidir. Böylece, bundan sonraki baskılarda o hataları düzeltmiş olma imkânı sağlanmış olur. Esas hata, Kur’an’a, Allah’ın hükmüne ters bir şey söylemiş olmaktır. Diğer hatalar bana göre yine hata kabul edilecektir, ama esas sakınmam gerekenin (Allah muhâfaza etsin) Kur’an’a ters bir şey söyleyip yazmak, mü’minleri saptırmak, hakka bâtıl karıştırmak veya hakkı gizlemek olduğunu düşünüyorum. O kitaba, onun ruhuna, onun ilkelerine, onun bütünlüğüne ters düşmekten Allah’a sığınırız. Bu kitap, O Kitab’ı anlamayı kolaylaştırdığı oranda görevini yapmış olacaktır.
“Ey Rabbimiz, unutur ya da yanılırsak bizi muâheze etme, bizi affet, bağışla bizi. Bize merhametinle muâmele et. Sen bizim mevlâmızsın, kâfirlere karşı bize yardım et.” 5421
Eğer bu kitabı(n bazı bölümlerini de olsa) gerçekten okuyup mesajını anladıysanız, bunu ve buna benzer diğer kitapları bir kenara koymalısınız ve hemen elinize Allah’ın Kitabı’nı alıp meal ve tefsiriyle okumaya başlamalısınız. Daha önce okuduysanız, yine yeniden ve sürekli okumalısınız. Anlayarak, yaşayışınızla ve güncel hayatla bağlantı kurup O’nun gösterdiği istikamet doğrultusunda her şeyi gözden geçirerek Kur’an’a yönelmeniz, bu okuyup bitirdiğiniz kitabın yazılış amacına hizmet etmiş olacaktır.
Haydi Kur’an’a; Elimize, gönlümüze ve yaşantımıza almak ve bir daha bırakmamak için…
Ahmed KALKAN
Ümraniye, Mart 2011
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
www.ahmedkalkan.net
5421] 2/Bakara, 286
ZULÜM - ZÂLİM
بسم الله الرحمن الرحيم
الحمد لله ، صلاة وسلام على رسول الله
ZULÜM - ZÂLİM
- 1041 -
Kavram no 201
Görevlerimiz 50
Bk. Nur-Zulumât; Tuğyan-Tâğut; Dostluk-Düşmanlık
ZULÜM - ZÂLİM
• Zulüm; Anlam ve Mâhiyeti
• Zulmün Karşıtı Olarak Adâlet
• Adâlet, Allah’ın İndirdiğiyle Hükmetmektir
• Kur’ân-ı Kerim’de Zulüm Kavramı
• Hadis-i Şeriflerde Zulüm Kavramı
• Câhiliyyenin Zulüm Anlayışı
• Zulmün Çeşitleri
• Zâlim; Anlam ve Mâhiyeti
• Zâlim ve Zulüm Mantığı
• Zâlim Tipleri
• Kur’ân’a Göre Zâlimlerin Özellikleri
• Mazlum; Anlam ve Mâhiyeti
• Zulmün Cezası
• Zulme Râzı Olmamak
• Zâlime Karşı Tavır
“Kırk gece (söyleşmek için) Mûsâ ile sözleşmiştik. O (huzurumuza gelmek üzere aranızdan) ayrıldıktan sonra, zâlimler (kendilerine kötülük edenler) olarak buzağıyı (tanrı) edindiniz.” 5158
Zulüm; Anlam ve Mâhiyeti
Yeryüzündeki her çeşit zulme ve her tipteki zâlimlere karşı çıkmak, İslâm Dini’nin en önemli emirlerinden biridir. İslâm’ın hâkim olması için de tüm zâlimlere isyan edilmesi şarttır. Bunu gerçekleştirmek için, önce zulüm ve zâlim kavramlarının iyi bilinmesi gerekir.
“Zulüm” sözcüğünün mastarı olan ‘zulmet’, nûr’un (ışığın) olmama durumudur, yani karanlıktır. “Zulüm”, kavram olarak, karanlık, haksızlık, hakkı yerine koymama, baskı, şiddet, hak yeme, eziyet ve işkence demektir. Zulm’ün halk arasındaki en yaygın mânâsı, haksızlık, baskı, işkence ve gaddarlıktır. Zulüm, bu anlamları kapsamakla beraber, Kur’an’da ve İslâm literatüründe daha geniş anlamlara gelmektedir.
Zulüm denilince çoğumuzun aklına sadece haksızlık, eziyet, işkence ve benzeri fizikî yaptırımlar gelir. Dinimizde ve dilimizde bu kelimenin esas anlamı: “Bir şeyi (veya bir hakkı) kendi yerinden başka bir yere koymaktır.” Yani, hak edenin hakkını vermemek, haksıza hak etmediği bir şeyi vermektir. Allah’ın koyduğu sınırı, haddi tecavüz etmek, tayin ettiği sınırın dışına taşmak zulümdür.
5158] 2/Bakara, 51
- 1042 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Zulüm, hakkı terk etmek demektir. Bir şeyi, meşrû olan yerinden başka bir yere koymaktır. Zulüm, haktan sapma ve haddi aşma esasına dayanır. Yolun üzerinde dosdoğru gitmemek de zulümdür. İslâmî ıstılahta; bir eşyayı veya olayı, şer’î hükmünden başka bir şekilde değerlendirmeye zulüm denir. Zulüm, başkasının mülkünde, onun izni olmaksızın tasarruf etmektir. Zulüm, yerli yerine koymamak, sapkınlıkta bulunmak, akıntısındaki hakkı saptırmak anlamlarına da gelir. Zulmün dayandığı temel, “nur” dan yoksun olmaktır. Aslında zulüm sözlükte, bir şeyi ait olduğu yerin dışında bir yere koymaktır. Yukarıda geçen anlamların hepsinde de bu tanımın işaretlerini görmek mümkündür.
Allah (c.c.) mutlak olan tek varlıktır. Varlığın ve ışığın kaynağıdır. Nûr bir anlamda varlığı, zulmet (karanlık) ise yokluğu temsil ederler. Nûr (ışık) görmeyi sağlar, yolları aydınlatır, eşyanın nasıl olduğunu anlamamızı temin eder. Karanlık ise bunun karşıtıdır. Karanlık (zulmet) hem yokluktur, hem korkudur. Zulmet insanların yollarını şaşırmalarına sebep olur, karanlıkta onlar ne yapacaklarını bilemezler, karanlık içinde sağa sola yalpa yapıp dururlar.
Allah (c.c.) insanları doğru yola (hidayete) sevketmek için gönderdiği Din’e, ‘Nûr’5159, bu Din’in kitabı olan Kur’an’a da yine ‘Nûr’ demektedir.5160 Böylece ‘nûr’ İslâm’ın sembolü, ‘zulmet’ ise İslâm’ın dışındaki inançların sembolüdür. Zulüm, yapısı gereği karanlıkları ifade eder. Bu karanlıklar, inkâr, şirk, isyan gibi şeyler olduğu gibi; haksızlık, işkence ve tecavüz de olabilir. Bunların her biri karanlık gibidir, hakkın yerine konulmamasıdır; aydınlık gibi insana rahatlık veren bir şey değildir. İnsanların uydurduğu dinler ise karanlıktır, tümüyle zulmet’tir. Bu dinleri icat edenler ve bu bâtıl dinlere uyanlar, devamlı karanlık içerisinde oldukları için, bocalar dururlar, yanlış yollarını bir türlü düzeltemezler.
Zulüm, böylesine karanlık olan yolu, gidişi, anlayışı benimsemektir. Allah’a ait ilâhlık hakkını başkasına vermektir. Haklının hakkını vermeyip, ona haksızlık yapmaktır. Sapıklığı, isyanı, nefse uyup da azmayı seçmektir. Eldeki servet ve iktidarla şımarıp insanlara baskı uygulamak, onların haklarına ve hürriyetlerine tecavüz etmektir.
Zulmün Karşıtı Olarak Adâlet
Zulüm, hakkı yerli yerine koymamak, yer ve zaman, nitelik ve nicelik olarak yanlışlık yapmak ve sapkınlığa düşmek, az veya çok tecavüzde bulunmaktır. Bu anlamda zulmün karşıtı adâlettir. Adâlet: Bir işi yerli yerine (hakkı olan yere) koymak, her şeyi yerli yerinde yapmak hak sahibine hakkını vermek, hak ve hukuka uygunluk, doğru ve yerinde olmak anlamlarına gelir. İnsan-eşya ilişkilerini, insanların birbirleriyle olan münasebetlerini ve insanın devletle olan alâkasını, Allah’ın indirdiği hükümlere göre düzenlemeye adâlet denir. Bu, bir anlamda Allah’ın emrini, emrettiği şekilde yerine getirmektir. Yine adâlet, zâlimlerin cezalandırılması, her ferdin lâyık olduğu mükâfatını veya cezasını almasıdır. Zulmün ve haddi aşmanın zıddıdır. Lügat olarak, hakkaniyet, doğruluk ve müsâvat gibi anlamlara gelir. Kötülükten arınmış vicdanın ifrat ve tefritten uzak olarak itidal çizgisinde gördüğü her çeşit meşrû (şer’î) hareket mânâsına da kullanılır. Allah’ın indirdikleriyle hükmedilen darü’l-İslâm’a “darü’l-adl” de denilir. Çünkü
5159] 9/Tevbe, 32
5160] 5/Mâide, 44-46
ZULÜM - ZÂLİM
- 1043 -
İslâm dini, Allah’ın indirdiği ile hükmetmektir ki, esasen adâlet budur. İmam Şâfii, er-Risale adlı kitabında “adâlet, Allah’ın emrine uygun şekilde amelde bulunmaktır.” diye adâleti tanımlar.
Düzgün ve usûlüne uygun olmayan şey zulüm iken, bunun tersi adâlet; şaşırtmak, bozmak, yoldan çıkarmak, karartmak zulüm iken; tersi adâlettir. Adâlet, dengedir, orta yoldur, itidalden ve orta yoldan ayrılmamaktır. Dosdoğru, düzgün ve tam yapmaktır.
Bir yönetim ilkesi olarak adâlet, iki kişi ve bireyle toplum arasındaki ilişkilerde ilâhî yasalara uygun davranmak, haklıya hakkını tam olarak ödemek; suçluya cezasını vermede gevşeklik yapmamak demektir.
“Allah adâlete uyanları sever.”5161; “Andolsun, biz elçilerimizi açık delillerle gönderdik ve onlarla beraber Kitab’ı ve adâlet ölçüsünü indirdik ki, insanlar adâleti yerine getirsinler.”5162; “De ki: ‘Rabbim bana adâleti emretti.” 5163
Kur’an’da tâğutun huzurunda muhâkeme olmak ve tâğuttan adâlet beklemek haram kılınmıştır.5164 Çünkü tâğutlar, Allah’ın indirdiği hükümlerle değil; kendi hevâ ve heveslerinden kaynaklanan kanunlarla hükmederler. Bu ise adâlet değil; zulümdür. İslâm topraklarında adâlet mefhumu korkunç değişikliğe uğramıştır. Tâğutî iktidarlar, kendi kanunlarını, “adâlet” kavramını kullanarak kitlelere kabul ettirmek gayretindedirler. Dolayısıyla zulüm, adâlet olarak sunulmaktadır. Müslümanlar “adâlet” ve “zulüm” kavramlarının mahiyetini kavradıkları ve bu istikamette görevlerini yerine getirdikleri zaman, gerçek bir inkılab ortaya çıkar.5165 Nice insan, eşitlikle adâleti karıştırıyor, aynı zannediyor. Hâlbuki mutlak eşitlik, yani her şeyin her yönüyle birbirinin aynı olması, adâlete zıttır. Eşit olmayan konularda insanlara eşit davranmak da adâlet değil; zulümdür.
Allah (c.c.) kendi sözünün (Kitab’ının) doğruluk bakımından da adâlet bakımından da tastamam olduğunu belirtiyor.5166 Öyleyse adâlet ve doğru olmak, O’nun sözüne (Kitab’ına) uymakla gerçekleşir. Kur’an’a göre gerçek adâletin ölçüsü hakka uymaktır.5167 Hak neyi gerektiriyorsa onu yapmak, hak kime aitse onu sahibine vermek, hak ile hükmetmekten ayrılmamak, her konuda hakkı ölçü almak, herkesin ve her şeyin hakkını korumakla adâlet yerine getirilir.
İslâm, hakların yerine ulaşması için adâleti emrederken ilâhî adâletin de âhirette herkese hakkını vereceğini, hiç kimseye haksızlık yapılmayacağını bildiriyor.5168 Mahkeme işlerindeki adâlet; hak ile, Allah’ın indirdikleriyle hükmetmek şeklinde anlaşılmıştır. Adâletle hükmedin diyen âyetler bunu emretmektedir.5169 İman edenlerin her konuda Allah’ın indirdiği ile hükmetmeleri Rabbimizin emridir. Bunu yapmayanlar zâlim, fâsık veya kâfir olurlar.5170 İnsanlar arasında hük5161]
60/Mümtehıne, 8
5162] 57/Hadid, 25
5163] 4/Nisâ, 105
5164] 4/Nisâ, 60
5165] Yusuf Kerimoğlu, Kelimeler Kavramlar, s. 30-31
5166] 6/En’âm, 115
5167] 7/A’râf, 159
5168] 21/Enbiyâ, 47; 10/Yûnus, 54
5169] 4/Nisâ, 58; 5/Mâide, 52
5170] 5/Mâide, 44, 45, 47
- 1044 -
KUR’AN KAVRAMLARI
mederken, hakemlik yaparken, hak konusunda karar verirken, hatta çocukları eğitirken bile adâletli davranmak İslâm’ın getirdiği önemli bir prensiptir.
Adâlet, Allah’ın İndirdiğiyle Hükmetmektir
Allah (c.c.) insanları doğru yola (hidayete) sevketmek için gönderdiği Din’e, ‘Nûr’5171 bu Din’in kitabı olan Kur’an’a da yine ‘Nûr’ demektedir.5172 Böylece ‘nûr’ İslâm’ın sembolü, ‘zulmet’ ise İslâm’ın dışındaki inançların simgesidir. Zulüm, yapısı gereği karanlıkları ifade eder. Bu karanlıklar, inkâr, şirk, isyan gibi şeyler olduğu gibi; haksızlık, işkence ve tecavüz de olabilir. Bunların her biri karanlık gibidir, hakkın yerine konulmamasıdır; aydınlık gibi insana rahatlık veren bir şey değildir. İnsanların uydurduğu dinler ise karanlıktır, tümüyle zulmet’tir. Bu dinleri icat edenler ve bu bâtıl dinlere uyanlar, devamlı karanlık içerisinde oldukları için, bocalar dururlar, yanlış yollarını bir türlü düzeltemezler.
Zulüm, böylesine karanlık olan yolu, gidişi, anlayışı benimsemektir. Allah’a ait ilâhlık hakkını başkasına vermektir. Haklının hakkını vermeyip, ona haksızlık yapmaktır. Sapıklığı, isyanı, nefsin hevâsına uyup da azmayı seçmektir. Eldeki servet ve iktidarla şımarıp insanlara baskı uygulamak, onların haklarına ve hürriyetlerine tecavüz etmektir.
Adâlet, doğru oluşu zihinde sabitleşmiş şeydir. Düzgün ve usulüne uygun olmayan şeye ‘cevr’ (haksızlık ve eziyet) denir. Doğruluk ve düzgünlük kavramları, sapmazlığı ve şaşmazlığı da içerisine alırlar. Adâletin anlam sahası içinde doğruluktan söz ederken; haksızlıktan uzak olma, hakkaniyet sahibi olma manalarına da işaret etmiş oluruz.
Said b. Cübeyr, ‘adl’ kavramını anlamını soran Halife Abdülmelik’e (öl. 705) şöyle cevap verdi:
“Adl (adâlet) dört kısımdır: Birinci mânâsı; Allah’ın emrine uyarak hükmedilirken adâletli davranmak, yani insaflı olmaktır.5173
İkinci mânâsı; sözde, konuşmada, haberleşmede adâlet olması. Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Konuştuğunuzda ölçüyü aşmayın.”5174
Üçüncü mânâsı; kurtuluşun sebeplerine sarılma, yani doğru davranışlara, sâlih amele yönelme anlamındaki adâlet.5175
Dördüncü mânâsı; Allaha eş koşmaktan sakınmaktır. “… Ne var ki kâfirler Allah’a (muâdil) eş bulurlar.”5176
‘Adl’ üzere yaratılan insanın da5177 yeryüzünde ‘adl’ üzere davranması gerekiyor. Çünkü adâlet; insan, toplum ve tabiat hayatının nizamını (düzenini) sağlar. Bu adâleti sağlayacak olan da Tevhid Dini’dir. Evrendeki mizan’ı (ölçüyü,
5171] 9/Tevbe, 32
5172] 5/Mâide, 44-46
5173] 4/Nisâ, 54
5174] 6/En’âm, 152
5175] 2/Bakara, 123
5176] 6/En’âm, 1
5177] 82/İnfitâr, 6-7
ZULÜM - ZÂLİM
- 1045 -
dengeyi) koyan Allah (c.c.) olduğuna göre,5178 insan ve toplum hayatındaki dengeyi ve adâleti de ancak O’nun koyduğu ölçüler sağlayabilir.
İslâm Toplumunda Adâlet
İslâm toplumunun temelinde Kitap ve Mizan vardır. Müslümanlar Kitab’a uyarak, Mizan’ı yerine getirirlerse, yani ölçülü davranıp aşırılığa, yanlış yollara sapmazlarsa, kıst’ı (adâleti) sağlarlar. Mizan’ın dengesi bozulduğu zaman, adâlet kaybolur gider. İnsanlar en tabii haklarını bile alamazlar. Toplumdaki zalimler gücü ellerine geçirdikleri zaman da zulümler artar. Kitab’ın yanında indirilen ‹demir' güç anlamında alınırsa, şöyle demek mümkündür: Güç ve iktidar adâletin emrinde olmalıdır. Bunu sağlayacak olan da insanların Kitab'a ve O'nun hükümlerine uyup, mizan'ı yani ölçüyü korumalarıdır. O zaman hukukun üstünlüğü sağlanır ve insanlar haklarına kolaylıkla ulaşırlar. Kendini hukukun üstünde gören güçler, adâlet anlayışını çiğner geçerler.
Kur'an'ın emrine göre mü’minler, bütün davranışlarında adâletli olmak zorundadırlar. Adâletli davranış kişinin kendi yaratılışındaki dengeye ve düzene uyum sağlatır. Ölçülü hareket şüphesiz insana mutluluk kazandırır, çevreye zarar vermekten kurtarır. İnsan hayatına denge ve olgunluk ancak adâletin her sahada uygulanması ile mümkün olur.
İslâm ümmeti ‘vasat bir ümmettir.’5179 Buradaki ‹vasat' kelimesini tefsirciler ‹adâlet' ile açıklamışlardır.5180 Buna göre İslâm toplumu, dengeli, aşırılıklardan uzak, adâleti yerine getiren uyumlu bir toplumdur.
İslâm’a göre bütün insanlar bir ana-babadan meydana geldikleri için birbirlerine karşı üstünlükleri yoktur. Doğuştan herkes eşittir. Üstünlük ancak takva ile olabilir. Kim Allah’tan hakkıyla çekinip korunursa onun derecesi daha üstün olur. 5181
Adâlet aynı zamanda takvâya yakın olmanın şartlarından birisidir. “Ey iman edenler, adâletli şahitler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutanlar olun. Bir topluluğa olan kininiz sizi adâletten ayırmasın. Adâlet yapın ki o, takvaya daha yakındır. Allah’tan korunun. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdar olandır.” 5182
Dikkat çeken bir nokta da şurasıdır ki Allah (c.c.) kendi sözünün (Kitabının) doğruluk bakımdan da adâlet bakımından da tastamam olduğunu belirtiyor. Öyleyse adâlet ve doğru olmak, O’nun sözüne (Kitabına) uymakla gerçekleşir.
Kur’an’a göre gerçek adâletin ölçüsü hakk’a uymaktır.5183 Hak neyi gerektiriyorsa onu yapmak, hak kime aitse onu sahibine vermek, hak ile hükmetmekten ayrılmamak, her konuda hakk’ı ölçü almak, herkesin ve her şeyin hakkını korumakla adâlet yerine getirilir. İslâm, hakların yerine ulaşması için adâleti ve kıst’ı emrederken İlâhî adâletin de Ahirette herkese hakkını vereceğini, hiç kimseye
5178] 55/Rahmân, 7
5179] 2/Bakara, 143
5180] Tabatabâî, El-Mizan, 1/323. S. Kutub, fi-Zılali’l Kur’an, 1/130. İbni Arabî, Ahkâmu’l Kur’an, 1/61. Mevdudî, Tefhimu’l Kur’an 1/123
5181] 49/Hucurat, 13
5182] 5/Mâide, 8
5183] 7/A’râf, 159
- 1046 -
KUR’AN KAVRAMLARI
haksızlık yapılmayacağını bildiriyor. 5184
Fıkıh açısından adâlet, mahkemede şahitlik eden şahitlerin ve hükmeden hâkimlerin adil olmalarıdır. Kur’an, insanlar arsındaki davaların çözüme kavuşturulabilmesi için ancak adâlet sahibi kimselerin şahitliklerinin geçerli olabileceğini açıklıyor.5185 Mahkeme işlerindeki adâlet; hak ile hükmetmek şeklinde anlaşılmıştır. Adâletle hükmedin diyen âyetler bunu emretmektedir,5186 İman edenlerin her konuda Allah’ın indirdiği ile hükmetmeleri Rabbimizin emridir. Bunu yapmayanlar zalim, fâsık veya kâfir olurlar.5187
İnsanlar arasında hükmederken, hakemlik yaparken, hak konusunda karar verirken, hatta çocukları eğitirken bile adâletli davranmak İslâm’ın getirdiği önemli bir prensiptir. Adâlet ise, öncelikle, Allah’ın indirdiğiyle hükmetmektir. Allah’ın indirdiği hükümler adâlet, o hükümlerin dışında kanunlarla insanları yönetenler zâlim,5188 Allah’ın hükümleri dışındaki hükümler/yasalar da zulümdür. Şirk en büyük zulüm,5189 ancak Allah’ın hükümleri ise adâlettir.
Kur’ân-ı Kerim’de Zulüm Kavramı
Kur’an’ın çok kullandığı kelimelerden biri de “zulüm” kelimesidir. Aynı kökten gelen türevleriyle birlikte üç yüz on beş yerde geçmektedir. Dilimize Arapça’dan giren bu kelimenin esas anlamlarını en güzel Arapça ile inzâl edilmiş Kur’ân-ı Kerim’de buluruz. Kur’an’da zulüm, hepimizin bildiği eziyet, işkence ve haksızlık yanında, esas olarak hakkın zıddı, haktan sapma ve haddi aşma anlamlarıyla kullanılır. Bu yüzden; Allah’ın koyduğu sınırı (hududu) aşanlar zâlimdir.5190 Allah’ın yasakladıklarını yaparak, insanlar kendi (nefis)lerine zulmederler.5191 Kâfirleri dost edinmek zulüm; onları dost edinenler de zâlimdir.5192 Çünkü “kâfirler (in tümü) zâlimdir.”5193; “Şirk en büyük zulümdür.”5194; “Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, zâlimlerin ta kendileridir.” 5195
Kur’an’da zulmün değişik dozdaki anlamlarını ifade eden başka kelimeler de kullanılır. Bunları şu şekilde sayabiliriz:
Bi ğayr-i hakk: Haksız yere anlamındaki bu terkip, zulümle aynı anlamda birçok âyette geçer. 5196
Bağy: Haksızlık, azgınlık, her türlü tecavüz, haddi aşma, aşırılık konularında zulüm anlamına gelir. 5197
5184] 21/Enbiyâ, 47; 10/Yûnus, 54
5185] 65/Talâk, 2
5186] 4/ Nisâ, 58; 5-Mâide, 52
5187] 5/Mâide, 44, 45, 47
5188] 5/Mâide, 44
5189] 31/Lokman, 13
5190] 2/Bakara, 229
5191] 2/Bakara, 35, 131
5192] 9/Tevbe, 23
5193] 2/Bakara, 254
5194] 31/Lokman, 13
5195] 5/Mâide, 45
5196] Bk. 2/Bakara, 61; 3/Âl-i İmrân, 21, 112, 181, 155; 6/En’âm, 93; 7/A’râf, 33, 146; 28/Kasas, 39; 41/Fussılet, 15; 42/Şûrâ, 42; 10/Yûnus, 23; 22/Hacc, 40; 40/Mü’min, 75
5197] Bk. 2/Bakara, 173; 6/En’âm, 145-146; 16/Nahl, 90, 115; 28/Kasas, 76; 38/Sâd, 22, 24; 42/Şûrâ,
ZULÜM - ZÂLİM
- 1047 -
Adv, adî, i’tedâ, mu’tedî: Bu kelimeler, haddi aşmak, hakka tecavüz etmek, hakkı ve Allah’ın sınırlarını çiğnemek ve haksızlık manalarında zulüm anlamı ifade eder. 5198
İsrâf ve müsrif: Haddi aşmak, aşırı gitmek ve haddi aşan ve taşkınlık eden manalarında zulümle aynı anlamda kullanılır. 5199
Azâb, azzebe: Zulmün ileri şekli olan işkence ve işkence etmek anlamındaki bu kelimeler de zulüm mânâsında kullanılır. 5200
Kur’an’da Zulmün Anlamları
Zulm’ün Kur’an’da üç anlamda kullanılığını söyleyebiliriz.
1- Karanlık anlamında, nûr’un (ışığın) karşıtı olarak: “Hamd gökleri ve yerleri yaratan, zulumâtı (karanlıkları) ve nûr’u (ışığı) var kılan Allah’a aittir.” 5201
2- Küfür, şirk, isyan ve fısk anlamında: “Hani Lokman oğluna öğüt vererek demişti ki; “Ey oğlum, Allah’a şirk koşma. Hiç şüphesiz ki şirk, gerçekten büyük bir zulüm’dür.”5202; “Bizim âyetlerimizi yalan sayanlar zulumât (karanlıklar) içerisinde sağırdırlar, dilsizdirler…”5203; “Elif. Lâm. Râ. Bu bir kitaptır ki, Rabbinin izniyle insanları zulumât’tan (karanlıklardan) Nûr’a (İslâm’ın aydınlığına), O güçlü ve hamde lâyık olan’ın yoluna çıkarman için sana indirdik.” 5204
3- İnsanlara karşı yapılan haksızlıklar ve baskılar anlamında: Haksız yere adam öldürmek,5205 hırsızlık yapmak,5206 Allah’ın koyduğu sınırları aşmak, böylece insanların hakkına tecavüz etmek,5207 başkasının malını gasbetmek,5208 ilâhlık taslamak veya halkına baskı ve işkence etmek,5209 başkasının hakkını fâiz yoluyla elinden almak, fâiz yemek,5210 mü’minlere baskı ve şiddet uygulamak, onları yaşadıkları yerden sürüp çıkarmak,5211 müstaz’af kimselerin hakkını yiyip onlara baskı uygulamak5212 bu gibi zulüm örnekleridir.
Kur’an, ısrarlı bir şekilde ve sık sık Allah’ın kullarına zulmetmediğini, asla zulmetmeyeceğini, kullarına hiç bir şekilde haksızlık yapmayacağını haber veriyor. İnsanların dünyada karşılaştıkları geniş çaplı cezalar, sıkıntılar, zorluklar ve 28, 39, 42; 49/Hucurât, 9
5198] Bk. 2/Bakara, 229; 10/Yûnus, 90; 65/Talâk, 1
5199] Bk. 39/Zümer, 53; 40/Mü’min, 28
5200] 7/A’râf, 141; 12/Yûsuf, 25; 20/Tâhâ, 47; 18/Kehf, 87; 14/İbrâhim, 6; 29/Ankebût, 10; 38/Sâd, 41; 27/Neml, 21; 24/Nûr, 2
5201] 6/En’âm, 1; Zulmün bu anlamı için diğer örnekler olarak bk. 39/Zümer, 6; 6/En’âm, 59, 63; 2/Bakara, 19; 13/Ra’d,16; 24/Nûr, 40 v.d.
5202] 31/Lokman, 13
5203] 6/ En’am/ 39
5204] 14/İbrahim, 1-2; Ayrıca: 2/Bakara, 59, 165; 3/Âl-i İmran, 117, 135; 4/Nisâ, 168; 7/A’râf, 103, 162, 165; 11/Hûd, 67, 94; 51/Zâriya, 59 vb.
5205] 5/Mâide, 27-29
5206] 12/Yusuf, 75
5207] 65/Talak, 1
5208] 38/Sâd, 24
5209] 7/A’râf, 103
5210] 2/Bakara, 279
5211] 22/Hacc, 39
5212] 4/Nisâ, 75
- 1048 -
KUR’AN KAVRAMLARI
huzursuzluklar kendi yaptıkları yüzündendir. Âhirette hesaptan sonra alınacak sonuç, kavuşulacak ceza da yine insanların kendi hak ettikleridir, amellerinin karşılığıdır. Allah (c.c.) kimseye zulmetmez, fakat insanların bir kısmı kendi kendilerine zulmederler. 5213
“Kırk gece (söyleşmek için) Mûsâ ile sözleşmiştik. O (huzurumuza gelmek üzere aranızdan) ayrıldıktan sonra, zâlimler (kendilerine kötülük edenler) olarak buzağıyı (tanrı) edindiniz.” 5214
“Allah’ın mescidlerinde, Allah’ın adının anılmasına engel olan ve onların harâb olmasına çalışandan daha zâlim kim vardır? Aslında bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir (Başka türlü girmeye hakları yoktur). Bunlar için dünyada bir rezillik, âhirette de büyük bir azap vardır.” 5215
“...Allah tarafından indirilmiş bir şâhitliği (insanlardan) gizleyenden daha zâlim kim olabilir? Allah, yaptıklarınızdan gâfil değildir.” 5216
“İnsanlardan bazısı Allah’tan başkasını Allah’a endâd/eşler ve benzerler edinir de onları, Allah’ı sever gibi severler. İman edenler ise Allah’ı daha çok severler. Keşke zâlimler, azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azabına dayanmanın zorluğunu önceden anlayabilselerdi.” 5217
“Ey iman edenler! Kendisinde artık alışveriş, dostluk ve iltimas bulunmayan gün (Kıyâmet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan infak edin (Allah yolunda harcayın). Kâfirler/gerçekleri inkâr edenler, elbette zâlimlerdir.” 5218
“Allah’ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O’na şirk/ortak koşmaları sebebiyle, kâfirlerin kalplerine yakından korku salacağız. Gidecekleri yer de cehennemdir. Zâlimlerin varacağı yer, ne kötüdür!” 5219
“...Kim Allah’ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.” 5220
“Kim Allah’a karşı yalan sözlerle iftira edenden veya O’nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlimdir? Şurası iyi bilinsin ki, zâlimler kurtuluşa ermezler.” 5221
“De ki: Söyler misiniz bana! Size Allah’ın azabı ansızın veya açıkça gelirse, zâlim toplumdan başkası mı helâk olur?” 5222
“...Kim Allah’ın âyetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zâlimdir? Âyetlerimizden yüz çevirenleri yüz çevirmelerinden ötürü azabın en kötüsüyle cezalandıracağız.” 5223
5213] 2/Bakara, 57; 7/A’râf, 160; 9/Tevbe, 70; 29/Ankebût, 40; 3/Âl-i İmran, 25, 161; 6/En’âm, 160; 45/Câsiye, 22. v.d.
5214] 2/Bakara, 51
5215] 2/Bakara, 114
5216] 2/Bakara, 140
5217] 2/Bakara, 165
5218] 2/Bakara, 254
5219] 3/Âl-i İmrân, 151
5220] 5/Mâide, 45
5221] 6/En’am, 21
5222] 6/En’am, 47
5223] 6/En’âm, 157
ZULÜM - ZÂLİM
- 1049 -
“Ey iman edenler! Küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler/dostlar edinmeyin. Sizden kim onları velî/dost edinirse, işte onlar zâlimlerin kendileridir.” 5224
“Allah’a karşı yalan uydurandan daha zâlim kim olabilir? Onlar (Kıyâmet gününde) Rablerine arz edilecekler, şâhitler de, ‘işte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir’ diyecekler. Biliniz ki, Allah’ın lâneti zâlimlerin üzerinedir. Onlar (insanları) Allah’ın yolundan alıkoyan ve onu eğriltmek isteyenlerdir.” 5225
“Zulmedenlere meyletmeyin. Aksi halde size ateş dokunur (cehennemde yanarsınız). Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra da size yardım edilmez.” 5226
“Şüphe yok ki Allah, adâleti, ihsânı (iyiliği), akrabaya vermeyi (yardım etmeyi) emreder. Fahşâyı (çirkin işleri), fenalık ve azgınlıkları/zorbalıkları yasaklar. Size öğüt vermektedir; umulur ki düşünür ve tutarsınız.” 5227
“Biz bir ülkeyi helâk etmek istediğimiz zaman, onun varlık ve güç sahibi önde gelenlerine emredeceğiz. Böylelikle onlar, onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da, onu kökünden darmadağın ederiz.” 5228
“Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da ona sırt çevirenden, kendi elleriyle yaptığını unutandan daha zâlim kim vardır? Biz onların kalplerine, bu anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik.” 5229
“Zâlimlere hiçbir yardımcı yoktur.” 5230
“Ancak iman edip sâlih ameller işleyenler, Allah’ı çok zikredenler ve zulme uğradıklarında kendilerini savunanlar başkadır. Zâlimler, hangi inkılâpla devrileceklerini yakında bileceklerdir.” 5231
“Allah’a karşı yalan uyduran yahut kendisine hak gelmişken onu yalan sayandan daha zâlimi kimdir? Cehennemde kâfirlere yer mi yok?!” 5232
“...Allah’a şirk/ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür.” 5233
“Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zâlim kim olabilir? Muhakkak ki Biz, günahkârlara, ettiklerinin karşılığı olan cezayı vereceğiz.” 5234
“Zâlimler için koruyucu bir dost da, sözü yerine getirilen bir şefaatçi de yoktur. (Allah) gözlerin hainliklerini ve göğüslerin saklamakta olduklarını bilir.” 5235
“Onlar(mü’minler), bir zulüm ve saldırıya uğradıkları zaman, birbirlerine yardım ederler.
