Cumartesi, 06 Şubat 2021 21:30

ŞEYTAN – İBLİS

Yazan
Ögeyi değerlendirin
(0 oy)

بسم الله الرحمن الرحيم

الحمد لله ، صلاة وسلام على رسول الله

 

ŞEYTAN – İBLİS


- 515 -
Kavram no 167
İmtihan 10
Bk. Vesvese; Cin; Sihir-Büyü
ŞEYTAN – İBLİS


• İblis ve Şeytan Kelimelerinin Anlam ve Mâhiyeti
• İblis/Şeytan ve Özellikleri
• İblis'in Allah İçin Secde Etmemesi
• Şeytana Mühlet Verilişi
• İblis ve Faaliyet Alanı
• İblis'in Başvurduğu Yöntemler
• Şeytanın insana Dört Bir Yandan Yaklaşması
• Şeytanın Görevi
• Şeytanın Zarar Veremeyeceği Kimseler
• Her insana Bir Şeytan Verilişi
• İnsanı Şeytana Tutsak Eden Nefsî Hastalıklar
• Şeytana Uyanların Durumu ve Âhirette Hesaplaşma
• Şeytanın Yaratılış ve insanlara Mûsâllat Olmasının Hikmeti
“Ve o zaman meleklere (ve cinlere): “Âdem'e secde edin!“ dedik, hemen secde ettiler. Yalnız İblis dayattı, kibrine yediremedi, inkârcılardan oldu.“ 1998
İblis ve Şeytan Kelimelerinin Anlam ve Mâhiyeti
‘İblis’, kelime anlamı yönünden, hayırsız olan, zarara uğrayan, şaşkınlığa düşen manalarına gelmektedir. İblis kelimesi Kur'an-ı Kerim'de 11 yerde geçer. Şeytana, işlediği hatanın onu sonsuza kadar hüsrana (zarara) uğratması sebebiyle ‘İblis’ denmiştir. İblis, Şeytanın Kur’an’daki özel adıdır. İblis, insanı kıskanması yüzünden Allah’a karşı gelen ve O’nun huzurunda küstahlık yapıp kibirlenen ve bu yüzden de kovulan (racim olan), insanın en önemli düşmanıdır.
“Şeytan“ ise, uzaklaştı mânâsındaki “şatane“ fiilinden türemiştir. Yandı anlamındaki “şâta“ fiilinden türediğini öne süren bazı âlimler de vardır. Şeytan kelimesinin aslının “Satan“ olup, bunun İbrânîce olduğu, rakip, muhalif gibi anlamlara geldiği, Tevrat'ta da bu anlamda kullanıldığı da ileri sürülür. Şeytan, cinlerden ve insanlardan en şerli (en kötü) yaratıkları nitelemek için kullanılan bir kavramdır. “Şeytan“ ve çoğulu olan “şeyâtîn“ kelimeleri Kur'an-ı Kerim'de toplam 88 yerde geçmektedir. Şer'î istılâhta, Yüce Allah'ın Hz. Âdem'e secde emrine karşı gelip isyan ettiği için ilâhî rahmetten kovulan ve insanların amansız düşmanı olan cinlerin inkârcılarından gizli bir varlıktır.
Kur'an, şeytanla İblis'in fonksiyon bakımından aynı olduklarını gösteriyor. Şeytan, İblis'in faal hale geçişinde aldığı ad, kuvvetlerinin tümüne verilen ad; İblis de şeytan denen şer kuvvetin kaynağı, babası olan varlığın özel adıdır.
1998] 2/Bakara, 34
- 516 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Hz. Âdem’in cennetten çıkmasına sebep olan şeytanın, İblis’ten başka ‘Azâzil’, ‘Adüvvullah’ gibi adları da vardır. İblis, şeytanî bütün faaliyetlerin beyni ve babası konumundaki varlıktır.
İblis/Şeytan ve Özellikleri
İblis ateşten yaratılmıştı ve cinlerdendi.1999 Hz. Âişe (r.anha)’nin rivâyetine göre Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Melekler nurdan yaratıldılar. Cinler zehirli ateşten. Âdem ise, size özellikleri söylenen şeyden (topraktan) yaratıldı.“ 2000
Evrende Hz. Âdem'den önce yaratılmış melek ve cin adında iki varlık mevcuttu. 2001
Ruhanî varlıklar üç kısımdır. Birinci kısma girenler, Allah'a itaat ve ibâdet eden meleklerdir ki, bunlar Allah'a hiç isyan etmezler, yanlış iş yapmazlar ve insanı aldatmazlar.
İkinci kısımdakiler, şerir ve isyankâr olan şeytanlardır. Bunlar, insanları aldatırlar, şer ve kötülük için çalışırlar. Üçüncü nevi ruhanî yaratıklar ise, ikisi ortası olan gizli yaratıklardır. Bunların hayırlıları ve Allah'a itaat edenleri olduğu gibi; şerlileri ve Allah'a isyan edenleri de vardır. Özel anlamıyla cin, bunlara denir. Cin denince, mü’mini de kâfiri de olan ruhanî varlıklar anlaşılır.
Hz. Âdem'e secde emrine kadar, hissiyatına/nefsine dokunan bir teklif yapılmamış ve imtihan olunmamıştı. Onun bu âna kadar, Allah'ın emirlerine göre mi, yoksa öz nefsinin isteklerine göre mi hareket ettiği bilinmiyordu. İlk imtihanında kaybetti; Âdem'e secde emri, onun hissiyâtına ters düştü. Emri yerine getirmekten kaçındı.
Eski adı Azâzil olan olan şeytan, Hz. Âdem'e secdeyi kabul etmediği andan itibaren, “hayırdan ümidini kesmiş, pişmanlık ve üzüntü duyan“ anlamında İblis; secde etmeyiş sebebi olarak da “beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın“ diyerek hükümsüz bir bahane ve kendisince geçerli bir gerekçe gösterdiği ve Hz.Âdem'i cennetten çıkarmaya çalıştığı andan itibaren de Şeytan adını almıştır. Dolayısıyla İblis ve Şeytan, davranışlarına paralel olarak, ona sonradan verilen iki isimdir. Kur'an'da Hz. Âdem'e secde söz konusu olan bütün âyetlerde özellikle “İblis“ kelimesinin kullanılmış olması, bu görüşü desteklediği gibi, âyetlerde kullanılan kelimelerin yerli yerince seçilişi ve Kur'an'ın yüce üslûbu hakkında bir fikir de vermektedir.
“Şeytan“ kelimesi; azgınlıkta, şer ve kötülükte emsalsiz olan, şerir ve inatçı anlamına gelen her azgına verilen bir cins isimdir. Şeytan kelimesinden, daha çok, cin cinsinden olan cin şeytanı anlaşılırsa da, kötü ruhlu insanlara da bu ad verilir. Dolayısıyla, kötü ruhla alakası olan, görülen veya görülmeyen her kötü ve haktan uzak ve insanları sapıttıran şeylere şeytan ismi verilir. Cin şeytanı olduğu gibi, insanlardan da şeytanlar vardır. İnsan ve insan şeytanı görüldüğü halde, ruhta gizlenen kötülük görülmez; eserleri ile bilinir. Bu sebeple, şeytan isminden, genel olarak, gizli ve kötü bir kuvvet, kötü ve habis ruh anlaşılır.
1999] 18/Kehf, 50; 15/Hıcr, 27; 55/Rahman, 15
2000] Müslim, Zühd 10, Hadis no: 2294, 4/2294
2001] Bkz. 2/Bakara, 31; 15/Hicr, 26-29). Şeytan, cin denen varlık grubuna mensup idi (18/Kehf, 50
ŞEYTAN – İBLİS
- 517 -
İnsan şeytanı, cin şeytanına tâbi, ona bağlıdır. Yaratılışta her cins, bir “ilk fert“ ile başladığından, “şeytan“ denilince, bu cinsin ilk ferdi olan ve atası sayılan ilk şeytan, yani “İblis“ akla gelir. İblis, şeytanın özel ismidir. Allah'a isyan ederek kibirlenip böbürlenen ve insan neslinin ilk ferdi Âdem’e (a.s.) secde etmeyen İblis, ilk şeytandır, şeytanların atasıdır. Şeytan cinlerdendir. “Hani Biz meleklere, ‘Âdem’e secde edin’ demiştik de, İblis’ten başkası hemen secde etmişti. O, cin’den idi. Rabbinin emrine karşı gelmişti.“2002 Şeytan, kötülüğün, küfrün, zulmün, şirkin temsilcisidir. Allah’a ilk isyan eden varlık şeytandır. Allah şeytana kıyamete kadar yaşama hakkı vermiştir. Yani kıyamete kadar ölmeyecek, devamlı olarak Allah’ın kullarını doğru yoldan çıkarmak için çalışacaktır.