5224] 9/Tevbe, 23
5225] 11/Hûd, 18-19
5226] 11/Hûd, 113
5227] 16/Nahl, 90
5228] 17/İsrâ, 16
5229] 18/Kehf,57
5230] 22/Hacc, 71
5231] 26/Şuarâ, 227
5232] 29/Ankebut, 68 ve benzeri: 39/Zümer, 32
5233] 31/Lokman, 13
5234] 32/Secde, 22
5235] 40/Mü’min, 18-19
- 1050 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allah’a aittir. Elbette O, zâlimleri sevmez. Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, böyle hareket edenlerin aleyhine bir yol (mes’ûliyet) yoktur (Onlar kınanmaz ve cezalandırılmazlar). Sorumluluk ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere yönelir. İşte böylelerine acı bir azap vardır. Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir. Allah kimi saptırırsa, bundan sonra artık onun hiçbir dostu yoktur. Göreceksin ki zâlimler, azabı görecekleri zaman, ‘geri dönülecek bir yol var mı?’ diyecekler... Kesinlikle bilin ki, zâlimler sürekli bir azap içindedirler.” 5236
“...Kim tevbe etmezse, işte onlar zâlimlerdir.” 5237
“İslâm’a çağrılırken Allah’a karşı yalan uydurandan daha zâlim kimdir? Allah, zâlimler topluluğunu doğru yola erdirmez.” 5238
“...Kim Allah’ın hududunu/sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendisine zulmetmiş olur.” 5239
“O (Allah), dilediğini rahmetine dâhil eder. Zâlimlere gelince, Allah, onlar için elemli/ acıklı bir azap hazırlamıştır.” 5240
Hadis-i Şeriflerde Zulüm Kavramı
Bir hadis-i rivayette şöyle buyrulur: Rasûlullah (s.a.s.), Allah Teâlâ’dan rivâyet ederek şöyle buyurdu: “Allah buyurdu ki: ‘Ben zulmü kendime haram ettim; Onu, sizin aranızda da haram kıldım. Öyleyse sakın birbirinize zulmetmeyin!” 5241
“Allah, zâlime muhakkak ki, mühlet verir de onu yakalayacağı zaman, göz açtırmadan aniden yakalar.” Bu ifadeden sonra, Rasûlullah şu âyeti okudu: “Onlar zulüm işlemekte iken ülkeleri (veya kuşakları) yakaladığı zaman Rabbinin yakalayıvermesi işte böyledir. Gerçekten onu yakalaması pek acıklı, pek şiddetlidir.” 5242
“Mazlumun (bed)duâsından sakın. Çünkü mazlumun duası ile Allah arasında (kabule mâni olan) hiçbir perde/engel yoktur.” 5243
“Üç kimsenin duası red olunmaz: Orucunu açarken oruçlunun duası, adâletli yöneticinin, bir de mazlumun duası. Allah (c.c.) mazlumun duasını göklerin üstüne yükseltir ve duâ için gökyüzü kapıları açtırılır. Allah Teâlâ da: ‘İzzetime andolsun ki, bir süre sonra da olsa sana yardım edeceğim’ buyurur.” 5244
“Müslüman, diğer müslümanların onun elinden ve dilinden emin oldukları kimsedir.” 5245
5236] 42/Şûrâ, 39-45
5237] 49/Hucurât, 11
5238] 61/Saff, 7
5239] 65/Talak, 1
5240] 76/İnsan, 30
5241] Müslim, Birr, 15, hds. no: 2577, 4/1994
5242] 11/Hûd, 102; Buhâri, Tefsir 161, hds no: 206; Müslim, Birr 61, 62 –2583- ; İbn Mâce, Fiten 22, hds no: 4018)
5243] Buhâri, Mezâlim 9, hadis no: 9, Cihad 180; Müslim, İman 7, hadis no: 19, 1/150; Ebû Dâvud, Zekât 5, hadis no: 1584; Tirmizî, Zekât 4, -625-
5244] Tirmizî, Deavât 129, Hadis no: 3598, 5/578
5245] Buhâri, İman 4, 5, Rikak 26; Müslim, İman 64, 65; Ebû Dâvud, Cihad 3; Tirmizî, Kıyâme 53, İman 13
ZULÜM - ZÂLİM
- 1051 -
Peygamberimize, “hangi cihadın daha faziletli olduğu” soruldu. Buyurdu ki: “Zâlim bir sultanın (yöneticinin) yanında hakk kelimesini konuşmaktır.” 5246
“Kim bir kişinin zâlim olduğunu bilerek ona yardım etmek üzere zâlim ile birlikte yürürse, İslâm’dan dışarı çıkmış olur.” 5247
“Kim bir zâlime yardım ederse, Allah Teâlâ, o zâlimi ona musallat eder.” 5248
“İnsanlar, bir zâlimi görür, ona engel olmazlarsa, bundan dolayı hemen hepsi cezalanır.” 5249
“Allah’ım, benim işitme ve görme duygularımı düzelt ve onları bana vâris kıl (ölünceye kadar sahih ve sağlam olsunlar). Bana zulmedene karşı bana nusret ver (yardım et) ve zâlimden intikamımı bana göster.” 5250
“Kim bir kardeşinden haksız olarak bir şey almışsa (dinar ve dirhem olarak) kıymetlenmeden aynı gün iâde etsin.(Aksi takdirde) Eğer iyi bir ameli varsa, ondan haksızlık ettiği kadar alınır; yoksa, kardeşinin günahından ona yüklenir.” 5251
“Üzerinde (bir din kardeşinin) kendisine zulüm veya malına tecavüzden doğmuş bir hak bulunan kimse, dinar ve dirhem (para) bulunmayacak gün (kıyâmet) den önce, bu gün dünyada mazlumdan o hakkı bağışlamasını istesin. (Helâllaşmadığı takdirde) zâlimin sâlih ameli varsa ondan zâlimin zulmü miktarı alınır (da mazluma verilir). Eğer zâlimin haseneleri (sevapları) bulunmazsa, mazlumun seyyielerinden (günahlarından) alınıp zâlim üzerine yükletilir.” 5252
“Müflis (iflâs eden) kimdir bilir misiniz?” Ashâb: ‘Bizim aramızda müflis, hiçbir dirhemi ve eşyası olmayan kimsedir’ dediler. Bunun üzerine: “Gerçekten benim ümmetimden müflis, kıyâmet gününde namaz, oruç ve zekâtla gelecek olan kimsedir. Ama şuna sövmüş, buna zina isnadında bulunmuş, şunun malını yemiş, bunun kanını dökmüş, diğerini dövmüş olarak gelecek; buna hasenâtından, şuna hasenâtından (sevaplarından) verilecektir. Şayet dâvâsı görülmeden hasenâtı biterse, onların günahlarından alınacak ve bunun üzerine yüklenecek, sonra cehenneme atılacaktır. (İşte müflis budur.)” 5253
“Kıyâmet gününde hakları mutlaka sahiplerine vereceksiniz. Hatta boynuzsuz koyun için boynuzlu koyundan kısas alınacaktır.” 5254
“Şüphesiz ki zulüm, kıyâmet gününde zulumât/karanlıklar (olacak)dır.” 5255
“Kim arzdan bir parça yeri haksız zabt ederse, (kıyâmet gününde) yerin yedi katı halka gibi onun boynuna geçirilir.” 5256
“Kim yemini ile bir müslümanın hakkını elinden alırsa, o kimseye Allah, cehennemi
5246] İbn Mâce, Fiten 20, Hadis no: 4012, 2/1330
5247] İbn Kesir, Hadislerle K. K. Tefsiri, c. 5, s. 2089; Râmuz el-Ehâdis, c. 2, s. 445
5248] Deylemî; İbn Aslâkir, Tarih
5249] Tirmizî; Tuhfetu’l Ahvezî Şerhu Câmiu’t Tirmizî, 8/423
5250] Buhâri, Edebu’l-Müfred, 82, hadis no: 649-650
5251] Buhâri, Askalânî, Şerh-i Sahih-i Buhâri, c. 5, s. 161
5252] Buhâri, Mezâlim 10; Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyâme 1, hds no: 2534
5253] Müslim, Birr ve’s-Sıla, 59 hadis no: 2581
5254] Müslim, Birr ve’s-Sıla, 60, hds no: 2582; Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyâme 1, hds no: 2535
5255] Buhâri, K. Mezâlim ve’l-Gasb, 8, hadis no: 8; Müslim, K. Birr ve’s-Sıla, 57, hadis no: 2579
5256] Buhâri, K. Mezâlim ve’l-Gasb, 13-15; Müslim, K. Müsâkat, 137, 142 hadis no: 1610, 1612
- 1052 -
KUR’AN KAVRAMLARI
vâcip kılmış, cenneti de haram etmiş demektir.” Bu söz üzerine ashabdan bir zât: ‘Pek az bir şey olsa da mı ya Rasûlallah?’ diye sormuş, Rasûlullah da (s.a.s.): “Misvak ağacından bir çubuk dahi olsa (yine böyledir)” buyurmuştur. 5257
“Zulüm üç türlüdür. Bir zulüm vardır ki, Allah onu affetmez. Bir zulüm vardır ki, Allah onu affeder. Bir zulüm vardır ki, Allah onun mutlaka hesabını sorar. Allah’ın affetmediği zulüm şirktir. Çünkü Allah ‘şirk, büyük bir zulümdür’5258 buyurmuştur. Allah’ın affedeceği zulüm; kulların kendi nefislerine karşı işlediği zulümdür. Rableri ile kendi aralarındaki işlerde (emre itaat ve yasaklardan kaçınmak noktasında) yaptıkları hatalardır. Allah’ın hiç bırakmayıp, mutlaka hesabını soracağı zulüm ise kulların birbirlerine karşı hayâsızlıklarıdır. Allah, bunların hesabını sorar ve zâlimleri cezalandırır.” 5259
Câhiliyyenin Zulüm Anlayışı
Câhiliyyenin adâlet ve zulüm anlayışı, birçok çarpıklıklarla ve çifte standartlı nifakla hastalıklı bir anlayıştır. Zulmü sadece fizikî bir yaptırım olarak ve hiç sebep yokken yapılan bir haksızlık olarak değerlendiren câhiliyye, özellikle müslüman müstaz’aflara inanç ve psikolojik zulümleri zulüm olarak kabul bile etmez. Câhiliyye zihniyetine sahip olanlar, kendi içinde bulundukları zulmün farkında bile değillerdir. Kendi kurtuluşları için çabalayan dâvetçilere ise kendi haklarına saldırıyor ithamında bulundukları çokça görülür. Allah’a şirk koşmanın büyük bir zulüm olduğunu hiçmi hiç düşünüp kavramazlar. Müslüman olduğunu iddia eden câhiliyye mensupları, müşrikçe inanç ve yaşayışı, küfür ahlâkını (ahlâksızlığını) bir hak olarak görür, müslümanların bunlara tavır almasını ise zulüm olarak değerlendirir.
Câhiliyyenin zulüm hakkındaki anlayışını Kur’an’dan bir örnekle sergileyelim: Kur’an’a göre put kırmak değil; puta tapmak zulümdür, hem de en büyük zulüm. Müslüman da zulme tepki gösteren kişidir. Zâlimin zulmüne engel olmak, kahramanca bir iş kabul edilmesi gerektiği halde, Hz. İbrahim’in putları kırmasının, putperest câhiliyye mensuplarınca bir zulüm olarak nitelendiğini Kur’an bize haber verir. “Bunu tanrılarımıza kim yaptı? Kim cür’et etti ilâhlarımıza bunu yapmaya! Muhakkak o, zâlimlerden biridir’ dediler.”5260 Görülüyor ki, zulmü ortadan kaldırmaya çalışmak, putperestlerin bakış açısından büyük bir zulüm olarak değerlendirilmektedir.
İzutsu bu konuda şunları söyler: Zulüm, esasen kişinin meseleye bakış için seçtiği mihenge/ölçüye göre izâfî/görecelidir. Kâfirlere göre putların tahribi bir zulüm eylemi teşkil etmektedir. Zira, müşrikler açısından bakıldığı zaman, bunun yapılması için hiçmi hiç neden yok iken, mü’minler açısından aynı hareketi haklı gösterecek birçok sebep bulmak mümkündür. Benzer biçimde, müslümanların, sadece “Rabbimiz Allah’tır” dedikleri için kâfirler tarafından evlerinden çıkarılmaları onlar için, hiçbir haklı sebebe dayanmayan inkârı imkânsız bir zulüm fiilidir. Ancak, kâfirlerin bakış açısından, İslâm’ın tek Allah inancı, kendilerinin mü’minlere karşı bu şekilde davranmaları için yeterli sebebi rahatlıkla
5257] Müslim, İman 61, hadis no: 218; Nesâi, Âdâbu’l-Kudât, 30 hds no: 5384
5258] Lokman, 13
5259] Hadislerle Kur’an Tefsiri, İbn Kesir, I/508
5260] 21/Enbiyâ, 59
ZULÜM - ZÂLİM
- 1053 -
sağlamaktadır.5261 “Kendileriyle savaşılanlara (mü’minlere), zulme uğradıkları için (savaş konusunda) izin verildi. Şüphe yok ki Allah, onlara yardıma mutlak surette kadirdir. Onlar ki, sırf ‘Rabbimiz Allah’tır’ dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir.” 5262
Firavun’un İsrâil oğullarını köleleştirmesi, erkek çocuklarını öldürüp kız çocuklarını sağ bırakmaya varan zulümleri,5263 Firavun ve ona bağlı olanlarca normal bir durum olarak kabul edilirken; bu apaçık zulme karşı çıkan Hz. Mûsa, fitne ve fesad çıkaran bir nankör olarak nitelenir.5264 Meselenin hakikatini ve içyüzünü Hz. Mûsa Firavun’un suratına şöyle çarpar: “O başıma kaktığın nimet, İsrâiloğullarını köle yapman (yüzünden)dir.” 5265
Kur’an, şirkin ve dolayısıyla zulmün sebeplerinden birinin, ataların yolunu körü körüne sürdürme ve taklit olduğunu belirtir. Geleneği sürdürme alışkanlıkları, câhiliyye tarafından bir hak ve haklılık olarak benimsenir. O yüzden câhiliyye düşüncesinde, zulüm normal bir vaka, câhiliyye yönetiminde de doğal bir icraat olarak kabul edilir. Zulme adâlet, adâlete de zulüm dendiği, kavramların ters yüz edildiği de sıkça görülür.
Câhiliyye anlayışında câhiliyyet hamiyyeti/taassubu söz konusudur.5266 İster haklı ister haksız olsun, yakın akrabasını, hatta kendi sülâlesini, hemşehrisini, vatandaşını kayırma duygusu vardır. Dolayısıyla “kendi yakınları, hata etmez, zulm etmez, her zaman haklıdır; ona karşı olanlar da her durumda zulüm içindedir” anlayışı câhiliyyenin bu konudaki yaklaşımlarından biridir.
Zulmün Çeşitleri
Zulümden bahseden âyetlere ve hadislere baktığımız zaman üç türlü zulümden söz etmek mümkündür:
a- İnsanın Allah’a Karşı İşlediği Zulüm
Bu, insanların Allah’a şirk koşmaları veya küfr içinde, inkârcı olmalarıdır. Nitekim Kur’an’ın birçok âyetinde zulüm, kâfirlerin bir özelliği olarak geçmektedir. Kur’an birçok yerde kâfirlere ve müşriklere zâlim demektedir.
“İman edip de imanlarına zulüm karıştırmayanlar (var ya), işte emniyet/güvenlik onlar içindir ve onlar hidayete ermişlerdir.”5267 Bu âyet nazil olunca, imana zulüm karıştırma meselesi sahabelere ağır geldi. Peygamberimiz’e dediler ki: “Kim imanına zulüm karıştırmayabilir?” Peygamberimiz şöyle buyurdu: “İş böyle değildir. Siz Lokman’ın (a.s.) oğluna, ‘Ey oğlum, Allah’a şirk koşma, şüphesiz şirk en büyük zulümdür’5268 sözünü işitmediniz mi?” 5269
Allah’ı inkâr ederek ilâhlık dâvâsına kalkışanların bu tavrı da bir zulümdür.
5261] Toshihiko İzutsu, Kur’an’da Dini ve Ah. Kavramlar, s. 226
5262] 22/Hacc, 39-40
5263] Bk. 2/Bakara, 49-51
5264] 26/Şuarâ, 18-19
5265] 40/Mü’min, 26; 26/Şuarâ, 22
5266] 48/Fetih, 26
5267] 6/En’am, 82
5268] 31/Lokman, 13
5269] Buhâri; Müslim, nak. Muht. İbn Kesir, 3/65
- 1054 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Çünkü onlar böylelikle Allah’ın ilâhlık hakkına tecavüz etmektedirler.5270 Bunun tipik örneği Firavun’un yaptıklarıdır.5271 Peygamberlerini dinlemeyen, onların getirdiği âyetleri yalan sayanların bu hareketi bir zulümdür.5272 Bu gibi inkârcı zâlimler hak ettikleri cezaya daha dünyada iken kavuşurlar.5273 Kendi hevâlarına uyup da Allah’ın vahyine itaat etmeyenler de zulüm içerisindedirler.5274 Allah’ı bırakıp başka putlara (ilâhlara) ibâdet edenler de zulmetmiş olurlar.5275 Allah’a iftira etmek, O’nun adına din uydurmak da zulümdür. 5276
Örneklerde görüldüğü gibi zulüm; küfrün ve şirkin diğer adıdır. İnkârcıların ve müşrilerin yaptıkları yanlışlık ‘zulüm’, kendileri de ‘zâlim’ diye niteleniyor. Onların yaptığı karanlığa davetiyedir. Onlar bir taraftan Allah’ın zulmet (karanlık) dediği çıkmazları tercih ederken, bir taraftan da Rablik ve ilâhlık hakkını başka varlıklara vermektedirler. Bütün zulümlerin temelinde insanın Allah ile olan ilişkisini yerli yerine oturtmaması vardır. Bu sebepledir ki şirk, küfür, yalanlama, fısk ve cehaletin her türlüsü Kur’an’da zulüm olarak tanımlanır.5277 Şirk ve küfür gibi zulümler içinde bulunan insanın günahlarını Allah bağışlamayacaktır.5278 Çünkü şirk ve küfür büyük bir zulümdür. Biliyoruz ki, ilâh, rab ve melik olma Allah’ın hakkıdır ve insanın yalnızca Allah’ı rabb, ilâh ve melik olarak tanıması gerekir. Bu hakkı sahibine vermeyen insan, birinci derecede, yani en büyük zâlimdir. 5279
b- İnsanlar Arasındaki Zulüm
Zulüm, aynı zamanda insanların diğer insanlara, içinde yaşadıkları topluma ve tabiata, diğer canlılara karşı işledikleri suçlar, haksızlıklar ve tecavüzlerdir. Bu bir anlamda kişi ve kamu haklarının ihlâlidir. Bu ihlâli ister kişi yapsın, ister bir topluluk, isterse siyasî otoriteler yapsın; hepsi zulümdür. Bütün diktatörler, bütün despot ve baskıcı rejimler zulme başvururlar, elleri altındaki insanların haklarını gasp ederler. Kurulan zulüm düzenleri insanların en doğal haklarını vermezler, onlara baskı ve şiddet uygularlar.
Allah (c.c.) insanın cüz’î iradesini eline vermiş, ona müdahale etmemiştir. Bunun anlamı; dileyen iman eder, dileyen etmez. Sonucuna katlanmak şartıyla dileyen ibâdet eder, dileyen etmez. Allah (c.c.) kendi yarattığı ve ni’met verdiği insanın iradesine ipotek koymamıştır. Ancak insanların kurduğu nice zulüm sistemleri başkalarının iradelerine müdahale ederler. Onlara ‘şöyle inanacaksınız, böyle düşüneceksiniz, şöyle giyineceksiniz, böyle yaşayacaksınız’ diye dayatırla r. Şüphesiz bu zulümdür.
İnsan hakları ihlâlleri, tabiatın acımasızca tahribi, hayvanların, ormanların, yeşil alanların ve yeraltı zenginliklerinin yağmalanması birer zulümdür. Kişinin
5270] 21/Enbiyâ, 29
5271] 7/A’râf, 103
5272] 11/Hûd, 37
5273] 11/Hûd, 67, 94; 17/İsrâ, 59
5274] 30/Rûm, 29
5275] 37/Saffât, 22
5276] 3/Âl-i İmrân, 94
5277] 6/En’âm, 68, 93; 9/Tevbe, 23; 21/Enbiyâ, 2, 3, 5; 22/Hacc, 52-53; 39/Zümer, 32; 11/Hûd, 18-19; 2/Bakara, 114; 4/Nisâ, 168
5278] 4/Nisâ,168
5279] 31/Lokman, 13
ZULÜM - ZÂLİM
- 1055 -
mahkemede, iş yerinde, başka yerlerde hakkını alamaması zulümdür. Başkalarının hakkına engel olmak, rüşvet, torpil veya benzeri yollarla başkalarına ait bir hakkı almak, görevi kötüye kullanmak, emanate ihanet etmek zulümdür. Bütün işkence şekilleri, inançlara saldırılar, inançları yaşamanın önündeki engeller, kişilerin kimliğini ifade etmelerine engel olma, ırk ve bölge ayrımcılığı, sınıf kavgaları, dilleri ve kültürleri yasaklamak, ırk, dil ve renk gibi farklı dünyevî ve maddî unsurları yükseklik veya aşağılık sebebi saymalar birer zulümdür. Resmî ideolojilere inanmayanlara ikinci sınıf insan muamelesi yapmak, onların haklarına engel olmak, onlara tepeden bakmak da zulmün başka bir çeşididir. Yine, adam öldürmek, hırsızlık yapmak, gasp, soygun, baskı ve şiddet; zulümden başka bir şey değildir.
İnsanlara en güzel hayatı İslâm gösterdiği gibi, insanlar arasında adâleti de ancak İslâm’ın kuralları sağlayabilir. İslâm, insanların haklarını ve bu haklara riayet etmeyi en güzel şekilde göstermiştir. Allah’ın hükümleri, hayatı düzene koyan hükümlerdir. Bundan dolayı kişi veya siyasî otorite olarak, Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmemek zulme sebep olur. Buna sebep olanlar da zâlimlerdir. 5280
c- İnsanın Kendi Kendine Zulmü
İnsanın kendi kendine zulmü, ya şirke veya küfre bulaşarak olur, ya da inandığı halde Allah’a isyan ederek, yani günah işleyerek olur. Nitekim Hz. Âdem ve eşi, cennetten, orada yaptıkları hata sebebiyle çıkınca şöyle dua ettiler: “Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve rahmet etmezsen, gerçekten zarara uğrayanlardan oluruz.”5281 Mü’minler, nefislerine zulmettikleri veya bir çirkin iş (fâhişe) işledikleri zaman hemen Allah’ı hatırlayıp, bağışlanma isterler. Buradaki nefse zulmetmek, günah işlemek anlamındadır. 5282
Kur’an, gerek dünyada gerek âhirette azabı hak edenlere Allah’ın kesinlikle zulmetmediğini, fakat onların kendi kendilerine zulmettiklerini ısrarlı bir şekilde vurgular. “Allah, insanlara hiç bir şeyle zulmetmez. Fakat onlar kendi nefislerine zulmederler.” 5283
Kendilerine kitap gönderilen insanların kimi nefsine zulmeder, kimi de Allah’ın izniyle hayırda öne geçer5284. Mü’min olduğu halde günah işlemek, hata etmek veya isyanda bulunmak suretiyle nefsine zulmedenler, Allah’ı Ğâfur (bağışlayıcı) ve Rahim (rahmet sahibi) olarak bulurlar. 5285
Hz. Al i şöyle der: “Bir kimse birine zulmettiği veya bir kötülük yaptığı zaman, hakikatte kendisine zulmetmiş olur. Çünkü Cenâb-ı Hak, Kur’ân’da: “Kim iyilik yaparsa, kendisinin lehine; kim de kötülük yaparsa, kendisinin aleyhinedir.”5286 buyurmuştur.
5280] 5/Mâide, 44
5281] 7/A’râf, 23
5282] 3/Âl-i İmrân, 135; ayrıca bk. 4/Nisâ, 64, 110
5283] 10/Yûnus, 44; ayrıca bk. 9/Tevbe, 70; 29/Ankebût, 40; 2/Bakara, 57; 7/A’râf, 160; 16/Nahl, 33, 118 vd.
5284] 35/Fâtır, 32
5285] 4/Nisâ, 110
5286] 41/Fussılet, 46
- 1056 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Ülkelerin, toplumların ve uygarlıkların çöküş nedeni zulümdür. Toplum içerisinde servetiyle şımaranlar, ellerine iktidar gücünü geçirenler adâletle iş görmezlerse zulme saparlar. Zâlimler hevalarına (kendi nefislerinin arzularına) uyarlar. Onlar, akıllarını yerli yerinde kullanmayan cahillerdir. Tuğyan eden, azıp yoldan çıkan tâğutlar da zulüm yapmaktan geri durmazlar. Onlar adâlet ölçülerine zaten uymazlar. Bulundukları konuma, sahip oldukları güce ve iktidara hak ederek gelmedikleri için, bunları korumak üzere devamlı zulme başvururlar. 5287
Zâlim; Anlam ve Mâhiyeti
‘Zâlim’, zulmet mastarının fâil (özne) ismidir. ‘Zâlim’, zulmeden, zulüm işleyen kimse demektir. Zâlim, zulmün taşıdığı bütün olumsuz anlamların bizzat yapıcısı, meydana getiricisidir. Zulüm, esas itibariyle çok olumsuz bir eylemdir ve ‘zâlim’ de bu olumsuz eylemin öznesidir. Günlük dilde zâlim; merhametsiz, haksızlık yapan, gaddar ruhlu, işkence eden, baskı yapan kimsedir. Zâlim, hak sahiplerine hakkını vermediği gibi, baskı ve şiddetle başkalarının hakkına tecavüz eder, onlara kötülükte bulunur. Günlük dildeki bu kullanım, Kur’an’daki kullanımla karşılaştırınca yanlış değil; ama eksik bir anlamdır.
Mevdûdi, zâlim kelimesini şöyle açıklar: Arapça zâlim kelimesi çok geniş kapsamlı bir kelimedir. Zulüm, “bir hak veya görevi ihlâl etmek”tir. Zâlim ise, bir hak veya görevi ihlâl eden kişidir. Allah’a isyan eden bir kişi üç temel hakka tecavüz etmiş demektir. İlk olarak o, itaate lâyık olan Allah’ın haklarına tecavüz etmiştir. Daha sonra isyanına âlet ettiği tüm eşya ve varlıkların, örneğin kendi organ ve yetilerinin, diğer insanların, işlerine yardım eden meleklerin ve zulmü sırasında kullandığı bütün her şeyin haklarına tecavüz etmiş olur. Çünkü bütün bunların, Allah’ın dileği doğrultusunda kullanılmaya hakkı vardır. Son olarak, kendi haklarına tecavüz etmiş olur; çünkü kendi nefsinin de kendisi üzerinde, kendisini ziyana uğratmaktan korumak gibi bir hakkı vardır. Kendisi isyan etmek suretiyle Allah’ın azâbına uğradığında da, kendisine zulmetmiş olur. Bu nedenle Kur’an, günahı, birçok yerde zulüm olarak niteler.5288
Kur’an, ‘zulüm’ ve ‘zâlim’ kavramlarını çok sık kullanmaktadır. Zâlim kelimesi öncelikli olarak, inkârcıların önemli bir sıfatıdır. Aslında küfür ve şirk en büyük zulümdür. Bu anlamda müşrikler zâlimlerin ta kendileridir. Çünkü Allah’a ait olan ilâhlık hakkını yerine getirmiyorlar, bu hakkı inkâr etmek veya birden fazla ilâh tanımak suretiyle başkalarına veriyorlar. Onların içinde bulundukları küfür ve şirk hali karanlıktan başka bir şey değildir. Zulüm zihniyeti taşıyanlar hem kendileri için hem de başkaları için karanlık taşırlar, karanlık üretirler, karanlık işler çevirirler. Çevrelerinde hep karanlık vardır. Yaptıkları işlerin aydınlık bir yönü yoktur.
Zâlim ve Zulüm Mantığı
Zulüm, yaratılış düzenindeki uyumu, imar ve ıslahı bozmaktır. Öyleyse bu anlamda en büyük zâlim, kötü insandır. Yaratılış düzenini, tabiatı ve toplum bünyesindeki dengeyi hep bu kötü insan tipi bozmaktadır.
5287] Hüseyin K. Ece, İslâm’ın Temel Kavramları, 786-788
5288] Mevdûdi, Tefhîmu’l-Kur’an, c. 1, s. 65
ZULÜM - ZÂLİM
- 1057 -
Göklerin ve yerin Nûr’u olan Allah,5289 nûr saçan bir kandil (çerağ) olan Peygamberi aracılığıyla,5290 yine Nûr olan, baştanbaşa aydınlık olup insanları aydınlığa çağıran bir ilâhî kitap gönderdi.5291 Bu ilâhî kitap ve Allah’ın nûr olan elçisi bütün insanları Nûr’a, yani aydınlığa, her şeyin en güzeline, doğrusuna, Hakka ve adâlete, karanlık gibi olmayan iyiliklere dâvet ediyor. Allah böylece insanları karanlıklardan (zulumât’tan) Nûr’a (aydınlığa) çıkarmak istemektedir. 5292
Bütün bunlara rağmen bu Nûr’u görmek istemeyenler, bu Nûr’un getirdiği düzeni beğenmeyenler, iradelerini ve isteklerini bu Nûr’a bağlamayanlar, kendi hevalarına (aşırı istek ve arzularına) uyarak, kendileri karanlıkta kaldıkları gibi, çevrelerini de karartırlar. İnsanın benliğinde ve yeryüzünde dengeyi kurmak için gönderilmiş olan ilâhî ilkeleri, yaşama düzenini reddederler. Haddi aşarlar, yoldan çıkarlar, ölçüsüz hareket ederler, bozgunculuk yaparlar ve olması gereken dengeyi bozar, kaosa, haksızlığa, zulme ve adâletsizliğe yol açarlar. İşin garibi bu gibi insanlar, kendileri -Kur’an’ın deyişi ile- karanlıkta (zulumât’ta) oldukları, üzerinde bulundukları yol ve anlayış zulüm olduğu halde, onlar bu kötü durumlarını görmezler, Allah’ın dinine karanlık, insanları Allah’ın dinine dâvet edenleri de karanlık davetçisi diye suçlarlar. Kimileri de ya kör inadı sebebiyle, ya da aşırı cahil olması yüzünden, Allah’ın insanlar için seçtiği aziz İslâm’ı ortaçağ karanlığı gibi zanneder. Hâlbuki Allah (c.c.) kendi doğru yoluna, İslâm’a nur/aydınlık; diğer yollara da karanlıklar demektedir. İşte bu tür insanların yaptıkları zulüm; kendileri de zâlimdir.
Zâlim Tipleri
Üç çeşit zâlim vardır. Birincisi: Allah’a karşı isyan eden kâfir veya Allah’a ortak koşan müşriktir. Allah’ın âyetleri kendisine hatırlatıldığı zaman kibirlenerek yüz çeviren inkârcılar zâlimdirler.5293 Allah’ın âyetlerine yalan veya uydurma diyenler de aynı durumdadırlar.5294 Allah (c.c.) hakkında kafasına göre yalan uyduran ile ‘ben vahy aldım, Allah’ın gösterdiğini aynen gösteririm’ diyen iftiracı da zâlimdir.5295 Allah (c.c.)’ın yolunu tıkamak isteyenler ile, mescidleri tahrib eden veya oralarda Allah’a ibâdet edilmesini engelleyenler de zâlimdir. 5296
Şirk, şüphesiz en büyük zulümdür.5297 Şirk koşan müşrikler de zâlimlerin ta kendileridir. Allah (c.c.), Mûsâ (a.s.) Tûr dağında iken buzağıyı ilâh edinip tapınanlara da zâlim demektedir. Çünkü onlar, insan eliyle yapılmış bir heykeli ilâh haline getirmişlerdir.5298. Kim Allah’a ortak koşup müşrik olursa, Allah ona Cennneti yasak edecek ve bu gibi zâlimlerin yardımcıları olmayacaktır. 5299
İkincisi: Toplum ve kişi haklarına tecavüz edenlerdir. Bu kamu haklarına
5289] 24/Nûr, 34
5290] 33/Ahzâb, 46
5291] 5/Mâide, 15
5292] 2/Bakara, 267
5293] 18/Kehf, 57
5294] 62/Cuma, 5; 39/ Zümer, 32
5295] 6/En’âm, 93
5296] 2/Bakara, 114
5297] 31/Lokman, 13
5298] 2/ Bakara, 51, 92-93; 7/A’râf, 148
5299] 5/Mâide, 72
- 1058 -
KUR’AN KAVRAMLARI
saldırı ve kişinin -ister doğuştan ister sonradan elde ettiği- haklarını gasbetme, kişiye veya kamuya her türlü işkence, baskı ve hak ihlâli şeklinde ortaya çıkar. Hak ve adâleti dağıtma makamında olanlar, adâletten ayrılırlarsa; zâlim olurlar.
Devlet otoritelerinin fertlere ve toplumlara yaptıkları zulümleri de bu kategoride değerlendirmek mümkündür. Halkına zulmeden, onların haklarını vermeyen, toplum düzenini sağlamak için gönderilmiş olan Allah’ın hükümlerini uygulamayan bütün kişi ve rejimler zâlimdirler.5300 Zulmün kişiden kitleye, kitleden kişiye doğru gerçekleşmesi arasında fark yoktur. Zulüm zulümdür.
Kur’an, servet ve nimet sebebiyle şımaran, kendini büyük gören sonra da insanlara hükmetmek isteyenlere ‘teref’ demektir. Bu gibiler servetin sağladığı güçle insanlara tahakküm etmeye yeltenirler, onların haklarını ellerinden alırlar ve onları ‘müstaz‘af’ haline getirirler. Otorite gücüyle, malıyla veya başka bir şeyle kibirlenen ve kendilerini yüce görenlerin diğer adı ‘müstekbir’dir. Onlar bu kibirleriyle şımarırlar, üstünlüklerini göstermek için despotluk yapar ve insanların haklarına tecavüz ederler, onları kendi çıkarları için kullanmak isterler. Bunların yaptıklarının zulüm olması açısından, kişi ve kurum olması arasında, özel veya tüzel kişilik olmasında fark yoktur.
Tuğyan edenler/azgınlığa düşenler de, insanlar üzerinde rablik taslamaya kalkarlar ve böylece onlara hükmetmek, onlara kendi düzenlerini benimsetmek isterler. Şüphesiz onlar da zâlimlerin ta kendileridir5301. Kim olursa olsun toplumun ve kamunun haklarına tecavüz edenler, onların haklarını vermeyenler, hakların kullanımını rüşvet, torpil, baskı, şiddet ve terörle engelleyenler zâlimdirler. Yine, halkını Allah’ın indirdikleriyle yönetmeyip onlara haksızlık ve adâletsizlik yapanlar ile, mahkeme ve hukuk işlerinde ilâhî yasaları uygulamayarak adâletten ayrılanlar da zâlimdirler.
Üçüncüsü: Kendi kendine zulmeden zâlimler. Bu, kişinin Allah’a karşı hata işleyerek içine düştüğü günahkârlık, ya da bedenin veya ruhun hakkını vermeyerek, kendi bünyesindeki dengeyi bozmaktır. Hz. Âdem (a.s.) Cennette yasak meyveyi yedikten sonra yaptığı hatası için ‘kendi nefsime zulmettim’ demiştir.5302 İnkârından veya günahından dolayı azabı hak edenler, kendi kendilerine zulmedenlerdir. Allah onlar hakkında, “Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmettiler.” demektedir. 5303
Kur’an, muttakîlerin özelliklerini sayarken, “çirkin bir hayâsızlık işledikten ve nefislerine zulmettikten sonra Allah’ı hatırlayanlar, tevbe edenler” demektedir. Bu anlamda günah işlemek nefse karşı yapılmış bir zulümdür.5304 Allah (c.c.), Kitab’ı kullarından seçtiği kimselere miras kılmıştır. Onlardan kimileri nefislerine zulmederler, kimileri orta bir yol izlerler, kimileri de hayırda yarışırlar.5305 Kitab’a inandığı ve onu hayat kaynağı bildiği halde, Allah’ın koyduğu sınırları aşanlar kendi nefislerine karşı zâlim olurlar.
5300] 5/Mâide, 45
5301] 53/Necm, 52
5302] 7/A’râf, 23; 28/Kasas, 16
5303] 11/Hûd, 101; 43/Zühruf, 76; 3/Âl-i İmrân, 117; 16/Nahl, 33
5304] 3/Âl-i İmrân, 133-135
5305] 35/Fâtır, 32
ZULÜM - ZÂLİM
- 1059 -
Müslüman olsun, inkârcı olsun; kim Allah’ın koyduğu sınırlara tecavüz ederse, kim Allah’ın hükmünün dışında iş yaparsa o zâlimdir.5306 Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Kâfirler Allah’ın koyduğu ölçüleri, sınırları hiç tanımazlar, inanmazlar ve o ölçüleri kaale bile almazlar. Zaten kim Allah’ın koyduğu hükümleri, ölçüleri tanımazsa inkârcı olur. Bütün inkârcılar da zâlimdirler. Mü’minlerden bazıları ise, Allah’ın koyduğu ölçüleri kabul etmekle beraber, nefislerine karşı zulmederek o ölçüleri uygulamakta hata yapıp günaha düşebilirler. Böyle yapanlar da ‘fâsık’ olurlar. 5307
Kur’ân’a Göre Zâlimlerin Özellikleri
Bu zâlimlerin hiç bir velileri (yardımcıları) ve şefaatçileri yoktur.5308 Zâlimler zulümlerine devam ettikleri ve kötü huylarından vaz geçmedikleri için Allah (c.c.) onlara hidâyet vermez, yol göstermez. 5309
Allah (c.c.) zâlimleri kesinlikle sevmez.5310 Allah zâlimleri sevmediği gibi, aynı zamanda onları lânetlemektedir.5311 Onların sonları gerçekten çok kötü olacaktır.5312 Zâlimler için bir kurtuluş da mümkün değildir. 5313
Mü’minler zâlimlere sevgi besleyemezler, onları veli/dost kabul edemez, onlara hiç bir konuda yardımcı olamazlar. Müslümanların düşmanlığı da ancak zâlimleredir5314.
Yukarıda belirtildiği gibi, müşrikler ve kâfirler zâlimdirler. Zaten Kur’anî anlamda zulüm, bu iki tipin en önemli özelliğidir. Onlar, bir şeyi ait olduğu yerden alır başka yere koyarlar. Onlardan bir kısmı, azarak, haddini aşarak insanlara zulmeder, haklarını ellerinden alır. Onlar, Allah’ın ölçülerini dinlemez, kendi hevâlarına, kendi görüşlerine uyarlar. Onlar, karanlığın ve adâletsizliğin reklâmcılarıdır.
Allah’a, çocuk isnat ederek, ortağı, eşi, yardımcıları var diyerek iftira edenler,5315 Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmeyenler, Peygamber’e uymayan ve itaat etmeyenler,5316 ilimsiz mürşidlik taslayıp insanları saptıranlar,5317 Allah’ın âyetleri hatırlatıldığı halde sırtını dönüp gidenler veya âyetleri reddedenler,5318 yetim hakkı yiyenler,5319 Allah’a ait şahitlikten kaçanlar,5320 aralarında hükmedilmek üzere Allah ve Rasûlüne çağrıldıkları halde yüz çevirenler,5321 Allah’ın âyetleriyle
5306] 2/Bakara, 229
5307] Hüseyin K. Ece, a.g.e., s. 766-771
5308] 2/Bakara, 270; 5/Mâide, 72; 40/Mü’min, 18
5309] 2/Bakara, 258; 3/Âl-i İmrân, 86; 5/Mâide, 51; 6/En’âm, 144; 28/Kasas, 50; 46/Ahkaf, 10
5310] 3/Âl-i İmrân, 57; 42/Şûrâ, 40
5311] 7/A’râf, 44; 11/Hûd, 18
5312] 3/Âl-i İmrân, 151; 5/Mâide, 72; 42/Şûra, 21, 45
5313] 6/En’âm, 135; 12/Yusuf, 23
5314] 2/Bakara, 193
5315] 2/Âl-i İmrân, 94; 6/En’âm, 21, 93, 144; 29/Ankebût, 68; 61/Saff, 7
5316] 17/İsrâ, 47
5317] 6/En’am, 144
5318] 18/Kehf, 57
5319] 4/Nisâ, 10
5320] 2/Bakara, 140
5321] 24/Nûr, 50
- 1060 -
KUR’AN KAVRAMLARI
mücadele edenler,5322 tevbe etmeyenler,5323 müslümanları yurtlarından haksız yere çıkaranları dost bilenler,5324 yahudi ve hırıstiyanları Allah’ın yasağına rağmen velî/dost edinenler,5325 Allah’ın âyetleriyle alay edenler,5326 kâfirlikte direnen ana babayı ısrarlı bir şekilde velî/dost edinenler5327 zâlimlerdir.