Şeytan, insanı hak yoldan, selim fıtrattan aldatma ve çarpık gösterme sayesinde uzaklaştırabilmektedir. İnsanı gurura, hayale, çirkini güzel görmeye sevk eden şeytan iç dengeleri alt üst eder ve gerçeğin çehresini değiştirir. İnsanın doğruyu-yanlışı, hakkı-bâtılı fark edememesi böyle başlar ve bu gidiş, sapma, uçuruma yuvarlanmayla son bulur. Şeytanın kullandığı en büyük silâh, insanı gurura sevketmektir. Gururun esas anlamı, aldanmak ve bu aldanışla eşya ve olayları çarpık görmektir. O halde şeytanın başarısı, onun kuvvetinde değil; insanın kuvvetlerini, insanın aleyhine kullanabilmesinden kaynaklanıyor. “Şeytan insanlara, vaatlerde bulunur, onları hayale sevk eder. Ve şeytan insanlara gururdan/aldanmadan başka bir şey vaad etmez.“2003 Şeytanın bu gururu istismar etmesine, daha ilk insanın sürçmesi anlatılırken dikkat çekilmiştir. 2004
Şeytan, insanı Allah yolunda infak etmekten fakirlikle korkutarak caydırdığı gibi 2005; bâtıl yolda saçıp savurmayı, israfı körükler. “Şu bir gerçek ki, israfla saçıp savuranlar, şeytanın kardeşleridir ve şeytan, Rabbine karşı çok nankördür.“2006 Aynı şekilde şeytan her türlü haramı ve aşırılığı, fahşâyı, sosyo-psikolojik bozuklukları emreder.2007 Şeytanın yaydığı bozukluklardan biri de fâizdir. Fâiz yiyenler, şeytanın çarpmasına uğramış kişilerdir. 2008
İblis'in Allah İçin Secde Etmemesi
Allah, Hz. Âdem’i yarattı ve ona kendi ruhundan üfledi. Âdem’in yaratılışı bitince Allah, meleklere ‘Âdem’in önünde secde edin’ diye emretti. Hepsi secde ettiler ama İblis secde etmedi. Secde etmeyişinin sebebini de şöyle açıkladı : ‘Ben ateşten yaratıldım, Âdem ise topraktan yaratıldı. Ateş topraktan üstündür.’ Allah, bu isyanından dolayı İblis'i kovdu. İlâhî rahmetten ve huzurdan kovulan İblis, insanları saptırmak, kandırmak ve ‘hidâyet’ yolundan şaşırtmak üzere Allah’tan izin istedi. İblis’e bu izin verildi. İblis, kıyamete kadar gücü yettiği ölçüde insanları kandırıp kendi emrine çekmeye, onlara günah işletmeye devam edecekti. Bu konuyu Kur'an'dan takip edelim:
“Bir zamanlar Biz, meleklere (ve cinlere) 'Âdem'e secde edin' dedik. İblis hâriç hepsi
2002] 18/Kehf, 50; 2/Bakara, 34
2003] 4/Nisâ, 120; 17/İsrâ, 64
2004] Bkz. 7/A'râf, 20
2005] 2/Bakara, 268
2006] 17/İsrâ, 27
2007] 2/Bakara, 268; 24/Nur, 21
2008] 2/Bakara, 275
- 518 -
KUR’AN KAVRAMLARI
secde ettiler. O, yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kâfirlerden oldu.“ 2009
“Andolsun sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere 'Âdem'e secde edin' diye emrettik. İblis'ten başka hepsi secde ettiler. Fakat o secde edenlerden olmadı.
Allah (şeytana) buyurdu ki: 'Sana emrettiğim vakit seni secde etmekten alıkoyan nedir? (İblis:) 'Ben ondan daha hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın, onu da çamurdan yarattın' dedi.
Allah, 'Öyle ise, dedi. Oradan (cennetten veya meleklerin içinden) in. Orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık, çünkü sen aşağılıklardansın!'
İblis, 'Bana, (İnsanların) tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet ver' dedi.
Allah 'Haydi sen mühlet verilenlerdensin' buyurdu.
İblis: 'Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları (İnsanları) saptırmak için senin doğru yolunun üstünde tuzak kuracağım. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulamayacaksın!' dedi.
Allah buyurdu: 'Haydi sen, yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan! Andolsun ki, onlardan kim sana uyarsa, sizin hepinizi cehenneme dolduracağım.'
(Allah buyurdu ki:) Ey Âdem! Sen ve eşin cennette yerleşin, dilediğiniz yerden (bol bol) yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın, sonra zâlimlerden olursunuz.
Derken şeytan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve 'Rabbiniz, sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye sizi bu ağaçtan men'etti, başka bir sebepten değil' dedi.
Ve onlara, 'Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim' diye yemin etti.
Böylece onları hile ile aldattı. Ağacın meyvesini taddıklarında çirkin yerleri, avret mahalleri kendilerine göründü. Ve cennet yapraklarından üst üste yamayıp üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara: 'Ben sizi o ağaçtan men' etmedim mi ve şeytan size apaçık bir düşmandır demedim mi?' diye nidâ etti.
(Âdem'le eşi) dediler ki: 'Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet edip acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.'
Allah buyurdu: Birbirinize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde bir süreye kadar yerleşip kalma ve yaşayıp faydalanma vardır.
'Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan (diriltilip) çıkarılacaksınız' dedi.
Ey Âdemoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Takvâ elbisesi ise daha hayırlıdır. İşte bunlar, Allah'ın âyetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar (diye onları indirdi).
Ey Âdemoğulları! Şeytan, ana-babanızı (Âdem ile Havvâ'yı), çirkin yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de şaşırtıp bir belâya düşürmesin. Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz Biz şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kıldık.“ 2010
2009] 2/Bakara, 34
2010] 7/A’râf, 11-27
ŞEYTAN – İBLİS
- 519 -
Allah, Hz. Âdem’e kendi ruhundan üflemiş, tüm eşyanın isimlerini öğretmiş, onu yeryüzüne halife tâyin etmişti. İblis bunu görünce kıskandı ve secde etmedi. İblis, Allah’ın Hz. Âdem’e verdiği bu ilâhî emaneti, yani insan olarak yeryüzündeki ‘halifelik’ emanetini anlamadı, kibri ve bilgisizliği yüzünden Âdem’e secde etmedi.
İblis, aynı zamanda Allah’ın gelecek zamanlara ait planlarını göremeyip, kör nefsinin arzusuna uydu ve isyan etti. Öyleyse kim nefsinin arzularına hiçbir sınır tanımadan uyarsa, onda İblis ahlâkı var demektir. İblis, Allah’ın iradesini sevgi planında da görememiştir. O Allah'ı hakkıyla sevebilseydi, Allah’ın severek yarattığı Âdem’e secde ederdi. İblis, sevgiyi nefrete çevirmenin ilk örneğidir.
İblis, Âdem’in varlığının dış görünüşüne bakıp kendini üstün görmüştür ve yaratılışın iç yüzünü, sırrını, hikmetini anlamamıştır. Hâlbuki Allah’ın bütün işlerinin hikmetleri vardır, herbirinin kendine ait sırları vardır. Âdem’i sırf toprak zanneden İblis mantığı, kendi maddesini ondan üstün sanmıştır. Bugün, kendini mal, yüz güzelliği, makam, ırk, soy, sınıf veya ülke olarak üstün görenlerin mantığı İblis mantığıdır.
İblisin en önemli hatası Allah’ın hükmüne aykırı şekilde kıyas etmesidir. Yani kendi aklınca, ‘ateş topraktan üstündür; dolayısıyla kendisi de Âdem’den üstündür.’ Hâlbuki o durumda Allah’ın kesin secde emri vardı. İtaat eden bir kula düşen, mutlak Yaratıcı karşısında emri dinlemekti. Aklına çok güvenip Âdem’i kıskanan İblis isyan etti ve sonsuza kadar lânetlendi. İblis, bu kıyası hangi ölçüye göre yaptı? Kendi aklına, kendi küçük mantığına göre mi, yoksa Allah’ın ona verdiği ölçüye göre mi? Allah ona öyle bir ölçü ve kıyas etme görevi vermemişti. O, boyundan büyük bir işe kalkıştı; Âdem’i küçük görüp secde etmek istemezken, aslında Allah’a karşı böbürlendi ve O’nun apaçık emrine karşı geldi. 2011
Ona göre ateşten yaratılmak, bir üstünlük sebebiydi.2012 Böylece o, ateşin topraktan üstünlüğü gibi iki madde arasında, aslında olmayan bir fark görmüştü. Her iki maddenin yaratıcısının da Allah olduğu itiraf etmesine rağmen, Âdem'in halifelik ve ilâhî ruh taşıması, eşyanın isimlerini bilmesi gibi üstünlüklerini bilmezden gelmişti. Âdem'de toprak, kendisinde ateşten başka bir mâhiyet görmemiş; ölüden diri, diriden ölü yaratan ve bütün meziyetleri bahşeden Allah'ı maddeye mahkûm saymıştı. Bu, ilâhî hükümleri, kendi nefsine ve aklına göre değerlendirip mantığına ters gelen bir hükmü reddeden bir akılcılık olduğu gibi; ırkçılığın da temeli idi. Yaratıkları, ruhî yapısıyla değerlendirmeyip, sadece maddî özellikleriyle, asâletiyle değerlendiren ırkçı anlayışın temeli de İblis tarafından böyle atılıyordu.