Kur’an, mü’minlere zâlimler hakkında net bir tavrı emrediyor. Zâlimler, insan, toplum, yönetim, hüküm hayatında ve evrende dengeyi bozarlar. Haksızlık ve adâletsizliğe sebep olurlar. Onlar, Allah’ın sevmediği kimselerdir. İslâm, zâlimlerin doğru yolu bulmalarının metodunu çizdiği gibi, onlarla nasıl mücadele edileceğini de göstermiştir. Ancak İslâm, onlara meyletmeyi, onları velî/dost edinmeyi kesinlikle yasaklamaktadır: “Zulmedenlere meyil/eğilim göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka veliniz yoktur, sonra yardım da göremezsiniz.”5328 Peygamberimize, “hangi cihadın daha faziletli olduğu” soruldu. Buyurdu ki: “Zâlim bir sultanın (yöneticinin) yanında hakk kelimesini konuşmaktır.” 5329
Mazlum; Anlam ve Mâhiyeti
Mazlum, ‘zulm’ kelimesinden türemiştir. Zulme uğrayan, kendisine zulmedilen demektir. Bilindiği gibi, insan bünyesinde ve tabiatta dengeyi bozmak, itaat etmesi gerekirken etmemek, Allah’a kulluk yerine başka tanrılara ibâdet etmek, bir kimsenin hakkını vermesi gerekiyorken vermemek, bir kimseye baskı ve işkence uygulamak, orta yolu izlemesi gerekirken haddi aşmak, günah işleyerek kendi insanlık onuruna zarar vermek gibi şeyler birer zulümdür.
Mazlum kavramı daha çok, baskı ve işkenceye uğrayan, kendisine haksızlık yapılan kimse demektir. Mazlum durumunda olan, aslında haksızlığı, baskıyı, cezayı hak etmemiş kimsedir. Ancak adâleti uygulamayan, insanlara karşı istikbar eden ve onlara haksızlık yapan, insanların haklarını zorla ellerinden alanlar başkasına zulmederler ve onları mazlum konumuna getirirler.
Mazlum kimseler; zulme/haksızlığa uğramışlar, hakları gasb edilmiş, müstaz’af durumuna düşürülmüş insanlardır. Öyle zavallı bir duruma düşmüşlerdir ki, hakkını bile savunamayacak bir zayıflıktadırlar. Mazlumların hakları zorla ellerinden alınmış, baskı ve işkencelere uğramışlardır. Hak etmedikleri bir cezaya çarptırılmışlar veya hakir görülüp hakarete uğrayarak haysiyetleri zedelenmiş, zenginliklerine ve mallarına tecavüz edilmiştir.
Allah katında en büyük günahlardan biri zulm etmektir. “İyi bilin ki Allah’ın lâneti zâlimlerin üzerinedir.”5330 Bu demektir ki insanların mazlum konumuna düşürülmeleri en büyük günahlardan biridir. Zulmün olduğu yerde mazlum da vardır, ama adâlet yoktur. Adâletin olmadığı yerde insanlar haklarına kavuşamazlar, o yerde huzur ve mutluluğun olması mümkün değildir.
5322] 29/Ankebût, 49
5323] 49/Hucurât, 11
5324] 60/Mümtehıne, 9
5325] 5/Mâide, 51
5326] 6/En’am, 68
5327] 9/Tevbe, 23
5328] 11/Hûd, 113
5329] İbn Mâce, Fiten 20, Hadis no: 4012, 2/1330
5330] 11/Hûd, 18
ZULÜM - ZÂLİM
- 1061 -
İslâm’ın korunmasını istediği beş şey: -Din, Mal, Can, Nefis ve Nesil emniyeti- kişi ve toplum hayatının temelidir. İnsan hakları dediğimiz şeyler de bu beş şeyin etrafında toplanır. İnsan doğuştan ve sonradan birtakım haklara sahiptir. Onlara bu hakları vermemek zulümdür.
Zâlimlerin yüzünden nice mazlum acı çekmiş, perişan olmuş, haklarından mahrum kalmıştır. Tarihte nice zâlimlerin yüzünden kitleler ve fertler sayısız zulümler görmüşler, nice insanlar en temel haklarından mahrum kalmış, nice insanların insanlık onuru ayaklar altında çiğnenmiştir.
Günümüzde insan haklarından çok söz edildiğine şahit oluyoruz. Bu elbette kötü bir şey değildir. Ancak, bir yandan da zâlimler zulümlerine devam ediyor. İnsan haklarından söz edenler, zulüm karşısında çifte standart uyguluyorlar. Güçlüler ve zenginler, fakirleri ve zayıfları ezmeye devam ediyor. Zayıf ülkelerin mazlumlarını pek savunan yok. Güçlü ülkeler kendi çıkarlarını savunan zâlimlere arka çıkıyorlar. Mazlumlar kendi yandaşları değilse ilgi göstermiyorlar.
Tarihî emperyalizm ve sömürgecilik, geçmişte çok zulümler işlemiş, pek çok insanı mazlum yapmıştı. Bugün de o çirkin emperyalizm ve sömürgecilik en vahşi bir şekilde devam ediyor. Yeryüzünde bir yığın insan en temel haklarından mahrum yaşıyor.
Dünyanın bazı yörelerinde zenginler ve zâlim yöneticiler, kendi vatandaşlarına baskı ve zulüm yapıyorlar. Böyleleri kendi halkına zulmetmekten, onların haklarına tecavüz etmekten adeta vahşi bir zevk alıyorlar. Bazıları, başka insanların vatanlarını, topraklarını, evlerini işgal ve gasp ediyorlar, bu cinayetlerine karşı çıkanları ya acımasızca sindiriyor, öldürüyorlar, ya da çeşitli yöntemlerle susturuyorlar, onları terörist ilan ediyorlar. Bazıları da, devlet ve makam imkânlarını kullanarak, rüşvet ve torpille, adamını bularak başkalarının hakkına tecavüz ediyor, haklarını savunamayan kimseleri mağdur edebiliyorlar. Bu sebeplerden dolayı niceleri mazlum konumuna düşüyorlar.
İslâm, zulmün her çeşidini yasaklamakta; müslümanlara, bütün zulümleri ortadan kaldırmak için çalışmalarını farz kılmakta; mazlumlara arka çıkılmasını emretmektedir. Kur’an, zâlimleri lânetliyor; adâleti yüce bir değer olarak ortaya koyuyor ve adâleti ayakta tutmaları için müslümanlara çağrı yapıyor. 5331
Müslüman, kimden gelirse gelsin zulme karşıdır. Mazlum kim olursa olsun onun yanındadır. İslâm’a göre, zulmetmek haram olduğu gibi, zulme uğramak da, zulmü kabullenmek de yoktur. Yani haksızlığa râzı olmak, zulme ve zâlimlere ses çıkarmamak, onların yaptıkları zulümleri seyretmek de câiz değildir. Zâlimlerle mücadele etmek, onların zulümlerine engel olmak, hem mazluma bir yardımdır, hem de zâlimin düzelmesini sağladığı için ona da bir yardımdır. İslâm’a göre mazlum, hakkı alınıncaya kadar güçlü ve üstün insandır. Zâlim ise, mazlumun hakkı kendisinden alınıncaya kadar en zayıf ve aşağı kimsedir.
Allah (c.c.) zulme uğrayanların (mazlumların) duasını kabul eder. Onların duası ile Allah arasında bir perde yoktur. 5332
5331] 5/Mâide, 8
5332] Müslim, İman 7, Hadis no: 19, 1/50; Ebû Dâvud, Zekât 4, Hadis no: 1584, 2/104; Tirmizî, Zekât 4, Hadis no: 625, 3/21
- 1062 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Hz. Ali (r.a.) “Zulmün iki unsuru vardır, zâlim ve mazlum. Zâlim, zulmettiği için; mazlum da zulme rızâ gösterdiği için zâlimdir” der. Mü’minler zâlim de mazlum da olmamalıdır. Kur’ân-ı Kerim’de de, “Ne zulmedersiniz, ne de zulme uğrarsınız.”5333 buyrulmaktadır. Şu halde zâlimin zulmüne rızâ gösteren ve onu zulmünden alıkoymak için ellerinden geleni yapmayan insanlar da zulümde ortaktırlar.
Allah, sözün bağrılıp çağrılarak söylenmesini hoş görmediği halde, zulme uğrayanın bunu açıkça ve her yerde söylemesine izin vermiştir. Bunun da ötesinde, mü’minleri överken, onların bir zulme uğradıklarında elele verip yardımlaşarak zâlime karşı çıktıklarını ve zulmü defettiklerini belirtir: “Ancak iman edip sâlih ameller işleyenler, Allah’ı çok zikredenler ve zulme uğradıktan sonra yardımlaşanlar başka.”5334; “Allah, kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez, ancak zulme uğrayanlar hariç.” 5335
Zulmün Cezası
Hakkın/doğrunun ve adâletin ölçülerini koyan Allah, zâlimleri cezalandırmak suretiyle adâleti gerçekleştirmiş olur. Çünkü O, Âdil-i mutlaktır. Zulmün cezası esas olarak âhirette verilecektir. Çünkü bu dünya, ödül ve ceza yeri değil; imtihan yeridir. Hesap ve mahkeme âhirette görülecek, hak edenlere cezaları orada verilecektir. Ancak, bazı azgın zâlimlerin cezası dünyada verilmeye başlanır. Çünkü cezası en çabuk ve hatta daha dünyada iken verilen suçlardan biri ve en önemlisi, zulüm; özellikle başkalarına yapılan zulümdür. Zulmün bazısı affedilebildiği gibi, bazısı da kesinlikle azabı, hem de ebedî azabı gerektirir. Zulmün affı ise, tevbeye bağlıdır. Zâlimlerin tevbesini kabul, Allah’a kalmıştır.5336 Allah, insanların zulümlerine rağmen onları bağışlayabilir. Cezalandırması da çetindir.5337 Zulmedenler, âhirette, yeryüzündeki herşeyi, azabın fidyesi olarak vermeye râzıdır. Ama artık onların hiçbir fidyesi kabul edilmez. 5338
Günah işleyip kendisine yazık eden, nefsine zulmedenler, af dilemeli, tevbe etmelidir: “Kim zulmettikten sonra tevbe eder ve halini düzeltirse, Allah da tevbesini kabul eder.”5339. “Ve onlar, bir fâhişe/kötülük yaptıklarında veya nefislerine/kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe, istiğfâr ederler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler.”5340 Bu tevbe ile affedilen zulüm, başkalarının hukunun çiğnendiği, başkalarına karşı yapılan zulüm değildir. Bu tür zulmün affedilmesi için, o kişinin hakkını helâl etmesi şarttır.
Allah, zâlimleri sevmediği 5341 gibi, onlardan intikamını alır.5342 “...Biz ahâlisi Zâlim
5333] 2/Bakara, 279
5334] 26/Şuarâ, 227
5335] 4/Nisâ, 148
5336] 3/Âl-i İmrân, 128
5337] 13/Ra’d, 6
5338] 10/Yûnus, 54; 39/Zümer, 47
5339] 5/Mâide, 39
5340] 3/Âl-i İmrân, 135
5341] 3/Âl-i İmrân, 40, 57
5342] 15/Hicr, 78-79
ZULÜM - ZÂLİM
- 1063 -
olanlardan başkasını helâk edici değiliz.”5343 Bu dünyada helâke uğrayan Nûh kavmi, suda boğulmayla,5344 Âd kavmi, korkunç sesli azgın kasırgaya tutulmakla,5345 Lût kavmi üstlerinden taş yağmasıyla,5346 Medyen halkı depremle5347, Eyke’liler buluttan ateş yağmasıyla,5348 Firavun ve adamları suda boğulmakla5349 helâk olmayı hak etmişlerdir. Yoksa “Rabbin hiç kimseye zulmetmez.” 5350
Zâlimin Dünyada Cezalandırılması: Her zaman değilse de, zâlim, başkasına yaptığı zulmünden dolayı, daha dünyada iken ceza görür. Buna şu hadis delil olmaktadır: “Allah’ın, âhirete saklamakla beraber, bağy ve sıla-i rahim gibi daha dünyada iken sahibine cezayı lâyık gördüğü hiçbir günah yoktur.”5351 Allah, bağy, yani zulüm ve İslâmî yönetime karşı gelmek, bir de sıla-i rahim, yani başta anne baba olmak üzere akrabalarla ilişkiyi kesmek gibi bir günahın cezasını Allah esas olarak âhirete bırakmakla birlikte, işleyene âcilen verdiği başka bir günahın cezası yoktur. “Mazlumun bedduasından sakınma”yı emreden hadis de, bu cezanın âcilen verildiğini hatırlatır.
Fakat bu dünyevî durum; “her zâlim, daha dünyada iken hemen cezalanır”, şeklinde anlaşılmamalıdır. Çünkü, zâlime mühlet vermesi (imhâl), Allah’ın sünnetindendir. Onu cezalandırmayı ihmal etmesi sözkonusu değildir; ama imhâl etmesi mümkündür. Bazen onu dünyada cezalandırmaması, bizim bilmediğimiz, ama Allah’ın bildiği, ona nimet verip zulmünü ve küfrünü arttıracak fırsat vererek hak ettiği azabını artırması gibi bir hikmetten dolayıdır. Veya o mazlum başkalarına zulmetmiştir de, düştüğü durum, onun zulmünün bir cezası olarak karşısına çıkmıştır. Ya da Allah, zâlimin ileride düzelip samimi bir tevbe edeceğini veya mazlumun kendine zulmedenden ileride hakkını alacağını biliyordur. Allah’ın zâlimin cezasını geciktirmesi veya âhirete bırakmasında başka hikmetler de olabilir. Bütün hikmetleri kavramamıza imkân yoktur. Ancak, zulüm, yukarıdaki hadiste belirtildiği gibi, zulmü yapana cezanın tez gelmesini sağlar. Zulme uğrayanın duası da makbuldür; Ki o, çoğu zaman kendisine zulmedene âcil bir intikamla beddua eder.
Allah, Bazen Bir Zâlimi Diğer Bir Zâlimin Üzerine Musallat Ederek Cezalandırır: Allah’ın zulüm ve zâlimler hakkındaki bir sünneti/kanunu da, bireyleri birbirine zulmeden bir toplumun başına, yaptıklarının bir cezası olarak, zâlim bir yöneticiyi ve yönetimi Mûsâllat etmesidir. “İşte kazandıkları (günahları)ndan ötürü zâlimlerden bir kısmını diğer bir kısmının peşine böyle takarız.”5352 Dolayısıyla Allah, zulmün cezası olarak, zâlimi zâlime Mûsâllat kılar, o da onları zillet ve felâkete götürür. Nefsine zulmeden günahkâr zâlim, halkına zulmeden zâlim yönetici ve ticaretinde insanlara zulmeden hilekâr tüccar gibi bütün zâlimler bu âyetin tehdit eden kapsamına girmektedir. Fahreddin Râzi, bu âyetin tefsirinde şöyle der:
5343] 28/Kasas, 59
5344] 23/Mü’minûn, 28
5345] 23/Mü’minûn, 41
5346] 11/Hûd, 82
5347] 7/A’râf, 91
5348] 26/Şuarâ, 189
5349] 7/A’râf, 136
5350] 18/Kehf, 49
5351] Ebû Dâvud; Avnu’l Ma’bûd, Şerh-i Sünen-i Ebî Dâvud, 13/244
5352] 6/Enâm, 129
- 1064 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Âyet gösteriyor ki, halk ne zaman zâlim durumda olurlarsa, Allah onlara başka bir zâlimi Mûsâllat eder. Bu zâlim yöneticiden (ve yönetimden) kurtulmak istedikleri zaman da zulmü terkederler. Hadis-i şerifte: “Nasılsanız öyle yönetilirsiniz” buyrulmaktadır.5353 “Zâlim, Allah’ın kılıcıdır. Yoldan çıkmış azgınları onunla cezalandırır; sonra o zâlimden de intikamı alır.” Bu, zâlimler için bir tehdittir. Eğer zulmünden vaz geçmezse, Allah ona diğer bir zâlimi Mûsâllat eder. “De ki: ‘Allah’ın azabı size ansızın veya açıkça gelirse, zâlimlerden başkası mı yok olur!” 5354
Zâlimler Kurtulmazlar: Allah’ın zulüm ve zâlimler hakkındaki sünnetinden birisi de, onların, âhirette kurtulmayacakları gibi, dünyada da iflâh olmamalarıdır. “De ki: ‘Ey kavmim, gücünüz yettiğince yapacağınızı yapın, ben de yapacağımı yapıyorum. Yakında (dünya) yurdu(nu)n sonunun kimin olduğunu bileceksiniz. Muhakkak ki zulmedenler, kurtuluş yüzü görmezler!” 5355
Nice Kavim Kendi Zulümleriyle Helâk Olmuştur: Zulüm ve zâlim konusundaki sünnetullahın biri de toplumların kendi zulümleriyle helâk olmalarıdır. Bu kanunun izahı kabilinden Kur’an’da pek çok âyet bulunmaktadır: “Böylece (hiç bir fert kalmamak üzere) zulmeden toplumun kökü kesildi.”5356; “Zâlimlerden başkası mı helâk olur!”5357; “...Zulmettiklerinden dolayı nice toplumları helâk ettik, (onları helâk etmeseydik bile) iman edecek değillerdi. İşte biz suçlu kavimleri böyle cezalandırırız.”5358; “(Halkı) zâlim olan nice beldeyi kırıp geçirdik; arkasından da başka nice topluluklar vücuda getirdik.” 5359
Zâlim Toplumların Helâkı İçin Belli Bir Ecel (Süre) Vardır: Zâlim milletlerin yok olması için belli bir ecel söz konusudur. “Her ümmetin takdir edilmiş bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman, ne bir saat geri kalırlar, ne de ileri giderler.”5360 Zâlim milletler, belli bir süre yaşarlar, sonra ecelleri gelir, yok olurlar. Tıpkı ömrünün müddeti bitip eceli geldiğinde bir insanın ölüp yok olması gibi. Bunu şöyle izah etmek mümkündür: Bir millet içerisinde zulüm, insandaki hastalık gibidir. Hastalık, kendisi için takdir edilen sürenin bitiminden sonra hastanın ölümünü hızlandırır. Bu sürenin bitimiyle artık onun ölüm zamanı yaklaşmıştır. Aynı şekilde millet içerisinde zulüm, Allah’ın ecel olarak bildirdiği belirli müddetin bitmesiyle yıkıma, yok olmaya götüren zulüm mikroplarıyla o milletin helâkını hızlandırır. Allah’ın milletlerin ecelleri için koymuş olduğu müddet, adâlet ve zulüm gibi âmillere bağlıdır. Bütün zâlimleri cezalandırma hususunda O’nun sünneti/kanunu böyledir. Bu her zaman için geçerli bir kanundur. 5361
Bir Devlet, Küfür İle Ayakta Durabilir Ama Zulümle Duramaz: “Halkı sâlih ve muslih (ıslahatçı) olduğu halde Rabbin bir haksızlık ile memleketleri (yıkıp) helâk etmez.”5362 Bir devleti, yalnız küfrü sebebiyle helâk etmesi, Allah’ın sünnetinden değildir. Fakat devlet, küfrüne zulüm eklerse durum farklı olur.
5353] Tefsir-i Âlûsi, 8/27
5354] 6/En’âm, 47
5355] 6/En’am, 135
5356] 6/En’âm, 45
5357] 6/En’âm, 47
5358] 10/Yûnus, 14
5359] 21/Enbiyâ, 11
5360] 6/A’râf, 34; 10/Yûnus, 49
5361] Abdülkerim Zeydan, İlâhi Kanunların Hikmetleri, s. 150-158
5362] 11/Hûd, 117
ZULÜM - ZÂLİM
- 1065 -
Devletin zulüm sebebiyle helâk olması konusunda Abdülkerim Zeydan şöyle der: Aslında devletin zulmü bertaraf edip mazlumları himaye ederek zâlimleri cezalandırması beklenir. O yüzden zulmün en ağır ve en acı olanı, seni korumakla yükümlü olandan gelen zulümdür. Zulmün bu ve diğer çirkin çeşitlerini bizzat devlet uygular veya göz yumar, yahut yardımcı pozisyonunda bulunursa, halkın zihninde kötü bir izlenim bırakır; devlet hakkında var olan ümitleri korku ve endişeye dönüşür ve devlete olan güvenleri sarsılır. Ayrıca bu durum, onları devleti önemsememeye, idareyi zayıflatmaya, yönetimin devamından yana olmamaya ve onu müdafa etmemeye sevkeder. Daha kötüsü, onları devletin yıkımını, düşman istilâsıyla bile olsa yok olup gitmesini isteme gibi bir düşüncenin kucağına atar. Sonra da lisan-ı halleriyle şöyle derler: “Devlet, artık bizim için güven duyduğumuz, himaye gördüğümüz, haklarımızın korunması konusunda huzur içinde olduğumuz ve zâlimlerin düşmanlıklarına meydan verilmeyen büyük bir ev durumunda değildir.” Zulüm, bilfiil devlet eliyle devam ederse, zâlimler himaye görür, zulümleri örtbas edilirse, iş, devleti kendilerine düşman gören insanlarla işbirliği yapıp devleti yıkmak üzere harekete geçen mazlumlara kalır. Zulmederek halkını bu hale düşüren, bu konuda zâlime yardımcı olan ve zulme engel olmayan devletin durumu budur.” 5363
Zulmün Cezasından Ümmeti Korumanın Yolları: Zulüm, ümmetin helâkine sebep olunca, zulme râzı olmamak, zâlime karşı çıkmak, zulmüne engel olmak, ona boyun eğmemek ve meyletmemek şer’an vâciptir. Ümmet ancak bununla içine düştüğü zulmün sebep olduğu helâkten ve hak ettiği cezaya çarpılmaktan kurtulur.
Zulme Râzı Olmamak
Zulüm yapana zâlim, zulme uğrayana da mazlum denildiğini hatırlayalım. Zulme rızâ da zulümdür. Bir zâlimin zulmüne engel olmak için çalışmamak, susup oturmak, onun zulmüne ortak olmak demektir. Zulümle mücadele yalnızca mazlumların görevi değildir. İnsanlık onuru taşıyan, insan haklarının değerini bilen herkes zulümle ve zulmün uygulayıcısı zâlimlerle mücadele etmelidir.
Kur’an, mü’minlere, zulme uğrayanlar uğruna mücadele etmeyi, hatta savaşmayı emrediyor.5364 Zulme karşı mücadele edenler haklıdırlar ve onlara bir kınama yoktur. Ama zâlimler için en uygun cezalar vardır.5365 Zulmedenler, tevbe edip zulümlerinden vazgeçmedikçe ve hakları sahiplerine vermedikçe, kendileri için bir kurtuluş yoktur. Zâlimin sonu kötü; zulmün sonu çöküştür. 5366
Mü’minler, birbirlerinin dostu olan yahudi ve hıristiyanları dost edinemez, onları dost edinen onlardandır. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez.5367 Mü’minlerle din uğrunda savaşanları, onları yurtlarından çıkaranları ve çıkarılmasına yardım edenleri dost edinmek haramdır. Onları dost edinen zâlimdir.5368 Böyle olmayanlara iyi ve âdil davranılır, çünkü Allah iyi ve âdil olanları sever. Mü’minler, küfrü imana tercih eden babalarını ve kardeşlerini de dost edinemez.
5363] Abdülkerim Zeydan, a.g.e. s. 161-162
5364] 4/Nisâ, 75
5365] 42/Şûrâ, 42
5366] 6/En’âm, 135; 28/Kasas, 37
5367] 5/Mâide, 51
5368] 60/Mümtehine, 9
- 1066 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Onları dost edinenler, kendilerine zulüm/yazık etmiş olurlar5369. Zâlimin dostu yine bir zâlimdir.5370 Allah, zâlimlerin bir kısmını, kazandıklarından ötürü, diğer bir kısmına Musallat eder. 5371
İnsanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere karşı durulmalıdır.5372 Bozgunculuğa engel olunmalıdır. Kendilerine verilen nimete karşı haksızlık edenlere uyanlar suçludur.5373 Cehennem görevlilerine; zulmedenleri, onlarla işbirliği edenleri cehenneme atmaları emredilir: “(Allah, meleklerine emreder:) ‘Zâlimleri, onların arkadaşlarını/işbirliği edenleri ve Allah’tan başka tapmış oldukları putları toplayın. Onlara cehennemin yolunu gösterin. Böylece onları tutuklayın, çünkü onlar suçludurlar.”5374 Hz. Peygamberimiz’e (ve dolayısıyla bütün mü’minlere) zâlimlerden uzak durma emri verilmiştir: “Âyetlerimiz hakkında (ileri geri konuşmaya) dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan uzak ol (meclislerini terk et). Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra (hemen kalk) o zâlimler topluluğu ile oturma.”5375 Zulmedenlerden değil; Allah’tan korkmak gerekir.5376 Zâlimlere yönelinmez, mü’minlerin Allah’tan başka dostu yoktur, aksi halde yardım da görmezler.5377 Zâlimler için Allah’a başvuruda bulunulmaz. 5378
Kur’an’ın insanlara gönderiliş sebeplerinden biri de, yaptıklarından vazgeçsinler diye zâlimleri korkutmak ve tehdit etmektir. 5379
Her gece yatmadan önce, Rabbimizle ahdimizi tazeliyor, Vitr namazında Kunut duâlarıyla O’na söz veriyoruz: “Yâ Rabbi! Sana karşı fücur işleyen günahkârları, zâlim ve fâcirleri hal’ edeceğiz (makamlarından alaşağı edip indireceğiz). Onları terk edeceğiz.” Mü’min, sözünde duran kimsedir; hele Allah’a verdiği sözden hiçbir şekilde caymaz. Eğer bu konuda gücü yoksa, küfre boyun eğip zillet içinde, ezilmiş ve müstaz’af olarak zâlimlerin emrinde ve zulmünde yaşamaktansa Allah’ın geniş arzında daha müslümanca/özgürce yaşayabileceği yere hicret etmelidir. Zulme uğratıldıktan sonra, Allah yolunda hicret edenleri, Yüce Allah, dünyada güzel bir yerde yerleştirir, âhiret ecri ise daha büyüktür5380. Zulüm beldesinden göç etmeyip, orada müstaz’af (zavallı/ezilen) olarak yaşamayı da, kendine zulüm olarak adlandırır, bunların sorumlu tutulacağını belirtir.5381 Buna göre, zulme rızâ gösterip karşı çıkmamak da bir çeşit zulümdür, zâlimle işbirliğidir.
Kur’an’ın savaşa izin veren (seyf/kılıç) âyetinin gerekçesi, zulme uğramaktır: “Kendileriyle savaşılanlara (mü’minlere) zulme/haksızlığa uğramış olmaları sebebiyle, (savaş konusunda) izin verildi. Şüphe yok ki Allah, onlara yardıma mutlak surette
5369] 9/Tevbe, 23
5370] 45/Câsiye, 19
5371] 6/En’âm, 129
5372] 42/Şûrâ, 42
5373] 11/Hûd, 116
5374] 37/Saffât, 22-24
5375] 6/En’âm, 68
5376] 2/Bakara, 150
5377] 11/Hûd, 113
5378] 11/Hûd, 37); 23/Mü’minûn, 27
5379] 46/Ahkaf, 12
5380] 16/Nahl, 41
5381] 4/Nisâ, 97
ZULÜM - ZÂLİM
- 1067 -
kadirdir. Onlar, başka değil, sırf ‘Rabbimiz Allah’tır’ dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir.”5382 Savaş sırasında zulmedenlerden başkasına düşmanlık yoktur. 5383
Zulme karşı savaşmak, yalnızca zulme kendisi uğradığında gerekli değildir. Yardım talebinde bulunan müstaz’afların yardımına, bir insanlık borcu olarak koşulur: “Size ne oldu da Allah yolunda ve ‘Rabbimiz! Bizi, halkı zâlim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip çıkan gönder, bize katından bir yardımcı lutfet’ diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz? (Bu çağrıya uymayıp, savaştan kaçmaya hakkınız yok). İman edenler Allah yolunda savaşırlar, kâfirler ise tâğut (bâtıl dâvâlar ve şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın; Şüphe yok ki şeytanın düzeni ve tuzağı zayıftır.” 5384
Allah’a ve peygamberine itaatsizlik, zulmün görüntüsü ve isbatıdır. Süpheşiz ki ölçüyü (hükmü ve ilkeleri) Allah ve Rasûlünden almayanlar, onların hükümleriyle hükmetmeyenler zulme mutlaka bulaşırlar. “Bunlar Allah’ın hudutlarıdır. Her kim Allah’a ve Rasûlune itaat ederse, onu altından ırmaklar akan Cennetine kabul edecektir. Kim de Allah’a ve Peygamberine itaatsizlik eder ve O’nun sınırlarına (İslâm’ın ölçülerine) tecavüz ederse, onu sonsuza kadar kalmak üzere ateşe atacaktır.”5385 Allah’ın sınırlarına da ancak zâlimler tecavüz ederler. 5386
Mehmed Âkif, zulme tepki hakkında şunları haykırır:
“Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem.
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdâdıma saldırdımı, hatta boğarım,
Boğmasam da hiç olmazsa yanımdan koğarım.
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam.
Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle.
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum.
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum.
Kanayan bir yara gördümmü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım:
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım.
Zâlimin hasmıyım amma severim mazlûmu,
5382] 22/Hacc, 39-40
5383] 2/Bakara, 193
5384] 4/Nisâ, 75-76; Vecdi Akyüz, Kur’an’da Siyasi Kavramlar, s. 260-261
5385] 4/Nisâ, 13-14
5386] 65/Talak, 1
- 1068 -
KUR’AN KAVRAMLARI
İrticâın şu sizin lehçede mânâsı bu mu?” 5387
Zâlime Karşı Tavır
Kur’an zâlimlere karşı mücadele etmeyi, yeri gelince de savaşmayı meşrû, hatta olmazsa olmaz görüyor. Aslında, yeryüzündeki savaşların, fitnelerin, karışıklıkların asıl sebebi zâlimlerin zulümleridir. Onlara karşı insan onuru taşıyan herkesin mücadele etmesi gerekir.5388 Zulme rızâ göstermek, zâlimlerin yaptıklarına ses çıkarmamak da zulümdür. Kur’an, zâlimlerin yanlarında oturmayı bile hoş görmüyor, yasaklıyor.5389 Peki, onları benimseyerek, onlara yaltakçılık yaparak, onlardan bir menfaat umarak, yaptıklarını onaylarcasına onlarla birlikte olanlara, hele onlara yardımcı olan ve onları çeşitli yollarla destekleyenlere ne demeli? Elbette onlar da zâlimlerdendir.
İslâm’a göre zâlimin tanımı gayet açıktır: Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmeyen, o hükümleri uygulayarak adâleti sağlamak bir tarafa, onları korkusuzca inkâr eden, onlara düşmanlık yapan, o ilâhî ölçülerin hayata hâkim olmaması için her türlü çabayı gösteren; bu inkârcı kafa yapısına sahip olduktan sonra insanlara zulmeden, onların haklarını elinden alan, ya da onların haklarına ulaşmalarına engel olan herkes zâlimdir.5390 Bu zâlimler Allah yolunun düşmanları oldukları gibi, insan haklarının da düşmanıdırlar. Çünkü onlara göre kendi çıkarları ve keyifleri her türlü hakkın üzerindedir. 5391
İlâhî vahyin ve peygamberlerin en önemli hedefi, insan toplumunda adâleti ikame etmektir. Kâinatın bütününde kaos değil; uyum ve düzen hâkimdir. Oysa insan eli ve insan müdahalesi olan doğada ve toplumda bozulmalara rastlamaktayız. İşte adâletin/dengenin bozulması olgusuna zulüm, ilâhî dengenin korunmasına da adâlet diyoruz. İnsanoğlu, tabiatı ve yaratılışı itibariyle iki eğilimlidir. Bu yüzden adâlete de, zulme de meyledebilir. Rabbimiz, insanı kaostan arındırarak tabiatı âhenkli bir şekilde insanlara emanet etmiştir. İnsanın temel görevlerinden biri de, dengeyi koruyarak bozulmayı, bozgunculuğu engellemektir. Çünkü dengeyi bozmak, emaneti korumamaktır, yeryüzü halifeliğine uygun davranmamaktır. Bilindiği gibi, insan toplumunda ilâhî hukuka uygun davranmak adâlet; ilâhî hukuka/şeriate aykırı davranmak ise zulümdür.
Müslümanlara, hayatın bütün alanlarındaki zulme karşı, ellerindeki tüm imkânlarla mücadele etmeyi Kur’an emretmektedir.5392 Bu mücadele, mü’minlerin toplu eylem gerektiren görevleridir. O yüzden mü’minler cemaat ve teşkilât olmalı, her çeşit zulme karşı tek vücut ve saf halinde bir araya gelip yardımlaşabilmelidir. Kur’an’a inananlar, Kitab’ın insanlar arasında Allah’ın gösterdiği gibi hüküm vermek ve yaşanmak, topluma hâkim olmak üzere indiğinin bilincinde olmalıdırlar.
İnsanın yaratıldığı günden bu yana kesintisiz olan tek mücadele, tevhidle şirk arasındadır. Bu, aslında adâletle zulüm arasındaki mücadeleden ibarettir. Çünkü
5387] Mehmed Âkif Ersoy, Safâhat, s. 400
5388] 4/Nisâ, 75
5389] 6/En’âm 68
5390] 5/Mâide, 45
5391] Hüseyin K. Ece, A.g.e. s. 769-770
5392] 2/Bakara, 29; 31/Lokman, 20; 10/Yûnus, 55, 66
ZULÜM - ZÂLİM
- 1069 -
bu mücadelede müşriklerin safı hep zâlimlerin yanıdır. Taşıdıkları şirk ve küfür hastalığının sonucu olarak, müşrikler ve kâfirler, adâlet çağrısı yapan peygamberler ve onların yolunu takip edenlerden rahatsız olmuşlardır. Bazen bu rahatsızlıklarını haksız yere öldürmeye kadar götürürler. “Allah’ın âyetlerini inkâr edenler, haksız yere peygamberlerin canlarına kıyanlar ve adâleti emreden insanları öldürenler (yok mu); onlara acı bir azabı müjdele!” 5393
Müşriklerin bu tavırlarının evrensel olduğunu yakından gözlemleyebildiğimiz bir tarih kesitinde yaşıyoruz. Sistemin asgari ücret zulmünü, hukuk tanımazlığını, din emniyetini yok edişini, irtica adıyla müslümanlara ve İslâm’a saldırmaları ve haksız kazancı teşvik edişini, yargısız infaz ve öldürmeleri, kadın ve erkeklerin iffetleriyle yaşama haklarını yok edişlerini, kamuya açık alanlarda ve özellikle üniversitelerde başörtüsüne izin verilmemesini eleştirip tepkisini ortaya koyanları hapis, işkence ve çeşitli zulümler beklemektedir.
Allah’ın âyetlerini yalanlayanlara karşı hak ve adâleti ayakta tutması gereken İslâm ümmeti, Kur’ânî akîde temelinde bir araya gelerek yeryüzündeki zulmü ortadan kaldırmakla vazifelidir. Kur’ânî akîde temelinde hareket eden, itidalli, orta yolu esas alan bu topluluk, sayıları kaç olursa, imkânları ne olursa olsun, haktan ayrılmadan bâtılla/zulümle mücadeleden geri durmamalıdır. Kendi nefislerine ağır gelse de, kendi kişiliklerine karşı olsa da, ilâhî gerçekleri savsaklamadan yürürlüğe koymalıdırlar. Hakkı hâkim kılmaya çalışmak, zulmü engellemek, hakka uygun âdil hükümler vermek, bu topluluğun vazgeçilmez bir ilkesi olmalıdır.
Mü’minler, temellerini Kur’an’da buldukları ilkelerle yeryüzünden zulmü söküp atmalı, yerine adâleti ikame etmelidirler. Adâleti ayağa kaldırma görevi müşrik ve münâfık gruplara bırakılamayacak, ertelenemez aslî bir farîzadır. Adâletin gereğince ikamesi, ancak temelini ilâhî hukuktan almasıyla mümkündür. Şurası da unutulmamalıdır ki, beşer zihni adâletin net ölçülerini belirleme ve her çeşidini tespit konusunda âcizdir. Günümüzde neredeyse halkı müslüman olan bütün ülkelerde batı hukukunun laik karakterinin işgalini görmekteyiz. Bu etki dolayısıyladır ki, laik kurallar İslâmî adâletin gündeme gelmesini ve uygulanmasını engellemektedir.
Şüphesiz Kur’an, insanlar arasında adâleti sağlamak için indirilmiştir. Bu konudaki ölçüler gayet nettir. Mü’minler, insanlar arasından çıkarılmış vasat/orta yolda bir ümmet olarak adâleti ikame etmede tanıklık ve örneklik etmekle yükümlüdürler. Bunun gereği olarak zâlimleri, fıtratına ve Allah’a ihânet edenleri dost tutmamak, onlara taraf olmamak, yeryüzündeki zulmü/ haksızlıkları ortadan kaldırmak, temel bir kulluk görevimizdir. 5394
Toplumsal ve Siyasal Zulme Karşı Yardımlaşmak: “İnsanlar, bir zâlimi görür, (önlemeye güçleri yettiği halde) ona engel olmazlarsa, bundan dolayı hemen hepsi cezalanır.”5395 Zulümden uzak yaşamak, zâlime boyun eğmemek ve ona karşı direnmek, birey olarak engel olamayacakları zulme karşı yardımlaşmak mü’minlerin İslâmî kimlikleri açısından olmazsa olmazları arasındadır. “Bir zulüm ve saldırıya
5393] 3/Âl-i İmrân, 21
5394] Fevzi Zülaloğlu, Haksöz, 71, s. 38-41
5395] Tirmizî; Tuhfetu’l Ahvezî Şerhu Câmiu’t Tirmizî, 8/423
- 1070 -
KUR’AN KAVRAMLARI
uğradıkları zaman, birbirlerine yardım ederler.”5396 Kurtubî, bu âyeti şöyle açıklar: “Yani, zâlimler tarafından zulme mâruz kaldıklarında teslimiyet göstermezler.”5397 Sahih-i Buhâri’de İbrahim en-Nehâî’nin şöyle dediği kayıtlıdır: “Ashab horlanmaktan, zelil bir duruma düşürülmekten hoşlanmazlardı. Ama güçlü olduklarında da af ederlerdi.” 5398
Zulmedenlere Az da Olsa Meyletmek: Ümmeti helâke ve cehenneme sürükleyen şey, sadece zulmü işlemek değil; aynı zamanda zulüm işleyenlere az da olsa meyletmektir: “Sakın zulmedenlere en ufak bir meyil duymayın, sonra size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostunuz yoktur. Sonra (Allah tarafından da) size yardım edilmez.”5399 Zemahşerî, bu âyetin tefsirinde şöyle der: “Meyl etmenin yasaklığı; zâlimlerin arzularına boyun eğmeyi, onlarla beraber olmayı, sohbetlerine katılmayı, ziyaretlerinde bulunmayı, dalkavukluk etmeyi, yaptıklarına rızâ göstermeyi, onlara benzemeyi, şekilleriyle şekillenmeyi, övgüyü andıran ifadeler kullanmayı ve tasvip anlamı taşıyacağı için onların süs ve giyimlerine özenip en küçük bakışı bile kapsamaktadır. Rükûn, az bir meyil demektir. Âyette “zulmedenlere” denilip de “zâlimlere” denilmemesinin inceliğini de düşünmek gerekir. (Zulmü kendisine âdet edinenlere zâlim denir; zulmü âdet edinmediği halde en ufak bir zulme yeltenene dahi hafif bir meylin olmaması gerektiğine işaret edilmiştir.) 5400
Zâlimlere meyleden onlardan olur. Zâlimlere verilen ceza, ona da verilir. Bunları ateş cezasından kurtaracak dostları da olmayacaktır. “Rabbimiz! Sen kimi ateşe koyarsan, artık onu rüsvay/perişan etmişsindir. Zâlimlerin hiç yardımcıları yoktur.”5401 Peygamber Efendimiz’in zâlim yöneticilere yardımcı olma konusundaki hadisleri meşhurdur: “Benden sonra birtakım emirler (yöneticiler) olacaktır. Kim onların yalanlarını tasdik eder ve yaptıkları zulümde kendilerine yardımcı olursa Benden değildir. Ben de onlardan değilim. O kimse Benim havzımın etrafına yaklaşamayacaktır. Kim onların yalanlarını tasdik etmez ve onlara zulümlerinde yardımcı olmazsa, o, Bendendir; Ben de onunla beraberim. Ve o kimse havzımın kenarında Bana ulaşacaktır.” 5402
Zâlime Yardımcı Olmak: Bütün şekil ve türleriyle zâlime meyletmek caiz olmadığına göre, zâlimin zulmüne yardım etmek haydi haydi caiz olmaz. Zâlime yardım edenler, aynen onun gibi zâlim olurlar. “Bir kimse bilerek zâlime yardım kastı ile onunla beraber yürürse, o kimse İslâmiyet’ten çıkmıştır.”5403 Zâlim bir yönetici, çevresinin ve yandaşlarının yardımıyla zulüm yapmaya imkân bulur, yoksa yalnız kendisi bunca zulmün hakkından gelemez. Hangi şekliyle olursa olsun, zâlime yardım câiz değildir. Çünkü bu, onu desteklemek, zulmünü icrâ etmesine müsaade etmek demektir. Bu sebeple zâlim yöneticiye azap geldiği zaman, aynı şekilde (bu zulümleri onaylayan) yardımcılarına ve memurlarına da gelir. Çünkü onlar da onun kadar zâlimdirler.
Nitekim Firavun'a gelen azap, avanesine de gelmişti. “Gerçekten Firavun,
5396] 42/Şûrâ, 39
5397] Kurtubî 16/39
5398] Askalânî, Şerh-i Sahih-i Buhâri, 5/99
5399] 11/Hûd, 113
5400] Tefsir-i Zemahşerî, 2/433
5401] 3/Âl-i İmrân, 192
5402] Tirmizî; Nesâi; Tâc Tercümesi, c. 3, s. 106
5403] Râmuz el-Ehâdis, c. 2, s. 445
ZULÜM - ZÂLİM
- 1071 -
Hâmân ve askerleri hatalıydılar/yanılıyorlardı.”5404 Allah, hepsini bu âyette “hata” vasfı ile bir araya getirmiştir. Hataları, Firavun’un zulmetmesi, yardımcısı Hâmân ve askerlerinin de buna yardımcı olmalarıdır. Bu sebeple azap Firavun’a inince, yardımcılarına da inmişti: “Biz hem onu, hem de askerlerini yakaladık. Onları denize atıp boğduk.”5405; “Biz onu ve askerlerini tuttuk, denize attık; bak o zâlimlerin sonu nasıl oldu!”5406 Allah, hepsini “zâlim” olarak vasıflandırdı. Firavun’a ve ona yardım ettikleri için askerlerine “zâlimler” diyerek hepsini aynı azapla helâk ettiğini Rabbimiz haber vermektedir.
Zâlime Duâ Etmek: Zulmün devamına, zâlimin zulmüne imkân bulacak tarzda yaşamasına duâ edilemez. “Zâlimin bekası için duâ eden kimse, Allah’ın mülkünde O’na âsi olunmasını istemiştir.”5407 Süfyanu’s Sevrî; “Çölde susuzluktan ölmek üzere olan bir zâlimi görürsek ona su verelim mi?” diye soranlara: “Hayır!” cevabını vermişti. “Ama ölür” denilince de, “Bırakın ölsün!” demişti.5408 Allah Teâlâ, Hz. Nuh’a; “Zâlimler için Bana duâ etme, hiç yalvarma!”5409 ihtarında bulunmuştur.
Müslüman Cemaatin Zâlimlere Meyletmeye Benzer Davranışlardan Sakınması: Müslüman cemaatin, iyi niyetle de olsa, zâlimlere meyletme anlamı taşıyan davranışlardan son derece kaçınması lâzımdır. Çünkü iyi niyet, bazen belli şartlar dâhilinde sahibinden günahı kaldırsa da yanlışı doğruya; haramı helâle çevirmez. Onun için, özellikle cemaat liderinin ve kadrosunun, zâlim yöneticilerin arasında bulunması, onları tasvip etmediğini ilan etmeksizin onlarla birlikte halkın önünde görülmesi, cemaatin zâlim idarecilere dalkavukluk ettiği veya onları desteklediğinin intibaını vererek insanları samimiyetlerinde şüpheye düşürücü davranışlarda bulunması caiz değildir. Aksi halde onlar, kendi sorumluluklarına cemaati de ortak ederler.
Müslüman cemaate düşen, halkın kusur ve yükümlülüklerini ümmete göstermesidir. Halkın kusurları, zâlim idarecinin karşısında susmak, eğilmek, ona meyletmek ve destek olmak suretiyle zulmüne yardımcı olmalarıdır. İşte onların bu kusurları olmasa, zâlim, yetkisini kötüye kullanmayacak ve zulmünü sürdüremeyecekti. Müslümanlara düşen, zâlimi zulme götüren bütün sebepleri ortadan kaldırmaya ciddi bir gayretle yükümlülüklerini yerine getirmektir. Ayrıca, zâlim yöneticiyi onaylamama, ona olan fiilî hoşnutsuzluğu hayata geçirmek için gerekli gücü oluşturma ve fiilen zulmü ortadan kaldırma gibi sorumlulukları da yerine getirmesi gerekir.
Allah, hayat kanunlarını ve toplum içerisindeki genel sünnetlerini insanlar için devre dışı bırakmaz. Kaldı ki, onların durumları, Allah’a Rasûlullah’tan ve O’nun arkadaşlarından daha sevimli değildir. Allah onların çektiği eziyet ve Allah yolunda karşılaştığı musibetleri, yeryüzünden zâlimleri ve tâğutları kaldırmak için Allah’ın yardımına mazhar oluncaya kadar olağanüstü fedâkârlıklarını bize anlatır. Müslümanların, tâğutları ve zâlim idarecileri etkisiz ve yetkisiz kılmak için tüm güçlerini harcamaksızın onlardan rahatsızlık duyarak yalnız “of!” çekip
5404] 28/Kasas, 8
5405] Zâriyât, 40
5406] 28/Kasas, 40
5407] Beyhakî, Şuabu’l İman; Tefsîr-i Zemahşerî, 2/433
5408] Tefsîr-i Zemahşerî, 2/433
5409] 23/Mü’minûn, 27
- 1072 -
KUR’AN KAVRAMLARI
üzüntülerini dile getirmeleriyle veya onların müslüman olduklarını delillendirip durmalarıyla sorumluluktan kurtulamayacaklarını bilmeleri lazımdır. Bazı insanlar kendileri evlerinde oturup, müslümanlıklarıyla övünüp dururken, Allah’ın zâlim idarecileri yok etme gereğinden bahsederler. İsterler ki, Allah meleklerini göndersin de melekler onların yerine savaşsınlar, zâlim idareciyi bertaraf etsinler, neticede onun şerrinden onları kurtarsınlar. Hayır! Yok öyle şey! 5410
En büyük zulüm şirk olduğuna5411 ve en büyük zâlimin de müşrik olduğuna göre, en vahşî zulmün bedenlere değil; ruhlara yapılan olduğunu unutmamalıyız. Bedene yapılan zulüm, en kötü ihtimalle, sadece dünya hayatını kaybettirdiği halde; ruhun hak nizamdan mahrum bırakılması ise sonsuz mutluluğu kaybettirmek demektir. En acımasız cânî, en büyük zâlim, insanları Allah’ın dininden alıkoyanlardır. İslâm’ın bireysel ve toplumsal alanda egemen olmadığı bir yerde adâletten bahsetmek abestir ve aldatmacadır.
Özel ve tüzel kişiliğin, bir kurumun veya yönetici bir grubun şahsî veya toplumsal muâmelesinde âdil olma niteliği kazanabilmesi için, her şeyden önce “müslüman” vasfına sahip olması şarttır. Çünkü İslâm’sız bir statüye göre işleyen bir mekanizma ile adâlet sağlanamaz ve dağıtılamaz. Nasıl bir hüküm verilirse verilsin, mutlak surette zulüm işlenmiş olur. “Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, zâlimlerin ta kendileridir.” 5412
İslâmsız insanın yaptığı her şey nefsine, icraatı da diğer insanlara ve topluma zulümdür. Egemen durumda ve hüküm mevkiinde ise, kâfir ve müşrik insanın varlığı bile zulümdür. Çünkü bu insan, kendine yazık ederek kendini bozmakta, toplumu bozmakta ve dünyayı fesada vermektedir.5413 İslâm'da savaş, insanları zorla dine sokmak için emredilmemiştir. Fitne ve zulmü ortadan kaldırmaya çalışmak için savaş emredilmiştir. Dinlerini yaşama ve dine dâvet konusunda müslümanlara engel olan, insanların hürriyetlerini kısıtlayan güç odaklarına karşı savaşmak farzdır. Kur'an, mazlumların, ezilenlerin, sömürülenlerin hakkını korumak için müslümanlara mücadeleyi emreder. 5414
“Bütün dünyayı verseler ve buna karşılık bir karıncanın ağzındaki dâneyi almamı isteseler, bu zulmü yapmam!” 5415
“Zulmün ve kötülüğün küçüğüne büyük nazarla bakmayan, daha büyüğüne uğrar.”5416
“Zâlimler için yaşasın cehennem!”
“Tükürün, zâlimlerin hayâsız yüzlerine!” 5417
Zulme rıza göstermek, tepki göstermemek de zulümdür; fakat zâlimlikle mazlumluktan birini tercih etmekten başka yol yoksa, mazlumluğu tercih et!
5410] Abdülkerim Zeydan, A.g.e. s. 165-174
5411] 31/Lokman, 13
5412] 5/Mâide, 45
5413] Ekrem Sağıroğlu, Kur’an’da İnsan ve Toplum, s. 70-71
5414] 4/Nisâ, 75
5415] Hz. Ali (r.a.)
5416] Hz. Ali (r.a.)
5417] Said Nursi
ZULÜM - ZÂLİM
- 1073 -
“Mazlum olarak ölmek, zâlimce yaşamaktan daha hayırlıdır.”
“Zâlimin zulmü varsa, mazlûmun da Allah’ı var.
Etme zâlim bu zulmü, yarın Hakk’ın divanı var.”
“Sakın zulm ve cefâya mâyil olma;
İden bulur, meseldür; gâfil olma!”
“Zulmün topu var, güllesi var, kal'ası varsa;
Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır.”
“Zâlim olsa ne rütbe bî-pervâ; Yine bünyâd-ı zulmü bir yıkarız.
Merkez-i hâke atsalar da bizi, Kürre-i arzı patlatır çıkarız.”
“Muîn-i zâlimin dünyâda erbâb-ı denâettir.
Köpektir zevk alan sayyâd-ı bî-insafa hizmetten.”
Zâlimlere bir gün dedirir kudret-i Mevlâ;
Tallahi le-kad âserekâllahu aleynâ.”
“Zâlim yenilince, bil ki, ‹mazlûmum' der.
Bir fırsat bulsa zulmü tekrar eyler.
“Zâlimin yeme taâmın key sakın,
Semtine varma, ana olma yakîn.”
“Zulüm eken isyan biçer.”
“Âdilin hiddetinden değil; zâlimin tebessümünden kork!”
“İnsanın dev kadar kuvvetli olması, fevkalâde bir şey, fakat bu kuvvetini dev gibi kullanması, zâlimliktir.”
“Haksızlık yapmak, haksızlığa uğramaktan daha acıdır.”
“Haksızlık etmek, iyi adamın elinden gelmez.”
“Cezâların en korkuncu, insanın haksız olduğunu anlamasıdır.”
“Eski haksızlığa boyun eğmekle bir yenisini dâvet edersin.”
“Zulm ile yapılan çabuk yıkılır.”
“Zulüm ile âbâd olanın âkıbeti berbat olur.”
“Zulüm ile dünya harab olur.”
“Zâlim, ettiğini bulur.”
“Zâlimin hasmı Allah'tır.”
“Mazlum eşeğe herkes biner.”
“Mazlumun âhı yerde kalmaz.”
“Mazlumların âhı, yeri göğü titretir.”
- 1074 -
KUR’AN KAVRAMLARI
“Mazlumun âhı, yerde kalmaz, indirir şâhı.”
“Alma mazlumun âhını, çıkar âheste âheste.”
“Olmak istersen cihande eğer makbûl-i ins ü cin
Ne kimse senden incinsin, ne sen bir kimseden incin!”
“Mazlum ayağa kalkmadıkça zâlim diz çökmez.”
Onurlu insanların tavrı şu olmalıdır: “Kim olursa olsun mazluma yardım etmek, kimden gelirse gelsin zulme karşı olmak.”
Kur’an’ın zâlimler hakkında tehdit edici bir uyarısı şöyle: “Zulmedenler nasıl bir inkılâpla devrileceklerini (yakında) bileceklerdir!” 5418
5418] 26/Şuarâ, 227
ZULÜM - ZÂLİM
- 1075 -
Zulüm ve Zâlimle İlgili Âyet-i Kerimeler
A- Zulüm Kelimesi ve Türevlerinin Geçtiği Âyet-i Kerimeler (Toplam 289 Yerde): 2/Bakara, 35, 51, 54, 57, 57, 59, 59, 92, 95, 114, 124, 140, 145, 150, 165, 193, 229, 231, 246, 254, 258, 270, 272, 279, 279, 281; 3/Âl-i İmrân, 25, 57, 86, 94, 108, 117, 117, 117, 128, 135, 140, 151, 161, 182, 192; 4/Nisâ, 10, 30, 40, 49, 64, 75, 77, 97, 110, 124, 148, 153, 160, 168; 5/Mâide, 29, 39, 45, 51, 72, 107; 6/En’âm, 21, 21, 33, 45, 47, 52, 58, 68, 82, 93, 93, 131, 129, 135, 144, 144, 157, 160; 7/A’râf, 5, 9, 19, 23, 37, 41, 44, 47, 103, 148, 150, 160, 160, 162, 162, 165, 177; 8/Enfâl, 25, 51, 54, 60; 9/Tevbe, 19, 23, 36, 47, 70, 70, 109; 10/Yûnus, 13, 17, 39, 44, 44, 47, 52, 54, 54, 85, 106; 11/Hûd, 18, 18, 31, 37, 44, 67, 83, 94, 101, 101, 102, 113, 116, 117; 12/Yûsuf, 23, 75, 79; 13/Ra’d, 6; 14/İbrâhim, 13, 22, 27, 34, 42, 44, 45; 15/Hıcr, 78; 16/Nahl, 28, 33, 33, 41, 61, 85, 111, 113, 118, 118; 17/İsrâ, 33, 47, 59, 71, 82, 99; 18/Kehf, 15, 29, 33, 35, 49, 50, 57, 59, 87; 19/Meryem, 38, 60, 72; 20/Tâhâ, 111, 112; 21/Enbiyâ, 3, 11, 14, 29, 46, 47, 59, 64, 87, 97; 22/Hacc, 10, 25, 39, 45, 48, 53, 71; 23/Mü’minûn, 27, 28, 41, 62, 94, 107; 24/Nûr, 54; 25/Furkan, 4, 8, 19, 27, 37; 26/Şuarâ, 10, 209, 227, 227; 27/Neml, 11, 14, 44, 52, 85; 28/Kasas, 16, 21, 25, 37, 40, 50, 59; 29/Ankebût, 14, 31, 40, 40, 46, 49, 68; 30/Rûm, 9, 9, 29, 57; 31/Lokman, 11, 13; 32/Secde, 22; 33/Ahzâb, 72; 34/Sebe’, 19, 31, 42; 35/Fâtır, 32, 37, 40; 36/Yâsin, 54; 37/Sâffât, 22, 63, 113; 38/Sâd, 24; 39/Zümer, 24, 32, 65, 69; 40/Mü’min, 17, 18, 31, 52; 41/Fussılet, 46; 42/Şûrâ, 8, 21, 22, 40, 41, 42, 44, 45; 43/Zuhruf, 39, 76, 76; 45/Câsiye, 19, 22; 46/Ahkaf, 10, 12, 19; 49/Hucurât, 11; 50/Kaf, 29; 51/Zâriyât, 59; 52/Tûr, 47; 53/Necm, 52; 59/Haşr, 17; 60/Mümtehıne, 9; 61/Saff, 7, 7; 62/Cum’a, 5, 7; 65/Talâk, 1; 66/Tahrîm, 11; 68/Kalem, 29; 71/Nûh, 24, 28; 76/İnsan, 31.
B- Zulmün Zıddı Adâlet Anlamında “Adl” ve Türevlerinin Geçtiği Âyet-i Kerimeler (Toplam 28 Yerde): 2/Bakara, 48, 123, 282, 282; 4/Nisâ, 3, 58, 129, 135; 5/Mâide, 8, 8, 95, 95, 106; 6/En’âm, 1, 70, 70, 115, 150, 152; 7/A’râf, 159, 181; 16/Nahl, 76, 90; 27/Neml, 60; 42/Şûrâ, 15; 49/Hucurât, 9; 65/Talâk, 2; 82/İnfitâr, 7.
C- Adâlet Anlamında “Kıst” Kelimesi ve Türevlerinin Geçtiği Âyet-i Kerimeler (Toplam 25 Yerde): 2/Bakara, 282; 3/Âl-i İmrân, 18, 21; 4/Nisâ, 3, 128, 135; 5/Mâide, 8, 42, 42; 6/En’âm, 152; 7/A’râf, 29; 10/Yûnus, 4, 47, 54; 11/Hûd, 85; 21/Enbiyâ, 47; 33/Ahzâb, 5; 49/Hucurât, 9, 9; 55/Rahmân, 9; 57/Hadîd, 25; 60/Mümtehıne, 8, 8; 72/Cinn, 14, 15.
D- Zulüm Konusuyla İlgili Âyetler
a- Zulüm İle Mülk Yaşamaz: 11/Hûd, 117; 14/İbrahim, 45.
b- Allah Zulmü Yasaklamıştır: 16/Nahl, 90.
c- Allah, Haksızlık Etmez: 3/Âl-i İmrân, 108, 182; 4/Nisâ, 40; 10/Yûnus, 44; 41/Fussılet, 46.
d- Zulme Karşı Koymak: 22/Hacc, 39.
e- Zulme Karşı Birleşmek: 42/Şûrâ, 39.
f- Kötülükle Nefsine Zulmedenler: 2/Bakara, 165; 3/Âl-i İmrân, 135; 5/Mâide, 51; 10/Yûnus, 44; 16/Nahl, 33; 49/Hucurât, 11.
g- Zulmetmeyen Toplumları Allah, Zulüm İle Yok Etmez: 11/Hûd, 117; 28/Kasas, 59, 29/Ankebût, 40; 30/Rûm, 9-10; 35/Fâtır, 43; 46/Ahkaf, 35.
E- Zâlim Konusuyla İlgili Âyetler
a- Allah’ın İndirdiğiyle Hükmetmeyenler Zâlimdir: 5/Mâide, 45; 61/Saff, 7.
b- Allah’tan Yüz Çevirenler Zâlimdir: 32/Secde, 22; 61/Saff, 7.
c- Zâlimler Hidâyete Eremezler: 9/Tevbe, 109; 61/Saff, 7; 62/Cuma, 5.
d- Zâlimlere Karşı Misilleme Yapmak: 42/Şûrâ, 40-43.
e- Zâlimlerin Dostluğu Yoktur: 11/Hûd, 113.
F- Zâlimlerin Cezasıyla İlgili Âyetler
a- İnkâr Ederek Zâlim Olanlar ve Cezaları: 2/Bakara, 165, 254; 5/Mâide, 29; 6/En’âm, 33; 10/Yûnus, 39, 52; 11/Hûd, 19, 113; 14/İbrahim, 22; 19/Meryem, 72; 21/Enbiyâ, 29; 25/Furkan, 37, 207; 40/Mü’min, 52; 42/Şûrâ, 8, 21-22, 42; 68/Kalem, 12.
b- Zâlimlere Verilen Mühlet (Süre): 11/Hûd, 100-102; 14/İbrahim, 42-43; 16/Nahl, 61.
c- Zâlimler Lânetlenmişlerdir: 7/A’râf, 44; 11/Hûd, 18.
d- Zâlimler, Kurtuluşa Eremezler: 6/En’âm, 21, 135; 12/Yûsuf, 23; 28/Kasas, 37.
e- Kıyamet Günü Zâlimler Azabı Görünce Tekrar Dünyaya Dönmek İsterler: 14/İbrahim, 42-44; 25/Furkan, 27; 39/Zümer, 24.
f- Mü’minlere Zulüm Yapanların Cezası: 85/Bürûc, 10.
g- Allah, Zâlimlerin Kimini Kimine Mûsâllat Eder: 6/En’âm, 129.
- 1076 -
KUR’AN KAVRAMLARI
h- Allah, Zâlimleri Başarıya Ulaştırmaz: 2/Bakara, 258; 6/En’âm, 21; 14/İbrahim, 27; 46/Ahkaf, 10.
i- Zâlimler, Allah’ın Rahmetine Eremezler: 2/Bakara, 124.
j- Allah Zâlimleri Affetmez: 4/Nisâ, 168-169; 5/Mâide, 72.
k- Allah’ın Azabı Zâlimleredir: 6/En’âm, 47; 11/Hûd, 100-102, 117; 22/Hacc, 45; 27/Neml, 52; 29/Ankebût, 40; 32/Secde, 22.
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar
1- Hak Dini Kur’an Dili, Elmalılı Hamdi Yazır, Eser Y. c. 1, s. 322
2- Tefhimu’l Kur’an, Mevdudi, İnsan Y. c. 1, s. 65
3- Fi Zılâli’l-Kur’an, Seyyid Kutub, Hikmet Y. c. 1, s. 148
4- Mefâtihu’l-Gayb (Tefsir-i Kebir), Fahreddin er-Râzî, Akçağ Y. c. 2, s. 395-396; 542-543
5- Min Vahyi’l Kur’an, Muhammed Hüseyin Fadlullah, Akademi Y. c. 2, s. 49-51
6- Dâvetçinin Tefsiri, Seyfuddin el-Muvahhid, Hak Y. c. 1, s. 105-106
7- Şâmil İslâm Ansiklopedisi, Şâmil Y. c. 6, s. S. 421-422; 486-488
8- Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, (Zulüm, Veli Ulutürk), Risale Y. c. 4, s. 285-289
9- İslâm’ın Temel Kavramları, Hüseyin K. Ece, Beyan Y. s. 766-771; 783-790
10- Safahat, Mehmet Âkif Ersoy, İnkılâp ve Aka Kitabevi Y. s. 400
11- Kur’an’da Siyasi Kavramlar, Vecdi Akyüz, Kitabevi Y. s. 235-261
12- Kur’an’da Temel Kavramlar, Ali Ünal, Kırkambar Y. s. 311-318
13- İslâmî Terimler Sözlüğü, Hasan Akay, İşaret Y. s. 519
14- Kelimeler Kavramlar, Yusuf Kerimoğlu, İnkılâb Y. s. 346-350
15- Kur’anî Terimler ve Kavramlar Sözlüğü, Mustansır Mir, İnkılâb Y. s. 212-213
16- Risale-i Nur’dan Vecizeler, Şaban Döğen, Gençlik Y. s. 478-481
17- Nur’dan Kelimeler, Alâaddin Başar, Zafer Y. s. 108-111
18- Kur’an’da İnsan ve Toplum, Ekrem Sağıroğlu, Pınar Y. s. 67-71
19- Kur’an’da İman Pskilolojisi, Abdurrahman Kasapoğlu, Yalnızkurt Y. s. 211-219
20- Kur’an’da Karakter Eğitimi, Mûsâ Kâzım Gülçür, Işık Y. s. 26-28
21- İlâhi Kanunların Hikmetleri (Sünnetullah), Abdülkerim Zeydan, İhtar Y. s. 146-174
22- Kur’an’da Toplumsal Çöküş, Ejder Okumuş, İnsan Y. s. 177-180
23- Kur’an’da Dinî ve Ahlâkî Kavramlar, Toshihiko İzutsu, Pınar Y. s. 221-230
24- Dinde Ölçülü Olmak, Abdurrahman b. El-Luveyhık, Kayıhan Y. s. 433-489
25- Kur’an’la Birlikte Düşünmek, İsmail Kazdal, Birleşik Y. s. 91-99
26- Kur’an’da Zulüm Kavramı, Ahmet Şişman, Beyan Y.
27- Zulüm, Mehmed Zahit Kotku, Seha Neşriyat
28- Vahye Göre Büyük Zulüm, M. Said Çekmegil, Nabi-Nida Y.
29- Kur’an’a Göre Zulüm Açısından Allah ve İnsan, İsmail Karagöz, Çelik Y.
30- Kanunların Zulmü, Oğuz Özbek, Doğan Güneş Y.
31- İslâm ve Yürürlükteki Kanunlar, Abdülkadir Udeh, İİFSO Y.
32- Zulme Boyun Eğmeyenler, Burhan Bozgeyik, Erhan Y.
33- Zulme Karşı Direniş, Mustafa Ramazanoğlu, Şahsî Y.
34- Zulmü Alkışlayamam, Yener Karadeniz, Gonca Y.
35- Zâlimler İçin Yaşasın Cehennem, Zekeriya Usluer, Anahtar Y.
36- Peygamberimiz’e ve Ashabına Yapılan İşkenceler, Asım Uysal, Uysal Kitabevi Y.
37- Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar, Necip Fazıl Kısakürek, Büyük Doğu Y.
38- Zâlim Yahudi, Yusuf Yılmaz, Risale Y.
39- Devrimler Cinayeti, Burhan Bozgeyik, İttihad Y.
40- İnkılâb Kurbanları, Hüseyin Yılmaz, Timaş Y.
41- Kara Kitap, Eşref Edip, Abdullah Işıklar Kitabevi Y.
42- Son Devrin Din Mazlumları, NecipFazıl Kısakürek, Büyük Doğu Y.
43- Yakın Tarihin Din Mazlumları, Mustafa Necati Bursalı, Vural Y.
44- Batının İslâm’la Kavgası, Asaf Hüseyin, Pınar Y.
ZULÜM - ZÂLİM
- 1077 -
45- Vahşi Batı, Sedat Cereci, Şule Y.
46- İslâm Dünyasını Saran Ateş Çemberi, Burhan Bozgeyik, Erhan Y.
47- İslâm’da Adâlet Kavramı, Macid Hadduri, Yöneliş Y.
48- Adl-i İlâhî, Murteza Mutahhari, İşaret Y.
49- Duygu Eğitimi, Yaşar Fersahoğlu, Marifet Y. s. 97-106
50- Zulüm Kavramı, Vahdettin Işık, Haksöz 70 (Ocak 97), s. 44-45
51- Büruc Suresi ve İşkence, Cengiz Duman, Haksöz 41-42 (Ağustos-Eylül 94) s. 66-68
52- Yeryüzünde İlâhî Adâleti Uygulama Görevi Mü’minlerindir, Fevzi Zülaloğlu, Haksöz 71 (Şubat, 97
ZİKİR
بسم الله الرحمن الرحيم
الحمد لله ، صلاة وسلام على رسول الله
ZİKİR
- 991 -
Kavram no 200
Görevlerimiz 49
Bk. İbâdet; Kur’an; Namaz
ZİKİR
• Zikir; Anlam ve Mâhiyeti
• Kur'ân-ı Kerim'de Zikir Kavramı
• Zikir ve İbâdetler
• Zikir ve Namaz
• Zikir ve Kur'an
• Hadis-i Şeriflerde Zikir Kavramı
• Namaz ve Kur’an’dan Sonra En Faziletli Zikirler; Tehlil, Tesbih, Tahmîd, Tekbir
• Zikrin Zıddı; Unutma ve Gaflet
• İbâdetlerin En Büyüklerinden Biri, Belki Birincisi; Zikir
• Tesbih/Zikir Kurbanları
• Zikrin Yozlaştırılması; Zikirde Usûl ve Âdâba Riâyetsizlik
• Tesbih/Zikir Kurbanları
• Zikri İhyâ Etmek, Zikirle İhyâ Olmak
• Zikrin Psikolojik Faydaları
“Allah’ın mescidlerinde O’nun adının zikredilip anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zâlim kim vardır?! Aslında bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir (Başka türlü girmeye hakları yoktur). Bunlar için dünyada rezillik, âhirette de büyük azap vardır.” 4826
Zikir; Anlam ve Mâhiyeti
“Zikir”, sözlükte; anma, hatırlama, bir şeyi zihinde hazır etme, bir şeyi dile getirme, hatırlatma demektir. Bir başka deyişle ‘zikir’, kişinin mârifet (bilgi) olarak elde ettiği şeyi korumasını sağlayan bir faaliyettir ki, bu; zihne aittir. Kavram olarak ‘zikir’; Allah’ı anmak üzere yapılması veya söylenmesi tavsiye edilen, hamd, duâ, ibâdet ve övgü gibi fiiller ve sözlerdir.
Zikir, insanın bilgi olarak elde ettiği şeyleri muhâfaza altında tutmasına ve gerektiğinde hatırlamasına imkân sağlayan bir bellek anlamında potansiyel bir gücü ifade ettiği gibi, bir şeyin kalben veya sözlü (dil ile) hatırlanması şeklinde aynı gücün harekete geçirilmesine de denir.4827 Kalp veya dil ile zikir, unutulmuş bir şeyin yeniden hatırlanması, ya da hâfızadakinin unutulmamak üzere sürekli canlı tutulması şeklinde olabilir. 4828
“Zikir”, aslında kalbin, anılan kimseye dikkat kesilmesi ve ona karşı uyanık
4826] 2/Bakara, 114
4827] Râğıb el-Isfahânî, el-Müfredât, s. 328
4828] Râğıb el-Isfahânî, a.g.e., s. 328
- 992 -
KUR’AN KAVRAMLARI
olmasıdır. Bunu dil ile ifade etmeye zikir denilmesinin sebebi, kalpteki zikre (hatırlamaya) işaret etmesindendir. Bazılarına göre zikir, insana sevap kazandıran her türlü amelin genel adıdır. Zikir, Allah’a itaattir. O’na itaat etmeyen kişi, diliyle ne kadar tesbih ederse etsin veya tevhid kelimesini söylerse söylesin, gerçek zikri yapmış olmaz.
Aynı kökten gelen ‘mezkûr’, zikredilen, anılan şey demektir. “Gerçek şu ki, insanın üzerinden, daha kendisi anılmaya değer (mezkûr) bir şey değilken, uzun zamanlardan bir süre gelip geçti.”4829 Yani insan, Allah’ın ilminde var iken, bizzat kendisi henüz mevcut değildi, henüz ortalıkta yoktu. Bu gerçeğe değinen başka âyetleri de görmekteyiz. 4830
Yine aynı kökten gelen ‘zikrâ’, çok zikir, yoğun zikir demektir ki bu, ‘zikir’ kavramından daha geniş bir manayı kapsamaktadır. “Korkup sakınanlar üzerinde onların (âyetlerle alay edenlerin ) hesabından herhangi bir şey (sorumluluk) yoktur. Ancak (bu) bir yoğun hatırlatmadır (zikrâ’dır). Umulur ki korkup sakınırlar.”4831; “Gündüzün iki tarafinda ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namaz kıl. Şüphesiz iyilikler (hasenât), kötülükleri (seyyiâtı) giderir. Bu, öğüt alanlara yoğun bir hatırlatmadr (zikrâ’dır).” 4832
‘Zikir’ kökünden gelen bir başka kelime de ‘tezkira’dır. Tezkira; hatırlatma, öğüt, hatırlatan şey demektir. (Tezkire; belli bir meslek mensuplarının biyografilerinin anlatıldığı kitaplara da denilmektir. Türkçe’de ‘tezkere’ şeklindeki söyleyiş; rapor, izin belgesi, askerlik görevinin bittiğini gösteren belge anlamında kullanılmaktadır.) Kur’an ‘tezkira’ kelimesini bir hatırlatma, bir uyarma olarak kullanmaktadır. “Hayır; O (Kur’an) bir tezkiradır (bir hatırlatma, bir öğüttür). Artık dileyen, onu düşünüp öğüt alsın.” 4833
‘Zikir’ kökünden gelen ‘zeker’, ‘müzekker’, ‘zükûr’ kelimeleri ise, dişinin karşıtı olarak erkekliği ifade ederler. Aynı kökten gelen bir başka kelime ise ‘tezekkür’dür. Bu da düşünüp öğüt almak, ibret almak demektir. Kur’an bazı şeyleri hatırlattıktan sonra ‘düşünmez misiniz, ibret almaz mısınız?’ diye soruyor.4834 Kur’an, ‘zikir’ kelimesini çeşitli formlarda kullanıyor. Peygamberimize, mü’minlere, ehl-i kitaba, İsrâiloğullarına, sahâbelere, kendilerine elçi gönderilmiş topluluklara; ‘hatırlat’, ‘hatırlayın’, ‘aklınıza getirin’, ‘an’ ‘anın’ şeklinde hitap etmektedir.
Bu kullanılışlara ait birkaç örnek görelim: “Âhireti arzu edenler ve Allah’ı zikredenler için, Hz. Muhammed’de en güzel örnek vardır.”4835; “Kur’an’da Allah’ın bir olduğunu zikrettiğin (andığın veya hatırlattığın) zaman, kâfirlerin gerisin geriye kaçtıklarını görürsün.”4836 Bazı hayvanların insanın emrine verilmesinin sebebi; insanların Allah’ı nimet veren olarak hatırlamalarıdır (zikretmeleridir).4837 Müşrikler boğaz4829]
76/İnsan, 1
4830] 19/Meryem, 67; 36/Yâsin, 79; 10/Yûnus, 4, 34 vd.
4831] 6/En’âm, 69
4832] 11/Hûd, 114; Ayrıca bk. 6/En’âm, 90; 7/A’râf, 2; 21/Enbiyâ, 84; 29/Ankebût, 51 vd.
4833] 80/Abese, 11-12; Ayrıca bk. 20/Tâhâ, 3; 57/Vâkıa, 73; 69/Haakka, 12, 48; 73/Müzemmil, 19; 74/Müdessir, 49, 54
4834] 6/En’âm, 152; 7/A’râf, 3, 57; 11/Hûd, 24, 30; 24/Nûr, 1, 20
4835] 33/Ahzâb, 21
4836] 17/İsrâ, 47
4837] 43/Zuhruf, 13
ZİKİR
- 993 -
ladıkları hayvanların üzerine Allah’ın adını anmazlar (zikretmezler).4838 Hâlbuki mü’minler avladıkları ve boğazladıkları hayvanların üzerine Allah’ın adını anarlar (zikrederler). 4839
Kur’ân-ı Kerim’de Zikir Kavramı
“Zikr” kelimesi ve türevleri Kur’ân-ı Kerim’de 292 yerde geçer. Sadece “zikr” kelimesi ise, 76 yerde zikredilir. Sadece emir halinde 37 yerde geçer. İslâmî kavramlardan, anlamı en çok daraltılanlardan biri “zikir” kavramıdır. Zikir kelimesi, çok geniş bir anlama ve muhtevâya sahip olduğu halde, neredeyse tek anlama indirgenmiş ve içi boşaltılmıştır.