Bu anlayış, şeytana Allah'ın huzurundan kovulma, rahmetinden ümit kesme ve kıyamete kadar Allah'ın lânetini hak etme dışında hiçbir şey kazandırmadı. Çünkü o dar görüşlüydü, maddenin ötesini görememişti. Maddeyi tek ve gerçek ölçü sanmakla şeytanca bir yanılgıya düşmüştü. His ve duygularıyla hareketi sonucu kendi nefsinden kaynaklanan yanılgısını Allah'ın emrine tercih etmekle insanın üstünlüğü gerçeğini kabul etmemişti. Mesele, sadece Allah'ın bir emrini yerine getirmemekle oluşan bir isyan değildi; Mü'min insan da yanılarak,
2011] Hüseyin K. Ece, İslâm'ın Temel Kavramları, s. 284-285
2012] 38/Sâd, 71-85
- 520 -
KUR’AN KAVRAMLARI
unutarak isyan edebiliyor, ama lânetlenmiyor, şeytanlaşmıyordu. Çünkü tevbe çeşmesi ile tekrar arınabiliyor, hatasından dönebiliyordu. İşte şeytanî isyanın farkı burada düğümleniyordu: İblis, günahını itiraf ve tevbe etme, özür dileme yerine itirazı ve hayatı tercih etti.
Ateş ve toprak karşılaştırması bize gösteriyor ki, varlık sırrı, toprakta ve onun sembolleştirdiği çile alçak gönüllülük, ezilmişlik, hizmet ve didinmededir.
Şeytana Mühlet Verilişi
Hz. Âdem'e secde emri karşısında büyüklük taslaması sonucu ilâhî rahmetten ümidini kesen ve tamamen yalnız kalan şeytan, helâk edilebileceğini düşünmeye başladı; hayatından endişe etmeye başladı. “İnsanların tekrar dirilecekleri güne kadar bana mühlet ver.“2013 diye Allah'a yalvardı. İnsanların tekrar dirilecekleri günden maksat, sûr'a ikinci üfürülüş zamanıdır2014. Bu şekilde mühlet istemekle tekrar dirilmeden sonra artık ölümün olmayacağını biliyor ve böylece ölümden kurtulacağını sanıyordu. Onun bu ölümsüzlük isteği, “...belirli bir zamana kadar“ kaydıyla, “Sen mühlet verilenlerdensin!“2015 şeklinde cevaplandırıldı. Belirli bir zamandan maksat ise, sûr'a birinci üfürülüş zamanıdır.2016 Bununla o, zillet ve hakaret dolu bir hayatı ölüme tercih etti. Onun için esas düşüş de bu oldu.
Buradan da anlaşılacağı gibi, şeytan aslında Allah'ı ve öldükten sonra dirilmeyi inkâr etmediği gibi Âdem'in nesli ve zürriyeti olacağını, dünyada bir müddet yaşayıp sonra öleceklerini ve bir gün gelip tekrar diriltileceklerini de biliyordu. Şu halde onun küfrü, Allah'ı ve âhireti inkâr şeklinde değil; teklif edilen emrin gereğini yerine getirmeyi kabul etmeme ve itiraz şeklindedir.
Belirli bir zamana kadar mühlet verilen şeytan, hatasını anlayıp tevbe ederek suçunu affettirme yoluna gitmedi. Bilakis daha da azgınlaştı. Kendisine, kıyamete kadar meşgul olabileceği bir hedef seçti. Bu hedef, ilâhî rahmetten uzaklaştırılmasına sebep olan insandı. Gönlünü intikam duyguları bürümüştü. Cüretkâr bir edâ ile bu duygularını Yüce Allah'a şöyle açıkladı: “Beni azdırdığın için yemin ederim ki, yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim ve onların hepsini saptıracağım.“2017
Görüldüğü gibi, Yüce Allah, isyanından dolayı şeytanı hemen huzurundan kovmamış, önce ona konuşma fırsatı vermiş, hatasını anlayıp tevbe imkânı tanımış; fakat o inat ve küfründe ısrar edince, bulunduğu makamdan indirmiş ve tasarladığı plânlarını şöylece sıralayıvermişti: “Hâlis kullarım üzerinde senin bir nüfuzun olamaz. Ancak sana uyan sapıklar bunun dışındadır.“2018 “Yerilmiş ve koğulmuş olarak defol! Yemin olsun ki, insanlardan sana kim uyarsa, sizin hepinizi cehenneme dolduracağım.“ 2019
Şu halde şeytana uyan ondan, onun tebasından olup onun âkıbetine uğrayacaktır. Bu âyetlerden de anlaşılacağı gibi şeytana, Allah'ın hâlis kulları üzerinde
2013] 7/A'râf, 14
2014] 39/Zümer, 68; 83/Mutaffifîn, 6
2015] 7/A'râf, 15
2016] 27/Neml, 87
2017] 15/Hıcr, 39
2018] 15/Hıcr, 42
2019] 7/A'râf, 18
ŞEYTAN – İBLİS
- 521 -
etkili olabilecek hiçbir güç verilmemiştir. Dolayısıyla düşüncesinde, yaşayışında ve huyunda şeytana karşı olan insan, “Allah'ın kulu“ sıfatını koruyacaktır. Şeytana âit bir vasfı taşıyan kimsede ise, şeytandan bir haslet var demektir. 2020
İblis ve Faâliyet Alanı
İblis, Allah'ın doğru yolunun üzerine oturup, insanlara her yönden yaklaşıp onları kandırmaya çalışacağına söz verdi.2021 İblis böylece düşmanını seçti, faaliyet alanını belirledi. Onun düşmanı, yaratılmasıyla ve secde emriyle kendisinin racîm olup kovulmasına sebep olan insanın bizzat kendisi, gönlü, kafası, nefsi ve onun bulunduğu her yerdi. İblis, bütün gücünü kullanarak, bütün imkânlarını seferber ederek, düşmanlarını azdırmaya, isyana sürüklemeye ve kendine bağlamaya gayret edecektir. Kabilesini (askerlerini), dostlarını, cinlerden ve insanlardan yardımcılarını devreye sokacak, bu iş için kullanacaktır.
insanın iç dünyası, bu anlamda bir mücadele, bir savaş alanıdır. Onun içinde iyiliğe de kötülüğe de meyil vardır. İblis, sürekli kötülüğe olan meyilleri ön plâna çıkarmaya çalışacak, ona sürekli kötülükleri telkin edecektir. Ona bu faâliyet iznini veren Rabbimiz şöyle buyurur: “Onlardan güç yetirdiklerini sesinle sarsıntıya uğrat, atlıların ve yayalarınla onların üstüne yaygara kopar, mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol ve onlara vaadlerde bulun (söz ver). Şeytan, onlara aldatmadan başka bir şey vaad etmez.“2022 Bu İblise verilmiş olan bir emir değil; 'haydi elinden geleni ardına koyma, yapabileceğini yap, serbestsin' demektir.
Hayatımızla, ibâdet ve inançla, haram ve helâl hükümleriyle ilgili kesin söz Allah’a aittir. Bu gibi konularda kendine göre dinler ve inanışlar uyduranlar İblisin arkadaşları, dostları ve askerleridirler.
Allah’tan insanları kandırmak için izin alan İblis, işe ilk defa Âdem’i ve onun eşini kandırmakla başladı. Âdem’i, ‘yasak ağacın meyvesinden yerseniz cenette ölümsüz olursunuz’ fitnesiyle ve Allah adına yemin ederek kandırdı. Yasak meyveyi yiyen ilk insanlar Cennetten çıkarıldılar ve dünyaya gönderildiler.
Âdem tevbe etti ve bağışlandı.2023 Âdem’in günahı nefsine aldanması idi. Bir anlık kanma sebebiyle işlenen günahları Allah bağışlardı. Ama şeytanın günahı nefse aldanmanın ötesinde Allah’ın emrini beğenmemek, kendini O’nun karşısında güçlü görmek, Allah’ın emrini bilerek dinlememek idi. Bu hata bağışlanmazdı.