“Zikr” kelimesi, Kur’an’da 30’un üzerinde farklı anlamlarda kullanılmaktadır: Zikir kelimesiyle ifade edilen bu anlamlar: Zikretmek, söylemek, bahsetmek, konuşmak, hatırlamak, hatırlatmak, anmak, gereğini yapmakla birlikte hatıra getirmek, kadrini bilmek, tefekkürle birlikte hatıra getirmek, mükâfatlandırmak, övmek, şükrünü edâ etmek, tekbir getirmek, telbiye, duâ ve yakarış, söz, laf, kıssa, haber, Kitab, Kitab indirme, Kur’an, Kur’an dışnda ilâhî kitaplar, Peygamber, şân, şeref, şeref verici husus, nasihat ve düşünceye sevkeden husus, düşünce, ikaz ve nasihat, delil, hatırlamaya (ibrete) sevkeden vaaz ve öğüt anlamlarına gelir. 4840
Bir başka araştırıcı, zikir kelimesinin Kur’an’da 37 mânâda kullanıldığını belirtir. Bu anlamları alfabetik olarak şöyle sıralar: Anlamak, anlatmak, besmele, bilme, dâvet etmek, delil, düşünenler, düşünmek, görmek, hatırlamak, hatırlatmak, ibâdet etmek, ibret, iman, itaat etmek, kıssa, kitap, konuşmak, kulluk yapmak, Kur’an, Levh-i Mahfûz, mükâfatlandırmak, namaz kılmak, okumak, öğüt, öğüt almak, öğüt vermek, sevmek, söylemek, şan, şeref, şerefli, şükretmek, Tevrat, uyarı, vahiy, yol göstermek, erkek. 4841
Kur’an’da “zikir” kelimesinin anlamlarını göstermek için, bu kavramın geçtiği âyetlere örnekler vererek belirtelim:
Anlamak: Kur’ân-ı Kerim, bir durumun belirginleşmesi ya da iki konu arasındaki farkın anlaşılması hususunda zikir kavramını anlamak şeklinde kullanır. Bu anlamda Kur’an’da dokuz yerde kullanılan zikir, daha çok akıl sahipleri ve ilim ehli için kullanılmaktadır.4842 Bu âyetlere bakıldığında ilim, araştırma ve tefekkür isteyen konuların, ancak ilim sahiplerince anlaşılabileceği ifade edilmekte, bir konuyu derinlemesine düşünüp araştırmayanların onu anlamayacakları, zikir kavramılyla ortaya konulmaktadır.
Anlatmak, 4843
Besmele, 4844
4838] 6/En’âm, 138
4839] 5/Mâide, 4; 22/Hacc, 28, 34, 36; 6/En’âm, 118, 119, 121; Hüseyin K. Ece, İslâm’ın Temel Kavramları, s. 774
4840] Mahmut Çanga, Kur’ân-ı Kerim Lügatı, Timaş Y. s. 193-195
4841] Ramazan Yılmaz, Kur’ânî Kavramlar, s. 145
4842] Bk. 2/Bakara, 269; 3/Âl-i İmrân, 7; 17/İsrâ, 41
4843] 10/Yûnus, 71; 12/Yûsuf, 42
4844] 6/En’âm, 118
- 994 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Bilmek, 4845
Dâvet etmek, 4846
Delil, 4847
Düşünenler, 4848
Düşünmek, 4849 Zikrin Kur’an’da en çok kullanılan anlamı, düşünmektir. Allah Teâlâ, kullarından düşünmelerini istemekte, ancak düşünenlerin gerçekleri kavrayacaklarını, düşünmeyenlerin ise, yolca hayvanlardan daha sapık olduklarını bildirmektedir. Çünkü düşünmeyenlerin âyetleri anlamayacakları, bu nedenle Yüce Allah’a gereği gibi kulluk yapamayacakları bir gerçektir. Düşünmek, vahyî gerçekleri kavramayı ve Cenâb-ı Hakk’ı gereği gibi tanımayı sağladığı için hem insanı, insan olma onuruna yükseltir, hem de kulluk bilincini geliştirir. Bu nedenle de ibâdetlerin temelidir.
Görmek, 4850
Hatırlamak, 4851
Hatırlatmak, 4852
İbâdet etmek,4853 Yüce Allah'a ibâdet etmek anlamına da gelen zikir, bu ibâdetin nasıl ve ne şekilde yapılacağı ile ilgili açıklamaları da beraberinde getirir.
İbret almak,4854
İman etmek,4855
İtaat etmek,4856
Kıssa,4857
Kitap, 4858
Konuşmak, 4859
Kulluk Yapmak, 4860
Kur’ân-ı Kerim, 4861
4845] 13/Ra’d, 19; 24/Nûr, 27
4846] 17/İsrâ, 46; 37/Sâffât, 3
4847] 21/Enbiyâ, 24-25
4848] 11/Hûd, 114
4849] 3/Âl-i İmrân, 191; 7/A’râf, 3; 11/Hûd, 30
4850] Mü’min, 44
4851] 2/Bakara, 40; 5/Mâide, 11; 6/En’âm, 68; 7/A’râf, 201
4852] 6/En’âm, 69; 8/Enfâl, 2; 14/İbrâhim, 5; 25/Furkan, 73; 38/Sâd, 49
4853] 2/Bakara, 151-153, 238-239; 18/Kehf, 28; 20/Tâhâ, 14
4854] 7/A’râf, 57; 8/Enfâl, 57; 38/Sâd, 43
4855] 6/En’âm, 126; 7/A’râf, 130; 9/Tevbe, 126; 13/Ra’d, 28
4856] 20/Tâhâ, 43-44
4857] 18/Kehf, 83
4858] 3/Âl-i İmrân, 58; 16/Nahl, 43; 20/Tâhâ, 99
4859] 21/Enbiyâ, 60
4860] 20/Tâhâ, 33-34; 23/Mü’minûn, 110; 24/Nûr, 37
4861] 15/Hicr, 6, 9; 16/Nahl, 44; 25/Furkan, 29-30
ZİKİR
- 995 -
Levh-i Mahfuz ya da Tevrat, 4862
Mükâfatlandırmak, 4863
Namaz kılmak, 4864
Okumak, 4865 Bu âyetlerde, verilen kitabın okunup emirlerine tâbi olunması ve böylece korunulması istenmekte ve Kitab’ta Hz. Meryem (r.a.) ve Hz. İbrâhim’in (a.s.) okunması tavsiye edilmektedir. Bunlar da gösteriyor ki zikir, okumak anlamında da kullanılmaktadır. Yoksa, bazılarının iddia ettikleri gibi, burada zikir kavramı “adını söylemek” şeklinde olsaydı, o durumda, Kur’an’ın bu ifadesine dayanarak sürekli bir şekilde “Meryem, Meryem”, ya da “İbrahim, İbrahim” denilmesi gerekirdi. Bu ise hem gülünç bir şey ve hem de şirktir.
Öğüt, 4866 Zikrin en fazla kullanılan anlamlarından biri de öğüttür. Bu anlam, kimi yerde Kur’ânî âyetlerin, kimi yerde kâinattaki olayların ve nizamın öğüt olduğu şeklinde verilmektedir.
Öğüt almak, 4867
Öğüt vermek, 4868
Sevmek, 4869
Söylemek, 4870
Şeref, 4871
Şerefli, 4872
Şükretmek, 4873 Allah (c.c.) Zekeriyâ’ya (a.s.) bir oğul lutfettiği için kendisinden şükretmesini (zikretmesini) istemektedir.4874 Çünkü, verilen bir nimete ancak şükredilerek karşılık verilebilir. İşte bu nedenle, âyette geçen zikir ifadesi şükür olarak anlam kazanmaktadır.
Uyarı, 4875
Vahiy, 4876
Yol gösterme, 4877
4862] 21/Enbiyâ, 105
4863] 2/Bakara, 110, 157
4864] 2/Bakara, 198; 29/Ankebût, 45; 62/Cum’a, 9; 7/A’râf, 205; 24/Nûr, 36
4865] 2/Bakara, 63; 19/Meryem, 16, 41
4866] 11/Hûd, 120; 12/Yûsuf, 104; 50/Kaf, 36-37
4867] 2/Bakara, 221; 24/Nûr, 1
4868] 50/Kaf, 45; 51/Zâriyât, 55
4869] 38/Sâd, 32
4870] 12/Yûsuf, 42; 18/Kehf, 63; 21/Enbiyâ, 10; 94/İnşirâh, 4
4871] 23/Mü’minûn, 71
4872] 38/Sâd, 1, 46
4873] 3/Âl-i İmrân, 41; 7/A’râf, 69
4874] 3/Âl-i İmrân, 41
4875] 5/Mâide, 14; 6/En’âm, 44
4876] 7/A’râf, 63; 21/Enbiyâ, 63
4877] 21/Enbiyâ, 48
- 996 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Erkek (Zikir kökünden zeker ve müzekker). 4878
Kur’an’da bu kadar farklı anlamlarda kullanılan, dolayısıyla çok boyutlu ve insan hayatının bütününü kuşatan zikir, aynı zamanda insanın farklı şekillerde icrâ edebileceği ibâdettir. Zikir, dille, kalple, düşünce ile ve bedenin diğer organları ile yerine getirelebilen bütüncül bir özelliktir. İnsanın sadece dil ile bazı kelimeleri tekrarlaması, filin sadece bir organını tutup onu o parça ile değerlendiren körün tutumuna benzer. Otuzdan fazla anlamından birini almak ve sadece dil ile bazı kelimeleri tekrar etmek zikir değil; zikirden sadece bir bölümdür. Bu parçacı anlayış, dinin tahrif edilmesi demek değilse, en azından gaflet ve cehâlet ürünüdür.
Zikir; sadece “Allah!” demek veya O’nu hatırlatan kelime veya cümleleri tekrarlamak değildir. Allah’ı, güzel isimlerini hatırlamak, anmak, O’na hamd ve şükürde bulunmak, O’nu tesbih etmek, tekbir ile ululamak, Kitabullah’ı okumak, duâ etmek; bütün bunlar zikrin yalnızca lisana ait olan bölümüdür... Allah’ın varlığına delâlet eden delilleri, O’nun sıfat ve isimlerini düşünmek, Allah’ın ahkâmını, emir ve yasaklarını, tekliflerini, vaadini ve vaîdini, O’na olan kulluk vazifelerini ve bunların hikmet ve delillerini düşünmek, enfüsî (öznel) ve âfâkî (nesnel) bütün yaratılmışları ve bunların yaratılış sırlarını düşünmek, varlığın her zerresinde mevcut ilâhî hikmetlerini görmek... Bu da kalbî ve fikrî zikirdir. Bedenin memur bulunduğu görevlerle meşgul ve dopdolu olması, kendilerine yasaklanan şeylerden uzak durması ise, fiilî ve bedenî bir zikirdir.
Her çeşit ibâdette asıl olan ihlâstır, gönlün Allah’a yönelmesidir. İbâdete değerini veren, onun derûnî boyutudur. Huşûdan yoksun, Allah’ın rızâsı dışında başka hangi amaçla yapılmış olursa olsun, şekilce ibâdet zannedilen hususlar, Allah’ın müslümandan istediği kulluk değildir. Yapılan ibâdetlere Allah’ın ihtiyacı kesinlikle düşünülemeyeceği için, insanın kalbini, zihnini ve davranışlarını güzele doğru, fıtrat istikametinde ve Allah’ın hoşnutluğu esas alınarak değiştirme özelliği öne çıkmalıdır. En büyük ibâdet olan namaz bile kalb-i selîm ile, ihlâsla ikame edilmediği müddetçe gerçek namaz olmadığı değerlendirilmelidir. Zikir için de aynı durum sözkonusudur. Sadece dille, alışkanlık kabilinden, tören havasıyla edâ edildiğinde gerçek anlamda zikir kabul edilemez. Zikir, gönül, tefekkür/düşünce, dil ve eylem bütünlüğü ile edâ edilmesiyle Kur’an’ın istediği gerçek zikir ve kulu Allah’a yaklaştıran ibâdet özelliğinde olacaktır. Zikrin esası kalple, gönülle zikirdir, Allah’dan gâfil olmamaktır. Bu başlıca üç çeşittir:
1- Allah’ın varlığını gösteren delilleri düşünmek, şüpheleri atarak Allah’ın isim ve sıfatlarını tefekkür etmektir.
2- Allah’ın koyduğu hükümleri, kulluk vazifelerini, Allah’ın bildirdiği sorumlulukları, onlarla ilgili hükümleri, emir ve yasakları, Allah’ın vaadini ve tehdidini ve bunların delillerini düşünmektir.
3- Maddî ve mânevî varlıkları, bunlardaki yaratılış sırlarını seyredip düşünmekle zerrenin kutsal âleme bir ayna olduğunu görmektir. Bu aynaya, gereği gibi bakanların gözüne, o güzellik ve büyüklük âleminin nurları yansır. Bir anlık hisle bundan alınacak olan müşâhede zevkinin bir göz kırpacak kadar süren parıltısı bile dünyalara değer. Bu zikir makamının sonu, zirvesi yoktur.
4878] 3/Âl-i İmrân, 36; 53/Necm, 45; Ramazan Yılmaz, a.g.e., s. 145-164
ZİKİR
- 997 -
Allah Teâlâ, bu zikir çeşitlerinden hangisiyle zikredilirse, O da ona lâyık bir şekilde kendisini zikreden kimseyi zikrederek karşılık verecektir. “Beni zikredin; Ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin; sakın nankörlük yapmayın!”4879 Allah’ın, zikreden kuluna zikirle cevap vermesi konusunu izah için çeiştli açıklamalar yapılmıştır. Bunları şöyle özetleyebiliriz:
Beni, Bana itaatla zikredin; Ben de sizi rahmetimle zikredeyim.
Beni duâ ile zikredin; Ben de sizi, duânızı kabul ile zikredeyim.4880
Beni övgü ve itaatle zikredin; Ben de sizi övgü ve nimetle zikredeyim.
Beni dünyada zikredin; Ben de sizi âhirette zikredeyim.
Beni gizli yerlerde zikredin; Ben de sizi geniş yerlerde ve yalnızlıkta zikredeyim.
Beni ibâdetle zikredin; Ben de sizi yardımla zikredeyim.
Beni, Benim yolumda cihadla zikredin; Ben de sizi hidâyetimle zikredeyim.
Beni refâhınız, rahatınız zamanında zikredin; Ben de sizi belâ ve musîbete uğradığınız zaman zikredeyim.
Beni doğruluk ve samimiyetle zikredin; Ben de sizi kurtuluş ve size tahsis ettiğim şeyleri artırmakla zikredeyim.
Beni, önceden ilâhlığımı kabul ile zikredin; Ben de sizi sonunda rahmet ve kulluğa kabul ile zikredeyim.
(Görüldüğü gibi, zikir hem insan açısından ve hem de Cenâb-ı Hak tarafından farklı şekillerde açılımlarla değerlendirilmiştir. Sesli bir şekilde ismi tekrarlayıp durmak şeklinde anladığımız zaman, bunun Allah tarafından kulunu bu şekilde zikretmesi düşünülmemesi gereken bir durumdur. O yüzden zikrin anlamını daraltmaktan şiddetle sakınılmalıdır.)
Zikir, mârifet ve bilgi ile olmalıdır. Allah’ın zikir emri karşısında ilk duyulan şey, âcizlik ve Yaratıcı’nın kudretine teslim olma arzusudur. “Sana lâyık olduğun şekilde ibâdet/kulluk ve zikir yapamadık.” İmanın ve kulluğun başı, bu anlayıştır. En güzel zikir de “Lâ ilâhe illâllah (Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur” kelime-i tevhîdidir. Bu tevhidin ve teslimiyetin gereği de, bu âcizlik içinde kendini, Allah’ın emirlerinin tek yürütme vâsıtası bilerek, istenilen görevleri en güzel şekilde ve âzamî derecede yerine getirmek için yalnız Allah’tan yardım dileyip en iyi şekilde yapmaya çalışmaktır. İşte bu da, zikrin ve şükrün ta kendisidir. Yani, yüklenen sorumluluk, imkân ve kabiliyet şartına bağlanmıştır. Fakat o yetenek, Allah’ın bir yardımı olduğu için onun da işin aslında bir sınırı ve sonu yoktur. Bundan dolayı kul, Allah’ı zikirle O’ndan yardım diler ve kendine verilen kabiliyeti sarfeder. Şu halde, her mü’min “Beni zikredin!” emri karşısında âcizliğini hissederek önce: “Ancak Sana ibâdet/kulluk eder ve ancak Senden yardım dileriz.”4881 şeklindeki kesin sözünü hatırlayacak; zikir ve şükür için Allah’tan yardım isteyecektir. 4882
4879] 2/Bakara, 152
4880] 40/Mü’min, 60
4881] 1/Fâtiha, 4
4882] Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, Azim Y. c. 1, s. 445-447
- 998 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Zikir ve İbâdetler
Bütün ibâdetlerin özü ve aslı Allah Teâlâ’yı hatırlamaktır. İslâm’ın direği namazdır ve namazdan da maksat Allah’ı zikirdir. “Bana ibâdet/kulluk et; Beni zikir için namaz kıl.”4883 “Namazı dosdoğru kıl. Allah’ı zikretmek elbette en büyük (ibâdet)tir.”4884 Kur’ân-ı Kerim okumanın ibâdetlerin en fazîletlisi olmasının sebebi, Allah’ın kelâmı olması, Allah’ı hatırlatıcı olması ve içerisindekilerin hepsinin Allah’ı zikretmeyi, O’nu hatırlamayı tazelemesidir. Oruçlu insan, sadece midesine değil; eline, ayağına, gözüne, kulağına hâkim olur, onlara da oruç tutturur. Oruç, mideyi aç bırakmaktan daha çok, gönlü takvâ ile doldurmaktır.4885 Oruçtan maksat, şehvet ve kötü arzuları kırmaktır. Böylece şehvet ve hevânın sıkıntılarından kurtulan kalp, temizlenir ve zikre müsait hale gelir. Allah’ın evi olan Kâbe’yi ziyâret olan hacdan maksat, ev sahibi olan Allah’ı hatırlamak ve O’na yakınlaşmak çabasıdır. Hac menâsiki içinde yer alan tekbir, telbiye gibi ibâdetler zikir cinsindendir. Dolayısıyla bütün ibâdetlerin başı zikirdir. Zaten müslüman olmak için kelime-i tevhidi söylemek şarttır. Bu da zikrin ta kendisidir. Diğer bütün ibâdetler, bu zikri kuvvetlendirmek içindir. İnsanoğlu, ibâdet için yaratılmıştır.4886 “Kurtulmak istiyorsanız, Allah’ı çok zikredin.”4887 buyrulur. Kurtuluşun anahtarı, az değil; çok zikretmek, her durumda; ayakta, otururken, yatarken zikretmektir. 4888
Münâfıklar Allah’ı çok az zikrederler.4889 Demek ki mü’min Allah’ı çokça zikretmek zorundadır. Tüm zamanını Allah’ı hatırında tutarak, müslüman olduğunu, Allah’a ve O’nun hükümlerine teslim olduğunu unutmadan geçirmelidir.
Zikir ve Namaz
Namaz, baştan sona bir zikirdir. Namaz bize her rüknünde, her ifadesinde Allah’ı hatırlatır. Bu sebepten Allah, Kur’ân-ı Kerim’de bazen “namazı ikame ediniz!” emri yerine; “Allah’ı zikrediniz!” veya “Rabbinin adını zikret!” denilir. Kerim Kitab’da zikirle namaz yakınlığından dolayı, zaman zaman salât (namaz) kelimesinin zikirle yer değiştirdiği ifadelere rastlarız. Namazda Allah’ın zikrini (Kur’an’ı) tekrar eder, tezekkür ederiz. Bunun için Cenâb-ı Hak; “sabah akşam namaz kıl!” yerine; “Sabah akşam Rabbinin adını zikret!”4890 buyurmuştur.
Namazın her rekâtında ve her bir rüknünde Allah’ı tekrar tekrar zikretmeli, hatırlamalıyız. Allah’ın emirlerini ve yasaklarını, vaadlerini ve tehditlerini, hüküm ve nimetlerini, sıfat ve isimlerini düşünmeliyiz. Böylece namaz, günde beş kez, alevlenen nefsî arzuların ateşini söndürmek, dünyevî sevgilerle kendinden geçen gönlümüze Allah ve Rasûlü’nün sevgisini yerleştirmek, fahşâ ve münker pisliğiyle aslî temizliğini kaybeden varlığımızı arındırmak için yapılan gerçek bir zikir olur. Bu anlamıyla zikrin yer almadığı namazlar, boş ve mânâsız hareketlerden ibâret birer yorulma olmaktan öteye gidemez. 4891
4883] 20/Tâhâ, 14
4884] 29/Ankebût, 45
4885] 2/Bakara, 183
4886] 51/Zâriyâat, 56
4887] 8/Enfâl, 191
4888] 3/Âl-i İmrân, 191
4889] 4/Nisâ, 142
4890] 76/İnsan, 25
4891] Abdullah Yıldız, Namaz, s. 32
ZİKİR
- 999 -
“Bana ibâdet/kulluk et; Beni zikir için namaz kıl.” 4892
“Namaza çağrıldığınız zaman Allah’ı zikretmeye koşun!’’ 4893
“Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam zikret. Gâfillerden olma!” 4894
“Allah’ın yüce tanınmasına, içinde adının zikredilmesine izin verdiği mescidlerde sabah akşam O’nu tesbih ederler.” 4895
“Kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı da dosdoğru kıl; çünkü namaz iğrenç ve kötü şeyler (fahşâ ve münker)den vazgeçirir. Allah’ı zikretmek, elbette en büyük (ibâdet)tir.” 4896
“Ey iman edenler; çokça zikretmek sûretiyle Allah’ı zikredin!” 4897
“Sabah akşam Rabbinin adını zikret!” 4898
Zikir ve Kur’an
Kur’an, kendisine ‘zikir’ demektedir ki, O, baştanbaşa bir öğüttür, hatırlatmadır, insanlarla ilgili her önemli şeyi açıklayan bir ilâhî bildiridir. O, aynı zamanda sürekli Allah’ı hatırlatan âyetlerden meydana gelmektedir.
“Bu, Bizim O’na indirdiğimiz mübârek bir Zikirdir. Şu halde, onu inkâr edecek olanlar siz misiniz?” 4899
“Hiç şüphesiz Zikr’i (Kur’an’ı) Biz indirdik Biz; onun koruyucuları da gerçekten Biziz.” 4900
“Dediler ki: ‘Ey kendisine zikir (Kur’an) indirilen (Muhammed)! Sen mutlaka bir mecnunsun!” 4901
“(Rasûlüm!) İşte böylece geçmiştekilerin haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Şüphesiz ki, tarafımızdan sana bir zikir (Kur’an) verdik.” 4902
“Sen, ancak zikre (Kur’an’a) uyan ve görmeden Rahmân’dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte böylesini bir mağfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele!” 4903
“Sen zikrimize (Kur’an’a) iltifat etmeyen ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenlerden yüz çevir!” 4904
“... Ey iman eden akıl sahipleri! Allah’tan korkun. Allah size gerçekten bir zikir (Kur’an) indirmiştir.” 4905
4892] 20/Tâhâ, 14
4893] 62/Cum’a, 9
4894] 7/A’râf, 205
4895] 24/Nûr, 36
4896] 29/Ankebût, 45
4897] 33/Ahzâb, 41
4898] 76/İnsan, 25
4899] 21/Enbiyâ, 50
4900] 15/Hıcr, 9
4901] 15/Hıcr, 6
4902] 20/Tâhâ, 99
4903] 36/Yâsin, 11
4904] 53/Necm, 29
4905] 65/Talak, 10
- 1000 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Sâd Sûresinin ikinci âyetinde geçen ‘zikr’in birkaç anlamda kullanılma ihtimali bulunmaktadır: “Sâd. Zikir dolu Kur’an’a andolsun.”4906 Zikir dolu, zikir sahibi Kur’an; şeref ve şan sahibidir. En yüce şeref ona aittir. Nitekim bir başka âyette buna işaret edilmektedir: “Gerçekten O Kur’an, hem senin için, hem de kavmin için bir zikirdir (şereftir)”4907 Buradaki zikir ikinci olarak; anmak, hatırlatmak, şeriat ve hükümleri, va’ad (Allah’ın verdiği söz) ve tehditler, geçmiş ümmetlerin kıssalarından alınacak ders ve ibretler anlamında kullanılmaktadır. Üçüncü olarak, dinde ihtiyaç olan şeyleri hatırlatma, yani şerefli ve değeri yüce dini öğreten, ibret dersi veren Kur’an mânâsında gelmiş olabilir.
Kur’an, bir zikir ve uyarıdır. Kalpler onunla huzur ve sükûn bulur. Mü’minler onun âyetlerini tedebbür, tefekkür edip düşünsünler ve dosdoğru yolda hidâyet üzere yaşasınlar, her türlü problemlerine onun gösterdiği çarelerle çözüm bulup kurtuluşa ersinler diye gönderilmiştir.
Namazda ve namaz dışında Kur’an okumak, büyük bir zikirdir; devamlı bir hatırlama ve hatırlatmadır. Kur’an’ı ve O’nun hükümlerini unutan, dünya zevkleriyle sarhoş olup gaflet içinde yaşayan insanı ilâhî hakikatlerle sarsıp uyandıran, kendine/fıtratına döndüren büyük bir zikirdir Kur’an.
Zikrin bu geniş anlam sahası, Kur’an âyetlerinde açıkça ortaya konulduğunu yukarıda belirttik. Şimdi Kur’an’da zikir kelimesinin geçtiği bazı âyetlerin meallerini görelim:
“Allah’ın mescidlerinde O’nun adının zikredilip anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zâlim kim vardır?!” 4908
“Beni zikredin ki Ben de sizi zikredeyim.” 4909
“...Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini (size verdiği hidâyeti ve size gönderdiği Peygamberini), kendisiyle size öğüt vererek size indirdiği Kitab’ı ve hikmeti zikredin/hatırlayın.” 4910
“...Allah’ın size öğrettiği gibi Allah’ı zikredin” 4911
“...Rabbini çok zikret; sabah akşam tesbih et.” 4912
“Onlar (takvâ sahipleri), bir kötülük yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı zikredip/hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfâr ederler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler.” 4913
“Ayakta dururken, otururken, yanları üzerinde yatarken (her zaman) Allah’ı zikrederler (ve şöyle duâ ederler:) ‘Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azâbından koru!”4914
4906] 38/Sâd, 1-2
4907] 43/Zuhruf, 44
4908] 2/Bakara, 114
4909] 2/Bakara, 152
4910] 2/Bakara, 231
4911] 2/Bakara, 239
4912] 3/Âl-i İmrân, 41
4913] 3/Âl-i İmrân, 135
4914] 3/Âl-i İmrân, 190-191
ZİKİR
- 1001 -
“Namazı bitirince ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken Allah’ı zikredin. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz, mü’minler üzerine vakitli olarak farz olmuştur.” 4915
“Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah’a sığın. Çünkü O, (herşeyi) işitendir, (herşeyi) bilendir. Takvâya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda (Allah’ın emir ve yasaklarını) tezekkür edip hatırlayarak hemen gerçeği görürler.” 4916
“Rabbini, içinden, yalvararak ve O’ndan korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah ve akşam zikret. Gâfillerden olma!” 4917
“Mü’minler, ancak, Allah zikredildiği/anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.” 4918
“Ey iman edenler! (Savaşmak için) herhangi bir topluluk ile karşılaştığınız zaman sebât edin ve Allah’ı çok zikredin ki başarıya erişesiniz.” 4919
“(Onlar, Allah’a) İman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler, ancak Allah’ı zikretmekle tatmin olur, huzura kavuşur.” 4920
“Yedi gök, dünya ve bunlarda bulunan herkes (herşey) O’nu tesbih eder. O’nu hamd/övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız.” 4921
“Unuttuğun zaman Allah’ı zikret ve ‘Umarım Rabbim beni, doğruya bundan daha yakın olan bir yola iletir’ de.” 4922
“(Rasûlüm!) Sabah akşam Rablerine, sırf O’nun rızâsını dileyerek duâ edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. Kalbini, Bizi zikretmekten gâfil kıldığımız, hevâsına/kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye itaat etme.” 4923
“(Ey Mûsâ!) Seni, kendim için elçi seçtim. Sen ve kardeşin birlikte âyetlerimi götürün. Beni zikretmeyi ihmal etmeyin. Firavun’a gidin. Çünkü o, iyiden iyiye azdı.” 4924
“Kim Benim zikrimden yüzçevirirse, şüphesiz onun için dar bir geçim, geçim sıkıntısı vardır ve Biz onu, kıyâmet günü kör olarak haşrederiz.” 4925
“İşte bu (Kur’an) da, Bizim indirdiğimiz mübârek/hayırlı, faydalı bir zikirdir (öğüttür). Şimdi onu inkâr mı ediyorsunuz?” 4926
“...İlâhınız bir tek İlâhtır. O’na teslim olun! (Ey Muhammed!) O ihlâslı ve mütevâzi
4915] 4/Nisâ, 103
4916] 7/A’râf, 200-201
4917] 7/A’râf, 205
4918] 8/Enfâl, 2
4919] 8/Enfâl, 45
4920] 13/Ra’d, 28
4921] 17/İsrâ, 44
4922] 18/Kehf, 24
4923] 18/Kehf, 28
4924] 20/Tâhâ, 41-43
4925] 20/Tâhâ 124
4926] 21/Enbiyâ, 50
- 1002 -
KUR’AN KAVRAMLARI
insanları müjdele! Onlar öyle kimselerdir ki, Allah zikredildiği zaman kalpleri titrer; başlarına gelene sabrederler; namazı kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak ederler (Allah için harcarlar).” 4927
“Öyle adamlar vardır ki (Allah’ı tesbih ederler), ne ticâret ne de alışveriş onları Allah’ı zikretmekten, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.” 4928
“(Rasûlüm!) Sana vahyedilen Kitab’ı oku ve namazı dosdoğru kıl. Muhakkak ki namaz, fahşâ ve münkerden (hayâsızlıktan ve kötülükten) alıkoyar. Allah’ı(n) zikir(i), elbette en büyük (ibâdet)tür. Allah yaptıklarınızı bilir.” 4929
“Bizim âyetlerimize ancak o kimseler iman ederler ki, bu âyetlerle kendilerine zikir/öğüt verildiğinde (zükkirû), büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve Rablerini hamd ile tesbih ederler. Onlar, yanları üzere yattıkları yataklarından kalkarak korkuyla, umutla Rablerine duâ edip yalvarırlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler (Allah yolunda harcarlar). Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez. Öyle ya, mü’min olan, hiç fâsık (yoldan çıkmış) kimse gibi midir? Bunlar elbette bir olamazlar.” 4930
“...(Kur’an tilâveti ve ilimle, tesbih, tahmîd, tehlîl ve tekbirle) Allah’ı çokça zikreden erkekler ve zikreden kadınlar; (işte) Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” 4931
“Ey iman edenler, Allah’ı çokça zikredin. Ve O’nu sabah akşam tesbih edin.” 4932
“Ey insanlar! Allah’ın size olan nimetini zikredin/hatırlayın: Allah’tan başka size gökten ve yerden rızık verecek bir yaratıcı var mı? O’ndan başka ilâh yoktur. Nasıl oluyor da (tevhidden şirke) çevriliyorsunuz?” 4933
“Saf saf dizilmişlere; Toplayıp sürenlere; Zikir okuyanlara yemin ederim ki, ilâhınız birdir.”4934
“Allah kimin gönlünü İslâm’a açmışsa o, Rabbinden bir nûr üzerinde değil midir? Allah’ı zikretmek hususunda kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte bunlar apaçık bir sapıklık içindedirler.” 4935
“Kim Rahmân’ı zikretmekten gâfil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona Mûsâllat ederiz. Şüphesiz bu şeytanlar, onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin hidâyette/doğru yolda olduklarını zannederler. O şeytan dostu kimse, en sonunda Bize gelince arkadaşına: ‘Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı, ne kötü arkadaşmışsın!’ der.” 4936
“Sen, zikrimize iltifat etmeyen ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenlerden yüzçevir.” 4937
4927] 22/Hacc, 34-35
4928] 24/Nûr, 37
4929] 29/Ankebût, 45
4930] 32/Secde, 15-18
4931] 33/Ahzâb, 35
4932] 33/Ahzâb, 41-42
4933] 35/Fâtır, 3
4934] 37/Sâffât, 3-4
4935] 39/Zümer, 22
4936] 43/Zuhruf, 36-38
4937] 53/Necm, 29
ZİKİR
- 1003 -
“İman edenlerin Allah’ı zikretme ve O’ndan inen hak/gerçek için kalplerinin saygıyla yumuşaması zamanı daha gelmedi mi? Onlar daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı. Onlardan birçoğu fâsıktır/yoldan çıkmış kimselerdir.” 4938
“Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ı zikretmeye koşun ve alışverişi bırakın. Eğer siz gerçeği anlayan kimseler iseniz elbette bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz bitince yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan isteyin. Allah’ı çok zikredin, umulur ki kurtuluşa erersiniz.” 4939
“Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı zikretmekten alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır.” 4940
“Rabbinin adını zikret. Mutlak ihlâs ile O’na yönel.” 4941
“Sabah akşam Rabbinin ismini zikret. Gecenin bir kısmında O’na secde et; gecenin uzun bölümünde O’nu tesbih et.” 4942
“Temizlenen, Rabbinin adını zikredip O’na kulluk eden, namaz kılan kimse kuşkusuz kurtuluşa ermiştir.” 4943
Zikir; bir şeyin dilde veya kalpte hazır olması, o şeyin söz ile veya kalpte hatırlanmasıdır. Bu hatırlama iki şekilde olabilir: Birincisi, unuttuktan sonra olan bir hatırlamadır ki, bu her insanda her zaman olan bir şeydir. İkincisi, akılda tutulan, öğrenilen ve zaten kalbe yerleşen şeyin hatırlanmasıdır ki, kişi hiç unutmadığı bu gibi şeyleri dil ile söylediği zaman onu zikretmiş, dile getirmiş olur. “Andolsun, size, (bütün durumlarınızı kapsayan) zikrinizin içinde olduğu bir Kitap indirdik. Yine de akıllanmayacak mısınız?”4944 âyetinde bu anlamları bulmak mümkündür.
‘Zikir’ bir âyette Peygamberimiz’in bir özelliği olarak kullanılmaktadır. Tıpkı Hz. İsa (a.s.)’ya ‘Allah’ın Kelimesi’ denilmesi gibi. Hz. Muhammed (s.a.s.) Allah’ın elçisidir, ama hatırlatan, uyaran veya şerefi yüce bir elçidir.“Allah, onlar için şiddetli bir azap hazırlamıştır; öyleyse ey iman etmekte olan temiz akıl sahipleri! Allah’tan korkup sakının. Doğrusu Allah, sizin için bir zikir (hatırlatan) indirmiştir.”4945 Bazı tefsirciler bu âyetteki zikr’in Kur’an olduğunu, bazıları ise kelimenin burada ‘uyarı’ anlamına geldiğini söylemişlerdir. 4946
Kur’an’ın ‘zikir ehli’ (ehlu’z zikr) dediği insanların kim olduğu konusunda da farklı görüşler bulunmaktadır. Bu kavramın geçtiği âyetin meâli şöyle: “Biz senden önce kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başka (Rasûl) göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun.”4947 Bazılarına göre ‘zikir ehli’, Allah’ın daha önceden gönderdiği kitaplardır. Çünkü onlar da peygamberlerden ve onlarla beraber gelen vahy’den bahsediyorlar, onları hatırlatıyorlardı. Kimilerine göre, kitap ehli kim4938]
57/Hadîd, 16
4939] 62/Cum’a, 9-10
4940] 63/Münâfıkun, 9
4941] 73/Müzzemmil, 8
4942] 76/İnsan, 25-26
4943] 87/A’lâ, 14-15
4944] 21/Enbiyâ, 10
4945] 65/Talak, 10
4946] Muhtasar İbn Kesir, 3/518; Tefhimu’l-Kur’an, 6/384
4947] 16/Nahl, 43
- 1004 -
KUR’AN KAVRAMLARI
selerdir. Çünkü onlar da peygamberleri ve görevlerini biliyorlar. Kimilerine göre de, kendilerine tebliğ edildiği zaman daha önceden iman etmiş mü’minlerdir. Eğer müşrikler, Kur’an’dan ve Hz. Peygamber’in dâvetinden şüphe ediyorlarsa, daha önce bu dâveti anlamış ve iman etmiş kimselere sorsunlar. Çünkü onlar ‘zikr’i anlayan, ne olduğunu bilen kimselerdir. 4948
Bir âyette ‘zikr’in, unutmadan sonra hatırlama anlamına geldiğini görüyoruz. Daha önce bilinen bir şey unutulduktan sonra hatırlanıyor ve bu hatırlama dil ile ifade ediliyor. 4949
Kalp ve dil ile zikrin beraber ifade edildiği âyetler de bulunmaktadır. Şu örnekte olduğu gibi: “(Hac) ibâdetinizi bitirdiğinizde, artık (câhiliye döneminde) atalarınızı andığınız (zikrettiğiniz) gibi hatta daha kuvvetli bir anma ile Allah’ı anın (zikredin)…”4950 Buradaki zikir, hem kalb ile Allah’ı hatırlamaktır, hem de Hacc esnasında veya hac bitiminde çeşitli duâ ve zikir sözleri okuyup dil ile Allah’ı anmaktır. 4951
Rabbimiz (c.c.), Peygamberimiz’e, Hz. Meryem’i, İbrâhim’i, Mûsâ’yı, İsmail’i, İdris’i (a.s.) anmasını veya onları mü’minlere hatırlatmasını istiyor.4952 Yine Peygamberimize; “Hz. Dâvud’u, Eyyûb’u, İshak’ı, Yakub’u, Elyesâ’yı, Zülkifl’i4953 ve Hûd’u da hatırlat” 4954 buyuruyor. İsrâiloğullarına birçok yerde; “Allah’ın size verdiği nimetleri ve size verdiği makamları hatırlayın” demektedir. 4955
Kur’an, mü’minlerden de sürekli bir şekilde Allah’ın nimetlerini hatırlamalarını istiyor.4956 Kur’an, ayrıca bütün insanlara Allah’ın kendilerine verdiği nimetleri hatırlamalarını emrediyor. 4957
Hadis-i Şeriflerde Zikir Kavramı
“Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur: ‘Ben kulumun Beni sandığı gibiyim ve Bana dua ettiği, Beni zikrettiği zaman onunla beraberim. Kim Beni kendi nefsinde zikrederse (içinden geçirirse), Ben de onu kendi nefsimde zikrederim (içimden geçiririm). Kim Beni kalabalıkta, bir cemaat içinde zikrederse, Ben de onu, ondan daha hayırlı bir cemaat içinde zikrederim. O, Bana bir karış yaklaşırsa Ben ona bir arşın (adım) yaklaşırım. O Bana bir arşın yaklaşırsa, Ben ona bir kulaç yaklaşırım. O Bana yürüyerek gelirse Ben ona koşarak giderim. Kim Bana şirk koşmaksızın bir arz dolusu günahla gelse, Ben de onu bir o kadar mağfiretle karşılarım.” 4958
“Allah’ı zikredenle zikretmeyen, diri ile ölü gibidirler.” 4959
4948] el-Keşşâf, 2/584; Muhtasar İbn Kesir, 2/332; Fî Zılâli’l-Kur’an, 4/2173
4949] 18/Kehf, 63
4950] 2/Bakara, 200
4951] Ayrıca bk. 2/Bakara, 198, 203, 239; 4/Nisâ, 103
4952] 19/Meryem, 16, 41, 51, 54, 56
4953] 38/Sâd, 17, 41, 45, 48
4954] 46/Ahkaf, 31
4955] 2/Bakara, 40, 47, 122; 5/Mâide, 20; 8/Enfâl, 45
4956] 2/Bakara, 231; 3/Âl-i İmrân, 103; 5/Mâide, 7, 11
4957] 35/Fâtır, 3; 7- Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, Azim Y. c. 1, s. 445-4478- Abdullah Yıldız, Namaz, s. 329- Muhtasar İbn Kesir, 3/518; Tefhimu’l-Kur’an, 6/38410- el-Keşşâf, 2/584; Muhtasar İbn Kesir, 2/332; Fî Zılâli’l-Kur’an, 4/217311- Hüseyin K. Ece, a.g.e. s. 776-778
4958] Buhârî, Tevhid 15, 35, 50; Müslim, Zikir 2, hadis no: 2675, 4/2061, Tevbe 1; Tirmizî, Deavât 142, hadis no: 3598
4959] Buhârî, Deavât 67
ZİKİR
- 1005 -
“İçerisinde Allah zikredilen evlerin misali ile içerisinde Allah zikredilmeyen evlerin misali, diri ile ölünün misali gibidir.” 4960
“Allah’ı unutarak lüzumsuz konuşmalara dalmayın. Çünkü Allah hatırlanıp zikredilmeden yapılan uzunca konuşmalar, kalbi katılaştırır. Allah’tan en uzak olan kimse, kalbi katı olandır.” 4961
“Bir topluluk Allah’ı zikretmek üzere otururlarsa, melekler onları kuşatır, rahmet onları kaplar, üzerlerine sekîne (huzur, feyiz) iner ve Allah onları yanındakilere (meleklere) zikreder.” 4962
“Kim bir yere oturur ve orada Allah’ı zikretmez (ve hiç zikretmeden kalkar) ise Allah’tan ona bir noksanlık vardır. Kim bir yere yatar, orada Allah’ı zikretmezse, ona Allah’tan bir noksanlık vardır. Kim bir müddet yürür ve bu esnâda Allah’ı zikretmezse, Allah’tan ona bir noksanlık vardır.”4963 Hadis, Tirmizî’de şu şekilde gelmiştir: “Bir cemaat bir yerde oturur ve fakat orada Allah’ı zikretmez ve peygamberlere salât okumazlarsa, üzerlerine bir ceza vardır. (Allah) Dilerse onlara azab eder; dilerse mağfiret eder.” 4964
Allah Rasûlü’nün (s.a.s.) ashâbından bir grup Peygamber’e şöyle demişlerdi: “Yâ Rasûlallah! Mal mülk sahibi kimseler, ecirlerin tamamını alıp götürdüler. Onlar bizim gibi namaz kılıyorlar, bizim gibi oruç tutuyorlar. (Ayrıca) mallarının fazlasını da tasadduk ediyorlar.” Bunun üzerine Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Allah sizin için de tasadduk edeceğiniz şeyler hazırlamamış mı? Şüphesiz her bir tesbih bir sadaka, her bir tekbir bir sadaka, her bir tahmîd bir sadaka, her bir tehlîl bir sadaka, iyiliği emretmek, birinizin eşi ile cinsî münâsebette bulunması bir sadakadır.” Bu söz üzerine ashâb: “Yâ Rasûlallah, birimiz şehvetinden dolayı hanımı ile münâsebette bulunur; bundan da sevap olur mu?” deyince Efendimiz şöyle buyurdu: “Şayet o kimse şehvetini haram bir yolla tatmin etseydi bir günah işlemiş olmaz mıydı? Aynı şekilde helâl bir yolla da şehvetini tatmin ederse ona bir sevap vardır.” 4965
“Dünya mel’undur, içindekiler de mel’undur; ancak Allah Teâlâ’yı zikir ve zikrullah’a yardımcı olanlarla âlimler ve ilim öğrenenler hâriç.”4966 Bu hadis, farklı şekillerde de rivâyet edilmiştir: “Dünya mel’undur, Allah için olanlar hâriç.”, “Dünya mel’undur, içindekiler de mel’undur; emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l-münker ve zikrullah hâriç.”, “Dünya mel’undur, içindekiler de mel’undur; Allah’ın rızâsı için yapılanlar hâriç.” 4967
“Kim akşamdan temizlik üzere (abdestli olarak) zikredip uyursa (uyku bastırıncaya kadar Allah’ı zikrederse) ve geceleyin de uyanıp Allah’tan dünya veya âhiret hayırlarından bir şey isterse, Allah Teâlâ, istediğini mutlaka ona verir.” 4968
“Allah’ın, yollarda dolaşıp zikredenleri araştıran melekleri vardır. Allah Teâlâ’yı zikreden bir cemaate rastlarlarsa, birbirlerini ‘aradığınıza gelin’ diye çağırırlar. (Hepsi gelip) onları kanatlarıyla kuşatarak dünya semâsına kadar arayı doldururlar. Allah, -onları en iyi bilen
4960] Buhârî, Deavât 66; Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn 211, hadis no: 779
4961] Tirmizî, Zühd, 62
4962] Müslim, Zikir 25, 30, hadis no: 2689, 2700, 4/2069; Tirmizî, Deavât 7, hadis no: 3375
4963] Ebû Dâvud, Edeb 31, 107, hadis no: 4856, 5059; Tirmizî, Deavât 8, hadis no: 3377
4964] Tirmizî, Deavât 8, hadis no: 3377
4965] Müslim, Zekât 53, hadis no: 1006
4966] Tirmizî, Zühd 14, hadis no: 2323; İbn Mâce, Zühd 3, hadis no: 4112
4967] K. Sitte Terc. 7/238-239
4968] Ebû Dâvud, Edeb 105, hadis no: 5042; Tirmizî, Deavât 100, hadis no: 3525
- 1006 -
KUR’AN KAVRAMLARI
olduğu halde- meleklere sorar: ‘Kullarım ne diyorlar?’ ‘Seni tesbih ediyorlar, Sana tekbir okuyorlar, Sana tahmîd (el-hamdü lillâh) okuyorlar. Sana ta’zim (temcid) ediyorlar’ derler. Rab Teâlâ sormaya devam eder: ‘Onlar Beni gördüler mi?’ ‘Hayır!’ derler. ‘Ya görselerdi ne yaparlardı?’ ‘Eğer Seni görselerdi ibâdette çok daha ileri giderler; çok daha fazla ta’zim, çok daha fazla tesbihde bulunurlardı’ derler. Allah tekrar sorar: ‘Onlar ne istiyorlar?’ ‘Senden cennet istiyorlar.’ ‘Cenneti gördüler mi?’ der. ‘Hayır, Ey Rabbimiz!’ derler. ‘Ya görselerdi ne yaparlardı?’ der. ‘Eğer görselerdi, derler, ‘cennet için daha çok hırs gösterirler, onu daha ısrarla isterler, ona daha çok rağbet gösterirlerdi.’ Allah Teâlâ sormaya devam eder: ‘Neden istiâze ediyorlar (sığınıyorlar)?’ ‘Cehennemden istiâze ediyorlar’ derler. ‘Onu gördüler mi?’ der. ‘Hayır, Rabbimiz, görmediler!’ derler. ‘Ya görselerdi ne yaparlardı?’ der. ‘Eğer cehennemi görselerdi ondan daha şiddetli kaçarlar, daha şiddetli korkarlardı’ derler. Bunun üzerine Rab Teâlâ şunu söyler: ‘Sizi şâhid kılıyorum, onları affettim!” Rasûlullah (s.a.s.) sözüne devamla şunu anlattı: “Onlardan bir melek der ki: ‘Bunların arasında falanca günahkâr kul da var. Bu onlardan değil. O başka bir maksatla uğramıştı, oturuverdi.’ Allah Teâlâ; ‘Onu da affettim, onlar öyle bir cemaat ki, onlarla oturanlar da onlar sâyesinde bedbaht olmazlar’ buyurur.” 4969
“Allah’ı zikreden bir cemaatle sabah namazı vaktinden güneş doğuncaya kadar birlikte oturmam, bana İsmâil’in oğullarından dört tanesini âzâd etmemden daha sevimli gelir. Allah’ı zikreden bir cemaatle ikindi namazı vaktinden güneş batışına kadar oturmam dört kişi âzâd etmemden daha sevimli gelir.”4970 (Burada, Allah’ı zikirden maksat, her çeşit zikir olabilir: Kur’an tilâveti, tesbih, tehlil, tahmid, salevât, ilimle meşgul olmak, tefsir, hadis gibi şer’î ilimlerin öğrenilmesidir. 4971
“Abdest imanın yarısıdır. Elhamdü lillâh mizanı (amel terazisini) doldurur; sübhânallahi ve’lhamdü lillâh arz ve semâ arasını doldurur. Namaz nurdur; sadaka burhandır; sabır ziyâdır; Kur’an ise, lehine veya aleyhine bir hüccettir. Herkes sabahleyin kalkar, nefsini (Allah’a veya şeytana) satar; kimisi kurtarır, kimisi de helâk eder.”4972 Hadisin Tirmizî’de gelen başka bir vechi şöyledir: “Tesbih mîzânın yarısıdır; elhamdü lillâh mîzan doldurur; tekbir ise gökle yer arasını doldurur. Oruç sabrın yarısıdır; temizlik imanın yarısıdır.”
Hz. Ali anlatıyor: “Fâtıma’nın, değirmen kullanmaktan elleri yara oldu, kırba ile su taşımaktan da omuzları incinmişti. Peygamber’e hizmetçi getirilmişti. Ben Fâtıma’ya dedim ki: “Babana gidip O’ndan bir hizmetçi ister misin?” O da babası Rasûlullah’ın yanına gitti. O, yanındaki bazı adamlarla konuşuyordu. Fâtıma da (bir şey söylemeden) geri döndü. Ertesi gün Rasûlullah Fâtıma’ya gelerek: “Kızım, ihtiyacın ne idi?” diye sordu. Fâtıma sükût edip cevap vermedi. Ben araya girip: “Ben anlatayım Ey Allah’ın Rasûlü!” dedim ve açıkladım: “Fâtıma’nın değirmen kullanmaktan elleri yara oldu, kırba ile su taşımaktan da omuzları incindi. Köleler gelince ben kendisine, size uğramasını, sizden bir hizmetçi istemesini ve böylece biraz rahata kavuşmasını söyledim. Bu açıklamam üzerine Rasûlullah: “Ey Fâtıma, Allah’tan kork! Allah’a olan farzlarını edâ et, âilenin işlerini yap. Yatağına girince otuz üç kere sübhânellah, otuz üç kere elhamdü lillâh, otuzdört kere Allahu ekber de; Böylece hepsi yüz yapar. Bu zikir, senin için hizmetçiden daha hayırlıdır.” buyurdular. Fâtıma (r.a.): “Allah’tan ve Allah’ın rasûlünden râzıyım” dedi. Rasûlullah ona
4969] Buhârî, Deavât 66; Müslim, Zikr 25, hadis no: 2689; Tirmizî, Deavât 140, hadis no: 3595
4970] Ebû Dâvud, İlm 13, hadis no: 3667
4971] K. Sitte, c. 6, s. 520
4972] Müslim, Tahâret 1, hadis no: 223; Tirmizî, Deavât 91, hadis no: 3512; Nesâî, Zekât 1
ZİKİR
- 1007 -
hizmetçi vermedi.”4973 (Hadisin bazı vecihlerinde, Rasûlullah, “Suffe ashâbı ihtiyaç içerisinde kıvranırken ben size hizmetçi veremem” şeklinde cevap vermiş, “fazla köle olsa satıp parasıyla Suffe ashâbının bazı ihtiyaçlarını karşılamaya çalışacağını” belirtmiştir. Bazı rivâyetlerde: “Bedir yetimleri (ihtiyaçta) sizi geçti”, bir başka rivâyette: “Ey Fâtıma sabret! Kadınların en hayırlısı, âilesine faydalı olandır.” buyurmuştur.
“Namaz, oruç ve zikir; Allah yolunda infak (harcama) üzerine yedi yüz misli katlanır.”4974 (Bu hadisin izahı sadedinde İbn Kayyim, zikir ile cihad ilişkisi konusunda üç mertebe olduğunu ifade ederek, hem zikir ve hem cihadın birlikte yapılmasının en üst mertebe olduğunu belirtir. Âyetten delil getirir: “Ey iman edenler, düşman bir grupla karşılaştınızmı sebat edin ve Allah’ı çok zikredin ki başarıya erişesiniz.”4975 “İkinci mertebe, cihad etmeksizin zikretmek. Bu, önceki mertebeden düşüktür. Üçüncü mertebe ise, zikretmeden cihad etmek; Bu her ikisinden de düşüktür. Çünkü cihad, zikir sebebiyle konulmuştur. Cihaddan maksat, Allah’ın zikri ve ibâdetin sadece O’na yapılması, O’nun bir bilinmesi, O’nun zikri, sadece O’nun ma’bud kılınmasıdır. Zikir, mahlûkatın yaratıldığı gâyeyi teşkil etmektedir” der. 4976
“Yedi sınıf insan vardır ki Allah onları kendi (arş’ının) gölgesinden başka hiçbir gölge bulunmayan (kıyâmet) gün(ün)de (arş’ının) gölgesinde gölgelendirecektir. (Bunlar:) Âdil imam (yönetici), Allah’a ibâdet ede ede yetişen genç, kalbi mescidlere bağlı olan kimse, Allah için sevişen, O’nun için bir yere gelen; O’nun için birbirinden ayrılan iki kimse, kendisini mevkî sahibi ve güzel bir kadın (fenâlığa) dâvet ettiği halde: ‘Ben Allah’tan korkarım’ diyen adam, sol elinin verdiğini sağ eli duymayacak derecede gizli sadaka veren kimse ve tenha bir yerde Allah’ı zikrederek gözleri boşanan kimsedir.” 4977
“Size amellerinizin en iyisini, Rabbinizin huzurunda en temizini ve derecelerinizde en yükseğini, altın ve gümüş infak etmekten daha hayırlısını, düşmanla karşı karşıya gelip siz onların, onlar sizin boyunlarınızı vurmaktan daha iyisini söyleyeyim mi?” buyurdu. ‘Evet’ dediler. “Allah’ı zikir” dedi. 4978
“Cennet bahçelerini gördüğünüz zaman orada otlayınız.” ‘Cennet bahçeleri nedir?’ diye soruldu. “Zikir halkalarıdır.” buyurdu. 4979
Muaz bin Cebel, Allah’ın Rasûlünden duyduğu son sözün şu olduğunu anlatıyor: ‘Allah’a hangi amel daha hoş gelir?’ dedim. “Dilin, Allah’ı zikirle ıslanmış olarak ölmen” buyurdu. 4980
“Her şeyin bir cilâsı vardır; kalplerin cilâsı da Allah’ı zikretmektir. İnsanı Allah’ın azâbından en çok koruyacak şey, ancak zikrullahtır.” ‘Allah yolunda cihad da mı (zikirden hayırlı) değil?’ dediler. “Hayır, kesilinceye kadar vuruşsa dahi” dedi. 4981
Hz. Muaz bin Cebel (r.a.) anlatıyor: “Kul, kendini Allah’ın azâbından
4973] Buhârî, Fedâilu’l-Ashâb 9, Humus 6, Nafakaat 6, 7, Deavât 11; Müslim, 80 hadis no: 2727; Tirmizî, Deavât 24, hadis no: 3405; Ebû Dâvud, Harâc 20, hadis no: 2988, 2989, Edeb 109, hadis no: 5062-5063
4974] Ebû Dâvud, Cihad 14, hadis no: 2498
4975] 8/Enfâl, 45
4976] K. Sitte, 13/251
4977] Müslim, Zekât 91, hadis no: 1031
4978] Tirmizî, Deavât 6
4979] Tirmizî, Deavât 83; Ahmed bin Hanbel, 3/150
4980] et-Terğîb 2/395, Taberânî’den
4981] Buhârî, Deavât 5
- 1008 -
KUR’AN KAVRAMLARI
kurtarmada zikrullahtan daha etkili bir ameli işlememiştir.” 4982
Bazı Fazîletli Zikir Sözleri: Ebû Mûsâ (r.a.) anlatıyor: Bir seferde Peygamber (s.a.s.) ile beraberdik. Cemaat, yüksek sesle tekbir almaya başladılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Ey insanlar! Kendinize acıyın; siz ne sağıra duâ ediyorsunuz; ne de bir gâibe! Muhakkak siz işiten yakın bir zâta duâ ediyorsunuz ki, o sizinle beraberdir.” Ebû Mûsâ: “Ben onun arkasındaydım ve ‘lâ havle velâ kuvvete illâ billâh (güç ve kuvvet ancak Allah’a mahsustur’ diyordum. Bunun üzerine de: “Ey Abdullah bin Kays! Sana cennet definelerinden bir define göstereyim mi?” dedi. Ben: “Hay hay yâ Rasûlallah!” dedim. ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh (güç ve kuvvet ancak Allah’a mahsustur’ de!” buyurdu. 4983
“Allah’ın doksan dokuz ismi vardır. Onları kim ezberlerse cennete girer. Allah tektir, teki sever.”4984 Diğer rivâyet şöyledir: “Gerçekten Allah’ın doksan dokuz ismi vardır. Bir müstesnâ yüz isim! Bunları kim sayarsa cennete girer.” 4985
“Sübhânallahi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illâllahu vallahu ekber’ demem, benim için güneşin üzerine doğduğu her şeyden daha sevgilidir.” 4986
“Bir kimse günde yüz defa, ‘Lâ ilâhe illâllahu vahdehû lâ şerîke leh, lehu’l-mülkü ve lehu’l-hamdu ve hüve alâ külli şey’in kadîr (Allah’tan başka ilâh yoktur. O’nun şerîki/ortağı yoktur; mülk O’nundur, hamd de O’na mahsustur. Hem O her şeye kaadirdir)’ derse, o kimse için on köle (âzât etme) dengi sevap olur. Ve kendisine yüz hasene yazılır; yüz günahı da silinir. O gün, akşamlayıncaya kadar şeytandan muhâfaza olur. Onun yaptığından daha faziletli bir işi kimse yapamaz. Meğer ki, onun yaptığından fazla yapsın. Ve bir kimse günde yüz kere ‘Sübhânallahi ve bihamdihî (Allah’ı hamdiyle birlikte tenzih ederim)’ derse; günahları denizin köpüğü kadar bile olsa sâkıt olur.” 4987
“İki kelime vardır ki, dile hafif, mîzanda ağır, Allah’a makbuldürler. (Bunlar:) ‘Sübhânallahi ve bihamdihî, sübhânallahi’l-azîm (Allah’ı hamdiyle birlikte tenzih ederim. Yüce Allah’ı tenzih ederim)’ (kelimeleridir).” 4988
“Sübhânallahi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illâllahu vallahu ekber (Allah’ı tenzih ederim, hamd Allah’a mahsustur ve Allah’tan başka ilâh yoktur. Allah her şeyden büyüktür)’ demem, benim için, üzerine güneş doğan her şeyden daha makbuldür.” 4989
Mus’ab bin Sa’d (r.a.) anlatıyor: Bana babam rivâyet etti. (Dedi ki: ‘Rasûlullah (s.a.s.)’ın yanındaydık. “Biriniz her gün bin sevap kazanmaktan âciz midir?” diye sordu: “Yüz kere tesbih eder (Sübhânallah der) ve kendisine bin sevap yazılır. Yahut üzerinden bin günah indirilir” buyurdu. 4990
Muhâcirlerin fakirleri Rasûlullah’a (s.a.s.) gelerek: ‘Varlık sahipleri yüksek
4982] İmam Mâlik, Muvattâ, Kur’an 24, hadis no: 1, 211; Tirmizî, Deavât 6, hadis no: 3374; İbn Mâce, Edeb 53, hadis no: 3790
4983] Müslim, Zikir 44, hadis no: 2704
4984] Müslim, Zikir 5, hadis no: 2677
4985] Müslim, Zikir 6, hadis no: 2677
4986] Müslim, Zikir 10
4987] Müslim, Zikir, 28, hadis no: 2691
4988] Müslim, Zikir 31, hadis no: 2694
4989] Müslim, Zikir 32, hadis no: 2695
4990] Müslim, Zikir 37, hadis no: 2698; Buhârî Deavât, Bed’ul-Halk; Tirmizî Deavât; İbn Mâce, Sevâbu’t-Tesbîh
ZİKİR
- 1009 -
dereceleri ve devamlı nimetleri alıp gittiler’ demişlerdi. Rasûlullah (s.a.s.): “Neymiş o” diye sordu. Muhâcirler: ‘(Ne olacak,) Onlar da bizim kıldığımız gibi namaz kılıyor; bizim tuttuğumuz gibi oruç tutuyor. (Ama,) Onlar sadaka veriyor, biz veremiyoruz; onlar köle âzâd ediyor, biz edemiyoruz’ dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.s.): “Ben size bir şey öğreteyim mi? Onunla sizi geçenlere yetişir; sizden sonrakileri de geçersiniz. Hem hiçbir kimse sizden daha fazîletli olamaz; meğer ki sizin yaptığınız gibi yapmış olsun!” buyurdu. Muhâcirler: ‘Hay hay yâ Rasûlallah!’ dediler. Rasûlullah: “Her namazdan sonra otuz üç kere tesbih (sübhânallah), tahmid (el-hamdu lillâh) ve tekbir (Allahu ekber zikri) edersiniz.” Bunun üzerine fakir muhâcirler Rasûlullah (s.a.s.)’a dönerek: ‘Mal, mülk sahibi din kardeşlerimiz bizim yaptığımızı işitmiş; bunun mislini onlar da yaptılar’ dediler. Rasûlullah: “(Ne yapalım,) Bu, Allah’ın bir fazl u keremidir; onu dilediğine verir” buyurdu. 4991
“Bir kimse her namazın sonunda Allah’a otuz üç defa tesbih, otuz üç defa hamd eder, otuz üç defa da tekbirde bulunursa, bunların toplamı doksan dokuz eder. Yüzün tamamında da: ‘Lâ ilâhe illâllahu vahdehû lâ şerîke leh, lehu’l-mülkü ve lehu’l-hamdu ve hüve alâ külli şey’in kadîr’ derse, günahları denizin köpüğü kadar bile olsa (yine) affolunur.” 4992
“Bir kimse, on defa ‘Lâ ilâhe illâllahu vahdehû lâ şerîke leh, lehu’l-mülkü ve lehu’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr (Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O’nun şerîki/ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd de O’na mahsustur. O her şeye kaadirdir)’ derse, İsmâil oğullarından dört kişi âzâd etmiş gibi olur.” 4993
“Ebu’d-Derdâ (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.s.) bir gün sordu: “Size amellerinizin en hayırlısını, sizin derecenizi en çok artıracak, Melîkiniz nezdinde en temiz, sizin için altın ve gümüş bağışlamanızdan daha hayırlı, sizin için düşmanınızla karşılaşıp onların boyunlarını vurmanızdan, onlar da sizin boyunlarınızı vurmalarından da hayırlı amelinizi haber vereyim mi?” “Bu nedir ey Allah’ın Rasûlü?” dediler. “Allah’ı zikretmektir!” buyurdu. 4994
Hz. Âişe: “Peygamber (s.a.s.) (zamanının) her ânında Allah’ı zikrederdi” dedi. 4995
İmam Mâlik’e ulaştığına göre, Hz. İsa İbn Meryem (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Allah’ın zikri dışında çok kelâm etmeyin, kalpleriniz katılaşır. Çünkü katı kalp Allah’tan uzaktır, fakat bunu bilemezsiniz. Kendiniz efendiler imişcesine insanların günahlarına bakmayın, bilâkis kullar olarak kendi günahlarınıza bakınız. Çünkü insanlar(ın bir kısmı), belâya mâruzdur. Bir kısmı da âfiyete mazhardır. Belâ (imtihan) sahiplerine merhamet edin. Mazhar olduğunuz âfiyete de hamd edin.” 4996
“Cennet halkının tek bir hasreti vardır: O da hayatta Allah’ı zikretmeksizin geçirdikleri vakitlerdir.” 4997
“Her insan ölürken gayet susamış ve harâretli olarak ölür. Yalnız, hayatında Allah’ı zikir
4991] Müslim, Mesâcid, 142, hadis no: 595
4992] Müslim, Mesâcid, 146, hadis no: 597
4993] Müslim, Zikir 30, hadis no: 2693
4994] İmam Mâlik, Muvattâ, Kur’an 24
4995] Müslim, Hayz, 117, hadis no: 373
4996] İmam Mâlik, Muvattâ, Kelâm 8 (2, 986)
4997] Hadis-i şerif rivâyeti
- 1010 -
KUR’AN KAVRAMLARI
ile ağzını ıslatanların son nefeslerinde harâretleri olmaz.” 4998
“Gâfiller arasındaki zikreden, kaçanlar arasında kahramanca harbeden gibidir.” 4999
Namaz ve Kur’an’dan Sonra En Faziletli Zikirler;
Tehlil, Tesbih, Tahmîd, Tekbir
Peygamberimiz en faziletli zikirleri şöyle belirtir: “Kelimelerin en güzeli dört tanedir: ‘Sübhânallah ve el-hamdü lillâh ve lâ ilâhe illâllah ve Allahu ekber.”5000 Bunlara, hadisteki sırasıyla; tesbih, tahmîd, tehlîl ve tekbir denilir.
Tehlil: Tehlil, “Lâ ilâhe illâllah (Allah’tan başka ilâh yoktur)” sözünü söylemek demektir. Bu kelime, bilindiği gibi “kelime-i tevhid” olarak da adlandırılır. Tevhid, İslâm’ın temelidir. Allah’tan başka hiçbir ilâhın olmadığı, hâkimiyet, üstünlük, yaratıcılık ve ilâhlığın ancak Allah’a ait olduğunu kalp ve dil ile söylemeye tehlil denir. Tevhid kelimesi, iki kısımdan meydana gelir. Birinci kısmı, “Lâ ilâhe illâllah”, ikincisi ise, “Muhammedün Rasûlullah (Muhammed Allah’ın rasûlü/elçisidir)”
Hz. Peygamberimiz, günde yüz defa tehlil’i okumayı/zikretmeyi tavsiye etmiş ve bunun, büyük sevapların kazanılmasına ve çeşitli günah ile zararların giderilmesine sebep olduğunu açıklamıştır.5001 Aslında buradaki yüz sayısı, çokluğa işarettir. İhlâsla bol miktarda tehlil okumanın faziletini ifade etmektedir. Yine bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur: “Zikrin en faziletlisi; ‘lâ ilâhe illâllah’, duânın en faziletlisi de ‘el-hamdü lillâh’tır.”5002 Başka bir hadiste de Rasûlullah (s.a.s.): “Lâ ilâhe illâllahu vallahu ekber ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” demenin, çok sayıda günahların affedilmesine sebep olacağını söylemiştir. 5003
Ebû Süfyan’ın naklettiğine göre Rasûlullah (s.a.s.), Herakl’e mektup yazdığı zaman ona; “Gelin sizinle aramızda müsâvi, eşit olan bir kelimede birleşelim” demişti. Bu kelimenin, takvâ kelimesi olan “Lâ ilâhe illâllah” olduğu belirtilir. 5004
Bütün peygamberler, insanları tevhid inancına, Allah’a inanmaya ve yalnız O’na ibâdet etmeye çağırmışlardır. Peygamberlerin mücâdelesi, tevhid mücâdelesidir. Tehlil, bu tevhidi kalben, fikren ve zikren idrak etmek, yaşamak ve Allah’a yaklaşmaktır. 5005
Tesbih: Tesbih; Allah’ı O’na yakışmayan şeylerden tenzih etmek, uzak tutmaktır. Tesbih, bir anlamda, Allah’ı büyük tanıma, O’na noksan sıfatları yakıştırmama, “sübhânallah” demek ve O’na ibâdet etmektir. Bu, bir çeşit Allah’ı zikirdir. Bazı âlimlere göre tesbih, zikrin türlerinden biridir.
Tesbih; Allah’ı, kutsal yüceliğine lâyık olmayan kusur ve noksanlıklardan, insanların ilâhlar/tanrılar hakkında düşündükleri eksik sıfatlardan gerek inanç,
4998] Hadis-i şerif rivâyeti
4999] Hadis-i şerif rivâyeti
5000] Buhârî, Eymân 19
5001] Buhârî, Deavât 64; Tirmizî, Deavât 60
5002] İbn Mâce, Edeb 25; Tirmizî, Deavât 9
5003] Tirmizî, Deavât 58
5004] Buhârî, Eymân 19
5005] Nureddin Turgay, Şamil İslâm Ansiklopedisi, c. 6, s. 163
ZİKİR
- 1011 -
gerekse söz ve kalp ile tenzih etmektir, uzak tutmaktır. Allah Teâlâ yücedir, uludur, azimdir. Hiç bir şey O’nun benzeri ve dengi değildir. O en yüce sıfatlara sahiptir. İnsanların aklına gelebilecek bütün eksik ve noksan sıfatlardan, kusurlardan uzaktır. Allah hakkında, insanlara ait şeyler düşünülmez. O, bütün bunların dışındadır. İşte, Allah’ı mükemmel (en yüce) sıfatlarla düşünmek, O’nu noksan sıfatlardan tenzih etmek (uzak tutmak) tesbihtir.
Aynı kökten gelen “Sübhân” Allah’ın bir ismidir. Yani, çok tenzih edilen, Allah’a inanmayanların O’nun hakkında düşündüklerinden ve söylediklerinden, her türlü kusurdan uzak olan demektir. “Sübhânallah” cümlesi, Allah’ın bütün eksikliklerden uzak, ama yüce sıfatların sahibi olduğunu ifade eder. Allah’ın zatının temizliğini ve kutsallığını da anlatır. Bu cümle; hem bir zikir, hem Allah’tan yardım isteme, hem de bazen bir şeye hayret edildiği zaman kullanılan bir ifadedir.
Allah’ı tesbih etmeyi ifade eden âyetler Kur’an’da bir hayli fazladır. Kur’an, Allah’ı zikretmeyi ve tesbih etmeyi beraber anıyor. Bu durum her iki ibâdetin ortak yanları olduğunu gösterir. “Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin. Ve O’nu sabah akşam tesbih edin.”5006 Sabah ve akşam vakitleri zikir ve Allah’ı tesbih için en uygun zamanlardır. Ancak sabah-akşam ifadesi bütün günü kapsaması sebebiyle, âyet; Allah’ı her an zikredin, tesbih edin, bunu devamlı yapın anlamına da gelir. “Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, Güneşin doğuşundan önce ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin.”5007; “Sen Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol.” 5008
Kur’an’ın haber verdiğine göre yerde ve gökte olan bütün yaratıklar Allah’a tesbihte bulunurlar. Kur’an bunu bazen geçmiş zaman kipiyle ‘tesbih etti’ şeklinde, bazen şimdiki zaman kipiyle ‘tesbih eder-ediyor’ şeklinde vermektedir. Bu, varlıkların geçmişte ve şimdi sürekli tesbih ile meşgul olduklarını gösteren bir gerçektir. 5009
Canlı veya cansız varlıkların nasıl tesbih ettiklerini bilmiyoruz. Bu konuda birçok açıklama yapılmıştır; ama doğrusu onların tesbihlerinin nasıl olduğunu anlamak hem zor, hem de bunu anlama diye bir görevimiz yoktur. Bize düşen, bütün varlıkların ister istemez Allah’a teslim olup O’nu tesbih ettiklerini bilmek ve böyle bir gerçeğe şüphe duymadan inanmaktr. Bunu kabul ettikten sonra, onlar gibi bu yüce zikre katılmak, onlarla beraber Allah’a tesbihte bulunmaktır. Tıpkı Dâvud (a.s.) ile birlikte tesbih etsinler diye boyun eğdirilen dağlar gibi.5010 “Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar, O’nu tesbih ederler. O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiç bir şey yoktur, ama siz onların tesbihlerini anlayamazsınız. O Halim’dir, bağışlayandır.”5011 Onların tesbihlerini anlayamacağımıza göre, bu konudaki gayret boş bir çabadır. Burada önemli olan, evrendeki bu imana katılmak, bu koro ile beraber, âlemlerin Rabbini, O’nun lâyık olduğu gibi zikretmek/anmaktır.
5006] 33/Ahzâb, 41-42; 3/Âl-i İmrân, 41
5007] 20/Tâhâ, 130; Ayrıca bk. 40/Mü’min, 55; 50/Kaf, 39
5008] 15/Hıcr, 98; Ayrıca bk. 25/Furkan, 58; 52/Tûr, 48; 56/Vâkıa, 74, 96; 87/A’lâ, 1; 110/Nasr, 3
5009] 57/Hadid/1; 59/Haşr, 1, 24; 61/Saff, 1; 24/Nûr, 41; 62/Cuma, 1 vd.
5010] 21/Enbiyâ, 79; 38/Sâd, 18
5011] 17/İsrâ, 44
- 1012 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Allah’ın Sübhân Oluşu: Allah (c.c.) aynı zamanda “Sübhân”dır. Bütün yaratıklar, canlı ve cansız her şey, insanların bütün hücreleri, bazı insanların dilleri, sürekli Allah’ı tesbih ederler. O, bu anlamda çok çok tesbih edilendir. O, kendisi hakkında düşünülen bütün noksan sıfatlardan uzaktır. O, kendi dışındaki her şeyden münezzehtir (tenzih edilmiştir). Kur’an, Allah’ın “sübhân” olduğunu sık sık vurgulamaktadır. “Eğer her ikisinde (gökte ve yerde) Allah’ın dışında ilâhlar olsaydı, hiç tartışmasız, ikisi de bozulup gitmişti. Arşın sahibi Allah, Sübhan’dır; onların nitelendirdikleri şeyden uzaktır.”5012; “Üstünlük ve güç (izzet) sahibi Allah, sübhândır, onların nitelendirmekte olduklarından yücedir.” 5013
Melekler, zaman zaman Allah’ın ‘Sübhan’ olduğunu söylerler.5014 Mü’minler de inkârcıların Allah hakkında düşündükleri yanlış şeylere cevap verirken, Allah’ın onların nitelemelerinden çok uzak olduğunu dile getirirler, Allah’a “Sen Sübhânsın” derler. 5015
Namaz ve Tesbih İbâdeti: Mü’minler ‘tekbir’le namaza girdikten sonra, önce “Sübhâneke” duâsını okurlar. Namazın hemen başında Allah’ın bütün noksan sıfatlardan uzak olduğunu, müşriklerin nitelemelerinden yüce olduğunu dile getirirler. Bu imanla namaza başlarlar, namazı, yalnızca, bu tesbih ettikleri Allah (c.c.) için kıldıklarını ortaya koyarlar. Mü’minler rükûda iken “Sübhâne rabbiye’l-azîm (Yüce olan Rabbimi tesbih ederim)”, secdelerde ise sürekli “Sübhâne Rabbiye’l-a’lâ (Ulu olan Rabbimi tesbih ederim)” derler.
“Bir adam Peygamberimize gelerek, ‘Ey Allah’ın Rasûlü, ben Kur’an’dan bir sey seçip alamıyorum. Bana yetecek bir şey öğretir misin?’ dedi. Peygamberimiz buyurdu ki, şöyle de: “Sübhane’llahi ve’l hamdüli’llahi ve lâ ilâhe ilallahu va’llahü ekber, ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah.(Allah’ım Seni tesbih ederim, hamdler Sana aittir. Senden başka ilâh yoktur. Allah en büyüktür, bütün güç ve kuvvet Allah’ındır).” 5016
Peygamberimiz yine buyuruyor ki: “İki kelime vardır; bunlar dilde hafif, terazide (mizanda) ağır, Rahman’ın yanında da sevimlidirler (Bunlar): ‘Sübhanallahi ve bihamdihî (Allah’ım seni hamdinle tesbih ederim), Sübhanallahi’l azîm (Yüce Allah’ım Seni tesbih ederim)’ sözleridir.” 5017
Peygamberimiz, başka birçok hadisinde, tesbih’te bulunmanın, tevhid kelimesini söyleminin ve istiğfarda bulunmanın önemine ve sevaplarının çok olacağına işaret buyuruyor. Her bir rükünde ve rekâtında bol bol tesbih yapılarak kılınan namaza ‘Tesbih namazı’ denilir.