İblis, Kur’an’da ‘şeytan´olarak da anılıyor. Şeytan, bütün kandırmaların, bütün kötülüklerin, bütün hak yoldan saptırmaların ortak adı olmaktadır. Bu mânâda birçok şeytan olabilmektedir. İblisin dünyada insanları kandırıp günaha ve isyana götürme faaliyetlerine artık şeytanî işler dememiz mümkündür.
Şeytan, itaat etmeye de isyan etmeye de, yani hayır işlemeye de şer işlemeye de meyilli yaratılan Âdemoğlunu, kendi tarafına çekmeye, ona günah işletmeye çalışır. Ancak onun Allah’a hakkıyla teslim olmuş kullar üzerinde bir hâkimiyeti, bir gücü yoktur:
2020] Elmalılı, c. 3, s. 2138
2021] 7/A'râf, 17
2022] 17/İsrâ, 64
2023] 2/Bakara, 37
- 522 -
KUR’AN KAVRAMLARI
“Meleklere, Âdem'e secde edin! Demiştik. İblisin dışında hepsi secde ettiler. İblis, 'Ben, dedi, çamurdan yarattığın bir kimseye secde mi ederim?'
Dedi ki: 'Şu benden üstün kıldığına da bir bak! Yemin ederim ki, eğer beni kıyâmete kadar yaşatırsan, pek azı dışında, onun neslini kendime bağlayacağım!
Allah buyurdu: 'Git! Onlardan kim sana uyarsa, iyi bilin ki cehennem hepinizin cezasıdır. Mükemmel ve tam bir ceza!
'Onlardan, gücünün yettiği kimseleri dâvetinle şaşırt; süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ; mallarına, evlâtlarına ortak ol; kendilerine vaadlerde bulun.'
Şeytan, insanlara, aldatmadan başka bir şey va'detmez.
Şurası muhakkak ki, benim (ihlâslı) kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın (hâkimiyetin) olmayacaktır. (Onları) koruyucu olarak Rabbin yeter.“ 2024
İblis'in Başvurduğu Yöntemler
İblis insanları kandırmak için yaklaşırken birçok yöntem kullanır. Bunlardan bazıları şunlardır:
1- Şeytan her şeyden önce bir vesvesecidir. Vesvese; fısıltı, hışırtı gibi gizli seslere denir. Gönülde birbiri arkasından gelip tekrar eden gizli söze vesvese denir. Şeytan insana sokulur ve tıpkı nefis gibi ona sinsi bir şekilde vesvese verir, onu kandırır, ona telkinde bulunur. 2025
2- İblis insanları Allah'ın rahmetinin ve affının geniş olması ile aldatır ve onları günah işlemeye teşvik eder. Onlara sanki 'yiyin, için, zevkinize bakın, ibâdeti sonra yaparsınız, Allah nasıl olsa affedicidir, sizi de affeder' der. Kur'an, bizi bu noktada da uyarmaktadır: “...Sizi ğarûr/aldatıcı, sakın Allah'a güvendirerek aldatmasın.“ 2026
3- İblis'in bir diğer yöntemi insanlara Allah'ın adını ve O'nu hatırlamayı unutturmasıdır.2027 Allah'ı unutanlar, kuşkusuz O'nun hükümlerini kulak arkası ederler, emirlerini kaale almazlar, nefislerinin isteklerine karşı çıkmazlar; âhiret azabını hatırlamazlar, cennetteki nimetleri akıllarına getirmezler. Ne Allah'ın azabından korkarlar, ne de O'nun vereceği mükâfatları beklerler.
4- İnsanları özelllikle mal ve dünyalıklar konusunda korkuya düşürür. Onların dünyalıklara hırslarının artması için fakirliği silâh olarak kullanır, cimriliği ve aç gözlülüğü teşvik eder. Maldan ve dünyalıklardan başka bir kutsal tanımayan insanlar elbette İblis'in istediği noktaya gelen kimselerdir. İblis, bu gibi kimseleri çok rahat güdebilir. Onlara çok rahat kötülükleri yapmalarını emreder. 2028
5- İnsanların aralarını açmaya çalışır. Sürekli kavga, savaş, anlaşmazlık, fitne, güvensizlik, birbiri hakkında kötü düşünme tam da İblis'in arzu ettiği şeydir. İblis, insanlar arasında fitne çıkarmaktan asla vazgeçmez. 2029
2024] 17/İsrâ, 61-65
2025] 114/Nâs, 4-6
2026] 31/Lokman, 33; 35/Fâtır, 5
2027] 58/Mücadele, 19
2028] 2/Bakara, 268
2029] 17/İsrâ, 53
ŞEYTAN – İBLİS
- 523 -
6- İblis, kendine bağladığı, Hakk'tan yüz çeviren kimselerin yaptıklarının doğru, üzerinde bulundukları yolun sağlam olduğunu, inançlarında, sözlerinde ve işlerinde bir yanlışlık bulunmadığını onlara telkin eder. Onların yanlış ve sapık işlerini allayıp pullar. Böylece onların bu kötülüklere devam etmelerini sağlar. 2030
7- Şeytan ve onun yardımcıları olan cinler ve insanlar, diğerlerini kandırmak için süslü ve yaldızlı sözler söylerler. İddialarını ispatlamak için inandırıcı ve kandırıcı kendilerine göre deliller getirirler, her türlü ikna yöntemlerini kullanırlar. Çekici, hoşa giden, gönle rahatlık veren, ama aslında saptırıcı ve çarpık sözler kullanırlar. Avlarını bu yöntemle avlamaya çalışırlar. 2031
8- İblis, insanları kendi yoluna davet etmek için birtakım araçlardan yararlanır. Bu araçların başında içki, kumar ve putlara tapmak gibi şeyler gelir.2032 Bu gibi şeyler, esasen şeytanın pis işlerindendir. Bunlardan sakınmak, şeytanın aldatmasından kurtulmak anlamına gelir. İçki ve kumar gibi alışkanlıklara dalanların akıl ve şuurları yerinde olmadığı için şeytanın oltasına kolay takılırlar. Bütün kötülüklerin anası olan içki şeytanın işini kolaylaştırır. 2033
Şüphesiz ki İblis'in en önemli tuzaklarından biri de içki ve uyuşturucudur. Günümüzde içkinin ve uyuşturucunun çokça tüketildiği toplumlarda şeytanın saltanatı ve düzeni hâkimdir. O toplumlarda yaşayan insanların çoğu, şeytanın iki ayaklı askerleri haline gelmişlerdir.
9- Büyüklenme, istikbâr etme, kendini müstağnî görme, yani Allah' a muhtaç olmama duyguları da şeytanın önemli araçlarından biridir. Şüphesiz büyüklenmek, İblis'in ahlâkıdır. O bu duygu ile insanları Allah'ın huzurunda boyun eğmekten, O'nun emirlerine uymaktan uzaklaştırır. Aldatıcı bir gururla onlara istiğnâ, yani Allah'a ihtiyaç duymama duygusu telkin eder.
İblis bunlara benzer kendine ait tuzaklarla, verdiği vaadlerle, söylediği yalanlarla, süslediği zevk ve tutkularla, kendine bağlı olanları Allah'ın yolundan uzaklaştırmaya çabalar. 2034
Unutmamak gerekir ki İblis'in Allah'ın sâlih kulları üzerinde bir gücü yoktur. O ancak kendine bağlı olanları yönlendirir, istediğini yaptırır. İblis yalnızca davet eder, özendirir, teşvik eder. Ona aldananlar, onun yolunu izler. 2035
Şeytanın insana Dört Bir Yandan Yaklaşması
Allah tarafından kıyametin kopmasına kadar kendisine mühlet verilen İblis, insana nasıl yaklaşacağını yemin ederek şöyle dillendiriyordu: “İblis: 'Beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları (insanları) saptırmak için senin sırât-ı müstakimin/doğru yolunun üstünde tuzak kuracağım. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulamayacaksın.' dedi.“2036
2030] 27/Neml, 24; 16/Nahl, 63
2031] 6/En'âm, 112-113
2032] 5/Mâide, 90-91
2033] A. Osman Ateş, Şeytan, s. 214
2034] Zübeyir Yetik, Şeytan, s. 97-107
2035] H. K. Ece, Hz. Âdem, s. 139-141
2036] 7/A'raf, 16-17
- 524 -
KUR’AN KAVRAMLARI
Şeytan, insanları kandırıp saptırmak için bütün yolları deneyeceğini açıkça söylemektedir. “Bütün cephelerden, her taraftan, yani gücümün yettiği her yerden, insanın hangi tarafını, hangi duygusunu zayıf bulursam; o taraftan sokulacağım. Vesvese vereceğim, kendime dâvet edeceğim. Benim dâvetime uymazsa hiç olmazsa Allah'a isyan etmesini ona fısıldayacağım, yani günahkâr olması için elimden geleni yapacağım.“ diye söz vermiştir. Şeytan bunu yapabilecek mi? Buna gücü yetecek mi?
Aslında onun zorlayıcı bir gücü yoktur.2037 Ama o nereden öğrenmişse; insanın karakterini, kötülüğe ve iyiliğe, hayra ve şerre meyilli olarak yaratıldığını biliyordu. Ondaki kötü meyillere, aşırı isteklere hitap edecekti. Aklını kullanmayanlar ile sonunu düşünmeden zevklerinin peşinden gidenler, onun süslü sözlerine kanacaklardı.
İbn Abbas'tan (r.a.) gelen bir rivâyete göre, “önlerinden yaklaşacağım“ demek, onları dünyaya düşkün edeceğim; “sağlarından yaklaşacağım“ demek, din işlerinde, ibâdet ve amellerinde onlara şüphe vereceğim; “sollarından yaklaşacağım“ demek, onlara günah işlerinde azgın bir iştah (şehvet) vereceğim, anlamına gelir. 2038
Katâde de diyor ki: “Onlara önlerinden gelecek ve âhiret yok, yeniden diriliş yok, cehennem yok, cennet yok diyeceğim. Arkalarından gelip; dünya tutkularını süsleyip, allayıp pullayıp onları bu gibi zevklere dâvet edeceğim. Sağlarından gelip, ibâdetleri (hasenâtı) zor göstereceğim, geciktirmeye çalışacağım. Sollarından da yaklaşıp, günahları zevkli ve süslü gösterip onlara günah işlemelerini tavsiye edeceğim.“ 2039
Şeytan ve dostları, insanlara (özellikle müslümanlara) daha çok sağdan yaklaşırlar, onları din ile din motifleriyle aldatırlar. Nice zâlim sömürücü ve diktatörler, kitleler üzerindeki hâkimiyetlerini sürdürebilmek için dindar görünürler, dinî motifleri kullanırlar. İslâm'a bağlılık ve saygıları olmadığı halde kitleleri susturabilmek için dinî sloganlara başvururlar. Allah'ın âyetlerini çıkarları, düzenlerinin devamı için kullanmaktan çekinmezler.
Şeytan ve dostları, insanlara önlerindeki âhireti mümkün olduğu kadar unuttururlar. Hayatın yeme-içme ve zevklenmek olduğunu aşılarlar. Birkaç günlük dünyayı boş geçirmemek için nefsin istediklerini ona vermek gerektiğini iddia ederler. Onları dünyaya ve bitmez tükenmez tutkulara bağlarlar. O tutkuların peşinden bir ömür sürmelerini temin ederler. Ölümü ve ölümden sonrasını unutturmaya, boş hayaller peşinde koşturmaya çaba gösterirler.
İblis ve yandaşları insana soldan yaklaşarak, küfrü, şirki, isyanı zararsız göstermeye çalışırlar. İslâm'ın kötü (münker) dediklerini insanlara sevimli, câzip olarak sunarlar. İçki, kumar, uyuşturucu, zina, hak yeme, çılgınca eğlenmeyi, hayatın gayesi olarak sunarlar. Allah'ı hatırlamayı unuttururlar. O'na ibâdet etmeyin, yasaklarından kaçmayı zor ve ağzın tadını kaçırıcı, eğlenme ve zevki engelleyici olarak gösterirler. Akla gelmedik şeytanî metodlarla, hile ve tuzaklarla insanları
2037] 15/Hıcr, 41-42
2038] İbn Kesir, 2/9
2039] İbn Kesir, 2/9
ŞEYTAN – İBLİS
- 525 -
Allah yolundan uzaklaştırmak için gayret ederler.2040
İblis ve dostlarının aldatma ve tuzaklarından, kandırma ve şerlerinden kurtulmanın yolu, dinde ihlâs sahibi olmak, İslâm'ı samimi bir şekilde yaşamak ve Allah'a sığınmaktır.
İnsan, imtihan için yaratılmıştır. Ya hayr işleyerek râzı olunan kulların arasına katılacak; ya da şer işleyip cezayı hak edecek. Nefsi onu kötülüğe de iyiliğe de götürebilir. Şeytanın ve nefsin faaliyetleri imtihan olmanın bir gereğidir. Sıkıntı, meşakkat olmadan imtihan olmaz. İşte bu noktada Allah’ın hikmeti ortaya çıkmaktadır. Allah dileseydi ne şeytan olurdu, ne de kullar günah işleyebilirlerdi. Ancak, dünya hayatı imtihan içindir. İnsan, birtakım denemelerden geçecek ve makamını kendisi kazanacaktır.
Şeytan, yani İblis; insanın içine fısıldar, vesvese verir, insanı hayallere sürükler, hayırlı işleri yapmamaya, şerli işleri yapmaya davet eder. İnsanın içinde kötülüğe dâvet eden her çağrı, her duygu şeytandandır. O ve kabilesi insanları, onların görmeyecekleri yerden gözetlerler. Ancak o ve kabilesi, inkârcıların dostudurlar. 2041
O, insanlara sağlarından, sollarından, önlerinden, arkalarından sokulur; onların Allah’a şükredici olmamaları için çalışır.2042 Bu amacına ulaşmak üzere atlılarını ve yayalarını seferber eder, onlara karşı yaygara koparır, onlara mal ve çocuklarında ortak olmaya kalkışır. 2043
Şeytan, müslümanları hayır yapmaktan alıkoymaya çalışır. Zekât ve sadaka verenleri ‘fakir olacaksınız’ diye korkutur2044. Şeytan, insanlara her türlü ahlâksızlığı emreder2045. Onlara içkiyi, kumarı, zinayı süslü gösterir, böylece insanları Allah’ı anmaktan uzaklaştırır.
Şeytan, insanlara Allah’ı ve O’nun kitabını hatırlamayı unutturur. Böylece onları daha iyi kontrol altına alır ve hata yaptırır. Şeytan, Allah’ın gücünü ve kaderini unutturarak evrendeki olayları, insan hayatında olanları tesadüflere bağlar ve insanları bunlara inanmaya çağırır. Böylece Allah’ı hatırlarına getirtmez. Şeytan, kendi yolundan gelenlere; başkaları üzerine haksızlık yapmaya, onların elindekine göz dikmeye dâvet eder. İnsanlar arasında anlaşmazlıkların kavgaların çıkmasına sebep olur. 2046
Şeytanın işi fesat ve fitnedir. O, insanlar içinden kendine yandaşlar (veliler) bulur ve birçok işini onlara yaptırır. “Şeytanın evliyâsına/dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın düzeni ve tuzağı zayıftır.“2047 Aslında şeytanın hilesi zayıftır. “Şeytanın dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın düzeni ve tuzağı zayıftır.“2048 Onun insan üzerinde herhangi bir gücü yoktur: “Benim (ihlâslı) kullarım üzerinde senin
2040] M. Alagaş, Şeytan ve Dostları, s. 27-52
2041] 7/A'râf, 27
2042] 7/A’râf, 17
2043] 17/İsrâ, 64 ve Müslim, Münafikûn 66, 68, Hadis no: 2813, 4/2167
2044] 2/Bakara, 268
2045] 2/Bakara, 288
2046] H. K. Ece, İslâm'ın Temel Kavramları, s. 286
2047] 4/Nisâ, 76
2048] 4/Nisâ, 76
- 526 -
KUR’AN KAVRAMLARI
hiçbir ağırlığın (hâkimiyetin) olmayacaktır. (Onları) koruyucu olarak Rabbin yeter.“2049 Fakat insan, şeytanın fısıltılarına, kandırmacalarına, vesveselerine; hoşuna gittiği için kanmaktadır.
Yeryüzünde şeytana tâbi olup da Allah’ın dininden yüz çevirenlere Allah; ‘Hizbü’ş şeytan-şeytan taraftarı’ demektedir: “Şeytan onları istilâ etmiş, onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar, hizbü'ş-şeytan/şeytanın taraftarıdırlar. İyi bilin ki hizbü'ş-şeytan mutlaka kaybedenlerdir.“2050 Demek ki, yeryüzünde tâbi tutulduğu imtihanı başarıp başaramamasına göre, insan ya şeytanın, ya da Allah'ın hizbinden olmak durumundadır.
Şeytanın Görevi
Âyet-i kerimeden net olarak anlaşıldığı gibi, şeytan, insanları doğru yoldan, Allah’ın yolundan saptırmaya çalışacaktır; bu onun görevidir. İnsanlar içerisinde ona uyanlar olacağı gibi, ona uymayıp reddedenler de olacaktır.
Allah Teâlâ Kur’an’da, şeytanın bizim düşmanımız olduğunu bizlere defalarca bildirmiştir. Bu düşmanlık kıyamete kadar devam edecektir. Biz mü’minler, devamlı olarak şeytandan uzak durmalıyız ve kesinlikle ona uymamalıyız. Aksi halde biz de onun gibi Allah'a isyan edenlerden oluruz.