Namazdan sonra otuz üç defa ‘sübhanallah’, otuz üç defa ‘el-hamdülillâh’, otuz üç defa da ‘Allahü ekber’ demek, zenginlerin fakirlere sadaka verip yardım etmeleri gibi sevabı çok olan zikirlerdir. Bunlar ‘Sübhanallah’ ile başladıkları için
5012] 21/Enbiyâ, 22
5013] 37/Sâffât, 180; Ayrıca bk. 12/Yûsuf, 108; 17/İsrâ, 1, 93, 108; 27/Neml, 8; 28/Kasas, 68; 43/Zuhruf, 13; 68/Kalem, 29
5014] 2/Bakara, 32
5015] 3/Âl-i İmrân, 191; 5/Mâide, 116; 21/Enbiyâ, 87; 4/Nisâ, 171; 10/Yûnus, 18; 16/Nahl, 57; 30/Rûm, 40
5016] Ebû Dâvud, Salât 139, hadis no: 832, 1/221; Nesâî, İftitâh 32, 2/110
5017] Müslim, Zikir ve Duâ 10, hadis no: 2694, 4/2072; Buhârî, Deavât 65, 8/107, Eymân 19, 8/173; Tirmizî, Deavât 61, hadis no: 3467, 5/512
ZİKİR
- 1013 -
hepsine birden “tesbih duâsı” denmektedir.5018 Namazdan sonra, önemli zikir ifadeleri olan bu tesbihleri yapmak sünettir.5019 Türkçe’de ‘tesbih’ diye bilinen, otuz üçlü veya doksan dokuzlu taneler, aslında ‘tesbih âletidir. Halk ‘tesbih’ deyince bu tesbih âletini hatırlamaktadır. 5020
Tahmîd: Hamdetmeye, “el-hamdü lillâh” demeye “tahmîd” denilir. “Hamd”; bir nimetin veya güzelliğin kaynağı ve sahibi olan gücü, övgü ve yüceltme sözleriyle anmaktır. Bir başka deyişle ‘hamd’, isteğe bağlı bir iyiliğe veya onun başlangıç noktası olan bir yardıma karşı, gönül açıklığı ile o iyiliğin sahibine saygı ifade eden bir övgü sözüdür. Bunda hem nimet sahibini övmek, hem şükretmek, hem de yüceltme anlamı vardır. ‘Hamd’ kavramını Türkçe’de karşılayacak bir kelime bulunmamaktadır. Çünkü o yalnızca bir övme değil, methetme ile şükür arasında bir çeşit övme, özel bir methetmedir. Canlı veya cansız varlıklar da methedilebilir. Mesela, değerli bir elmas parçası veya güzel bir at övülebilir. Ama hiç bir zaman onlara hamd edilmez. ‘Hamd’, canlılara ve cansızlara istediği şekli ve değeri veren daha güçlü bir varlığa karşı yapılır.
Kur’an’ın birinci sûresi olan Fâtiha’nın ilk âyeti hamd olayının kime ait olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. “Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a aittir.’’5021 Buna göre hamd sahibi bellidir. İnsanlar kendi görüşlerinden hareket ederek başkalarına hamd edemezler. Kur’ân-ı Kerim bu gerçeği başka bir âyette şöyle dile getirmektedir: “Başlangıçta da sonda da hamd yalnızca Allah’a aittir.”5022 Hamd, eşi ve benzeri olmayan ilâhî rahmetin hakkıyla övülmesi, o rahmetin sahibinin hakkıyla yüceltilmesidir.
Bütün varlıklar Allah’a hamd içerisindedir. Ancak en olgun hamd inanan bir insan tarafından yerine getirilir. Çünkü mü’min bir insan, Peygamberinden öğrendiği gibi Allah’ı hakkıyla takdir eder, O’na nasıl hamd edileceğini bilir. Allah’ı ve O’nun Rabliğini anlayan samimi bir müslüman hamdi yalnızca Allah’a yapar. O her zaman ‘elhamdülillah’ diyerek Yaratıcıyı hakkıyla över ve yüceltir. “Hamd olsun Allah’a ki, gökleri ve yeri yarattı, karanlıkları ve nûru var etti. Yine inkârcılar, (başkalarını) Rablerine denk tutuyorlar.”5023 “Onların orada duası: ‘Allahım! Sen her türlü eksiklikten uzaksın’, birbirlerine sağlık temennileri; ‘selâm’, dualarını sonu da; ‘âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun’ sözleridir.5024 Bir hadiste şöyle buyuruluyor: “Hamd, şükrün başıdır. Allah’a hamdetmeyen O’na şükretmemiş olur.” 5025
Kur’an’dan anladığımıza göre mü’minler Allah’a üç şekilde şükredebilirler:
1- Dil ile şükür: Ni’met sahibini anmak, O’nu övmek, O’nun nimet sahibi olduğuna iman etmekle ve bunu Tevhid kelimesiyle ilân etmekle olur. Bu basit bir teşekkür ifadesi değil, dil ile ‘şehâdeti’ getirmek, dil ile doğru sözlü olmak, dil ile Kur’an’ı tasdik etmek, dil ile İslâm’ı anlatma, Kur’an okuma ve dil ile Allah’ı çokça zikretmek ve buna benzer dil ile ilgili kulluk görevlerini yapmakla yerine
5018] Ebû Dâvud, Harac ve İmâret, hadis no: 2987, 3/150; Ahmed bin Hanbel
5019] Müslim, Mesâcid 144; Tirmizî, Deavât 35; Nesâî, Sehv 91
5020] Hüseyin K. Ece, a.g.e. s. 697
5021] 1/Fâtiha, 2
5022] 28/Kasas, 70
5023] 6/En’âm, 1
5024] 10/ Yûnus, 10; Ayrıca bk. 7/A’râf, 43; 20/Tâhâ, 130; 28/Kasas, 70; 39/Zümer, 74
5025] Ebû Dâvud, Edeb 11; Tirmizî, Birr 35
- 1014 -
KUR’AN KAVRAMLARI
getirilir.
2- Kalp ile şükür; imanı kalbe yerleştirdikten sonra nimet sahibinin Allah olduğunu kalp ile tasdik etmek, vahy ile gelen şeyleri kabul etmek, yüreğe Allah’tan başka kimsenin gerçek anlamda korkusunu ve sevgisini koymamaktır.
3- Fiil (aksiyon-eylem) ile şükür; Bedenin organlarıyla nimet verene itaat etmek ve O’nun yüce emirlerini yerine getirmektir. Kısaca İslâm’ı her bakımdan yaşamaya çalışmaktır. Çünkü nimet vereni bilip O’nu övmek, bir anlamda O’ndan gelen her şeyi kabul etmektir.
Şüphesiz yalnızca dil ile ‘Allah’ım sana şükürler olsun’ demek şükür için yeterli olmaz. Fiil ile şükür, Allah’a hakkıyla kulluk yapmakla beraber, aynı zamanda Allah’ın verdiği nimetlerden Allah’ın diğer kullarını da faydalandırmaktır. Hayat bir nimettir. Hayatın devamını sağlayan her şey birer nimettir. Allah’ın zâtını idrâk etmek bir nimettir. İman ise bir insan için en büyük nimettir. Allah’ın bir kuluna iman nasip etmesi, ona olan nimetini tamamlaması demektir.
Şükrün başı Allah’ı bilmektir. Allah’ı Rab olarak bilen, O’nun nimet verdiğinin şuurunda olan bir kimse de O’nu sevmeye başlar. Allah’ı seven O’na ibâdet eder, O’na hiç bir şeyi şirk koşmayarak O’nun nimet verici olduğunu itiraf eder. Kul bu şuurla eşi ve benzeri olmayan bir Rabbin önünde kulluk yaptığının, bir büyük lezzetle ülfet ettiğinin farkında olur. Bu nedenle Tevhid, yani Allah’ı hakkıyla birlemek şükrün zirvesidir.
İnsan, kul olarak her zaman fakirdir, yani her açıdan Allah’a muhtaçtır. Çünkü O’ndan başka nimet veren yoktur. Hayatını sürdürebilmek için her zaman O’nun yarattığı nimetleri tatmak zorundadır. Kul bu nimetlerin karşılığını da ancak kullukla yerine getirebilir. İnsan, aynı zamanda hata ve günah içerisindedir. Günahkâr ise her an Rabbinin af ve mağfiretine muhtaçtır. Bu açıdan Allah (c.c.) kulları hakkında Rahmân, Rahim ve Ğafur’dur. Rahmân ve Rahim olan Allah kullarına nimet vererek ve ihsanda bulunarak merhamet etmektedir.
Kul daima Rabbinin verdiği nimetler ile nefsinin günahları arasındadır. Hasan-i Basrî diyor ki: “Ben nimet ile günah arasında sabahlıyorum. Bundan dolayı nimeti şükürle, günahı ise tevbe-istiğfar ile hatırlamak istiyorum.” 5026
Şükür ahlâkının Hz. Muhammed’in hayatında nasıl somutlaştığını aşağıdaki örnek güzel bir şekilde göstermektedir: “Rasûlullah (s.a.s.) geceleri kalkıp ayakları kabarıncaya kadar namaz kılardı. Kendisine; ‘Allah (c.c.) senin geçmiş ve gelecek günahlarını affetti (niye kendini bu kadar yoruyorsun)?’ denildi. “Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı?” cevabını verdi. 5027
Mü’minin hayatı sabır ile şükür anlayışı arasında geçmelidir. Allah’ın verdiği ni’metler sayılamayacak kadar çoktur. Bu ni’metlerin sahibine şükür, insanlık borcudur, yaratılışın gereğidir. Şükür borcu, iman ettikten sonra, bütün bir ömrü Allah’ın istediği gibi yaşamakla, nimet sahibinin rızâsı doğrultusunda yaşamakla yerine getirilir. 5028
5026] nak. Ibn Teymiyye, el-Câmiu’r Rasâil, 1/116
5027] Buhârî, Teheccüd 6, 2/63, Tefsir Fetih 1, 6/169, Rikak 19, 8/124; Müslim, Sıfatü’l-Münâfikîn 18, hadis no: 2819, 4/2181; Tirmizî, Salât 304, hadis no: 412, 2/268; Nesâî, Kıyâmu’l-Leyl 17, 3/178
5028] Hüseyin K. Ece, a.g.e. s. 247, 643
ZİKİR
- 1015 -
Tekbir: “Tekbir”, sözlükte, yüceltmek, büyük tanımak, ululamak demektir. Tekbir, bu anlamda Kur’an’da söyle geçmektedir:”Ve de ki: ‘Hamd (övgü), çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan ve düşkünlükten dolayı yardımcıya da (ihtiyacı) bulunmayan Allah’a aittir.’ Ve O’nu tekbir edebildikçe tekbir et (büyük tanı)” 5029
Şüphesiz âlemlerin Rabbi Allah (c.c.) her şeyden yücedir ve büyüktür. ‘Kibriyâ’ yani her türlü yücelik ve büyüklük O’nun Rabliğinin gereğidir. Mü’minler, iman ederek bu büyüklüğü tasdik ederler. Onlar Allah’ın büyüklüğü (kibriyâsı) karşısında istikbar etmezler, büyüklük taslayıp kibir göstermezler. Mü’minler, Allah’ın kendilerine hidâyet vermesinden dolayı Allah’ı ‘tekbir’ ederler, ‘Sen en büyüksün’ derler. Büyüklük (kibriyâ) kelimesi neyi ifade ediyorsa, büyüklükten ne kasdediliyorsa hepsinin Allah’a ait olduğunu ilân ederler. İşte ‘tekbir’, Allah’ın her şeyden üstün, ulu, azamet sahibi ve büyük olduğunu söylemenin adıdır.
‘Tekbir’ deyince elbette akla ‘tekbir cümlesi’ gelir. O da herkesin bildiği gibi ‘Allahü ekber’ cümlesidir. Bu da ‘Allah en büyüktür’ demektir. Bu söz, sıradan bir cümle değildir. Farklı ilâhlara inanan kimseler, tapındıkları ilâhları büyük bilirler. Birtakım zorbaların, diktatörlerin, tâğutların önünde secde edenler, ya da onlara severek itaat edenler; onları çok büyük, en büyük tanırlar. Kimileri kendilerine hükmeden güç odaklarını, iktidar seçkinlerini, devlet erkini en güçlü ve büyük zannederler.
Rabbimiz mü’minlere ‘Allahü ekber’i öğreterek, bütün bu büyüklük yanlışlığından onları kurtarmıştır. En yüce olan; eşi ve benzeri olmayan, her şeyi yoktan var eden, sonsuz güç sahibi, her an diri ve canlı olan, ezelî ve ebedî olan Allah’tır. ‘Allahü ekber’ bir iman ifadesidir. Bir din seçiminin sözle dile getirilmesi, bir kulluk bildirimidir. İnanan insan, bu cümleyi söyleyerek kimi büyük tanıdığını, kime ibâdet edeceğini ilân eder.
Mekke’de ilk inen âyetlerde şöyle bir ifadeyi görüyoruz: “Ey bürünüp örtünen! Kalk (ve) bundan böyle uyarıp korkut. Rabbini tekbir et (yücelt). Elbiseni de temizle…”5030 İslâm bu ilk mesajla, insanlara kimin ‘büyük’ tanınması gerektiğini haber veriyordu. Ya çıkarları olduğu için, ya korktukları için, ya da baba mirası olduğu için yalancı ilâhları ‘ekber’ tanıyan insanlara bundan güzel bir mesaj olamazdı. Bu ilân/duyuru karşısında, ‘büyüklüğü’ başka şeye veren insanların sarsılmaması mümkün değildi. ‘Allahü ekber’ yüce bir gerçeği haykırıyordu ve işitenleri ürpertiyordu.
İbâdetlerde Tekbir: Bilindiği gibi müslümanların şiarı (özel sembolü) sayılan Ezanın ilk sözleri ‘Allahü ekber’dir. Mü’minler her ezan okuyuşta, bu gerçeği; işiten kulaklara, hisseden yüreklere, bütün canlılara ve ufka kadar bütün yeryüzüne ulaştırırlar, haber verirler. İnsanın dışındaki bütün yaratıklar Allah’ın büyüklüğünü zaten bilirler. Ancak hevâsını ve başka yalancı güçleri tanrı edinen kimileri bu gerçeğe yüreklerini kapatırlar. Okunan ezanlar bu kapalı yürekleri ölümsüz gerçeğe açma çağrısıdır, çabasıdır.
Mü’minler namaza da ‘tekbir’ ile, ‘Allahü ekber’ diyerek başlarlar. Böylece insan, gönlüne girebilecek bütün sevgileri, bütün yücelikleri, bütün değerli sanılan şeyleri bir tarafa atıp hepsini elinin tersiyle arkaya fırlatır ve öylece büyük
5029] 17/İsrâ, 111
5030] 74/Müdessir, 1-4
- 1016 -
KUR’AN KAVRAMLARI
olan, en büyük olan Rabbinin huzuruna kul olmanın bilinciyle ve teslimiyetiyle durur. ‘Allahü ekber’ sözü, kulun Allah’ı tasdik etmesinin, O’na teslim olmasının, O’na karşı kul olduğunun bilincine varmasının açıkça gösterilmesidir. Tekbir, başkalarının inandığı bütün büyüklük (istikbar/kibriyâ) anlayışlarının reddedilmesidir.
Namazın rükünlerinin her birinin arasında da ‘Allahü ekber’ denilir. Böylece bu muazzam gerçek sık sık vurgulanır. Bu vurgu mü’min tarafından öncelikli olarak kendi nefsine karşı yapılır ki, nefis elindeki imkânlarla büyüklük duygusuna kapılmasın. Sonra da başkalarına duyurulur. Bayram günlerinde, hac zamanı söylenilen ‘teşrik tekbirleri’ de biraz daha uzun cümlelerle aynı şeyi ifade etmektedir. Her namazın sonunda yapılması tavsiye edilen ‘tesbih’ duâlarında da otuz üç defa ‘Allahü ekber’ denilir. Bu ve diğerleri, Allah’ı en yüce ve büyük bilmenin farklı şekillerde beyan edilmesidir. Mü’min böylece imanını kuvvetlendirir, insanları bu yüceliğe dâvet eder.
Allah’ın dışında herhangi bir varlığa ‘en büyük’ diye hitap etmek şüphesiz İslâm’ın ölçüleriyle bağdaşmaz. Bu niteleme ister sevgiden isterse korkudan kaynaklansın, farketmez. En büyük olma sıfatı; nitelik, nicelik, makam, güç ve kudret kaynağı olarak Allah’a aittir. Mecâzen de olsa bir başkasına, ‘falanca kişi veya şey en büyük, başka büyük yok’ demek İslâm inancına terstir. Hiç bir makam, hiç bir güç, hiç bir sevgi ve korku Allah’a ait olanla yanyana düşünülemez. Bir şeyi Tanrı gibi görenler, ya da Allah’a ait bir sıfatı yaratılmışlara verenler, iman iddialarına rağmen şirke düşerler. 5031
Zikrin Zıddı; Unutma ve Gaflet
Zikir ve Unutma: Kişi, sevdiğini unutmaz. Gerçekten seven kimse, sevdiğini gönlüne yerleştirir, onun ismi ağzından düşmez, nereye gitse, o sevgi ve hatırlama, kendisini terk etmez. Mü’min için Allah’ı zikir, Allah sevgisinin olmazsa olmaz göstergelerinden biridir. İster tekbir, ister tevhid, ister tesbih, ister hamd, isterse Allah’ın isimlerini, başta “Allah” lafzı olmak üzere zikretmek, hatırlamak, tekrar etmek insan için çok önemlidir ki, din ısrarla bunu tavsiye eder: “Ey iman edenler, Allah’ı çokça zikredin.”5032 Allah’ı çokça hatırlayıp O’nun ismini tekrar tekrar dillendirmek, gönül ve zihne devamlı yerleştirmek, insan için hayatî önem taşır. Zikir, huzur için, stres ve bunalımlardan kurtulmak için de önemlidir: “Dikkat edin, kalpler ancak Allah’ın zikriyle tatmin olur.”5033 buyrulmuştur. Zikrin unutmaya karşı da ilaç olduğunu hatırlatmak yerinde olur: “Unuttuğun zaman Allah’ı zikret!” 5034
İnsan, unutkan bir varlıktır. “Hâfıza-i beşer, nisyân ile ma’lûldür.” Yani, beşerin belleği, unutma zaafı ile hastadır, ârızalıdır. Arapların atasözü halinde söylediği bir söz de bunu pekiştirir: “Evvelü’n-nâsî evvelü’n-nâsi” anlamı: “İnsanların ilk unutanı, ilk insandır.” Kur’an, bu gerçeği şöyle ifade eder: “Andolsun Biz, daha önce Âdem'e ahit (emir ve vahiy) vermiştik. Ne var ki, o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulamadık.”5035 Unutkanlık, ilk insanda ortaya çıkmış, son insana kadar da bu özellik kendini gösterecektir.
5031] 2/Bakara, 165; 17/İsrâ, 111; Hüseyin K. Ece, a.g.e. s. 693-695
5032] 33/Ahzâb, 41
5033] 13/Ra’d, 28
5034] 18/Kehf, 24
5035] 20/Tâhâ, 115
ZİKİR
- 1017 -
“Unutma” zaafıyla yaratılan insana “hatırlatma” yapılmalıdır. Allah, vahiy ve peygamberler aracılığıyla insana hakikatleri hatırlatmaktadır. Kur’an’ın bir ismi de o yüzden ‘hatırlatan’ anlamında “Zikr”dir.5036 Kur’an’ın bir hatırlatma ve öğüt olduğu “tezkira” ve “zikrâ” kelimeleriyle de belirtilir. Kur’an’da namaz da “zikir” olarak ifade edilir ve Allah, “Beni zikir için namaz kıl” 5037 buyurur. İnsanlara Kur’an’la gerçekleri hatırlatıp, O’nunla öğüt vermek gerekir: “...Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara Kur’an’la hatırlat/öğüt ver.”5038 Hatırlatma ve öğüt, mü’minlere fayda verecektir: “Sen yine de hatırlat/öğüt ver. Çünkü hatırlatma/öğüt, mü’minlere faydalıdır.”5039 Peygamber de, ancak hatırlatıcıdır: “(Rasûlüm,) hatırlat/öğüt ver. Çünkü sen ancak hatırlatıcısın/öğüt vericisin.” 5040 Mü’minler de birbirlerine ve diğer insanlara, hatırlatmalarda bulunmalı, Allah’ı, âhireti unutanlara hatırlatmalı, hatırlatmalı, hatırlatmalıdır.5041 İşte bu tekrar tekrar hatırla(t)malar zikirdir.
Zikir ve Gaflet: “Gaflet” kelimesi, sözlükte, terk etmek, önemsememek; dikkatsizlik, dalgınlık ve ihmal gibi anlamlara gelir. Kavram mânâsıyla ‘gaflet’; bir şeyin gerekliliği ortada iken bunun idrâk edilmemesi, ya da yeterince dikkatli ve uyanık hareket edilmediği için insana gelen yanılgı durumudur. Gaflet kelimesi Türkçe’ye unutma veya yanılma şeklinde çevrilmektedir. ‘Gaflet’, bu iki mânâyı da taşımakla birlikte, bunlardan daha farklı anlamı vardır.
‘Nisyan’ da unutma anlamına gelir. Ancak bir şeyi bilmeden terketmek ‘nisyan’; bile bile terk etmek ise ‘gaflet’tir. Gaflet kavramının anlam sahası içerisinde, bir gerçek ortada iken, ondan bile bile habersiz olmak, ona karşı unutkan bir tavır takınmak, ya da ona karşı kulağı, gözü, anlayışı kapalı tutmak vardır.
Kur’an’da Gaflet Kavramı: ‘Gaflet’ kelimesi Kur’an’da, aynı zamanda habersiz olma anlamında da kullanılmaktadır. 5042
Gaflet içinde olanlara, bir şeyi bile bile unutanlara ‘gâfil’ denir. Kur’an, Allah’ın âyetlerini anlamayıp, onlara sırt dönenlere, hak dâvet karşısında unutkan bir tavır takınanlara ve aldırmayanlara ‘gâfil’ demekte ve onları kınamaktadır. “...Kalpleri vardır bununla kavrayıp anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha da aşağıdırlar. İşte bunlar gâfil olanların ta kendileridir.” 5043
Kalp, Hakk’ı anlayıp kavrayacak, göz Hakk’ı ve ona ait işaretleri görecek, kulak ise Hakk’tan gelen dâveti duyacak şekilde yaratılmıştır. Bunları yerli yerinde kullanmayıp, Hakk’tan habersiz olanlar, habersiz gibiymiş gibi davrananlar, gâfillerdir. Allah (c.c.) mü’minlere ‘gâfillerden olmayın’ diye tenbih ediyor.5044 Bu anlamda gâfil olmak, inkârcılara, kâfirlere ait bir sıfattır. Allah’ın âyetlerinin ve dâvetinin değerini ancak inkârcılar idrâk edemez; bu dâvetin gereğini
5036] 15/Hıcr, 9
5037] 20/Tâhâ, 14
5038] 50/Kaf, 45
5039] 51/Zâriyât, 55
5040] 88/Ğâşiye, 21
5041] Geniş bilgi için bkz. Ahmed Kalkan, Kur’ân Kavramları, Nisyan Kavramı
5042] bk. 12/Yûsuf, 3; 50/Kâf, 22
5043] 7/A’râf, 179
5044] 7/A’râf, 205
- 1018 -
KUR’AN KAVRAMLARI
yapmayanların düşecekleri durumu ancak gaflet içinde olanlar anlamazlar.
Bu bakımdan gâfil olanlar Cehennem’e gideceklerdir.5045 Dünyada iken Allah’ın âyetlerinden, âhirette olacaklardan gaflet içinde olanlar, öldükten sonra âhiret gerçeği ile yüz yüze gelince yaptıklarından veya dünyada gaflet içinde yaşadıklarından dolayı pişmanlık duyacaklardır.5046 Kur’an, sâlih amel işleyen mü’minlerin ve yanlış iş yapan, ya da Allah’a karşı gelen diğer insanların yaptıklarından Allah’ın gâfil olmadığını sık sık vurgulamaktadır. 5047
Yeryüzünde istikbar edip (büyüklük taslayıp) Allah’ın âyetlerinden yüz çevirenler, azgınlık yolunu benimserler; çünkü onlar âyetleri yalan sayarlar ve âyetlerden gâfil olurlar.5048 Zaten yeryüzünde insanların çoğu Allah’ın âyetlerinden gâfildirler.5049 Hayatın yalnızca dünyada yaşanandan ibâret olduğunu sananlar; aslında, hayatın sadece dış yüzüne bakan, Allah’ın yoktan var ettiği varlığın ve hayatın arka planında olan hikmeti görmeyen ve âhiret hayatından gâfil olanlardır.5050 Ancak, Allah’tan gelen âyetlere inanıp gereğini yapanlar hem dünya hayatının hikmetini anlarlar, hem de ölümden sonrasının farkındadırlar.
Allah (c.c.), Âdemoğullarının sırtlarından kendi nesillerini çıkarıp onları kendi nefislerine karşı şâhit tutmuştu. Sonra da onlara ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ diye sormuştu. Onlar da ‘evet, Sen bizim Rabbimizsin’ demişlerdi. Rabbimizin bunu böyle yapmasının sebebi, insanların sonradan, ‘Ya Rabbi, bizim bundan haberimiz yoktu, biz bundan gâfildik’ dememeleri içindi.5051 Kur’an, peygambere ‘İşin hükme bağlanıp biteceği, kahır dolu hasret günüyle onları uyar, korkut ki; onlar bir gaflet içindedirler ve onlar (âyetlerimize) inanmıyorlar” demektedir. 5052
Kur’an, dünya hayatına dalıp kulluğu unutan, insan olarak görevini yerine getirmeyen, hatta dünyalık kazanma uğruna şirk, isyan ve günah içinde yüzen kimselere, özellikle de mü’minlere şu uyarıyı sunuyor: “İnsanların sorgulanması yaklaştı, kendileri ise bir gaflet içerisinde yüz çevirmektedirler.”5053 Peygamberimiz (s.a.s.) de Allah’tan, O’nun âyetlerinden, O’nu zikretmekten gaflet edilmemesini, gaflet içerisinde yapılacak bir duânın kabul edilmeyeceğini haber vermektedir. 5054
İbâdetlerin En Büyüklerinden Biri, Belki Birincisi; Zikir
“(Rasûlüm!) Sana vahyedilen Kitab’ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, fahşâ ve münkerden (hayâsızlıktan ve kötülükten) alıkoyar. Allah’ı(n) zikir(i), elbette en büyük (ibâdet)tür. Allah yaptıklarınızı bilir.” 5055
5045] 10/Yûnus, 7-8
5046] 21/Enbiyâ, 97
5047] 2/Bakara, 74, 85, 140, 144; 3/Âl-i İmrân, 99; 11/Hûd, 123, vd
5048] 7/A’râf, 146
5049] 10/Yûnus, 92
5050] 30/Rûm, 7
5051] 7/A’râf, 172
5052] 19/Meryem, 39
5053] 21/Enbiyâ, 1
5054] Tirmizî, Ahmed bin Hanbel, Muvattâ; Hüseyin K. Ece, a.g.e. s. 222-223
5055] 29/Ankebût, 45
ZİKİR
- 1019 -
Anılıp yâd edilmeye en lâyık Allah olduğu için, “zikir” kelimesi söylenir söylenmez hemen Allah’ı zikretme mânâsı ruhlarda canlanır. Zikir, sadece tarikatlara has bir âdet, ve halkın “hû çekmek” diye isim taktığı, sünnetten farklı usûl ile icrâ edilen bir âyin değildir. Zikir, bir iman nişanı, bir ibâdet alâmeti, bir İslâm simgesi...
Zikir, Kur’an’da bizzat Kur’an’ın bir ismi olarak geçtiği gibi; ibâdetlerin en kapsamlısı olan namaza da zikir deniliyor. Namaz kılan bir mü’min Allah’ı anmakta, zikretmektedir. Bu zikir abdestle başlar. O’nun huzuruna çıkacağının şuuru içinde, O’nun sevgili rasûlünün öğrettiği biçimde hazırlık yapan insan, Allah’ı yâd etmekte, O’nu zikretmektedir. Kâbe’ye teveccüh ettiğinde zikirdedir. Niyet ve tekbir zaten zikirdir. Derken Allah’ı tesbih ile hamd ile O’ndan başka ilâh olmadığını ifade ile zikir sürdürülür.
Namaz kılan bir mü’min, bir taraftan da okuduğu sûrelerin mânâlarını düşünür. Kalbi okuduğu sûreye göre halden hale girer. Lisanen zikir namazdadır, kıraat sûretiyle. Kalben zikir namazdadır; tefekkür, haşyet, ümit, muhabbet sûretiyle. Bedenin organları ile sâlih amel cinsinden eylem olarak zikir de en güzel şekliyle namazdadır; kıyamı, rükûsu, secdesi, oturuşu ile...
İnsan, beden ve ruhtan ibâret olduğu gibi; âlem de şehâdet ve gaybdan ibâret. Yani, görünen ve görünmeyen âlemler var. İnsanın maddesi bu âlemin maddesinden süzüldüğü için, bedenen yaptığı zikir de kâinatın zikrini temsil eder. Gök gürlemesinden şimşek çakmasına, yaprak hışırtısından kuş cıvıltısına kadar bu âlemi dolduran bütün sesler bir nevi kıraattir. Kudretin söylettiğini duyururlar bize. Ve biz namazda Kur’an okumak sûretiyle bu cehrî zikirlere hem iştirak eder, hem de hepsinin önüne geçeriz. Tefekkür ise, melekler âleminin zikrini temsil ediyor.
Mü’minin zikri namazla sınırlı değildir. Zikir kelimesi, tesbih, hamd, tekbir, namaz, Kur’an okumak, Allah rızâsı için bir şeyler öğrenmek ve öğretmek gibi mânâların tümünü içine aldığına göre mü’minin Allah’ın anması, hatırlayıp yâd etmesi sadece namaza mahsus değildir. Allah’ı düşündüğünde, Allah’ın emrine teslim olarak yaptığı meşrû her işinde, kudsî kelimeleri söylediğinde nerede ve ne zaman olursa olsun insan zikirdedir, ibâdet halindedir. Caddede yürürken, haram nazardan sakındığı müddetçe insan zikirdedir. Ticaretinde, ölçüyü sağlam tuttukça ve Allah’ın hükmünün, koyduğu sınırın dışına taşmadığı müddetçe insan zikirdedir. Kur’an, mü’minin her şeyidir. Gündüzünü de, gecesini de O’na göre tanzim eder; böylece aralıksız zikretmiş olur. Allah Rasûlünü hatırlamak, insanı Allah'ı zikre götürdüğünden, bir mü’min, Rasûlullah’ın hangi sünnetini işlerse işlesin, o an zikirdedir. Bize Allah’ı hatırlatan, O’na dâvet eden her şahıs, ders, faâliyet, gayret, konuşma, çalışma da zikirdir.
“Yedi gök, dünya ve bunlarda bulunan herkes (herşey) O’nu tesbih eder. O’nu hamd/övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız.” 5056 Bu âyette ifade edildiği gibi her mahluk, her şey Allah’ı zikretmektedir. Zira, hamd ve tesbih, zikrin birer çeşididir. Ölüm, kabir, mahşer, hesap, sırat, Cennet, Cehennem safhalarında bütün insanlar, bir an gâfil olmaksızın, hep Allah’ı hatırlayacaklar, O’nu yâd edeceklerdir. Ama, Cehennemde yanan
5056] 17/İsrâ, 44
- 1020 -
KUR’AN KAVRAMLARI
bir inkârcının, bu geç kalmış zikri, artık ona bir fayda vermeyecektir. 5057
Mü’minlere Zikrin Emredilmesi: Rabbimiz, mü’minlere kendisini sürekli olarak zikretmelerini emrediyor. Zikretme emri bazen şükürle, bazen verilen nimetleri hatırlatma ile, bazen namazla, bazen diğer ibâdetlerle, bazen verilen zaferle birlikte gelmektedir. Kur’an’da zikredenler övülürken, zikirden yüz çevirenler kınanmaktadır. Şu âyet oldukça dikkat çekicidir: “Kim de benim ‘zikr’imden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve biz onu Kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz (mahşere getireceğiz)”5058 Bu âyetten bir önceki âyette, ilk insanın Cennetten çıkarılışı hatırlatılıp, Allah’ın gönderdiği hidayete uyanların dünya hayatında şaşırmayacakları haber veriliyor. Bu âyette geçen ‘Zikr’, insanı hidâyete götüren vahiy, vahiyle gelen ilâhî kitaplar ve peygamberlere bildirilen şeyler veya son vahiy olan Kur’an, ya da bizzat Allah’ı anmak anlamlarına gelebilir. 5059
Allah’ın Zikr’inden kim yüz çevirirse onun hakkı dar bir geçimdir, sıkıntılı bir hayattır, mutsuz bir yaşantıdır.5060 Mü’minler, inandıkları, her an tesbih ettikleri ve önünde kulluk yaptıkları Rablerini hiç bir zaman unutmazlar. O Rabbe karşı duydukları sevgi ve takva duygusu sürekli onların içindedir. Onlar devamlı bir şekilde Allah’ı zikrederler. Bu zikir (anma) hiç bir zaman unutulan şeyin tekrar akla getirilmesi değil, bilakis; sürekil kalpte ve benlikte olan Allah’ın varlığını tekrar hatırlamak, O’nun ni’met verici olduğunu itiraf etmek, O’nun büyüklüğünü ve yüceliğini dile getirmek ve ibâdeti yalnızca O’na yaptığını ortaya koymaktır.
Mü’min, evrenin her köşesine yerleşmiş olan sayısız âyetleri gördükçe, onlardan haberdar oldukça, Kur’an’daki âyetleri okudukça, Rabbini tekrar hatırlar. Onun kalbi ve organları Allah’ı anmaktan hiç uzak kalmaz. Ancak onu Allah’a götürecek bir sebep gördüğü zaman, imanı artar, Allah’ın ve O’nun ulûhiyyetini (ilâhlığını) tekrar aklına getirir. Fakat bu hatırlayış, yalnızca zihinde bir beliriş veya dilde bir söz halinde olmaz. Bu hatırlayış, bu anma (zikir) bedeni kaplar, organlarda amel olarak ortaya çıkar. “Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı (zikredildiği) zaman yürekleri ürperir, O’nun âyetleri okunduğu zaman (bu onların) imanlarını artırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler.”5061 Bir başka âyette ise, Allah’ın adı anıldığı zaman mü’minlerin secdeye kapandıkları haber veriliyor. 5062
Mü’minlere Allah’ın âyetleri hatırlatıldığı (zikredildiği) zaman, onların kalpleri bu âyetlere karşı kör ve sağır olmaz.5063 Hâlbuki inkârcılar, kendilerine âyetler hatırlatıldığı zaman, hatırlatılan şeyden (zikirden) öğüt almazlar, zikri hatırlamak istemezler.5064 Onlar, kelimeleri konuldukları yerden saptırırlar ve kendilerine verilen zikirden pay almayı unuturlar.5065 Mescidler, -hatta kiliseler ve havralar bile- içlerinde Allah’ın adı anıldığı için değerlidirler.5066 Mescidlerde Allah’ın adının anılmasını (zikredilmesini ) engellemek zulmün ta kendisidir, bunu yapanlar
5057] Alâaddin Başar, Nur’dan Kelimeler, s. 139-141
5058] 20/Tâhâ, 124
5059] Muhtasar İbn Kesir, 2/497; Ebu’s-Suud, Tefsir, 3/496
5060] 20/Tâhâ, 124
5061] 8/Enfal, 2; ayrıca bk. 22/Hacc, 35
5062] 32/Secde, 15
5063] 25/Furkan, 73
5064] 37/Sâffât,13
5065] 5/Mâide, 13
5066] 22/Hacc, 40
ZİKİR
- 1021 -
da zâlimlerdir. 5067
Ne zaman içerisinde ‘savaştan söz eden (zikreden) bir âyet’ nazil olsa, veya cihaddan bahseden bir âyet okunsa, kalplerinde maraz olanlar, yani münafıklar, ölüm baygınlığı gibi bakmaya başlarlar.5068 Kendilerine Allah’ın âyetleri zikredildiği zaman sırtlarını dönenler zâlimlerdir. Onların kalpleri üzerinde hakkı anlamalarına engel bir perde vardır.5069 Kendilerine Peygamberlerle ve vahiyle zikredilenleri (hatırlatılan ilâhî hükümleri) unutanlar, servetleriyle şımarırken ansızın cezaya uğratıldılar. 5070
Kur’an, mü’minlerin Allah’ı zikretmelerini, hem de çokça zikretmelerini emrediyor.5071 Mü’minlerin bir özelliği de Allah’ı zikretmeleridir.5072 Hâlbuki münâfıklar her konuda olduğu gibi bu konuda da Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Namaza üşenerek kalkarlar, Allah’ı az zikrederler. 5073
Bazı insanlar kendi hevâsına uyar, kendi arzusundan başka kural tanımaz, Allah’ın ne emrettiği onu ilgilendirmez. Böyleleri Allah’ı zikretmeyi unutan kimselerdir.5074 “Bizi zikretmekten yüz çevirenlere ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenlere aldırma.”5075 İbâdet yerlerinde Allah’ı tesbih eden mü’minleri, ne alış-veriş, ne ticaret Allah’ı zikretmekten, namaz kılmaktan alıkoymaz. Onlar gözlerin ve gönüllerin döneceği günden korkarlar.5076 Allah (c.c.) mü’minleri şöyle uyarıyor: “Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı zikretmekten alıkoymasın.” 5077
Bu uyarıyı anlayan ve Rabbine hakkıyla kulluk yapma gayretinde olan mü’minlerin özellikleri şöyledir: “Onlar, ayakta iken, oturuken, yan yatarken, Allah’ı zikrederler, göklerin ve yerin yaratılışı konusunu düşünürler (ve derler ki :) ‘Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateş azabından koru.”5078 Allah (cc), zikreden erkeklere ve zikreden kadınlara büyük mükafatlar hazırlamıştır. Onların dereceleri pek yüksektir. 5079
Zikir İbâdetinin Yerine Getirilmesi: Zikir ibâdetinin ne kadar önemli olduğu Kur’an âyetlerinden ve hadislerden anlaşılıyor. Yukarıya aldığımız bir kaç âyet bu konuda bize yeterli bilgiyi veriyor. Rabbimiz, vurgulu cümlelerle kullarının kendisini zikretmelerini emrediyor. Bir anlamda imanın ortaya konulması ve Allah’a itaatin ifadesi olan bu zikir ibâdeti nasıl yerine getirilecek? Ya da hangi ibâdetler zikir sayılmaktadır? Zikrin özel bir şekli var mıdır?