“Ey insanlar! Yeryüzündeki temiz ve helal şeylerden yiyin, şeytana ayak uydurmayın, zira o sizin için apaçık bir düşmandır. Muhakkak size, kötülüğü, hayâsızlığı, Allah'a karşı da bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.“ 2051
Şeytan insanları kötülüğe ve isyana çağırırken “Ben şeytanım“ dememekte, bunu saklamaktadır. Bu işi başka bir kimlikle yapmaktadır.
“Allah onu (şeytanı) lânetledi; o da: 'Yemin ederim ki kullarından bir pay edineceğim' dedi. Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesin olarak onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler' (dedi). Kim Allah'ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür. Şeytan onlara söz verir, vaadde bulunur, onları ümitlendirir ve kuruntulara düşürür. Ancak bu vaad sadece aldatmadan ibarettir. Onların varacağı yer cehennemdir; ondan kaçıp kurtulacak bir yer de bulamayacaklardır.“ 2052
Bu âyetler, aynı zamanda insanın, şeytanın fitnesinden sakınmasının mümkün olduğunu da gösterir. Yine bu âyetler, imansızlıkla şeytanlık, imansızlarla şeytanlar arasında bir yakınlık olduğunu ve şeytanın imansızların velîleri, âmirleri, işverenleri, başlarına Mûsâllat yakınları ve arkadaşları olduğunu gösterir.
Allah'ın gösterdiği doğru yoldan uzaklaşan ve O'nun koyduğu yasakları çiğneyen kimselerin eninde sonunda mutlaka şeytanın tuzağına düşecekleri2053, şeytanın tuzağına düşen bu azgın kimselerin, sonunda şeytanın kendilerini istilâ etmesine ve kayıtsız şartsız şeytanın esiri olmalarına engel olamayacak2049]
17/İsrâ, 65
2050] 58/Mücâdele, 19
2051] 2/Bakara, 168-169
2052] 4/Nisâ, 117-121) Ayrıca bkz. 18/Kehf, 50; 35/Fâtır, 6
2053] 43/Zuhruf, 39
ŞEYTAN – İBLİS
- 527 -
ları bildirilmiş2054 ve “...eğer onlara itaat ederseniz şüphesiz siz müşrik olursunuz.“2055 buyrulmuştur.
Şeytanın Zarar Veremeyeceği Kimseler
Şeytanın kendilerine tesir edemeyeceği kimseler de Kur'an'da şöyle belirtilmiştir: “Şeytan seni dürtecek olursa Allah'a sığın, doğrusu O işitir ve bilir. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca, Allah'ı anarlar ve hemen gerçeği görürler.“ 2056
“Kur'an okuyacağın zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın. Doğrusu şeytanın, iman edenler ve yalnız Rablerine güvenenler üzerinde bir nüfûzu yoktur. Onun nüfûzu sadece, onu dost edinenler ve Allah'a ortak koşanlar üzerindedir.“ 2057
Allah'ın hâlis kullarına tesir edemeyeceğini, şeytan, bizzat kendisi de itiraf etmiştir.2058
Âyetlerden de anlaşılıyor ki, Allah'a içtenlikle iman ederek ibâdet eden insanlar üzerinde, tabanca kurşununa karşı çelik yelek giyilmiş gibi şeytanın hiçbir etkisi olamamaktadır. Allah'a iman edip emirlerine uyan ve Peygamberimiz'in (s.a.s.) gösterdiği yoldan giden kişiler, şeytana galip gelmişler demektir. O halde, şeytana boyun eğmemenin tek yolu, Allah'a samimi olarak inanmak ve ibâdetleri tam yapmak, Peygamber'in gösterdiği yoldan ayrılmamaktır. Her işimize başlarken de şeytandan Allah'a sığınıp, Allah'ın ismini anmalı; “eûzü besmele“ ile başlamalıyız.
Her insana Bir Şeytan Verilişi
Yüce Allah insanı, yol gösteren bir melekle desteklediği gibi, onun yanına, kendisine vesvese veren, kötülüğü süslü gösteren, münkere teşvik eden ve fitneye çağıran bir şeytan da vermiştir. Bu konuda peygamberlerle diğer insanlar arasında hiçbir ayırım yapılmamıştır. Şöyle ki: “Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı (içi bozuk, dışı süslü ve aldatıcı) sözler söylerler.“2059 Yani ima ve işaretlerle öyle süslü, yaldızlı sözler telkin ederler ki, bunların sade dışındaki süsüne bakanlar aldanır ve onların şeytanlıklarına meftûn olurlar. Hz. Peygamber de bir soru üzerine: “Her insanın yanında bir şeytan vardır.“ buyurmuş, “Senin de mi ey Allah'ın elçisi?“ diye sorulduğunda, “Evet, fakat Rabbim ona karşı bana yardım etti de, o da bana teslim oldu.“ Cevabını vermiştir. 2060
Günümüzde birçok insan farkına varmadan ya da bile bile şeytanın tavırlarını sergilemektedir. İnsanları medeniyet adına şeytanî metodlarla hayâsızlığa götürenler günümüz dünyasının birer şeytanlarıdırlar. Ayrıca çoğu iletişim araçları da aynı görevi üstlenmiş durumdadır. Allah, her insanı, yol gösteren bir melekle desteklediği gibi; ona vesvese veren bir de şeytan vermiştir. Müslümana düşen
2054] 58/Mücadele, 19
2055] 6/En'âm, 121
2056] 7/A'râf, 200-201
2057] 16/Nahl, 98-100
2058] 15/Hıcr, 28-43; 17/İsrâ, 61
2059] 6/En'âm, 112-113
2060] Müslim, Münâfikun 11; Ahmed bin Hanbel, VI/115; Şâmil İslâm Ansiklopedisi, 6/ 40-41
- 528 -
KUR’AN KAVRAMLARI
görev, şeytana değil meleğe uymaktır.
İnsanı Şeytana Tutsak Eden Nefsî Hastalıklar
İman ve amel yönünden zayıflık, Allah'ın affı ve merhametinden ümitsizlik, emelsizlik, şımarıklık, aşırı sevinç, kendini beğenmişlik, yerli yersiz övünme, zulüm, azgınlık, inkâr, nankörlük, acelecilik, başıboşluk, serserilik, cimrilik, açgözlülük, hırs, münakaşa, gösteriş, şüphe, kararsızlık, cehalet, gaflet, düşmanlara haddinden fazla katılık, aldatma, yalan iddia, sabırsızlık, şikâyet ve yakınma, infak etmeme, isyankârlık, inatçılık, tahakküm, haddi aşma, mala düşkünlük ve dünyaya dört elle sarılma... Nefis bu hastalıklardan kurtulup mutmain olunca, içini Allah'ın zikri, şeytandan sakınma, güç ve gayretin Allah ile mümkün olduğunu itiraf etme, Allah'a yönelme gibi insanın mâneviyatını güçlendiren ve rûhî kalitesini yükselten faziletlerle dolar. Bu duruma yükselen insandan şeytan artık çekinmeye başlar ve onunla karşılaştığı yolunu değiştirir. Nitekim Hz. Ömer bunun en güzel örneğidir. Hz. Peygamber ona hitaben şöyle demiştir: “Ey Hattâb oğlu Ömer, şeytan asla seninle karşılaşmaz. Sen bir yoldan giderken, o muhakkak senin yolundan başka bir yola yönelir gider.“ 2061
Şeytana Uyanların Durumu ve Âhirette Hesaplaşma
Hz. Âdem'in yaratılışı ile meydana gelen bu imtihanda, şeytanın, nefsânî hislerine tâbi olarak melekler arasındaki makamdan şekavetin en aşağı mertebesine düşmesi ne kadar acıklı ise; hiç şüphe yok ki, meleklerin secde ettiği varlık olmak şerefine mazhar olan insanın, apaçık düşmanı olan şeytanın izine ve huyuna uyarak o ulvî makamdan düşüşü ve onun âkıbetine iştirak edişi ondan daha acıklı olacaktır. Allah kıyamet günü, insanları doğru yoldan uzaklaştıran kötü gruba hitaben şöyle der: “...Ey cin topluluğu! insanların çoğunu yoldan çıkardınız...' insanlardan onlara uymuş olanlar, 'Rabbimiz! Bir kısmımız bir kısmımızdan faydalandık ve bize tayin ettiğin sürenin sonuna ulaştık' derler. Allah, 'Cehennem, Allah'ın dilemesine bağlı olarak, temelli kalacağınız durağınızdır' der.“2062 İnsanlara hitaben de: “...Ey insanoğulları! Ben size, şeytana tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır, Bana kulluk edin, bu doğru yoldur, diye bildirmedim mi? And olsun ki, o sizden nice nesilleri saptırmıştı, akletmez miydiniz? İşte bu, size söz verilen cehennemdir. Bu gün, inkârcılığınıza karşılık oraya girin.“2063 buyurmuştur. Diğer bir kıyamet sahnesinde de şeytan, kendisine uyanları kınayacak ve şöyle diyecektir: “İş olup bitince şeytan: 'doğrusu Allah size gerçeği söz vermişti. Ben de size söz verdim ama sonra caydım; esasen sizi zorlayacak bir nüfûzum yoktu; sadece çağırdım, siz de geldiniz. O halde, beni değil; kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Beni Allah'a ortak koşmanızı daha önce kabul etmemiştim; doğrusu zâlimlere can yakan bir azâb vardır' der.“ 2064
Şeytanın Yaratılış ve insanlara Mûsâllat Olmasının Hikmeti
İnsanın apaçık düşmanı olduğu bildirilen ve gayesi insanı doğru yoldan çıkararak küfre ve dalalete sevke çalışmak olduğu anlaşılan şeytan, acaba niçin yaratılmıştır? Bu konuda şu hikmetler sayılabilir:
2061] Buhârî, Fedâilü'l-ashâb 6; Müslim, Fedâilü's-sahabe 2; Ahmed bin Hanbel, I/171, 182
2062] 6/En'âm, 128
2063] 36/Yâsin, 59-64
2064] 14/İbrâhim, 22
ŞEYTAN – İBLİS
- 529 -
a- Allah, eşyayı zıdlarıyla birlikte yaratmıştır ki, biri diğerinden ayırt edilebilsin ve aralarındaki fark insanlar tarafından anlaşılabilsin. Şeytan da yaratıkların en temiz ve en şereflilerinden biri olan, hak ve hayrı tavsiye eden meleklerin varlığına mukabil yaratılmıştır.
b- Şeytanın yaratılmasındaki bir başka hikmet de, Allah'ın üstünlük ifade eden Kahhâr, Müntakîm, Adl, Dâll, Şedîdü'l-ıkab, Serîu'l-hisâb, Hâfid, Râfi', Muizz, Müzill gibi isimlerinin tecellî edecekleri bir varlığın gerekli olmasıdır. Zira bu isimler, taalluk edecekleri bir varlığı gerektiren kemâl sıfatlarıdır. Şâyet ins ve cin, melek tabiatında olsaydı, bu isimlerin eseri ve neticesi ortaya çıkamazdı.
c- Eğer şeytan yaratılmamış olsaydı, Allah'ın hıfz, afv, mağfiret, rahmet, günahları örtme ve bağışlama gibi hususları ihtivâ eden kemâl sıfatlarının ve isimlerinin tecellî etmesi mümkün olmazdı. Peygamberimiz, bunu veciz bir şekilde şöyle dile getirmektedir: “Eğer sizler, hiç günah işlemeseydiniz, Allah muhakkak ki sizleri giderirdi de, fertleri günah işleyip mağfiret dileyecek ve Allah'ın kendilerine mağfiret edeceği bir kavim getirirdi.“ 2065
d- Şeytan yaratılmamış olsaydı, insan için Allah'a ibâdet ve itaattan söz etmek mümkün olmazdı. Zira belli fiillerin ibâdet, tâat, hayır ve hasen oluşu ancak zıdlarının varlığı ile bilinebilir ki, insanlara şer ve çirkin fiillerde yol gösteren şeytandır.
Şüphe yok ki, süflî duygu ve arzular, insanın fiziksel varlığı için şarttır. Fakat bunlar çığırından çıkıp kontrol edilmez bir hale gelirse, insanın iyi ve yüce bir hayata doğru yönelmesine ve yükselmesine engel olur. İslâm, bu duygu ve arzuları görmezlikten gelmez; ama bunlara istikamet ve sınır çizer. İnsanın bu cins duygu ve arzularını kontrol etmesi, yöneleceği yeri helal olanlara göre belirlemesi ve haddi aşmaması gerekir. Eğer bunu yapmakta başarıya ulaşırsa, ne bu fizikî arzular, ne de onu tahrik eden şeytan insana zarar verebilir. Tam aksine, bu beşerî duygu ve arzular, manevî cephesinin emrine girer ve onun yükselmesine hizmet eder. İnsan için bir sınanma alanı olan bu dünyada insanı iyiliğe sevketmek için melek, vicdan, fıtratın varlığı nasıl lüzumlu ise; fizikî varlığı için de onun süflî arzularını kamçılayan kuvvetler, kontrol altına alınmak şartı ile zararsız; hatta faydalı olabilir.
Aslında şeytan, önce insana itaati kabul etmez. Babamız Âdem’e vesvese verdiği gibi, hepimizi yoldan çıkarmaya çalışır. Onun niyeti, insanoğlunu parlak sözlerle ve yalanla süflî arzularını uyandırarak, onu yanlış yola sevketmektir. İnsan, ruhî gelişmesinin ilk aşamasında, şeytanın içinde uyandırdığı süflî ve kötü arzuları susturmak için onunla savaşmak zorundadır. Fakat insan, bu mücadelede azimli olursa, ilâhî vahiy sayesinde sonunda şeytanı yenecektir. İnsan, bu safhayı atlatıp galip çıkar, ihlâs sahibi samimi mü’min olursa, artık yükselir. Şeytan, vesvese vermeye çalışsa da kâmil imana sahip ihlâslı insanlara güç yetiremez. Artık, şeytanla imtihan edildiği ve onu sürekli yendiği için, şeytan böyle bir insanın –istemese de- takvâsını, derecesini artırmış olur. Bu düşman sayesinde insan, meleklerden de üstün seviyeye çıkar. Şeytan ve onun içimizdeki vesvesesi olmamış olsaydı, insanın bu yücelmesi de mümkün olmayacaktı. “Benden size bir hidâyet rehberi geldiğinde kim ona uyar, yolundan giderse, onlar için artık korku yoktur, onlar
2065] Müslim, Tevbe 2; Tirmizî, Cennet 2, Deavât 98; Ahmed bin Hanbel, I/289, II/309
- 530 -
KUR’AN KAVRAMLARI
mahzun da olmayacaktır.“ 2066
Allah’ın sevgi ve rahmetinden uzak kalan İblis (şeytan) kıyamete kadar düşmanı olduğu Âdem’i, yani insanı kandırmaya ve saptırmaya devam edecektir.
İnsana yakışan, düşmanına karşı uyanık olmasıdır. Allah'ım! Senin dostlarını ve bizim gerçek dostlarımızı bize sevdir. Düşmanlarımızın peşinden gitmeyecek kararlılık, ihlâs ve basiret ver!
2066] 2/Bakara, 38
ŞEYTAN – İBLİS
- 531 -
İblis-Şeytan Konusunda Âyet-i Kerimeler
A- İblis Kelimesinin Geçtiği Âyetler (Toplam 11 Yerde): 2/Bakara, 34; 7/A’râf, 11; 15/Hıcr, 31, 32; 17/İsrâ, 61; 18/Kehf, 50; 20/Tâhâ, 116; 26/Şuarâ, 95; 34/Sebe’, 20; 38/Sâd, 74, 75.
B- Şeytan Kelimesinin Geçtiği Âyet-i Kerimeler (Toplam 70 Yerde): 2/Bakara, 36, 168, 208, 268, 275; 3/Âl-i İmrân, 36, 155, 175; 4/Nisâ, 38, 60, 76, 76, 83, 117, 119, 120; 5/Mâide, 90, 91; 6/En’âm, 43, 68, 142; 7/A’râf, 20, 22, 27, 175, 200, 201; 8/Enfâl, 11, 48; 12/Yûsuf, 5, 42, 100; 14/İbrâhim, 22; 15/Hıcr, 17; 16/Nahl, 63, 98; 17/İsrâ, 27, 53, 53, 64; 18/Kehf, 63; 19/Meryem, 44, 44,45; 20/Tâhâ, 120; 22/Hacc, 3, 52, 52, 53; 24/Nûr, 21, 21; 25/Furkan, 29; 27/Neml, 24; 28/Kasas, 15; 29/Ankebût, 38; 31/Lokman, 21; 35/Fâtır, 6; 36/Yâsin,60; 37/Sâffât, 7; 38/Sâd, 41; 41/Fussılet, 36; 43/Zuhruf, 36, 62; 47/Muhammed, 25; 58/Mücâdele, 10, 19, 19, 19; 59/Haşr, 16; 81/Tekvîr, 25.
C- Şeytan Kelimesinin Çoğulu Şeyâtîn Kelimesinin Geçtiği Âyet-i Kerimeler (Toplam 18 Yerde): 2/Bakara, 14, 102, 102; 6/En’âm, 71, 112, 121; 7/A’râf, 27, 30; 17/İsrâ, 27; 19/Meryem, 68, 83; 21/Enbiyâ, 82; 23/Mü’minûn, 97; 26/Şuarâ, 210, 221; 37/Sâffât, 65; 38/Sâd, 37; 67/Mülk, 5.