Bilindiği gibi Kur’an, ilk insanın (yani Hz. Âdem’in) hata yaptıktan sonra Rabbinden birtakım kelimeler aldığını ve onlarla Rabbine tevbe ettiğini haber
5067] 2/Bakara, 114
5068] 47/Muhammad, 20
5069] 18/Kehf, 57
5070] 6/En’âm, 44
5071] 2/Bakara, 152, 203; 8/Enfâl, 45; 62/Cum’a, 10
5072] 3/Âl-i İmrân, 133-135
5073] 4/Nisâ, 142
5074] 18/Kehf, 28
5075] 53/Necm, 29
5076] 24/Nûr, 36-37
5077] 63/Münâfikun, 9
5078] 3/Âl-i İmrân, 191
5079] 33/Ahzâb, 35
- 1022 -
KUR’AN KAVRAMLARI
veriyor. İlk insan, bu kelimelerle Rabbini ‘tezekkür’ etmişti, unuttuğunu hatırlayabilmişti. Levh-i Mahfuz’dan ‘zikr’ olarak indirilen Kur’an âyetleri, insanlara Allah’ı hatırlatan ilâhí belgedir. Öyleyse en büyük ‘zikir’ Kur’an’dır ve O’nu okumak, O’nunla meşgul olmak, O’nun ilkelerini hayata geçirip uygulamak, O’nun çizdiği sınırları korumak, O’nun hükmüne uymak; en güzel zikir’dir.
İnsan Kur’an okur, onun âyetleri üzerinde tefekkür eder. Sonra kainata bakar ve Allah’ın oradaki sayısız âyetlerini düşünür. O âyetlerin yaratıcısı ve sahibi olan Allah’ın büyüklüğünü, ölümü ve ölüm ötesini aklına getirir. Kıyâmet sahneleri gözünü önünde canlanır, Cenneti ve Cehennemi düşünür. Oradaki yalnızlığı, yardımcısız ve dostsuz kalmayı, Hesabın çetin oluşunu anar. Sonsuz kurtuluşun ve ebedí saadetin nasıl kazanılacağını hesap eder. Bütün bunları insana olduran, meydana getiren, insana vahiy yoluyla haber veren Rabbini zikreder. Zaman zaman “el-hamdu li’llâh, Allahu ekber, lâ ilâhe illâlah Muhammedu’r Rasûlullah, sübhanellah” ve benzeri zikir cümlelerini söyler. Böylece her an Rabbini hatırlar, O’nu hiç aklından çıkarmaz. O’nun adını, azametini, Rabbliğini, kahrını ve gücünü, ni’met verici oluşunu ve insana olan sevgisini, merhametini ve affını hatırına getirir.
Bütün bu hatırlamaların tesiri kalpte duyulur, kalpten organlara geçer ve organlar da bunların uzantısı olan amelleri yaparlar. İşte bu Allah’ı zikretmektir ve bu şekilde hatırlamanın sonucu da takva’ya ulaşır. Kalbin zikri, kalbin Allah’ı ve O’nunla ilgili şeyleri hatırlaması; bedenin Allah’ı zikretmesine yol açar. Bedenin ‘zikir’ hali üzerinde olmasını sağlar. Böyle davranan bir mü’min; Allah’ın insanlara inzal ettiği (indirdiği) ‘eşsiz zikr’i olan Kur’an-ı Kerim’i anlamaya başlar, ona teslim olur, ona iman eder. Sonra da onun ilkeleri doğrultusunda salih amel işlemeye başlar. Böylece insan unutkan olmaktan çıkar, yakín (kesin) iman sahibi olur. Işte bu makam kul için ‘zikir’ makamıdır.
Rabbimiz buyuruyor ki: “Gerçekten Ben, Ben Allah’ım. Ben’den başka ilâh yoktur; şu halde Bana ibâdet et ve Beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl.”5080 Bu âyette Allah’ı zikretmek üzere namaz kılmak emrediliyor. Çünkü namaz hem dinin direği, hem de zikrin ve kulluğun bütün unsurlarını bünyesinde taşımaktadır. Namaz; hazırlığından tutunuz da sonundaki selâma kadar her bir rüknü, her bir unsuru birer zikirdir. Kıyam, kıraat, Sübhâneke, Fâtiha Sûresi, rükû, secdeler, tesbihler, salevatlar, duâlar ve diğerleri, zikirden başka bir şey değildir. Öyleyse en büyük zikir namazdır. Ancak namaz zikr’in bir şekli, bir bölümüdür. Zikir, namazı da içine alan daha geniş bir ibâdettir. “Doğrusu namaz kötü ve iğrenç şeylerden alıkor, Allah’ın zikr’i ise en büyüktür.” 5081
Aslında zikir ibâdetinin bir sonu yoktur. Kur’an; “Ey iman edenler! Allah’ı çok zikredin ve O’nu sabah akşam tesbih edin.”5082 buyurarak, mü’minlere günün her saatinde Allah’ı zikretmelerini emrediyor. Sabah-akşam günün her saatini kapsar ve mü’min her güne ait ibâdetlerini yerine getirir. Mü’minin yerine getirdiği bütün ibâdetler birer zikirdir. Mü’min, Rabbini ne kadar anarsa ansın, hangi güzel zikirle hatırlarsa hatırlasın; bu, onun için fazilettir. Önemine binâen tekrarlamakta fayda var: Zikir, Allah’a itaattir. Öyleyse O’nun emrettiklerine
5080] 20/Tâhâ, 14
5081] 29/Ankebût, 45
5082] 33/Ahzâb, 41-42
ZİKİR
- 1023 -
uymak, yasaklarından kaçmak zikirdir. Bu, elbette bedenle ve dille yapılan zikirdir. Mü’min, kalbine Allah sevgisini ve korkusunu koyar, O’nu kalpte devamlı hatırlar ve âyetlerini düşünürse; bu, kalp ile zikir olur. Mü’min, Kur’an okur, bol bol duâ eder, Allah’ı hatıra getirecek zikir sözleri söyler ve Allah’ın âyetlerini konuşursa; bu da dil ile zikir olur.
İnsanlar içerisinde Allah’ı en güzel ve mükemmel zikreden elbette Peygamberimiz’di (s.a.s.). O’nun bütün sözleri birer zikirdi. O’nun emirleri ve yasakları, Allah’ın adlarından ve sıfatlarından bahsetmesi, Allah’ın hükümlerinden ve fiillerinden söz etmesi, O’nun vaad ve vaidinden (müjde ve korkutmalarından) haber vermesi, O’na hamdetmesi, O’nu tesbih etmesi, O’ndan duâ ile bir şey istemesi, hep Allah’a rağbet etmesi, O’ndan korkup çekinmesi, O’na tevekkül etmesi, hep O’nun zikirlerindendi. Peygamberimizin susması bile kalbinin bir zikridir. Allah’ın Rasûlü her durumda ve her an Rabbini zikrederdi. 5083
Hz. Âişe: “Peygamber (s.a.s.) (zamanının) her ânında Allah’ı zikrederdi” dedi.5084 Rasûlullah (s.a.s.) Rabbını zikretmek, O’na hamdetmek ve etrafındakilere O’ndan bahsetmek için, en ufak bir işi, bir değişikliğini fırsat biliyordu. Elbisesini giyerken, bineğe binerken, bir yokuş inişinde veya tırmanışında, yolda bir değişiklik olunca, enteresan bir durum karşısında, yatağa yatarken, uykudan kalkarken, tuvalete veya banyoya girerken ve çıkarken, evden dışarıya adım atarken... her durum karşısında zikir O’nun dilinde, gönlünde ve zihninde idi. Bütün bu durumlarda hamdettiğini, tesbih ve tekbir ile Allah’ın ismini andığını hadis kitapları zikreder. Nimet görür, Allah’a şükreder, yemeğe başlarken besmele ile zikreder, yemek esnâsında Allah’ın nimetlerini tefekkür eder ve insanlara Allah’ı hatırlatır, bunu tavsiye eder, sonunda mutlaka hamd ü senâda bulunur, şükrederdi. Allah’la kopuk bir sâniyesi olmadığını, her çeşit dünyevî zorluk ve kolaylık karşısında O’na yöneliyor, duâ ediyor, sabrediyor, şükrediyor; Allah’la bağını tazeliyor, zikrin tüm çeşit ve kapsamıyla zikrediyordu.
Tesbih/Zikir Kurbanları
Tesbih, gramerde ism-i âlet olmamasına rağmen, kullanımda “kendisiyle tesbih edilen araç” anlamıyla şöhret bulmuştur. Yani sembolik bir araçtır sayı taşları. Kimlerin sembolü olduğu mâlum; müslümanlar içerisinden kendilerini zikir ehli, gönül ehli sayıp kalp tasfiyesi, nefis tezkiyesi yaptıklarını iddia aden kimi kesimlerin. Bu kesimlerimizden birçoğunun ana sermayesi addettikleri “zikr”in Kur’ânî anlamını bilmediklerini, araştırmadıklarını, bu konuda Kur’an’ın en çok üzerinde durduğu bir konuda ona başvurmadan zikrettiğini sanmak ne büyük gaflet. Kaldı ki bu konuda da hevâ ve heveslere değil; bizzat Allah’ın koyduğu ölçülere uyulması Kur’an’ın emridir: “... fezkürullahe kemâ allemeküm (Allah’ın size öğrettiği gibi Allah’ı zikredin.)” 5085
Kur’an’da “cihad” gibi çok anlamlı bir kavram olan zikir, bazı kesimlerce çok yanlış ve tehlikeli bir biçimde, diğer anlamlarından soyutlanarak dil ile anmaya
5083] Hüseyin K. Ece, a.g.e. s. 790
5084] Müslim, Hayz, 117, hadis no: 373
5085] 2/Bakara, 239
- 1024 -
KUR’AN KAVRAMLARI
tahsis edilmiştir. Allah’ı anmak,5086 tebliğ,5087 öğüt ve uyarı,5088 şükür,5089 gibi birçok anlamlara gelen zikir “alâ” harf-i ceriyle kullanıldığında “dille anmak” anlamına gelir.5090 Aslında zikrin yalnızca “tesbih” anlamına gelmediğini, bundan daha kapsamlı olduğunu Kur’an’dan öğreniyoruz: “Ey iman edenler! Allah’ı çok çok zikredin ve O’nu sabah akşam tesbih edin.” 5091
İman edenlere hem zikir, hem tesbih emredilmiştir. Bu noktada aynı âyette hem “zikr”in, hem de “tesbih”in anılması, bu ikisinin birbirinin aynı olmadıklarının en açık delilidir. Bu nedenle dil ile zikir olan “tesbih”i küçümsemek, yok saymak ya da terketmek bir mü’mine yakışan şeyler değildir. Cihad kavramının içinde “kıtal”in yeri neyse zikir kavramının içerisinde de “tesbih”in yeri odur. Her yaptığı işe “cihad” adını verenlerin “kıtal” (savaş)in ayrıca farz kılındığını,5092 gözardı ettikleri gibi, zikrin yalnızca tesbih olmadığını söyleyenlerin birçoğu da dil ile anma, tekrar etme anlamına gelen “tesbih”in ayrıca tavsiye ve emir buyrulduğunu gözardı etmektedirler.
Kendilerini zikir ehli addedenlere gelince; Bu kesimden kimileri Allah'la yaptıkları mukaveleye sâdık kalmamışlardır. “Şeriatten bir taş düşerse müridlerimin tüm virdleri düşer” diyen gerçek ve kâmil mürşidin aksine bu mantık, müslümanların tüm değerleri ayaklar altına alınırken; değil bir taş, şeriatin temelleri bile hoyratça sökülürken, oturdukları postları başında kılları kıpırdamamıştır. Ümmetin yağmalanan değerleri karşısında hissiz ve kaygısız duran bu mantık, yaptığı işin adını “büyük cihad” koymuştu. Oysa ki; “büyük cihad nedir?” diye Kur'an'a sorduğumuzda Kur'an bize büyük cihadın ne olduğunu açıkça söylüyordu: “Kâfirlere uyma ve onlara karşı büyük cihad (cihâden kebîrâ) et.” 5093
Gerçekten büyük cihad edenler hem içinin düşmanlarına, hem dışındaki düşmanlara karşı çift yönlü bir cephe açıp önce yürek/gönül devletini kuranlardı. Kafasını kalbine kurban eden, dini diriltici bir iksir gibi değil; bir uyuşturucu gibi algılayan anlayış her şeyini bir kişiye ısmarlayarak düşünme zahmetinden kurtulmuştur. Onun yerine başkaları düşünür, başkaları karar verir. Nefreti ve sevgisi ‘emir-komut’a bağlıdır. “Gassâl elinde meyyit” olmayı, küffâr elinde şehid olmaya tercih etmiştir. “Ölmeden evvel ölme”ye çalışır da, “öldükten sonra yaşama”yı denemez. “Mevt”i tefekkür ettiğinin binde biri kadar “şehâdet”i tefekkür etmemiştir. Yüreğin/gönlün en büyük iki penceresi olan akıl ve duyularını iptal ettiğinden yürek bir zindana dönüşmüştür.
Bir tesbih/zikir kurbanının itaat anlayışı, görerek değil; körü körüne bir itaat anlayışıdır. Kurban, yalnızca emredilenlerin dışında kimseyi dinlememek ve hiçbir kitabı okumamakla kalmaz; Kur’an’a, onun âyetlerine karşı da kör ve sağırdır. 5094
5086] 2/Bakara, 198
5087] 87/A’lâ, 9
5088] 88/Ğâşiye, 21
5089] 7/A’râf, 69
5090] 6/En’âm, 21
5091] 33/Ahzâb, 41-42
5092] 2/Bakara, 219
5093] 25/Furkan, 52
5094] Mustafa İslâmoğlu, Yürek Devleti, s. 31-34
ZİKİR
- 1025 -
Zikrin Yozlaştırılması; Zikirde Usûl ve Âdâba Riâyetsizlik
Zikir, Kur’an’ın emrettiği önemli bir ibâdettir ve yukarıdan beri anlatıldığı şekillerde yerine getirilmesi mümkündür. Bazı kesimler tarafından “gizli mi - açık mı; toplu mu - tek başına mı yapılmalı?” gibi tartışmalara ihtiyaç yoktur. İslâm, mü’minlerin nasıl ibâdet edeceklerini göstermiştir. Emredilen ibâdetlerin dışında dileyen, bid’at olmamak şartıyla, Peygamberimizin yaptığına benzemek kaydıyla, istediği kadar nâfile ibâdet yapabilir.
Ancak İslâm’ı bize öğreten Peygamberi ve O’nun sahâbelerinin hayatında, kol kola verilmiş bir şekilde, yatıp kalkarak, bağırıp çağırarak, kendinden geçerek bir zikir yapma şekli yoktur. Hele hele de zikri mutlaka bir üstadın emri altında yapıp, zikri üstadlara, şeyhlere havâle etmek, onların da Allah’a götürmelerini beklemek gibi bir yanlışlık yoktur. Kul, gücü yettiği kadar ibâdet yapar, dili döndüğü kadar duâ eder, Rabbini anar. Umulur ki Allah (c.c.) ihlâsla yapılan az amellere bile bol karşılık verir. 5095
Zikrin âdâb ve usûlü vardır. İnsan Allah’ı zikrederken (daha doğrusu zikir ibâdetinin bir cüz’ünü icrâ ederken) gülünç ve komik durumlara düşmemeli, maskaralık yapmamalıdır. Zikir yaparken kan ter içinde kalıp başına tavana değecek kadar hoplayıp zıplamak ibâdet değil; çirkin bir harekettir. Süryânîlerin rûhânîleri, ibâdet esnasında kan ter içinde kalıncaya kadar didinirlerdi. Bizim câhil dervişlerin arasında da bunların hareketlerine benzer davrananların sayısı hiç de az değildir. Bu tamamen cehâletten ve düşünmeden körü körüne taklitten kaynaklanan bir durumdur. 5096
Müslüman, zikir esnâsında acziyet içinde Hakkı düşünmeli, sükûnet ve vakarını bozmamalıdır. Zikir yaptığını iddiâ eden birtakım kimselerin havalara sıçradığı, tepindikleri, bağırıp çağırdıkları görülmektedir. Bu hareket, zikrin mânâsıyla hiç bağdaşmamaktadır. İslâm’ın ibâdet anlayışına da ters düşmektedir. Zikir, tefekkür, nefis terbiyesi, ihsân gibi dinin emir ve tavsiyeleri; sadece belirli zümrelerin tekelinde kabul edilemez; bunlar bütün müslümanların malıdır. 5097
Tasavvufta zikir, hem anlayış hem de uygulama bakımından, sünnetteki zikir anlayışıyla bağdaşmayacak bazı ögeler içermektedir. Anlayış olarak zikrin Kur’an’da otuzdan fazla anlamından sadece birini, en fazla birkaçını alıp zikir olarak sadece bunu öne çıkartması, bununla yetinmesi ve hatta zikri, bütünün bir iki parçasını cennet için yeterli kabul etmesi, halka bu anlayışı yayması, zikri ve dolayısıyla dini daraltması, ilk dikkat çeken husustur. Bazı kelimeleri tekrarlarken, bilincini kaybederek cezbe içinde kendinden geçmesi halinde hiçbir sevap da elde edememiş olur. Zira uyku, unutma ve geçici de olsa aklın kaybı zamanlarında kalem insanın üzerinden kaldırılmıştır. Böyle durumlarda kalemin sevap defterine bir şeyler yazmasını ummak, İslâm’ı bilmemek demektir. Zikir; uyanıklığın, düşünmenin ve bilincin esası iken (Kur’an ışığında böyle olması gerekirken), zikir adı verilen bazı toplantılarda insanlar kendilerinden geçirilmekte, âdeta uyuşturucu kullanan esrarkeşler gibi hayal dünyasında tatlı rüyalara daldırılmaktadır. Bazıları defle dümbelekle halay çeker, dans eder gibi dönüp durmakla zikir yaptığını zannediyor. Kimi de kendini kaybedip, kendilerini hipnotize eden
5095] Hüseyin K. Ece, a.g.e. a.g.e. s. 92
5096] Kemaleddin Erdil, Yaşayan Hurâfeler, s. 11
5097] Muhammed Hamidullah, İslâm’a Giriş
- 1026 -
KUR’AN KAVRAMLARI
şeyhleri tarafından oralarından buralarından şiş kebabı gibi şişleniyorlar, kendi nefislerine zulmediyorlar. Kimileri bağıra çağıra, taşkınca; kimileri de sessiz sâkin ama şaşkınca “zikir” yaptıklarını iddia ediyorlar.
Bu anlayış ve gelenekte zikrin aksiyoner, dinamik hiçbir yönü yoktur. İbâdet ve zikre ayrılmış belirli zamanların dışındaki günlük hayatla zikrin hiçbir ilişkisi yoktur. Ya çok sesli veya tümüyle dilin devreden çıkartıldığına şahit olunur. Nakşîlikte zikir, hemen tamamen zihinseldir. Dille zikir, sadece “hatm-i hâcegân” sırasında Kur’an’dan bazı küçük sûreler okumak ve biraz salevât getirilerek yapılır. Onun dışında kelime-i tevhid ya da lafza-i celal’in tekrarı dille değil, zihinden, içinden geçirilerek yapılır. Bunların yanında Nakşî tarikatlarda, esas zikir şekli, râbıtadır. Râbıta, diğer zikir biçimlerinden üstün sayılmıştır. Yani, râbıta; kelime-i tevhidin, ya da lafza-i celâlin, gerek dille ve gerekse zihinden tekrarı şeklindeki zikirden, hatta Kur’ân-ı Kerim’i okumaktan bile faziletli sayılır. Râbıtanın kaynağı ise Budizm’dir. Kitap ve Sünnette bununla ilişkin herhangi bir delil yoktur. 5098
Bu anlayış ve tavır, Tasavvuf Sözlüğünde şöyle açıklanır: “Tasavvufa göre zikir, ‘Allah’ kelimesini veya ‘Lâ ilâhe illâllah’ cümlesini söylemek ve tekrarlamak demektir. İlkine ‘lafza-i celâl’, ikincisine ‘kelime-i tevhid zikri’ veya ‘tevhid zikri’ denir. Tarikat ehlinin belli kelime ve ibâreleri belli zamanlarda, belli sayıda, belli bir edeb dâhilinde her gün düzenli olarak söylemeleri; ‘vird’ ve ‘hizib’ olarak da adlandırılır. Tarikat ehlinin ve sûfî cemaatlerinin bir yerde toplanıp şeyh veya halîfesinin gözetiminde ‘Allah, Allah’; ‘hû, hû’; ‘hay, hay’ gibi belli ibâreleri belli bir hareket düzeni içinde söylemeleri. Bu çeşit toplu zikirlere; tarikat âyini, semâ, hadra ve deverân gibi isimler verilir. Söylenen sözleri ve hareketlerin ritmik (âhenkli) olması icap eder. Bu tür zikirlerde bazen ney, kudüm ve def gibi enstrumanlar da kullanılır; Mevlevîlikte, Halvetîlikte olduğu gibi. Bu tür zikirler ekseriya tekkelerde icrâ edilir. Zikirde zikreden, zikredilenden başka her şeyden geçer, zâkir zikirde mezkûrdan başkasını hatırlamaz, kendisini kaybeder, yaptığı zikrin bile farkında olmaz. Bu yüzden zikir, kendinden geçip (gaybet, vecd) ve Hakk’ı buluş (vuslat, vücûd) halidir.
Zikir iki türlüdür: 1- Zikr-i cehrî, zikr-i aleniye: Yüksek sesle veya çevrede bulunanların işitebilecekleri bir şekilde sesli olarak yapılan zikirdir. Sesli zikri esas alan tarîkatlara cehrî tarikat denir. 2- Zikr-i hafî: Zikredenin, sadece kendisinin işitebileceği bir şekilde alçak sesle yaptığı zikir. Sessiz zikri esas alan tarikatlara hafî tarikat denir. Melâmet ehli ve Nakşbendîler hafî zikri; Rifâîler, Kadirîler cehrî zikri tercih etmişlerdir.
Kaiden zikir: Tarikat ehlinin bir halka oluşturup oturarak ritmik hareketlerle yaptıkları zikir. Kaimen zikir: Tarikat ehlinin bir halka oluşturup ritmik hareketlerle ayakta yaptıkları zikir. Bu zikir döne döne yapıldığı için devr ve deverân adını da alır. Zikr-i erre, zikr-i minşârî: Yesevîlikte hançereden testere sesi gibi bir ses çıkarılarak yapılan zikir. 5099
Bazıları, zikir denilince, özel bir tören ve bazı büyüklerin, hocaların yönettiği ve adına “hatim” veya “hatme” denilen halkalar içinde olacağı anlayışına
5098] Râbıta konusunda geniş bilgi almak için bkz. Ferit Aydın, Tarikatta Râbıta ve Nakşibendîlik, Ekin Y.
5099] Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, 588-589
ZİKİR
- 1027 -
sahiptir. Bunlara karşı çıkanlar, belki biraz abartılı bir yaklaşımla “bu âyin mi, ibâdet mi?” diye sormaktan kendilerini alamamakta; öte yandan tâğûtî güçler ve onların güdümündeki medya da, bu tür toplantıları, saçı sakalına karışmış, dansa benzeyen tuhaf gösterileri İslâm’ı ve müslümanları karalamak için saf zihinleri etkilemek ve onların beyinlerine kazımak kasdıyla bıkmadan gündemde tutup göz önüne getirmektedir.
İbrahim Sarmış, şöyle der: “Şişlerin batırıldığı, karınların yarıldığı ve boyunların kesildiği zikir âyininde olsun, bir şef yönetiminde “illallah”, “Allah”, “Hû”, “yâ Hû” nâraları ve göbekten çıkarılan bıçkı sesleriyle yapılan zikir âyinlerinde ve kadın-erkek karışıp insanların nağmeler eşliğinde kendilerinden geçtiği âyinler, bir çeşit dansla geçen böyle saatlerin ilâhî tecelli saatler olduğunu söylemeleri, bir garâbettir. Her yıl, bir hafta süren semâ âyinlerinde atılan nâralar, çalınan müzik ve dans eden semâzenlerin yaptıkları da aynıdır. Söyler misiniz, Rasûlullah Rabbini böyle mi zikretti? Ondan sonra, ashâbı Allah’ı böyle mi zikretti? Sahâbîler Allah ve Rasûlünün öğrettiği gibi huşû ve teslimiyet içinde, sessiz ve müziksiz, havf ve recâ arasında, münferiden ve Rasûlullah’ın öğrettiği duâlarla Allah’ı andılar. O’na yalvardılar. Nimetini istediler ve azâbından O’na sığındılar.
Tasavvufçular, zikir esnâsında müridin şeyhini zihninde canlandırmasını, “destûr yâ üstâz (üstâdım yardım et!)” diyerek zikre başlarken, ondan yardım istemeyi, tıpkı Rasûlullah'tan yardım istemek gibi olduğuna inanmasını şart koşarlar. Çünkü kendisini Allah Rasûlüne ulaştıracak şeyhidir. Kalbiyle ve lisanıyla şeyhinden izin isteyerek “destur ey şeyhim!” demesi yanında, tarikat mensupları ve ileri gelenlerinden de izin istemesi, yahut onlara râbıta yapması gerekir. Zikreden kişinin tepeden tırnağa kadar sallanması, önce sağa “lâ” ile başlayıp sola “illâ” ile dönmesi ve doğrulması gerekir. Sola doğru öne eğilerek “illâllah” demesi ile bu işi tamamlar. “Allah”, “Hû” gibi tek isimle zikrediyorsa, çenesini göğsüne vurması, koro halinde ve yüksek sesle yapması gerekir. Kelimeyi göbeğinden başlayarak kalbinin derinliklerinden çıkarması icab eder. İşte bu eşsiz pehlivanlık tasavvufçuların zikir şeklidir.
Allah için söyleyiniz, Rasûlullah Rabbini zikrederken böyle tepeden tırnağa kadar sallanıp dans mı ediyordu? Sakalını göğsüne vurup sağa sola mı sallanıyordu? Şüphesiz hayır. Çünkü o, Allah'ın peygamberidir ve Allah'ın huzurunda edeple nasıl ibâdet edileceğini bilir ve insanlara bildirir. Nasıl zikredeceğini Allah ona ve bize şöyle tarif etmiştir: “Rabbini içinden, yalvararak ve O’ndan korkarak yüksek olmayan bir sesle sabah akşam zikret. Gâfillerden olma.”5100; “Rabbinize yalvara yakara ve gizlice duâ edin. Bilmelisiniz ki haddi aşanları O sevmez.”5101; “Onların (müşriklerin) Beytullah’ın yanında namazları (duâları) da el çırpmak ve ıslık çalmaktan başka bir şey değildir.” 5102
Mevdûdi, ibâdetin özü ve anlamının itaat ve sadâkat olduğunu açıklar.5103 İbâdetin üç unsuru (kulluk, itaat ve sadâkat) üzerinde dururken, şu açıklamada bulunur: “Önce ibâdet’in bu anlamını kafanızda tutun, sorularıma ondan sonra cevap verin:
5100] 7/A’râ, 205
5101] 7/A’râf, 55
5102] 8/Enfâl, 35; İbrahim Sarmış, Tasavvuf ve İslâm, s. 214, 217
5103] Kur’an’da Dört Terim, s. 28-29
- 1028 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Efendisinin kendisinden yapmasını istediği işleri yapmayıp daima elleri bağlı, efendisinin önünde duran ve onun ismini anan bir köle hakkında ne düşünürsünüz? Efendisi ona, ‘git, şu şu işleri yap’ diyor, köle bulunduğu yerden kımıldamıyor, eğilip efendisini on kez selâmlıyor, tekrar ayağa kalkıp elleri bağlı öylece duruyor. Efendisi ona, ‘git falan yanlışları düzelt’ diye tâlimât veriyor, ama adam yine yerinden kıpırdamıyor, efendisinin önünde eğilmeye devam ediyor. Efendisi ‘hırsızın elini bu kötü işten kes!’ diye emrediyor. Bunu duyan köle, hırsızın elini keseceği yerde efendisinin söylediklerini tekrarlamaktan başka bir şey yapmıyor ve ‘hırsızın elini kes’ emrini yüzlerce kez tekrarlıyor. Şimdi bu kölenin efendisine gerçekten hürmet ettiğini söyleyebilir miyiz? Sizin kölelerinizden bir tanesi böyle davransaydı ne yapardınız, Allah bilir!
Allah’ın kullarından böyle davrananların kendilerini Allah’a ibâdete adamış olarak kabul etmelerine şaşmıyorum! Böyleleri sabahtan akşama kadar Allah bilir kaç kere Kur’an’daki ilâhî emirleri okurlar, ama bunları yerine getirmek için kıllarını bile kıpırdatmazlar. Diğer taraftan ha bire nâfile namaz kılar, ellerine binlik bir tesbih alır ve Allah’ın adını anarlar. Çok acıklı bir makamla Kur’an okurlar! Onları bu halde gördüğümüz zaman: ‘Ne kadar müttakî, ne kadar dindar adamlar!’ dersiniz. Bu yanlış anlamanın temelinde ibâdetin gerçek anlamını bilmemek yatar.” 5104
Allah’ın kitabına karşı kör, sağır ve dilsiz olup, bazı güzel kelime ve isimleri, anlamını ve mesajını düşünmeden belli sayıda tekrarlamanın fazla bir önemi yoktur. Bu tavır, insanın vicdanını bastırması, cehâlet ve yozlaşmayı meşrû görüp yaptığı ile tatmin olması, esas zikir olan Kur’an’a karşı sorumluluğu ihmal etmesine sebep oluyorsa, o takdirde bu zikir anlayışının zararı vardır. Hemen tarikatların hepsinde, belirli aşamalardan geçen ve tarikatta kıdemli olanlara, zikir adıyla çok yanlış ifadeler de ders olarak verilmektedir. Anlamını bilmeden (biliyorsa daha kötü) tekrarladığı virdler içinde, belki de insanı şirke götürecek bâtıl sözler vardır.
Meselâ “Lâ mevcûde illâllah” gibi. Bu sözün anlamı: “Allah’tan başka varlık yoktur” demektir. Bir başka deyişle, “tüm varlık Allah’tır” Yani, iyi-kötü yaratılmış ne varsa hepsinin -hâşâ- Allah olduğunu iddia etmek. Ne büyük hata ve sapıklık! Ne dehşetli bir cehâlet! Allah’ın yarattığını, Allah’ın kendisi yerine koymak. Çok korkunç bir gaflet, affedilmez bir suç! Ve sonra bunun adını zikir koymak! Öyleyse, dikkat edilmesi gereken nokta, anlamını bilmediğimiz kelimeleri durmadan tekrarlamak yerine; ondan daha önce, bilmemiz gereken Allah’ın isimlerini ve vasıflarını öğrenmek, Allah’ı kendi zikri olan Kur’an’dan tanımak ve Allah’ın gösterdiği dosdoğru yolda yürümektir.
Zikri İhyâ Etmek, Zikirle İhyâ Olmak
Müslüman; zikri yozlaştıran, Kur’an ve Sünnet ölçüleri içinde bütüncül anlamlarından soyutlayan ve zikir gibi büyük bir ibâdete bid’atler karıştıranlara ve sünnetteki âdâbına uymayanlara bakarak, zikirden gâfil olamaz. Zikri yeniden ihyâ etmek ve zikirle ihyâ olmak zorundadır. Kur’an kavramlarını yozlaştırıp dejenere etmek, anlamlarını daraltmak ne kadar yanlış ise; kuru, yavan, sevgisiz, bereketsiz, zikirsiz, takvâsız, ihlâssız din anlayışının da insanı kurtarmasını
5104] Mevdûdi’den naklen; Ebu’l Hasan Ali Nedvî, İslâm’ın Siyasî Yorumu, s. 77
ZİKİR
- 1029 -
beklemek o kadar yanlıştır. Günümüz muvahhid gençliği, diğer insanlara ve özellikle müslümanlara aşırı eleştiri oklarını yöneltir, tenkit kılıcıyla kendinden başka tüm mü’minleri doğrarken, nefsini ihmal etmekte, eleştirdiği yarı doğruların yerine tam doğruyu kendi şahsında örnek olarak gösterememektedir. Bu tavır da, müslümanlararası kördöğüşü andırmaktadır. İslâm, bir kötülüğü yıkarken, yerine mutlaka ondan çok daha hayırlı bir alternatifi getirmiş ve insana sunmuştur. Soyut tartışmalar, pratiğe/eyleme dökülmeyen iddialarla Allah’ın rızâsına erişilmez. Zikirdeki yanlışlardan yola çıkarak bir müslümanın zikirsiz bir hayatı tercih etmesi, ancak, şeytanın sağdan yaklaşmasıyla izah edilebilir. “İman edenlerin Allah Allah’ı zikretme ve O’ndan inen hak/gerçek için kalplerinin saygıyla yumuşaması zamanı daha gelmedi mi?...” 5105
“...İlâhınız bir tek İlâhtır. O’na teslim olun! (Ey Muhammed!) O ihlâslı ve mütevâzi insanları müjdele! Onlar öyle kimselerdir ki, Allah zikredildiği zaman kalpleri titrer; başlarına gelene sabrederler; namazı kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak ederler (Allah için harcarlar).” 5106
“Rabbini, içinden, yalvararak ve O’ndan korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah ve akşam zikret. Gâfillerden olma!” 5107
Allah, zikreden, zikir okuyanlara yemin etmiştir. Bu yemin, Allah’ın verdiği şerefi ve bu konunun insan açısından Allah’ın râzı edecek önemine vurgu yapılmak için olsa gerektir. “Saf saf dizilmişlere; Toplayıp sürenlere; Zikir okuyanlara yemin ederim ki, ilâhınız birdir.”5108 Bu âyetlerde özellikleri sayılanların melekler olduğu söylenmiştir. Ayrıca, bunların gök cisimleri, ruhlar, kudsî cevherler, Kur’an âyetleri, âlimler ve gâziler olduğunu söyleyenler de vardır.
Allah’ı zikretmekten yüz çevirenlere şeytan musallat olur. Şeytan ise insanın düşmanıdır.5109 Rabbimiz’in övdüğü insanlar, her durumda, çarşıda-pazarda, işinde-gücünde, alımda-satımda... Allah’ı zikretmekten, O’nu hatırlayıp O’nun hükümlerine bağlı kalmaktan geri durmayanlardır. “Öyle adamlar vardır ki (Allah’ı tesbih ederler), ne ticâret ne de alışveriş onları Allah’ı zikretmekten, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.”5110 İnsan her durumda Allah’ı zikretmekle mükelleftir. Bir kulu, Allah’ı zikirden alıkoyacak hiçbir sebep olamaz/olmamalıdır. Mü’min, rahatlık ve âfiyette Allah’ı zikrettiği ve şükrettiği gibi; musîbetler, âfet ve felâketler olduğunda da Allah’a sığınmak, O’nun yardımını istemek mecbûriyeti hisseden kimsedir. Zikir, içindeki hevâsına karşı zafer silâhı olduğu gibi, dış düşmanlara karşı da zikir, çok önemli bir silâhtır. O yüzden savaş anında, düşmanlarıyla çarpışırken de Allah’ı, hem de çok zikretmek emredilmiştir: “Ey iman edenler! (Savaşmak için) herhangi bir topluluk ile karşılaştığınız zaman sebât edin ve Allah’ı çok zikredin ki başarıya erişesiniz.” 5111
Kamer sûresinde dört kez şu âyet tekrarlanır: “Biz Kur’an’ı zikir (öğüt, uyarı,
5105] 57/Hadîd, 16
5106] 22/Hacc, 34-35
5107] 7/A’râf, 205
5108] 37/Sâffât, 3-4
5109] 43/Zuhruf, 36
5110] 24/Nûr, 37
5111] 8/Enfâl, 45
- 1030 -
KUR’AN KAVRAMLARI
hatırlama) için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu?”5112 Burada Yüce Allah’ın dört defa Kur’an’ın kolaylaştırmasının gerekçesini tekrarlaması gerçekten dikkat çekicidir. Bu durum bizi devamlı sûrette Allah’ın mesajını okuyup onu pratiğe geçirmenin mecburiyetini ortaya koyar. Yüce Rabbimiz iman edenlerden kendisini çokça zikretmelerini/anmalarını ister.5113 Seyyid Kutub bu âyetin tefsirini yaparken Allah’ı zikretme olayını şöyle açıklar:
“Allah’ı anmak demek ona kalpten bağlanmak, sürekli olarak onun gözetimi ve denetimi altında yaşamaktır. Yoksa kuru kuruya Yüce Allah’ın adını tekrarlayıp durmak değildir. Kur’an Allah’ı anmak ile insanın geçirdiği bazı vakitler ve durumlar arasında bağ kurar. Amaç, bu vakitleri ve durumları Allah’ı anmakla donatmak ve onunla ilişki halinde olma bilinci ile renklendirmektir.” 5114
Zikir; dille, bedenle ve kalple olmak üzere üç kısımda mütâlaa edilmiştir. Dilin zikri, Allah’ı güzel isim ve sıfatlarıyla yâd etmek, hamdetmek, tesbih edip yüceltmek, Kitabını okumak v eO’na duâ etmektir. Bedenin zikri de, her uzvu ne ile emr olunmuş ise onunla meşgul etmek ve yasaklardan alıkoymaktır. May.ih simni ibe üç çeşittir: Birincisi, Allah’ın varlığına delâlet eden delilleri düşünmek ve şüpheleri defederek sıfat ve esmâ-yı ilâhiyeyi tefekkür etmek. İkincisi, ilâhî hükümleri, emir ve yasakları, va’d ve vaîdi ve bunların delillerini düşünmek. Üçüncüsü ise enfüsî ve âfâkî tüm varlığı ve bunlardaki yaratılış sırlarını temâşâ ve tefekkür ile her z