D- İblis Konusunda Âyet-i Kerimeler
a- İblis: 2/Bakara, 34; Nisâ, 118-119; A'raf, 11-18; Hıcr, 28-38; İsrâ, 61-63; Kehf, 50; Tâhâ, 116; Sebe', 21; Sâd, 71-81.
b- İblis'in Kibri: Bakara, 34; A'raf, 11-13; Hıcr, 28-33; İsrâ, 61-62; Kehf, 50; Tâhâ, 116; Sâd, 71-76.
c- İblis'in Cennetten Koğuluşu: A'raf, 11-18; Hıcr, 34-35; İsrâ, 62-63.
d- İblis Lânetlenmiştir: Hıcr, 35; Sâd, 78;
e- İblis'e Mühlet (Süre) Verilmesi: A'raf, 14-15; Hıcr, 36-38; İsrâ, 62; Sâd, 79-81.
f- İblis'e Verilen Fırsatın Hikmeti: Sebe', 21.
g- İblis Allah'ın Rahmetinden Koğulmuştur: Nisâ, 118-119; A'raf, 18; İsrâ, 62-63; Sâd, 77.
B- Şeytan Konusunda Âyet-i Kerimeler
a- Şeytanın Ateşten Yaratılışı: A'raf, 12; Hıcr, 27; Sâd, 76.
b- Şeytan, insan ve Cin'den Olabilir: En'am, 112-113; Nâs, 6.
c- Kulak Hırsızlığı Yapan Şeytanlar: Hıcr, 17-18; Şuarâ, 212; Saffat, 7-10; Mülk, 5; Cin, 8-9.
d- Şeytan, insanlara Düşmandır: Bakara, 168, 208-209; En'am, 142; A'raf, 16-17, 27; Yusuf, 5; Hıcr, 39 40; Tâhâ, 116-117; Hacc, 52; Fâtır, 6; Yâsin, 60-61; Zuhruf, 62.
e- Şeytan Kötülüğü, Hayâsızlığı ve Allah'a Karşı Gelmeyi Emreder: Bakara, 169; Nisâ, 14, 118-119; En'am, 128; A'raf, 200; Nûr, 21; Sâd, 82-83.
f- Şeytan, insanların Kalbine Vesvese Verir: Nâs, 5.
g- Takvâ Sahipleri, Şeytanın Aldatmasını İdrak Ederler: A'raf, 201; Hıcr, 39-40; İsrâ. 65.
h- Şeytan, insanları Kuruntulara Düşürür: Nisâ, 119-120; A'raf, 20-21; İsrâ, 63-64.
i- İnsan ve Cin Şeytanları, Düşmandır: En'am, 112.
j- İnsan ve Cin Şeytanları, Aldatmak İçin Yaldızlı Lâflar Söyler: En'am, 112-113
k- Şeytana Uymak: Bakara, 208-209; Nisâ, 38, 119-120; En'am, 128, 142; A'raf, 18; Hıcr, 41-44; İsrâ, 63-64; Kehf, 50-51; Nur, 21; Şuarâ, 221-223; Lokman, 33; Fâtır, 5; Sâd, 84-85; Fussılet, 36; Zuhruf, 36-39.
l- Şeytanın, Mü'minler Üzerinde Hiçbir Hâkimiyeti Yoktur: Hıcr, 42; Nahl, 99-100; İsrâ, 65; Sâd, 82-83.
m- Şeytanın Arkadaşlığı: Nisâ, 38; Fussılet, 25; Zuhruf, 36-38; Kaf, 27.
n- Şeytanın Aldatmasının Etkili Olduğu Kişiler: Hacc, 52-55.
o- Şeytan, Kâfirlerin Dostudur: Bakara, 257; Nisâ, 38, 76; En'am, 71; A'raf, 27, 201-202; Enfâl, 48; Meryem, 83; Furkan, 55; Şuarâ, 221-223; Fussılet, 25.
p- Şeytan, Münafıkların Dostudur: Mücadele: 19-20; Haşr, 16-17.
r- Şeytandan Allah'a Sığınmak: A'raf, 200; Nahl, 98; Mü'minun, 97-98; Fussılet, 36; Nâs, 1-6.
Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar
1. Fi Zılâli'l-Kur'an, Seyyid Kutub, Hikmet Y. c. 1, s. 117-118
2. Hak Dini Kur'an Dili, Elmalılı Hamdi Yazır, Azim Y. c. 1, s. 272-277
3. Tefhimu'l Kur'an, Mevdudi, insan Y. c. 1, s. 64-65
4. Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri, Mahmut Toptaş, Cantaş Y. c. 1, s. 123-124
- 532 -
KUR’AN KAVRAMLARI
5. Hadislerle Kur'an-ı Kerim Tefsiri, İbn Kesir, Çağrı Y. c. 2, s. 284-290
6. Hulâsatü'l-Beyan Fî Tefsîri'l-Kur'an, Mehmed Vehbi, Üçdal Neşriyat, c. 1, s. 96-99
7. Mefatihu'l-Gayb (Tefsir-i Kebir), Fahreddin Razi, Akçağ Y. c. 2, s. 337-342; 380-386
8. El-Mîzan Fî Tefsîri'l-Kur'an, Muhammed Hüseyin Tabatabai, Kevser Y. c. 1, s. 176-178
9. Kur'an Mesajı, Muhammed Esed, İşaret Y. c. 2, s. 505-506; c. 3, s. 1335-1336
10. Min Vahyi'l Kur'an, Muhammed Hüseyin Fadlullah, Akademi Y. c. 1, s. 173-181
11. Ana Konularıyla Kur'an, FazlurRahman, Fecr Y. s. 249-265
12. Kur'an Cevap Veriyor, İzzet Derveze, Yöneliş Y. s. 235- 275
13. Şâmil İslâm Ansiklopedisi, Şâmil Y. c. 3, s. 58-59; c. 6, s. 38-42
14. Kur'an'da Günah Kavramı, Sadık Kılıç, Hibaş Y. s. 276-284
15. İnanç ve Amelde Kur'anî Kavramlar, Muhammed el-Behiy, Yöneliş Y. s. 133-153
16. Kur'an'da Temel Kavramlar, Ali Ünal, Kırkambar Y. s. 209-216
17. İslâm'ın Temel Kavramları, Hüseyin K. Ece, Beyan Y. s. 284-287
18. Hz Âdem, Hüseyin K. Ece, Denge Y. s. 111-144
19. Kur'an'a Göre Melek, Cin, Şeytan, Lütfullah Cebeci, Şûle Y.
20. Şeytanlardan Korunma Yolu, Abdülhamid Bilâlî, Şafak Y. / Büruc Y.
21. Kötülük Odakları, Şeytan, Zübeyir Yetik, Beyan Y.
22. İstiâze Şeytan, Yakup Çiçek, Fahrettin Yıldız, Bir Y.
23. Dünden Bugüne Şeytan ve Dostları, Mehmed Alagaş, insan Dergisi Y.
24. Şeytanizme Rağmen İslâmî Uyanış, Mehmed Alagaş, insan Dergisi Y.
25. Şeytandan Korunma Yolu, Abdülhamid Bilalî, Buruc Y.
26. Vesvese -Sebepleri ve Kurtuluş Yolları, Mehmed Paksu, Nesil Basım Yayım
27. Şeytan, A. Osman Ateş, Beyan Y.
28. Şeytan Girmeyen Evler, Muhammed Efsayim, Uysal Kitabevi Y.
29. Şeytan ve Yoldaşları, Kemal Çinel, Alem Y.
30. Şeytanın Varlığı ve Mâhiyeti, Murat Tarık Yüksel, Demir Kitabevi Y.
31. Şeytanın Hileleri ve Kurtuluş Çareleri, Murat Tarık Yüksel, Demir Kitabevi Y.
32. Şeytanın Tuzakları: insanın Kurtuluş Yolları 1-2, İbn Kayyim el-Cevziyye, Uysal Kitabevi Y.
33. Şeytanın Tuzakları, S. Ahmet Uzun, Mektup Y.
34. İnsanın Ezelî Düşmanı Şeytan, Osmanlı Y.
35. Şeytanla Münazara, Ümit Şimşek, Zafer Y.
36. Şeytanın Enâniyeti, Harun Yahya, Vural Y.
37. Satanizm -Şeytana Tapınmanın Yeni Adı-, Ahmet Güç, Alfa Y.
38. Nefis ve Şeytan, Mehmet Hulusi İşler
39. İnsan ve insanüstü, Süleyman Ateş, Dergâh Y.

 
Okunma 1057 kez
Bu kategorideki diğerleri: « ŞERİAT ŞİARLAR »